Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Kaynaklarıyla İslam Fıkhı Celal YILDIRIM

ONUNCU BÖLÜM.. 2

NECİS (MURDAR) ŞEYLER VE İLGİLİ HÜKÜMLER.. 2

1. Su Veya Temizleyici Özelliği Olan Sıvı : 2

2  — Silmek Suretiyle Temizlemek : 4

3 — Çiteleyip Ovmak Suretiyle Temizlemek : 4

Ayakkabıya Dokunan Necaset : 4

4 — Güneş, Ateş, Rüzgar Ve Gölgede Kurumak Suretiyle Temizlenmek : 4

5 — Tezek Yakılıp Kül Haline Geldiğinde Temiz Olur Mu?. 5

6 — Kimyasal Değişime Uğrayan Necis Bir Maddenin Bu Suretle Temizlenmesi : 5

Tuzlaya Düşüp Ölen Domuz Veya Eşek : 6


ONUNCU BÖLÜM

 

NECİS (MURDAR) ŞEYLER VE İLGİLİ HÜKÜMLER

 

İslâm Şeriatının necis (murdar) kabul ettiği bir takım şeyler vardır ki bedene veya elbiseye ya da namaz kılınacak yere dokun­duğunda -belli ve belirli mikan bulduğu ya da aştığı takdirde- yı­kanıp temizlenmesi gerekir. Aksi halde ibâdetin sıhhatına engel olur. Bu da hafif ve galiz olmak üzere ikiye ayrılır. Az ileride necasetin bu iki kısmını açıklayacağız.

İslâm Dini, ibâdeti, günlük hayatımızın her yönünde ve ânında olduğu gibi temizlik esasına dayamıştır. Bu nedenle fıkıh kitapları­mızda konuya ağırlık verilmiş, her türlü şüphe ve tereddüdü gide­recek ölçü ve anlamda açıklamalar yapılmıştır. Kur'ân-ı Kerim'de temizliğin önemine ve dindeki yerine dokunularak şöyle buyurul-muştur :

.Ey örtüye bürünen Muhammedi Kalk da Cyanlış yolda yürüyen­leri) uyar, Rabblni yücelterek büyük tanıt, elbiseni (bundan.böyle de) tertemiz tut, murdar ve kötü şeyleri terke devam et. Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.»[1]

«Şüphesiz ki Allah çokça tevbe edenleri ve İyice temizlenip arı­nanları sever.»[2]

Resûlüllah (A.S.) Efendimiz de :

«Temizlik imânın yarısıdır.»  [3]buyurmuştur.

İslâm Şeriatında necis (murdar) sayılan şeylerin temizlenme­sinde hem titizlik, hem kolaylık gösterilmiştir. Hadîslerin ışığı al­tında aşağıda belirtilen şeylerle necasetin temizlenmesinin caiz ol­duğu tesbit edilmiştir :

1. Su veya temizleyici olan herhangi bir sıvı, ile yıkamak,

2. Bir bez ve benzeri şeyle silmek,

3. Uvalamak ve çitelenıekle temizlemek,

4. Güneşte iyice kuruyup izinin kalmaması   suretiyle temizle­mek,

5. Yakmak suretiyle temizlemek,

6. Değişime, kimyasal bir değişikliğe uğratarak temizlemek... [4]

 

1. Su Veya Temizleyici Özelliği Olan Sıvı :

 

Necis bulunan şeyi hem su ile, hem de temiz olup temizleyici, özelliği bulunan sirke, gülsuyu, benzin ve benzeri maddelerle temiz­lemek caizdir. Ancak suyun dışındaki temiz ve temizleyici özelliği olan sıvıların sıkıldığında dokunduğu yerden su gibi çıkıp akıcılığı­nın olması gerekir. Bulaştığı yerden sıkılsa bile pek çıkmayan yağ, pekmez ve benzeri maddelerle temizlik yapmak caiz değildir. Çün­kü amaç gerçekleşmemektedir. Süt, ayran, üzüm suyu ve benzeri maddeler de bu cümledendir.[5]

Kullanılmış suya gelince, bu konuda farklı görüş ve ictihad bu­lunmasına rağmen İmam Ebû Hanîfe ile İmam Muhammed'e göre bununla da temizlik yapmak caiz değildir. Fetva buna göredir.

Bedene ya da eşyaya dokunan necaset gözle görülen türden ise izi kalmaymcaya kadar yıkanır. Ancak dokunduğu yerde leke bıra­kan ve giderilmesi çok zor olan murdar   maddelerin izini bıraktığı lekeyi mutlaka gidermek şart değildir. Hem bu hususta şu kadar de­fa yıkamak diye bir sayı da gerekli görülmemiştir. [6]Hatta bir tek yıkamada necasetin eseri gideriliyorsa, onunla da yetinilebilir. Ne var ki üç defa yıkamakta yarar vardır. Üç kez yıkandığı halde hâlâ temizlenmiyen bir necaset temizleninceye kadar yıkanır.

Ancak sabun, deterjan ve benzeri temizleyici maddelerle gide-rilebüen necaseti mutlaka bu maddelerle yıkayıp temizlemek şart değildir. Sadece temiz bir su ile iyice yıkanması da yeterlidir.

îslâm Şeriatı sabun ve benzeri temizleyici özelliği bulunan mad­deleri tavsiye eder, fakat mutlaka bunlarla yıkayıp temizlik yap­mayı emretmez. Çünkü böyle bir emirde kamu kesimi için meşak­kat vardır. Din ise meşakkati getirmez, onunla emretmez. Hem her­kesin sabun ve benzeri bir madde te'min etmesi mümkün değildir.

Burun gibi sıcak ya da kaynar su ile yıkamayı vâcib kılmamıştır. Çakü her yerde ve her zaman suyu ısıtmak, ya da kaynatarak kullanmak mümkün değildir. Bu bakımdan sıcak su ile yıkamayı ve gereken temizliğin yapılmasını tavsiye etmekle yetinir. Kamu ke­simi üzerine içinde güçlük ve sıkıntı bulunan bir sorumluluk yük^ lemez.

Buna bir örnek verelim îçinde necaset bulunduğu bilinen bir boya ya da kına ile elbise ya da vücudunun bir yerini boyayan kimse, berrak su akmcaya ka­dar o yerleri yıkar. Kına yada boyanın rengi kalsa bile bunu gider­meye kendini zorlamaz; yani bu konuda rengi giderici nitelikte bir madde kullanmaya gerek görülmemiştir.[7]

Bu nedenle, elbise ya da bedene dokunan necis bir yağ sabun ve benzeri bir madde kullanılmadan su ile yıkanır, fakat yağın eseri dokunduğu yerde kalırsa, necaset temizlenmiş sayılır. Ne var ki bu durumlarda sabun ve benzeri bir madde kullanmak her zaman tavsiye edilmiştir. Fakih Ebulleys bu görüşte katılmış ve en sahih ola­rak kabul edilmiştir.

a — Dokunan necis gözle görülmeyen türden ise, üç defa yıka makla yetinilir.[8]

Necis olan eşyayı yıkarken her defasında sıkmak gerekir. Özel-kle üçüncü defasında daha iyice sıkılmalı ve gözeneklerdeki suyun ıkmasını -imkân oranında- sağlanmalıdır. Tabii sıkma işi ve niseti her şahsın gücüne göre değişebilir. Bir tek defa sıkmayı yeterli jörenler de var. El-Kâfî sahibi bunu daha uygun kabul etmiştir. Fet-/â da buna göredir. [9]Ama birinci görüş ihtiyata daha uygun-lur. EI-Muhit sahibi Muhammed Rediyüddin de ayni görüştedir.

b — Elbiseyi hırpalar, ya da zayıflatır ölçüde sıkmak sünnete aygun değildir. Çünkü eşyayı korumak, onun çabuk yıpranmasını önlemek İslâm Şeriatına daha uygundur.[10]

c — Necaset dokunmuş bir elbiseyi üç defa yıkadıktan ve her defasında sıktıktan sonra bir iki damla damlayıp bir yere dokuna­cak olursa, bakılır : Üçüncü kez yıkadıktan sonra kendi bilek gücü nisbetinde iyice sıkmış ve artık damlayacak kadar içinde su kalma­mışsa, son olarak bir iki damlanın kendiliğinden meydana gelme­siyle ne elbise, ne eller, ne de damlanın dokunduğu yer necis sayı­lır. Üçüncü defa iyice sıkmamış ve bir kez daha sıkıldığı takdirde birkaç damla daha suyun çıkması mümkün görülüyorsa, o takdirde son olarak çıkan bir iki damla hem dokunduğu yeri, hem elleri, hem de elbiseyi necis yapmış sayılır.[11]

Ancak bu konuda şu hususu dikkate almak gerekir : Üç defa ay­rı ayrı iyice yıkanan ve bu arada sabun ve benzeri temizleyici mad­de de kullanılan bir elbiseden üçüncü yıkama ve sıkmadan sonra akan bir iki damlanın temiz olduğuna hükmedebilir. El-Muhit sa­hibi Muhammed Radiyüddin bu meseleyi sadece su ile yıkandığı du­ruma göre değerlendirmiştir.

Sıkılması mümkün olmayan bir eşya üç defa ayn ayrı yıkan­mak ve her defasında üzerindeki suyun iyice akıp giderilmesiyle te­mizlenmiş sayılır. Suyun giderilmesi, damlamıyacak kadar suyun kalmamasıyla takdir olunur.[12]  Bu da, yıkanan eşyanın suyu bolca emiştiğinde dikkate alınır. Bakır, porselen ve benzeri suyu emmiyen, yani gözenekleri bulunmayan maddelerde ise böyle bir takdire ge­rek yoktur.[13]

d — Alkollü bir madde içinde pişirilen et ve benzeri bir madde temizlenebilir mi?

Kadın su bulamadığı veya düşünemediği için et ya da buğday gi­bi bir maddeyi alkollü bir sıvı içinde pişirecek olursa, Ebû Yusuf a göre, o maddenin temizlenebilmesi onu üç defa ayrı ayn temiz su ile pişirip her defasında kaynayan suyu dökmek suretiyle mümkün­dür. İmam Ebû Hanîfe'ye göre, o madde artık hiç bir suretle temiz-lenemez. Fetva da buna göredir.[14]

îmal edilen bıçak ve benzeri bir alet, tuğla, kiremit ve benzeri bir madde necis suya batırüır, yani ocaktan çıkarılıp kavlamak için necis suya batırılıp çıkarılırsa, İmam Ebû Yusufa göre bunlar üç defa temiz suya sokularak yıkanırsa temizlenmiş olur. Ne var ki her defasında üzerinde damlayacak kadar suyun kalmamasına dik­kat edilmelidir.

e — İçine necaset kansan bal :

îçine necaset karışan bal'ın üzerine su dökülerek eski miktarı­na- gelinceye kadar kaynatılır ve bu anıelye üç defa tekrar edilirse temizlenmiş sayılır. Pekmezi de buna kıyas etmişlerdir.

f — Murdar olan yağ :

îçine necis karışan bir yağı temizlemek için altı delik ya da mus­luklu bir kaba konur, üzerine o nisbette ya da daha fazla su dökülür ve karıştırılır, yağ tamamen üste çıkınca musluk açılıp su akıtılır ve bu ameliye üç defa tekrar edilir.[15]

g — İdrar dokunmuş bir toprak nasıl temizlenir?

Üzerine idrar edilen bir toprak sert ve katı biçimde değilse üze­rine üç defa bolca su dökülmek suretiyle temizlenmiş olur. Katı ise her defasında bir bez ile silinerek temizlenmesi sağlanır.

h — Hasır ve benzeri bir yaygıya dokunan necaset :

Hasır ve benzeri bir yaygıya dokunan necaset iyice kurumusşa Önce bir çubuk ya da benzeri bir aletle kazınır, sonra da mümkünse yıkanır. Dokunan necaset yaş ise üç defa iyice yıkamak­la temizlenir.[16]

Necaset dokunan bir halı ya da kilim bir akara konulur ve tam bir gece üzerinden su akıp giderse temizlenmiş sayılır. Sahih olan da budur. [17]Bunun dışmda onu bol su ile her defasında sıkmak, mümkün değilse başka bir bezle suyunu almak suretiyle üç defa yı­kamakla da temizlenmiş olur. Sabun ve günümüzdeki mevcut de­terjanla yıkanması daha iyi temizlenmesini sağlar. Bu bakımdan tav­siye edilmesi uygundur.

i — İçinde şarap bulundurulan bir küp, şarap boşaltıldıktan sonra temizlenebilmesi için, küp yeni ise her   defasında birer saat bekletilmek   şartiyle üç defa su doldurulup   boşaltılarak   temizliği sağlanır. Küp çok eski ise birer saat bekletmeye gerek yoktur   üç defa bol su ile yıkanır.[18]

j — Dibağat edilmiş deriye necaset dokunursa bakılır :

Deri dokunan necaseti emiyor, ıslaklığı siniyorsa, yıkarken sık­mak mümkünse sıkılır ve bu ameliye üç defa tekrar edilir. Necaseti emmiyor, ıslaklık içine sinmiyorsa o takdirde sadece üzerine su dö­küp necaseti giderecek biçimde temizlenir. Ebû Yusuf'a göre her yı­kayıştan sonra biraz beklenir, dokunan suyun akıntısı kesilinceye kadar ara verilir.[19]

k — Necis kalan elbiseyle namaz kılmak :

Elbisenin bir ucuna necaset dokunur da, başka tarafı necis oldu zannedilerek yıkanır, asıl necis olan taraf olduğu gibi kalır ve bu. elbiseyle birkaç vakit namazı kılmırsa, kılman bu namazların iade­si vâcib olur. O halde elbisenin hangi kısmına necaset dokunduğu kesin olarak bilinmiyor veya bu konuda şüphe ediliyorsa, elbisenin tamamını yıkamak daha uygvın olur. İhtiyata muvafık olan da bu­dur. [20]

 

2  — Silmek Suretiyle Temizlemek :

 

Konunun başlangıcında da belirttiğimiz gibi, necaseti temizle­menin vasıtalarından biri de silmektir. Buna bir örnek verecek olur­sak, ayna, madeni eşyalar, bıçak ve benzeri şeyleri gösterebiliriz,

O halde bu gibi maddelerden birine necaset dokunduğunda, bunu yıkamak suretiyle temizlemek mümkün olduğu gibi ıslak bir bez­le de tekrar sümek suretiyle temizlemek mümkündür.[21]

Bu konuda dokunan necasetin sıvı ya da kuru, gözle görülebi­len ya da görülemiyen olması arasında pek fark yoktur.

Necaset dokunan madeni eşya pürüzlü ya da motifli olursa, yine de onu silmek suretiyle temizlemek caizdir. Ancak dokunan necaset ıslak bezin ulaşamıyacağı kadar girintilerde kalırsa, o takdirde onu su ve benzeri bir sıvı ile yıkamak gerekir. [22]

 

3 — Çiteleyip Ovmak Suretiyle Temizlemek :

 

Temizleme yollarından biri de çiteleyip ovmaktır. Bazı necis sa­yılan şeyler var ki dokunduktan bir müddet sonra kuruyup elbisede bir sertlik meydana getirir. Bunu çitelemek, ya da ovmak suretiyle temizlemek mümkünse öyle yapılır. İnsan menisi buna bir örnek ola­rak gösterilebilir : Çamaşırına meni dokunan kimse isterse bunu yı-kamayıp çitelemez-, ovmak suretiyle temizliyebilir. Ancak dokunan meni henüz ıslak bulunuyorsa, o takdirde yıkanması vâcib olur. îyice kurumuşsa istihsanen çitelenerek temizlenmesi caizdir.[23]

Kadınla erkek menisi arasında bu konuda bir fark yoktur. Sa­hih olan görüş te budur. Çitelendikten sonra elbisede kalan menin izi zarar vermez. Nitekim yıkandıktan sonra da böyle bir iz kalırsc, yine de temizlenmiş sayılır.[24]

Elbiseye değil de bedene dokunan meni, ister yaş, ister kurumuş olsun, herhalde su ile yıkanması gerekir. Şafiî Mezhebine göre meni neris değildir; bu bakımdan yıkanması vâcib sayılmamış, ancak sün­net ya da müstehab kabul edilmiştir.[25]

Elbiseye dokunan meni astara kadar geçmiş bile olsa, şayet ku­rumuşsa çitelemekle temizlenir. Yıkanması şart değildir.[26]

 

Ayakkabıya Dokunan Necaset :

 

Sokak ve caddelerdeki necasetle zaman zaman temas halinde olan ayakkabı, yürürken temiz toprağa sürtüne sürtüne temizlenmiş sayılır. Ancak dokunan necaset ıslak bir vaziyette bulunuyor ve top­rak ile tam temas halinde değilse, onu herhalde yıkamak gerekir. [27]

 

4 — Güneş, Ateş, Rüzgar Ve Gölgede Kurumak Suretiyle Temiz­lenmek :

 

Toprağa dokunan necaseti yıkamak suretiyle temizlemek müm­kün olduğu gibi, necis olan kısmı bir kürekle izi kalmayacak biçim­de kaldırıp atmakla da temizlemek mümkündür. Bunun dışında bir de bir süre güneşin dokunması veya üzerinde ateş yanmasıyla eseri kalmıyacak şekilde toprağın temizlendiğine hükmedilebilir. Ayrıca rüzgarın bir süre dokunması veya uzun müddet gölgede kalıp iyice özelliğini kaybetmesi sonucu necis toprağın temizlendiğine keza ce­vaz verilebilir.

Tabiatiyle bu konuda sadece yeryüzü söz konusu değildir; du­var, ağaç, ot, kamış ve benzeri şeyler de bu cinstendir. Ancak ağaç, ot, kamış ve benzeri şeyler kesilmedik bulundukları sürece bu hük­me girerler. Kesilip koparıldıklan takdirde, dokunan necasetten bun­ları ancak yıkamak suretiyle temizlemek mümkündür.[28]

Tuğla ve kiremit yere döşeli olduğu takdirde toprak hükmünde sayılır, yani bu konuda onun gibidir; sözü edilen sebeplerden biriy­le temizlenebilir. Bir yapı ya da döşemede kullanılmadık bir halde bulunuyorsa, o takdirde dokunan necaseti yıkamak gerekir.[29]

Yere dokunan necaset güneş ya da ateş vasıtasiyle temizlendik­ten sonra o yere su dökülecek olursa, tekrar necis olur mu? Sahih görüşe göre, necis olmaz ve bu bakımdan ikinci kez temizlemeye ge­rek yoktur.[30]

 

5 — Tezek Yakılıp Kül Haline Geldiğinde Temiz Olur Mu?

 

Tezek ve benzeri necis sayılan şeyler ateşe atılıp yakılarak kül haline gelirse, temizlenmiş sayılır. İmam Muhammed'in görüşü bu doğrultudadır ve fetva da ona göredir.[31]

Boğazlanan hayvan kellesi, üzerindeki kan ile birlikte ateşe tu­tulup üzerindeki kılları yakılınca bu arada mevcut kan da yanarak özelliğini kaybediyorsa, o takdirde kelle temizlenmiş sayılır.

Bunun gibi içine necaset karışmış bulunan bir çamurdan imal edilen küp, testi, çanak ve benzeri toprak kaplar, pişirilince temiz­lenmiş sayılır.[32]

Tandır necis bir ıslak bezle silinirse, pişirilen ekmek necis olur mu? Bu konuda sahih görüş şudur : Islak bez necis olduğu halde kızgın olan tandır bununla silindiğinde ıslaklık derhal kuruyorsa O takdirde ekmek pişirmek caiz olur. Yok eğer tandır ıslaklığı kurut-mıyacak kadar kızgın değilse, o yere yapıştırılan hamur necis olur.

Tezek ve benzeri necis sayılan maddelerle tandır ya da fırın kız­dırılacak olursa, ekmek pişirilecek kısmı önce ıslak ayni zamanda temiz bir bezle siliniyorsa, o takdirde kerahet bile yoktur. [33]

 

6 — Kimyasal Değişime Uğrayan Necis Bir Maddenin Bu Suret­le Temizlenmesi :

 

Yeni bir küp ya da benzeri bir kaptaki şarap sirkeleşirse, müc-tehid imamların ittifakıyle temizlenmiş olur. Çünkü burada kimya­sal anlamda, bir değişim vardır. Şarap ile yuğrulan hamur, yıkamak­la temizlenmez, ama üzerine sirke dökmek suretiyle şarabın eseri giderilirse, temizlenmiş olur.[34]

Şarap içine ekmek konulduktan sonra o şarap sirkeye dönüşür­se, sahih kavle göre şarap ta, ekmek te temiz olur; şu şartla ki, ek­mekte şarap kokusu kalmamış olacak. Şaraba konulan soğan ve ben­zeri maddelerin durumu da hükümde böyledir.[35]

Şarap suya, ya da su şaraba karıştıktan sonra sirkeye dönüşür­se, sahih kavle göre temiz olur.

Şaraba düşen fare, şişip dağılmadan çıkarıldıktan sonra o şarap sirkeye dönüşürse, o sirkeyi yemekte bir sakınca görülmemişse de sirkeye karışan veba ya da bulaşıcı hastalık yapan herhangi "bir mikrobun sirkeyle yok olup olmadığını dikkate almak gerekir. Çün­kü müctehid imamlar devrinde ne laboratuvar, ne de kimyevî tah­liller vardı. İçtihadın bu konudaki temel dayanağı, şarabın sirkeye dönüşmesiyle bütün özelliklerini kaybettiği ve içine düşen fareden ona bulaşan şeylerin de bu nedenle yok olduğudur.

O halde içtihadın bu konudaki ana kaidesinin ışığı altında şara­ba bulaşan mikrop ve benzeri zararlı şeylerin, sirkeye dönüşmesiy-le yok olup olmadığını araştırmak gerekir. Şayet fareden bir veba mikrobu şaraba bulaşmışsa, sirkeye dönüşmesiyle bu mikrobun im­haya uğrayacağını sanmıyorum. Bu bakımdan bu tür maddeleri kul­lanmadan önce gerekli tahlili yaptırmak hem dinimizin ana kaide­sine, hem de müctehid imamların ictihad esaslarına uymamızı sağ­lar.

Ama şaraba düşen fare şişip dağılmaya yüz tuttuktan sonra çı­karılır ve o ş.arap sirkeye dönüşürse, sözü edilen sirkenin yenilmesi helâl olmaz.

Bunun gibi köek dilini şaraba dokundurarak salyasını kabın içine akıtırsa, o şarap bilahare sirkeye dönüşse bile yenmesi haram­dır. Çünkü köpek salyası sirkeleşmez.[36]

Gerçi köpek salyasının şarapla birlikte sirkeleşip sirkeleşmeme-si kanaatimce bir laboratuvar konusudur. Ancak ne var ki kuduz virüsünün bulaşma tehlikesi her zaman mevcuttur. Bu nedenle müc-tehidin içtihadını bu açıdan değerlendirip sözü edilen sirkenin ye­nilmesinin kesin olarak haram olduğunu söylemek en isabetli yoldur.

Şaraba karışan idrar da böyledir. Yani o şarap sirkeye dönüşse yine de helâl olmaz.[37]

Necis olan bir sirkeyi şaraba kanşırdıktan sonra o şarap ta sir-keleşirse yine helâl olmaz. Çünkü içindeki necis yok olmaz. [38]

 

Tuzlaya Düşüp Ölen Domuz Veya Eşek :

 

însan vücudu için çok önemli ve yararlı olan Sodyum - klorür -Mutfak tuzu, yemek tuzu, sofra tuzu adiyle anılan bu madde daha çok tuzlalarda elde edilir. Gerçi Hidrojen klorür kadar çürütücü kuv­vetli bir asit taşımıyorsa da genellikle dokunduğu yumuşak sulu maddeleri zamanla çürütüp kendine çevirir.

O halde tuzlaya düşüp ölen domuz, eşek ve benzeri bir hayvan zamanla tuzun etkisiyle çürüyüp tuzlaşınca, İmam Ebû Hanîfe ile. İmam Muhammed'e göre hem bulunduğu yerin tuzu, hem onların kendisi temizdir. Ebû Yusuf bu görüşe muhalefet etmiştir.

Bu konuda da farklı iki ictihaddan hangisiyle amel etmenin daha doğru olduğunu tesbit için kimyasal bir tahlile ve yetkili bir kimyacının görüşüne ihtiyaç vardır.

Necis bir yağı sabun bileşiminde kullanmak :

Necis bir yağı sabun imalinde kullanmak caiz midir? Genellik­le bunun caiz olduğuna fetva verilmiş ve neden olarak da necis mad­denin değişimine uğrayarak özelliğini kaybetmesi gösterilmiştir. Kimya bakımından, sabun, yağ asitlerinin ya sodyum, ya da potas-yum tuzlarından meydana gelen bileşiklerdir. Demir kazanlarda ısıtma buharla olur. Bu durumda yağda bulunan serbest asitler kolay­ca sabunlaşarak bütün kütle içinde dağılırlar. Bazende yağ asitleri özel kaplarda kaynatılan soda içine katılarak sabunlaştırıhr.

Ayrıca içine antiseptik bir ilaç katılan sabunlar mikrop öldürü­cü bir özellik taşır.

Durum bu olunca, yüksek derecede buharla kaynamada ve yağ­daki asitlerin sabunlaşmasıyla yağ eski özelliğini kaybetmiş sayılır. Elde edilen sabun sadece temiz ve temizleyici olmakla kalmaz, aynı zamanda necaseti de iyice temizliyen bir madde olarak bilinir. Hele içine antiseptik bir ilaç katılmışsa, mikroplan da öldürücü bir özel­lik taşır. [39]

 



[1] Müddesir suresi ; âyet ; 1-8.

[2] Bakare sûresi âyet : 222.

[3] Müslim – Tirmizi.

[4] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/121-122.

[5] Hidâye - El-Kâfî - Et-Tebyin - Fetâvâ-yi Hintüyye.

[6] El-Muhit / Serahsî.

[7] Fethülkadir - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[8] El-Muhit / Serahsi.

[9] En-Nevazil - Tatarhaniyye - Fetavâ-yi Hindiyye.

[10] Fetâvâ-yi Kadıhan.

[11] El-Muhit / Serahsi Radiyüddin.

[12] Et-Tebyin - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[13] Fetâvâ-yi Hindiyye - El-Muhit / Serahsi.

[14] Fetâvâ-yi Hindiyye.

[15] Fetâvâ-yi Hindiyye - Bahrirâik - Ez-Zahidi.

[16] El-Muüit - El-Mebsut - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[17] Şerh-i Münyeti'l-Musalli / İbrahim Halebi.

[18] Fetâvâ-yi Kadıhan - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[19] Fetvâyi Kadıhan - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[20] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/122-126.

[21] El-Muhit / Radiyüddin - Fetvâ-yi Hindiyye.

[22] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/126-127.

[23] El-lnaye - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[24] Fetâvâ-yi Hindiyye - El-Muhit / Serahsi Radiyüddin.

[25] Fetâvâ-yi Kadıhan - El-Hulasa.

[26] Ceyhere-i Neyyire, Et-Tebyîn - Fetâvâ-yi Hindiyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/127.

[27] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/127-128.

[28] Bahrirâik - Cevhere-i Neyyire - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[29] El Muhit / Serahsî Radiyüddin - Münytül-Musallî.

[30] Fetâvâ-yi Kadıhan.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/128.

[31] El-Hulasa - Bahrirâik - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[32] El-Muhit / Serahsi Kadiyüddln.

[33] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/128-129.

[34] Fetâvâ-yi Hindiyye : C. l, S: 44.

[35] Fetâvâ-yi Kadıhan - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[36] Fetâvâ-yi Kadıhan - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[37] El-Hulasa - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[38] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/129-130.

[39] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/130-131.

Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.02 saniye 14,837,923 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024