Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Büyük Şafii Fıkhı

NESEB. 2

Neseb'in  Sabit Olması 2

Nesebin  îsbatı 2

İkrar'ın  Sahih   Olmasının  Şartları 2

Rıdâ'mn (Emzirmenin) Sabit Olması 3

Neseble İlgili  Hükümler 3


NESEB

 

Neseb'in  Sabit Olması

 

Neseb akrabalık demektir. Miras, nikâh, helâllik, haramlık, velayet, vasiyet ve benzeri hususlar nesebe bağlıdır. Bu nedenle nesebin kendile­riyle   sabit   olduğu   delilleri,   şüpheye   meydan   vermemek,   neseb bağlarındaki sarsıntıyı önlemek için izah edip düzenlemek gerekir.

 

Nesebin  îsbatı         

    '

Neseb, şu hususlardan biriyle sabit olun

A. İki şahit

Şahitlerin gerekli niteliklere sahip olması gerekir ki bu nitelikleri Nikâh bahsinde beyan etmiştik. Bu bakımdan kadınların şahitliğiyle neseb sabit olmadığı gibi, bir erkek ile iki kadının şehadetiyle de sabit olmaz.  Çünkü  neseb, nikâhın bir dalı sayılır.  Nikâhın ve nesebin subûtiyeti hususunda kadınların şehadeti kabul edilmez.

B.  İkrar

Bu da kişinin Zeyd'in babası olduğunu söylemesiyle veya Zeyd'in o kişinin babası olduğunu ikrar etmesiyle olur.

 

İkrar'ın  Sahih   Olmasının  Şartları

 

Babalık iddiasında veya oğulluk iddiasında bulunan kişinin ikrarının sahih olması için şu şartların bulunması gerekir:

a.  Yapılan ikrarı görünüş yalanlamama! ıdır.

Babalık veya oğulluk iddia eden kişiyle diğerinin yaşlan, baba-oğul olacak şekilde olmalıdır. Baba-oğul olmaları* mümkün olmayacak bir yaşta olurlarsa, meselâ ikisi de aynı yaşta olurlarsa, ikrar sahih olmaz, ik­rar sahih olmayınca neseb de sabit olmaz.

b.  Yapılan ikrarı şeriat tekzip etmemelidir.

Şeriatın tekzip etmesinden maksat, oğulluk iddia edilen çocuğun ne­sebinin belli olması ve iddia eden kişiden başkasının oğlu olmamasıdır. Çünkü nesebi sabit olan kişi, iddia ile başka birisinin nesebine intikal et­mez, İsterse istilhak edilen kişi kabul etsin.

c.  İstilhak edilen çocuk, mükellef olduğu takdirde babalık iddia eden  kişinin  iddiasını  tasdik etmelidir.  Çünkü  çocuğun,  nesebinin tesbitinde hakkı vardır ve bunu söylemeye başkasından daha evladır.

d.  Yapılan ikrar kişiye menfaat sağlamamalı veya herhangibir zararı defetmemelidir.

Bir menfaati celbetmek veya bir zararı defetmek için yapılan ikrar sahih kabul edilmez. Çünkü bu bir iddiadır, iddia ise şahitlerle veya bir­takım karinelerle ve delillerle sabit olur.

Meselâ servet sahibi bir genç ölür de birisi çıkıp 'O benim oğlumdu' derse, bu iddia kabul edilmez. Çünkü birşeyi iddia ve ikrar, kişinin za­rarına olduğu hale * yapılırsa makbul olur. Şehadet de şahitlikten menfaat olmadan yapıldığında makbul olur. Şahit, şehadetiyle bir menfaat elde ediyorsa veya bir zararı kendisinden defediyorsa, onun şahitliğine itibar edilmez. Nitekim Hz. Peygamber, şahitliğinden kendisine menfaat sağlayan veya şahitliğiyle kendisinden bir zararı defeden kişinin şahitliğini kabul etmemiştir.[1]

e.  Babalık veya oğulluk iddia eden kişinin iddiasını, iki adil şahit tasdik etmelidir.

Ancak bir kişi kendisini, bir şahsa veya bir kabileye nisbet eder de 'Ben falanın oğluyum' veya 'Ben falan kabiledenim' derse, o memleketin halkı da bu iddiayı tasdik ederse ve bu kısa bir zaman diliminde değil de uzun zamandır kabul edilen birşey ise, bu istifaze (kendini bir şahsa veya kabileye "nisbet etme), şahitlik yerine geçerek şahitlere gerek bırakmaz ve nisbet sahih kabul edilir. Ancak bu nisbeti doğrulayan kişilerin sayısı, onların yalan üzerinde ittifak etmeyecekleri miktarda ol­malıdır; yani akıl, onların bir yalan üzerinde ittifak etmelerini imkânsız görmelidir.

İstifaze ile nesebin sabit olup şahitlere gerek bırakmamasının sebebi şudur: Neseb, sabit olan hususlardan olduğundan ve nesiller boyu de­vam ettiğinden, onun başlangıcına şahit getirmek zordur. İnsanlar ne-seblerini   isbat   etmek   için   istifaze   usûlüne   başvurmak   zorunda kalmışlardır.

Sahabîler de kendilerini kabilelerine, babalarına nisbet ediyorlar, Hz. Peygamber de onlardan bu hususta şahit getirmelerini -nikâh akdinde olduğu gibi- talep etmiyordu. Onlar, istifaze yoluyla o kabilenin, o ba­banın mensubu ve evlatları olduklannı isbat etmiş kabul ediliyorlardı.

Halkın istifaze usûlüne başvurmalarına, muhalif kişiler bulunmadığı takdirde itibar edilir, hükümler de bunun üzerine bina edilir.

 

Rıdâ'mn (Emzirmenin) Sabit Olması

 

Haramlık hususunda rıdâ'nm da neseb hükmünde olduğunu be­lirtmiştik. Nesebin sabit olmasının şartlan, ndâ'nın sabit olmasında da ge­çerlidir. Bu şartlar şehadet, ikrar ve istifaze'dir.

Fakat ndâ'nın sabit olması için şahitlerin erkek olması şart değildir. Rıdâ'da sadece kadınların şahitliği de kabul edilir. Çünkü rıdâ (emzirme), genellikle   kadınların  muttali  oldukları   bir durumdur.   Buna   binaen ndâ'nm> sabit olmasında makbul olan şahitler ve nitelikleri şunlardır:

a. İki adil erkek

b. Adil bir erkek ile adil iki kadın

c.  Dört adil kadın.

 

Neseble İlgili  Hükümler

 

Sabit olan nesebin üzerine terettüb eden hükümleri şöyle sıralaya­biliriz:

1.  Helâl ve haram yönünden evlenme hükümleri

2.  Nafaka hükümleri ve nafaka ile ilgili olan mesuliyetlerin düzen­lenmesi

3. Velilik ve veliliğin dereceleri

4.  Miras ve miras paylarının düzenlenmesi, varislerin derecelerinin tensik edilmesi

5.  Vasiyet ve vasiyetin sahih olup olmadığının belirlenmesiyle ilgili hükümler.

Bu meselelerin tümü neseble ve ayrıca vasiyet edilen kişinin varis olup olmamasıyla ilgilidir. Bu hükümler, ancak özel bir fasıl altında izah edilebilir. Bunların bir kısmını beyan etmiştik, bir kısmını da ileride beyan edeceğiz.

En doğrusunu Allah bilir.

 

 



[1] Tirmizî/2299

 

Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.29 saniye 14,846,471 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024