Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Kaynaklarıyla İslam Fıkhı Celal YILDIRIM

İÇKİ İÇMENİN CEZASI 2

Kişinin Sarhoş Olduğu Nasıl Tesbit Edilir?. 2

Bir Kişinin İçki İçtiğine Şahidlik Yapanlardan Neler Sorulur?. 2

Kimler İçki İçmekten Dolayı Cezalandırılır?. 2

İçkiyi Meyve Suyu Sanıp İçtiğini Söylerse : 3

İçki Konusunda. Kaç Şahide İhtiyaç Vardır?. 3

İÇKÎ İÇTİĞİ SABİT OLUNCA.. 3

HADDİ KAZF. 3

Zina İsnadında Bulunan Kimseye Hadd Ne Zaman Gerekir?. 4

Zina İsnad Edildiğini İddia Eden Kimseden Şahid İstenir : 4

Kendisine Zina İsnad Eden Baba-Anası Olursa : 4


İÇKİ İÇMENİN CEZASI

 

İslâm, insana yararlı olanı mubah sayar, zararlı olanı haram ya da mekruh kabul eder. Ayrıca hiç kimsenin toplumu, komşusunu ve çevresini rahatsız etmeye hakkı yoktur. Her insanın malı, canı, namusu ve şerefi güven altına alınıp korunmuştur. Buna tecâvüz eden­ler için ağır cezalar konulmuş, ayrıca uhrevî azaplara sebep olacağı belirtilmiştir.

İnsan yaratılışı gereği, sınırsız bir hürriyet ister. Gerçi hür ya­şamak her insanın en tabii hakkıdır; ama başkasının hürriyetine te­cavüz etmediği sürece bu böyledir. Herkesin hürriyeti, başkasının hürriyetine  dokunmadığı  nisbette  vardır.

İçki, bilindiği gibi hem içeni zehirleyip şuurunu zedeliyen, hem aileyi ve yakın çevreyi huzursuz eden, hem aile ekonomisini sarsan, hem çoluk çocuğa kötü örnekler veren bir ibtüâdir. İslâm Dini, in­san sağlığına çok önem veren, âüe bütçesini savurganlıktan koru­yan; insanı ibâdetten, zikirden, şuurlu sohbet ve hizmetten alıkoyan herşeyin karşısmdadır. İçki bunların başında gelir. Bu sebeble onun damlasını bile haram kılarken, içene de bir takım caydırıcı cezaların uygulanmasını emretmiştir.

O halde içki içip kokusu ağzında mevcut olan veya sarhoş bir vaziyette yakalanıp getirilen ve içki içtiği bu sebeplerle tesbit edilen kimseye hadd = ceza uygulanır.

imam Ebû Hanîfe'ye göre, şahıs kendisi içki içtiğini -ağzı koktu­ğu halde- ikrar ederse, yine de ona hadd tatbik edilir. Ama kokusu tamamen zail olduktan sonra bunu ikrar etmesi haddi gerektirmez, îmam Ebû Yusuf da ayni görüştedir-

Yine bu iki imama göre, adamın sarhoşluğu ve ağzındaki koku iyice zail olduktan sonra, onun içki içtiğine dair iki kişi gelip şahid­likte bile bulunsa, ceza uygulanmaz.

Ancak, devletin yetkili organı biraz uzakta bulunduğu için, içki içeni yakalayıp götürürken mesafenin uzaklığı sebebiyle sarhoşlu­ğu ve ağzındaki koku zail olursa, bilîcma' ona ,cezâ verilir.[1]

Müfta bin olan kavle göre, sarhoş kendi nefsine karşı ikçi içti­ğini ikrar ederse, ona hadd gerekmez.[2]

 

Kişinin Sarhoş Olduğu Nasıl Tesbit Edilir?

 

Sarhoş olmanın ölçüsü nedir? Sadece ağız kokusu yeterli midir? Müctehid imamların bu hususta farklı görüş ve ictihadlan olmuş­tur :

a) İmam Ebû Hanîfe'ye göre, yeri    gökten, erkeği    kadından ayırdedemiyecek duruma gelen kimse sarhoş kabul edilir.

b) imam. Ebû Yusuf ile îmam Muhammed'e göre, sözleri birbi­rine karışır, ağzından bir takım anlamsız söz ve hezeyanlar çıkarsa, o takdirde sarhoş sayılır. Fetva da bu iki imamın görüşüne göre­dir.[3]

 

Bir Kişinin İçki İçtiğine Şahidlik Yapanlardan Neler Sorulur?

 

İsİâm hukuku, şahidlerin mücerred iddiasını bir ölçü olarak ka­bul etmez, belki bu hususta onlardan bazı önemli hususları sorar ve alacağı cevaba göre hüküm verir. O halde şahidler hâkimin huzuru­na alındıklarında, hâkim onlardan şunları sırasiyle sorar :

a) İçki nedir?

b) Bu adam içkiyi nasıl içti? Kendi arzusuyla mı, yoksa zorla­narak mı?

c) Nerede içti, islâm ülkesinde mi, gayr-i müslim bir ülkede mi?

d) Ne zaman içti?[4]

Şahidler bütün bu hususiara olumlu cevap verdikten sonra hâ­kim içki içeni -adaleti tecelli ettirinceye kadar- hapseder. [5]

 

Kimler İçki İçmekten Dolayı Cezalandırılır?

 

Bir kimsenin içki içtiğinden dolayı cezalandırılması için kendi­sinde şu vasıfların bulunması gerekir :

1 — Âkil olması,

2 — Ergen olması,

3 — Müslüman bulunması,

4 — Dilsiz olmaması.

O halde çocuk, deli, gayr-i müslim ve dilsiz içki içtiği takdirde hadd vurulmaz, sadece onları bundan vazgeçirmenin yolları araştı­rılır, iki gözünü kaybetmiş kimse, içtiği takdirde kendisine hadd vu­rulur. Çünkü a'manm sarhoş olması, hem kendisi, hem çevresi için büyük tehlike doğurabilir.[6]

Bir Müslüman islâm ülkesinde içki içer, ilgililer kendisini hâki­me götürdüklerinde, «ben içkinin haram olduğunu bilmiyordum» de­mesi dikkate alınmaz, gereken ceza uygulanır. Çünkü İslâm ülkesin­de oturan her Müslümanın helâl ve haramı bilmesi gerekir. Bilme­mek mazeret sayılmaz. [7]

 

İçkiyi Meyve Suyu Sanıp İçtiğini Söylerse :

 

içki içtiği şahitlerin şehadetiyle tesbit olunan kimse, hâkime, «Ben onun rakı ya da şarap olduğunu bilmiyordum, süt ya da mey­ve suyu sanarak içtim» derse, bu iddiasına itibar edilmez gereken ceza verilir- Ancak, fukahanın bazısına göre, şıra sanarkK içtiğini iddia eder ve hâkimin de kanaati bu yönde tecelli ederse, kendisine hadd vurulmayabilir.[8]

 

İçki Konusunda. Kaç Şahide İhtiyaç Vardır?

 

İki erkeğin şehadeti yeterlidir. Ayni zamanda içki içenin bizzat ikrar etmesi de yeterli sebep sayılır. İkrarının bir defa olması kâfi gelir, tekrarına lüzum yoktur. Bu konuda, erkekle beraber kadınla­rın şehadeti kabul olunmaz.[9]

içki içtiği ya şahidlerin şehadetiyle, ya da kendi ikrarıyla sübut bulduktan sonra adam iyice sarhoş ise, hemen hadd tatbik edilmez, ayıhp kendine gelmesi beklenir. Ağzından kokunun zail olup olma­dığına bakılmaz.

Müslüman bir kimse kusar da kusmuğundan rakı kokusu gelir veya sadece kendisinden içki kokusu hissedilirse, şahidlerin şehadeti mevcut değilse, kendisine hadd vurulmaz. Çünkü bu ihtimal ilâç ye­rine içtiği veya zorla içirildiği mümkündür.

Şahidlerden biri onun içki içtiğini^ diğeri de içki kustuğunu söy­lerse, şahidlikler ayni noktada birleşmediği için, adama hadd tatbik edilmez. Bunun iki şahidin içilen vakit hakkındaki sözleri birbirini tutmaz veya şahidlerden biri onun içtiğini, biri de onun ikrar ettiği­ni söylerse, adama hadd uygulanmaz. Çünkü içtiği kesinlik kazan­mamış şüphe de kalmıştır. Şüphe ile amel doğru değildir.

Şahidlerden biri bir adamın içki içtiği için sarhoş olduğunu, di­ğeri ise şıra veya şerbet içtiği için dengesini kaybettiğini söylerse, yi­ne de ceza uygulanmaz. Çünkü bu durumda adamın cidden dengesi­nin kaybolması mevcut hastalığın içilen şıra veya şerbetle ortaya çıkması   ihtimali mevcuttur.[10]

îçinde alkol bulunup insanı -azı olsun, çoğu olsun- sarhoş eden her madde içki sayılır ve islâm Hukukuna göre, bundan dolayı hadd uygulanır. [11]

 

İÇKÎ İÇTİĞİ SABİT OLUNCA

 

Kişinin içki içtiği sübut bulunca, başı, yüzü dışında vücudunun diğer kısımlarına seksen değnek vurulur. Üzerinde kalınca elbise varsa çıkarılır.

Şahidler şehadette bulunup suç sübut bulduktan sonra adam, «Bana zorla içirdiler» diye iddiada bulunursa, onun bu sözü dikkate alınmaz ve gereken ceza uygulanır. [12]

 

HADDİ KAZF

 

Bu fıkhî bir terimdir. Namuslu iffetli kadına zina isnad etmek ve bu hususta iftirada bulunmak anlamına gelir. Bu yüzden müfte­riye ceza verilir.

İslâm Dini, namuslu iffetli kadınları bazı düşük kişilerin iftira­sından korumak için bir takım ağır müeyyideler koymuştur. Bir ka­dına zina isnadında bulunan ve bunu dört şahidle isbat edemiyen kimseye seksen değnek ceza olarak vurulur.

Bunun meşruiyeti Ayet ve Hadisle sabit olmuştur. Müctehid imamların bunda görüş birliği vardır.

Şeriat dilindo kazf, zina atmak, yani zina iftirasında bulunmak, demektir. O halde sadece namuslu kadınlara değil, namuslu erkek­lere de zina isnad edenler bunu şeriatın belirlediği ölçü ve anlamda isbat edemedikleri takdirde, seksener değnek vurulur.[13]

Seksen değnek vurulurken, üzerindeki iç çamaşır dışındaki el­biseler çıkarılır ve yüz ile başın dışında vücudun diğer kısımlarına dağıtılır.[14]

Zina isnadı, kişinin ikrarıyla sübut bulacağı gibi, böyle bir is-nadda bulunduğuna dair iki şahidin şehadetiyle de sübut bulur. An­cak bu iki şahidin erkek olması söz konusudur. Diğer hukuklarda olduğu gibi Hadd-i Kazf de de suçun sübutu iki erkek şahidle ger­çekleşir.[15]

Erkeklerle beraber kadınların şehadetiyle sübut bulmaz- Ayni zamanda şehadet üzerine şehadetle de sübut bulmaz.[16]

Önce kazf ikrarında bulunur, sonra bundan rücu' ederse, ka­bul olunmaz ve gereken ceza uygulanır. Çünkü bu durumda bir Müs-lümana zina. isnad etmiş, onun adını kötüye çıkarmıştır. Sonra da bundan dönüş yapmanın bir anlamı yoktur; kendine hâkim olma­lıydı. [17]

 

Zina İsnadında Bulunan Kimseye Hadd Ne Zaman Gerekir?

 

Bilindiği gibi, fıkıhta, başkasına zina isnad edene kaazîf deni­lir. Bu isnadından dolayı -tabii dört şahit getiremediği takdirde- ce­za görebilmesi için, zina isnad ettiği kimsenin -ki buna makzuf de­nilir- iffetli-namuslu olması gerekir. Aksi halde hadd-i kazf gerekmez.

Bir kimsenin muhsen = iffetli namuslu sayılabilmesi için şu beş şartın bulunması gerekir : Hür olması, ergen bulunması, aklı ye­rinde olması, Müslüman ve iffetli bulunması. Daha önce zina etme­miş olması, veya şüphe ile veya fasit bir nikâhla -ömründe bir defa olsun- bir kadınla cinsel temasta bulunmaması.[18]

Zina etmemiş bir adama «Ey zânîi» diye hitab eden kimse hak­kında isnada uğrayan davacı olabilir ve isbat edildiği takdirde ona hadd-i kazf gerekir. Çünkü namuslu bir kimseye zina isnad etmek, onu büyük bir günahla, iffetsizlikle suçlamak demektir.

Ama zina ettiği sabit olan bir kimseye «Ey zânî» veya «Ey zinâ-kâr!» diyen kimseye hadd gerekmez. Çünkü bunda bir suçlama söz konusu değildir.

Birine -ey zina çocuğu!» diye isnadda bulunan kimseye, isnada hedef olan kimsenin ana babası davacı olurlarsa, o takdirde hadd gerekir.

Ey zinâkârın kardeşi! demek de böyledir- İsnada hedef olanın kardeşi varsa davacı olabilir. [19]

 

Zina İsnad Edildiğini İddia Eden Kimseden Şahid İstenir :

 

Adanı hâkime başvurup «Falan adam bana zina isnad etti» diye davacı olursa, suç zanlısı çağrılır ve kendisinden sorulur, İtiraf eder­se hadd gerekir. İnkâr ederse, yemin verilmez, davacıdan iki şâhid getirmesi istenilir. Getiremediği takdirde dava düşer.[20]

Zina isnadından dolayı hâkim şahitlerden şu hususları sorar :

a) Zina isnadı nedir, bundan ne anlıyorsunuz?

b) Ne zaman, nerede bu suçu isnad etti?

îmam Ebû Hanîfe'ye göre, şahidlerden biri «bu adam zina isna­dında cuma günü bulundu» diğeri ise «cumartesi günü bulundu» derse, suç yine sabit görülerek müfteriye seksen değnek vurulur, îmameyne göre vurulmaz. Çünkü şahidlerin ifadeleri birbirini tut-maiüakta ve şüpheli bir durum ortaya çıkmaktadır. Şüphe ile amel edilmez. Ancak el-Muhit sahibi Radıyüddin Serahsî, İmam A'zam'm görüşünü daha uygun kabul etmiştir.

Bunun gibi, zina isnadının yapıldığı yer hakkında şâhidler fark­lı mekânlar söylerse, îmam A'zam'a göre, yine de hadd gerekir. İma-meyne göre gerekmez.

İffetli -namuslu bir kimse öldükten sonra bir adam ona zina is­nadında bulunursa, varisleri davacı olabilir. Adamın isnadı tesbit edildiği takdirde kendisine hadd cezası gerekir.

Ancak kardeşler, kızkardeşler, amcalar, dayılar arasından ölen kimseye zina isnad edildiğinde, bunların davacı olma hakkı yoktur; davacı olmaya ancak usûl ve furû'un hakkı vardır.[21]

 

Kendisine Zina İsnad Eden Baba-Anası Olursa :

 

Kendisine zina isnad eden kimse onun babası veya anası veya dedesi veya ninesi olursa, davacı olmaya hakkı yoktur. Ama kendi­si babasına veya anasına, ya da kardeşine ve amcasına zina isnad eder ve bunu isbat edemezse, hadd-i kazf gerekir. Yani kendisine seksen değnek vurulur.

Adam kendi oğluna «Ey zinâkâr kadının oğlu!» derse ve kadın da hayatta değilse, ama başka bir kocadan onun diğer bir oğlu var­sa, onun davacı olma hakkı vardır. [22]

 



[1] Siracü'l-Vehhac - Şemsü'l-Eimme Halvairi.

[2] El-Hidâye – Merğinanî.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/179-180.

[3] Fetâvâ-yi Hindiyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/180.

[4] Fetâvâ-yi Kaadıhan.

[5] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/180.

[6] Bahr-i Râik - îbn Nüceym.

[7] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/180-181.

[8] Bahr-i Râik - îbn Nüceym.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/181.

[9] El-Hidâye – Merğinani.

[10] Fetâvâ-yl Hindiyyo.

[11] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/181-182.

[12] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/182.

[13] Fethü'l-Kadir - Kemal b. Hümanı.

[14] Şerh-i Nükaaye-Şeyh Ebu'l-Mekarim.

[15] El-îhtiyar Şarhü'l-Muhtar.

[16] Fetâvâ-yr Kaadıhan.

[17] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/182-183.

[18] Şerh-i Tahavî.

[19] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/183.

[20] El-Cevheretü'n-Neyyire.

[21] Şerh-i Tahavi - Fetâvâ-yi Hindiyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/184.

[22] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/184.

Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.02 saniye 14,842,899 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024