İhram için, Hz. Peygamber'in zikrettiği bu
yerlere gelmek vecibe midir, oralara gelmeden ihrama girilemez mi?Bunun
cevabı âlimlerce farklı şekillerde verilmiştir:
a) İmam-ı Âzam ve İmam Şafiî, Sevrî (rahimehumullah)
gibi bir kısım ulemâya göre Mîkat'tan daha uzak yerde ihrama girmek
kerâhetsiz caizdir. Çoğunlukla Şâfiîler, mîkatta giyinmeyi sünnete uyduğu
için efdal bulurlar. Daha yakın yerde caiz değildir. Mîkatı ihramsız olarak
geçip, sonradan ihram giyerse bu koyun kesmeyi gerektiren bir cinayet olur.
Ancak geri dönüp, mîkatda ihramı giyerse ceza düşer. İmam-ı Âzam ve Şâfiî
hazretleri, ihram yasaklarına gücü yetecek olan kimselerin mîkattan önce
ihrama girmesini daha faziletli bulmuşlardır. İbnu Mes'ud, Hz. Ali, İmrân
İbnu Husayn, İbnu Abbâs, İbnu Ömer ve Abdullah İbnu Âmir (radıyallahu anhüm
ecmaîn) gibi Ashab'tan bir kısmı bu şekilde hareket etmiştir. 1168 numaralı
hadiste gördüğümüz üzere, buna Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın
teşvikini bile zikretmek mümkündür.
Mîkattan önce ihrama girmek efdal diyenler
herkesin evinde ihrama girmesinin daha muvafık olduğunu, mîkata kadar
girmemenin bir ruhsat olduğunu da söylerler.
Öyle ise, ihrama, zikredilen mîkatların
hizasında başka noktalarda da girilebilir, caizdir. (1193. hadisde
açıklanacak).
b) İmam Mâlik, Hasan Basrî, Atâ gibi bazıları
mîkattan evvel ihrama girmenin mekruh olduğuna hükmederler. Bunların delili
Ashab'tan Hz. Ömer, Hz. Osman (radıyallahu anhümâ) gibi bazılarının bunu hoş
karşılamamış olmasıdır. Nitekim Hz. Ömer, İmrân İbnu Husayn'ın Basra'dan
ihrama girmesini, Hz. Osman da Abdullah İbnu Amir'ın Nisabur'dan ihrama
girmesini iyi karşılamayıp ayıplamışlardır.
c) Zâhirîler'den İbnu Hazm, mîkat dışında
ihrama girmenin haram olduğunu söyler. Ona göre, mîkattan evvel ihrama girip
mîkatı geçen kimsenin ne haccı ne de umresi câiz değildir. Ancak, mîkata
vardığında ihramını yenilemeye niyet etmişse o zaman bu ihramı sahih olur.