ZEVİ'L-ERHAM'IN MİRASÇI
OLMASI 2
Zevi'l-Erham'ın
Tarifi 2
Zevi'l-Erham'ın
Mirasçı Olmasının Şartları 2
Beyt'ul-Mal'm
Muntazam Olması Durumunda
Zevı'l-Erham'ın Mirasçı Olamayacaklarının Delili 2
Zevi'l-Erham'ın
Sınıfları 2
Zevi'I-Brham'm
Mirasçı Olma Şekli 3
Ertem kelimesi,
rahm'in çoğuludur. Rahm, lugatta yakınlık mânâsına gelir. Zevi'l-erham'm feraiz
ilmi ıstılahındaki anlamı ise, ölen kişinin mirasçıları dışındaki
akrabalarıdır. Bunlardan daha önce bahsetmiştik.
Zevi'l-Erham'ın
mirastan istifade edebilmeleri için şu şartların bulunması gerekir:
A. Karı veya koca hariç, ölen kişinin terekesini
pay ve asabe yoluyla alacak kimse bulunmamalıdır.
Ölen kişinin
terekesini pay veya asabe yoluyla alacak bir kişi olursa, o kişi
zevi'l-erham'dan önce terekeyi alır. Ölenin gerisinde eşinin kalması, -eğer
ondan başka mirasçı yoksa- zevi'l-erham'ın mirasçı olmasına mâni olmaz. Çünkü
terekeden artan mal, eşlere verilmez, bunu daha önce izah etmiştik.
B. Beyt'ul-mal muntazam olmamalıdır.
Beyt'ul-Mal muntazam
olursa, miras hususunda zevi'l-erham'dan önce gelir. Ayrıca terekeden artan mal
hususunda pay sahiplerinden de önce gelir. Bunu da daha önce belirtmiştik.
İmam Şafii (r.a)
Beyt'ul-Mal'ın muntazam olması durumunda zevi'l-erham'ın mirasçı
olamayacağı görüşündedir. Çünkü ne
Kur'an'da, ne de Sünnet'te zevi'l-erham'a mirastan muayyen bir pay verilmesi
gerektiğine dair bir delil yoktur. Eğer onların terekede bir hakkı olsaydı,
Kur'an ve Sünnet bunu bildirirdi. Nitekim pay sahipleri ve asabeler hakkında
hem Kur'an'da, hem de Sünnet'te açıklamalar vardır.
Hz. Peygamber şöyle
buyurmuştur:
Allah her hak sahibine
hakkını vermiştir; bu bakımdan varise vasiyet yoktur.
Eğer zevi'l-erham'ın
tereke'de bir hakkı olsaydı, Allah Teâlâ bunu mutlaka bildirirdi. Fakat
müteahhir Şafii âlimleri, zevi'l-erham'm mirasçı olacaklarına dair fetva
vermişlerdir. Bu fetva hicretin IV. asrindan beri uygulanmaktadır. Onlar
beyt'ul-mal'ın muntazam olmadığını, terekeden artanın pay sahiplerine
verilmemesi gerektiğini, yabancılara verileceğine zevi'l-erham'a verilmesinin
daha uygun olduğunu söylemişlerdir.
Zevi'l-erham dört
sınıfta toplanabilir:
1. Sınıf
Bunlar, ölen kişinin
kızının -ne kadar aşağı inerse insin- evlâtları veya ölen kişinin oğlunun
kızının -ne kadar aşağı inerse insin-evlâtlarıdır. ' . .
2. Sınıf
Bunlar, ölünün aslı
oldukları için ölüye nisbet edilen, rahimden gelen ve mirasçılardan hariç olan
dede ve ninelerdir. Kendisiyle ölü arasında bir kadın olan (bir kadın
vasıtasıyla ölüye bağlanan) dedeye/dedelere 'rahimden gelen dede' denir. Meselâ
annenin babasının babası veya babanın babasının babası gibi. Rahimden gelen
nine ise kendisiyle ölü arasında rahimden gelen bir dedenin bulunduğu ninedir.
Meselâ annenin babasının annesi ve daha yukarıları gibi.
3. Sınıf
Bunlar ölünün anne ve
babasına nisbet edilen kişilerdir. Çünkü onlar hem ölü için hem de onlar için
derleyici asıllardır. Bu sınıfa dahil olan kişiler şunlardır: Kızkardeşlerin
erkek veya kız, ana-bababir veya sadece anabir olan çocukları ve ana-bababir
olan veya bababir olan erkek kardeşin kız çocukları, anabir olan erkek kardeşin
erkek ve kız çocukları! Bu sıfatların herhangi biriyle ölüye nisbet edilen
herkes zevi'I-erham'dır.
4. Sınıf
Bu sınıfa dahil
olanlar, ölenin dedelerine ve ninelerine nisbet edilen kişilerdir. Çünkü bu
dede ve nineler hem ölünün, hem de onların aslıdır
(köküdür). Bunlar
annenin amcaları, teyzeleri ve amcaların kızları, dayılar, halalar ve bunların
çocuklarıdır.
Biz, eşlerin haricinde
pay sahibi ve asabenin bulunmaması durumunda terekenin tamamının
zevi'l-erham'a verileceğini söylemiştik. Eğer ölen kişinin eşi varsa, onun payı
verildikten sonra geriye kalan mal zevi'l-erham'a dağıtılır. Zevi'l-erham'dan
tek kişi varsa, malın (terekenin) tümü ona verilir. Meselâ ölen kişinin geride
kızının kızı kalmışsa, terekenin tamamını alır. Çünkü ondan başka zevi'l-erham
yoktur.
Zevi'l-erham'ın birden
fazla olması halinde miras durumları şöyle olur: .
1. Zevi'l-erham'dan olan halalar, dayılar,
anabir olan amcalar ve teyzeler, kendileriyle ölen kişiye bağlandıkları şahsın
yerine kaim orurİar. Zevi'l-erham'dan olan akrabalar İşte böyle derece derece
mirasçı olan bir asl'a varıncaya kadar giderler. Mirasçı olan bir asla ulaşan
kişi onun yerine kaim olarak onun aldığı payı alır. Meselâ ölen kişinin kızının
oğlu annesinin yerine kaim olur, erkek kardeşinin kızı babasının yerine kaim
olur ve bu böylece devam eder. Ancak dayılar, teyzeler, halalar ve anabir olan
amcalar bundan müstesnadır. Çünkü dayılar ve teyzeler annenin yerine geçerek
annenin tek başına bulunduğunda aldığı payı alırlar veya annenin tek başına
bulunmadığında aldığı payı -ki bu da 1/3 veya 1/6'dır- alırlar. Halalar ve
anabir olan amcalar ise baba yerine
geçerler ve babanın aldığı payı alırlar.
2. Zevi'l-erham'dan olan akrabaların herbiri
-yukarıda belirttiğimiz şekilde- mirasçı olan bir asla ulaşıp onun yerine kaim
olduktan sonra ölüye en yakın olan -sıra bakımından uzak bile olsa- takdim edilir.
Meselâ ölen kişinin geride kızının kızının
kızı ve oğlunun oğlunun kızının kızı varsa, terekenin
tamamı oğlunun oğlunun kızının kızına verilir. Her ne kadar birinci kız ölüye
sıra bakımından daha yakınsa da ikinci kız derece' bakımından ondan daha
yakındır. Çünkü ikinci kız birinci kızdan daha önce mirasçı bir asla
ulaşır. Başka bir ifade ile birinci kızın kendisiyle ölü arasında
mirasçı olmayan bir kişi vardır ki bu da kızın kızıdır.
3- Mevcut
zevü-erham'ın ölüye yakınlık dereceleri eşit olursa, yerlerine kaim oldukları
mirasçılar gibi kabul edilirler ve ona göre terekeyi paylaşırlar. Eşlerden biri
hayatta ise onun payı verildikten sonra geriye kalanı taksim ederler. Yerlerine
kaim oldukları mirasçılardan hacbcdilen varsa,
hacbedilen mirasçının yerine
kaim olan zevi'l-erham da hacbediiir. Zevi'l-erham'dan olan akrabalar, yerlerine
kaim oldukları mirasçıların aldıkları paylan alırlar.
(AvI) 7 6
|
|
|
1
|
Anne'nin babası
|
1/6
|
2
|
Anabir
kızkardeşlerin kızları
|
1/3
|
3
|
Ana-bababir
kızkardeşin kızı
|
1/2
|
1
|
Bababir ktzkardeşin
kızı
|
1/6
|
(Tablo 56)
Burada annenin babası
1/6, anabir olan kızkardeşleri vasıtasıyla ölüye bağlananlar 1/3, ana-bababir
olan kızkardeşin kızı 1/2, bababir olan kızkardeşin kızı 1/6 alır. Annenin
babasına 1/6 verilmesinin sebebi, kendisi vasıtasıyla ölüye bağlandığı annenin
yerine kaim olmasıdır. Anabir olan kızkardeşlerin kızlarına 1/3 verilir. Çünkü
onlar anabir olan kızkardeşlerin yerine kaim olurlar, onlar anabir olan
kızkardeşler vasıtasıyla ölüye bağlanırlar. Ana-bababir olan kızkardeşin kızına
terekenin yansı verilir, çünkü o ana-bababir olan kızkardeşin yerine kaim olur
ve ölüye onun vasıtasıyla bağlanır. Bababir olan kızkardeşin kızma 1/6 verilir,
çünkü o ana-bababir olan kızkardeşle beraber bulunan bababir olan kızkardeşin
yerine kaim olmuştur. Eşlerden biri zevi'l-erham'la beraber bulunduğunda eşin
payında avl yapmamak vacibdir. Böyle bir durumda önce eşin (karı veya kocanın)
payı verilmeli, geriye kalan mal zevi'l-erham arasında dağıtılmalıdır.
4
|
2
|
|
2
|
1
|
Koca
|
. 1/2
|
2
|
1
|
Kızkardeş kızları
|
Asabe
|
Oablo 57)
Ölenin -Tablo 57'de
olduğu üzere- geride kocası, iki tane de ktzkar-deşinin kızı.kalırsa, kocaya
terekenin yarısı verilir ki bu 1 paydır, geriye kalan 1 pay da iki kıza
yarımşar pay olarak verilir. Ancak 1 pay iki kıza kesirsiz olarak taksim
edilemeyeceğinden meselenin tashih edilmesi gerekir. Meseleyi tashih etmek
için fertlerin sayısı, meselenin aslı ile çarpılır
(2x2=4), çıkan sonuç meselenin tashihidir. Bu
durumda koca, payını 2 ile çarparak (2x1=2) alır. Kızkardeşin kızları da
paylarını 2 ile çarparak (2x1=2) alırlar. Böylece herbirine 4 pay düşer. Eğer
kızkardeşin iki kızı yerine iki kızkardeş olsaydı onlara terekenin 2/3'si
verilmesi gerektiği için mesele avledilecekti. Mesele avledilince de koca,
malın yarısını değil 3/7'sini alacaktı. Fakat koca zevi'l-erham1 la beraber
bulunsaydı, terekenin yansını alırdı. Bu durumda kaide gereğince, mirasçının
yerine kaim olan zevj'l_erham mirasçının aldığı payı alır. Sanki ölen kadın
onları mirasçı olarak bırakmış farzedilir. Ancak anabir olan kızkardeşlerin
çocukları bundan müstesnadır. Onlar, kendisi vasıtasıyla ölüye bağlandıkları
kişinin payını aralarında taksim ederler. Bu taksimde erkeklerle kadınlar
arasında fark gözetilmez, zira kendilerine miras bırakan kimselerin durumu da
böyledir. Ancak anabir olan kardeş veya anabir olan kızkardeş ölür de geride
oğlunu ve kızını bırakırsa, tereke oğula 2, kıza 1 pay verilmek suretiyle
paylaştırılır. Eğer onların kendisi vasıtasıyla ölüye bağlandıkları anne ölüp
geride onları bıraksaydı, onlar anabir kardeşler hükmünde olurdu; miras da
aralarında eşit şekilde taksim edilirdi.