Fetva Konuları
AİLE HAYATI
EVLİLİK (NİKAH)
822. Düğünde eğlenmenin hükmü nedir?
İslam dini, gerek inanç ve ibadet esasları, gerekse sosyal hayat ve ahlâk
ilkeleri itibariyle, fert ve toplum olarak insanın yaratılışına uygundur. Fıtrat
dini olan İslam’ın, insanın fıtrat gereği olan ihtiyaç ve arzularının
karşılanmasına önem vereceği açıktır. Bu itibarla, insanın maddi/bedensel
ihtiyaç ve isteklerinin karşılanmasını mübah gördüğü gibi, ruhimanevî, bediî
estetik ihtiyaç ve arzularının karşılanmasını da aynı şekilde mübah görmüştür.
Burada düğünlerde müzikli eğlence yapmanın sakıncalı olup olmadığı akla
gelmektedir. Kur’an ve sünnette de müzik dinlemenin haram olduğunu ve müzik
dinleyenlerin günahkâr olacağını ispata yetecek yeterli açık delil bulunmadığı
görülmektedir. Nitekim Resûlullah (s.a.s.), nikâhın duyurulması için def
çalınmasını öğütlemiştir (Tirmizî, Nikâh, 6). Yine bir bayram günü Hz. Âişe’nin
yanında def çalıp türkü söyleyen iki kız çocuğunu yadırgayanları “Bırakın bu gün
bayramdır.” diyerek uyarmıştır (Müslim, Îydeyn, 4).
Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor: “Benim yanımda iki kız çocuğu, Buas savaşı ile ilgili
hamâsî ezgiler söylerken Resûlullah (s.a.s.) çıkageldi. Gidip yatağın üzerine
yan üstü uzandı ve yüzünü de aksi istikamete çevirdi, derken babam Ebu Bekir
(r.a.) içeri girdi. Beni azarladı ve ‘Resûlullah’ın hanei saadetlerinde şeytan
çalgısı ha!’ dedi. Bunun üzerine Resûlullah(s.a.s.), ona yönelip ‘Bırak onları
(söylesinler!)’ buyurdu. Onlar sohbete dalıp, bizden dikkatlerini çekince, ben
çocuklara göz işareti yaptım, kalkıp gittiler.” (Buhari, Îydeyn, 2) Diğer bir
rivayette Hz. Âişe (r.a.) der ki: “Bir bayram günüydü. Habeşliler, mescitte
kılıçkalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Resûlullah’tan (s.a.s.) talep etmiştim
yoksa o mu dedi, bilemiyorum;
Seyretmek ister misin? buyurdular. Ben de,
Tabii! dedim. Kalktı, beni arkasına aldı, yanağım yanağına yakın
hâlde durduk.
Ey Erfideoğullan göreyim sizi (oynayın)! diyordu. Ben usanıncaya
kadar böyle devam ettik. (Usandığımı fark edince),
Yeter mi? buyurdular. Ben,
Evet! dedim. Bunun üzerine;
Öyleyse git! dediler.” (Buhârî, Îydeyn 2; Müslim, Îydeyn, 4)
Amir İbn Sa’d (r.a.) anlatıyor: “Bir düğün sırasında Karaza İbn Ka’b ve Ebu
Mes’ûd elEnsâri’nin yanına girdim, bazı kız çocukları şarkı söylüyorlardı. Ben
dayanamayıp, ‘Sizler, Resûlullah’ın (s.a.s.) Bedir ashabından olun da yanınızda
şu iş yapılsın, olacak şey değil!’ dedim. Bunun üzerine onlar, ‘Otur, dilersen
bizimle dinle, dilersen git, Bize düğünde eğlenme ruhsatı verildi!’ dediler.”
(Nesâî, Nikâh, 80)
Bütün bunları göz önünde bulunduran âlimler, düğünlerde ve bayramlarda
insanların haram sözler söylemeden ve haram işler işlemeden def çalıp, türkü
söyleyip oynayabileceklerini ve eğlenebileceklerini söylemişlerdir (Bkz.
Kettânî, etTerâtîbu’lidâriyye, II, 7980). Ancak haram olan bir şeyi tasvir
etmek, haramları güzel göstermek, cinsel duyguları tahrik etmek ve mahremiyet
kurallarına riayet etmemek gibi davranışlar caiz değildir.
|