101-Karia
1- Gürültü koparacak olan,
2- Nedir o gürültü koparacak
olan,
3- O gürültü koparacak olanın
ne olduğunu sen nereden bileceksin?
4- O gün insanlar yayılmış
pervane gibi olurlar.
5- Dağlar atılmış renkli yün
gibi olurlar.
Yüce Allah, sanki bir top güllesi gibi tek
bir sözcükle başlıyor. Yüklemi ve sıfatı olmayan, tek başına bir kelime ile
"Karia" kelimesi ile başlıyor. Böylece O'nun hedefi, kelimenin uyandıracağı
çağrışımla ve ses tonu ile korkunç ve gürültülü ilhamını kalplere
bırakmasıdır.
Ve arkasından dehşeti daha da artıran bir
soru getiriyor. "Nedir o gürültü koparacak olan?" Bu daha da dehşet
uyandıran ve akla bir yığın sorular getiren kapalı ve korkunç bir durumdur.
Sonra yüce Allah bu işin sırrının
bilinemiyeceğini ifade eden bir soru ile yönelttiği soruya cevap veriyor.
"O gürültü koparacak olanın ne olduğunu sen
nereden bileceksin?"
Bu olay insanın havsalasının alamayacağı
kadar büyük ve düşüncesinin kavrayamayacağı kadar derindir.
Sonra o olayın gerçek yüzü değil, o gün neler
olacağı cevaplandırılıyor. Çünkü olayın içyüzü daha önce de değindiğimiz
gibi düşünce ve tahayyüle sığmaz. "O gün insanlar yayılmış pervaneler gibi
olurlar. Dağlar atılmış renkli yün gibi olurlar."
İşte kıyametin ilk sahnesi bu... Kalplerin
korkudan sağa sola uçuştuğu, eklemlerin tir tir titrediği sakine... Bunları
işiten kimse, bu yeryüzünde sarıldığı her şeyin sanki çevresinden toz
zerrecikleri gibi uçup kaybolduğunu hissediyor. Sonra bütün insanlar için
sonuç geliyor:
6- Kimin tartıları ağır
gelirse,
7- O hoş bir hayat içinde
olur,
8- Kimin tartıları hafif
gelirse,
9- Onların yeri, (haviye)
çukurdur,
10- Onun ne olduğunu sen
nereden bileceksin?
11- O kızgın bir ateştir.
Tartıların ağırlığı ve hafifliği, bize bazı
değerlerin Allah'ın` katında önemli olduğunu bazı değerlerin de itibarı
olmadığını ifade ediyor. ifadenin genel olarak verdiği çağrışım budur.
-Allah daha iyi bilir-. Yüce Allah'ın bu kelimeleri ile vurgulamak istediği
de budur. Bu deyimlerin ne anlama geldikleri üstüne akli ve sözel
tartışmalara girmek, Kur'an'ın verdiği duyguya kaba ve bön olarak yaklaşmak,
Kur'an ve islam ile gerçek bir özensizliğin doğurduğu boş işlerle
uğraşmaktır, boşa oyalanmaktır.
Allah'ın ölçüsünde ve O'nun katında geçerli
olan değere göre "Kimin tartıları ağır gelirse" ... "O hoş bir hayat içinde
olur." Burada yüce Allah'ın "Hoş hayatın" ayrıntısına girmeden kısaca ifade
etmesi, insanın duygusunda hoşnutluk çağrışımı bırakıyor ki hoşnutluk da
insan için nimetlerin en sevinçlisi ve en neşelisidir. Yine Allah'ın
ölçüsüne ve O'nun katındaki geçerli olan değere göre, "Kimin tartıları hafif
gelirse" ... "Onun yeri (haviye) çukurdur." Ayet metnindeki (Umm) kelimesi,
çocuğun varıp sığındığı kucaktır, anadır. İşte onların da o gün varıp
sığınacakları yer "Haviye"dir. ifadede açık bir güzellik ve özel bir ahenk
var. Yine ifadede bir kapalılık var ki bu da daha sonra yapılacak açıklamada
hedeflenen etkiyi derinleştirmek için bir ön hazırlıktır.
"Onun ne olduğunu sen nereden bileceksin."
Bu soru, bu konuyu tasavvurun sınırlarının ve
kavramanın alanının dışına çıkarmak için Kur'an'ın bilinen korku verme ve
bilinmez olduğunu ifade etme sorusudur.
Ve ardından cevap sonu belirleyen haykırış
gibi geliyor. "O kızgın bir ateştir." İşte tartısı hafif gelenin anası
(sığınağı) budur. Varıp sığınacağı kucak budur. Ana kucağından insan
güvenlik ve rahatlık budur. Ama onlar bu vardıkları kucakta ne
bulmaktadırlar? Haviye'yi... Ateşi... Hem de kızgın... Bu son ayet,katı
gerçeği simgeleyen bir ifade sürprizidir.
Herhangi bir
yanlışlık gördüğünüz zaman lütfen uyarınız. Şimdiden teşekkürler.