HACB. 2
Hacb Kelimesinin
Tarifi 2
Hacb'm
Kısımları 2
1-.
Sıfatlarla Hacbetmek. 2
2.
Şahıslarla Hacbetmek. 2
Şahıslarla
Olan Hacb'ın Kısımları 2
A. Hacb-i
Hirman (Tamamen Mahrum Etmek) 2
B. Hacb-ı
Noksan (Mirastaki Payı Küçültmek) 2
Hacb-i Hirman
ile Hacbolmayan Kişiler 2
Hacb-ı
Hirman ile Hacbolunan
Kişiler 2
6. Ana-Bababir
veya Bababir Kardeşlerin Çocukları 3
Kardeşin Oğlu
Hiç Kimseyi Asabe Yapmaz. 4
Hacb-ı
Noksan ile Hacbolunan
Kişiler 4
Hacb-ı
Hirman ile Hacbolunan
Kişi Başkasını Hacb-ı Noksan ile
Hacbedebilif mi? 4
Kendisinde
Bulunan bir Vasıfla
Hacbolunan Kişinin Varlığı,
Yokluğu Gibidir 4
Müşerreke-Müşerrike
Meselesi 4
Dedenin
ve Kardeşlerin Mirası 5
Kardeşlerle
Beraber Olan Dedenin
Mirastaki Durumu. 5
I. Dede ve Kardeşlerle Beraber Mirasta Pay Sahibi Birinin Olmaması 5
Dedenin
Mirasın 1/3'ine Kardeşlerle Beraber
Ortak Olmasının (Mukâseme'nin) Daha
Faydalı Olduğu Durumlar 5
Dedenin
Mirasın 1/3'ini Almasının
Daha Faydalı Olduğu Durumlar 6
II. Dede ye
Kardeşlerle Beraber Mirasta
Pay Sahibi Birinin
Bulunması 6
Taksim ile Geriye Kalanın 1/3'nin Eşit Olma Şekli 6
Taksim ile 1/6'in Eşit Olma Şekli 7
Malın
1/6'ini veya 1/3'ini
Almanın veya Taksim
Etmenin Şekli 7
Dedenin
Hissesi 1/6'den Düşük
Olmaz. 7
Dedenin
Kardeşlerle Olan İhtilafı 7
Dedenin
Ana-Bababir ve Bababir
Kardeşlerle Beraber Bulunması 7
I. Mesele. 8
II. Mesele. 8
III. Mesele. 8
IV. Mesele. 8
Ekderiyye Meselesi 9
Hünsa-ı Müşkil'in Mirası 9
Hünsa-ı
Müşkil'in Miras Durumu. 10
İzahlar 10
Hacb'm lügat mânâsı
menetmektir. Bu yüzden padişahın, hakimin, generalin koruyucusuna hâcib
denilmektedir. Hacbedilen ise 'menedilmiş' demektir.
Hayır hayır!
Muhakkak ki onlar
o gün rablerinden
hicabda kalacaklar (menedilecekler).
(Mutaffîfîn/15)
Hacb'm jsülahî mânâsı
ise, ölen kişinin en yakın akrabasının, diğer akrabayı tamamen veya kısmen
mirastan mahrum etmesi/menetmesidir. Mirastan kısmen menetmek/mahrum etmek,
diğer mirasçının payını azaltmaktır. Bu tarife binaen mirasçı olmayan bir
kişinin mirastan menedilmesine ıstilahen hacb denilmez.
Hacb, sıfatlarla ve
şahıslarla hacbetmek üzere iki kısma ayrılır:
Mirasçı olan bir
kişinin, kendisinde bulunan bir sıfattan dolayı mirastan menedilmesidir. Bu
sıfatları Mirasın Mânileri bölümünde zikretmiştik. Bunlar kölelik, kati, küfr
ve irtidat'tır. Bu sıfatlarla hacbedilene mahrum denir.
Şahıslarla hacbetmek
(mirasın tamamından veya bir kısmından menetmek), ölen kişinin en yakınının
daha uzak olanı mirastan mahrum etmesidir.
Şahıslarla olan hacb,
hacb-ı hirman (tamamen mahrum etmek) ve hacb-ı noksan (kısmen payım azaltmak)
olmak üzere iki kısımdır:
Hacb-ı hirman, kişinin
mirastan tamamen menedilmesidir. Meselâ ölen kişinin bir oğlu, on tane de
torunu olâa, bir evlat on torunu hacbeder (mirasın tamamından mahrum eder).
Hacb-ı noksan, kişinin
mirastaki hissesini azaltmak demektir. Meselâ ölen kadının çocuğu varsa,
kocasının hissesi malın yarısı yerine, dörtte bire iner.
Mirasçılardan baba,
anne, oğul, kız, eğer ölen kadın ise, kocası, ölen erkek ise karısı
dışındakiler hacb-11 hirman ile hacbolunabilirler. Sayılan altı sınıf ise
hacb-i hirman ile hacbolunmazlar (mirastan tamamen mahrum edilmezler).
,
Yukarıda saydığımız
altı sınıftan başka bütün mirasçıların hacb-ı hir-man ile hacbolunacaklarım
söylemiştik. Şimdi hacb-ı hirman ile hacbolunan kişfleri teker teker ele
alalım:
1. Dede
;
Dede, ölen kişinin
babası hayatta ise mirastan tamamen mahrum edilir, bu dede ister pay suretiyle
mirasçı olsun, ister asabe yoluyla mirasçı olsun, isterse de hem pay hem asabe
yoluyla mirasçı olsun hüküm değişmez. Çünkü baba, ölen kişiye dededen daha
yakındır ve dede ölen kişiye baba vasıtasıyla bağlanır. Nitekim 'Ölüye bir
vasıta ile bağlanan kişi, o vasıta ortada ise o vasıta ile hacbolunur'
kaidesini daha önce zikretmiştik. Buna binaen ölen kişinin babası hayatta
olmazsa, dedesi mirastan istifade edebilir.
2. Nine
Ölen kişinin annesi
hayatta ise, ninesini hacbeder, ninenin baba veya anne tarafından olmasının
farkı yoktur. Aynı şekilde ölenin babası da baba tarafından olan ninesini
hacbeder, zira nine, ölen kişiye baba vasıtasıyla bağlanmaktadır. Ölenin hem
babası, hem annesi hayatta olursa, nineleri hacbederler.
3. Babanın
Ninesi
Ölen kişinin anne
tarafından ninesi (anneanne) ile babasının ninesi (babaanne) kalırsa,
anne tarafından olan
nine, babanın ninesini hacbeder. Çünkü anne tarafından
olan nine babanın ninesinden ölüye daha yakındır. Bu durumda anne tarafından
olan nine terekenin 1/6'ini alır. Zira onun yakınlığı iki bakımdan daha
kuvvetlidir:
a. Derece itibariyle daha yakındır.
b. Anneden ötürü daha yakındır.
Anne asıldır (köktür),
nineler ise annenin dallan mesabesindedir. Fakat ölen kişinin baba tarafından
ninesiyle, anne tarafından ninesi . kalırsa, babanın annesi daha yakın olur.
Ancak Şafii mezhebinin meşhur görüşüne göre babanın annesi, annenin annesini
hacbetmez; terekenin altıda birine ortak olurlar. Çünkü ölenin babası bile,
annenin annesini hacbetmez. Öyleyse baba vasıtasıyla ölen kişiye bağlanan nine,
annenin annesini hacbedemez.
4. Torunlar
Ölen kişinin
çocukları, ister erkek, İster kız olsun torunlarını hacbeder. Çünkü torunlar
ancak baba veya anneleri vasıtasıyla ölüye bağlanırlar veya baba onlardan daha
yakın bir asabedir. Bu, âlimlerin icma ettikleri bir hükümdür.
Aynen bu şekilde ölen
kişinin torunları da kendilerinden uzak olanları hacbederler. Ölen
kişinin oğlunun kızları
ise daha fazla hacbolunuriar; ölen kişinin
iki kızı varsa, iki kız, oğulun
kızlarını hacbederler. Ancak o torunların
beraberinde onları asabe yapacak oğulun erkek evlatlarından biri
olmalıdır. Bu erkek evladın derecesinin, onların derecesinden daha aşağı olması
durumu değiştirmez.
5. Erkek ve Kızkardeşler
Ölen kişinin erkek ve
kızkardeşleri, ister ana-bababir olsun, ister ba-babir olsun, isterse anabir
olsun şu kişilerle hacbolunuriar:
a. Ölenin babası ile
b. Ölenin oğlu ile ' -
c. Ölenin oğlunun oğlu ile
Bu, âlimlerin icmaı
ile sabit olan bir hükümdür. Çünkü babalık ve oğulluk ciheti, kardeşlik
cihetinden öncedir. Bu hükümden dede istisna edilmiştir; zira o, ana-bababir olan ve bababir olan
erkek ve kız çocukları hacbetmez; onlarla beraber mirasçı olur. Çünkü onlar
Ölüye yakınlık derecesinde eşittirler ve ölüye dede vasıtasıyla bağlanmamışlardır.
Bununla beraber bababir olan erkek kardeşlerle, bababir olan kizkardeşler
arasında fark vardır. Zira bababir kızkardeşler, ana-bababir olan erkek ve
kızkardeşle de hacbolunurlar. Ancak o kızkardeş, öz kız ile veya oğlunun kızı
ile bir arada bulunmalıdır. Çünkü bu kizkardeş, başkasıyla beraber olduğunda
asabe olur ve ana-bababir olan erkek kardeş gibi sayılır. Bababir olan
kardeşler de ana-bababir olan iki kızkardeşle.hacbolunur. Ancak onların
beraberinde bababir olan erkek bir kardeş bulunursa, o onları asabe yapar ve o
onlarla beraber mirastan geriye kalan kısmı alır.
Ölen kişinin anabir
olan kardeşi ise, babasıyla, oğluyla, oğlunun oğluyla hacbolduğu gibi kızıyla,
oğlunun kızıyla ve dedesiyle de hacbolunur. Bütün bu hükümler ulemanın icmai
ile sabittir.
Ölen kişinin annesi
ise, ölenin anabir kardeşini -her ne kadar bu kardeş anne vasıtasıyla ölüye
bağlanıyorsa da- hacbetmez. Çünkü ölen kişiye başkası vasıtasıyla bağlananların
o vasıta ile hacbolunmalarmın şartı, cihetlerinin aynı olması veya başkası
vasıtasıyla ölüye yetişilen kimse tek başına kaldığında terekenin tümünü alacak
kişi olmasıdır. Meselâ dede ile babanın beraber olması veya nine ile annenin
beraber olması veya kardeş ile babanın beraber olması halinde, baba dedeyi,
anne nineyi, baba kardeşi hacbeder. Fakat anne çocuğu ile beraber olursa onu bacbedemez.
Çünkü anne annelik sıfatıyla, anabir olan kardeş de kardeşlik sıfatıyla mirasçı
olur. Burada anne tek başına kalsaydı, terekenin tamamını değil, ancak 1/3'ini
alırdı.
Ölen kişinin
kardeşlerinin çocukları şunlarla hacbolunurlar:
a. Ölen kişinin babası ile
Zira ölen kişinin
babası, onların babalarını hacbettiğine göre onları haydi haydi hacbeder.
b. Ölen kişinin dedesi ile Zira dede, baba derecesindedir.
c. Ölen kişinin oğlu ile
Ölen kişinin oğlu,
ölen kişinin kardeşlerini
hacbettiğine göre, kardeşinin çocuklarını haydi haydi hacbeder.
d. Ölen kişinin oğlunun oğlu ile
e. Ölen kişinin ana-bababir kardeşi ile
Hacb
Zira o diğerlerinden
daha yakındır.
f. Ölen
kişinin bababir kardeşi ile
Çünkü o da
diğerlerinden daha yakındır. Bababir olan kardeşin oğlu ise bunlarla
hacbolunduğu gibi ana-bababir
kardeşin oğlu ile de hacbolunur. Çünkü ikincisi
birincisinden daha yakındır, akrabalık derecesi daha kuvvetlidir.
Anabir olan kardeşin çocukları
ise zevi'1-er-ham'dırlar (uzak
akraba sayılırlar) ve pay ile mirasçı olmazlar.
7. Ana-Bababir Amca veya Bababir Amca
Ana-bababir olan veya
anabir olan amca şu kişilerle hacbolunur:
a. Baba ile
b. Dede ile
c. Oğul ile
d. Oğulun -ne kadar aşağı inerse insin- oğullan
ile
e. Ana-bababir olan kardeşiyle
f. Bababir olan kardeşiyle
g. Ana-bababir veya bababir olan kardeşin oğlu
ile
h. Kızıyla
veya oğlunun kızıyla beraberse ana-bababir olan kızkardeşle
Çünkü o başkasıyla
beraber asabedir ve ana-bababir olan kardeşin derecesindedir.
. Kızıyla veya oğlunun
kızıyla beraber olursa bababir olan kardeşle
Çünkü o başkasıyla
beraber asabedir.
i. Amcaların çocukları
-ister ana-bababir, ister bababir olsunlar- bu saydığımız kişilerle
hacbolunurlar, ayrıca şu kişilerle de hacbolunurlar:
Amca, kendi
çocuklarını hacbeder,
Ana-bababir amcanın
oğlu, bababir olan
amcanın oğlunu hacbeder.
.
Kardeşin oğlu,
kızkardeşini -ister ana-bababir olsun, ister bababir olsun- asabe yapmaz.
Çünkü kardeşin kızı pay sahibi mirasçılardan değildir. O sadece
zevi'l-erham'dır (uzak akrabadır).
Bütün mirasçılar
hacb-ı noksan ile hacbolunabilir. Meselâ koca, ölen hanımının malinin yarısını
alır, fakat kadının çocuğu varsa koca terekenin 1/4'ini alır. Kadın, ölen
kocasının malının 1/4'ini alır, eğer adamın çocuğu varsa, kadın terekenin
1/8'ini alır. Anne, ölenin çocuğu veya kardeşleri varsa terekenin 1/3'i yerine
1/6'ini alır. Kardeşin kızı, ölen kişinin kardeşi veya kızıyla beraber olursa,
terekenin yansı yerine 1/6'ini alır. Bababir kızkardeş, ana-bababir olan
kızkardeşle beraber olursa terekenin yarısı yerine 1/6'ini alır. Eğer başka
bir erkek çocuk olursa, tek başına bütün terekeye sahip olacakken yansını alır.
Diğer mirasçılar da böyledir.
Hacb-ı hirman ile
hacbolunan kişi (mirastan tamamen mahrum edi-len/menedîlen kişi), başka birisini
hacb-ı noksan ile hacbedebilir (miras payını azaltabilir). Meselâ ölen kişi
geride dedesini,"annesini ve iki tane de anabir erkek kardeş bırakırsa,
dede anabir olan iki kardeşi hacbeder (mirastan mahrum eder), fakat o iki
kardeş annenin terekeden payını azaltarak 1/3'ini alacakken 1/6'e düşürürler..
Yine bir kişi ölür de
geride annesini, ana-bababir olan erkek kardeşini ve bababir olan erkek
karde^.ni bırakırsa, anne malın 1/6'ini alır, zira kardeşler birden fazladır.
Burada her ne kadar ana-bababir olan kardeş, bababir olan kardeşi hacbetse de
hacbolunan bu kardeş anneyi malın 1/3'ini almaktan 1/6'ini almaya düşürür.
Kati, küfr ve kölelik
gibi bir sıfattan ötürü hacbedilen kişi, başka birini ne hacb-ı hirman ile ne
de hacb-ı noksan ile hacbedemez, çünkü onun varlığı ile yokluğu birdir. Meselâ
babasını öldüren oğul ile arine beraber olursa, anne malın 1/3'ini ahr;
zira babasını öldüren oğlu
mirastan mahrum olur ve hiç kimseyi hacbedemez.
Bu meseleye bu ismin
verilmesinin .sebebi, ana-bababir olan kardeşler ile bababir olan kardeşlerin
terekenin 1/3'ine ortak olmalarıdır. Bu meselenin izahı ileride gelecektir. Bu
meselenin dört rüknü vardır;
1. Koca
2. Anne veya annenin annesi
3- Anabir
olan iki veya daha fazla erkek ve kızkardeşler 4. Ana-bababir olan erkek ve
kızkardeşler
Nitekim bu husus pay
sahipleri ve asabeler bahsinde geçmişti. Bu durumda koca, terekenin yansını,
anne 1/6'ini, anabir çocuklar ise 1/3'ini ahr, ana-bababir olan kardeş ise asa
bedir; pay sahipleri mirasın tamamını aldıkları için ona mirastan hiçbirşey
kalmaz, çünkü o pay sahibi değil asabedir. Asabe kaidesine göre ana-bababir
olan kardeş mirastan istifade edemez. Çünkü pay sahiplerinden geriye birşey
kalmamıştır. .
Daha önce asabenin tek
basma olduğunda mirasın tamamını alacağını, pay sahipleriyle beraber olursa
terekeden geriye kalanı alacağını söylemiştik. Eğer pay sahipleri mirasın
tümünü almışlarsa^ asabenin istifade hakkı düşer. Hz. Ömer de bu mesele
kendisine geldiğinde bu şekilde hükmetmiştir. Fakat varisler Hz, Ömer'e
müracaat ederek 'Ey mü'minlerin emîri! Farzedelim ki bizim babamız bir taş idi
ve denize atıldı. Peki bizim annemizle, anabir kardeşlerimizin annesi aynı
kadın değil mi?' demişlerdir.
Bazıları ıHz. Ömer'e
böyle söyleyen kişi Zeyd b. Sabit'tir' demişlerdir. Zeyd b. Sabit ise feraiz
ilmi'ni herkesten daha iyi bilen kişiydi.
Hz. Ömer bu sözle ikna
olmuş ve terekenin 1/3'ine ana-bababir olan kardeşlerle, anabir olan kardeşleri
ortak etmiştir. Hz. Ömer'in bu hükmüne, sahabe'den bir topluluk de -içlerinde
feraiz ilmini bilen Zeyd b. Sabit de vardır- uymuşlar, İmam Şafii de bu görüşü
tercih etmiştir. Ayrıca görüldüğü gibi, bu makul bir görüştür, akıl da adalet
de bunu gerektirir. Hz. Ömer'e itiraz eden mirasçıların 'Farzet ki babamız bir
taş idi ve denize atıldı' demelerinden ötürü bu meseleye el-yemmiyye
ve'l-hâceriyye de denir.
Dedenin ve kardeşlerin
tek başlarına kaldıklarında mirastaki durumları izah edilmişti. Şimdi dede ve
kardeşlerin beraber olduklarında mirastaki durumlarını beyan edeceğiz.
Dede ve kardeşlerin
beraber bulunması halinde mirastaki durumları hakkında Kur'an ve Sünnet'te bir
nass yoktur. Ancak onlar hakkında sa-habîlerin çeşitli ictihadları vardır,
mezhep sahipleri de onlara tâbi olmuştur.
Sahabenin bazıları
dede ile kardeşlerin beraber olması durumundaki miras paylan hakkında
konuşmaktan kaçınmışlardır. Bu hususta Hz. Ali'nin şöyle dediği rivayet
edilmiştir: 'Kim cehennemin dibine düşmek istiyorsa, dede ile kardeşlerin miras
payı hususunda hüküm versin'.
Abdullah b. Mes'ud'un
da şöyle dediği rivayet edilmiştir: 'Müşkil meseleleri benden sorun, fakat
dede meselesinde beni bırakın. Allah dedeyi mülk sahibi kılmasın ve onu baki
bırakmasın (dedenin miras meselesi çok zordur)'.
Ebu Lu'lu, Hz. Ömer'i
hançerlediğinde Hz. Ömer'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: 'Benden üç şeyi
ezberleyin:
1. Ben dede hakkında hiçbirşey söylemedim.
2. Ben Kelâle meselesinde hiçbirşey söylemedim.
3. Kendimden sonra hiç kimseyi halife tayin
etmedim'.
Biz bu hususta kendiliğimi /.den birşey söylemiyoruz. Biz İmam Şafii'nin mezhebine tâbi olarak bu
mezheb âlimlerinin kabul ettiği hükümleri naklediyoruz, Allah hepsinden razı
olsun. Allah'a güvenerek ve tevfikini dileyerek bu meseleye başlıyoruz:
Ölen kişinin
ana-bababir veya bababir erkek ve kızkardeşleriyle, ölenin dedesinin birlikte
olması halinde dedenin mirasta iki durumu vardır:
I. Dede ve kardeşlerle beraber, mirasta kadın,
koca, kız ve nine gibi bir pay sahibinin olmaması.
II,
Dede ve
kardeşlerle beraber, mirasta
pay sahibi birinin bulunması.
Bu durumda dede kendisi için daha uygun olan
şu iki hükümden birini kabul eder:
a. Terekenin
1/3'ini alır.
b. Kardeşlerle beraber terekenin 1/3'ine ortak
olur.
Bu durumda dede, erkek
kardeşlerden biriymiş gibi kızkardeşlerin payının iki katını alır. Bu hüküm,
ana-bababir veya bababir kardeşlerle beraber bulunması halinde geçerlidir.
Anabir olan kardeşler ise dede ile beraber olduklarında miras alamazlar; dede
onları hacbeder. Bu hususu hacb konusunda izah etmiştik.
Dedenin, mirasın
1/3'ini kardeşlerle paylaşması (mukâseme), dede için şu durumlarda mirasın
1/3'ini almaktan daha faydalıdır:
1. Ölen kişinin arkasında dede ve bir tane
kardeş kalmışsa, malın yarısı dedeye, yarısı da kardeşe verilir.
2. Ölen kişinin geride dedesi ve bir kızkardeşi
kalmışsa, malın 2/3'si dedeye, 1/3'i de kızkardeşe verilir.
3. Ölen kişinin dedesi ve iki iane kızkardeşi
kalmışsa, malın yarısı dedenin, diğer yarısı da iki kızkardeşin olur.
4. Ölen kişinin dedesi ile beraber üç tane de
kızkardeşi kalırsa, dedeye iki tane beşte bir, her kızkardeşe de beşte birer
hisse verilir.
5. Ölen kişinin dedesi, bir erkek kardeşi, bir
de kızkardeşi kalırsa; dede 2, erkek kardeş 2, kızkardeş ise 1 hisse alır.
Eğer dede ile beraber
dedenin iki mislinden fazla kardeş varsa, dedenin mirasın 1/3'ini alması dede
için mukâseme'den daha yararlıdır. Bu durumları şöyle sıralayabiliriz:
1. Dede ile beraber üç erkek kardeşin kalması
Burada dede
kardeşlerle ortak olursa onun payı terekenin 1/4'ine tekabül eder. Bu durumda
dedeye terekenin 1/3'i verilmelidir, çünkü 1/3 dede için daha'faydalıdır.
2. Dedenin,
bir erkek kardeş ve üç kızkardeşle beraber kalması Bu durumda dedenin 1/3
alması daha faydalıdır.
Dedenin terekenin
1/3'ini almasının daha faydalı olduğu durumları bu şekilde çoğaltmak mümkündür.
Mukâseme ile
Terekenin 1/3'inİ Almanın
Dede İçin Eşit Olduğu
Durumlar
Paylaşmakla terekenin
1/3'ini almanın dede için eşit olduğu durumlar, kardeşlerin dedenin iki misli
olduğu durumlardır ki bunları da şöyle sıralayabiliriz:
1. Dedenin iki kardeşle beraber kalması
Bu durumda dedenin
paylasmasıyla, 1/3 alması eşittir.
2. Dedenin dört kızkardeşle beraber kalması
Bu durumda dedenin
paylaşmasıyla, 1/3 alması eşittir.
3. Dedenin
bir erkek, iki de kızkandeşie beraber kalması
Bu durumda paylaşıhrsa
dedeye iki hisse düşer ki malın 1/3'i de iki hissedir. Bu bakımdan taksimat ile
1/3 burada eşittir. Paylaşmakla 1/3 eşit olduğunda dedenin 1/3 alması daha
evladır, zira o daha kuvvetlidir. Miras meselesinde asabe takdim edilir.
Bazıları 'Mukasemât
yönüyle almalı' derken, bazıları da 'Dede muhayyerdir; istediği şekilde
alabilir' demişlerdir.
Dede ve kardeşlerle
beraber mirasta pay sahibi biri varsa, şu üç durumdan hangisi daha faydalı ise
dedeye o tatbik edilmelidir:
a. Taksim
etmek
b. Payını aldıktan sonra geri kalan malın
1/3'ini almak
c. Terekenin
1/6'ini almak
Dedenin payı, ismen
dahi olsa İ/6'den aşağı düşmez. Paylaşma
Şekli
Ölen kadının kocası,
dedesi ve erkek kardeşi varsa, koca malın yarısını alır, geriye kalan diğer
yarıyı da dede ile kardeş paylaşırlar. Bu durumda herbirinin hissesi terekenin
1/4'i olur. Böyle bir taksimat, dedenin payını aldıktan sonra geriye kalan
malın 1/6'ini almasından da, bütün terekenin 1/6'ini almasından da dede için
daha faydalıdır.
Ölen koca olsaydı
geride-kadın, bir erkek kardeş ve iki tane de kızkardeş kalsaydı, paylaşmak
dede için bütün malm 1/6'ini almaktan veya payını ve geriye kalan malın 1/6'ini
almaktan daha faydalı olurdu.
Paylar Dağıtıldıktan Sonra
Geriye Kalan Malın
1/3'inin Taksimatı
Ölen kişinin annesi,
dedesi ve beş tane de kızkardeşi kalırsa, annenin payından sonra geriye kalan
malın 1/3'ini almak dede için daha yararlıdır. Zira anne terekenin 1/6'ini
aldıktan sonra geriye 5 pay kalmaktadır. Oysa dede taksimat yoluyla miras
alırsa, payından daha az almış olur. Terekenin 1/6'ini alırsa, 1 pay almış
olur. Fakat geri kalanın 1/3'ini . aldığı zaman hem 1 pay, hem de bir payın
2/3'sini alır. Bu durumun dede için daha yararlı olduğu açıktır.
1/6'in Paylaşılma
Şekli
Ölen kadın olur da
geride kocası, annesi, dedesi ye iki tane de kızkardeşi kalırsa, terekenin
1/6'ini almak dede için, diğerleriyle ortak olmaktan ve geri kalanın 1/3'ini
almaktan daha yararlıdır. Bu durumda malın yarısı kocaya, 1/6'i anneye, kalanın
1/6'i de dedeye verilir. Yani dede mirastan taksim yoluyla hisse alırsa, malın
1/6'ini almış olur. Eğer geri kalanın 1/6'i verilirse dedeye 1/3'in 1/3'i
verilmiş olur. Oysa diğer iki durum, dedenin terekenin 1/6'ini almasından daha
faydalı değildir. Onun için burada dedeye terekenin 1/6'i verilir, geri kalanın
1/6'i ise iki kardeş arasında taksim edilir; herbirine 1/6'in yansı verilir.
Sözkonusu taksimat
şekline izafeten dede için taksimat ile geriye kalanın 1/3'i şu şekilde de
eşit olabilir: Ölen kişinin geride annesi, dedesi ve iki tane de kardeşi
kalırsa, anne 1/6'ini, dede geriye kalanın 1/3'ini alır, geriye kalan da iki
kardeşe verilir. Meselâ terekenin tamamını 18 lira kabul edersek, annenin
hissesi 3 lira olur, geriye 15 lira kalır. Dedeye 1/3 verirsek hissesi 5 Ura
olur, dedenin hissesini taksimat yoluyla verirsek yine 5 lira olur. Fakat dede
için taksimattan sonra geriye kalanın 1/3'i eksik olur.
Ölen kadın olur da
geride kocası, ninesi, dedesi ve bir de kardeşi kalırsa,,kocaya malın yansı,
nineye 1/6'i, bu 2 paydan sonra geriye kalanın 1/3'i de dedeye verilir. Bu da
6 paydan 2 pay olur. Burada dedeye taksimat yoluyla verirsek dedenin payı 1 pay
olurdu, diğer pay da kardeşe düşerdi. Eğer ona terekenin 1/6'i verilirse, onun
hissesi yine 1 pay olur, burada da 1/6 ile ortaklaşa aldığından aynı olur.
1/6 ile Geriye Kalanın
1/3'nin Eşit Olma Şekli
Ölen kadın-olur da
geriye kocası, dedesi, üç tane de erkek kardeşi kalırsa, koca malın yarısını;
bütün malı 6 hisse üzerinden hesap edersek koca 3 hissesini alır. Geriye kalan
3 hisseden dedeye 1/6 verilirse, dedenin payı 1 olur, dedeye geriye kalanın
1/3'i verilirse payı yine 1 olur. Görüldüğü gibi geriye kalanın 1/3'i ile 1/6
eşittir.
Ölen kadın olur da
geriye kocası, dedesi, bir de erkek kardeşi kalırsa, malın yarısı kocaya, diğer
yarısı da dede ile kardeşe verilir. Malın 6 pay olduğunu farzederek dedeye 1/6
verirsek dedenin payı 1 olur. Geriye kalanın 1/3'ini verirsek dedenin payı yine
1 olur.
Dedenin kardeşlerle
bulunması halinde payının altıdabirden aşağı düşmeyeceğini söylemiştik. Pay
sahiplen paylarını aldıktan sonra geriye sadece 1/6 kalmışsa, dede onu alır,
kardeşler ise sakıt olur. Meselâ ölenin geride annesi, dedesi, iki tane kızı,
bir tane de erkek kardeşi kalırsa, iki kız terekenin 2/3'sini, anne 1/6'ini,
dede geriye kalanını 1/6'ini alır, kardeş ise sakıt olur. Pay sahipleri
paylarını aldıktan sonra geriye 1/6'den daha az kalırsa, dede ismen 1/6 alır,
mesele av/edilir (=biraz daha inceltilir). Meselâ ölen kadın olur da geriye
kocası, iki kızı, dedesi, bir de erkek kardeşi kalırsa, koca terekenin 1/4'ini,
iki kız 2/3'sini alır. Onlar paylarını aldıktan sonra geriye 1/6'den daha az
kalır. Bu durumda dede de avl yapılmak suretiyle onu 1/6 olarak alır, diğer pay
sahipleri de paylarını avl yapılmış (inceltilmiş) olarak alırlar. Avl paylarda
eksiltme ve artış yapmaktır. Fakat sonuçta her mirasçının payı eksilmiş olur.
Meselâ pay sahipleri terekeden paylarını
aldıktan sonra geriye
hiçbirşey kalmazsa, terekenin 1/6'inin dedeye verildiği farzedilerek
avl- yapılır ve erkek kardeş sakıt olur. Meselâ Ölen kadın olur da geride iki
kızı, kocası, annesi, dedesi, bir de kardeşi kalırsa, terekenin 2/3'si iki
kıza, 1/4'i kocaya, 1/6'i anneye, 1/6'i de dedeye verilir, kardeş ise paysız
kalır. İşte böyle paylarda avl yapılarak varisler paylarını avledilmiş olarak
alırlar.
Dedenin, ana-bababir
veya bababir olan erkek ve kızkardeşlerle beraber bulunması halinde hükmen
-onların kardeşi gibi sayıldığını söylemiştik. Bu durumda kadınları asabe yapar
ve kendisi için daha yararlı ise onların payının iki katını alır. Fakat dedenin
kardeşlerle beraber bulunması bir durumda meseleyi değiştirir. Ölenin geride
dedesi, annesi ve kardeşi kalırsa, anne terekenin geri kalan kısmınının 1/6'ini
değil, 1/3'ini alır; zira dedenin yerinde bir kardeş daha olsaydı, anne 1/6
alırdı. Bundan anlaşılacağı üzere bir yerine iki kardeş olsaydı, annenin payını
l/3rden 1/6'e düşürürlerdi. Fakat dede ile bir kardeş, annenin payını 1/6'e
düşüremez. Burada dedenin durumu kardeş gibi değildir.
Ölen kişinin geride
karısı, annesi, dedesi ve kızkardeşi kalırsa, durum yine böyle olur; kadın İ/4,
anne 1/3 alır, geriye kalan da dede 2 hisse, kızkardeş 1 hisse almak üzere
ikisi arasında paylaştırılır.
Dedenin h'em
ana-bababir, hem de bababir olan kardeşlerle bulunması halinde -ister onlarla
beraber pay sahibi olsun, ister olmasın- ana-bababir kardeşlerle bababir
kardeşler aynı derecede sayılır ve dedenin payını azaltırlar.
Sonra ana-bababir olan
kardeşler, bababir olan kardeşleri hacbederler (mirastan
menederler/mahrum bırakırlar). Öyleki onlarla beraber dede yokmuş gibi olur. Bu
meselelere muade meseleleri denir.
Meselâ ölen kişinin
dedesi, ana-bababir olan bir kardeşi ve bababir olan kardeşi kalırsa,
ana-bababir olan kardeşle bababir olan kardeş birleşerek dedenin payını 1/3'e
düşürürler, sonra ana-bababir olan kardeş, bababir olan kardeşi hacbeder. Çünkü
ana-bababir olan kardeş, bababir olan kardeşe nisbetle ölüye daha yakındır.
Dede ve kardeşlerle
beraber pay sahibi biri olursa; yani ölen kişinin dedesi, karısı, ana-bababir
olan kardeşi ve bababir olan kardeşi kalırsa, terekenin 1/4'ini kadın alır.
Ana-bababir olan kardeşle bababir olan kardeş aynı kabul edilir, dede terekenin
geri kalan kısmının 1/3'ini alır. Zira taksimat yapılsa yine bu kadar alır.
Geriye kalanı da ana-bababir olan kardeş alır, bababir olan kardeş ise birşey
alamaz.
Dede ile beraber
ana-bababir kızkardeş veya kızkardeşler, erkek kardeşler veya bababir olan
kızkardeşler bulunursa, hüküm yine böyle olur; yani ana-bababir olan kızkardeş
veya kızkardeşler erkek kardeşleriyle bababir olan kızkardeşlerini dedeye karşı
kullanırlar. Fakat burada durum daha önceki misalden değişiktir. Çünkü ana-bababir
olan kardeş malın yansını, ana-bababir olan kızkardeşler de malın 2/3ısini
alırlar. Bunlardan sonra geriye birşey kalırsa, onu da bababir olan kardeşler
alır. Geriye birşey kalmazsa bababir olan kardeşler birşey alamaz.
Ar^--İ3âoabir olan
kızkardeşler paylarını aldıktan sonra geriye birşeyin kalmamasının misali
şudur: Ölenin geride dedesi, iki tane ana-bababir olan kızkardeşi, bir de
bababir olan erkek kardeşi kalırsa, dede malın 1/3'ini alır ki bu da taksim
edildiğinde ona düşecek olan paya eşittir. Geriye kalan 2/3'yi de ana-bababir
olan iki kızkardeş alır ve bababir olan kardeşe ise hiçbirşey kalmaz.
Başka bir misal:
Ölenin geride anası, dedesi, ana-bababir olan kızkardeşi ve bababir olan erkek
kardeşi kalırsa, kadın malın 1/4'ini alır. Dedenin, geriye kalan malın 1/3'ini
alması dede için daha yararlıdır. 1/4'den sonra geriye kalan malın 1/3'i
terekenin yarısı eder ki onu da ana-bababir olan kızkardeş alır, bababir olan
kardeşlere ise birşey kalmaz. Eğer dedenin payında ana-bababir olan kızkardeşe
terekenin yarısından az kalırsa dede onu alır, kızkardeşe birşey kalmaz. Bunun
misali de şudur: Öl**n kadın olur da geride kocası, dedesi, ana-bababir olan
iki erkek kanişi kalırsa, terekenin yarısını koca alır. Ana-bababir olan
kizkardeş bababir olan iki erkek kardeşi dedeye karşı kullanırsa dedenin 1/6
veya geri kalanın 1/3'ini alması dede için daha kârlı olur Yarıdan ve 1/6'den
sonra geriye malın 1/3'i kalır, onu da ana-bababir olan kızkardeş ahr. Oysa bu,
yandan daha azdır. Bababir olan erkek kardeşler ise sakıt olur, çünkü onlara
terekeden birşey kalmamıştır. Bazen bababir olan kardeşlere, ana-bababir olan
kızkardeşin payından birşey kahr. Bunun misali dört zeyd meselesidir. Bu mesele
Zeyd b. Sabit'e nisbet edildiği için ez-Zeydiyyâtu'l-Erbaa denilmiştir. Şimdi
bu dört meseleyi beyan edelim:
Buna el-aşeriyye
meselesi de denir. Bu meselede ölen kişinin geride dedesi, ana-bababir olan
kızkardeşi ve bababir kardeşi kalmıştır. Burada dede için en kârlı olan
taksimattır; dede 2 hisse, bababir olan kardeş de 2 hisse, ana-bababir olan
kızkardeş ise 1 hisse alır. Fakat ana-bababir olan kızkardeş dedeyi işin
içinden çıkarır, sonra bababir olan kardeşin hissesini dedeye saydıktan sonra
onun hissesini ahr. Ona burada terekenin yarısından sonra geriye ne kalırsa o
düşer. Meselâ tereke 10 lira olursa, dede 4 lira, ana-bababir olan kızkardeş 5
lira alır ki bu terekenin yarısıdır, bababir olan kardeş ise geriye kalan 1
lirayı alır.
Bu meseleye
el-Mes'eletü'l-İşriniyye denir. Bu meselede ölen kişinin geride dedesi,
ana-bababir olan kızkardeşi ve bababir olan iki tane kızkardeşi kalmıştır.
Burada da dede için kârlı olan taksimattır. Terekeyi " 10 hisse üzerinden
farzedersek dede 4 hisse alır, ana-bababir
olan kızkardeş terekenin yarısını ahr, geriye kalan malı da bababir olan iki
kızkardeş ahr. Terekenin 20 lira olduğunu düşünürsek, 8 lirasını dede, 10
lirasını ana-bababir olan kızkardeş, geriye kalan 2 lirayı da bababir olan iki
kızkardeş ahr.
. .
Bu meseleye
Muhtarâtu'z-Zeyd adı verilir. Bu meselede ölenin geride annesi, dedesi,
ana-bababir olan bir kızkardeşi, bababir olan bir erkek kardeşi ve bababir olan
bir kızkardeşi kalmıştır. Burada malın 1/6'ini
anne alır. Çünkü
kızkardeşler birden fazladır.
Dedenin ise taksimatla almasıyla
annenin payından sonra geriye kalanın
5/1'ini alması eşittir. Böylece dede geri kalanın 1/3'ini alır. Ana-bababir
olan kızkardeş, erkek kardeşi ile kızkardeşini dedeye karşı kullanır, sonra,
malın yarısını alır, geriye kalan malı da bababir olan erkek kardeşle bababir
olan kızkardeş alır; erkek kardeş 2 hisse, kızkardeş ise 1 hisse alır.
Terekenin 54 lira olduğunu farzedersek, anne 9 lira alır, çünkü_ malın 1/6'i bu
kadardır. Dede 15 lira alır, bu da malın geri kalan kısmının 1/3'idir.
Ana-bababir olan kızkardeşler, bababir olan erkek kardeş ile bababir olan
kızkardeşi dedeye karşı kullanarak 27 lira alırlar ki bu terekenin yarısıdır.
Bunlardan sonra geriye 3 Üra kalır; 2 lirasını bababir olan erkek kardeş, 1
lirasını da bababir olan kızkardeş alır.
Bu meseleye
Tis'miyyetu'z-Zeyd adı verilir. Burada ölen kişiden geriye annesi, dedesi,
ana-bababir olan kızkardeşi, bababir olan iki erkek kardeşi ve bababir olan bir
kızkardeşi kalmıştır. Burada anne 1/6 alır, dede annenin payından sonra geriye
kalanın 1/3'ini alır. Bu, dede için taksimattan ve 1/6 almaktan daha kârlıdır.
Ana-bababir olan kızkardeş malın yarısını alır. Geriye kalan malı da bababir
olan erkek kardeşler ahr. Terekenin tamamını 90 lira kabul edersek annenin
hissesi 15 liradır ki bu, malın 1/6'idir. Dedenin hissesi 25 liradır ki bu da
annenin payından sonra geriye kalan malın 1/3'idir. Ana-bababir olan
kızkardeşin payı ise 45 liradır ki bu da terekenin yansıdır. Geriye kalan 3
liranın 2 lirasını bababir olan erkek kardeş, 1 lirasını da bababir olan
kızkardeş alır.
Âlimler şöyle
demişlerdir: 'Kızkardeşe -ister ana-bababir olsun, ister bababir olsun- dede
ile beraber muade meselelerinden başka pay verilmez, ancak eî-Ekderiyye
meselesi bundan hariçtir'.
el-Ekderiyye meselesi
şudur: Ölen kadının geride kocası, annesi, ana-bababir veya bababir kızkardeşi
ve dedesi kalmıştır. Buna el-Ekderiyye denilmesinin sebebi, ashabın feraiz
ilmini en iyi bileni olan Zeyd b. Sabit'in fikrini bulandırmasıdır. bu bakımdan
el-Ekderiyye bulanık (karışık) olan mesele' demektir.
Bazdan ise şöyle
demişlerdir: 'Bu meseleye el-Ekderiyye isminin verilmesinin sebebi, ölen
kadının Ekder kabilesinden olmasıdır'. Allah hakikati daha iyi bilir.
Bu meselede koca,
terekenin yarısını, anne 1/3'ini ahr. Koca ile annenin payı çıktıktan sonra
1/6 kalır. Bu durumda dede için en iyi olan kalan 1/6'i almasıdır. Zira dedenin
hissesinin 1/6'den az olmaması gerektiğini söylemiştik. Burada kıyasen
kızkardeş pay alamaz, çünkü geride birşey kalmamıştır. Kızkardeş, tıpkı
anâ-bababir olan erkek kardeşin durumuna düşmüş oluyor, kızkardeşin yerinde
erkek kardeş olsaydı o da hiçbirşey alamayacaktı. Fakat Şafii mezhebinin
âlimleri bu meselede kızkardeşe
terekenin yarısını vermişler ve bunu
pay olarak kabul etmişlerdir.
Çünkü kızkardeşin asabeliği dede ile ortadan kalkar ve onu hacbedecek (mirastan
mahrum edecek) bir kimse de yoktur. Ancak Şafii mezhebi âlimleri bu hükümden
sonra kızkardeşin payını dedenin payına katarak 2 payın dede ile kızkardeş
arasında taksim edilmesine; ona malın 1/3'inin veya 2/3'sinin verilmesine
hükmetmişlerdir.
Bunu da aralarındaki
asabeliği dikkate alarak kızkardeşin dedenin üç misli almaması için
yapmışlardır.- Çünkü kızkardeşin dededen üç kat fazla alması
doğru değildir. Çünkü
ikisi dedeye nisbeten
aynı derecededirler. İşte bu nedenle Şafii uleması her iki tarafı da
gözeterek bu meseleyi bu şekilde hükme bağlamışlardır. İşte buna binaen koca
terekenin yarısını, anne 1/3'ini, dede 1/6'ini, kızkardeş de yarısını alır. Bu
paylarla mesele avledilir ve onların payları inceltilerek artırılır. O zaman
kocaya malın yansı düşer ki bu 3 paydır. Anneye 1/3'i düşer, bu da 2 paydır.
Dedeye 1/6 düşer ki bu 1 paydır. Geriye
kalanın yarısı da kızkardeşe verilir, bu ise 3 paydır. Böylece paylar 9'a
ulaşır. Sonra dede ile kızkardeşin paylan birleştirilir ve dede 2 hisse,
kızkardeş de 1 hisse alır. (Mesele avledilmek suretiyle) tereke 27 hisseye
ayrılır. Bunun yarısı av! yapılmış olarak kocaya, 1/3'i avl yapılmış olarak
anneye verilir ki bu 6 hissedir. Geriye kalan 12 hissenin 4'ü kızkardeşe, 8'i
de dedeye verilir. Bu hüküm asabe yapmak kaidesi gereğince verilmiştir. Bu,
dede ile beraber bulunan kızkardeşin mirasının aslıdır. Allah hakikati daha iyi
bilir.
Hünsa kelimesi,
inhinâs kökünden gelmekte ve kırılmak, katlamak, kırıtmak mânâlarına gelir.
Müşkii kelimesi ise şekeîe emru şükülen maddesinde alınmıştır ve eşkele 'iş
kanşti, açıklanmadı' anlamına gelir.
Hünsa-ı müşkiTin
ıstılahı mânâsı ise bir insanda hem erkeklik, hem de kadınlık uzvunun
bulunmasıdır veya bir insanda bulunan cinsel organın erkeğinkine de,
kadminkine de benzememesi ve o mahalden sidik çıkmasıdır.
Hünsa'nm Kısımları
Hünsa, biri hünsa-ı
müşkii, diğeri hünsa-ı gayr-ı müşkii (müşkii olan ve olmayan hünsa) olmak üzere
iki kıSma aynlır.
Hünsa-ı gayr-ı müşkii
(müşkii olmayan hünsa), kendisinde erkeklik veya kadınlık sıfatlarından birinin
ağır bastığı kişidir. Meselâ erkeklik tarafı ağır basan, evlenen ve çocuğu olan
kişi kesin olarak erkek kabul edilir. Kadınlık tarafı ağır basan, evlenip
hamile kalan kişi de kesin olarak kadın kabul ediiir.
Hünsa-ı müşkii ise
erkekliği veya kadınlığı belli olmayan kişidir. Bu tür kişilerin erkeklik veya
kadınlık tarafının tercih edilmesinin alâmetlerini fakihler saymışlardır.
Meselâ menisi gelirse erkek olduğu kabul- edilir, hayız görürse kadın olduğu
kabul edilir veya kadınlara ilgi duyarsa erkek olduğu, erkeklere ilgi duyarsa
kadın olduğu kabul edilir.
Bugün tıb o kadar
ilerlemiştir ki artık bir kimsenin hünsa-ı müşkii olarak kalma ihtimali çok
azdır. Fakat doktorların erkeklik veya kadınlık tarafının hangisinin ağır
bastığına karar veremedikleri bir durum olursa, bu hünsa-ı müşkil'dir.
Bir kişi hünsa-ı
müşkii olursa, baba, ana, dede ve nine olması söz-konusu değildir. Zira
bunlardan biri olursa miras durumu apaçık ortaya çıkar. Hünsa-ı müşkil'in karı
veya koca olması sahih olmaz. Bu durumda hünsa-ı müşkil'in miras durumu şu
cihetlerden birine göre takdir edilir: Evlatlık cihetiyle, kardeşlik cihetiyle,
amcalık cihetiyle veya velâ yoluyla.
1. Hünsa-ı
müşkil'in mirastaki payı -erkek veya kadın olmasıyla-değişmiyorsa ve mirasçılar
da -erkek olsun, kadın olsun- bundan etkilenmiyorlarsa, tereke normal şekilde
(tabii mecrasında) taksim edilir. Bunun nasıl olduğunu izah etmiştik.
Meselâ mirasçılar
anne, ana-bababir olan kardeş ve anabir olan hünsa'dan ibaretse, miras sanki
hünsa yokmuş gibi taksim edilir. Çünkü hünsa'nın, ister erkek, ister kadın
olsun burada payı değişmez. O her durumda terekenin 1/6'ini alır. Çünkü
annenin çocuğu -ister erkek, ister kaduî olsun- terekenin 1/6'ini alır. Ortada
birden fazla kardeş olduğu için anne de l/ö S.hr- Geriye kalan malt ise asabe
sıfatıyla ana-bababir olan kardeş alır.
2. Hünsa'nın
erkek veya olması halinde bir sıfatıyla
miras alacak, diğer sıfatıyla da miras alamayacak olursa, hünsa'nın durumu
(erkeklik veya kadınlığı) kesinleşinceye kz&ır kendisine mirastan pay verilmez
veya mirasçılarla anlaştığı takdirde anlaştı^1 miktar verilir.
Kadın mirasçıların
bazıları erkek, erkek mirasçıların o? bazıları kadın olup mirastan pay
alamayacak olsalardı, hünsa'ya mirastan bii'^J verilmezdi. Meselâ ölen kişinin
geride hanımı, amcası ve kardeşinin )isa bir çocuğu kalmışsa, kadın 1/4 alır,
hünsa'nın erkek veya kadın olmasr onun payını etkilemez. Amcaya ise hünsa'nm
durumu müşkii oldukça birşey verilmez; zira hünsa erkek kabul edilirse amca
mirastan mahrum edilir. Bu durumda hünsa-ı müşkil'e de mirastan birşey
verilmez, çünkü onun kadın olması sözkonusudur ve kardeş kızının mirasta
hissesi yoktur.
Bu durumda terekenin
üç tane 1/4'i bekletilir; hünsa erkek çıkarsa o 'malı kendisi alır, kız çıkarsa
o malı amca alır.
3. Hünsa'nm
kadın veya erkek olması miras payını değiştirirse ve hünsa ile beraber olan
mirasçıların paylan da değişirse, bu değişiklik dikkate alınarak mirasın bir
kısmı taksim edilir, geri kalan kısım ise hünsa'nın durumu açığa çıkıncaya
kadar bekletilir. Hünsa'nın durumu kesinleşince duruma göre miras payları
dağıtılır veya hünsa diğer mirasçılarla anlaşıncaya kadar tereke bekletilir.
Meselâ Ölen kişinin
geride bir oğlu, bir de hünsa-ı müşkil çocuğu kalırsa, hünsa'nın erkek olması
halinde tereke iki kardeş arasında eşit bir şekilde taksim edilir. Hünsa kız
olursa tereke'nin 2/3'si erkek çocuğa, 1/3'i de kıza verilir. Bu durumda hünsa kız olarak kabul edilir ve
tereke'nin 1/3'i verilir, hünsa'nın erkek olma ihtimali de dikkate alınarak
erkek kardeşe malın yarısı verilir. Tereke'den geriye kalan ise hünsa-ı
müşkil'in durumu kesinleşinceye kadar bekletilir; hünsa erkek çıkarsa o malı
alır, kadın çıkarsa o malı erkek kardeşi alır. Eğer hünsa'nın durumu açığa
çıkmazsa, kardeşiyle anlaşarak geriye kalan o malı paylaşırlar.