Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Kaynaklarıyla İslam Fıkhı Celal YILDIRIM

BAYRAM NAMAZI 2

Bayram Namazı Ne Zaman Meşru' Kılınmıştır?. 2

Mezheplere Göre Bayram Namazı : 2

Bayram Namazının Meşruiyetinin Delili : 2

Bayram Namazıyla İlgili Hadîsler : 2

Bayram Namazıyla İlgili Âyet Var Mıdır?. 3

Bayram Namazına Hazırlanırken  : 3

BAYRAM NAMAZI KİMLERE VÂCİBDİR?. 4

Bayram Namazından Sonra Nafile Kılınır Mı?. 4

Bayram Namazından Önce Ve Sonra Namaz Kılınır Mı?. 4

Sabah Namazım Kılmadan Bayram Namazı Kılınabilir Mi?. 4

Bayram Namazının Vakti : 4

Bayram Namazı Nasıl Kılınır?. 5

Bayram Tekbîrleri Arasında Teşbih : 5

Bayram Namazından Sonra Hutbe : 5

Ramazan Bayramı Hutbesi : 5

Kurban Bayramı Hutbesi : 6

Bayram Hutbesinde İmam Tekbir Getirince Cemaat Ne Yapar?. 6

Bayram Tekbirlerinde İmam Ellerini Kaldırmazsa : 6

Bayram Namazında İmama Rükû'da Yetişen : 6

Bayram Namazında İmama Teşehhüdde Yetişen : 6

Bayram Namazı İkinci Güne Geciktirilebilir Mi?. 7

Bayram Namazı Kaza Edilir Mi?. 7

Kurban Bayramı Namazı Bir Özürden Dolayı Geciktirilebilir Mi?. 7

İmam Ramazan Bayramı Namazını Abdestsiz Kıldırırsa. 7

Bayram Günü Cenaze Hazır Olursa : 7

TEŞRİK TEKBİRLERİ : 7

Bayram Namazından Sonra Tekbîr Getirilir Mi?. 8

Teşrik Günlerinde İmam Tekbîri Terkedecek Olursa : 8


BAYRAM NAMAZI

 

Bayram namazı da cuma gibi, müminlerin bir araya gelip kay­naşmasını, birleşip dayanışmasını sağlar. Ramazanda nefsi terbiye etmenin, Allah'ın emrine uyarak nefsanî isteklerimizi bir süre ge­ciktirmenin ve az-çok bu hususta başarıya erişmenin içten dışa vu­ran sevincinin paylaşarak bayram yapmamız kadar tabii ne olabilir? Böyle günlerde din kardeşliğinin daha çok anlam kazandığını kim inkâr edebilir? Özellikle değişen bir dünyada, diğer milletlerin mad­deciliği ilâh edinircesine ayakta tutması ve bunun için en korkunç silahlar imal etmesi, aklı eren her mümini derin derin düşündür­mektedir. İşte İslâm, insanlık için mutlak felâket sayılan maddecili­ğin saltanatını yıkmak, Allah'a.imânın saadet vadeden sancağını Tevhîd burcunda dimdik tutmak için birçok Farzlar, Vâcibler ve Sünnetler koymuştur. Günde beş vakit cemaat halinde kılman na­maz bunun en olumlu devresini hazırlar. Haftada bir cuma namazı, insanı ferdiyetçilikten kurtarıp cemaat ve cemiyetin kopmaz parça­sı yapar; kardeşliğin, dayanışmanın," sevişmenin ve yeryüzündeki tuğyan karşısında yıkılmaz bir sed olmanın yüksek mânasını aşılar. Maddeciliğe yönelik bir kalkınmanın tek başına kurtuncı olmadığı­nı, bilâkis insanlara her geçen gün felâket hazırladığını işler. Bugü­nün insanının en çok muhtaç olduğu, arayıp ta kendi ülkesinde bu­lamadığı imân cevherinin paha biçilmez değerine dikkatleri çeker.

Yılda iki defa yapılan bayram ve kılman bayram namazı, bu amaca yönelik daha geniş bir hareket alanı hazırlar. Vicdanlara neş­ter vurup zayıf unsurların güçlenmesini sağlar. Kur'ân'm hayat ve­ren feyiz pınarından yudum yudum içirerek Allah'a kul    olmanın.

huzur verici mânasını kaltalere ve kafalara nakşeder. Oruç tutup ze­kât, fıtra ve sadaka vermenin insana sunduğu ilâhî serinliği keli­meyle anlatmak mümkün müdür? Hacılar mukaddes topraklarda Kelime-İ Şehadetin gölgesi altında Lebbeyke derken, zenginle­rin Allah rızası için Kurban kesmelerinin hayatımıza kattığı müs­tesna renk ve mâna ne ile anî atılabilir?

Bütün bunları bir bir dikkate alıp üzerinde düşündüğümüz za­man İslâm'm. insanlığın hayrına gönderilmiş en sen en mükemmel din olduğunu anlar ve bize bunu lütfeden Âlemlerin Rabbisi Allahm huzurunda eğilmeyi insanlığımızın gereği kabul ederiz. [1]

 

Bayram Namazı Ne Zaman Meşru' Kılınmıştır?

 

Sahih rivayetlerden yapılan tesbite göre, Hicretin birinci yılın­da Medine'de meşru' kılınmıştır. Resûlüllah (A.S.) Efendimiz bu ta­rihten itibaren hiçbir bayram namazını terketmemiştir. Bu da, is­lâm'ın bayram namazına verdiği önemi belirtir. [2]

 

Mezheplere Göre Bayram Namazı :

 

a) Hanefîlere göre, vâcibdir.    Cuma namazı kimlere farz ise bayram namazı onlara vâcibdir.

b) Şafiîlere  göre, Sünnet-i ayn'dir. yani    namaz ile mükellef olan her mü'mine Sünnet'i müekkededir.

c) Mâlikîlere göre, Sünnet-i Müekkededir; derece bakımından Vitir'den sonra gelir. Cuma kimlere farz ise bayram namazı onlara sünnettir.

d) Hanbelilere göre, cuma namazı kimlere farz ise bayram na­mazı onlara farz-ı kifayedir. Yani bir beldede birkaç kişi bu namazı kılacak olursa, diğerlerinin üzerinden kalkmış olur. Hiç kimse kıl­mazsa, hepsi günahkâr sayılır. [3]

 

Bayram Namazının Meşruiyetinin Delili :

 

Enes bin Mâlik (R.A.)'den yapılan sahih rivayete göre, Resûlül­lah (A.S.) Efendimiz Medine'ye hicret ettiklerinde, belde halkının yılda iki gün şenlik yapıp eğlendiklerini gördü. «Bu iki gün nedir?» diye sorduğunda, «Cahiliyye devrinden kalma bir âdettir» diye ce­vap verildi. Bunun üzerine Allah Resulü şöyle buyurdu :

«Allah size bu iki günü daha hayırlı iki güne çevirdi : Kurban Günü ve Fıtır Günü...»[4]

 

Bayram Namazıyla İlgili Hadîsler :

 

Cafer bin Muhammed'in dedesinden yapılan sahih rivayette de­niliyor ki : «Resûlüllah (A.S.) Efendimiz her bayram günü Yemen mamulü üstlüğünü giyinirdi.»[5]

Resûlüllah (A.S.) Efendimiz yine yapılan sahih rivayetlere gö­re, Fıtır Bayramında namazgâhe çıkmadan önce tek sayı olmak üze­re bir ya da üç hurma yerdi. Kurban Bayramında ise, bunu namaz­dan sonraya bırakırdı.

Hz. Enes (R.A.) diyor ki : «Peygamberimiz (A.S.) Fıtır Bayramı günü tek sayıda hurma yemeden namazgâhe çıkmazdı.»[6]

Hazreti Büreyde  (R.A.)'de diyor ki :

«Peygamber (A.S.) Efendimiz Fıtır Bayramı günü namaz kılma­dan önce, Kurban Bayramı günü namaz kıldıktan sonra bir şey yer­di.»[7]

 

Bayram Namazıyla İlgili Âyet Var Mıdır?

 

Bu konuda sarih bir âyet yoktur. Ancak Kevser Suresinde ge­çen Fe-Sallî Lî Rabbike emrinin bu namaza işaret ettiğini söyli-yenler olmuştur. Bunu biraz daha açıklıyacak olursak, memleketi­mizde halen mevcut iki mezhebin farklı ictihadlarmı belirtmemiz gerekmektedir :

A) Hanefî imamlarının içtihadına   göre, âyette geçen  Salli emrinden maksad sabah namazı olabileceği gibi bayram namazı da olabilir. Venhar emrinden maksad, deve boğazlamaktır. Ancak bu iki emir de sarih olmadığı için hem Bayram Namazı   vâcib kabul edilmiş, hem Kurban kesmek... Çünkü sübutu kafi, delâleti zannîdir.

B) Şafiî imamlarının içtihadına göre, Fesallî emrinden mak­sad, sabah namazıdır. Venhar emrinden maksad, namazda rükû'-dan kalkıldığında elleri göğüs hizasına kadar kaldırmaktır.  Nitekim Hazreti AH (R.A.) 'den yapılan sahih rivayete göre, «Resûlüllah (A.S.) Efendimiz bize namaz kıldırırken rükû'dan   kalktığında NAHR ya­par, yani ellerini göğüs hizasına kadar kaldırırdı.»

Bu bakımdan Şafiüere göre, hem Bayram namazı, hem Kurban kesmek sünnettir. Mâliki imamları da aynı görüştedir.

O halde Bayram Namazı, Hanefîlere göre vacibdir. En sahi1, olan da budur.[8]

 

Bayram Namazına Hazırlanırken  :

 

Bayram namazına hazırlanırken yapılması müstehab olan bazı hususlar vardır :

a) Ramazan Bayramı günü namaza çıkmadan önce boy abdesti almak, dişleri fırçalamak ve en yeni, en temiz elbise giymek,

Hasan Es-Sabit (R.A.)  diyor ki :

«Her iki bayramda da Resûlüllah (A.S.) Efendimiz bize mevcud olan en güzel ve en temiz elbisemizi giymemizi, en güzel kokuyu sürünmemizi ve bulabildiğimiz kadariyle en semiz hayvanı boğaz­lamamızı emretti.»[9]

Bayram günü giyilecek elbisenin bilhassa temiz olmasına dik­kat edilir. Bu konuda ister yeni, ister yıkanmış olsun fark etmez.[10]

b) Varsa gümüş yüzük takınmak ve sabahleyin erken davran­mak, vakit kaybetmeden Cami'lere gitmek,

c) Ramazan bayramında namazdan önce fıtrayı fakire vermek, .

d) Bayram günü sabah namazını mahalle    camiinde, bayram namazını da -varsa- namazgahta kılmak.

Ebû Hüreyre (R.A.)  diyor ki :

«Resûlüllah (A.S.) Efendimiz sadece bir bayram namazını -o da; şiddetli yağmur sebebiyle- Mescid'de kıldırdı. Diğerlerini namazgah olarak ayrılan açık havada kıldırdı.[11]

e) Bayram namazına yürüyerek -yani yaya- gitmek, gidiş dö-J nüş yollarını ayrı seçmek,[12]                                                              

Sahabeden Câbir  CR.A.)  anlatıyor :

«Bayram namazlarında   Resûlüllah (A.S.î  Efendimiz mamazgahp gidiş ve dönüş yollarını değiştirirdi. Yani giderken ayrı bir yol­dan, dönerken de başka bir yoldan yürürdü.»[13]

Bayram namazlarına süvari gitmekte bir sakınca yoktur. Müm­kün olduğu takdirde yaya yürümek afdaldır.

f) Ramazan Bayramında namaza çıkmadan önce bir ya da üç kadar hurma yemek, hurma bulunmadığı   takdirde tatlı bir şey yemek,[14]

Bu hususta kesin bir sayı söz konusu değildir, sadece tek sayıda kalmak üzere, üç beş, yedi... kadar hurma yenilebilir. Sahih olan da budur. Hiç bir şey yemeden gidildiği takdirde kişi günahkâr olmaz. Ama akşam yemeğine kadar bir şey yemeden beklerse, günahkâr olur.

Kurban Bayramında ise, namazdan çıkıldıktan sonra bir şey ye­nilir. Müstehab olan budur. Namazdan önce bir şey yemek mekruh değildir. Uygun olan görüş te budur. Ancak ne var ki, bir şey yeme­mek müstehabdır.[15]

g) Kurban Bayramında namazdan sonra mümkünse ilk olarak kurban eti yemek,

Çünkü kurban Allah'ın kullarına olan bir ziyafetidir. Önce on­dan yemek, ziyafete olan saygımızı yansıtır. Resûlüllah (A.S.) Efen­dimiz de hep öyle yapmıştır.[16]

h) Cemaat çok kalabalık olur da bir cami'a veya belirlenen namazgaha sığmazsa o takdirde iki yerde Bayram Namazı kılmak, îkiden fazla yerde kılmak İmam Muhammed'e göre câizsede İmam Ebû Yusuf'a göre caiz değildir. Bu hususta fetva, İmam Mu-hammed'in içtihadına göredir. Çünkü ümmet için bunda kolaylık vardır.[17]

Açık havada bayram namazı için hazırlanan ve buna tahsis edilen namazgaha minber koymakta bir sakınca olmadığı kabul edil­miştir. Mekruh diyenler varsa da, birinci görüş daha uygundur. [18]Sahih olan da budur.

i) Bayram Namazına tam bir sükûnet, vekar ve ciddiyet için­de gitmek yolda etrafı göz ile taramamak,

Çünkü din kardeşleriyle birlikte Müslüman olmanın yüceliğini, kudsiyetini düşünerek hareket etmek gerekir. Cemaatle namaza dur­mak, bu nimetin şükrünü yerine getirmeyi amaçlar.

j) Kurban Bayramında namazgahe veya camiye giderken du­yulacak biçimde tekbir getirmek,

Cami'a gelindiğinde Tekbîr kesilir. Sahih olan da budur. Rama­zan Bayramında ise, sesi duyulm uyacak şekilde tekbir getirmek müstehabdır.[19]

 

BAYRAM NAMAZI KİMLERE VÂCİBDİR?

 

Kendisine cuma farz olan kimselere Bayram Namazı   vâcibdir.[20]

Cuma namaz; için şart olan şeylerin hepsi -Hutbe hâriç- Bayram Namazı için de şarttır. Çünkü Bayram namazlarında hutbe sünnet­tir, onsuz da namaz kılmabilir. Ancak namazdan sonra okunması müstehabdır. Evvel okunması mekruh sayılmıştır. [21]Ne var ki ar­tık namazdan sonra iade edilmez. [22]

 

Bayram Namazından Sonra Nafile Kılınır Mı?

 

Bayram namazından sonra cami ve namazgahta değil, evine döndükten sonra dört rek'at nafile kılmak müstehab sayılmıştır. Kı-lmmadığı takdirde bir şey lâzım gelmez. Resûîüllah CA.S.) Efendi­mizin bazen eve döndüğünde dört rek'at nafile kıldığı rivayet edil­mişse de bu pek sahih kabul edilmemiştir. [23]

 

Bayram Namazından Önce Ve Sonra Namaz Kılınır Mı?

 

Ne Peygamberimizin, ne ashabının sabah namazını kılıp namaz­gahe geldiklerinde bayram namazının dışında namaz kıldıkları tes-bit edilememiştir. Nitekim İbn Abbas (R.A.) diyor ki :

«Bayram günü Resûîüllah (A.S.Î Efendimiz namazgahe çıktı­ğında ne bayram namazından önce, ne de sonra namaz kılmadı.»

İbn Ömer (R.A.)'dan da aynı anlamda rivayet edilmiştir. Hattâ îmanı Buharı, Bayram Namazından önce nafile kılmanın mekruh olduğunu îbn Abbas (R.A.)'dan naklen rivayet etmiştir.[24]

 

Sabah Namazım Kılmadan Bayram Namazı Kılınabilir Mi?

 

Vakit müsaitse, kerahet vakti de değilse, önce sabah namazını kaza etmesi uygun olur. Etmediği takdirde yine de Bayram namazı sahih olur. [25]

 

Bayram Namazının Vakti :

 

Güneş doğup kerahet vakti çıktıktan, yani güneş bir mızrak bo­yu yükseldikten sonra başlar zeval vaktine kadar devam eder. [26]Ama bu hususta, Kurban Bayramı namazım kerahet vakti çıkınca hemer kılmak, Fıtır Bayramı namazını ise biraz geciktirmek afdal-dır.[27]

 

Bayram Namazı Nasıl Kılınır?

 

Bayram namazı vâcibdir, iki rek'at olarak cemaatle kılınır, yal­nız başına kılınmaz ve cemaat kaçırıldığı takdirde kazası yapılmaz.

İmam Şöyle Niyet Eder :

«Niyet ettim Allah rızası için Bayram Namazını kıldırmaya...» Cemaat te şöyle niyet eder :

«Niyet ettim Allah rızası için bayram namazını kılmaya uydum hazır olan imama...»

İmam belirtilen şekilde niyet getirdikten sonra Allahu Ekber diyerek ellerini kulak yumuşaklarına kadar kaldırıp İftitah Tekbiri getirir. Ellerini bağlayıp Sübhaneke okur. Sonra üç defa ardanla ellerini yine kulak yumuşaklarına kadar kaldırıp Bayram Tekbirini getirir. Tekbirleri getirirken ellerini bağlamaz, yanlarına sarkıtır. Üçüncü tekbirden sonra ellerini bağlayıp önce Euzü-Besmele çekip Fâtiha-i Şerîfeyi, sonra Zamm-ı Sureyi okur ve diğer namazlarda ol­duğu gibi rükû' ve secdelerini yapıp ikinci rek'ata kalkar. Cemaat te bayram tekbirlerinde aynen imama uyar.   İkinci rek'atte bu kez imam önce Fatiha ve Zamm-ı Sureyi okur, sonra üç tekbir ardarda getirir tekbirleri getirirken ellerini bağlamaz. Dördüncü bir tekbir getirerek rükû'a varır ve böylece diğer namazlarda olduğu gibi sec­deleri de yerine getirerek teşehhüde oturup namazı tamamlar. Bu, İbn Mes'ud (R.A.)'dan rivayet edilmiştir. Hanefüer bu rivayeti esas kabul etmiştir.[28]

 

Bayram Tekbîrleri Arasında Teşbih :

 

Gerek birinci, gerek ikinci rek'atlerde bayram Tekbirleri getirir­ken iki tekbir arasında üç teşbih miktarı beklenir.[29]

Üç teşbih miktarı beklenirken bir şey okunur mu?

Bu hususta Resûlüllah (A.S.) Efendimizden bir şey rivayet edil­memiştir. Ancak Taberânî ile Beyhakî'nin yaptıkları tesbite göre, İbn Mes'ud (R.AJ'm sözü edilen tekbir aralarında Allah'a hamd'u senada bulunduğu, Peygambere Salâvat getirdiği bilinmektedir. O halde dileyen İbn Mes'ud (R.A.l uyarak böyle yapar, dileyen de su­sup bir şey söylemez.[30]

 

Bayram Namazından Sonra Hutbe :

 

Bayram namazından sonra günün önemini belirtir ölçüde hut­be okumak sünnettir. Bu da cumada olduğu gibi iki hutbe halinde yerine getirilir ve iki hutbe arasında hafif bir oturuş yapılır.[31]

Ancak cuma hutbesinde hatip minbere çıkınca oturur, ezan okunmasını bekler. Bayram hutbesinde ezan okunmadığı için hatip minbere çıkınca artık oturmaz, doğrudan hutbe okumaya başlar.[32]                                                                                                        

 

Ramazan Bayramı Hutbesi :

 

Ramazan bayramı hutbesini hatip, Tekbîr  (Allahu Ekber), Tes-bîh (Sübhanellah), Tehlîl CLâ ilahe illallah), Tahmîd (El, Hamdu lil- A. lah)  ve Peygamber Efendimize Salâvat   (Allahümme Sallı Ala Sey-yidine Muhammed'in Ve Alâ Alihi ve Sahbihi) ile okur. Yani hutbe­de bunlara yer verir.[33]                                                                  

Birinci Rek'atte Kaç Tekbir Getirilir?

Namazdaki sünnet tekbirlerle birlikte 9 Tekbîr getirilir. Ibunun 6'sı namazın farz ve sünnet tekbiri, 3'ü bayram tekbiridir. [Her iki rek'atte aynı sayı câridir.

Hutbede Kaç Tekbir Getirilir?

Birinci hutbede 9, ikinci hutbede 7 tekbir getirmek müstehabdır. Hem bu tekbirleri ardarda getirmek daha uygun olur.[34]

Ayrıca bu hutbede Sadaka-i Fıtır'dan bahsedilir, önemi anlatı­larak cemaate yeterince bilgi verilir. Çünkü FitraMm da bir takım hükümleri vardır. Kimlere vâcibdir? Ne miktar vâcibdir? Ne zaman vâcib olur? Hangi maddelerden vâcibdir?[35]

 

Kurban Bayramı Hutbesi :

 

Bu hutbede de hatip Tekbir getirir, Teşbih ve Tehlilde bulunur. Cemaati Kurban ve Bayram konusunda aydınlatır. Kurban kesme­nin hükümlerini yeterince açıklar. Bütün bunları yerine getirmek müstehabdır.[36]

Ayrıca hutbede Teşrik Tekbirlerini ve miktarını açıklar. [37]

 

Bayram Hutbesinde İmam Tekbir Getirince Cemaat Ne Yapar?

 

Hatip hutbede tekbir getirince cemaat de ona uyarak tekbir ge­tirir. Hatip, Peygamber Efendimize Salâvat getirince cemaat de ge­tirir, ancak gerek tekbir, gerekse salâvatı cemaat gizli getirir. Çün­kü hutbeyi dinlemek ve hutbe esnasında susmak vâcibdir. Gerçi hut­be okunurken susmanın sünnet, farz ve vâcib olduğunda farklı gö­rüşler ortaya konmuştur. Ama en sahihi vâcibdir.[38]

 

Bayram Tekbirlerinde İmam Ellerini Kaldırmazsa :

 

İmam ellerini kaldırmadığı takdirde namaz bozulmaz. Ancak ona uyanlar ellerini kaldırırlar. Bu hususta imama uymazlar. Çünkü daha çok müstehab olan hususlarda imama muhalefet, ona uyum­suzluğu gerektiren bir davranış sayılmaz.[39]

İmam Muhammed El-Cami'de diyor kî   :

Mü'minlerden biri bayram namazında imama uyar ve İbn Mes'-ud Hazretlerinin görüşüne göre Tekbir getirmeyi uygun görenlerden ise, İmam da başka bir rivayete göre Tekbir getirmeyi uygun gören­lerden bulunuyorsa, o takdirde imama uyması daha uygun olur. An­cak imam hiçbir müctehidin üzerinde durmadığı ayrı bir Tekbir ge­tirirse, o takdirde ona uyan kimse bu hususta uymaz.[40]

Bu da imamın sesini işitecek bir mesafede bulunuyorsa, öyledir. İmamın tekbirlerini ara yerde aktaran varsa, kendisi de uzakta oldu­ğu için imamın sesini duymuyorsa, o takdirde aracıya uyar.[41]

 

Bayram Namazında İmama Rükû'da Yetişen :

 

Bayram Namazında imama rükû'da yetişen kimse ayakta İftitah Tekbiri getirdikten sonra bayram tekbirlerini getirme imkânı varsa, getirir öylece imama rükû'da yetişir. İmama rükû'da yetişemiyece-ğini anlarsa, rükû'a varır ve İmam Ebû Hanîfe'y© göre rükû'da tek­birleri getirir. İmanı Muhammed de bu hususta aynı görüştedir. [42]Ancak rükû'da bu tekbirleri getirirken ellerini kaldırmaz.

Sözü edilen tekbirleri henüz bitirmeden imam rükû'dan kalkar­sa, o da olduğu yerde bırakıp kalkar ve getiremediği tekbirler düş­müş olur.

İmama rükû'dan kalktığında ayakta iken yetişen kimse, bu du­rumda artık tekbirleri getirmez. Yetişemediği bu rek'ati imam se­lâm verdikten sonra kalkıp kılarken tekbirleri getirir.[43]

 

Bayram Namazında İmama Teşehhüdde Yetişen :

 

Bayram namazına imam teşehhüdde iken henüz selâm verme­den voya imam henüz yanılma secdesi yapmadan veya yanılma sec­desi yapıp henüz selâm vermeden önce yetişen kimse, imam selâm verdiken sonra kalkıp kaza eder. Bu, İmam Ebû Hamte ile İmam Ebû Yusuf'un içtihadıdır. İmam Muhammed'e göre, cuma namazın­da olduğu gibi sözü edilen kimse namaza ulaşmış sayılmaz. Bu ba­kımdan imam selâm verdikten sonra kalkıp kaza etmez. Sahih olan da budur.[44]

Fukahadan bazısına göre, bayram namazında rükû'a varılırken getirilen tekbir de vâcibdir. Bu, vâcib olan bayram tekbirlerine uy­durularak vâcib hükmünü alır.

İmam Bayram Tekbîrini Unutursa :

Bayram Namazı kıldırırken imam birinci rek'atte unutur da tek­birleri getirmeden Fatiha ve Zamm-ı sureyi okursa, bu durumda kı­raatten sonra Tekbirleri yerine getirir. Rükû'da hatırlayacak olursa, başını kaldırmadan önce Tekbirleri yerine getirir.[45]

 

Bayram Namazı İkinci Güne Geciktirilebilir Mi?

 

Fıtır Bayramı namazı bazı özürlerden dolayı birinci günde kı-lmamadığı takdirde ikinci günü kılınır. Meselâ, bayramın birinci günü hava kapalı olur da ancak zevalden sonra bayram olduğu tes-bit edilirse, bu bir özürdür ki namazın ikinci güne kalmasına sebep olur. Üçüncü güne geciktirilmesi caiz değildir.[46]

 

Bayram Namazı Kaza Edilir Mi?

 

İmam bayram namazını kıldırdıktan sonra vakit çıksm, çıkma­sın müslümanlardan bir kısmı namaza yetişememişse, artık onu ne yalnız başlarına, ne de cemaat halinde kaza edemezler.[47]

 

Kurban Bayramı Namazı Bir Özürden Dolayı Geciktirilebilir Mi?

 

Kurban Bayramının birinci günü namaz kılmaya bir engel çı­karsa, ikinci günü kılınır; ikinci günü de bir özür veya engel çıkar­sa üçüncü güne geciktirilir. O günde bir özür çıkarsa, artık dördün­cü güne geciktirilmez. Böylece namaz terkedilir.[48]

Özürsüz ikinci veya üçüncü güne geciktirilirse, kerahetle caiz olur. Ama Ramazan Bayramı özürsüz ikinci güne geciktirilirse, caiz olmaz ve namaz terkedilir.[49]

Bir özürden dolayı geciktirilen bayram namazı ikinci gün yine güneş bir mızrak boyu yükseldikten (yani güneşin doğmasından 30-40 dakika geçtikten) sonra kılınır. Tatarhaniyye sahibi de aynı tesbiti nakletmiştir. [50]

 

İmam Ramazan Bayramı Namazını Abdestsiz Kıldırırsa

 

İmam Ramazan Bayramı namazını abdestsiz kıldırdıktan sonra farkına varırsa, eğer zevalden önce hatırlarsa, namazı iade eder. Za-valden sonra hatırlarsa, artık o gün geçmiş sayılır. İkinci günü kılar. Abdestsiz kıldığı namaz Kurban Bayramı namazı   ise ve imam da bunu ancak zevalden sonra hatırlarsa, kesilen kurbanlar caizdir. Namaz ise ikinci günü iade edilir.   İkinci günü hatırlarsa, bu zeval-dan sonra ise üçüncü güne bırakılır. Zevalden önce hatırlarsa o gün iade edilir. Üçüncü gün zevalden sonra hatırlarsa artık iade edilmez. Ancak birinci günü zevalden önce hatırlar da  cemaate   durumu bil­dirirse, o ana kadar kesilen kurbanlar caiz olur, duyulduktan sonra namaz kılınmadan kesilen kurbanlar caiz olmaz.[51]

 

Bayram Günü Cenaze Hazır Olursa :

 

Bayram günü henüz namaz kılınmadan cenaze hazır olursa, ön­ce bayram namazı, sonra cenaze namazı, sonra da bayram hutbesi yerine getirilir.[52]                                       

 

TEŞRİK TEKBİRLERİ :                                                        

 

Teşrik'in sözlük mânası : Sıcak günlerde eti taş üzerinde ku­rutmaktır. Arap Yarımadasında bu âdet çok yaygındı. Özellikle Zil­hiccenin on, onbir, on iki ve on üçüncü günlerinde kesilen hayvanla­rın, ya da kurbanların etleri pastırma yapılmak üzere kızgın taşlar üzerine serilir ve kurutulurdu.

Terim olarak, Kurban Bayramının ikinci, üçüncü ve dördüncü günleri anlamına ve o günlerde farz namazlardan sonra getirilen Tekbirleri hatırlama mânasına gelir.

İmam Ebû Hanîfe'ye göre, Arafe günü sabah namazından başla­nıp bayramın birinci günü ikindi namazına kadar sekiz farzdan son-ra teşrîk tekbirleri geirilir. İmam Ebû Yusuf ile İmam Mv ham-med'e göre, Arafe günü sabah namazından başlayıp bayramın dör-düncü günü ikindi namazına kadar geçen 23 vakit namazından son­ra getirilir. Bu hususta amel, imameyn'in içtihadına göredir.

Teşrik Tekbirleri :

a) Her vakit namazından sonra getirilen Tekbîr, peygamberligin 23 yılından birini simgeler. 23 vakitte getirilmesinin hikmetlerin­den biri de budur.

b) Dünya meşgalesini bir tarafa itip Allah'ın dâvetine «evet» demenin sağladığı iç rahatlığını, Allah'ın büyüklüğünü dile getire­rek içten dışa vurmayı belgeler.

c) Kesilen kurbanların sadece Allah'ın büyüklüğünü,   yüceliği­ni ve sonsuz rahmetini hatırlamanın bir ölçüsü olduğunu kelimeyle ifade eder.

d) İslâm ülkelerindeki bütün mü'minlerin gönül ve ağız birli­ği yaptıklarını sergiler.

Teşrik Tekbîrlerinin :

1. Sıfatı,

2. Sayısı,

3. Mahiyeti,

4. Şartları,

5. Vakti...

Sıfatı : Teşrik Tekbirleri vacibdir. Kasden terkedilirse hem se­vabından mahrum kalınır, hem kerahet işlenmiş olur.

Sayısı ve mahiyeti : Her vakit farzından sonra, bir defa şu söz­lerle yerine getirilir : Allahu Ekber Allabu Ekber La İlahe İllâllahu Vallahu Ekber, Allahu Ekber Ve Lîllâ-Hi'lhamd...

Şartları: Yolculuk halinde bulunmamak, şehir veya şehir hük­münde bir yerde olmak, farz namazı kılmış bulunmak ve müstehab bir cemaatle kılmak. (Yalnız başına kılanlar için de vâcib olduğu kabul edilmiştir).[53]

Bu konuda hürriyet ve sultan gibi kayıtlar şart değildir. En sa­hih oîan da budur.[54]

Vakti : Arefe günü sabah namazından sonra başlar, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar devam eder. Böylece 23 va­kit namazından sonra yerine getirilmiş olur,

Selâm verildikten sonra hiçbir şeyle meşgul olmadan   Teşrîk Tekbîrleri getirilir. En uygun olanı budur. Selâmdan sonra konu­şur veya kasden abdestini bozarsa, Tekbîr hükmen düşmüş olur.[55]

 

Bayram Namazından Sonra Tekbîr Getirilir Mi?

 

En sahih rivayete göre, bayram ve vitir namazlarından   sonra tekbir getirilmez.[56]

Teşrik Günlerinden Birinde Tekbir Getirmeyi Unutan : Teşrik günlerinden birinde tekbir getirmeyi unutan kimse, he­nüz teşrik günleri çıkmadan hatırlarsa, onları kaza eder-, yani ter-kettiği tekbîrleri getirir. Teşrik günlerinden önce kazaya kalan na­mazları Teşrik günlerinde kaza edecek olursa, bu namazlardan son­ra tekbir getirmez.

Bunun gibi, Teşrik günlerinde bir iki vakit namazı kaçırır da kazaya bırakırsa, artık o namazları ister. Teşrik günlerinin dışında, ister gelecek yıl Teşrik günlerinde kaza edecek olursa, tekbîr getir­mesine gerek yoktur.

Misafir ile kadın Teşrik günlerinde imama uyup namaz kılacak olurlarsa, tekbir getirmeleri vâcib olur. Ancak kadın bu husufta aa sini kendisi duyacak kadar çıkarır. [57]

 

Teşrik Günlerinde İmam Tekbîri Terkedecek Olursa :

 

Teşrik günlerinde imam tekbîri terkedecek olursa, cemaat ter-ketmeyip yerine getirir.[58]

İmam Selâm Verdikten Sonra Abdesti Bozulursa -. îmam Selâm verdikten sonra henüz tekbîr getirmeden abdesti bozulursa, en sahih kavle göre, tekbirleri o vaziyette getirir, abdest için kalkıp gitmez.[59]



[1] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/5-6.

[2] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/6.

[3] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/6.

[4] Ebû Dâvud : Enes bin Mâlik (R.A.)'den.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/6-7.

[5] İmam Şafiî ve İmam Beğavî rivayet etmişlerdir.

[6] Ahmed bin Hanbel - Buharı : Enes (R.A)'den.

[7] Tirmizî - İbn Mâce - Ahmed bin Hanbel.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/7.

[8] El-Muhit - Serahsi - Fethü'l-Kadir - El-Bedayi – Kâsâni.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/7-8.

[9] El-Hâkim - îbn Hibban : EI-Hasen'den.

[10] El-Muhit - Serahsî - Bahrirâik - îbn Nüceym.

[11] Ebû Dâvud - Îbn Mâce - El-Hâkim : Ebû Hüreyre (R.A.)'den

[12] El-Kınye Eburreca - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[13] Ahmed bin Hanbel - Müslim – Tirmizi.

[14] El-Ayni Şerh-i Kenz.

[15] Tatarhaniyye - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[16] El-Ayni Şerhü'l-Hidâye İbn Abidin.

[17] El-Muhit - Serahsi - El-Mebsut – Serahsî.

[18] Fetâvâ-yi Kaadıhan - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[19] EI-Cevheretü'n-Neyyire.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/8-10.

[20] El-Hidâye Merğinanî - Mecmau'l-Enhür - Bahrirâik - İbn Nüceym.

[21] EI-Muhit - Radiyüddin Serahsî - EI-Mebsut - Şemsüleimme Serahsi.

[22] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/10.

[23] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/10.

[24] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/10-11.

[25] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/11.

[26] Et-Tebyin - Zeylaî - Fetâvâ-yi Hindiyye

[27] El-Mulâsa - Bahrirâik - İbn Nüceym.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/11.

[28] El-Muhit - Radiyüddin Serahsi.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/11-12.

[29] El-Tebyin – Zeylaî.

[30] Fıkhu's-Sünne - Seyyid Sabık - Fetâvâ-yi Hindiyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/12.

[31] Fetâvâ-yi Kaadıhan - Şerhu Fethi'l-Kadir.

[32] EI-Ayni - Şerhü'I-Hidâye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/12.

[33] Tatarhaniyye - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[34] Ez-Zahidi - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[35] El-Cevheretü'n-Neyyire - Şerh-i Kuduri.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/13.

[36] Tatarhaniyye - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[37] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/13.

[38] Fetâvâ-yi Hindiyye : C. 1, S. 151 – Tatarhaniyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/13.

[39] El-Gıyasiyye - El-Mebsut - Şenısü'l-Eimme Serahsi.

[40] El-Muhit - Padiyüddin Serahsî.

[41] El-Bedayi'    Kâsâni.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/13-14.

[42] Siracü'l-Vehhac - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[43] El -Kâfi - Hızanetü'I-Ekmel - Yusuf Cürcani.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/14.

[44] Fetâvâ-yi Hindiyye.

[45] Tatarhaniyye - Fetâvâ-yi Hindiyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/14-15.

[46] Fetâvâ-yi Hindiyye - El-Bedayi' – Kâsâni.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/15.

[47] El-Tebyin – Zeylai.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/15.

[48] El-Cevheretü'n-Neyyire - Kuduri – Şerhi.

[49] Et-Tebyîn - Zeylai.

[50] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/15.

[51] Fetâvâ-yi Kaadihan - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[52] El-Kınye - Ebu Recâ Necmuddin.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/16.

[53] Et-Tebyin - Zeylai - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[54] Mi'racü'd-Dirayye.

[55] Et-Tehzib - Fet&va-yi Hindİyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/16-18.

[56] Bahrirâik - îbn Nüceym.

[57] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/18.

[58] Et-Tebyin - Zeylai - Fetavâ-yi Hindiyye.

[59] El-Hulasa - Fetâvâ-yi Hindiyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/18.

Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.02 saniye 14,858,988 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024