Şefkat ve merhamet, dinimizin üzerinde durduğu en önemli konulardan biridir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimiz Hz.Muhamed (S.A.V) merhametin en güzel timsali olmuştur.
Rahmet: Rahman ve Rahim kelimelerinin köküdür. İncelik, ihsan, şefkat etme, bağışlama, acıyıp esirgeme. Allah'ın kullarına acıması, onlara sevgi, şefkat ve merhametle muamele etmesi, bol bol ihsanda bulunması anlamında Kur'anî bir tabir.
Azim ve sebatın kaynağı inançlı olmaktır. Allah'a gerçek anlamda iman eden kişi ancak inancını koruma uğruna elinden geleni yapma azmini gösterebilir. İmandaki en küçük bir zayıflık kişinin özgüvenini kaybetmesine, hatta inandığı değerlerde şüpheye düşerek gevşemesine ve hidayeti yitirmesine bile neden olabilir.
Okur-yazar olmayan bir Peygambere inen ilk âyetlerde okumaktan ve kalemle yazmaktan söz ediliyor., "Rabbin insanoğluna kalemle yazmayı öğretmiştir." deniliyor. Kalem, o gün olduğu gibi bu gün de insan hayatında en etkili öğretim aracıdır.
İslamî terminolojide ilim terimi; "bilgi" kelimesini karşılamak için kullanıldığı gibi, herhangi bir bilgi şubesini ifade için de kullanılır. Meselâ; kelâm ilmi, tefsir ilmi gibi. Keza, ilim ve bilgi terimlerinin bazen marifet kelimesiyle karşılanıldığı da bilinir.
İnsan için uğrunda yorulmaya, sıkıntı çekmeye değer en hayırlı gaye, bilgidir. Bilgi yoluna adanmak, bilgi uğrunda ortaya konulan iradî bir tavra işaret etmekte olup, gönüllü girilen bu yolda, gerekirse pek çok dünyevî zevk ve menfaatten mahrum kalmayı, çile ve zorluklara göğüs germeyi gerektirmektedir. Bu bağlamda, sadece dinî bilgiye ulaştıran değil, insanlığa faydalı olan her türlü bilgi ve yönteme götüren yol kıymetlidir.
Özünde şefkat ve merhameti barındıran, daha dünyaya geldiğinde en az anne sütü kadar şefkat ve merhamete muhtaç olan insan, kendinden uzaklaşıyor, fıtratına yabancılaşıyor. Kuşkusuz bu durum günümüz insanını tedirgin ediyor, insanların günlük hayatlarını rahatça yaşamalarına ve neredeyse hiç tedirgin olmadan sokağa çıkmalarına fırsat vermiyor.
Sınayan, bütün eksikliklerden münezzeh, her şeye kadir olan Rabbimiz; sınanan biz aciz, sınırlı kullarız. Aciz olan biz insanlar her zaman için yardıma muhtacız. Bizler aramızda imkânlarımız ölçüsünde yardımlaşmak ile mükellef olmakla birlikte hepimiz Müstean olan Allah’ın yardımına muhtacız. O yardım etmezse bize yardım edecek kimse olamaz. Çünkü O’nun yardımı mutlaktır. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır;
Allah'ı dost ve yardımcı edinen kişiye, Allah da dost ve yardımcı olur ve onun muradını elbette verir. Allah ahirette de dünyada da mümin dostlarını hep aziz kılmıştır.
Dünya hayatının bin bir çeşit zorluğunu aşarak, nefsine ve şeytana karşı verdiği mücadelenin mükâfatı mümin için cennet olarak belirlenmiştir. Allah (c.c)’a karşı verilen hesap yüz akıyla tamamlandıktan sonra, cenneti hak edenler grup grup cennete sevk edilecekler, cennet ve görevlileri onları karşılayacak. Kendilerine “hoş geldiniz” denerek iltifat edilecek.