Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın Kâbe
içinde namaz kıldığı umumiyetle kabul edilmiş, hatta, yeri ve şekli üzerinde
bâzı teferruata bile inilmiştir. Hemen belirtelim ki, Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın nerede namaz kıldığı hususunda daha ziyâde İbnu Ömer (radıyallahu
anhümâ) soru sormuştur. Çünkü kendisi, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm)'le birlikte içeri girenler arasında yoktur. 1400 numaralı hadiste
belirtildiği üzere Kâbe'ye Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la birlikte,
Üsâme, Bilâl, Osman -bir başka rivayette el-Fadl İbnu Abbas- (radıyallahu
anhüm) girmiştir.
Girince kapı örtülmüştür.
Ezrâkî'nin Mekke üzerine yazdığı kitapta Hâlid
İbnu Velid'in dışarıda kapının önünde bekleyerek halka karşı kapıyı
koruduğu, tehâcümü önlediği belirtilir.
Şu halde, rivayetlerin umumî manası,
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Kâbe'den çıkınca, "Ben gençtim, üstelik
güçlüydüm" diyen Abdullah İbnu Ömer'in, kalabalığı yararak en öne geçtiğini,
böylece Kâbe'ye ilk giren olduğu belirtilir. İlk işi Hz. Bilal'e Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ın namaz kılıp kılmadığını, kıldığını öğrenince de
nerede kıldığını sormak olmuş, ama heyecandan olacak, kaç rek'at kıldığını
sormayı unutmuştur. Bazı rivayetlerde bunu unuttuğunu sarih olarak ifade
eder. Namaz kıldığı yeri sorması, hemen orada namaz kılmak düşüncesinden
ileri gelir. Zîra İbnu Ömer'in kanaatince
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın namaz
kıldığı nokta, Kâbe'nin en mukaddes yeridir, orada namaz kılmakla hem
sünnete uyacak, hem de daha faziletli ve sevablı bir ibadet yapmış
olacaktır.Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın namaz kıldığı yeri
belirleyen rivayetler, o sıradaki Kâbe'nin içi hakkında bilgi verir:
Kâbe'nin içinde üçerli iki dizi halinde altı sütûn mevuttur. Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm), öndeki dizide iki sütun arasında, karşı duvardan 3 zira' (kadar)
mesafede duvarla kendi arasında herhangi bir sütre bulunmaksızın iki rek'at
namaz kılmıştır. Namaz kıldığı yerde kırmızı mermer taşı mevcuttur.
İbnu Hacer, Kâbe'yle ilgili bu çeşit
tasvirlerin, İbnu'z-Zübeyr zamanındaki tahribinden önceye ait olduğunu
belirtir. Abdullah İbnu 'z-Zübeyr (radıyallahu anhümâ)'in kuşatılması
sırasında Şam askerlerine atılan mancınık taşlarının isâbetiyle tahrib olan
Kâbe'yi, İbnu'z-Zübeyr (radıyallahu anhümâ), Hz.İbrahim zamanında atılmış
olan temellere kadar yıktırarak yeniden yaptırmıştır.