TAHARET
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Herhangi biriniz abdestsizlik durumu içinde
bulunursa, abdest almadıkça kılacağı namazı kabul edilmez" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 330
Hz. Osman b. Affan'dan (r.a.) nakledildiğine göre:
"Osman b. Affan abdest almak için su istedi ve abdesti şöyle aldı: Üç defa
ellerini yıkadı. Sonra ağzını çalkaladı ve burnuna su verip çıkardı. Sonra üç
kere yüzünü yıkadı. Sonra üç kere dirseğe kadar sağ elini yıkadı. Sonra sol
elini aynı şekilde yıkadı. Sonra başını meshetti. Sonra üç kere topuklara kadar
sağ ayağını yıkadı. Sonra bu şekilde sol ayağını da yıkadı. Sonra şunu söyledi:
Allah Resulü'nün (a.s.) şu benim abdest alışım gibi abdest aldığını gördüm."
Sonra Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Her kim şu abdestim gibi abdest alır,
sonra kalkar, içinde kendi kendine namazla ilgisi olmayan şeyler konuşmaksızın
iki rekât namaz kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 331
Ebu Enes'in (r.a.) anlattığına göre
Hz. Osman (r.a.) Mescid'in yakınında Mekaid denilen yerde abdest aldı ve:
Sizlere Allah Resulü'nün (a.s.) abdest alışını göstereyim mi? dedikten onra üçer
üçer abdest aldı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 337
Abdullah b. Zeyd b. Asım Ensarî'ye (r.a.):
Bize Allah Resulü'nün (a.s.) abdest alışı gibi bir abdest alıver, denildi. Bunun
üzerine o, bir su kabı istedi. Ondan iki eline döktü, ellerini üç defa yıkadı.
Sonra elini kaba soktu ve onunla su çıkarıp ağzını çalkaladı. Tek avucu ile
burnuna su çekip yıkadı. Bunu üç defa yaptı. Sonra elini soktu ve su alarak
yüzünü üç defa yıkadı. Sonra elini soktu ve onunla su çıkarıp iki elini
dirseklere kadar ikişer kere yıkadı. Sonra elini sokup çıkardı ve ellerini öne
ve arkaya doğru gezdirerek başını meshetti. Sonra topuklara kadar iki ayağını
yıkadı ve Allah Resulü'nün (a.s.) abdest alışı işte böyle idi, dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 346
Ebu Hureyre'nin (r.a.) bildirdiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu: "Biriniz istincâ için taş kullanırsa taş
adedini tek yapsın (hiç olmazsa üç taş kullansın). Herhangi biriniz abdest
alacak olduğu zaman burnuna su alsın, sonra çıkarsın."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 348
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Herhangi biriniz uykusundan uyandığı
zaman üç defa burnuna su alıp çıkarsın. Çünkü şeytan burnunun içindeki yumuşak
kemikler üzerinde geceler."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 351
Abdullah b. Amr (r.a.) şöyle anlatır:
Biz Allah Resulü (a.s.) ile beraber Mekke'den Medine'ye dönüyorduk. Nihayet
yolda bir su başına gelmiştik. İkindi vakti cemaat acele ettiler ve çabuk çabuk
abdest aldılar. Biz onların yanına vardık. Ayaklarının arkalarına suyun
dokunmadığı görünüyordu. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.): "Vay şu ökçelerin
ateşteki hâline! Abdesti tam ve eksiksiz alınız" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 354
Ebu Hureyre'nin (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) iki ayağının arka uçlarını yıkamamış bir kimse gördü ve
şöyle buyurdu: "Vay şu ökçelerin ateşteki hâline!"
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 356
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Sizler abdesti tam almaktan dolayı Kıyamet
günü, elleri ve ayakları nurlulardansınız. Artık sizlerden her kimin gücü
yeterse, yüz parlaklığını, el ve ayak beyazlığını daha çok arttırsın."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 362
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü kabristana gelerek şöyle buyurmuştur: "Selam sizlere! Bizler
inşaallah sizlere kavuşacağız. Kardeşlerimizi görmüş olmamızı arzu ederdim."
Sahabeler: Bizler senin kardeşlerin değil miyiz? Ey Allah'ın Resulü! dediler.
"Sizler benim ashabımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz daha gelmemiş olanlardır"
buyurdu. Bunun üzerine Sahabeler: Ey Allah'ın Resulü! Ümmetinden henüz daha
gelmemiş olanları nasıl tanırsın? dediler. Allah Resulü: "Ne dersin? Bir
kimsenin alınları beyaz, ayakları sekili birçok atları olsa, bunlar da,
renklerine başka bir renk karışmamış simsiyah birtakım atlar arasında bulunsa, o
zat kendi atlarını tanımaz mı?" buyurdu. Sahabeler: "Evet, ey Allah'ın Resulü,
tanır" dediler. Allah Resulü şöyle buyurdu: "Çünkü onlar abdest almaktan dolayı
yüzleri nurlu, el ve ayakları sekili halde gelirler. Ben Havuz üzerinde onların
öncüsüyüm. Dikkat edin! Kaybolmuş devenin kovulması gibi, birtakım insanlar da
benim Havzımın başından muhakkak kovulacaklardır. Ben onları: Hey! Geliniz, diye
çağırırım." Bunun üzerine bana: Onlar senden sonra dinde değişiklikler
yapmışlardır, denilir. Ben de: "Allah onları uzak eylesin uzak, derim."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 367
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu: "Eğer müminler üzerine (Züheyr hadis'inde
ise; ümmetime) meşakkat verme endişem olmasaydı, onlara her bir namaz sırasında
misvak kullanmayı muhakkak emrederdim."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 370
Ebu Musa (r.a.) şöyle anlattı:
Ben Peygamber'in (a.s.) huzuruna girdim, misvağının bir ucu dilinin üzerinde
bulunuyordu, dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 373
Huzeyfe (r.a.) şöyle anlattı:
Allah Resulü (a.s.) geceleyin teheccüd namazı kılmak için kalktığı zaman ağzını
misvak ile ovalardı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 374
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Fıtrat beştir, yahut beş şey
fıtrattandır: Sünnet olmak, etek tıraşı olmak, tırnakları kesmek, koltuk altı
kıllarını gidermek ve bıyıkları kısaltmak."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 377
İbn Ömer'in (r.a.) naklettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bıyıkları kısaltın, sakalları çokça ve
uzunca bırakın."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 380
Ebu Eyyûb Ensarî''nin (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu; "Tuvalet ihtiyacı için gittiğiniz zaman,
küçük yahut büyük abdest bozarken kıbleyi karşınıza ve arkanıza almayın. Fakat
(Medine'nin) doğusuna veya batısına doğru dönünüz."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 388
Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle anlattı:
Birtakım insanlar: Senin tabii hacetin olup, hacetini def için oturduğunda sakın
kıbleyi ve Beytu'l-Makdis'i karşına alma, derler. Abdullah da der ki: Ben bir
evin damına çıktım ve Allah Resulü'nü (a.s.) Beytu'l-Makdis'e yönelmiş vaziyette
hacetini def için iki kerpiç üzerine oturur halde gördüm.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 390
Ebu Katâde'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Biriniz küçük abdestini yaparken erkeklik
organını sağ eliyle tutmasın, temizlenirken sağ elini kullanmasın, birşey
içerken kabın içine solumasın."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 392
Hz. Aişe (r.ah.) şöyle anlattı:
Allah Resulü (a.s.) temizleneceği zaman temizlenmeye, taranacağı zaman
taranmaya, ayakkabı giyeceği zaman giymeye muhakkak sağdan başlamayı severdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 395
Enes b. Malik (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.) bir bahçeye girdi. Onu, beraberinde bir ibrik bulunan bir
genç takip etti. O, bizim en küçüğümüzdü. O genç, ibriği bir sidre ağacının
yanına koydu. Sonra Allah Resulü (a.s.) ihtiyacını giderdi ve o su ile
temizlenmiş olduğu halde yanımıza geldi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 398
Hemmam (r.a.) şöyle anlatır:
Cerir küçük abdestini bozmuş sonra abdest almış ve mestleri üzerine meshetmişti.
O'na: Böyle mi yaparsın? denildi O da; "Evet, Allah Resulü'nü (a.s.) gördüm.
Abdestini bozdu, sonra abdest aldı ve mestleri üzerine mesh etti," dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 401
Huzeyfe (r.a.) şöyle anlattı:
Hz. Peygamber (a.s.) ile beraberdim. Bir kavmin (kül döktükleri) çöplüğüne vardı
ve ayakta durarak küçük abdestini bozdu. Ben kenara çekilmiştim. Allah Resulü:
"Yakınlaş" dedi. Ben de yakına geldim. Ta ki topuğunun yanında durdum. Kendisi
abdest aldı ve mestleri üzerine meshetti.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 402
Muğire b. Şu'be'nin (r.a.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) hacetini gidermek için dışarı çıktı. Muğire de içinde su
bulunan bir kapla ounla gitti. Allah Resulü hacetini giderdikten sonra abdest
aldı ve mestleri üzerine mesh etti.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 404
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu: "Biriniz uykusundan uyandığı zaman, elini üç
kere yıkamadıkça su kabına daldırmasın. Çünkü elinin nerede gecelediğini
bilmez."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 416
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Köpek herhangi birinizin kabının içindekini
yalarsa onu döksün, sonra o kabı yedi defa yıkasın."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 418
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu: "Hiçbiriniz durgun suya işedikten sonra
ondan (su alıp) yıkanmasın."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 424
Enes'in (r.a.) anlattığına göre:
Bir Bedevi Mescide işedi. Cemaatin bir kısmı hemen ona doğru (hücuma) kalktı.
Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.): "Onu serbest bırakınız, sidiğini
kestirmeyiniz" buyurdu. Enes: Bedevi işini bitirince Allah Resulü bir kova su
istedi ve suyu sidiğin üzerine döktü, dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 427
Hz. Peygamber'in (a.s.) zevcesi Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:
Allah Resulü'ne bebekler getirilir idi. O da bu bebeklere bereket duası eder ve
hurma çiğneyerek bebeğin ağzını onunla ovardı. Bir defa (yine) bir bebek
getirilmişti. Bebek Peygamber'in üstüne işedi. Peygamber hemen su istedi ve suyu
bebeğin sidiğinin üstünden döktü ve onu yıkamadı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 430
Ümmü Kays bt. Mihsan,
henüz yemek yemeyen bir oğlan çocuğunu Allah Resulü'ne (a.s.) getirdi ve çocuğu
onun kucağına koydu. Çocuk da işeyiverdi. Allah Resulü suya işaret etti ve suyu
(onun üzerine) serpelemekten fazla bir şey yapmadı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 432
Alkama (r.a.)
Hz. Aişe'nin yanında bir kimse elbisesini yıkamaya başladı. Aişe bu zata şöyle
dedi: Eğer onu (meniyi) gördünse, sadece yerini yıkaman yeterlidir. Şayet
görmediysen onun etrafını ıslatırsın. Ben kendim, onu Allah Resulü'nün (a.s.)
elbisesinden ovalayıp sürttüğümü biliyorum. Sonra da kendisi bu elbise içinde
namaz kılardı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 434
Esma (r.ah.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber'e (a.s.) bir kadın geldi ve: Bizden birimizin elbisesine hayız
kanı bulaşırsa onu nasıl yapsın? diye sordu. Allah Resulü: "Elbiseni (eliyle)
ovalar, sonra onu su ile (yıkayıp) sıkar. Sonra azar azar üzerine su döker. Daha
sonra onunla namaz kılar" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 438
İbn Abbas'ın (r.a.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) iki kabrin yanından geçerken şöyle buyurdu: "Dikkat edin.
Bunlara muhakkak azap ediliyor. Hem de büyük bir şeyden dolayı azap
edilmiyorlar. Onlardan biri kovuculuk yapardı. Diğeri ise bevlinden çekinmez,
sakınmazdı." Ravi dedi ki: Allah Resulü sonra yaş bir hurma değneği istedi.
Sonra bu değneği iki parça etti. Sonra şunun üzerine bir değnek ve ötekinin
üzerine de bir değnek dikti. Sonra: "Bunlar taze kaldıkça belki onlardan
azabları hafifletilir" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 439
|