TEMİZLİK.. 1
Kendisiyle Temizlik Yapılabilen Sular 1
Su Çeşitleri ve Suyun Vasıfları 1
Su Ne Zaman 'Kullanılmış" Sayılır?. 2
Hangi Suyla Abdest Alınmaz?. 2
Ne Zaman Galebe (Baskınlık) Meydana Gelir?. 2
Temiz Kaplar ile Pis Kaplar 3
Yahut Temiz Elbiseler ile Pis Elbiseler Birbirine Karışmışsa. 3
Kuyular ve Bunların Temizlenme Yolları 4
Taharetlenme1 ve Abdestten Önce Yapılması Gereken
Şeyler 4
Taharetlenme (İstincâ) ile İlgili Hükümler 5
Nasıl Taharetlenilir?. 5
Kendisiyle Taharetlenmek Uygun Olan ve Olmayan Şeyler 5
Def-i Hacet Sırasında Yapılması Mekruh Olan Şeyler 6
Hangi Şeylerle Taharetlenmek Uygundur, Hangileriyle Değildir?. 6
Def-i Hacet Yapmanın Usûl ve Âdabı 6
Geçmiş Konularla İlgili Sorular 6
Yedi türlü su ile
temizlik yapılabilir ki bunlar: İ) Gökten inen (yağmur) suyu, 2)
deniz suyu, 3)
ırmak suyu, ) kuyu suyu, 5) kar suyu,4
6) dolu suyu,5 7) kaynak suyudur.
Sular beş türlüdür:
1) Hem temiz hem de temizleyici olan ve mekruh
olmayan
sulardır ki, bunlara
"mutlak sular" denir.
2) Temiz ve temizleyici
olduğu halde mekruh olan sulardır. Bunlar da
kedi ve benzeri hayvanların
üzerinden içtiği, az (kabul edilen) sulardır.
3) Temiz
olduğu halde temizleyici olmayan sular. Bunlar abdest
için (veya cünüplüğü gidermek için) kullanılan sular yahut da abdest niyetiyle abdestlinin yeniden
aldığı abdestin suyudur.
Su vücuddan
ayrılmakla "kullanılmış" sayılır.
Sıkmaksızm kendi kendine çıksa dahi, ağaç ve meyve suyu ile abdest alınamayacağı gibi, ki en doğrusu da budur,
kaynatma neticesinde veya başka maddelerin suya galebesi (özelliğini bozacak
şekilde suya karışması) sonucunda tabiî özelliğini yitiren su ile de abdest alınmaz.
Katı maddelerin suya
karışarak sudaki incelik (yumuşaklık) ve akıcılığı gidermesi neticesinde galebe
(baskınlık) meydana gelir.
Safran, meyve ve ağaç
yaprağı gibi katı maddelerle suyun bütün vasıflarının değişmesinin bir zararı
yoktur.
Bir de, süt gibi
kokusu olmayıp yalnızca rengi ve tadı bulunan mavilerin bir tek vasfının su
üzerinde belirmesi ve sirke gibi üç özelliğe sahip olan mavilerin iki vasfının
suda belirmesi ile galebe meydana gelir.
Kullanılmış su ve
kokusu gitmiş gül suyu gibi herhangi bir vasiî bulunmayan maddelerde galebenin
olup olmadığı tartıyla belirlenir. Eğer bir ntıl
mutlak suya, iki rıtıl kullanılmış su karışmışsa bu
suyla abdest alınmaz, aksi halde alınır.
4) Pis su:
İçine pislik düşen az ve durgun su pistir.
:
Eğer su, ona on
(10x10) zirâin altında ise
az sayılır ve içine
5) Üzerinden
eşek ve katırın içtiği su ki, bu suyun temiz olup olmadığı şüphelidir.
Artık Sular .
Az
(kabul edilen) ve canlı artığı bulunan sular dört kısımda mütâlâa edilir:
Birincisi, temiz ve
temizleyicidir. Bunlar, insan, at ve eti yenilen hayvanların artıklarıdır.
İkincisi, pis
olup kullanılması caiz değildir
ki bunlar
ı köpek,
domuz ya da kaplan ve kurt gibi yırtıcı hayvanların
artıkları olan sulardır.
Üçüncüsü, başkası
varken
kullanılması mekruh olan kedi, başı
boş tavuk; doğan, atmaca, şahin,
çaylak gibi
yırtıcı kuşlar ve akrep hariç, fare gibi ev hayvanlarının artıklarıdır.
Dördüncüsü, katır ve
eşeğin artığı olup bunun temizliği üpheİidir; eğer
başka su yoksa bununla abdest alınır ve ardından yemmüm
edilerek namaz kılınır.
.
Çoğu temiz olan
kapların içine pisleri karışmışsa, abdest al-ak ve
içmek için bunlar arasından temiz olanı araştırılır. Eğer
drbirine kansan kapların çoğunun pis olduğu
biliniyorsa, sadece içmek için araştırma yapılır.
Temiz ve pis
elbiselerin birbirine karışması durumunda , İralarından
temizini bulmak için mutlaka araştırma yapılır. Elbisenin çoğu temiz ya da çoğu pis olmuş farketmez.
,
İçerisine tırnaklı
hayvanların pisliklerinin dışında, az da olsa, kan veya şarap gibi pislik
düşen küçük kuyuların suyu
boşaltılır. Eğer böyle bir kuyuya domuz düşer de ağzı suya temas etmeden diri
olarak çıkarılırsa veya kuyuda köpek, koyun ya da
insan ölürse yahut küçük de olsa düşen hayvan kuyuda şişer ise yine kuyunun
suyu boşaltılır. Tamamen boşaltılması mümkün değilse, içerisinden iki yüz kova
su çıkartılır.
Eğer içerisinde tavuk,
kedi ve benzeri şeyler ölmüşse kuyudan kırk kova su; fare ve benzeri
hayvanların ölmesi halindeyse yirmi kova su çıkarılmalıdır. Kuyunun, kova ve
kovanın sarkıtıldı-ğı ipin, su çıkarıcının elinin
temizliğini temin için (bu uygulama) yapılır.
Kuyu; koyun ve deve
gibi hayvanların gübresiyle, at, katır ve eşek gibi hayvanların yahut da sığır
ve benzeri hayvanların gübrelerinin düşmesiyle pislenmez. Ancak gübre,
bakılınca göze çok geliyor, ya da kova sarkıtıldığı
zaman kuyunun her tarafında gübreye değiyor ise kuyu pislenmiş olur.
Güvercin, serçe
pisliğiyle ve balık, kurbağa yahut suda yaşayan bir hayvanın yahut da böcek,
sinek, an ve akrep gibi kansız haşeratm suda
ölmesiyle yahut, üzerinde pislik bulunmayan insan ya
da eti yenen bir hayvanın suya düşüp ölmeden çıkarılmasıyla yahut katır, eşek,
yırtıcı kuş ve maymun vs. gibi yabani hayvanların düşmesiyle su pislenmez.
Düşen hayvanın salyasının suya karışması halinde hayvanın durumuna göre
değerlendirme yapılır.
Kuyuya ne zaman
düştüğü bilinmeyen bir hayvan ölüsü, kuyuyu, bir gün bir geceden itibaren; eğer
hayvan şişmiş halde ise, üç gün üç geceden itibaren kirletmiş sayılır.
Taharetlenme1 ve Abdestten Önce Yapılması Gereken Şeyler
Bir erkeğin, sidik
belirtisi kalmayıncaya kadar ve yürümek,
1 Taharetlenme; necasetin (pisliğin) çıkış
yerinin silinmesi veya yıkanmasıdır. Fıkıh ulemasına göre ise pisliğin, sn ve
benzeri şeylerle giderilmesidir.
öksürmek, sağ veya sol
yana yatmak ve alışık olduğu birtakım hareketleri yapmak suretiyle kalbi tatmin
oluncaya kadar istibrâ
yapması gerekir. Sidik yaşlığının tamamen ortadan kalktığına iyice kanaat
getirilmeden abdeste başlamak doğru değildir.
Ön ve arkadan çıkan
pisliği, çıkış yerinin dışına sirayet etmediği sürece, temizlemek sünnettir.
Eğer pislik, çıkış yerinin dışına bir dirhem
miktarı kadar sirayet etmişse bunun temizlenmesi vacip, bir dirhemi geçmiş ise
farzdır.
Cünüplükten, hayız ve nifastan kurtulmak için yıkanırken, çıkış yerindeki
pisliği, isterse az olsun, yıkamak farzdır.
Temizlenmeye elverişli
bulunan taş ve benzeri şeylerle taharetlenmek sünnet olup suyla taharetlenmek
daha iyidir. En iyisi hem taş hem de su ile taharetlenmektir. Önce taşla silinilir, sonra suyla yıkanılır. Sadece su veya sadece
taşla da taharetlenilebilir.
Taharetlenilecek yerin
temizlenmesi sünnet, birden fazla taşla temizlenmek ise menduptur,
müekked sünnet değildir. Daha az taşla temizlik temin
edilse bile üç adet taşla taharetlenmek menduptur.
Taşla
taharetlenilirken, eğer husye sarkıksa, pislik mahallim evvelâ önden arkaya
doğru silmeli, ikincisinde arkadan öne, üçüncüsünde de önden arkaya doğru
silmelidir. Sarkık değilse silmeye arka taraftan başlanılır. Kadınlar, tenasül
uzuvlarının kirlenmemesi için silmeye önden başlamalıdırlar.
Daha sonra eller su
ile yıkanır. Bunun ardından erkekler, bir jveya iki, ya da duruma göre, üç parmaklarının iç kısımlarını,
^başlangıçta orta parmaklarını, daha sonra da yüzük parmaklarım 1 diğerlerinden
ileri çıkararak taharet mahallini suyla oğuşturmak
suretiyle yıkarlar. Sadece tek parmakla yıkamamalıdır. Kadınlar, (lezzet
meydana gelmemesi için, başlangıçta orta parmaklarını iyüzük
parmaklarıyla birlikte öne çıkarırlar. Pis koku gidinceye ka-jjdar yıkamaya devam etmeli ve eğer taharet yapan oruçlu
değilse jmakatmı gevşetmek suretiyle yıkamalı,
oruçluysa kalkmadan önce (makatını kurul amalidir.
Taharetlenme işi bitince, elleri tekrar fyıkamak
gerekir.
Taharetlenmek için
avret mahallini açmak doğru değildir. Eğer pislik, çıkış yerinin dışına sirayet
eder ve sirayet eden bu miktar bir dirhemi geçerse, o vaziyette namaz kılmak
doğru ve makbul olmaz. Pisliği giderecek birşey varsa
ve kendisi de tenhâ bir yerde değilse, pisliği avret mahallini açmaksızın
temizler.
Taharetlenmek için
avret mahallini açmak doğru değildir. Pisliği temizleyecek birşey
varsa ve bulunulan yer de tenhâ değilse, avret mahallini açmaksızın pislik
giderilmeye çalışılır. Eğer pislik, çıkış yerinin dışına bir dirhemden fazla
sirayet etmişse, o vaziyette namaz kılmak doğru ve makbul olmaz.
Kemikle, insan ve
hayvanların yemesine elverişli şeylerle; kiremit, porselen, kömür, cam, kireç,
kıymetli ipek ve pamuklu kumaş
parçalarıyla, bir de özürsüz olarak1 sağ elle taharetlenmek mekruhtur.
Helaya girmeden önce «Eûzü billahi mineşşeytânirracîm»
denilir ve sol ayakla girilir. Otururken sol tarafına dayanılır ve mecbur
kalmadıkça konuşulmaz.
Bina içinde de olsa,
def-i hacet sırasında kıbleye dönmek, arkasını kıbleye vermek, kapalı olmayan
yerlerde güneşe, aya ve rüzgârın estiği tarafa dönmek tahrîmen
mekruhtur.
Öte yandan suya,
gölgeli bir yere, yerdeki bir deliğe veya yarığa, yola, meyveli bir ağacın
altına işemek ya da büyük abdest
yapmak ve özürsüz olarak ayakta işemek de mekruhtur. '..
Heladan sağ ayakla çıkılır ve:
«El-hamdü lillahillezı ezhebe anni'l-eza ve âfânî=Bendeki sıkıntıyı giderip bana rahatlık veren Allah'a
hamdolsun» diye dua edilir.
1 Sağ elle
taharetlenmenin mekruh oluşu, bu elin şanını yüceltme isteğinden
kaynaklanmaktadır. Çünkü insan sağ eliyle yer (içer). Sağ elin yemek esnasında
taharette kullanıldığı hatıra gelip de tiksinti vermesin diye de bu el
taharette kullanılmamalıdır.
Temizlik nedir, fikhî yönden temizlik ne demektir?
Temizliği, fıkıh
ulemasına göre ıstılah yönünden açıklayınız ve temizlenmesine hükmolunan yerlerle nerelerin ve "su benzeri" ile
hangi şeyin kasdolunduğunu belirtiniz.
Kendisiyle
temizlenilmesi caiz olan sular hangileridir?
. Gökten inen su ile kasdolunan,
deniz suyuyla, ırmak suyuyla, dolu ve kaynak sdyıiyla
kasdolunan şey nedir?
Sular kaç kısma
ayrılırlar? Mutlak suyun hükmü nedir?
Kedi ve benzeri
hayvanların içtiği az kabul edilen suyun hükmü nedir? Kediye sdnzer hayvanlar nelerdir?
Kullanılmış su ve
bununla ilgili hükümler nelerdir? Su ne zaman "kullanılmış" sayılır?
| Abdest
alınması caiz olmayan sular hangileridir? Ağaç ve meyvelerden [kendiliğinden
çıkan su ile bunlardan insanların sıkması sonucu elde edilen su için verilecek
hüküm aynı mıdır?
I Katı şeylerin
karışmasıyla suda galebe (baskınlık) nasıl, sıvı şeylerin karışmasıyla nasıl
meydana gelir? Suyun vasıflarını değiştirdiği halde zarar vermeyen şey nedir?
Kendisinde iki vasıf bulunan sıvının karışmasıyla, üç vasıf bulunan ve niçbir vasfı olmayan sıvıların suya karışmaları arasında ne
gibi farklar vardır? '
Pis su nedir? Temizliği şüpheli olan su
hangisidir?
Hangi miktardaki su az
kabul edilir?
Hangi miktardaki sular
çok sayılır? "Artık su" nedir, ıstılâhî
yönden ne demek- Üzerinden nice insan ve hayvan içtiği halde nehir ve deniz
sulan neden artık su sayılmaz?
Artık sularla ilgili
hükümler kaça ayrılır? Az kabul edilen sudan insan ve at içtiği :akdirde bu su İçin ne hüküm verilir? Bu sudan ağzı temiz
birisi içerse ne hüküm, ağzı 3is olan birisi içerse ne hüküm verilir?
Az kabul edilen sudan
köpek, yahut domuz, yahut da yırtıcı hayvanlardan biri çerse bu su için ne
hüküm verilir? Bunların her biri için verilen hükümler hangi delilere dayanır?
Kedinin yahut başı boş
dolaşan tavuğun, üzerinden içtiği ve az kabul edilen suyun hükmü nedir ve bu
hüküm için delil nedir? Başka su varken kullanılması mekruh olmak ne demektir?
Başı boş tavuk ne
demektir? Bunun artığı niçin mekruhtur? Temizliği şüpheli
artık hangisidir ve bu
şüphenin sebebi nedir?
Kafeste muhafaza
olunan tavuğun artığıyla ilgili hüküm nedir?
Herbirinin eti murdar olduğu halde yırtıcı kuşlar ile yırtıcı
hayvanların artıkları neden birbirinden farklıdır? Şüpheli artıklar için ne
hüküm verilir?
Araştırma ne demektir?
Kapların veya elbiselerin çoğunun temiz olmasına dair verilen hükümle bunlartn çoğunun pis olması hakkında verilen hüküm aynı mtdır? Şayet bu hükümler arasında fark varsa, sebebi nedir?
Bir kuyunun küçük veya
büyük kabul edilebilmesi için ölçü nedir? Bunlardan herbirinin
içine pislik düştüğünde verilecek hüküm nedir?
Kuyudan ne zaman iki
yüz, ne zaman kırk, ne zaman yirmi kova su çıkarılır?
İçerisine pislik
düşmüş bir kuyudan çıkarılması gereken suyu çıkarma işinde kullanılan kova ve
kuyunun duvarlanyla ilgili hükümler nelerdir?
İçerisine gübre düşen
kuyu ne zaman pis olur? (Düşen) gübre ne zaman çok kabul edilir? Suyun
içerisine hangi şey düşünce suyu bozmaz?
Bir kuyuda bulunan
hayvan leşinin ne zaman düştüğü bilinmese ne yapılması, kuyuya ne zaman düştüğü
bilinmeyen şişmiş bir hayvan ölüsüne rastlanırsa ne yapılması gerekir?
Taharetlenme nedir?
Fıkıh ulemasına göre ıstıfâhî bakımdan taharetlenme
nedir?
İstibrâ nedir, ne ile yapılır, taharetlenme ile ilgili hüküm
nedir?
Taharetlenme ne zaman
sünnet, ne zaman vacip ve ne zaman farzdır? Hangi şeyle taharetlenmek
sünnettir? Suyla taharetlenme ile taşla taharetlenme aynı mıdır?
Temizlenmeye elverişli
taşla ne kasdolunmaktadır? Taştan başka daha ne gibi
şeylerle taharetlenilebilinir?
Taşla taharetlenilmede
mendup olan belli bir sayı var mıdır? Bu sayı ne
zaman sndup olur?
Taşla kadınlar nasıl,
erkekler nasıl taharetlenirler? Kendisiyle taharetlenilmesi mekruh olan şeyler
nelerdir? Def-i hacetin âdâbıyla ilgili neler biliyorsunuz?
Temizlik, Kur'an-ı Kerim'in, «Onların mallarından sadaka al; bununla
onları (günahlardan) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin» (Tevbe, 103) mealindeki âyet-i celüesi
ile,
"Ey Peygamberin ev
halkı! Şüphesiz, Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak
ister" (Ahzâb, 33) mealindeki âyet-i celîlesinde geçtiği üzere manevî
olabileceği gibi maddî de olabilir. Ama Fıkıh uleması temizlik deyince,
"Temiz su ve (su bulunmadığı zaman teyemmüm yapılabilen temiz toprağa)
benzer şeyleri kullanarak namaz ve namazla alâkalı (insanın vücudu, elbisesi,
namaz kılınan yer gibi) şeylerin temizliği"ni kasdetmektedirler.
Yağmur suyunun temizleyici olduğuna, "Sizi
temizlemek için üzerinize gökten su (yağmur) indiriyordu." (Enfâl, 11) âyet-i celîlesiyle
işaret edilmektedir.
Burada bahsi
geçen deniz suyundan maksat tuzlu sudur. Bu suyun temizleyici olduğu,
Efendimiz (Aleyhissaîâtü vesselâm)'e deniz suyunun
temiz olup olmadığı sorulduğu zaman söylediği: "Onun suyu temizdir, içinde
ölen(in yenmesi) de helâldir" mealindeki hadis-i şerifi gereğince
temizdir. Ayrıca, "Deniz suyunun temizlemediğini Allah temizlemesin"
diye bir söz de vardır. Abdullah t>. Ömer b. Hattab
(RadıyaÜahu anhüma) gibi
bir takım sahabeye göre ise acı olduğu ve kokusu hoş olmadığından deniz
suyuyla temizlenmek doğru değildir.
Kar ve dolunun erimesi neticesinde meydana gelen su
ile de temizlik yapılabilir.
Yerden çıkarak
akıp giden kaynak suları.
Mutlak su
varken böyle bir suyu kullanmak tenzîhen mekruhtur, tahrîmen değil... Mutlak su bulunmadığı zaman bu suyun
kullanılması aslında mekruh olmaz.
Başı boş tavuk, yırtıcı kuş ve yılan gibi.
Abdestsiz bir kimsenin abdest aldığı su ile abdestlinin kurbet niyetiyle abdest almak
için kullandığı su arasında bu hususta herhangi bir fark yoktur.
Musannif, kendi kendine çıkan meyve suyu veya ağaç
suyu ile abdest alınamayacağı görüşünü benimsemiştir.
Ancak el-Hidâye müellifi olup el-Kenz
ve et-Tenvîr adlı kitapları da şerheden zat, (meyve ya da ağaçtan) kendiliğinden çıkan suyla abdest alınabileceğini söylemişlerdir. Sıkma sonucu çıkan
suyla abdest alınamayacağı hususunda ise herkes
müttefiktir.
Rıtıl: Suİu
şeyler için kullanılan bir ölçü birimi olup, bulunduğu mıntıkaya göre
değişmekle beraber genellikle bir rıtıl bir okka
kabul edilirdi. Bir okka 400 dirhem, bir dirhem ise 3.207 gramdı.
Bilinmelidir ki
sular, ya kare biçiminde bir mekânda bulunur, ya dâire şeklinde bir yerde veya dikdörtgen şeklinde bir
mekân yahut havuz içinde bulunur.
Eğer su, kare şeklinde
bir yerde ise ve bir taran da on zira' veya daha fazla ise içindeki su çok, on
zirâ'dan az ise az sayılır.
Eğer su, daire şeklinde
bir mekânda olup çevresi otuz altı zira' ise içindeki su çok, otuz altı zirâ'dan küçük ise az sayılır.
Havuz her hâl ü kârda,
içerisinden su avuçlandığında, dibi belirmeyecek şekilde derin olmalıdır, en
doğru görüş de budur.
i
Zira': 75.8 cm olan
eski bir uzunluk ölçüsü birimidir.
düşen pislik, suya tat,
renk ve koku yönünden tesir etmese dahi bu su pistir.
Artık su;
üzerinden insan ya da hayvanın içtiği az (kabul
edilen) suya denir.
Az (sayılan) su, ona on (10x10) zirâ'dan
veya benzeri ölçüden daha küçük yerlerde bulunan sulardır ki, ırmak ve deniz
sulan bu hükmün dışındadır. Çünkü ırmak veya denizden ne kadar insan veya ne
kadar hayvan içerse içsin "artık su" kabul edilemez.
Eğer su içen
hayvanın ağzında pislik yoksa, su pis olmaz. Şayet bir kimse domuz eti yemiş
veya şarap içmiş yahut da ağız dolusu kusmuş ve ağzının kiriyle de az (sayılan)
sudan içmişse, bu su pislenir ama, suyu eğer oradan zaman geçtikten
ve ağzına gelen salya veya tükrüğü defalarca evirip
çevirip tükürdükten sonra içmişse pis olmaz. Bu, İmam A'zam
ve Ebu Yûsuf a göre böyledir. İmam Muhammed ise
ağzını yıkamadıkça ne olursa olsun su pis olur demiştir.
-
Köpeğin artığının pis olduğuna Peygamber (Aleyhissalâtü uesse, hadis-i
şerifi delildir:
«Herhangi birinizin
kabından köpek içerse onu üç kere yıkasın.»
Bu yıkama emri, pisliği
temizlemekten başka bir maksat için verilmiş Öeğildir...
Bu hadis-i şerifin rivayetinde ihtilâf bulunduğundan, bize göre, bi-] isi toprakla olmak üzere, kabı yedi kere yıkamak menduptur.
Domuzun artığının,
pisliğin ta kendisi olduğu Kur'ân-ı Kerîm'le sabit
olup . Ulah Teâlâ şöyle buyuruyor:
«Domuz eti -ki pisliğin
ta kendisidir-...» (En'âm, 145)
Yırtıcı hayvanların
salyaları etlerinden salgılanır. Etleri murdar olan bu hayvanların salyalarının
da pis olacağı ve suya intikal eden salyanın, suyu kirleteceği açıktır.
Yırtıcı hayvanlar kaplan, kurt, maymun ve benzeri
hayvanlardır.
Yani mekruh olmayan bir su yoksa, bu suyun
kullanılması mekruh değildir. Hatta bu gibi sular varken teyemmüm yapmak doğru
olmaz.
Kedinin ehlî bir hayvan olup sürekli evlere girip
çıktığına ve insanları bazı şeylerden koruduğuna göre, bu hususta biraz
kolaylık göstermek icab etmektedir. Nitekim Rasûlullah (Aleyhissalâtü
vesselam) kedinin pis olmadığını söylemiştir. Ancak kedinin, pisliklerden
sakınmadığı göz önünde bulundurularak artığı tenzîhen
mekruh kabul edilmiştir. Bu konuda, iki hususu göz önünde bulundurmak gerekir:
Birincisi kedinin durumu, ikincisi de onunla haşir-neşir olan insanların
durumu. Bu durumlardan yalnızca biri göz önünde bulundurulmuş olsaydı eğer, ya kedi artığını kullanmanın haramlığına ya da kerâhetsiz hellâlliğine
hükmedilebilirdi.
Yani temiz, pis her yerde başı boş gezip dolaşan
tavuk. Çünkü bunların gagalarının pis mi, temiz mi olduğu şüpheli olduğundan
artıklarını kullanmak mekruhtur. Şayet kafes ve benzeri yerlerde muhafaza
edilse de gagasının temiz bulunduğundan emin olunsa, meselâ böylelerinin
artığı şüphesiz temizdir.
Hepsinin eti de murdar olduğu halde, yırtıcı
hayvanlarla yırtıcı kuşlar arasında fark vardır. Çünkü yırtıcı hayvanlar suyu,
pis salyalarının ıslattığı dilleriyle içerler. Ama yırtıcı kuşlar gagalarıyla
içerler ki gagaları kemiktendir ve kemikse temizdir.
Eşeğin artığının şüpheli oluşunun sebebi, etinin helâl
oluşu ya da haram oluşu hakkındaki delillerin
birbiriyle çelişir durumda olduğundandır. Hadis-i şeriflerden birinde eşek
etinin helâl olduğu ifade edilirken, bir başkasında haram olduğu
belirtilmektedir. Dolayısıyla eşek artığının teiniz olup olmadığı hususunda
şüpheliyiz... Eşekten doğan katır da eşek hükmündedir.
En iyisi önce abdest alıp sonra teyemmüm etmektir. Çünkü îmam Züfer, ab-desti teyemmümden önce almanın vacip olduğunu söylemiştir.
Araştırma: Temiz olanı pisten ayırmak
için olanca gücün harcanmasıdir.
Abdest için araştırma yapılmamasının sebebi, çoğunun pis
olması, abdest yönünden hepsinin pis olması manasına
geldiği içindir, Bir de şu husus vardır ki,
abdest yerine teyemmüm edilebilir; dolayısıyla kapların tamamının
pis olduğunu söylemekle maslahata aykırı birşey ifade
etmiş değiliz.
İçmeye gelince,
insanlar normalde pis suyu içmek istemezler. Ama bu sudan başka suyun
bulunmadığı ve şiddetli susuzluğun başgösterdiği bir
yerde hayatın devamı için içmeye öncelik verilir.
Elbiselerde, su kaplarmdakine benzer bir ayırım yapmadık. Çünkü na mazda açık (avret) yerleri
kapatmak için elbisenin yerini tutacak başka ben^ zeri bir şey bulunmadığı
halde, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi toprak^ suyun yerini tutabilir.
Kuyular, küçük ve büyük olmak üzere iki türlüdür.
Küçük kuyular, ona on (10x10) zirâ'm altında
olanlardır. Büyük kuyularsa ona on zira1 ve daha büyük kuyulardır.
İçerisine az da olsa
pislik düşen küçük kuyunun boşaltılması vaciptir. Ancak az miktarda deve ya da koyun gübresi ve benzeri şeylerin düşmesi halinde
kuyu boşaltılmaz, çok miktarda düşmüşse boşaltılır.
Müellif, büyük
kuyularla ilgili görüşlerini, "İki yüz kova..." sözleriyle
belirtmiştir. Yani bu tür kuyulara şayet büyük hayvan düşmüş, yahut düşen
hayvan küçük olduğu halde içerisinde şişmiş ise (ve kuyunun tamamı boşaltüamıyorsa) iki yüz kova su çıkarılır. Kedi gibi orta
büyüklükte bir hayvan düşmüşse kırk kova, fare gibi küçük bir hayvan düşmüşse
yirmi kova su çıkarılır. Tabii ki suyun, düşen hayvanların çıkarılmasından
sonra çekilmesi gerekir.
îstibrâ; sidiğin çıkış
yerini yaşlık ve benzeri şeylerden, müellifin yukarıda belirttiği yollarla
temizlemektir.
Dirhem; eski bir ağırlık ölçüsü birimi olup 2.30 grama
karşılıktı.
Taharetlenmeyle ilgili üç hüküm vardır ki, üçü de
çıkan pisliğin durumuyla alâkalıdır. Eğer pislik, çıktığı yerin etrafına
sirayet etmez ise temizlemesi sünnet; bir dirhem miktarı kadar sirayet ederse
vacip; bu miktardan fazla sirayet etmiş ise temizlemesi farzdır.
(Yalnızca)
dirhem miktarı kadar pisliğe şer'an müsamaha edildiği
bilinmelidir. Eğer sadece çıkış yerinin dışına taşan pislik bir dirhem kadar ise
buna göz yumulamaz. Binaenaleyh mükellef, göz yumulan bu bir dirhemin üstündeki
pisliği, mümkünse su ve benzeri şeylerle gidermesi şartür.
Aksi halde o vaziyette hem abdest alır hem de
teyemmüm eder, sonra (namazı) iadesi gerekmez.
ipekle taharetlenmenin mekruh oluşunun sebebi, yararlı
bir şeyin telef edilmemesi içindir. İpekle taharetlenmenin fakirliğe sebeb olacağı söylenir. Çünkü böyle birşey
ile taharetlenmek, böbürlenmek ve taşkınlık olur. Bunlar ise fakirliğe
götürücü sebeplerdendir.