CENAZE NAMAZI 1
Cenaze Namazı ve Bu Namazın
Rükünleri 1
Cenaze Namazının Şartları 1
Cenaze Namazının Sünnetleri 1
Cenaze Namazını Kıldırmak Daha
Çok Kimin Hakkıdır?. 2
Birkaç Cenaze Aynı Vakitte Bir
Arada Bulunursa. 2
Cenazenin Taşınması ve
Defnedilmesi 3
Kabirleri Ziyaret 5
Cenaze namazı farz-ı kifâyedir, rükünleri ise tekbirler kıyam (ayakta durnak)dır.
Cenaze namazının
şartları altı olup şunlardır:
(1) Ölünün
Müslüman olması,
(2) temiz
olması,
(3) cemaatın önüne konulması,
(4) ölünün cesedinin (tamamının), yahut başı da dahil
cesedinin çoğunun veya yarısının (orada mevcut) bulunması,
(5) cenaze
namazı kılanların herhangi bir mazeret dışında binek üzerinde bulunmamaları,
(6)
cenazenin yerde bulunması. Herhangi bir mazerete dayanmaksızın cenaze bir
hayvan üzerinde veva insanların elleri üstünde iken
kılman namaz caiz olmaz.
Cenaze namazının
sünnetleri dörttür:
(1) Cenaze
ister erkek, ister kadın olsun imamın, cenazenin karşısında (ayakta) durması,
(2) birinci
tekbirden sonra "Sübha-neke
allâhümme ve bi
hamdık..." okumak,
(3) ikinci
tekbirden sonra Peygamber (Sallallaku aleyhi vesellemYe salevât (salli ve bârik) okumak,
(4) üçüncü
tekbirden sonra ölü için dua okumak.
Belli birşey tayin edilmek suretiyle dua edilmez; ancak en iyisi
ve en güzeli, Peygamberimiz (Aleyhissalâtü
vesselam)''dan intikal eden duaları okumaktır. Avf
b. Mâlik (Radıyallahu anhYin.
Rasûlullah {Ahyhissalâtü
vesselam)'dan öğrendiği şu dua da bunlardan biridir:
"Allahümmağfir lehû ve'r-hamhü ve âfihi
va'fü anhü ve ek-rim nüzülehû ve vessi' medhalehû, ve'ğsilhü bi'l-mâi ve's-selci ve'l-beredi ve nakkıhî mine'l-hataya kema yünakka's-sevbü'l-ebyazu mine'd-denesi ve ebdilhü daran
hayran min dârihî ve eklen
hayran min ehlihî ve
zevcen hayran min zevcihî
ve edhilhü'l-cennete ve eızhü
min azâbi'l-kabri ve azâbi'n-nâr."
Dördüncü tekbirden
sonra, açık (ve kuvvetli) rivayete göre herhangi bir dua okumaksızm
selâm verilir.
Birinci tekbirin
hâricinde eller kaldırılmaz, imam beşinci bir tekbir aldığı takdirde kendisine
uyulmaz, imamın selâm vermesini beklemelidir. Deli ve (küçük) çocuklar için
(Allah'tan) af dilenilmez. Onlar için şöyle dua edilir:
«Allâhümme'c'alhü
lenâ feratan ve'c'alhü lenâ ecran ve ührau ve'c'alhü lenâ şâfian müşeffean.»
(1) Cenaze
namazını kıldırmak en çok devlet reisine düşer,
2) sonra
reisin vekil ettiği kimseye,
(3) sonra
kadı'ya,
(4) sonra nahallenin imamına ve sonra da ölünün velisine düşer. Başkasının
namaz kddırabümesi için, kendisinde (bu hususta)
öncelik lakkı bulunanların izin vermeleri gerekir.
Başkası (izinsiz) aldırdığı takdirde Öncelik hakkı bulunan kimse, dilerse
cenaze lamazını yeniden kıldırır, (aynı cenazenin
namazım) başkasıyla Dirlikte kılanların yeniden kılmaları gerekmez. Cenaze
namazım aldırma konusunda öncelik hakkına sahip bulunanlar, namazını kıldırması
için ölünün kendisine vasiyet ettiği kimseden daha iâyık
olup, fetva da bu yönde verilmiştir. Eğer namaz kılınmadan demolunmuş
ise, isterse yıkanmadan defholunmuş bulunsun, cenaze
bozulmadığı sürece kabri üzerine namaz
kılınır.
Böyle birkaç cenazenin
bir arada bulunması halinde, en iyisi her cenazeye ayrı ayrı
namaz kılmaktır ve aralarında en faziletli ımna
öncelik verilir. Eğer namazları topluca kılınmak istenirse, ale
istikâmetine doğru, her birinin göğsü imamın hizasına geleli şekilde uzun bir
saf yapılır ve şu sıraya riâyet edilir: İmamın men önünde erkekler, bunların
arkasında çocuklar, sonra inşâlar (hem erkek, hem de dişi olanlar) ve sonra da
kadınlar, ma adı geçenlerin) hepsinin tek bir kabre
konulması hâlinde bu :alamanın tersinden başlanır.
(Cenaze Namazına
Yetişmek:) İki tekbir arasında cemaate itişenler imama uymayıp onun tekbirini
beklerler, namaza lamla birlikte tekbir alarak girerler, duayı imamla birlikte yatrlar ve kaçırdıkları tekbirleri cenaze kaldırılmadan
kaza eder. İmam iftitah tekbirini alırken orada
bulunan (ve herhangi bir ibeple tekbir almayan)lar, (uymak için) imamın (bir sonraki) tekrini
beklemezler. Dördüncü tekbirden sonra ve selâmdan önce îtişenler namazı
kaçırmış olurlar ki doğrusu da budur. Cenaze amazının
Ölü caminin içinde iken
kılınması; yahut ölü caminin şında olduğu halde,
insanlardan bir kısmının caminin içinde, bir kısmının da dışında oldukları
halde kılınması mekruhtur. (Zaten) srcih edilen görüş
de budur.
(Çocukların Cenaze
Namazı:) (Doğduğunda, ağlamak, hareket etmek gibi) kendisinde hayat emareleri
görülen (daha sonra da len bir) çocuğa isim verilir,
yıkanır ve namazı kılınır. Eğer böyle ir emareye rastlanmazsa, sadece yıkanır
ki tercihe şayan olan da udur ve bir parça beze
sarılarak defnolunür ve bunun için cenaze amazı kılınmaz. Nitekim ana veya babasından biriyle esir
alını;
la ölen) bir çocuğun
dahi namazı kılınmaz; ancak bu çocuk kendisinin veya ana babasından herhangi
birinin Müslüman olması alinde yahut ana babasından herhangi biri çocukla
birlikte esir lınmaz (da yalnızca çocuk esir alınır
ve sonra da ölür) ise bu ocuğun namazı kılınır.
{Kâfir Akrabanın
Cenazesi:) Herhangi bir müslümanın kâfir dr yakını
Öldüğünde, onu pis bir bezi yıkar gibi yıkar ve (yine) bir iarça
beze sararak bir çukura bırakır yahut da kendi dindaşlarına eslim eder.
(Âsîlerin Cenazesi:)
Çatışma halinde öldürülen âsilerin Müslüman devlet reisine başkaldıranlarm),
yol kesenlerin ıamazları kılınmaz. (Aynı şekilde
insanlara) tuzak kurup
(onları) aoğarak öldüren katiller ile şehirlerde
(insanları) geceleyin (tehdid îden, onların rahat ve
huzurunu bozan) silahlı caniler (irtikâb et-cnekte oldukları suçları esnasında öldürüldükleri takdirde
bunların ve kendi ırkını, yakınlarını veya bir davayı savunma uğrunda
öldürülenlerin, cenazeleri yıkansa bile namazları kılınmaz.
(İntihar Eden İle
Ana-Baba Katillerinin Cenazeleri:) Kendi kendisini öldürenler (intihar edenler)
hem yıkanır, hem de namazları kılınır. (Ancak) ana ve babasından herhangi
birini kasden Öldürenler yıkanmayacakları gibi namazlan da kalınmaz.
(Cenazenin Taşınması):
Cenazeyi dört adamın taşıması sünnet olup kırk adım kadar taşımak uygun olur.
(Cenazenin) sağ ön tarafı sağ omuza alınarak taşınmaya başlanır. (Zaten) cenazenin
sağ tarafı taşıyanın sol tarafina gelir. Sonra
cenazenin sağ arka tarafına geçilir ve nihayet sol
ön tarafı sol omuza alınarak taşınır. Ölünün sarsılmasına sebep olmayacak
şekilde onu
biraz
zlıca taşımak müstehaptır. Tıpkı
farz namazın nafileye üstünlüğü gibi Ölünün ardınca yürümek de önünde
yürümekten (bu dere) üstündür. (Cenaze götürülürken) yüksek sesle zikretmek ve snaze (yere) konulmadan evvel oturmak mekruhtur.
(Kabrin Kazılması ve
Cenazenin Defni:) Kabir, yarım boy veya göğse kadar kazılır. (Bundan) fazla
kazılırsa da iyi olur.'oprak yumuşak değilse, (kabrin
ortasına) çukur açılmayıp (kıble tarafina) lahid (denilen oyuk) açılır ve ölü
kabre kıble tarafından :konulur. Koyarken: "Bismillahi
ve alâ milleti seyyidinâ Rasûlulla-
i sallallahu aleyhi vesellem"
denir. Ölü kıbleye bakacak şekilde ağ yanma yatırılır. (Kefende bulunan) düğüm
çözülür, üzerine
kerpiç vs. gibi
fırınlanmamış) tuğla ile kamış (ve benzeri otlar) umulur; üzerine fırınlanmış
kiremit ve odun konulması mekruhtur. Hanımlar kabre konulunca, (toprakla
kapatılıncaya kadar)
izer-leri (bez ve benzeri bir
şeyle) örtülür [erkekler için böyle bir uygulama yapılmaz] ve üzerine toprak
atılır. Kabri dört köşe değil, deve sırtı gibi
yapmalıdır.
(Süs İçin Kabir Bina
Etmek:) Süs için kabrin üzerine bina pmak haramdır.
(Binanın) ölüyü defnettikten sonra (kabri)l *lamlaştırmak için (yapılması ise)
mekruhtur. Kaybolmasın vel danmasm
diye (bir taş dikip) üzerine yazı yazılmasında herhan-|
bir sakınca yoktur. (Ölülerin) evlere defnedilmesi mekruhtur, akü (evlere defin
işi) peygamberlere hastır. (Ayakta ve dikin* mülmelerini
teminen) etrafı bina ile çevrilmiş yerlere Ölüleriı fnedilmesi de mekruhtur.
(Ama) zaruret karşısında bir kabre rden fazla (ölü)
defnetmenin bir mahzuru yoktur, (bu takdirde) i ölünün arası toprakla
perdelenir.
(Gemide Cenaze:)
Gemide ölen bir kimse, eğer kara uzaksa sya ölünün
zarar görmesinden endişe edilirse (orada) yıkanır, ke-nlenir, namazı kılınır ve denize bırakılır.
(Mezarların Nakli:)
Cenazenin, Öldüğü veya öldürüldüğü yen kabristanına defnedilmesi müstehaptır. Eğer ölü (bir yerden diğer bir yere)
nakledilecek, ise, bir veya iki millik bir mesafeye aklolunmasının
sakıncası yoktur. Ama bundan daha fazla mesafeye nakli mekruhtur.
Defnedildikten sonra ölünün nakledilmesinin caiz olmadığı hususunda ulemanın
söz birliği vardır. Ancak (ölünün) defnolunduğu arazî
gasbolunmuş, yahut şüfa incelik)
hakkıyla alınmışsa naklolunması mekruh değildir. Ölü, başkası için kazılan bir
kabre konulduğu takdirde oradan çıkarılmaz, ancak kazı ücretitazmin
olunur.
(Kabrin Açılması:)
Kabir, içine düşen kıymetli (herhangi) rirşey, gasbolunmuş bir kefen, ölünün yanındaki kıymet ifade îden birşey için açılabilir; (ancak, ölünün) kıbleden başka bir
yöne /eya sol tarafına konulması yüzünden kabir
açılamaz. (Yine de tıerşeyin) en doğrusunu Allah
bilir.
Kabirlerin erkekler ve
kadınlar tarafından ziyaret edilmesi mendup olup (diğer
görüşler içinde) en doğrusu da budur.
(Kabirlerde) Yâsîn okumak müstehaptır.
Nitekim Efendimiz Aleyhissalâtü vesselam): "Bir
kimse kabristana varır da orada fâsîn sûresini
okursa, Allah Teâlâ o gün için kabirde bulunan-arın
azabını hafifletir ve okuyana da orada bulunanların adelince
(sevap ve) hasenat üerilir" buyurmuşlardır.
Okumak için ka-arin üstüne
oturmak mekruh değildir, tercihe şayan olan görüş budur. Okumaktan başka bir
maksat için kabirlerin üstüne oturmak, basmak, üzerinde uyumak ve def-i hacet
yapmak mekruh olup (tıpkı bunun gibi) kabristandaki otları yolmak, ağaçları
sökmek de mekruhtur. Kabirlerdeki kuru otlan yolmanın bir zararı yoktur.