Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Kaynaklarıyla İslam Fıkhı Celal YILDIRIM

REDA' - SÜT EMMEK.. 2

SÜT EMME SÜRESİ : 2

Süt Emme Süresi İçinde, Çocuğu Sütten Kestikten Sonra Başka Kadından Emecek Olursa : 2

Süt Emen Çocuğu Bulunduğu Halde Karısını Boşayan Adam Süt Emzirme Ücreti Öder : 2

Süt Ananın En Az Kaç Yaşında Bulunması Hürmeti Gerektirir?. 2

Süt Emmekten Dolayı Gereken Tahrîm : 2

Süt Kardeşinin Kızkardeşiyle Evlenebilir Mi?. 3

Kadın Sütü Geldiği Halde Kocasından Boşanıp Başka Bir Kocayla Evlenirse : 3

Evlendiği Kocanın Yaklaşmasından Hiç Süt Gelmezse : 3

Zina Ettiği Kadının Doğurup Sütü Gelmeye Başlarsa : 3

Doğum. Yapan Kadının Bir Süre Sonra Sütü Kesilir  : Ve Sonra Yine Akmaya Başlarsa : 4

Dokuz Yaşına Henüz Girmeyen Kızın Sütü Gelmeye Başlarsa : 4

Çocuğun Emip Emmediği Kesin Bilinmezse : 4

Erkeğin Göğsünden Süt Gelirse : 4

Hem Dişilik, Hem Erkeklik Organı Bulunan Hunsanm Emzirmesi : 4

Ölen Kadının Sütü Tahrimi Gerektirir Mi?. 4

Hayvan Sütü Emen İki Çocuk Süt Kardeşi Olurlar Mı?. 5

İslâm Veya Küfür Diyarında Emilen Süt Ayrı Hükümleri Gerektirir Mi?. 5

Sütü Mutlaka Göğüsten Emmek Şart Mıdır?. 5

Sütün Diğer Menfezlerden Akıtılması : 5

Süt Yemeğe Karıştırılıp Öylece Çocuğa Verilirse : 5

Anne Sütü Koyun Sütüne Karıştırılıp Çocuğa Verilirse : 5

Kadının Sütü Suya Veya İlâca Karıştırılıp Çocuğa Verilirse : 6

Azlık Ve Çokluk Nasıl Belirlenir?. 6

İki Kadının Sütü Birbirine Karıştırılarak Çocuğa Verilirse : 6

Ana Sütü Yoğurt Ya Da Peynir Haline Getirilip Çocuğa Verilirse : 6

Kız Çocuğu Bir Köy Veya Mahalle Kadınlarından Bir İki Tanesinden Süt Emerse : 6

Kadınların Rastgele Çocukları Emzirmemeleri Uygun Olur. : 6

Ayni Kadını Emmiş İki Kızı Bir Arada Nikahlamak Caiz Midir?. 7

Biri Küçük, Diğeri Büyük İki Kız İle Nikahlanır, Büyüğü Küçüğe Süt Emzirirse Ne Lâzım Gelir?  7

Fasit Nikâhla Evlendiği Kadınla Cinsel Temasta Bulunur Ve Sonra Küçük Bir Kızı Nikahlarsa?  7

REZA' HÜKMÜ NE İLE SABİT OLUR?. 7

Yalnız Bir Erkek Şahadette Bulunursa : 7

Evlendikten Sonra Başka Bir Kadın Gelip? «İkinizi De Emzirdün» Derse : 7

Kadınla Evlendikten Sonra «Bu Benim Süt Kardeşimdir» Derse : 8

Nikâh'tan Önce Adam; «Bu Benîm Süt Kardeşimdir» Derse : 8

Evlenecek Olan Kadın ; «Bu Adam Benim Süt Kardeşimdir» Derse : 8

Nikahlandıktan Sonra Erkek  «Bu Benim Kızmadır» Derse Ne Lâzım Gelir?. 8

SÜT EMMEKTEN DOLAYI GEREKEN TAHRÎMİN HİKMETİ : 8


REDA' - SÜT EMMEK

 

Reza' : Süt emmek..                                                                 

İrza : Süt emzirmek..

Murzî'a : Süt emziren kadın.. Süt ana.. Razî' : Sütemen..

Fıkhî terim olarak reza' : Dinin belirlediği süre içinde bir çoğuğun anasından başka bir kadının göğsünü emip sütünün midesi­ne girmesi, demektir.

O halde, süt emmeden dolayı gereken tanrım, süt emme süresi içinde gerçekleşenidir. [1]Emildiği halde mideye inmeyen süt, süt kardeşliğini ve süt analığını gerektirme. Bu bakımdan nikâh konu­sunda tahrîme sebep sayılmamıştır.[2]  

 

SÜT EMME SÜRESİ :

 

a) İmam Ebû Hanif e'ye göre, otuz aydır.

b) İmam Ebû Yusuf ile îmam Muhammed'e göre 24 aydır.[3]

Üç imam da bu konuda daha çok şu âyete dayanıp hüküm çıkar­mışlardır : «Çocuğun taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır.» [4]îmam A'zâm, bunlardan her birinin süresi otuz aydır, diye yorumda bulunmuş, Imameyn ise, hamlin (ana rahminde aşınmanın) en az süresi altı aydır, geriye kalan 24 ay süt emme süresidir, şeklinde yo­rum yapmışlardır.

İmameyıı ayrıca bu konuda Hazret-i Ali (R.A.)'m görüşünü de­lil göstermişlerdir. Üçüncü Halîfe Hz. Osman (R.A.) zamanında altı aylık gebe bulunan bir kadın doğum yapmış, bunun üzerine Hx. Os­man (R.A.), kadının zina yaptığına hikmederek kendisine had vu­rulmasını emretmiştir. Hz. Ali (R.A.) bu hükme muhalefet ederek, yukarıda mealini yazdığımız âyeti delil olarak göstermiş, bunun üze­rine Hz. Osman verdiği hükümden vazgeçmiştir.[5]

c) îmam Şafiî'ye göre, iki yaşını doldurmayan çocuk süt em­diği ve beş defa fasılayla bunu emip her defasında midesine -örfe uygun biçimde- indiği takdirde süt emme hükmü gerçekleşir.[6]

d) Mâliki Mezhebine göre : Süt emme süresi 26 aydır. İki ayı ihtiyaten artırdıkları anlaşılıyor. [7]

 

Süt Emme Süresi İçinde, Çocuğu Sütten Kestikten Sonra Başka Kadından Emecek Olursa :

 

Hanefî İmamlarına göre, süt emme süresi içinde çocuk sütten kesildikten sonra başka bir kadının göğsünü emerse, yine de süt analık ve süt kardeşlik gerçekleşir. [8]Fetva buna göredir, Süt em­me süresi geçtikten sonra çocuk sütten kesilmese bile, başkasının göğsünü emmesi süt analık ve süt kardeşliği gerektirmez.[9]

 

Süt Emen Çocuğu Bulunduğu Halde Karısını Boşayan Adam Süt Emzirme Ücreti Öder :

 

Kadın bu durumda çocuğunu emzirmek zorunda değildir. İki se­ne yani süt emme süresi içinde süt emzirme ücreti talep edebilir. Be­lirtilen sureden sonra taleb hakkı kalkar. Adam belirtilen süre için­de talep edilen ücreti vermediği takdirde, hâkim tarafından zorla­narak ödetilir.[10]

 

Süt Ananın En Az Kaç Yaşında Bulunması Hürmeti Gerektirir?

 

Mezhep İmamlarının çoğuna göre, en az dokuz yaşında bulun­ması gerekir. Bu yaşta daha küçük bir kızın süt vermesi, hürmeti gerektirmez. Kadının dul ve bakire olması, ayhalinden tamamen ke­silip kesilmemesi ise, süt analığa te'sir etmez. [11]

 

Süt Emmekten Dolayı Gereken Tahrîm :

 

Bu hususta gereken tahrim ana tarafından sabit olacağı gibi, ba­ba tarafından da sabit olur. Çünkü kocasının cinsel yaklaşması ne­ticesi süt meydana gelmiş kabul edilir.

O halde süt emen çocuğu, süt anası, süt babası, onların ana ve babaları, evlâd ve torunları -ister nesep, ister süt cihetiyle olsun- ha­ramdır; onlardan hiç biriyle evlenmesi caiz değildir.

Hattâ, süt emziren kadının halen evli bulunduğu kocasından ve ondan önce evli bulunduğu ölen kocasından dünyaya gelen çocuk­ları da süt emzirdiği çocuğa haramdır; ister birinci ve ikinci koca­sından dünyaya gelen çocukları ona süt vermeden önce veya sonra doğmuş olsunlar, farketmez.

O halde süt babasının kardeşi onun amcası, kızkardeşi onun ha­lâsı, süt anasının kardeşi onun dayısı, kız kardeşi onun teyzesi sayı­lır. Karı kocanın babaları onun dedesi, anaları da nenesi mesabesin­dedir.

Böylece müsaharet (evlenmeden dolayı meydana gelen akraba­lık) hürmeti reza'da sabit olur. Öyle ki, adamın karısı süt emene ha­ram olduğu gibi, süt emenin karısı da o adama haramdır. Buna kı­yasla tahrîm zinciri sürüi> gider, ancak şu iki mesele müstesna :

1. Neseb cihetiyle oğlunun kızkardeşiyle evlenmek haram ol­duğu halde reza cihetiyle bu haram değildir. Yani adam süt karde­şinin kardeşiyle, süt oğlunun kız kardeşiyle evlenebilir.

2. Yine neseb cihetiyle kızkardeşinin anasıyla evlenmek haram olduğu halde, rezâ cihetiyle kızkardeşinin anasıyla evlenmesi haram değildir. Çünkü neseb cihetiyle kızkardeşiyle ana bir kardeş bulu­nuyorlarsa, o takdirde kızın anası, onun da anasıdır. Eğer baba bir kardeş bulunuyorlarsa, o takdirde erkeğin anası babasının karışıdır. Bu ölçü ve mânâ reza'da mevcut değildir.[12]

 

Süt Kardeşinin Kızkardeşiyle Evlenebilir Mi?

 

Bir kimsenin, süt kardeşinin kız kardeşiyle evlenmesi helâldir. Bunun gibi, baba bir kardeşin anasından bir kızkardeşi dünyaya gelmisse, o takdirde o kızjn ana bir kardeşinin baba bir kardeşiyle ev­lenmesi helâldir.[13]

Bunun gibi süt kardeşinin anasını emmemişse, onunla evlenebi­lir. Süt halasının anası süt amcasının anası, süt teyzesi ve süt dayı­sının anasıyla da evlenmesinde bir sakınca yoktur.[14]

Süt torunlarının anasıyla ve süt oğlunun nenesiyle evlenmesi de caizdir. Ama neseb cihetiyle torunlarının anasıyla ve oğlunun nene­siyle evlenmesi haramdır.[15]

Süt oğlunun halasıyla da evlenmesinde bir sakınca yoktur. Bu­nun gibi, süt oğlunun kız kardeşinin anasıyla, süt oğlunun kız kar­deşinin kızıyla ve süt oğlunun halasının kızıyla evlenmesi de caiz­dir.[16]

Kadının da süt kardeşinin dabasıyla, süt oğlunun kardeşiyle, süt torunlarının babasıyla, süt oğlunun dedesiyle ve süt oğlunun dayı-sıyîa evlenmesi caizdir. Ama bütün bunlar neseb cihetiyle haram­dır.[17]

 

Kadın Sütü Geldiği Halde Kocasından Boşanıp Başka Bir Kocayla Evlenirse :

 

Kadın sütü geldiği halde boşanıp iddeti (şer'î bekleme süresi) bittikten sonra başka bir erkekle .evlenir ve cinsel temasta bulunu­lursa, bu. durumda kadın gebe kalıp doğuracak olursa, o takdirde süt ikinci kocaya aittir. îkinci kocadan gebe kalmaz ve ilk kocasın­dan gelen süt devam ederse, o takdirde süt birinci koyaca aittir. Bu-arada ikinci kocadan gebe kalırsa, henüz doğurmadan gelen süt, İmam Ebû Hanîfe'ye göre birinci kocaya aittir. Doğuruncaya kadar bu böyledir.[18]

O halde kadın bu arada başka bir çocuğu emzirirse, süt hangi kocaya aitse, çocuk onun süt evlâdı sayılır. [19]

 

Evlendiği Kocanın Yaklaşmasından Hiç Süt Gelmezse :

 

Adam bir kadınla evlendikten sonra kadın hiç doğurmaz, fakat bir süre sonra sütü akmaya başlarsa, bu durumda emzirecek çocuk sadece kadının süt çocuğu sayılır, erkeğin değil. Bu bakımdan adamm başka karısından olan çocuklarıyla bu çocuğı ıı h«h lenmesinde dinen bir sakınca yoktur. [20]

 

Zina Ettiği Kadının Doğurup Sütü Gelmeye Başlarsa :

 

Zina ettiği kadın ondan gebe kain- ve bir çocuk doğurunca ge­len sütüyle başka bir çocuğu emzirirse, o takdirde süt emen çocuk zina eden adama haram olduğu gibi, onun babalarına, evlâdına da nikâhı haram sayılır.[21] Ancak zântnin amcası ve dayısı o çocukla evlenebilir.

Bunun gibi adam şüphe ile bir kadına cinsel temasta bulunur ve kadın bu temastan gebe kalıp doğurur, gelen süt ile başka bir ço­cuğu emzirirse, o takdirde süt emen çocuk o adamın süt evlâdı ka­bul edilir.

Bu Husustaki Genel Kaide Şudur :

Nesebe, cinsel temasta bulunan adamdan sabit olan bir çocuk reza' hususunda da ondan sabit olmuş sayılır. Çocuğun nesebi cin­sel temasta bulunandan sabit olmadığı takdirde reza'ı da sabit ol­maz. Sadece emdiği kadının süt evlâdı kabul edilir. [22]

 

Doğum. Yapan Kadının Bir Süre Sonra Sütü Kesilir  : Ve Sonra Yine Akmaya Başlarsa :

 

Evli kadın kocasından gebe kalıp çocuk doğurduktan sonra sü­tü gelir ve çocuğunu emzirdikten sonra göğüsleri kuruyup süt gel­mez olur, aradan epey bir zaman geçtikten sonra göğüsleri yeniden sütlenir de onunla başka bir çocuğu emzirirse, o takdirde o çocuk kadının kocasının süt evladı sayılmaz. Çünkü süt onun cinsel tema­sından dolayı gelmiş değildir. Bu sebeple, süt emen çocuk, o adamın başka karısından olan çocuklarıyla evlenebilir.[23]  Bakire Kızın Göğsü Harekete Geçip Süt Akıtırsa : Bakire kızın göğsünden süt gelir de bununla bir çocuğu emzirirse, onun süt anası olur ve normal süt analarla süt çocukları arasın­daki tahrim aynen bunlar arasında câri sayılır. Çocuğu emzirdikten sonra evlenirse, kocası o çocuğun süt babası sayılmaz. Bu yüzden ço­cuk o adamın başka karısından olan çocuklarıyla evlenebilir.[24]

 

Dokuz Yaşına Henüz Girmeyen Kızın Sütü Gelmeye Başlarsa :

 

Dokuz yaşına girmemiş bulunan bir kızın göğsünden süt gelir, o da bir çoouğu bununla emzirirse, emme hükümleri cari olmaz. Çünkü, reza' hükmünün câri olabilmesinin şartlarından, biri de süt emzirenin en az dokuz yaşına girmiş olması gerekir.[25]

Dokuz yaşını dolduran bakire kızın göğsünden sarı bir su gelme­ye başlar ve o da bununla bir çocuğu emzirirse, bu emzirmesinden reza' hükümleri gerekmez. Çünkü akan süt değildir.[26]

 

Çocuğun Emip Emmediği Kesin Bilinmezse :

 

Göğsünü çocuğun ağzına koyup ancak onun emip emmediğini farketmiyen kadın, şüpheli bulunduğu için kazaî yönden çocuğun süt anası sayılmaz, ama ihtiyaten süt analığın gerçekleştiğini kabul edip ona göre hareket etmek uygun olur. [27]

 

Erkeğin Göğsünden Süt Gelirse :

 

Erkeğin göğsünden gelen süt, süt baba olmaya kapı açmaz. Ya­ni bunu bir çocuğa emzirirse, reza' yoluyla hürmet sabit olmaz. Çün­kü bu konuda sadece kadının sütü muteberdir.[28]

 

Hem Dişilik, Hem Erkeklik Organı Bulunan Hunsanm Emzirmesi :

 

Her iki cinsin organını kendinde taşıyan kimseye İslâm fıkhında Hunsa denir. Göğsünden süt gelir de bununla bir çocuğu emzirir­se, süt analık meydana gelir mi? Kadın olduğu ağırlık kazanır da bu yönüyle bilinirse, tahrime sebep olur. Erkek olduğu ağırlık kazanır ve b"u yönüyle bilinirse, tahrim sabit olmaz. Her iki yönüyle bilinir, bir yönü ağırlık kazanmazsa, ihtiyaten hürmet sabit olur. Tabii bu hususta kadınların görüşünü almak gerekir.[29]

 

Ölen Kadının Sütü Tahrimi Gerektirir Mi?

 

Süt emme konusunda diri kadınla ölü kadın arasında fark yok­tur. Bu bakımdan ölen bir kadının göğsünde süt bulunuyor ve bir çocuk da onu emiyor veya süt o kadının göğsünden alınıp çocuğa içi-riliyorsa, süt analık gerçekleşir ve bu sebeple tahrim sübut bulur. [30]

 

Hayvan Sütü Emen İki Çocuk Süt Kardeşi Olurlar Mı?

 

Süt kardeşliği sadece kadınların sütüyle gerçekleşir. Bu bakım­dan bir hayvanın memesini emen iki çocuk veya bir hayvanın me­mesinden alınan süt iki çocuğa içirilirse, süt kardeşliği gerçekleş­mez.[31]

 

İslâm Veya Küfür Diyarında Emilen Süt Ayrı Hükümleri Gerektirir Mi?

 

Süt emme konusu şu yer veya bu yer ile ilgili değildir. Önemli olan kadının çocuğa süt emzirmesidir. O halde ister bunu dar-i harp­te, ister dar-i İslâm'da yapsın farketmez. Her iki durumda da tahrim sabit olur, süt analığı gerçekleşir.

Daha önce dar-i harpte iken emer, sonra dar-i İslâm'a geçerler ve çocuğun kadından süt emdiği bilinirse, o takdirde reza hükmü aynen câridir. [32]

 

Sütü Mutlaka Göğüsten Emmek Şart Mıdır?

 

Önemli olan çocuğun sütü emmesi veya içmesidir. Bunu ister kadinin göğsünden emsin, ister kadının göğsünden alınıp ona içirilsin,  farketmez, hepsi de tahrimi sabit kılar.[33]

 

Sütün Diğer Menfezlerden Akıtılması :

 

Kulak, tenasül aleti veya cihazı, dübür, baştaki yarık yara ve , karın nahiyesindeki yara ve yarıktan kadının sütünü akıtmak, çocuğun midesine veya dimağına ulaşsa bile,   süt analığını gerektirmez. Yani bununla reza' ahkâmı câri olmaz. İmam Muhammed'e göre, şıringa ile mideye aktılan süt, reza' hükmünü gerektirir. Diğer imam­lara göre gerektirmez. İmam Muhammed'in bu husustaki içtihadı ih tiyate daha uygundur.[34]

 

Süt Yemeğe Karıştırılıp Öylece Çocuğa Verilirse :

 

Yemeğe karıştırılıp çocuğa verilen süt, yemekten fazla miktardı ise, reza1 hükmünü taşır, az ise taşımaz. Ancak ateş üzerinde pişiri len yemeğe katılan anne sütü çok bile olsa, kaynayıp yemek içind< özelliğini kaybedip belirsiz hale gelirse, o takdirde reza' hükmüm gerektirmez, yani süt analığı ve ilgili hükümleri bununla gerçekleş­mez.[35]

 

Anne Sütü Koyun Sütüne Karıştırılıp Çocuğa Verilirse :

 

Anne sütü karıştığı koyun sütünden fazla olursa, rezâ' hükmü sa­bit olur. Bunun gibi, ana sütüne ekmek karıştırılıp çocuğa yedirilirse, ekmekten süt kokusu hissediliyorsa, o takdirde tahrîîn sabit olur. i Tabii sütün karıştırıldığı etmek azar azar çocuğa yedirildiğinde hü-i küm böyledir, iyice karıştırılıp çorba haline gelir de bir içimde çocu-iğa verilirse, hürmet sabit olmaz.

Önemli Bir Hatırlatma, :

İslâm Dini, konunun başlangıcında kısmen belirttiğimiz gibi sü­tün bir takım özelliklerinden dolayı, bir takım hükümler koymuştur. Henüz iki yaşını bitirmemiş bir çocuğun herhangi bir kadından süt emmesi, süt analığını ve süt kardeşliğini gerektirir, denilmişti .Bu konu işlenirken fukahanın az yukarıda naklettiğimiz gibi başka bir gıda maddesiyle karıştırılıp yedirildiği takdirde, azlık ve çokluk, çiğ­lik ve pişmişlik dikkate alınarak hükümler getirilmiştir. Başka bir gıda maddesine karıştırılan süt, kaynatma suretiyle özelliğini kay­betmediği takdirde az olsun çok olsun, yani karıştırıldığı gıda mad­desinden az olsun, çok olsun, çocuğun midesine indiğine göre, reza'-dan dolayı tahrim hükmünü gerektirmesi mantığımıza daha uygun gelmektedir. Ne var ki bu gibi konularda ferdin mantığı yeterli de­ğildir. Çünkü nasıl iki yaşını doldurmuş bir çocuğun süt emmesi, tah-rîm hükmünü gerektirmiyorsa, öylece başka bir gıda maddesine ka­rıştırılıp o madde içinde belirsiz hale gelen sütten dolayı da tahrîm hükmü gerekmiyor. O halde mesele sadece sütün mideye inmesi de­ğildir. Sütün belirgin halde veya karıştığı gıda maddesinden çok bu­lunduğu, ateşte kaynatılmayıp özelliğini koruduğu takdirde mideye inmesi meselesi esastır. Bu bakımdan müctehid imamların bu ve di­ğer meseleler hakkında izledikleri ictihad yollarını v« bu yolların maksad ve illetlerini, dayanak ve hikmetlerini bilmeden sadece ken­di mantığımıza dayanarak bir takım tenkidlerde bulunmamız, bizi çok yanlış sonuçlara götürebilir. [36]

 

Kadının Sütü Suya Veya İlâca Karıştırılıp Çocuğa Verilirse :

 

Bu meselede de yukarıdaki kıstaslar esastır : Karıştırılan su ve­ya ilâç sütten daha az olursa, tahrîm hükmü sabit olur. Yani burada itibar çokluğadır.[37]

 

Azlık Ve Çokluk Nasıl Belirlenir?

 

Suya, ilâca veya herhangi bir gıda maddesine karıştırılan sütün azlığı ve çokluğu rengi ve tadıyla belirlenir. Sütün rengi ve tadı ka­rıştırıldığı maddede belirsiz hale gelmişse, süt az, karıştırıldığı mad­de çok kabul edilir. Rengi ve tadı kayb olmamışsa, o takdirde süt çok kabul edilir. Bu, İmam Muhammed'e göredir.[38]

Sütle karıştırıldığı madde eşit durumda ise, tahrim hükmü -ih­tiyaten- sabit olur. Çünkü bu durumda süt belirsiz hale gelmemiş de­mektir.[39]

 

İki Kadının Sütü Birbirine Karıştırılarak Çocuğa Verilirse :

 

Bir rivayete göre, hangisi daha çoksa hüküm ondan yana tahrî-me sebep olur. îmam Ebû Hanîfe ile îmam Ebû Yusufun bu görüşte olduğu söylenir. îmam Muhammed'e göre, bu durumda hangisinin az, hangisinin çok diye bir ayrıma gerek yoktur, her iki kadın da ço­cuğun süt anası sayılır ve tahrîm hükmü ikisinden de yana sabit olur. Diğer bir rivayete göre, İmam Ebû Hanîfe de îmanı Muham-med'in bu görüşüne dönmüştür. En zahir ve ihtiyata uygun olan da budur. [40]Nitekim fukahanın çoğuna göre, îmam Muhammed'in görüşü daha sahihtir. Çünkü süt az olsun çok olsun, her iki durum da da belirgin haldedir.[41]

Ama her iki kadının sütü eşit durumda olursa, bi'1-icmâ' tahrîm ikisine de taalluk eder. Buna muhalefet eden, farklı görüş getiren olr namıştır.[42]

 

Ana Sütü Yoğurt Ya Da Peynir Haline Getirilip Çocuğa Verilirse :

 

Ana sütü özelliğinden çıkarılıp peynir veya yoğurt haline getiri böylece çocuğa yedirilirse, tahrîm hükmü sabit olmaz. Çünkü bu [urumda artık ona süt denilmez.[43]

 

Kız Çocuğu Bir Köy Veya Mahalle Kadınlarından Bir İki Tanesinden Süt Emerse :

 

Üeride hangi kadının emzirdiği kesin olarak bilinmezse, o takdir-o mahalle veya köyün erkeklerinden herhangi biriyle evlenmesin­le bir sakınca yoktur. Ama onlarla evlenmemesi daha iyi olur. [44]

 

Kadınların Rastgele Çocukları Emzirmemeleri Uygun Olur. :

 

İleride bir yanlışlığa neden olmaması için kadınların rasgele ço-îuklan emzirmemeleri,.hattâ zaruret olmadıkça bu yola girmemele­ri gerekir.

İki yaş içinde çocuğa önce süt verenle sonra süt veren arasında ark yoktur, her ikisi hakkında da tanrım hükmü câridir.[45]

 

Ayni Kadını Emmiş İki Kızı Bir Arada Nikahlamak Caiz Midir?

 

Ayni kadını belirtilen süre içinde emmiş iki kızı bir adamın ni­şanlaması haramdır. Çünkü bu kızlar süt kardeşleri sayıhr, iki kız «ardeşi bir nikâh altında toplamak ise caiz değildir. Ancak onlardan biriyle evlenmesinde bir sakınca yoktur.[46]

 

Biri Küçük, Diğeri Büyük İki Kız İle Nikahlanır, Büyüğü Küçüğe Süt Emzirirse Ne Lâzım Gelir?

 

Biri henüz iki yaşını doldurmamış, diğeri ise ergen olmuş, iki kı­zı nikahladıktan sonra büyük kız küçük kızı emzirirse, her ikisi o adama haram olur. Bu durumda kasıd yoksa, küçük kıza yarim mehr verilir. Büyük kızla cinsel temasta bulunmaınışsa, mehr ge­rekmez.[47]

Bunun gibi, büyük kızın anası gelip küçük kızı emzirirse, het ikisi de bâin olur, yani   kocalarından boşanmış olurlar.   Çünkü bu durumda büyük kızla küçük kız süt kardeşi oluyorlar. îki kız karde­şi bir adamın nikahlaması ise haramdır.[48]

 

Fasit Nikâhla Evlendiği Kadınla Cinsel Temasta Bulunur Ve Sonra Küçük Bir Kızı Nikahlarsa?

 

Sonradan nikahladığı küçük kızı, fasit nikâhla evlenip cinsel te­masta bulunduğu kadının anası emzirirse, bu durumda küçük kız bâin olur, nikâhı hükümsüz kalır. [49]

 

REZA' HÜKMÜ NE İLE SABİT OLUR?

 

Süt emmenin hükmü şu iki husustan biriyle sabit olur :

1. İkrar, (kocanın bu hususu ikrar etmesi),

2. Beyyine (şahit ve belge)..

O halde reza' hükmünün sübût bulması ya kocanın ikrarı, ya da iki erkek veya bir erkek iki kadının -âdil olmaları şartiyle- şahade-tiyledir. Bu durumda kaadı derhal müdahale edip onları birbirinden ayırır.[50]

îki erkek veya bir erkek iki kadın şahadette bulunduğunda kaa­dı karı kocayı ayırır, ancak cinsel temasta bulunmuşsa, mehr-i mü-semmanın en azını verir. Cinsel temasta bulunmamışsa, mehr gerek­mez. Bunun gibi nafaka ve mesken de vermekle yükümlü tutulmaz. Ancak kendiliğinden böyle bir yardımda bulunursa, mesele yok.[51]

 

Yalnız Bir Erkek Şahadette Bulunursa :

 

Yalnız bir erkeğin veya iki kadının şehadette bulunması bu me­selede yeterli değildir. Bununla beraber adamın kalbinde yapılan şa­hadetin doğru olduğuna dair bir kanaat meydana gelirse, karısından ayrılması daha uygun olur.[52]

 

Evlendikten Sonra Başka Bir Kadın Gelip? «İkinizi De Emzirdün» Derse :

 

Kadınla erkek evlendikten sonra yabancı bir kadın gelip «ikini­zi de emzirdim» derse, bu meselede dört veçhe ortaya çıkar :

1. Kan koca o kadını tasdik ederlerse, nikahlan derhal hüküm­süz kalır. Cinsel temasta bulnmamışsa, mehr gerekmez.

2. Karı koca o kadının yalan söylediğine hükmederlerse, evli­likleri devam eder.

3. Haberi veren kadın adaletle tanınan bir kişi ise, afdal olan şudur ki, tenezzühen ayrılırlar.

4. Bu durumda ayrılmadıkları  takdirde,  bir şey gerekmez ve karı koca birbirine helâl sayılır.

Bunun gibi iki kadının şahadette bulunması veya bir erkekle bir kadının veya âdil olmayan iki erkeğin veya âdil olmayan bir erkek iki kadının şahadeti de karı kocanın tasdik ve tekzibine göre hüküm taşır: Tasdik ederlerse, nikâhları fasit olur, tekzîb ederlerse evlilik­leri devam eder.[53]

Yalnız erkek tasdik eder, kadın ise bunun yalan olduğunu söy­lerse, erkeğin tasdikine itibar edilerek nikâhları fasit olur. Bunun aksine, kadın tasdik edip erkek yalanlarsa, nikâh hali üzere kalır, yani evlilikleri devam eder. Ancak burada kadın kocasına yemin ver-direbilir. Yemin ederse, mesele yok, etmekten kaçınırsa, o takdirde ayrılmaları sağlanır.[54]

 

Kadınla Evlendikten Sonra «Bu Benim Süt Kardeşimdir» Derse :

 

Adam evlendikten sonra karısı için, «Bu benim süt kardeşimdir» der sonra da, bu bir vehimdir ki bana geldi, aslında aramızda süt kardeşliği yoktur, derse, ayrılmalarına gerek kalmaz. Bunda istihsan varc . Ama erkek bu sözünde ısrar edip durursa, o takdirde ayrıl­malı ı sağlanır. Ayrıldıktan sonra sözünden dönmesi bir hüküm ifa­de etmez [55]

Bu durumda kadın da süt kardeşi olduklarını tasdik ederse, ken­disine mehr vermek gerekmez. Kocasını tekzib ederse, yarım mehr gerekir. Ama kocası onunla cinsel temasta bulunmuşsa, o takdirde tam mehr vermesi vâcib olur. Ayrıca nafaka ve konut da vermesi ge­rekir. [56]

 

Nikâh'tan Önce Adam; «Bu Benîm Süt Kardeşimdir» Derse :

 

Henüz *nikâh akdi yapılmadan adam evleneceği kadını kasdede-rek, «Bu benim süt kardeşimdir» veya «süt anamdır» der, sonra da «öyle vehmettim, aramızda böyle bir kardeşlik ve analık yoktur» der­se, o takdirde evlenmelerinde dinen bir sakınca kalmaz. Ama ilk sö­zünde, ısrar edip durursa, o takdirde evlenmeleri caiz olmaz. Evlen-seler bile hakim derhal onları ayırır. Ayrılmadan Önce bu husustaki ikrarını inkâr ederse, onun böyle söylediğini iki şahit tesbit etmişse, o takdirde, ayrılmaları sağlanır.[57]

 

Evlenecek Olan Kadın ; «Bu Adam Benim Süt Kardeşimdir» Derse :

 

Evlenecek olan kadın, nişanlısı için «Bu benim süt kardeşimdir veya süt babamdır veya süt kardeşimin oğludur» der, adam da bu­nun böyle olmadığını söylerse, kadın isterse yalan söylediğini itiraf etsin, isterse etmesin, yapılan nikâh caiz olur. Evlendikten sonra kadin yine bu iddiasında ısrar eder, «söylediğim doğrudur» derse, artık ayrılmaları cihetine gidilmez.

îkisi de süt kardeşi bulunduklarını söyler, sonra da kendi kendi­lerini yalanlar, yani süt kardeşi bulunmadıklarını ifade ederlerse, ya­pılan nikâh, caiz olur.[58]

Bunun gibi kadın, nikâhlanacağı erkek için, «Bu benim süt oğ-lumdur» der, buna rağmen nikâh akdi yapılırsa, yapılan akid caiz sa­yılır. Çünkü bu konuda kadının iddiasına itibar edilmez. Eetvâ da buna göredir.[59]

Evlendikten Sonra Erkek : «Bu Benim Ananadır» Derse î Nikâh akdi yapıldıktan sonra erkek nikâhlandığı kadın için : «Bu nesep cihetiyle benim anamdır veya kız kardeşimdir ya da lazım­dır» der, o kadının da sahih (yani sıhhatli) bir nesebi bulunmaz ve bilinmez, ama evlendiği erkeğe ana olmaya veya kızı bulunmaya el­verişli bir yaşta ise, bu durumda erkekten tekrar sorulur, eğer «ben öyle vehmettim veya hatâ yaptım, yanlışlıkla öyle söyledim» derse, nikâhları devam eder. Eğer sözünde ısrar ederse, derhal ayrılmaları sağlanır.[60]

Ama kadının yaşı ve durumu itibariyle, böyle bir evlad doğur­ması aklen mümkün değilse, o takdirde yine evlilikleri devam eder.[61]

 

Nikahlandıktan Sonra Erkek  «Bu Benim Kızmadır» Derse Ne Lâzım Gelir?

 

Erkek bu sözünde ısrar eder, ama nikâhlandığı kadının nesebi belli ise, yani halk tarafından biliniyorsa, o takdirde ayrılmaları ci­hetine gidilmez. «Bu benim anamdır» demesi de ayni ölçü ve anlam­da bir hüküm taşır. [62]

 

SÜT EMMEKTEN DOLAYI GEREKEN TAHRÎMİN HİKMETİ :

 

Ana sütünün bir çok özellikleri vardır. Laboratuvar araştırma­ları bize ana sütünün çocuk için en yararlı besin maddelerini taşıdı­ğını göstermektedir. Çocuğun beslenmesi, büyüyüp gelişmesi için çok lüzumlu olan ana sütünün, diyebiliriz ki sadece beden üzerinde­ki olumlu te'siriyle yetinmemiz, bunun ötesinde çocuğun ruhu ve ka-rekteri üzerindeki etkilerini dikkate almamamız hatalı olur. Çünkü gıda maddelerinin ruh, yani mânevi yapımız üzerindeki olumlu, olumsuz yöndeki te'sirleri az-çok bilinmektedir.

Büyük İslâm Sosyologu îbn Haldun, Mukaddime'sinde bu konu­ya bir takım müşahede ve tecrübelere dayanarak geniş yer vermiş ve isbatına çalışmıştır. Çölde daha çok deve eti yiyenlerin inatçı, ko­yun eti yiyenlerin uysal olduklarını, domuz eti yiyenlerin kıskançlık ruhunu kaybettiğini belirtir. Şüphesiz ki bunda hakikat payı yok de-

Bize göre, anne ne kadar muhteremse, sütü de o nisbette muh­teremdir. Ayni zamanda süt anneden bir parça sayılır. Çocukla an­ne arasındaki sevgi, saygı bağlan bir bakıma süte dayanır. Çocuğu­nu bir süre kucağında emziren kadının ilgi ve .şefkatiyle, çocuğunu doğar doğmaz mamayla besleten kadının ilgi ve şefkati arasında bü­yük fark olduğu yine yapılan araştırmalardan, elde edilen istatistik! olgulardan anlaşılmıştır.

Görülüyor ki, anne ile yavrusu arasındaki bağı en çok kuvvetlen­diren, süttür. O zaman İbn Haldun'un sözüne dönüyor ve ana sütü­nün çocuğun ruhu 'üzerinde geniş anlamda te'sirleri vardır, diyoruz.

îlmî araştırmalar bu konuda ilerledikçe bize sanırım ki geniş mal­zeme sunacak ve şüphelerimizi giderecek düzeye gelecektir.

O halde başka bir kadının sütünü emen yavru, bir bakıma onun­la mânevi bir irtibat kurmuş oluyor. Ana ruhundan bir bağ, çocuğun ruhuna uzanıyor, kopması zor bir ilgi kuruyor.

Bu nedenle kadını, özellikle anayı çok muhterem sayan ve onu her yerde aziz tutan İslâm Dini, onunla süt emzirdiği çocuk arasın­daki manevî ilgi ve te'sirleri, kadının saygınlığını, analık vekarmı dikkate alarak, evlenmelerini haram kılmış, süt analık müessesesini kurup, toplumu yaklaştırıcı, barıştırıcı, kaynaştırıcı anlamda ikinci kademede bir aile planlamıştır. Böylece süt emen çocuk kadının süt evlâdı olduğu gibi, onun kocasının da süt evlâdı, çocuklarının süt kardeşi sayılıyor. Bu yüzden neseb cihetiyle nikâhı haram olanlar süt cihetiyle de haram kılınıyor, bazı istisnaları olmakla beraber, bu tahrimin devamını ön görüyor. [63]



[1] El-Hidâye – Merğinanî.

[2] Siracü'lVehhac - Şemsü'İEimme Halvaru.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/5.

[3] Fetâvâ-yi Kaadihan - Fetâvâryi Hindiyye - El-Bedayi' – Kasanî.

[4] Ahkaf Sûresi, Ayot: 15.

[5] Kitabu'l-Fıkhi Aîâ'l-Mezahibi'l-Arbaa - Abdurrahman Et-Cezirî.

[6] El-Minhac - Siracü'lVehhac El-Gamravî.

[7] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/5-6.

[8] El-Muhit - Radıyüddin Serahsî - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[9] El-Hidâye – Merğinani.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/6.

[10] Fetâvâ-yi Kaadıhan - Fetâvâ-yi Hindiyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/6.

[11] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/6-7.

[12] El Muhit - Radıyüddin Serahsi.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/7.

[13] El-Kâiî - Hâkimi Şehİd Mervezî.

[14] Şerh-i Vikaye - Sadru'ş-Şeria Ubeydullah.

[15] Et-Tebyîn – Zeylai.

[16] SiracülVehhac - Halvanî - Nehrü'1-Fâik - İbn Nüceym.

[17] Et-Tebyîn – Zeylai.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/7-8.

[18] El-Muhit - Radıyüddin Serahsi - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[19] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/8.

[20] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/8-9.

[21] Fetâvayi Kaadıhan.

[22] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/9.

[23] Fetavâ-yi Kaadıiıan - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[24] Hızanetü'l-Müftîn - Hızanetü'l-Ekmel - Ebu Abdillah Cürcanî.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/9.

[25] El-Cevheretü'n-Neyyire - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[26] Fethü'l-Kadir - Kemal İbn Hümam.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/10.

[27] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/10.

[28] Fetâvâ-yi Kaadıhan.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/10.

[29] el-Cevheretü'n-Neyyire - Fetâvâ-yi Hindiyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/10.

[30] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/10.

[31] Fetâvâ-yi Kaadıhan - El-Mebsut - Şemsü'l-Eimme Serahsî.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/11.

[32] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/11.

[33] Fetâvâ-yi Kaadıhan - Fetâvâ-yi Hindiyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/11.

[34] El-Mebsut - Şemsü'l-Eimme Serahsî.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/11.

[35] El-Kafi - Hâkim-i Şehîd Mervezi.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/11-12.

[36] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/12.

[37] Fetâvâ-yi Hindiyye - İbn Âbidin - Mecmau'l-Enhür - -Şehzade Damad - Neh.-rül-Fâik - îbn Nüceym.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/13.

[38] Siracü'lVehhac - Şemsü'1-Eimme Helvam.

[39] Bahrirâik - îbn Nüceym - îbn Âbidîn - Mecmau'l-Enhür – Damad.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/13.

[40] Et-Tebyin – Zeylai.

[41] Şerhu Mecmau'l-Bahreyn - İbn Melek.

[42] Nehr-i Faik - İbn Nüceym.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/13.

[43] El-Bedayi' - Kasam - Fetâva-yi Hindiyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/14.

[44] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/14.

[45] El-Muhit - Radıyüddin Serahsi.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/14.

[46] El-Bedayi' – Kâsani.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/14.

[47] El-Hidâye - Merğinarü - Fetavâ-yi Hindiyye -. 1/345.

[48] Nehr-i Faik - Ibn Nüceym.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/14-15.

[49] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/15.

[50] El-Muhit - Radıyüddin Serahsi - El-Bedayi' - Kâsani - Nehrü'1-Faik - îbn Nüceym.

[51] El-Bedayi' - Kâsani - Fetâvâ-yi Hindiyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/15.

[52] El-Muhit -. Radıyüddin Serahsi.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/15.

[53] Siracü'lVehhac Şemsü'l-Eimme – Halvani.

[54] Et-Tehzib - Tebyinü'l-Hakayik Fahruddin Osman Zeylai.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/15-16.

[55] El-Muhit - Radıyüddin Serahsî - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[56] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/16.

[57] Siracü'l-Vehhac -. Şemsü'l-Eimme Halvanî.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/17.

[58] Ez-Zahîre - Burhaneddin Mahmud.

[59] Bahrirâik - îbn Nüceym.

[60] Siracü'l-Vehhac - Şemsü'l-Eimme Halvanî.

[61] El-Mebsut - Şemsü'l-Eimme Seralısî.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/17-18.

[62] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/18.

[63] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 3/18-19.

Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.03 saniye 14,836,939 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024