Bir yerde, bir mekânda bulunmak yaratılmışlara ait bir özelliktir. Allah,
yaratılmış bir varlık değil, Yaratıcı’dır. O hâlde O’na bir yer yahut bir mekân
nispet etmek doğru değildir. Allah, varlık âlemini var eden, onların varlığını
ve hükümranlığını elinde bulundurandır (Mülk, 67/1). Göklerin ve yerin mülkü
O’nundur (Zümer, 39/44). Göklerde ve yerde ne varsa O’na aittir (Yunus, 10/66).
Dolayısıyla Allah’ı, yaratıp idare ettiği ve sahibi olduğu âlemde bir yere izafe
etmek sağlıklı bir yaklaşım olamaz. Bazı Selefî âlimlerin “Allah arşı istiva
etmiştir.” (Taha, 20/5, Hadid, 57/4) ve “Göktekinin sizi yerin dibine
geçirmeyeceğinden emin mi oldunuz!” (Mülk, 67/16) gibi âyetlerden yola çıkarak
Allah’ın gökte olduğu şeklindeki yorumlar, çoğunluğa mensup âlimlerce doğru
bulunmamıştır. Zira bu ve benzeri âyet ve hadisler mecazî anlatımlar olup
Allah’ın yüceliğine işaret etmektedir. Diğer taraftan güneşin ışığıyla her yerde
bulunması gibi Allah da tecelli eden isim ve sıfatlarıyla her yerdedir. Zâtına
gelince O bütün idrak ve tasavvurlarımızın ötesindedir. Bize düşen iman ve
amellerimizle O’na yönelip ibadet görevimizi yerine getirmeye çalışmaktır.