Kur'an-I Kerimi Tanıyalım

On Sekizinci Cüzün Özeti
On Sekizinci cüzde Mü’minun ve Nur Sûresinin tamamı ile Furkan Sûresi nın bir
kısmı yer alır.
Müminun Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen
“el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.
Müşriklere son uyarı niteliğindeki bu sûrede, mü’minlerin zafere ulaşacakları,
kötülerin cezaya çarptırılacağı konu edilmektedir.Sûrenin ana konusu tevhiddir.
Mü’minûn
sûresinin öncelikli konusu inananların üstün nitelikleridir. Daha sonra her bir
insanın anne karnındaki oluşum süreci, Hz. Nûh ve adı verilmeyen bir peygamber
ile Mûsâ ve Hârûn hakkında ibretli bilgiler, tebliğlerinin ortak noktaları,
peygamberlerin yolundan giden ümmetlerin ve onların yolundan sapan inkârcıların
başlıca özellikleri, Mekke putperestlerinin, sorulduğunda Allah’ın yaratıcı
gücünü kabul etmelerine rağmen O’na ortak koşmaları ve âhirete inanmamaları,
bunların âhiretteki acıklı durumları, pişmanlıkları ve karşılık bulmayacak
dilekleri hakkında açıklamalar yapılmaktadır. Sûre,
وَقُلْ رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمٖينَ
“Rabbim!
Beni bağışla, bana merhamet et; sen merhametli olanların en üstünüsün!”
meâlindeki dua cümlesiyle son bulur.
Hz.
Ömer’den rivayet edilen bir hadise göre Resûlullah, bir ara olağan üstü vahiy
hallerinden birini yaşarken kıbleye dönüp ellerini kaldırarak,
“Allahım! Bize nimetini arttır, eksiltme; bizi onurlandır, alçaltma; bize ihsan
et, mahrum etme; bizi seçkin kıl (düşmanlarımıza karşı) zayıf duruma düşürme;
bizden hoşnut ol ve bizi senden hoşnut kıl!”
diye dua ettikten sonra,
“Şu
anda bana on âyet indi; kim bu âyetlerin gereğini yaparsa cennete girecektir”
buyurmuş, ardından da bu sûrenin ilk on âyetini okumuştur (Müsned, I, 34).
1.
Sûrenin 1-11 ayetleri arasında müminlerin özelliklerinden bahseder ve bunları
yerine getirenlerin kurtulduğu, Firdevs cennetine nail olacakları anlatılır.
2. 12-16
ayetler arasında ise insanın yaratılış aşamaları anlatılır. Bir damla sudan,
kandan, etten ve kemikten yaratılan insanın öldükten sonra yeniden yaratılacağı
anlatılır.
3.
17-22 ayetler arasında Allah teâlânın verdiği bazı nimetlerden söz edilir.
Gökler, su, değişik renk ve tatlılıkta yiyeceklerin insan için yaratıldığı
vurgulanır.
4. 23-34 ayetler arasında ise Hazreti Nuh’un Allah’ın emriyle ve gözetiminde
gemi yapması ve inanan bir miktar insan ile bazı hayvan türlerinin gemiye
bindirilmesimden söz edilir.
5. 35-44
ayetler arasında ise ölümden sonraki hayata inanmayanların kurumuş kemikleri
göstererek bunların yeniden hayat bulmaları imkansızdır demeleri, bunun üzerine
Rabbimizin onlara cevap vermesi anlatılır. Yoktan var edilen, yaratılan bir
insan yaratıldıktan sonra ölse yeniden dirilemez mi?
6. 45-56
ayetler arasında ise Hazreti Musa’dan ve kavminden kısaca söz edilir. Sonuç
olarak da bunların hepsi bölük pörçük oldular, peygamberlerini yalanladılar,
onlara verdiğimiz nimet ve rızıklar onlara verdiğimiz değeri göstermez diyerek
konu biter.
7. 57-61
ayetler arasında hayır yolunda koşturan müminlerden bahsedilir.
8. 62-118
âyetler arasında ise konu bütünlüğü gözükmektedir. Müşriklerin ahiretin varlığı
hakkındaki şüpheleri, peygamberin gerçekten peygamber olup olmadığı konusundaki
şüpheleri ve itirazları, ölüm sonrası hayat olan cennet ve cehennem hakkındaki
itirazları ile Allah teâlânın verdiği cevaplar vardır. Müşriklerin yeri göğü
yaratanın Allah olduğuna iman etmelerine rağmen ona şirk koşmaları, öldükten
sonra yeniden dünyaya gelmek isteyip de Allah’ın buna izin vermeyeceği, ceza
çekenin kendi yaptıkları yüzünden ceza çekeceği gibi tevhid içerikli ayetler
geçer.
Nur Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr”
kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca; bireysel ve toplumsal hayatla ilgili
çeşitli hüküm ve prensipler, ahlaki değerleri korumak ile adabı muaşeret
kaideleri, özellikle aile hayatına dair esaslar yer almaktadır.
Sûrenin konularını şöylece sıralamak mümkündür:
a. Zina suçu
işleyenlerin cezası ve bunlarla evlenmenin hükmü.
b. Namuslu
kadınlara iftira edenlerin ispat yükümlülüğü, cezası ve lânetleşme usulü.
c. Hz. Âişe’nin,
münafıklar tarafından yapılan iftiradan berâeti (Allah’ın münafıkları
yalanlaması, Hz. Âişe’yi temize çıkartması).
d. Namusla
ilgili dedikoduların ve ahlâksızlığın yayılmasına sebep olanların kınanması.
e. Evlere girip
çıkma ile ilgili muaşeret kuralları.
f. Müslümanlar
arasındaki (kadın-erkek) sosyal ilişkiler ve selâmlaşma kuralları.
g. Köle ve
câriyelere iyi davranma, onları evlendirme ve özgürlüklerine kavuşturma
konularıyla ilgili teşvikler.
h. Fuhşun
yasaklanması, iffetli olmanın teşviki.
i. Şeytanın
tuzakları hakkında uyarı.
j. Allah’ın
doğru yolu göstermesi ve imana giden yola ışık tutmasıyla ilgili temsilî
açıklamalar.
k. Allah’ın
büyüklüğü ve eşsiz nitelikleri, O’na kulluk edenlere sevgisi ve ödülleri
konularında önemli açıklamalar ve müjdeler.
9. 1-10
ayetler arasında zina gibi büyük günahın cezasından söz edilir. Zina günahı
işleyen kişi bunu itiraf etmemeli ve sağda solda dile getirmemelidir. Allah
Settardır yani günahları örten demektir. Kul, günahı ile övünme diğerleri sürece
Allah onu rezil etmez. Kişi bol bol tevbe etmeleridir. Zaten 10.ayette
وَلَوْلَا فَضْلُ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ وَاَنَّ اللّٰهَ تَـوَّابٌ
حَكٖيمٌࣖ
“Allah’ın size lütfu ve rahmeti ulaşmasaydı ve Allah tövbeleri devamlı kabul
eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı haliniz nice olurdu?”
ifadesi geçer.
10.
11-26 ayetler arasında ise Hazreti Aişe’ye atılan iftiranın konusu geçer. Allah
teâlâ burada müminlerin ciddi bir şekilde uyarır. Kulaktan dolma bilgilerle
kimsenin iffeti hakkında söz söylenmemesi gerektiğini söyler. Bunu yapanların
Allah’ın gazabına düçar olacakları ve dünyada da seksen kırbaç cezası ile
cezalandırılacakları anlatılır. Allah’ın tövbeleri kabul eden olduğu ve bu gibi
işlerden uzak durulması gerektiğini de bu ayetlerde görürüz.
11. 27-34
ayetler arasında bir yere girerken izin alarak girme, selam vererek girme,
erkeklerin gözlerini bakmaları caiz olmayan yere dikmemeleri, kadınların
örtünmesi, bekârların biran önce evlendirilmeleri, evlilik yapma imkânı
olmayanların da iffetli davranmaları gerektiği anlatılır.
12. 36-40
ayetler arasında Sûrenin ismi de olan Nur ayeti geçer. Allah göklerin ve yerin
Nurudur..
رِجَالٌۙ لَا تُلْهٖيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَنْ ذِكْرِ اللّٰهِ وَاِقَامِ
الصَّلٰوةِ وَاٖيتَٓاءِ الزَّكٰوةِۙ يَخَافُونَ يَوْماً تَتَقَلَّبُ فٖيهِ
الْقُلُوبُ وَالْاَبْصَارُۙ
Allahı zikretmek, ticaretin müminleri zikirden, namazdan, zekât vermekten
alıkoymayacağı anlatılır.
13. 41-46
ayetler arasında
اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّـحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ
وَالطَّيْرُ صَٓافَّاتٍؕ كُلٌّ قَدْ عَلِمَ صَلَاتَهُ وَتَسْبٖيحَهُؕ وَاللّٰهُ
عَلٖيمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ
Allah teâlânın yüceliğinden bahsedilir. Yerde ve gökte ne varsa onu
tesbih eder, o bulutlardan su indirir, geceyi ve gündüzü o düzene koydu ve her
türlü hayvanı yarattı.
14. 47-57
ayetler arasında
وَمَنْ يُطِـعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللّٰهَ وَيَتَّقْهِ فَاُو۬لٰٓئِكَ
هُمُ الْفَٓائِزُونَ
“ Allah’a ve resulüne itaat eden, Allah’a itaatsizlikten korkan, O’na
saygısızlıktan korunanlar var ya, işte asıl kazananlar bunlardır!”
buyurarak Peygambere itaat etmenin önemi, peygambere itaat etmenin Allah’a itaat
etmek olduğu önemle vurgulanır.
15. 58-61
ayetler arasında ise çocukların anne ve babalarının ev ve odalarına izin almadan
girmemeleri gerektiği, yaşlı kadınların başlarını örtmede biraz esnek
davranabileceği, evlerinde yemek için izin istemeye gerek duyulmayan kimseler
ile ilgili konular geçmektedir.
16- 62-64
ayetler arasında ise müminlerin toplu işlerde izin almadan kaytarmamaları,
peygamberi çağırırken, ondan söz ederken sıradan bir insandan söz eder gibi söz
edilmemesi gerektiği ve son olarak göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’a
aittir vurgusu yapılarak Sûre biter.
Furkan Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 68-70. âyetlerin Medine döneminde indiği konusunda
bir rivayet de vardır. 77 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “el-Furkân”
kelimesinden almaktadır. Furkân, “hak ile batılı birbirinden ayıran” demek olup
Kur’an’ın isimlerinden biridir.
Sûrede
temel konular olarak Hz. Peygamber’in tüm insanlığa gönderildiği, onun tebliğ
sırasında karşılaştığı zorluklar ve şirkin kökünün kazınacağı, geçmiş ümmetlerin
hayatlarından bazı örnekler de verilerek ele alınmaktadır.
Furkan
sûresi, Allah Teâlâ’nın yüceliğini, evrendeki hükümranlığının mutlaklığını
vurgulayan ve O’nu ulûhiyyetine yakışmayan niteliklerden tenzih eden âyetlerle
başlar; Kur’an’ın ilâhî kaynaklı ve Hz. Muhammed’in hak peygamber olduğu
hususundaki kuşkuları reddeden açıklamalarla devam eder. Ortaya konan delillere
rağmen bu gerçekleri inkâr edenlerin, inat ve inkârları yüzünden âhirette
uğrayacakları âkıbet hakkında bilgi verilerek uyarılarda bulunulur. Özellikle
Hz. Muhammed’in peygamberliğini inkâr edenlerin, onun beşerî sıfatlara sahip
olduğunu ileri sürerek bu durumu kendisi için bir kusurmuş gibi
değerlendirmeleri eleştirilir. Daha sonra Hz. Peygamber için bir teselli olması
maksadıyla geçmiş peygamberlerin de bu tür düşmanca davranışlara mâruz
kaldıklarına dair örnekler verilir. Allah’ın yaratıcılığı ve evren üzerindeki
hükümranlığını konu alan âyetlerin ardından Allah’ın has kullarının iman, ibadet
ve ahlâka dair güzel hasletlerinden örnekler verilir ve bunların âhirette elde
edecekleri mutluluktan söz edilir.
17. 1-20
ayetler arasında Allah teâlânın yüceliğinden, ondan başka ilah olmadığından,
ilah olarak kabul edilenlerin fayda veya zarar veremeyeceğinden söz edilir.
Müşriklerin peki hakkındaki şüpheleri, peygamberine insan olarak kabul etmekte
zorlandıkları, yemek yiyip içen, çarşı pazarda geçim derdine düşen bir kişinin
peygamber olamayacağını iddia ederler. Cehennemin uğultusunun çok uzaklardan
bile duyulacağı, bunun için cehenneme götürecek amellerden uzak durmaktan, son
olarak da tüm peygamberlerin insan olduğu vurgusu yapılır ve cüz biter.
|