Tarih: 05.03.2021 İSRÂ VE MİRAÇ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
سُبْحَانَ الَّذِى اَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلاً مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِلَى الْمَسْجِدِ اْلاَقْصَى الَّذِى بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ اَيَاتِنَا اِنَّه هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ
وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم
ائْتُوهُ فَصَلُّوا فِيهِ . فَإِنْ لَمْ تَأْتُوهُ وَتُصَلُّوا فِيهِ فَابْعَثُوا بِزَيْتٍ يُسْرَجُ فِي قَنَادِيلِهِ
Muhterem Müslümanlar!
Rahmet ve mağfiret, lütuf ve ihsan iklimi üç aylardayız. Önümüzdeki Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gece inşallah Miraç Gecesini idrak edeceğiz. Cenâb-ı Hak, bu gece vesilesiyle aziz milletimize, ümmet-i Muhammed’e ve bütün insanlığa sağlık, huzur ve afiyet ihsan eylesin. Miraç Gecemiz mübarek olsun.
Aziz Müminler!
Yüce Rabbimiz İsrâ suresinin ilk ayetinde şöyle buyurur: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, görendir.”[1]
Bu sureye adını veren İsrâ, Sevgili Peygamberimizin bir gece, Mekke’deki Mescid-i Harâm’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya yolculuğudur. Miraç ise Resûl-i Ekrem’in (s.a.s) Allah’ın kudret ve azametine şahit; rahmet, mağfiret ve müjdesine nail olduğu kutlu yükseliştir.
Kıymetli Müslümanlar!
Miracın ilk durağı, Mescid-i Aksâ’dır. Peygamber Efendimiz bu mübarek mabetle ilgili şöyle buyurmuştur: “Gidin ve Mescid-i Aksâ’da namaz kılın. Şayet gidemez ve orada namaz kılamazsanız, oranın kandillerini aydınlatacak yağ gönderin.”[2]
Bu hadis-i şerif, Mescid-i Aksâ sevgisini gönüllere aşılamanın, kadim değerimize sahip çıkmanın, maddi ve manevi imarı için çalışmanın her müminin görevi olduğunu öğretmektedir.
Mescid-i Aksâ’nın bulunduğu mukaddes belde Kudüs, bir İslam beldesidir. “Darü’s-selâm” yani barış ve selamet yurdudur. Kudüs, tarih boyunca Müslümanların himayesinde özgürlüğün, adaletin ve huzur içinde birlikte yaşamanın sembolü olmuştur.
Değerli Müminler!
Geliniz, Rabbimizin İsrâ suresinde yer alan öğütlerinden bazılarına kulak verelim: Yalnızca Allah’a kulluk et. Anne-babana iyi davran, yaşlanıp sana muhtaç hâle geldiklerinde onlara kol kanat ger, “öf!” bile deme. Akrabaya, yoksula ve darda kalana yardım et. Cimrilikten ve israftan kaçın. Zinaya yaklaşma. Haksız yere cana kıyma, asla kan davası gütme. Yetimin malına el uzatma. Ahde vefa göster. Ölçü ve tartıda hile yapma. Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme.
Aziz Müslümanlar!
Hutbemi bitirirken, dün Bingöl’den Bitlis Tatvan’a giden askeri helikopterimizin düşmesi sonucu şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır ve başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Aziz Müslümanlar!
Hamdolsun, salgınla mücadelede ve hayatın normalleşmesi yönünde hayli mesafe kat edildi. Bu günlere, başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere tüm toplumumuzun fedakârlığı ile gelindi. Ancak henüz salgın bitmiş değil. Dolayısıyla maske-mesafe-temizlik başta olmak üzere salgınla mücadele kurallarına uymayı asla ihmal etmeyelim. Biliyoruz ki kurallara riayet edilmemesi durumunda vaka sayıları, dolayısıyla da kısıtlayıcı tedbirler artacaktır. Salgın sebebiyle çok sayıda kardeşimiz canından oldu, pek çok kişinin işi gücü aksadı. Bizim ihmalimiz yeni can kayıplarına ve yeni mağduriyetlere yol açmasın. Aksi takdirde kul hakkına girmiş ve büyük bir vebali üstlenmiş oluruz. Ne olur, kurallara titizlikle uyalım ve asla gevşemeyelim, çevremizi de kurallara uyma yönünde teşvik edelim, bunu da kimseyi kırmadan incitmeden yapalım.
[2] Ebû Dâvûd, Salât, 14.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
|