Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Tedbir, Tedbir, Yine Tedbir

                                                                                                        Vaaz Resimleri: w.jpg

Aziz Kardeşlerim; yüce dinimiz İslam’ın olmazsa olmazı olan beş temel ilkesi vardır.

1)Can Emniyeti

2)Nesil Emniyeti

3) Mal Emniyeti 

4)Din(inanç) Emniyeti

5)Akıl  Emniyeti

Bunlara, Zarûrât-ı  Diniyye de denir. İslam’ın bütün hükümleri bu beş temel gözetilerek bina edilir. Bir başka ifadeyle, bu ilkelere aykırı hüküm konulamaz. Daha net ifadeyle; bu ilkeler, İslam anayasasının değiştirilemez hükümleridir.

            Sevgili dostlar, dünya insanı büyük bir sınavdan geçiyor bu günlerde. Ancak, sınav sorusu bilinmeyen, çalışılmayan yerden geldi galiba. Bunun içindir ki, insanlık topyekûn panik halinde. Biz de ülke olarak aynı sınavın öğrencileriyiz. Ancak avantajlıyız; çünkü Allah’a, ahirete, kadere, kazaya imanımız var elhamdülillah. Bununla birlikte; tedbiri, tezekkürü, teakkulu, tefekkürü emreden yüce bir dine mensubiyetimiz var. Efendim, neyi kastettiğimi elbette anladınız, korona virüs; çabuk bulaşan, hızlı yayılan, henüz aşısı bulunamayan virüs... Uzmanlar öyle diyor. 

Günlerden beri dünyanın birinci gündem maddesi. Tüm sağlıkçılarımızın ısrarla dikkat çektikleri virüs. Nedir bu virüs, elle tutulan, gözle görünen bir şey mi? Hayır! Peki çok büyük bir şey mi? Hayır! Ancak insan, bir yönüyle yeryüzünün en güçlüsü, idarecisi, Allah’ın ifadesiyle; yeryüzünün halifesi. Ancak diğer  yönüyle de en zayıfı.  Cenab-ı Hak da Nisa sûresinde öyle buyurmuyor mu:?

وَخُلِقَ اْلاِنْسَانُ ضَعِيفًا

” İnsan zayıf yaratıldı.” (Nisa suresi, 28)  O kadar zayıfız ki, bir başka ayet-i kerime bunu çok veciz ifade ediyor. Hac sûresi,73. Ayette Rabbimiz:

يَآاَيُّهَا النَّاسُ ضُرِبَ مَثَلٌ فَاسْتَمِعُوا لَهُ اِنَّ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللهِ لَنْ يَخْلُقُوا ذُبَابًا وَلَوِ اجْتَمَعُوا لَهُ وَاِنْ يَسْلُبْهُمُ الذُّبَابُ شَيْئًا لاَ يَسْتَنْقِذُوهُ مِنْهُ ضَعُفَ الطَّالِبُ  وَالْمَطْلُوبُ

“ Ey insanlar! Size bir misal verilmekte; iyi dinleyin onu: Allah’dan başka kendilerine yalvarıp yakardıklarınız var ya, hepsi bir araya gelseler bile bir sivrisinek yaratamazlar. Hatta sinek onlardan bir şey kapsa, onu dahi ondan kurtaramazlar. İsteyen de aciz, kendinden istenen de.”  İşte bizim gerçeğimiz bu! Aksini iddia edebilene rabbimiz bu ayet-i kerime ile, adeta haydi bakalım, hodri meydan! Yapabilecekseniz yapın bakalım; der gibi.

Sevgili dostlar, işte bu gerçekler ışığında dünya yolculuğumuz devam edecek, Allah’ın bize takdir ettiği ömür neyse o kadar yaşanacak. Bir dakika sonrasına garantimiz yok. Biz seferdeyiz, yolumuza bakacağız; yolculuğun gerektirdiği şartları yerine getireceğiz.  Sonuçta, Allah var gam yok. Eceli gelmeden ölen kimse yok, eceli gelenin de ölümünü engelleyecek hiçbir güç yok. Müslüman için mesele bundan ibarettir. Gerçek bu olmakla beraber bize düşen görev yok mu? Olmaz mı, elbette var:  Esbaba tevessül. Yani tedbir, tedbir, yine tedbir. 

İşte bugün bizden istenen de bu. Bu tedbirin başında da; temizlik, kelimenin orijinaliyle taharet gelmekte. Bu virüs belki de bize, İslam’ın ve Müslüman olmanın değerini hatırlatıyor.  Beş vakit abdest, yatarken, kalkarken, yemek öncesi ve sonrası ellerin yıkanması. Çevrenin temiz tutulması, tabiatın muhafaza edilmesi, havanın , suyun kirletilmemesi, mahlukata merhamet, kainatın dengesiyle oynamamak vs. vs.

İnsanlık; geçici, basit, küçük menfaati için sünnetullah dediğimiz ilahi kanunları ihmal ettiği sürece başının beladan kurtulması mümkün değil. Bu dünyanın bize, Allahın emaneti olduğunu unutursak, emanete emin olamazsak önümüze konan fatura da o denli ağır olabilir.

Sevgili dostlar, devletimiz bizim için bir dizi tedbir aldı. Bunların bir kısmı ekonomik, bir kısmı sosyolojik, bir kısmı da dini tedbirler. Ben burada dini tedbirler üzerine bir şeyler paylaşmak istiyorum sizlerle. 

Malumunuz cemaatle namaz ve cuma namazlarına; din işleri yüksek kurulumuzun kararı ile ara verildi. Diğer ifadeyle din işleri yüksek kurulumuz;  bu şartlarda cemaatle namazın caiz olmadığına dair fetva verdi. Cuma namazı da cemaatle kılınan bir namaz olması hasebiyle; cuma namazlarının da kılınmaması, zarûrât-ı diniyeden olan” hayatın korunması, can emniyeti” ilkesi açısından iradi değil, icbari bir durumdur. Yani dinen zorunluluktur. Üstelik cuma namazında izn-i  âm esastır. Bu durum bir nevi seferberlik halidir. Seferberlik, sadece harp zamanında olmaz. Kritik durumlar için de devlet seferberlik ilan edebilir.  Umumi musibet halini alan “korona virüs vakası” da bu seferberliği hak eden noktaya ulaşmış durumda. Bu musibetle harp, mücadele halindeyiz tabiri caizse.  Harp zamanında cuma farz değildir, bunun kararı da devlete aittir. Tıpkı Fransızların Kahramanmaraş’ı işgal zamanında sütçü imamın: “ düşman kapıda iken cuma namazı kılmak caiz değildir.” fetvası da bu hakikatın bir parçasıydı.  Denebilir ki, ne alaka ? Efendim! Devlet, milletiyle vardır. Milleti olmayan devlet düşünülemez. Devletin varlığı milletin varlığı ile bire bir ilişkilidir. Bu gerçekten hareketle devlet, halkının sağlığını korumakla görevlidir, bunu ihmal edemez, ihmal ederse halkına kötülük etmiş olur. Halka düşen de devletin almış olduğu kararlara harfiyen uymaktır, bu farzdır; uymazsa haram işlemiş, asi olmuş olur. Bakınız bu hususta Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz çok açık bir emirde bulunuyor: Nisa sûresi 59. ayette;

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا اَطِيعُوا اللهَ وَاَطِيعُوا الرَّسُولَ وَاُولِى اْلاَمْرِ مِنْكُمْ فَاِنْ تَنَازَعْتُمْ فِى شَىْءٍ فَرُدُّوهُ اِلَى اللهِ وَالرَّسُولِ اِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَالْيَوْمِ اْلاَخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَاَحْسَنُ تَأْوِيلاً

” Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.” buyuruyor. Rasülüllah (sav)

إذَا سمِعْتُمْ الطَّاعُونَ بِأَرْضٍ، فَلاَ تَدْخُلُوهَا، وَإذَا وقَعَ بِأَرْضٍ، وَأَنْتُمْ فِيهَا، فَلاَ تَخْرُجُوا مِنْهَا

“Bir yerde bulaşıcı hastalık olduğunu duyduğunuzda oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde bulaşıcı bir hastalık çıkarsa oradan çıkmayınız.” (Buhari, Tıp. 30; Müslim, Selam, 98). buyuruyor. Bütün bu ilahi ve Nebevi emirler varken ve işin uzmanları bir tehlikeyi haber veriyorken devlet, burada her türlü tedbiri almak mecburiyetindedir. Bugün yapılan da bu mecburiyetin gereği ve sorumluluğudur.

Kıymetli dostlar,bu ahval ve şeraitte, “ ben buna uymam, cemaat olurum, cuma namazımı kılarım” diyen bilmeden günah işlemekte ve asla makbul ve muteber bir iş yapmamakta. Sevap yerine günaha girmekte maalesef. Bizden dolayı bir müslümanın hayatını kaybetmesi, sıradan bir günah değil; bilakis çok büyük bir günahtır. O kadar büyük bir günah ki, “bütün insanlığı öldürmüş gibi bir günah.

مِنْ اَجْلِ ذَلِكَ كَتَبْنَا عَلَى بَنِى اِسْرَآئِيلَ اَنَّهُ مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ اَوْ فَسَادٍ فِى اْلاَرْضِ فَكَاَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ اَحْيَاهَا فَكَاَنَّمَا اَحْيَا النَّاسَ جَمِيعًا وَلَقَدْ جَاءَ تْهُمْ رُسُلُنَا بِالْبَيِّنَاتِ ثُمَّ اِنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ بَعْدَ ذَلِكَ فِى اْلاَرْضِ لَمُسْرِفُونَ

“Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitap’ta) şunu yazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.”  (Maide; 32.ayet)

Kıymetli dostlar, cemaate ve cuma namazına ara verme kararı kolay alınan bir karar değildi şüphesiz. Bu kararı alanlar, ömrü hayatlarında cuma namazını hiç terk etmeyen, itikadı sağlam, İslami hassasiyeti üst düzeyde olan hocalarımız ve âlimlerimiz. Hepimiz biliyoruz ki, reçeteye yazılan ilaçlar hep acı olur. Lakin şifa da acı ilaçlarda maalesef!  Sağlık her şeyin başı olduğu gibi, ibadet ve ubudiyetin de başı. İnanıyoruz ki, her şer görünende hayır vardır. Virüs musibeti bize,sahip olup da  farkında olamadığımız bir çok nimeti hatırlamaya vesile olması hakkımızda en mühim hayırdır.

Bununla beraber camii, cemaat, musafaha, kucaklaşma, abdest, ibadet, nezafet, nezaket ve nezahet ne kadar değerliymiş belki daha iyi anlamış olacağız. Ve inanıyoruz ki, her sıkıntının ardında ferahlık vardır. 

Cenab-ı hak bizi devletsizlikten, vatansızlıktan, bayraksızlıktan, ezansızlıktan muhafaza buyursun. Rabbim her türlü afetinden, hastalıklardan korusun. Birliğimizi, dirliğimizi, ordumuzu, yurdumuzu hıfzu emin eylesin. Mevladan hepinize sağlık, afiyet ve huzur dolu bir gelecek diliyorum. Sağlıcakla Kalın, Allah’a emanet olun.

              İzani TURAN

             Bursa İl Müftüsü

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Kasım 09 2022 01:00:00 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.02 saniye 14,846,470 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024