Kur'an-I Kerimi Tanıyalım

On Üçüncü Cüzün Özeti
1.On
üçüncü Cüz Yusuf Sûresi 53. ayetle başlayıp İbrahim Sûresi 52. ayetle biter.
Arada Ra’d Sûresi de vardır.
2. 53-57
ayetler arasında Yusuf peygamberin kralın yaptığı inceleme sonucunda suçsuz yere
hapis yattığı anlaşılmış, böylesine edepli, iffetli ve güvenilir birinin devlet
yönetimine alınmasından söz edilir ve Yusuf peygamber Mısır’ın hazine bakanı
olur. Tarımdan sorumlu devlet bakanı gibi bir sorumluluk da olabilir.
3. 58-78
ayetler arasında ülkede kıtlıktan nasibini alan Yakup peygamberin yaşadığı
yerden Mısır’a tahıl almaya gelen Yusuf’un kardeşlerinden bahsedilir. Yusuf’un
kardeşleri Yusuf’u tanımazlar. Yusuf ise onları tanır. Onlara ikram eder,
tahıllarını verir ve ücretlerini de yüklerinin içine koyar. Ayrıca diğer
kardeşleri gelmeden bir daha ki sefere tahılı eksik vereceğinizi ancak
kardeşleri de gelirse tam vereceğini söyler. Bünyamin de Mısır’a gelir.
Kardeşleri onu yalnız bırakır. Yusuf onunla ilgilenir ve kardeşi olduğunu
söyler. Kardeşlerine bir oyun yaparak Bünyamin’i yanında tutar. Kardeşleri
babalarına karşı aşırı derecede güven zaafına uğrarlar.
4. 79-101
ayetler arasında Yakup peygamberin Mısır’a gelmesi, çocuklarını bir arada
görmesi, Yusuf’un rüyasının hak çıkması, Yusuf’un, kardeşlerini bağışlaması
anlatılır. Uzun yıllardır ama olan Yakup peygamberin gözleri de Yusuf’un
gömleğin vesilesiyle açılır. Yüz birinci ayetle Yusuf kıssası biter.
5. 102-111
ayetler arasında Sûrenin mesajlarına vurgu yapılır. Sonuç bölümüdür. Tüm bu
kıssalarda akıl sahibi kimseler için ibretler vardır. Bunlar uyduruk kıssalar
değildir, ayeti ile Sûre biter.
Ra’d Sûresi Mekke döneminde inmiştir. 43 âyettir. Sûre, adını 13. âyette
geçen “Ra’d” kelimesinden almıştır.
Ra‘d sûresinde Allah’ın varlığı, birliği, ilmi ve kudretinin aklî delillerle
ispatı; evrenin sahibi ve ondaki tasarruf hususunda tek yetkili oluşu, bu
sebeple ibadete lâyık ve müstahak tek mâbud oluşu, peygamberlik ve
peygamberlerin doğrulukları, evlenme, çocuk sahibi olma gibi bazı nitelikleri,
vahiy ve Kur’an-ı Kerîm’in hak oluşu, Kur’an’ın özellikleri, öldükten sonra
dirilme, hesap verme, cennet ve cehennem, samimi müminlerin özellikleri,
müşriklerin ortaya attığı şüpheler ve bunlara verilen cevaplar, Ehl-i kitabın
Kur’an karşısındaki tutumu ile toplumların kaderini etkileyecek derecede önemli
birçok ahlâkî konu, tabiat olayları ve gök cisimleri arasındaki ilâhî nizam vb.
konular ele alınmıştır.
6. Ra’d
gök gürültüsü demektir. Gök gürültüsünün Allah’a tesbih ettiği/kendisine verilen
görevi yerine getirdiği anlatıldığı için Sûre bu isimle bilinmektedir.
7. Sûre
43 ayettir ve ana konusu tevhiddir. Kuran’a ve peygamberlere iman ve Allah’a
ibadet etmekten söz edilir.
8. 1-4
ayetler arasında yer ve gök nimetlerinden bahsedilir. Hepsinin insanın hizmetine
verildiği vurgulanır. Türlü türlü yiyeceklerin yaratıldığı ve bazılarının daha
iyi olduğu dördüncü âyette vurgulanır.
9. 5-18
ayetler arasında Allah teâlânın yüceliğinden bahsedilir. Allahın her şeyi
bildiği, her canlı ve cansızın Allahın emrine amade olduğu, meleklerin Allah’ın
emirlerini sürekli yerine getirdiği, göklerde ve yerde Allah’tan başka ilah
olmadığı, ondan başka kimsenin fayda ve zarar veremeyeceği, gökten su indirenin
Allah olduğu anlatılır.
10. 19-29
ayetler arasında ise müminlerin özelliklerinden bir kısmı anlatılır. Sözlerinde
duran, akraba ziyaretini koparmayan, sabır gösteren, namaz kılan, infak eden,
kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. 28. âyette
اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللّٰهِؕ اَلَا بِذِكْرِ
اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُؕ
Allah’a yönelen kimselerin, iman eden ve kalpleri Allahın zikri ile mutmain olan
kimseler olduğu vurgulanır.
11. 30-43
ayetleri arasında peygamber efendimize bazı tavsiyelerde bulunulmuştur. 31.
Ayette
وَلَوْ اَنَّ قُرْاٰناً سُيِّرَتْ بِهِ الْجِبَالُ اَوْ قُطِّعَتْ بِهِ الْاَرْضُ
اَوْ كُلِّمَ بِهِ الْمَوْتٰىؕ بَلْ لِلّٰهِ الْاَمْرُ جَمٖيعاًؕ اَفَلَمْ
يَايْـَٔسِ الَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اَنْ لَوْ يَشَٓاءُ اللّٰهُ لَهَدَى النَّاسَ
جَمٖيعاًؕ وَلَا يَزَالُ الَّذٖينَ كَفَرُوا تُصٖيبُهُمْ بِمَا صَنَعُوا قَارِعَةٌ
اَوْ تَحُلُّ قَرٖيباً مِنْ دَارِهِمْ حَتّٰى يَأْتِيَ وَعْدُ اللّٰهِؕ اِنَّ
اللّٰهَ لَا يُخْلِفُ الْمٖيعَادَࣖ
Kuran ile dağların yürütülmeyeceği, yerin parçalanmayacağı anlatılır.
40. ayette
وَاِنْ مَا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذٖي نَعِدُهُمْ اَوْ نَتَوَفَّـيَنَّكَ
فَاِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلَاغُ وَعَلَيْنَا الْحِسَابُ
Peygamber efendimize senin görevin tebliğ etmektir, denilir. Kâfirlerin,
müşriklerin hile ve tuzaklarına aldırış etmemesi gerektiği vurgulanır.
İbrahim Sûresi Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. İçinde Hz. İbrahim’den
ve ailesinden söz edildiği için bu adı almıştır. Sûrede başlıca imanın temel
konuları olan Allah’a iman, peygamberlere iman, öldükten sonra dirilme ve hesap
ele alınmaktadır.
Sûre Allah’ın varlığı ve birliği, vahiy, peygamberler, öldükten sonra dirilme ve
sorgulanma gibi temel inanç konularını ana hatlarıyla içermektedir. Bu çerçevede
getirilen deliller, insanların aydınlatılması için indirilmiş olan vahiy,
insanları Allah yolundan alıkoyanların kınanması, peygamberlerin görevleri, Hz.
Mûsâ’nın peygamberliği ve kıssasından bazı kesitler, peygamberlere karşı olumsuz
tavır takınanların başlarına gelen sıkıntılar, Allah’a güvenme ve itaat etmenin
önemi, âhiret halleri, inkârcıların dünyadaki amellerinin değeri, âhirette
şeytanın suçlulara karşı tavrı, orada müminlere verilen mükâfat, inkârcılara
verilen ceza, Hz. İbrâhim’in duası, son olarak Kur’an’ın insanlığa gönderilmiş
bir mesaj oluşu gibi konulara da temas edilmiştir.
12. 52
ayettir. 35-41 ayetler arasında Hazreti İbrahim’in, ailesini alıp Kabe’nin
yanına bırakıp onlar için dua etmesi anlatılır.
13. Sûrenin
ana konusu tevhiddir. İlk dört âyette Kuran’ın karanlıklardan aydınlığa çıkaran
bir kitap olduğu, dünya hayatını ahiret hayatına tercih edenlerin yanlış yolda
olduğu ve her peygamberin gönderildiği toplumla aynı dili konuştuğu anlatılır.
14. 5-18
ayetler arasında başta hazreti Musa olmak üzere diğer peygamberlerin mücadelesi
kısaca anlatılır. Peygamberlerin sürgüne gönderilmek ile tehdit edilmesi,
toplumda itibarsızlaştırma faaliyetlerine maruz bırakılmaları, peygamberlerin
tevekkül edip, sabır göstereceklerini söylemeleri ve kafirlerin işlerinin
fırtınanın önündeki kül misali anlamsız ve değersiz olduğu anlatılır.
15. 19-27
ayetleri arasında kafirlerin şeytanın oyununa geldiği, şeytanın ise
فَلَا تَلُومُونٖي وَلُومُٓوا اَنْفُسَكُمْؕ
“beni kınamayın kendinizi kınayın” cevabına maruz kalmaları, güzel sözün yani
tevhid sözünün kökü sağlam dalları göğe erişmiş güzel bir ağaç gibi olduğu, kötü
sözün yani şirkin ise kötü bir ağaç gibi olduğu anlatılır.
16. 28-34
ayetler arasında nimete karşı nankör davranan kafirlerden, insana her türlü
nimet verilmiş olmasına rağmen yine de nankör olduğu, yerde ve gökte ne varsa
insana hizmet için yaratıldığı vurgulanır.
17. 35-41
ayetler arasında Hazreti İbrahim’in ailesini alıp Kabe’nin yanına bırakıp
gitmesi ve oranın bereketli olması,
رَبِّ اجْعَلْنٖي مُقٖيمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتٖيࣗ
رَبَّـنَا وَتَقَبَّلْ دُعَٓاءِ
Çocuklarının namaz kılan kimselerden olması ve
رَبَّـنَا اغْفِرْ لٖي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنٖينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُࣖ
Anne babasının bağışlanması için dua etmesi anlatılır.
18. 41-52
ayetler arasında Allah teâlânın, zalimlerden habersiz olmadığı, onları belli bir
zamana kadar bekleteceği ama büyük bir azap ile cezalandıracağı Bunu yaparken de
لِيَجْزِيَ اللّٰهُ كُلَّ نَفْسٍ مَا كَسَبَتْؕ اِنَّ اللّٰهَ سَرٖيعُ الْحِسَابِ
“Allah herkese hak ettiğini vermek için bunu yapacaktır; kuşkusuz Allah’ın
hesabı çabuktur.”
Son ayetlerde Kuran’ın bir uyarı olduğu söylenir
هٰذَا بَلَاغٌ لِلنَّاسِ وَلِيُنْذَرُوا بِهٖ وَلِيَعْلَمُٓوا اَنَّمَا هُوَ اِلٰهٌ
وَاحِدٌ وَلِيَذَّكَّرَ اُو۬لُوا الْاَلْبَابِ
“İşte bu, bütün insanlara, bununla hem uyarılsınlar hem Allah’ın ancak bir tek
İlah olduğunu bilsinler hem de akıl sahipleri öğüt alsınlar diye yapılmış bir
bildirimdir.” ve cüz biter.
|