HADANE. 2
Hadane (=Çocuk Büyütme) ve Hükümleri 2
Hadane'nin
Meşruiyetinin Hikmeti 2
Çocuğun
Bakım ve Gözetiminde
Annenin, Babaya Tercih Edilmesinin Sebepleri 2
Çocuğun
Bakım ve Gözetiminde
Annenin Tercih Edilmesi Gerektiğinin Delili 2
Çocuğun
Bakım ve Gözetimi
Hususunda Anneden Sonra Kim
Tercih Edilir? 2
Çocuğun
Bakım ve Gözetiminde
Kadınların Tercih Edilmesinin
Hikmeti 2
Çocuğun
Bakım ve Gözetiminin Erkeklere Verilmesi 2
Çocuğun
Akrabalarından Erkek ve
Kadınların Bir Arada Bulunması 3
Çocuğun Bakım
ve Gözetimi Şer'an
Kaç Yıldır?. 3
Temyiz
Çağına Gelen Çocuğun
Anne ile Baba
Arasında Muhayyer
Bırakılmasının Hikmeti 3
Çocuğun
Bakım ve Gözetimini
Üstlenen Kişide Bulunması Gereken Şartlar. 3
Hadane
Şartlarından Birine Sahip Olmamak. 4
Hadane'nin
Şartlarından Birinin Bulunmadığı
Nasıl Anlaşılır?. 4
Hadane (=Çocuk Büyütme) ve Hükümleri
Hadane kelimesi, kucak mânâsına gelen hedin
kökünden alınmıştır. Zira çocuğa bakan kadın onu sürekli kucağına alır. Hadane'nin ıstılahı mânâsı ise, küçük çocuğun bakımını
yapıp onu beslemek, korumak, terbiye etmek ve temyiz yaşma getirmektir. Temyiz
yaşından buluğ çağma kadar çocuğa bakana kefalet verilir. Çünkü temyiz yaşından
sonra çocuk, bakıcısının veya annesinin kucağında olmaz.
Hadane'nin
Meşruiyetinin Hikmeti
Hadane'nin meşruiyetinin hikmeti, küçük çocukların bakımı, korunması
ve terbiye edilmesiyle ilgili mesuliyetleri tanzim etmektir. Zira eşler
genellikle birbirinden ayrılırlar veya ihtilafa düşerler veya fakirlikleri nedeniyle
çocuklarını gerektiği gibi yetiştiremezler.
Eşler ayrılıncaya veya
ihtilafları ortadan kalkıncaya (veya fakirlikten kurtuluncaya) kadar küçük
çocuklarla ilgilenilmezse, bu onlar için büyük bir zulüm olur. Bu durum
genellikle çocukları şekavet ve helâk'a sürükler. Bu
yüzden çocuklarla ilgili mesuliyetlerin sınırını çizmek, kaide ve kurallarını
koymak gerekli, olmuştur.
Çocuğun Bakım
ve Gözetimi İçin
Anne mi Daha Uygundur, Yoksa
Baba mı?
Boşanan kan-kocanın,
temyiz yaşına gelmeyen kız veya erkek çocuğu varsa, onun bakım ve gözetiminde
anne, babaya tercih edilir.
Çocuğun bakım ve
gözetiminde annenin babaya tercih edilmesinin sebepleri şunlardır:
A. Annenin
şefkati, çocuğun bakım, gözetim ve terbiyesi hususundaki sabrı daha fazladır.
B. Anne daha
mülayimdir. Çocuğun muhtaç olduğu sevgi annede daha çoktur.
Çocuğun bakım ve
gözetimi hususunda annenin, babaya tercih edilmesi gerektiğinin delili,
Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiği şu hadîstir:
"Bir kadln (Hz.
Peygamber'e gelerek) şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Rasûlü!
Benim şu oğluma karnım kap, memelerim emzik, dizlerim koruma mahalli oldu.
Onun babası beni boşadı ve çocuğu benden almak istedi'. Rasûlullah
kadına 'Evlenmedikçe çocuk üzerinde senin hakkın daha fazladır' buyurdu".
Çocuğun annesi yoksa
veya çocuğa bakmaktan imtina etmişse, çocuğun bakım ve gözetimi hususunda
annenin annesi tercih edilir. Annenin annesi, anne tarafından olan uzak yakın
tüm nineleri kapsar. Bunlardan sonra babanın annesi tercih edilir. Sonra
çocuğun ana-baba-bir kızkardeşi tercih edilir. Sonra
çocuğun bababir kızkardeşi,
sonra ana-bir kızkardeşi tercih edilir.
Çocuğun bakım ve
gözetiminde kadınların erkeklere tercih edilmesindeki hikmet, daha önce de
belirttiğimiz gibi, kadınlarda bulunan vasıfların erkeklerde bulunmamasıdır.
Zira kadınlar, çocuğun bakimi, gözetimi, terbiye edilmesi hususunda daha
sabırlıdırlar ve çocuklara karşı daha şefkatlidirler.
Çocuğun bakim ve
gözetimi hususunda kadınların erkeklere tercih edildiğini belirtmiştik. Fakat
çocuğun bakım ve gözetimini üstlenecek bir kadın yoksa ve olduğu halde çocuğa
bakmak istemiyorsa, çocuğun bakım ve gözetimi erkeklere verilir. Erkeklerden,
çocuğun mahremi, ve varisi olanlar tercih edilerek mirastaki tertipleri üzerine
sıralanırlar, Ancak dede, kardeşlere takdim edilir. Sonra mahrem olmayan
varisler miras tertibine göre sıralanırlar. Bu bakımdan önce baba, sonra dede,
sonra anabababir kardeş, sonra bababir
kardeş, sonra ana-bababir olan kardeşin oğlu, sonra bababir kardeşin oğlu, sonra ana-bababir
olan amca, sonra bababir amca, sonra ana-bababir olan amcanın oğlu, sonra bababir
olan amcanın oğlu tercih edilir.
Çocuğun bakım ve
gözetimi hususunda en yakın kişinin tercih edilmesinin nedeni, yakın olanın
uzağa göre şefkatinin daha fazla olmasıdır. Zira çocuğa ne kadar yakın olursa,
çocuğa o kadar özen gösterir, onu o kadar terbiye eder ve çocuğun maslahatını o
kadar düşünür.
Çocuğun akrabaları
arasında erkek ve kadınların bulunması ve çocuğun bakım
ve gözetiminde münakaşa
etmeleri durumunda, yukarıda
zikrettiğimiz hadîsten ötürü anne tercih edilir. Zira daha önce de söylediğimiz
gibi annenin şefkati daha fazladır. Anneden sonra, annenin annesi ve anne
tarafından nineler tercih edilir. Çünkü bunlar da şefkat hususunda anne
gibidirler. Onlardan sonra da annenin diğer yakınları tercih edilir. Sonra baba
tercih edilir. Çünkü baba, çocuğun aslıdır. Sonra babanın annesi, sonra babanın
babası, sonra ana-bababir olan kızkardeşi,
sonra ana-bababir olan erkek kardeşi tercih edilir.
Çocuğun yakınları
arasında hem kadınlar, hem de erkekler varsa, kadınlar erkeklere tercih edilir.
Çünkü çocuğun bakımı ve gözetimi hususunda, kadınlar erkeklerden daha
uygundur. Çocuğun yakınları olarak sadece erkekler veya sadece kadınlar varsa,
çocuğun bakım ve gözetimi
hususunda da tartışma
ve ihtilaf çıkmışsa, aralarında kura çekilir.
Çocuğun bakım ve
gözetiminin zamanı, temyiz çağma gelmesiyle sınırlıdır. Çocuğun temyiz çağına
gelmesi, tek başına tuvaletini yapabilmesi, yemeğini yiyebilmesi, suyunu
içebilmesi elbiselerini giyebilmesidir. Temyiz yaşı yedi ile
sınırlandırılmıştır. Yani çocuk yedi yaşına geldiğinde mümeyyiz sayılır. Bu
nedenle yedi yaşını bitiren çocuğun bakım ve gözetim devresi sona erer. Bundan
sonra çocuk için kefalet devresi başlar. Çocuk yedi yaşını bitirdiğinde anne
veya babasını tercih etmesi hususunda muhayyer bırakılır; çocuk hangisini
tercih ederse ona teslim edilir. Bunun delili, Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiği şu hadîstir: 'Rasûlullah, (reşid olan) bir
erkek çocuğu, babası ile annesi arasında muhayyer bıraktı'. •
Yine Ebu Hüreyre şöyl*1
rivayet etmektedir: "Ben RasûluIIah'ın yanında
otururken bir kadın gelip 'Ey Allah'ın Rasûlü! Kocam
oğlunu götürmek istiyor. Oysa kocam bana Ebu İnabi'nin kuyusundan su içirdi (yani çocuğu ben büyüttüm,
kocam ise hiçbirşey yapmadı)' dedi. Rasûlullah 'Çocuk İçin kura çekin' buyurdu. Kadının kocası
'Çocuğum hakkında bana kim münazaa ediyor?' dedi. Hz.
Peygamber, çocuğa 'Şu baban, şu da annendir. Bunlardan hangisini istiyorsan
onun elinden tut' buyurdu. Çocuk da annesinin elini tuttu ve onunla
gitti".
Mümeyyiz olan çocuk
babasını tercih ederse, babanın da çocuğa kefalet etme ehliyeti yoksa, çocuğa
babanın babası kefalet eder, amca ve kardeş de baba gibidir. Fakat kefalet
edilecek kız olursa, amcasının oğlundan başka bir yakını da olmazsa, kızı
amcasının oğlunun seçtiği güvenilir bir erkeğin karısına teslim etmek vacibdir.
Temyiz çağından Önce
çocuğun bakım ve gözetimi hususunda annenin babaya tercih edilmesinin
sebeplerini izah etmiştik. Ayrıca mümeyyiz olan çocuğun hadane'(.=hâk\m
ve gözetim) devresinin bittiğini de söylemiştik.
Temyiz çağına gelmeyen
çocuk anne gözetimine muhtaçtır. Bu hususta baba veya başka bir erkek annenin
yerini tutamaz. Ancak temyiz yaşına gelen çocuğun kefaleti farklıdır; bu
devrede, anne ile baba arasında fark yoktur. Çünkü temyiz yaşına gelen çocuk,
işlerinin çoğunu tek başına yapabilir, aklı da çok çabuk gelişir. Bu nedenle
temyiz yaşma gelen çocuğu, annesini veya babasını tercih etmesi hususunda
serbest bırakmak daha uygundur.
Çocuğun bakım ve
gözetimini üstlenecek kişide bulunması gereken şartlar şunlardır:
1. Akıllı
olmak.
Erkek veya kadın deli
olan kişiye veya aklı gelip giden kişiye, hadane
(çocuğun bakım ve gözetim) hakkı verilmez. Zira hadane
velayet demektir. Deli ise velayet hakkına sahip değildir. Delinin, bir
başkasına velayet etmesi sözkonusu olmadığı gibi,
kendisi bir başkasının velayetine (gözetimine) muhtaçtır.
2. Müsliman olmak.
Bakım ve gözetime
muhtaç olan çocuğun anne veya babasından biri müslüman
olursa, çocuk da hükmen müslüman kabul edilir. Bu
yüzden de kâfir olan anne veya baba çocuğun bakım ve gözetimini üstlenemez.
Çünkü hadane'de velayet mânâsı vardır; kâfir ise müslümanın velisi olamaz. Zira kâfir olan veli, çocuğu
dininden uzaklaştırabilir. Fakat bakım ve gözetime muhtaç olan çocuk hükmen
kâfir olursa, herhangibir müslüman
veya kâfir onun bakım ve gözetimini üstlenebilir.
3. İffetli ve emin olmak.
İffetli ve emin olmak,
çocuğun bakım ve gözetimini üstlenecek kişinin fasık
olmamasıdır. Fasık bir kişi veli olamaz, ona hiçbirşey teslim edilmez'. Adalet, zahirî hususlarla sabit
olur. Adaletin sabit olması için şahitlere ve beyyinelere
başvurmak gerekmez. Ancak çocuğun bakım ve gözetimini üstlenecek kişinin
adaleti hakkında ihtilaf olursa, o kişinin adaletinin kadı huzurunda sabit
olması gerekir ki bu da delil ve beyyine-lerle olur.
4. İkâmet sahibi olmak.
Yani bakım ve gözetime
muhtaç olan çocuğun yaşadığı memlekette ikâmet etmelidir. Çocuğun bakım ve
gözetimini üstlenen anne, hac veya ticaret amacıyla sefere çıkarsa, seferden
dönünceye kadar çocuğun ninesine teslim edilmesi gerekir. Eğer bir memleketten
diğer bir memlekete göçerse, yolculuk ve göçtüğü memleket de güvenli olursa hadane hakkı düşmez. Anne ve babanın her ikisi de ihtiyaç
nedeniyle sefere çıktıklarında, annenin hadane hakkı
baki kalır, sefer hadanete mâni olmaz. t.
5. Anne, başka birisiyle evlenmemiş olmalıdır.
Anne, bir başkasıyla
evlendiğinde hadane hakkı düşer. İsterse kocasıyla
cinsi münasebette bulunmamış olsun. Hatta kocası çocuğu eve getirmesi hususunda
rıza gösterse bile hüküm değişmez. Daha önce Hz.
Peygamber'in, bir çocuk annesine 'Sen evlenmedikçe, çocuğun bakım ve gözetim
hakkı sana aittir' dediğini nakletmiştik.
Anne evlendiği zaman
çocuğun bakım ve gözetimini üstlenmesinin uygun olmamasının sebebi şudur: Arine evlendiği zaman kocasının hakkından ötürü çocuğa
gerektiği şekilde bakıp onu gözetemez. Fakat iki durum bundan istisna edilir:
A. Çocuğun
babasının, çocuğun annesinde
kalmasına rıza göstermesi
Çocuğun babasının,
çocuğun annesinde kalmasına rıza göstermesi, annenin hadane
hakkını ortadan kaldırmaz, bu durumda çocuk da nineye teslim edilmez.
B. Annenin yeni kocası çocuğun bakım ve
gözetimine yetkili olan akrabalarından olursa, annenin bakım ve gözetim hakkı
düşmez. Çünkü kocası, çocuğun evine gelmesine rıza göstermiştir. Ayrıca kocanın
da çocuk üzerinde hadane hakkı vardır. Bundan başka
kocanın, çocuğun annesiyle beraber onun kefaletini üstlenme hakkı da vardır.
6. Sürekli
bir hastalığı veya çocuğun bakım ve gözetimine engel olacak bir özürü olmamalıdır.
Anne kanser, felç gibi
bir hastalığa müptela olursa veya kör ve sağır olursa, çocuğun bakım ve gözetim
hakkını kaybeder. Çünkü bu tür hastalık ve özürler, çocuğa gerekli şekilde
bakmaya mâni olur.
Hadane
Şartlarından Birine Sahip Olmamak
Hadane ile ilgili yukarıda zikrettiğimiz altı şarttan birini
kaybeden kişi, çocuğun bakım ve gözetim hakkını kaybeder. Ondan sonra bu hak,
çocuğun ninesine, teyzesine, halasına ve benzeri yakınlarına geçer.'
Hadane'nin
Şartlarından Birinin Bulunmadığı
Nasıl Anlaşılır?
Hadane'nin şartlarından birinin bulunmadığı şu hususlardan
biriyle anlaşılır:
a. Çocuğun bakım ve gözetimini üstlenen kişinin
itiraf etmesiyle.
Anne'nin 'Ben evliyim'
veya 'Ben ağır ve sürekli bir hastalığa müptelayım' demesi durumunda, onun hadane hakkı düşer.
b. Çocuğun yakınlarından birinin itiraz
etmesiyle.
Çocuğun bakım ve
gözetiminde hak sahibi olanlardan biri, çocuğa bakan kişide
gerekli şartların bulunmadığını
iddia eder, bunu da beyyinelerle isbat ederse, çocuğa
bakmakta olan kişi bu hakkını kaybeder.
c. Hâkim'in
tahkik etmesiyle.
Hâkim
gun kar ğa bakanın durumundan
şüphelenir de onun bu işe uy -irse, o kişinin çocuğa bakma hakkı ortadan kal-