Kaçırılan bir namazla
vakit namazı arasında ve kaçırılar namazların kendileri arasında sıra gözetmek
gereklidir.
Tertib Ne İle Düşer?
Şu üç şeyden biriyle tertib (sıra gözetme lüzumu) ortadan kalkar: (1) (Kaçırılan
namazların hepsini kaza etmeye ve vakit namazım kılmaya yetmeyecek kadar)
vaktin daralmış olmasıyla, ki en doğrusu da budur.[1] (2)
(Üzerinde bir namaz borcu olduğunu) unutmakla ve (3) vitir hariç kaçırılan
namazların altıya ulaşmasıyla. Çünkü her ne kadar vitir namazında da sıra gözetmek
gerekliyse de, vitir, sıra (gözetme lüzûmu)nu ortadan
kaldırmaz. Kaçırılan namazların azaltılmasıyla ve eskiden kazaya kalmış altı
vakit namazın (unutulmasının) ardından bir yenisinin[2] daha kılmamamasıylatertib (sıra
gözetme lüzumu) yeniden gündeme gelmez. Bu iki hususta (öne sürülen görüşlerin)
en doğrusu budur.
Kaçırdığı bir namaz
hatırında iken vitir de dahil (herhangi bir) farz namazını kılan kimsenin
(kıldığı bu) farz namazı şarta bağlı olarak bozulur.[3] (Ama)
hatırında bulunan terkedilmiş namazdan sonra kıldığı beşinci farzın vakti de
çıkınca, (terkedilmiş namazlar hükmen altıya ulaşacağından) kıldığı bütün bu
namazlar bozulmuş olmaktan çıkar, (yani beşinci farz namazın vakti çıktıktan)
sonra terkedilmiş namazın kaza edilmesiyle (kılman bu beş farz namaz) bozulmuş
olmaktan kurtulur. Eğer beşinci namazın vakti çıkmadan evvel terkedilmiş namaz
kaza edilirse, daha evvel (kılınamayan namaz) hatırında iken kıldığı namaz
(farz olma) vasfını[4] kaybederek nafile olur...
Kaçırılan namazların çok olması halinde (kaza edilmek istendiğinde, bunların)
belirtilmesi icâb eder. Kolaylık olması bakımından
(meselâ kılınamayan) ilk veya son öğle namazınfın
kazasın)a niyet edilir. (Öte yandan) iki (yıllık) ramazan (orucunun) kazasında
da birbirinden farklı iki doğrulayıcıdan (ki Zeyla'î
belirtmenin gerekliliğine, el-Hulâsa ise gereksizliğine işaret etmiştir)
birinin (görüşü doğrultusunda) niyet edilir. Dâr-ı harb'de
İslâm'a girenler, şer'î (emir)leri bilmediklerinden
(namaz ve oruçları kaza etmemekte) mazurdurlar.
[1]Bu sebeple
tertibin düşmesindeki hikmet şudur: Kılmamayan
namazlarla vakit namazları arasında tertibe riayet edildiğinde (yani sıra
gözetildiğinde) vakit namazının kerahet vaktinde (kılınması) icâb eder, dolayısıyla da (bu namaz) noksan olur. Halbuki
şer'î yönden bir farzın noksansız olarak edası istenmektedir.
[2]"Yenisi" kelimesiyle yeni bir namaz, "eski"
kelimesiyle de eskiden unutulan namazlar kasdolunuyor.
Yani burada, "Mükellef yeni bir namazı (daha) kaçırırsa, bu yeni namazla
bundan sonraki vakit namazları arasında tertîb avdet
etmez" denilmek isteniyor. Bir grup âlim ise: "Kılmamayan
eski altı namaz dikkate alınmaz ve kılmamayan yeni
namazı kaza etmeden vakit namazını kılmak doğru olmaz; bu, (namazı kaçıranlara)
zecrî bir tedbir mahiyetindedir" demişlerdir.
[3]Namazın, şarta
bağlı olarak bozulmasında iki durum söz konusudur: Namaz yagerçekten bozulur yahutda bozulmadurumuortadankalkar. Kılmamayan
namazlar hatırda olduğu halde kılman vakit namazlarından beşincisinin vakti
çıktıktan sonra namazın bozulma durumunun ortadan kalkmasının sırrı, birinci
şıkta söylediğimiz gibi, bu beş namaz, şarta bağlı olarak bozulur, bozulan
namaz ise
terkedilmiş
namaz gibidir. (Sayılan) beşe varmış namazlar, hatırda bulunan terkedilmiş
namaza eklenince sanki
altı
vakit namaz terkedilmiş gibi olur. Artık terkedilmiş namazların altıya ulaşması
halinde tertîbin (sıra gözetme
lüzumunun) düşeceği
bilinen birşeydir.
[4]Kılınan namaz,
namaz olmaktan çıkmaz, sadece farz olmaktan çıkarak nafile namaza dönüşür.