TARİH : 11.07.2014
İL : İSTANBUL
بِسْــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
خُذْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ صَدَقَةً تُطَهِّرْهُمْ وَتُزَكِّيهِمْ بِهَا وَصَلِّ عَلَيْهِمْ إِنَّ صَلَوتَكَ سَكَنٌ لَهُمْ وَاللهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
قَالَ النَّبِىُّ عَلَيْهِ السَّلاَمُ:أَلصَّدَقَةُ تُطْفِئُ الْخَطِيئَةَ كَمَا يُطْفِئُ الْمَاءُ النَّارَ، وَالصَّلاَةُ نُورُالْمُؤْمِنِ، وَالصِّيَامُ جُنَّةٌ مِنَ النَّارِ
ZEKÂT
Muhterem Kardeşlerim!
Dinimizin emirlerinden olan zekât ve Ramazan ayında vermemiz gereken fitre, malî birer ibadettir. Zekat Allah’ın rızasını kazanma, malımızı yoksulların haklarından temizleme ve günahlardan arınma vesilesidir. Nitekim Kur’an-ı Kerim de; "Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekât) al ve onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için sükûnettir. (Onların kalplerini yatıştırır) Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”[1] ayetiyle bu hakikat dile getirilmektedir. Sevgili Peygamberimiz (SAS) de “Suyun ateşi söndürmesi gibi, sadaka da günahı giderir” [2] buyurmaktadır. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde, kurtuluşa eren müminlerin nitelikleri sayılırken, onların aynı zamanda zekât verdikleri ve bundan dolayı da bağışlanarak büyük bir mükâfata erişecekleri müjdelenmektedir.
Değerli Müminler!
Zengin Müslüman’ın kazancında, fakirlerin hakkı vardır. Allah Teâlâ “Mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır” buyurmaktadır. Bu itibarla zekât vermemek, fakirin hakkını gasp etmektir.
Peygamberimiz (SAS) zekâtı verilmeyen malın, kıyamet gününde zehirli bir yılan misali, mal sahibinin boynuna dolanacağını bildirmektedir. Zekât, bir nevi toplum hayatının manevi ve sosyal dayanışmasıdır. Zekât, fani olan serveti ebedileştirmektir. Zekât, cimriliği yok ederek nefsi tedavi eder; cömertlik duygularını geliştirerek de, hayır-hasenat kapılarının açılmasını sağlar. Zekât, gelir dağılımındaki dengesizliğin giderilmesine katkıda bulunur. Zekât, servet düşmanlığını azaltarak, zengin fakir arasında ülfet oluşturur. Böylece toplumda huzur ve istikrarı sağlar.
Zekât ve sadaka verenlere, hayırlı işlerde ve yardımda bulunanlara Yüce Allah fazlasıyla karşılığını vereceğini va’d ederek şöyle buyurmaktadır: “ Mallarını Allah yolunda harcayan, sonrada harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin, Rableri katında mükâfatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyecekler dir de.”
Sevgili Kardeşlerim!
Yüce Allah’ın emanet olarak lütfettiği malın ve mülkün, sorumluluğunu bilelim. Bizim için arınma ve yücelme vesilesi olduğu idrakiyle, zekât ibadetini en güzel şekilde yerine getirelim. Zekât vermemenin de büyük bir vebal olduğunu bilelim. Unutmayalım ki gerçek mallarımız, faydasını göreceğimiz servetimiz, Allah yolunda harcadıklarımızdır.
Hazırlayan: Nevin MERİÇ
Redaksiyon: İstanbul Müftülüğü Hutbe Komisyonu
|