NAMAZ'IN SIHHATİNİN
ŞARTLARI 2
1. Taharet 2
2. Vaktin Girdiğini Bilmek. 2
Vaktin
Bilinmesinin Keyfiyeti 2
Vaktin Dışında Kılınan Namazın Hükmü. 3
3. Setr-i Avret 3
Kadın'ın Avret Yerlerine Bakmayı
Caiz Kılan Hususlar 3
4. İstikbâl-i
Kıble (Kıbleye Yönelmek) 4
istikbâl-i
Kıble'nin Teşrî Kılınışı 4
Kıble'ye
Yönelme'nin Keyfiyeti 4
Namaz'ın Keyfiyeti ve Rekât Sayısı 4
Birşeyin şartı, onun varlığına temel teşkil eden şeydir. Ancak
o şart, hiçbir zaman meşrutun bir parçası değildir. Buna misal olarak bitkileri
ele alabiliriz. Bitkinin yeryüzünde varolabilmesi için yağmur şarttır. Fakat
yağmur, bitkinin bir parçası değildir. O halde yağmur, bitkinin varlığı için
şarttır. İmam Şafii'ye göre namaz'ın sahih olmasının şartlan şu dört şeyde
toplanır.
Daha önce Taharet
bahsinde taharetin anlamını belirtmiştik. Taharetin birçok çeşidi vardır.
Namaz'ın sahih olması için onların tamamının olması şarttır. Bunlar aşağıda
zikredilmiştir:
a. Beden, hadesten temiz olmalıdır.
Öyleyse abdesti olmayanın namazı sahih olmaz. Bu abdestsizlik, ister küçük hades'ten
(abdestsizlikten), ister büyük hades'ten
(cünüplükten) olsun hüküm aynıdır. Çünkü Hz.
Peygamber şöyle buyurmuştur:
Taharetsiz hiçbir
namaz kabul edilmez.
b. Beden, necasetten temiz olmalıdır.
Necasetin ne olduğunu
ve çeşitlerini Taharet bahsinde anlatmıştık. Bunun delili
Hz.
Peygamber'in, kabirlerinde azap
gören iki kişi hakkındaki şu hadîsidir:
Onlardan biri de
sidikten sakınmazdı.
Diğer necasetler de
sidik gibidir. Hz. Peygamber, Fatıma
binti Ebî Hubeyş'e şöyle demiştir:
Hayız
gördüğünde namazı bırak. Hayız kesildikten sonra yıkan ve namazını kıl.
c. Elbiselerin necasetten temiz olması
Sadece bedenin
necasetten temiz olması yeterli değildir. Bedende bulunan elbiselerin de bütün
necasetlerden temiz olması gerekir. Bunun delili de 'Elbiseni temizle1 (Müddessir/4) ayetidir. Ebu Hüreyre şöyle rivayet ediyor: Havle binti
Yesar, Hz. Peygamber'e
gelerek şöyle dedi:
- Ey Allah'ın Rasûlü!
Benim bir tane elbisem var, o sırtımda iken hayız görüyorum, ne yapayım?
- Hayızdan kesildiğin
zaman elbiseni yıka ve namazını kıl.
- Yıkamakla kan
çıkmazsa, o zaman ne yapayım?
- Kanı yıkaman
yeterli, izinin kalması zarar vermez.
d. Mekân, necasetten temiz olmalıdır.
Mekândan maksat, musallinin namaz kıldığı yerdir. Mekâna, ayakların bastığı
ve secde edilen yer de dahildir. Buraların da namaz esnasında necasetten temiz
olması gerekir. Bedene dokunmadığı müddetçe necasetin varlığı zarar vermez.
Bunun delili, bedevinin mescide bevlettiği zaman Hz. Peygamber'in 'Onun üzerine su dökün'
demesidir. Ayrıca mekânı, elbiseye de kıyas ediyoruz. Çünkü mekân da elbise
gibi, namaz kılanın bedenine temas etmektedir.
Daha önce her farz
namazın belli bir vakti olduğunu ve namazın o vakitte kılınmasının farz
olduğunu söylemiştik. Ancak namazın vaktinde kılınması da yeterli değildir.
Namaz kılan kişinin namaza başlamadan
önce vaktin girdiğini
de bilmesi gerekir. Bu bakımdan vaktin girdiğini bilmeyen kimsenin namazı
-vaktinde kılsa dahi- sahih olmaz.
Namaz vaktinin girdiği
şu üç şeyle bilinir:
a. Kesin ilim
Güneşin battığını
görmek gibi şeyler.
b. İctihad
Gölge gibi birtakım zannî delillere dayanarak vaktin girdiğini takdir etmek.
c. Taklid
Namaz vaktini ve vaktin
girdiğini gösteren delilleri, kesin ilim veya ictihad
ile bilmeyen kimsenin, namaz vaktini kesin ilim veya ictihad
ile bilen kimseyi taklid etmesidir.
Namaz kılan kişi
namazı vaktinden önce kıldığını anlarsa, namaz sahih olmaz; tekrar kılınması
farzdır. İster ilme, ister içtihada, isterse de tahmine dayansın hüküm değişmez
.
3. Setr-i Avret
Setr-i avret, namazın sahih olma şartlarının üçüncüsüdür.
.Setr-i avret ve setr-i
avret'in sınırları şöyledir:
a. Avret
Şer'an örtülmesi vacib olan veya
bakılması haram olan bedenin parçasına avret denir.
b. Namaz'da avretin sının
Erkek için avret'in
sının, göbekle diz kapaklan arasıdır. Bu nedenle namazda göbekle diz
kapaklarının arası kapatılmalıdır. Kadın için avret'in sınırı ise, eller ve yüz
hariç bütün bedendir. Dolayısıyla namazda bütün bedenin örtülmesi vacibdir.
Ey Ademoğulları! Her mesci(de gidişiniz)de süs(lü,
güzel elbiselerinizi (üzerinize) alın. (A'raf/31)
İbn Abbas A'raf/31
ayetindeki sürten (=zînet) maksadın, namazdaki
elbiseler olduğunu söylemiştir.
Hz. Aişe'den şöyle rivayet
edilmiştir: 'Hayız gören ve bâliğa olan bir kadının
namazı, ancak başını örtmesiyle sahih ve makbul olur'.
Madem ki başın
örtülmesi farzdır, bedenin diğer yerlerinin örtülmesi haydi haydi
farz olur.
c. Avret'in
namaz dışındaki sının
Erkek için namaz
dışındaki avret'in sınırı, erkeklere ve mahrem olan kadınlara karşı göbek ile
diz kapakları arasıdır. Mahrem olmayan kadınlar için erkeğin elleri ve yüzü
hariç bütün bedeni avret'tir.
Yabancı kadının,
yabancı erkeğin elleri ve yüzü hariç bedeninin diğer yerlerine bakması caiz
değildir. Eğer şehvetle olursa erkeğin yüzüne bakması da haram olur.
Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar,
ırzlarını korusunlar.
(Nûr/31)
Kadın'ın avret sınırı,
müslüman kadınların arasında olduğunda göbek ile di*
kapaklan arasıdır. Kâfir kadınların yanında ise, zaruret sebebiyle açılan
yerler hariç bütün bedeni avrettir ve örtülmesi gerekir. Mahrem olan erkeklerin
yanında kadının avret sınırı ise, göbek ile diz kapakları arasıdır. Bu bakımdan
kadın, mahremi olan erkeklerin yanında fitneden emin olmak şartıyla diğer
yerlerini örtmeyebilir.
Zînetlerini kimseye göstermesinler, ancak kocalarına veya
babalarına veya kocalarının babalarına veya kendi oğullarına veya kocalarının
(başka kadından olan) oğullarına veya kendi erkek kardeşlerine veya erkek
kardeşlerinin oğullarına veya kızkardeşlerinin
oğullarına veya müslüman kadınlara gösterebilirler. (NÛr/31)
Bu ayetteki zînet, zînetin takıldığı göbeğin
üst tarafı ile diz kapakların altıyla tefsir edilmiştir.
Kadının, yabancı
erkekler yanında bütün bedeni avret'tir. Bu nedenle yabancıların yanında
bedeninden herhangibir yeri ancak mazeret sebebiyle
açabilir. Yabancı erkeklerin de kadının herhangibir
yerine bakmaları haramdır.
Mü'min erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini,
ırzlarını da korumalarını söyle. (NÛr/30)
Hz. Aişe şöyle rivayet ediyor:
"Hz. Peygamber sabah namazını kıldırırken
kadınlar da bulunurdu. Namaz kılındıktan sonra kadınlar elbiselerine bürünerek
evlerine dönerlerdi. Onları hiç kimse tanımazdı".
a. Nikâh
Evlenmek için bir kıza
talip olunduğunda kızın ellerine ve yüzüne bakılabilir. Bu husus Nikâh bahsinde
incelenecektir.
b. Şahitlik
Şahitlik esnasında
kadın'ın yüzüne bakmak gerekiyorsa bakılabilir.
c. Tedavi
Doktorun, hastalığı
teşhis ve tedavi etmek amacıyla kadm'ın avret
yerlerini -gerektiği kadarıyla- açması ve bakması caizdir.
Cabir b. Abdullah'ın rivayet ettiğine göre, Ümmü Seleme Hz. Peygamber' den
kendisine hacamat yaptırmak için izin istemiş ve Hz.
Peygamber de Ebu Taybe'ye
ona hacamat yapması için emir vermiştir.
Bir kadın doktor
bulunamadığı takdirde, teşhis ve tedavi esnasında kadın'ın yanında kocasının
veya mahremlerinden birinin bulunması şarttır. Kadın veya erkek müslüman doktor bulunduğu takdirde de başka doktorlara
gidilemez.
4.
İstikbâl-i Kıble (Kıbleye Yönelmek)
Bu şart, namazın sahih
olmasının dördüncü şartıdır. Kıbldâen maksat,
Kabe'dir. Bu bakımdan yüzü Kabe'ye döndürmek şarttır. Kabe'ye yönelmenin vacib olduğunun delili şu ayettir:
Yüzünü Mescid-i Haram tarafına döndür. Nerede olursanız olun yüzünüzü
o tarafa çevirin. (Bakara/150) Hz. Peygamber de namaz
kılmayı öğrettiği kişiye şöyle demiştir:
Namaz'a kalktığın
zaman abdestini tam aldıktan sonra kıble'ye yönel ve
tekbir al.
Yukarıda geçen
ayetteki Mescid-i .Haram'dan ve hadîsteki kıbldden maksat Kabe'dir.
Berâ b. Âzib şöyle demektedir: Hz. Peygamber ile beraber 16 ay Beyt'ul-Makdis'e doğru namaz kıldım. Nihayet Allah Teâlâ şu ayeti indirdi: 'Biz senin çok kere yüzünün semaya
çevrildiğini görüyoruz. Kesinlikle seni razı olacağın bir kıble'ye (Kabe'ye)
döndüreceğiz. O halde yüzünü Mescid-i Haram tarafına
çevir!1 (Bakara/144)
Bunun üzerine Hz. Peygamber Kabe'ye doğru yöneldi. Kabe'ye yönelmenin
teşrî kılınması, Hz. Peygamber'in Medine'ye hicret
edişinin ilk dönemlerine rastlar.
Kıble'ye Yönelme'nin
Keyfiyeti
Namaz kılan kimse ya Kabe'yi görecek kadar yakın olur veya göremeyecek kadar
uzak olur. Kabe'ye yakın olan kimsenin, bizzat Kabe'ye yönelmesi farzdır.
Kabe'den uzak olan kimsenin ise, kesin delillerle Kabe'ye yönelmesi farzdır.
Kabe'den uzak olan kimsenin, kesin delillerle Kabe'ye yönelme imkânı yoksa, zannî delillerle Kabe'ye yönelmeye gayret etmesi farzdır.
Allah Teâlâ namazı müslümanlara farz
kıldığında Cebrail -daha önce de
zikredildiği gibi- Hz. Peygamber'e
gelerek namaz vakitlerinin baglan
sonunu ve rekât sayılarını öğretti. Bunlar şöyledir:
Sabah Namazı
Sabah namazı iki
rekâttır, iki kıyam ve bir teşehhüd ile kılınır.
Öğle Namazı
Öğle namazı dört
rekâttır, iki teşehhüd ile kılınır. İlk teşehhüd ikinci rekâtın, ikinci teşehhüd
ise namazın sonundadır.
İkindi Namazı
İkindi namazı
dört rekâttır, öğle namazı gibi kılınır
Akşam namazı
üç rekâttır ve iki teşehhüd'le kılınır. İlk teşehhüd ikinci rekâtın sonunda, ikinci teşehhüd
ise üçüncü rekâtın sonundadır.
Yatsı Namazı
Yatsı namazı dört
rekâttır. Öğle ve ikindi namazları gibi kılınır.