İNDİR

Bizleri on bir ayın sultanı olan Ramazan ayına kavuşturan Rabbimize sonsuz hamdu senalar olsun. Peygamber Efendimize, ȃline ve ashabına salat ve selam olsun. Rabbim bizlere  ramazan ayının faziletinden ve feyzinden istifade etmeyi nasip eylesin.

İslamın beş esasından biri de zekat ibadetidir. Zekat, dinen zengin sayılan müslümanların, mallarının belli bir oranını Allah rızası için fakir ve muhtaçlara verdiği, malla yapılan bir ibadettir. Farz oluşu hicretin ikinci yılına denk gelen zekat ibadetinin farziyeti, kitap, sünnet ve alimlerin icmaıyla sabittir.

HADİSLERDE ZEKAT VE ZEKATIN FAZİLETİ

 وَعنِ ابنِ عُمَرَ رَضِيَ اللَّه عَنْهُما ، أَنَّ رَسُول اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ : بُنِيَ الإِسْلامُ عَلى خَمْسٍ : شَهَادَةِ أَنْ لا إِلهَ إِلاَّ اللَّه ، وأَنَّ مُحمَّداً عَبْدُهُ ورسُولهُ ، وإِقامِ الصَّلاةِ ، وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ ، وحَجِّ البَيْتِ ، وَصَوْمِ رمضَان » متفقٌ عليه .

İbniÖmer rad‎yallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine gِöre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ‏ِşöyle buyurdu:

"İslâm dini be‏ş esas üzerine kurulmu‏tur: Allah'tan ba‏ka ilâh olmad‎ً‎ığına ve Muhammed'in Allah'‎n resulü olduğuna ş‏ehâdet etmek, namaz k‎ılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve ramazan orucunu tutmak."

Buhârî,İmân 1, 2; Müslim, İmân 19-22.

 وعن أَبي أَيوبَ رضِي اللَّه عنْه ، أَنَّ رَجُلاً قَالَ للنَّبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : أَخْبِرْني بِعَملٍ يُدْخِلُني الجَّنَةَ ، قَالَ :« تَعْبُدُ اللَّه وَلاَ تُشْرِكُ بِه شَيْئاً ، وتُقِيمُ الصَّلاةَ ، وتُؤْتي الزَّكاةَ ، وتَصِلُ الرَّحِمَ » متفقٌ عليه .

Ebû Eyyûb demi‏ştir ki bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e:

- Beni cennete götürecek bir amel söyle! dedi. Resûl-i Ekrem de:

- "Allah'a ibadet eder, O'na hiçbir ‏eyi ortak koş‏mazsı‎n. Namaz‎ kı‎lar, zekât‎ verir ve akraban‎ı gِörüp gözetirsin!" buyurdu.

Buhârî, Zekât 1, Edeb 10; Müslim,imân 12, 14. Ayr‎ca bk. Nesâî, Salât 10

 وَعنْ أَبي هُرَيرَة رضِي اللَّه عنهُ ، أَنَّ أَعرابِيًّا أَتى النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فَقَال : يا رَسُول اللَّهِ دُلَّني على عمَل إِذا عمِلْتُهُ ، دخَلْتُ الجنَّةَ . قَالَ : « تَعْبُدُ اللَّه ولا تُشْرِكُ بِهِ شَيْئاً ، وَتُقِيمُ الصَّلاةَ ، وَتُؤْتِي الزَّكاَة المَفْرُوضَةَ ، وَتَصُومُ رَمَضَانَ » قَالَ : وَالذي نَفْسِي بِيَدِهِ ، لا أَزيدُ عَلى هذا . فَلَمَّا وَلَّى ، قالَ النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « مَنْ سَرَّهُ أَنْ يَنْظُرَ إِلى رَجُلٍ مِنْ أَهْلِ الجَنَّةِ فَلْيَنْظُرْ إِلى هذا » مُتفقٌ عليه

Ebû Hüreyre rad‎yallahu anh dedi ki, bedevînin biri Nebî  sallallahu aleyhi ve sellem'e geldi ve:

- Ey Allah'‎n Resulü! işlediğim takdirde cennete gireceًğim bir amel sِöyle bana, dedi. Resûl-i Ekrem:

- "Allah'a, hiçbir ş‏eyi ortak koş‏maksı‎zı‎n kulluk edersin. Farz olan  namazları‎ kı‎lars‎n. Yine  farz olan zekât‎ı verirsin ve ramazan orucunu tutarsı‎n" buyurdu. Bedevî:

- Canı‎m kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, bu sِöylediklerine hiçbir ş‏ey ilâve etmem, dedi.

Adam dönüp gidince Peygamber aleyhisselâm:

- "Cennetlik birini gِörmek  kimi mutlu ediyorsa, b‏u kiş‏iye bakı‎versin!" buyurdu.

Buhârî, Zekât 1; Müslim,İmân 15, Fezâilü's-sahâbe 150.

Yukarıda zikrettiğimiz hadisler kısaca zekat ibadetinin meşru oluşuyla ilgilidir. Bunun yanında bugün sohbetimizde değineceğiz başka hususlardan biri de zekat veren kişinin zekat verdiği malın güzelinden vermesinin esas olmasıdır. Bu davranış Kur’an’da da zikredilmiştir. Rabbimiz Bakara suresinin 267. Ayetinde şöyle buyurmuştur:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنْفِقُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا كَسَبْتُمْ وَمِمَّٓا اَخْرَجْنَا لَكُمْ مِنَ الْاَرْضِۖ وَلَا تَيَمَّمُوا الْخَب۪يثَ مِنْهُ تُنْفِقُونَ وَلَسْتُمْ بِاٰخِذ۪يهِ اِلَّٓا اَنْ تُغْمِضُوا ف۪يهِۜ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ غَنِيٌّ حَم۪يدٌ Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olmayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki Allah, her bakımdan zengindir, övülmeye layıktır.”

Efendimiz (sas) bununla ilgili bir hadislerinde:

Bera İbnu Azib radıyallahu anh'tan rivayet edildiğine göre, bu yüce sahabi "Ey iman edenler! Kazandığınız şeylerin) ve yerden sizin için çıkardığımız şeylerin temizlerinden infak ediniz ve malın kötüsünden infak etmeye kalkmayın!" (Bakara 267) mealindeki ayet-i kerime hakkında şöyle demiştir: "Bu ayet-i kerime Ensar radıyallahu anhüm hakkında nazil oldu. Onlar, hurma toplama mevsimi gelince, kendi bahçelerinden taze hurma salkımlarını devşirip Resulullah'ın mescidinde sütunlar arasına gerilmiş iplere asarlardı. Bunlardan fakir muhacirler yerlerdi. Ensarilerden biri, bu kadar çok salkımın arasında bir tane adi hurmalı salkımın bulunmasını caiz sanarak adi hurmalar da bulunan bir salkım sokuşturmuştu. İşte bunu yapan zat hakkında buyrularak "Zekatınızı, bozuk ve kötü hurmadan vermeye kalkmayın" ihtarında bulunulmuştur. "Öyle kötü hurmalar ki, eğer size hediye edilmiş olsaydı işinize yaramayan bir şeyi size gönderdiği için hissedeceğiniz öfkeden dolayı, sahibinden utanç duyarak kabul edecektiniz" denmek istenmiştir. Hak Teala hazretleri, bizim sadakalarımıza muhtaç olmadığını belirterek, sadakayı kendi menfaatimiz için verdiğimizi, öyleyse iyi şeylerden vermemiz gerektiğini ihtar etmiştir."(Canan, İbrahim, Kütüb-i Sitte, 6522 nolu hadis)

ZEKAT MALIN ARTIRILMASINA VESİLEDİR

Müslüman malın ve mülkün gerçek sahibinin Allah (c.c) olduğunun farkında olandır. Bu farkındalık zekat ibadetinde aynı zamanda fiili dua manasında tecelli eder. Şöyleki müslüman zekat vermekle aynı zamanda Allah’tan malının artırılmasını istemiş olmaktadır. Efendimiz (as) bir hadislerinde bunu şöyle ifade etmiştir:

مَا مِنْ يَوْمٍ يُصْبِحُ الْعِبَادُ إِلاَّ مَلَكَانِ يَنْزِلانِ , يَقُولُ أَحَدُهُمَا : اللَّهُمَّ اعْطِ مُنفِقًا خَلَفًا ، وَيَقُولُ الآَخَرُ : اللَّهُمَّ اعْطِ مَمْسِكًا تَلَفًا

“Her sabah iki melek iner. Birisi, ‘Allah’ım, sadaka verenin malına bolluk ver.’ der, diğeri de, Allah’ım, sadaka vermeyenin malını yok et der.( Buhârî, “Zekât”, 27; Müslim, “Zekât”, 17)

ZEKATTA VEREN EL OLMAK VARDIR VE VEREN EL ALAN ELDEN ÜSTEDİR

Rasulullah (sas) dualarında başkasına muhtaç olmayacak kadar zenginlik isterdi. Bu anlamda müslümanın mala esir olmaksızın hayırlı yollardan zengin olmaya teşvik edilmiştir. Zira Rasulullah şu hadisi ile buna işaret etmiştir:

الْيَدُ الْعُلْيَا خَيْرٌ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَى ، وَابْدَأْ بِمَنْ تَعُولُ أُمَّكَ وَأَبَاكَ وَأُخْتَكَ وَأَخَاكَ أَدْنَاكَ أَدْنَاكَ Veren el alan elden daha hayırlıdır. Sen vermeye annenden başla. Sonra babandan, kardeşlerinden ve diğer yakınlarına ver. (Buhari, zekat, 18)

Değerli Kardeşlerim!

Zekat, İslam esaslarından olduğundan zekatını veren kimseler, Allah’a olan teslimiyetlerini izhar ettikleri gibi, Efendimiz (sas)’in de hadislerinde ifade ettiği güzelliklere nail olmuş olur. Allah’ın rızasına nail olmak mükafatların en büyüğü olduğu gibi cennet ehlinden olmak da zekat ibadetinin güzel yanını oluşturur.

Cenabı Hak şu mübarek ramazan ayında yaptığımız ibadetlerimizi kabul eylesin. Bu arada şunu da belirtelim ki, Diyanet İşleri Başkanlığı bu sene ki ramazan ayında toplanan zekatların yarısını mahalli bölgelere tahsis etmek amacıyla toplanan mahallin muhtaçlarına ayıracak şekilde bir organizasyon başlatmıştır. Buna göre il ve ilçe müftülükleri zekat ve sadakayı fıtır hesapları açmak sureti ile mahalli imkanlarla bir hesapta toplayacak ve bu hesapta toplanan zekat hesabının yarısı; sadakayı fıtır yani fitre hesabının tamamını da kendi mahallinde muhtaçlara dağıtacaktır. Bu vesile ile siz değerli kardeşlerimizi de böyle güzel bir hayır yarışına beklediğimizi ifade etmeliyim.

Allah Teala zekat ve sadakalarımızı makbul eylesin. Bizi bu iabdetler vesilesi ile rızasına nail olduğu kullarından eylesin. Bizi  veren ellerden eylesin. Gününüz mübarek olsun.

FAZLI MUTLU

Keskin İlçe Müftüsü