Hz. İlyas (A.S) Ve Tevhid Çağrısı
Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak 12 2021 09:56:09

Hz. İlyas (A.S) Ve Tevhid Çağrısı            Vaaz Resimleri: w.jpg

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحيمِ

وَاِنَّ اِلْيَاسَ لَمِنَ الْمُرْسَلينَ * اِذْ قَالَ لِقَوْمِه اَلَا تَتَّقُونَ * اَتَدْعُونَ بَعْلًا وَتَذَرُونَ اَحْسَنَ الْخَالِقينَ * اَللّهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ ابَائِكُمُ الْاَوَّلينَ * فَكَذَّبُوهُ فَاِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ * اِلَّا عِبَادَ اللّهِ الْمُخْلَصينَ * وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِى الْاخِرينَ * سَلَامٌ عَلى اِلْ يَاسينَ * اِنَّا كَذلِكَ نَجْزِى الْمُحْسِنينَ * اِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنينَ

"Şüphesiz İ[yas da peygamberlerden idi. Hani kavmine şöyle demişti: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah'ı bırakarak Ba'l'e mi tapıyorsunuz?' Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir. Ancak Allah'ın ihlâslı kulları başka. Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık. İlyas'a selâm olsun. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı." (Sâffât, 37/123-132)

İlyas (a.s), Kur’an-ı Kerim’de kendisinden kısaca bahsedilen peygamberlerdendir

وَزَكَرِيَّا وَيَحْيَى وَعِيسَى وَاِلْيَاسَ كُلٌّ مِنَ الصَّالِحِينَ

“Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı, İlyas’ı doğru yola erdirmiştik. Bunların hepsi salih kimselerden idi.” (Enâm, 6/85)

وَاِنَّ اِلْيَاسَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ

“Şüphesiz İ[yas da peygamberlerden idi.” (Sâffât, 37/123). O, kavmini “Tevhid”e çağırdı ve milletine şöyle hitap etti:

اِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ اَلاَ تَتَّقُونَ

“Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” (Sâffât, 37/124)

اَتَدْعُونَ بَعْلًا وَتَذَرُونَ اَحْسَنَ الْخَالِقينَ * اَللّهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ ابَائِكُمُ الْاَوَّلينَ

“Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah’ı bırakarak “Ba’l’e mi tapıyorsunuz?” (Sâffât, 37/125-126)

İlyas (a.s), tevhid inancından ayrılıp puta tapmaya başlayan İsrailoğullarına gönderildi. Ayet-i kerimede geçen “Bal” de Hz. İlyas’ın kavminin tapındığı putun ismiydi. Oturduğu şehirlerinin ismi “Bek” olan bu halkın, tapındıkları puttan dolayı şehirlerinin isminin “Ba’lebek” olduğu kaynaklarda rivayet edilmektedir (Suat Yıldırım, “Bal”, DİA, IV 553-554).

Puta tapan bu kavim, İlyas (a.s)’ın uyarmalarına kulak vermedi. İman etmedi. Tıpkı kendilerinden önceki peygamberlerin çağrısına uymayanlar gibi. Nitekim Kur’an-ı Kerim özellikle bu nokta üzerinde durmakta ve İsrailoğullarının zaman zaman nankörlük ettiklerine dikkatleri çekmektedir

وَاِذْ اَخَذْنَا مِيثَاقَ بَنِى اِسْرَآئِيلَ لاَ تَعْبُدُونَ اِلاَّ اللهَ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَذِى الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَقُولُوا لِلنَّاسِ حُسْنًا وَاَقِيمُوا الصَّلوَةَ وَآتُوا الزَّكَوةَ ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ اِلاَّ قَلِيلاً مِنْكُمْ وَاَنْتُمْ مُعْرِضُونَ

“Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.” (Bakara, 2/83)

وَاِذْ اَخَذْنَا مِيثَاقَكُمْ لاَ تَسْفِكُونَ دِمَآءَ كُمْ وَلاَ تُخْرِجُونَ اَنْفُسَكُمْ مِنْ دِيَارِكُمْ ثُمَّ اَقْرَرْتُمْ وَاَنْتُمْ تَشْهَدُونَ

“Hani, “Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız” diye de sizden kesin söz almıştık. Sonra bunu böylece kabul etmiştiniz. Kendiniz de buna hâlâ şahitlik etmektesiniz.” (Bakara, 2/84)

ثُمَّ اَنْتُمْ هَؤُلآءِ تَقْتُلُونَ اَنْفُسَكُمْ وَتُخْرِجُونَ فَرِيقًا مِنْكُمْ مِنْ دِيَارِهِمْ تَظَاهَرُونَ عَلَيْهِمْ بِاْلاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاِنْ يَأْتُوكُمْ اُسَارَى تُفَادُوهُمْ وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيْكُمْ اِخْرَاجُهُمْ اَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍ فَمَا جَزَآءُ مَنْ يَفْعَلُ ذَلِكَ مِنْكُمْ اِلاَّ خِزْىٌ فِى الْحَيَوةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ الْقِيَمَةِ يُرَدُّونَ اِلَى اَشَدِّ الْعَذَابِ وَمَا اللهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

“Ama siz, birbirinizi öldüren, içinizden bir kesime karşı kötülük ve zulümde yardımlaşarak; size haram olduğu hâlde onları yurtlarından çıkaran, size esir olarak geldiklerinde ise, fidye verip kendilerini kurtaran kimselersiniz. Yoksa siz Kitab’ın (Tevrat’ın) bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.” (Bakara, 2/85)

وَلَقَدْ اَتَيْنَا بَنِى اِسْرَآئِيلَ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَى الْعَالَمِينَ

“Andolsun biz, İsrailoğullarına kitap, hükümranlık ve peygamberlik verdik. Onları güzel ve temiz yiyeceklerle rızıklandırdık ve onları (dönemlerinde) âlemlere üstün kıldık.” (Câsiye, 45/16).

وَاَتَيْنَاهُمْ بَيِّنَاتٍ مِنَ اْلاَمْرِ فَمَا اخْتَلَفُوآ اِلاَّ مِنْ بَعْدِ مَا جَآءَ هُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ اِنَّ رَبَّكَ يَقْضِى بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَمَةِ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ

“Onlara din işi konusunda açık deliller verdik. Ama onlar ancak kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki hasetten dolayı ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kıyamet günü, aralarında hüküm verecektir.” (Câsiye, 45/17).

Hâlbuki o kutlu elçiler, ilimle ameli, hayatla ahlakı, hikmetle irfanı, dünya ile ahireti buluşturan ve barıştıran insanlık önderleri, hikmet ışığı ve hidayet rehberleriydi. Onlar, insanları küfrün bataklığından, bir olan Allah’ın tevhit yoluna, bilgi ve inancın aydınlığına çağırmıştı...

İşte İlyas, onların اَحْسَنَ الْخَالِقِينَ   “En güzel Yaratıcı”yı bırakıp da, بَعْلاً Ba’l’e tapmalarını, Tevhîd İnancı’nı temelinden yıkıp putperestliğe dönmelerini çirkin karşılamıştı. Hz. İlyas uzun bir mücadele verdi, ancak onları doğru yola çevirme imkânı elde edemedi; sonunda onu yalanlamak suretiyle hakkı red ve inkâr ettiler. Evet,

فَكَذَّبُوهُ

“ Onu yalanladılar.” فَاِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ (Sâffât, 37/127).

Dünyada imansızlıklarının cezasını çekmiş olan bu halk âhirette de perişan olacaktı.

Nitekim;

فَاِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ

“Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir” (Sâffât, 37/127). dendi. Ancak, her millete olduğu gibi onlar içinde de;

اِلاَّ عِبَادَ اللهِ الْمُخْلَصِينَ

“Ancak Allah’ın ihlâslı kulları başka.” (Sâffât, 37/128).   idi.

İlyas (a.s) kendisinden sonrakiler için de anıla gelmişti. Çünkü Allah böyle dilemişti.

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِى اْلاَخِرِينَ

“Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık.” (Sâffât, 37/129).   

سَلاَمٌ عَلَى اِلْ يَاسِينَ

“İlyas’a selâm olsun.” (Sâffât, 37/130).   

Görüldüğü üzere ayetlerde; İlyâs (a.s)’ın, İsrâiloğullarını hakka davetinden bir özet verilmekte, O’nun çağrısından örnekler sunulmaktadır. Öncelikle Hz. İlyas’ın uyarıp davet ettiği milletinin Allah’tan korkmadıkları, kötülüklerden sakınmadıkları; aynı zamanda Allah’ı bırakıp putperestliğe döndükleri konuya giriş anlamında yer verilmektedir. Sonra da ana tema şöyle işlenmektedir:

1.İnsan eliyle yontulup şekillendirilen Ba’l ve benzeri putlar, ilâhî icat ve sanatın karşısında hiçbir anlam ve değer taşımaz. Çünkü kâinatı da, onda yer alan her varlığı da yaratan Allah’tır.

2.Allah gelip geçenlerin de, gelecek olanların da yegâne yaratıcısı ve terbiye edicisidir.

İlyâs (a.s)’ın teblîğ ve irşatta bulunduğu kavmin çoğu inkârda ısrar etmişse de, ona inananlar da olmuştur. Daha sonra hak ile batılın devamlı mücadele hâlinde olduğu gösterilmekte ve kıyamete kadar da bunun devam edeceğine, ancak batılın daima yok olmaya mahkûm olduğuna işaret edilmektedir. Böylece İlyâs Peygamber de görevini lâyıkıyla yerine getirerek ilâhî iltifata mazhar olmuş ve kendisinden sonra gelenlere şerefli bir isim bırakmıştır.

Sonuç olarak iyi bir ün, iyilere Allah’ın mükâfatıdır. O halde geride iyi bir isim, bu kubbede hoş bir seda bırakmak için çalışılmalıdır. Bunun önde gelen şartı da hiç şüphesiz imandır. İlyâs Peygamber gibi, hemen bütün peygamberler dünyada da, âhirette de Allah’ın selâm sıfatının tecellisine mazhar kılınmışlardır. Onlara dosdoğru uyan müminlerin de bu sıfattan nasiplerini alacaklarında hiç şüphe yoktur.

Selam İlyas (a.s)’a ve ona tabi olanlara olsun.

 

Dr. Ömer MENEKŞE

 



islam ve Hayat,Güncel Vaaz ve Hutbeler