MELEKLERE İMAN
A) MELEKLERİN TARİFİ
Melekler, gözle görülmeyen, yemeyen, içmeyen, çeşitli şekillere girebilen, günah
işlemeyen, Allah’ın nurdan yaratıklarıdır. Kur’an-ı Kerîmde meleklerden çok
bahsedilir. Biz bu âyet-i kerîmelerden birkaçını zikretmekle yetinelim:
"... Onlar Allah’ın şerefli kullarıdır. Allah’ın sözünden önce söz söylemezler
ve Onun emrine göre hareket ederler." (Enbiya Suresi: 26 - 27. ayetler)
"O melekler ki Allah Teâlâya, kendilerine emrettikleri şeylerde asla âsî
olmazlar, emir olundukları şeyleri yaparlar." ( Tahrim Suresi: 6. âyet ).
B) MELEKLERİN ÖZELLİKLERİ
- Devamlı olarak Allah’a ibadet ve itaatle meşgul olurlar,
- Iyilik yaparlar, kötülük yapma kabiliyetleri yoktur,
- Allah’a asla isyan etmezler, karşi gelmezler,
- Erkek ve dişileri yoktur,
- Yemezler ve içmezler,
- Uyumazlar, bizim gibi istirahata muhtaç degildirler,
- Gözle görülmezler,
- Evlenmek ihtiyaci onlarda yoktur.
- Nurdan yaratilmişlardir.
- Yorulmak, usanmak nedir bilmezler.
- Gençlik, yaşlilik gibi durumlara onlarda rastlanmaz.
- Bir anda en uzak mesafelere gidebilirler,
- Kanatlari vardir; fakat bu özelliklerini, bizim bildigimiz kanatlarla
karşilaştirmamiz dogru olmaz.
- Yerlerde, göklerde, her yerde vardirlar ve her birinin kendisi ne ait
vazifeleri vardir. Bu vazifeleri hakkiyla yaparlar.
Biz melekleri göremeyiz; çünkü her şeyin varligi kendine göredir. Bizim
göremedigimiz daha nice varliklar var! Ruhumuzu, aklimizi görebiliyor muyuz? Ama
ruhumuz vardir, ayni zamanda akilliyiz. Aklimizi göremiyoruz diye kendimizi
akilsiz sanabilir miyiz? Işte melekler de ruh gibi, akil gibi nûrânî bir
varlıktır. Sağlam bir akıl bize nasıl doğru yolu gösterirse melekler de bizi hep
iyiliğe yönelten kuvvetlerdir. Meleklerin varlığını bütün peygamberler ve ilâhî
kitaplar haber vermişlerdir. İlâhî kitaplar peygamberlere melekler vasıtası ile
gelmişlerdir. Bunun için, melekleri inkâr etmek aynı zamanda peygamberlerin
peygamberliklerini ve ilâhî kitapları da inkâr demektir. Bu ise küfürdür. Böyle
bir duruma düşmekten şiddetle kaçınmak lâzımdır.
C) MELEKLERİN ÇEŞİTLERİ
Meleklerin, yapmış oldukları iş ve emr olundukları vazifelere göre çok çeşitleri
vardır. Fakat bunların en başında dört büyük melek vardır.
1. Cebrâil Aleyhisselâm: Cenab-ı Hak ile peygamberleri arasında elçilik
vazifesi ile emr olunmuştur. Bütün peygamberlere Cenab-ı Hak vahyini bu melek
ile bildirmiştir. Bütün meleklerin başı olarak Cebrâil ( a.s )dan Kur’an’da "Rûhu’l
- Kudüs, Rûhul Emîn" gibi şerefli isimlerle bahsedilir.
2. Mikâil Aleyhisselâm: Yaratiklarin (mahlûkatın) rızklarına kâinatta
meydana gelecek olaylara, tabiat olaylarını yönetmeğe;hastalık, şifa, rahmet,
bereket ve benzeri şeylerin kullara ulaştırılması gibi vazifelerle emr
olunmuştur.
3. İsrafil Aleyhisselâm: Kıyametin kopması için bir de tekrar diriliş
için olmak üzere iki kere sûr üfürmekle vazifelidir. Kur’an’da şöyle bahsedilir:
"Sûr üfürülünce, Allah’ın dilediğinden başka göklerde ve yerde ne varsa hepsi
öleceklerdir. Sonra sûr bir kere daha üfürülür. Onlar hemen ayağa kalkarak
bekleşirler. " ( Zûmer Sûresi: 68. âyet ).
4. Azrail Aleyhisselâm: Eceli gelenlerin, Allah’ın izni ile ruhlarını
almakla vazifelidir. Dilimizde buna " can almak " denir. Nitekim Kur’an’da da
şöyle buyrulur:
"...Size memur olan ölüm meleşi caninizi alacak, ondan sonra da Rabb’inize
döndürülüp götürüleceksiniz." ( Secde Sûresi: 11. âyet ).
Bunlardan başka yapmiş olduklari vazifelere göre şu melekleri sayabiliriz:
Suâl melekleri: Bunlar Münker ile Nekir adli meleklerdir.
Ölü, mezara konup üzerine toprak atildiktan sonra bu melekler gelip "Rabb’in
kimdir Dinin nedir Kitabın nedir Peygamberin kimdir" sorularını sormakla
vazifelidirler.
Hafaza Melekleri: Bunlar insanları muhafaza eden meleklerdir.
Kirâmen Kâtibîn: Bunlar insanların iyi ve kötü amellerini yazmağa memur
meleklerdir. Öyle ki, bunlar insanların hayatının tamamını, gecesini gündüzünü
filme alırcasına kaydederler.
"Halbuki sizin üzerinizde bekçiler vardır. Bunlar şerefli kâtiplerdir. Sizin bu
işlediklerinizi bilirler." ( Infitar Sûresi: âyet 10 - 12 ).
Bunlardan başka "Hamele-i arş melekleri, cennet ve cehennemde görevli
olan melekler" gibi daha pek çok çeşitli vazifeler gören melekler vardır.
Bir de bazı melekler vardır ki, "Karûbiyyun veya Mukarrabûn" adını
alırlar. Bunların vazifesi Allah’a ibadettir. Yaratıldıkları gün ibadete
başlamışlar, Allah’ın dilediği güne kadar da ibadete devam edeceklerdir.
D) MELEKLERE İMANIN, FERT VE TOPLUM HAYATINDAKİ ETKİLERİ
Müslümanlıkta itikat esaslarından her biri, bir amel ve hareketin temelidir. Bu
nedenle iman esaslarının yaşanması gerekir. Melek inancı, tabiî olarak günlük
hayatta insanı daima iyi işler yapmağa, doğru kararlar vermeğe ve dürüst olmağa
yöneltir. Bir kere yaptığı iyiliklerin ve kötülüklerin "Kiramen Kâtibîn"
melekleri tarafından tespit olunduğunu, kaydedildiğini, bilinçli olarak kavrayan
insan, her halde amel defterine kötülük yazılmasını istemez. Attığı her adımın
ilâhî bir gözetim altında olduğuna inanan insanların kıyamet gününde Rabb’ına
karşı kara yüzlü çıkmak istemez. İşte melek inancının temelinde insanı iyiliğe
sürükleyen böyle itici bir kuvvet vardır. Meleklere inanan insan bilir ki,
kendisini iyiliğe çağıran, meleğin sesidir. Kötülüğe çağıran ise, şeytanın
sesidir. Cenab-ı Hak kullarına karşı o kadar merhametlidir ki, insana düşman
olan şeytana mukabil insana yardımcı ve şeytanın hilelerine karşı onu koruyucu
olarak sayısız melekler yaratmıştır. Bu melekler insanlara günlük hayatta daima
"Salih ameller = iyi ve faydalı işler" yapmalarını ilham ederler. Nitekim
Peygamber Efendimizin şu mübarek sözleri daima hatırlarımızdan çıkmasın:
"O fiskosları yapan, aklını çelmeğe çalışan şeytandır. Ve gizli ses de onun bu
sesidir. Bundan Allah’a sığınmak gereklidir.
Eğer içinden gelen ses, hak ve hayra çağırıyorsa bilsin ki o ses, melek
tarafındandır, Allah’tandır. Bundan ötürü Allah’a hamdetsin ve o yolu tutsun!"
Buna göre ahlâkî olgunluklar, rûhî yükselmeler ve iyilik sahibi olmalar,
meleklere şuurlu olarak îman etmekle olur. Bunlara iman edilmedikçe ve bu imanin
şefkatli sesini kalbimizde hissetmedikçe ahlâk güzelligine kavuşamayiz, rûhî
yüksekliği elde edemeyiz.
E) CİNLERIN MAHİYETİ
Rabb’ımızın yaratmış olduğu gözle görülmeyen başka varlıklar daha vardır ki;
bunların başında cinler gelir. Cin Allah Teâlânın tekliflerine muhatap olan ve
insanların gözle göremedikleri varlılıklardır. Bunların Allah’a iman edenleri
bulunduğu gibi inkâr edenleri de vardır. Allah’a ilk isyan eden "İblis =
şeytan"ın da cinler taifesinden olduğu bilinmektedir.
Cinler hava ile karışık alevli bir ateşten yaratılmışlardır. Cinler, çeşitli
sûretlere girmeye ve zor işleri yapmağa güçleri olan varlıklardır. Kısa zamanda
bir yerden başka bir yere gidebilme özellikleri vardır.
Peygamberimiz (s.a.v.) hem insanlara hem cinlere peygamber olarak
gönderilmiştir. Kuran’ı cinlere de okuyarak Allah’ın emirlerini onlara
öğretmiştir.
|