94-İnşirah
1- Ey Muhammed! Senin göğsünü
açmadık mı?
2- Yükünü üzerinden almadık
mı?
3- Ki o belini bükmüştü,
4- Senin şanını yüceltmedik
mi?
Bu ayetler, Hz. Peygamberin kendisine
yüklenen bu davanın bazı noktalarından, davanın yolundaki bazı sert ve
korkulu sarp yokuşlardan ve yine o davanın çevresine kurulan tuzak ve
hilelerden dolayı ruhunda bazı sıkıntıların olduğunu göstermektedir. Ve yine
ayetler, Rasulullah'ın bu ağır davanın tasalarının ağırlığı altında göğsünü
ezilir gibi hissettiği, omzunda çok ağır bir yük olduğunu duyduğunu
kendisinin yardıma, imdada, azığa ve morale ihtiyacı olduğunu ilham ediyor.
Ardından şu tatlı sesleniş ve şu sevecen
konuşma gelmektedir. "Ey Muhammed! Senin göğsünü açmadık mı?"
Bu dava için senin göğsünü açmadık mı? Bu
davanın işlerini sana kolaylaştırmadık mı? Bu davayı sana sevimli kılmadık
mı, bu davanın yolunu senin önüne açmadık mı? Seni gideceğin yola koyup o
yolun mutlu sonunu görmeni sağlamadık mı?
Sen içini yokla. Göğsünde sevinç, ferahlık,
parlaklık ve bir ışık görmüyor musun? Bu ihsanın tadını hislerinde tatmaya
hazır ol. Ve söyle bakalım, bu iç açılması ile birlikte her çilenin ardından
safa, her yorgunluğun arkasından rahat, her zorluktan sonra kolaylık ve her
mahrumiyetin arkasından hoşnutluk bulmayacak mısın?
"Yükü üzerinden almadık mı? Ki o belini
bükmüştü."
Sırtını çökerten hatta ağırlığından nerede
ise belinin kırıldığı yükünü kaldırmadık mı? O yüke karşı göğsünü açarak onu
üzerinden kaldırmadık mı? Bunun sonucu olarak o yük sana hafifleyip kolay
gelmedi mi? Seni başarıya ulaştırarak ve gerek çağrı yapmanı kolaylaştırarak
ve gerekse kalplerin kapısını sana açarak yükünü kaldırmadık mı? Sana
gerçeği açıklayan ve bu gerçekle kalplere kolayca, yumuşakça ve rahatça
girmende sana yardımcı olan vahyi göndererek sırtındaki yükü kaldırmadık mı?
Sen sırtını çökerten yükte hissetmiyor musun
bunları? Biz senin göğsünü açtıktan sonra yükünün hafiflediğini hissetmiyor
musun?
"Senin şanını yüceltmedik mi?"
Senin şanını yücelerin yücesine yükselttik,
yeryüzünde yükselttik ve şu varlık aleminin tümünde yücelttik. Senin şanını
yücelttik de diller Allah'ın adını anmak için her kıpırdandığında senin
adını Allah'ın adı ile birlikte yanyana getirdik. "La ilahe illallah"ın
yanına senin adını da getirerek "Muhammed un Resulallah" diye senin anılmanı
sağladık ki bundan daha öte yücelik ve bunun ötesinde makam olamaz. Bu
makama bütün dünyada sadece Hz. Peygamber erebilmiştir.
Senin şanını Levh-i mahfuzda yücelttik. Çünkü
yüce Allah levh-i mahfuzda asırlar geçsin nesiller ve milyonlarca dudak her
yerde, namaz kılarak salat-u selam getirerek büyük ve derin sevgi ile bu
şerefli ismi tekrar edip dursun diye takdir etmiştir.
Senin şanını yücelttik. Çünkü senin adın bu
yüce sistem ile özdeşleşmiştir. Sırf bu iş için senin adının seçilmesi bile
şanının yüceltilmesidir ki, şu varlık aleminde ne senden önce ve ne de
senden sonra hiçbir kimse bu yüceliğe ulaşmıştır ve ulaşamayacaktır...
Her çileyi ve yorgunluğu silip süpüren bir
ihsanın bu lütfun yanında meşakkatin, yorgunluğun ve bitkinliğin ne değeri
kalır?
Bununla birlikte yüce Allah, seçilmiş
sevgilisine ince ve nazik davranıyor, onu teselli ediyor, sıkıntısını
gideriyor, gönlünü huzur içinde kılıyor ve kendisinden hiçbir zaman
ayrılmayacak olan kolaylığı kendisine haber veriyor.
5- Muhakkak ki her güçlükle
beraber bir kolaylık vardır,
6- Gerçekten güçlükle beraber
bir kolaylık vardır.
Gerçekten her zorluk, kendisine eşlik eden ve
ondan ayrılmayan bir kolaylıkla birlikte bulunur. Ve gerçekten bu senin
karşılaştığın zorlukta da kendisini göstermiştir. Çünkü üstlendiğin yük ağır
basınca senin göğsünü açtık ve sırtım çökerten yükün hafifledi. Böylece
Rasulullah'ın karşılaştığı zorluğa kolaylık eşlik etmiş zorluğun yükü
kaldırılmış ve ağırlığı giderilmiştir.
Gerçekten bu, doğruluğu pekiştirilmiş bir
durumdur. Yüce Allah bu pekiştirmeyi "kolaylık" ve "zorluk" sözcüklerini
kullanarak tekrarlıyor.
"Muhakkak ki her güçlükle beraber bir
kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber bir kolaylık vardır."
Bu "tekrarlama" gösteriyor ki, Hz. Peygamber
o sıralarda, bu düşünceyi ve bu hatırlatmayı gerektiren bir zorluk, sıkıntı
ve meşakkat içinde bulunuyordu. Yüce Allah'ın önem verdiğini gösteren
görüntülerin canlandırılmasını, O'nun himayesini kanıtlayan izlerin
sergilemesini ve bütün pekiştirme çeşitleri ile bu tür pekiştirmeyi
gerektiren sıkıntılar içinde kıvranıyordu. Hz. Muhammed'in ruhun bu kadar
ağır gelen şeyin elbette büyük bir problem olacağı ortada idi.
Sonra kolaylaştırma noktalarına, göğsünün
açılma nedenlerine uzun ve yorucu yolda azık ve su içme yerlerine Şerefli
yönlendirme gelmektedir.
7- Öyleyse bir işi bitirince
diğerine giriş,
8- Ümit edeceğini Rabbinden
iste.
Kuşkusuz her zorlukla kolaylık vardır. O
halde kolaylığın ve kolaylaştırmanın nedenlerine sarıl. insanlar, yeryüzü
ile ve hayatın işleri ile uğraşmanı bitirdiğin zaman, evet bütün bunları
bitirdiğin zaman, bütün kalbinle asıl uğrunda yorulmana, çile çekmene ve
çalışmana layık olan şeye, yani ibadete, herşeyden sıyrılmaya, Allah'tan
ümit etmeye ve O'na yönelmeye bak. "Ümit edeceğini Rabbinden iste."
Herşeyden önce uzaklaşarak, hatta kendilerini çağırmakla meşgul olduğun
insanların işlerini bir yana atarak sadece Rabbinden iste, O'na yakar. Çünkü
bu yol için mutlaka azık gereklidir. Azık ise İşte buradadır. Ve cihat için
de mutlaka hazırlık gereklidir. Hazırlık İşte buradadır. Ve burada sen her
zorlukla bir kolaylık, her kolaylıkla birlikte rahatlık bulacaksın... İşte
gideceğin yol bu yoldur. '
Bu sure de tıpkı "Duha" suresi gibi, insan
ruhuna birbirine karışmış iki duygu bırakarak son buluyor. Bunlar,
Rasulullah'ın ruhuna çok seven ve rahmet eden Rabbi tarafından esen sevimli
ve yüce olan sevginin büyüklüğü ve onun şahsına gösterilen şefkattir.
Bu güzel ve bambaşka sevgiyi doğuran o
anlarda Resulullah'ın kalbinden geçen duygulara neredeyse elimizle dokunacak
gibiyiz.
Bu gerçekten bir davadır. Bu ağır bir
emanettir, bu onun sırtını çökerten ağır bir yüktür. Ama bu dava bütün
bunlarla birlikte, kutsal ışığın doğduğu ve indiği yerdir, ölümlülüğün
ölümsüzlüğe, yokluğun varlığa bitiştiği noktadır.
Herhangi bir
yanlışlık gördüğünüz zaman lütfen uyarınız. Şimdiden teşekkürler.