Fetva Konuları
ALLAH’A İMAN
2. Allah’ın 99 ismi hakkında bilgi verir misiniz?
Hz.
Peygamber (s.a.s) bir hadislerinde, Yüce Allah’ın 99 isminden söz ederek bu
isimleri sayan ve ezberleyen kimselerin cennete gireceğini haber vermiştir (Buhârî,
Da‘avât, 68; Tevhîd, 12; Müslim, Zikr, 2; Tirmizî, Da‘avât,82). Hadislerde geçen
“saymak” (ihsâ) ve “ezberlemek” (hıfz) ile maksat Allah’ı güzel isimleriyle
tanımak ve O’na iman, ibadet ve itaat etmektir.
Allah’ın isimleri 99 ile sınırlı olmayıp bunların dışında başka isimleri de
vardır. Söz konusu hadiste 99 sayısının zikredilmesi, sınırlama anlamında değil,
bu isimlerin Allah’ın en meşhur isimleri olması sebebiyledir.
Tirmizî ve İbn Mâce’nin rivayet ettikleri hadiste bu doksan dokuz isim tek tek
sayılmıştır (Tirmizî, Da‘avât, 87; İbn Mâce, Duâ, 10).
Bu
isimler şunlardır:
اَلْأَسْمَاءُ الْحُسْنىَ
هُوَ
اللّه
الَّذِي
لاَ اِلَهَ إِلاَّ هُوَ
الرَّحْمَنُ
الرَّحيِمُ
اَلْمَلِكُ الْقُدُّوسُ السَّلاَمُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ
الْعَزِيزُ الْجَبَّارُ
الْمُتَكَبِّرُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ الْغَفَّارُ
الْقَهَّارُ الْوَهَّابُ
الرَّزَّاقُ الْفَتَّاحُ الْعَلِيمُ الْقَابِضُ الْبَاسِطُ
الْخَافِضُ الرَّافِعُ
الْمُعِزُّ الْمُذِلُّ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ الْحَكَمُ
الْعَدْلُ اللَّطِيفُ
الْخَبِيرُ الْحَلِيمُ الْعَظِيمُ الْغَفُورُ الشَّكُورُ
الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ
الْحَفِيظُ
الْمُقِيتُ
الْحَسِيبُ
الْجَلِيلُ
الْكَرِيمُ الرَّقِيبُ الْمُجِيبُ
الْوَاسِعُ
الْحَكِيمُ
الْوَدُودُ
الْمَجِيدُ الْبَاعِثُ الشَّهِيدُ
الْحَقُّ
الْوَكِيلُ الْقَوِيُّ الْمَتِينُ الْوَليُّ الْحَمِيدُ
الْمُحْصِي الْمُبْدِئُ
الْمُعِيدُ الْمُحْيِي الْمُمِيتُ الْحَيُّ الْقَيُّومُ
الْوَاجِدُ الْمَاجِدُ
الْوَاحِدُ
اْلأَحَدُ
الصَّمَدُ الْقَادِرُ الْمُقْتَدِرُ الْمُقَدِّمُ الْمُؤَخِّرُ
اْلأَوَّلُ اْلآخِرُ الظَّاهِرُ الْبَاطِنُ الْوَاليِ
الْمُتَعَاليِ
الْبَرُّ
التَّوَّابُ الْمُنْتَقِمُ الْعَفُوُّ الرَّؤُفُ
مَالِكُ
الْمُلْكِ ذُوالْجَلاَلِ وَاْلإِكْرَامِ
اَلْمُقْسِطُ الْجَامِعُ الْغَنِيُّ الْمُغْنيِ الْمُعْطِي
الْمَانِعُ الضَّارُّ
النَّافِعُ النُّورُ الْهَادِي الْبَدِيعُ الْبَاقِي
الْوَارِثُ
الرَّشِيدُ
الصَّبوُرُ
(جَلَّ جَلاَلُهُ)
[الترمذي، الدعوات ٣٨٤٩]
Allah, Rahman (esirgeyen), Rahim (bağışlayan), Melik (buyrukları tutulan),
Kuddus (noksanlıklardan arınmış), Selam (yarattıklarını selamette kılan), Mü’min
(inananları güvenlikte kılan), Müheymin (hükmü altına alan), Aziz (ulu, galip),
Cebbar (dilediğini zorla yaptırma gücüne sahip olan), Mütekebbir (yegâne büyük),
Halik (yaratıcı), Bari (eksiksiz yaratan), Musavvir (her şeye şekil veren),
Gaffar (günahları örtücü, mağfireti bol), Kahhar (isyankârları kahreden), Vehhab
(karşılıksız veren), Rezzak (rızık veren), Fettah (hayır kapılarını açan), Âlim
(her şeyi bilen), Kabız (daraltma gücüne sahip, ruhları kabzeden, can alan),
Basıt (rızkı genişleten, ömürleri uzatan), Hafıd (kafirleri alçaltan), Rafi'
(müminleri yükselten), Muizz (yücelten, aziz kılan), Müzill (değersiz kılan),
Semi' (işiten), Basir (gören), Hakem (hükmedici, iyiyi kötüden ayırt edici), Adl
(adaletli), Latif (kullarına lütfeden), Habir (her şeyden haberdar), Halim
(yumuşaklık sahibi), Azim (azametli olan), Gafur (çok affedici), Şekur (az amele
bile çok sevap veren), Ali (yüce, yüceltici), Kebir (büyük), Hafiz (koruyucu),
Mugît (bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren), Hasib (hesaba çeken),
Celil (yücelik sıfatları bulunan), Kerim (çok cömert), Rakib (gözeten), Mücib
(duaları kabul eden), Vasi' (ilmi ve rahmeti geniş), Hakîm (hikmet sahibi),
Vedud (müminleri seven), Mecid (şerefi yüksek), Bais (öldükten sonra dirilten ve
peygamber gönderen), Şehid (her şeye şahit olan), Hak (hakkın kendisi), Vekil
(kulların işlerini yerine getiren), Kavi (güçlü, kuvvetli), Metin (güçlü,
kudretli), Veli (müminlere dost ve yardımcı), Hamid (övgüye layık), Muhsi (her
şeyi sayan, bilen), Mübdi‘ (her şeyi yokluktan çıkaran), Muid (öldürüp yeniden
dirilten), Muhyi (hayat veren, dirilten), Mümit (öldüren), Hayy (diri), Kayyum
(her şeyi ayakta tutan), Vacid (istediğini istediği anda bulan), Macid (şanı
yüce ve keremi çok), Vahid (bir), Samed (muhtaç olmayan), Kadir (kudret sahibi),
Muktedir (her şeye gücü yeten), Mu kaddim (istediğini öne alan), Muahhir (geri
bırakan), Evvel (başlangıcı
olmayan), Ahir (sonu olmayan),
Zahir (varlığı açık olan), Batın (zat ve mahiyeti gizli olan), Vali (sahip),
Müteali (noksanlıklardan yüce), Berr (iyiliği çok), Tevvab (tövbeleri kabul
edici), Müntakim (asilerden intikam alan), Afüvv (affedici), Rauf (şefkati çok),
Malikü’lmülk (mülkün gerçek sahibi), Zü’lcelali ve’likram (ululuk ve ikram
sahibi), Muksit (adaletli), Cami‘ (birbirine zıt şeyleri bir araya getirebilen),
Gani (zengin, kimseye muhtaç olmayan), Muğni (dilediğini muhtaç olmaktan
kurtaran), Mani' (istediği şeylere engel olan), Darr (dilediğini zarara sokan),
Nafi' (dilediğine fayda veren), Nur (aydınlatan), Hadi (hidayete erdiren), Bedi'
(çok güzel yaratan), Baki (varlığı sürekli olan), Varis (mülkün gerçek sahibi),
Reşid (yol gösterici), Sabur (çok sabırlı).
|