95-Tin
1- Andolsun incir ve zeytine,
2- Andolsun sina dağına,
3- Andolsun bu güvenli Mekke
şehrine,
4- Biz insanı en güzel bir
şekilde yarattık,
5-Sonra onu aşağıların en
aşağısı kıldık.
6- Yalnız inanan iyi işler
yapanlar hariç. Onlar için kesintisiz bir mükafat vardır.
Yüce Allah'ın insanoğlunu yaratırken daha
başta onu en güzel biçimde yaratmaya önem vermesinin sırrı bu ayetlerden
ortaya çıkmaktadır. Hiç kuşkusuz yüce Allah her şeyi güzel yaratmıştır.
Burada ve Kur'an'ın başka yerlerinde en güzel yapıda, en güzel biçimde ve en
güzel şekilde yaratılmanın insana özgü kılınması bu yaratığa daha fazla önem
verildiğini göstermek içindir.
Bu yaratığın zayıf olmasına, fıtratın
gösterdiği doğru yoldan sapmasına ve bozgunculuk çıkarmasına rağmen yüce
Allah'ın yine de onun durumuna önem vermesi, bu yaratığın Allah katında ayrı
bir yeri ve bu varlık aleminin düzeninde ayrı bir ağırlığı olduğuna işaret
eder. Yüce Allah'ın insana verdiği bu ayrı önem onun yaratılmasında,
kendisini böylesine üstün bir biçimde ister son derece girift ve hassas
vücut yapısı bakımından olsun isterse eşsiz aklı yapısı bakımından olsun
isterse akıllara durgunluk veren ruhsal yapısı bakımından olsun, insanı
kurup düzenlemesinde ortaya çıkmaktadır.
Burada insanın ruhsal özelliklerine ağırlık
verilmektedir. insan fıtratın doğru yolundan ayrılınca ve fıtrata paralel
olan iman yolundan sapınca aşağıların aşağısına baş aşağı düşen, bu "ruhsal
özellikleri" dir. Çünkü gayet açıkça bellidir ki insanın bedensel yapısı
aşağıların aşağısına düşmez.
İnsanın yapısındaki üstünlük İşte bu ruhsal
özelliklerden ortaya çıkmaktadır. İnsan meleklerin ulaştıkları yerlerin çok
daha yükseğine erişebilecek yetenekte yaratılmıştır. Nitekim mirac olayı
bunun delilidir. Orada Cebrail bir noktaya gelince durmuş, (bir insan olan
Abdullah oğlu Muhammed) daha yüce makama yükselmiştir.
Öte yandan insanoğlu, doğru yoldan çıkınca
hiçbir yaratığın inemiyeceği çukurlara yuvarlanmaya da yatkındır. "Sonra onu
aşağıların en aşağısı kıldık.." Çünkü bu durumda hayvanlar insandan daha
üstündürler ve izledikleri yol daha doğrudur. Çünkü hayvanlar fıtratlarının
doğrultusunda hareket ederler, Rabblerini "tesbih etme" içgüdüsünden
ayrılmamışlardır, yeryüzünde görevlerini doğru yol üzere yaparlar. Oysa en
güzel bir biçimde yaratılan insanoğludur. Ama Rabbini inkar etmektedir,
heveslerine uyarak hayvanların bile düşemiyeceği alçaklığa düşmektedir,
yuvarlanmaktadır.
"Biz insanı en güzel şekilde yarattık."
Biz insanoğlunu fıtrat ve yetenek açısından
en güzel bir biçimde yarattık... Sonra, insanoğlu, bu fıtratı ile, yüce
Allah'ın kendisine gösterdiği, açıkladığı ve iki yoldan birisini seçsin diye
özgür bıraktığı çizgiden sapınca, biz de "Onu aşağıların en aşağısı kıldık."
"Yalnız inanan iyi işler yapanlar hariç."
Çünkü fıtratın doğrultusunda kalanlar,
fıtratı imanla ve iyi işler yapmakla zirveye çıkarıp mükemmel hale
getirenler ve bu fıtratla kendisi için planlanan zirveye yükselenler ve
sonunda mükemmellik yurdunda mükemmel bir hayata bu fıtratla ulaşanlar İşte
onlardır. "Onlar için kesintisiz bir mükafat vardır." Sürekli ve arkası hiç
kesilmeyen bir mükafat vardır.
Fıtratları ile doğru yoldan ayrılıp
aşağıların en aşağısına düşüp de onunla dibe yuvarlananlar ve sonunda da en
dibte duranlar orada cehennemdedirler. Orada insanlıklarını ayaklar altına
almıştır. Kendileri ise cehennemin dibinde çırpınıp durmaktadırlar.
Bu ve o, başlangıç noktasının doğal iki
sonucudurlar... Ya sağlam fıtrat yolunu tutmak ve bu fıtratı iman ile iki
olgunluğa erdirmek ve iyi amel ile yüceltmek... Ki bu yol sonunda nimet
yurdu olan ölümsüz hayata zirvesine ve en olgun noktasına ulaşır.
Ya da sağlam ve doğru fıtrattan sapmak,
başaşağı düşmek ve ilahi soluktan ayrılmaktır... Ki bu yolda sonunda
cehennem hayatındaki fıtrat için kararlaştırılmış dibe ulaşır...
Böylece insan hayatında imanın değeri ortaya
çıkmaktadır. İman öyle bir zirve ki, doğru ve sağlam fıtrat orada
olgunluğunun son noktasına ulaşmaktadır. iman, fıtratla yaratıcısı arasına
uzatılmış bir iptir. İman, sonsuzluğa ermişlerin ve şerefli insanların
hayatlarına yükselen yokuşta, fıtrata adımlarını atacağı yerleri gösteren
bir ışıktır.
Bu ip koptuğunda, bu ışık söndüğünde, kesin
sonuç aşağıların aşağısına inen bayırda yüz üstü yuvarlanmak ve insan denen
varlıkta çamur özelliği harekete geçtiği zaman ahirette cehenneme atılarak
tüm insanlığın çiğnenmesi sonucudur. İnsan bir de ne görsün taşlarla
birlikte ateşin yakın oluvermiştir.
Bu gerçeğin ışığı altında yüce Allah insana
sesleniyor:
7- Ey insan! Öyleyken sana
dini yalan saydırtan nedir?
8- Allah hükmedenlerin en
güzel hükmedeni değil midir?
Bu gerçekten sonra, sana hesaba çekilmeyi ve
cezayı yalan saydırtan nedir? İnsan hayatında imanın değerini kavradıktan
sonra, inanmayanlàrın ve bu nur ile doğru yolu bulmayanların ve yüce
Allah'ın kopmaz ipine sarılmayanların acı akıbetleri belli olduktan sonra,
sana hesaba çekilmeyi ve cezayı yalan saydırtan nedir? "Allah hükmedenlerin
en güzel hükmedeni değil midir?"
Yaratıklar hakkında böyle hüküm verdiğinde
yüce Allah adil davrananların en adili değil midir? İnananlara ve
inanmayanlara verdiği hükmünde yüce Allah'ın hikmeti son derecesine ulaşmış
değil midir? Allah'ın hükmünde adalet apaçıktır. Hikmet besbellidir...
Bundan dolayı, Hz. Ebu Hüreyre'den nakledilen merfu bir hadiste şunlar yer
almaktadır: "Biriniz Tin suresini okuduğu zaman sonundaki (Allah
hükmedenlerin en güzel hükmedeni değil midir?) ayetine gelince "Evet ben de
buna şahitlerdenim" desin."
Herhangi bir
yanlışlık gördüğünüz zaman lütfen uyarınız. Şimdiden teşekkürler.