Kur'an-I Kerimi Tanıyalım

Yirminci Cüzün Özeti
1. Yirminci
cüzde Neml Sûresinin 56-93 ayetleri, Kasas Sûresinin tamamı ile Ankebut
Sûresinin 45 ayeti yer almaktadır.
Neml Sûresi
2. 54-58
ayetler arasında Hazreti Lut’un helak edilen kavminden bahsedilir. Bu iğrenç
halk Hazreti Lut’u iffetli olmakla suçlayıp şehri terk etmelerini istediler.
Onur yürüyüşü adı altında sokaklarda iffetsizce yürüyüş yapan ahlaksızların
sözlerine ne kadar da benziyor!
3. 59-81
ayetler arasında Allah teâlânın yüceliğinden bahsedilir. Gökleri ve yeri kim
yarattı? Dağları sağlam bir şekilde kim yerleştirdiği? Denizde size yön bulmayı
kim öğretti? Suları indiren, rüzgarları kim gönderdi? Allah yaptı tüm bunları.
Allah ile beraber bir ilah daha var mı? elbette yok. Tüm hakikatlere rağmen yine
de inanmam diyen günâhkârlar için de üzülme, diyor Rabbimiz. Rabbinin verdiği
nimetler çoktur. Rabbin gizli şeyleri de bilir. Sen kulağını hakk’a kapatanlara
söz duyuramazsın.
4. 82-93
ayetler arasında kıyametin kopacağı, koptuktan sonra çetin bir hesaba
çekileceği, iyilikle gelenlerin mükâfatını göreceği, kötülük ile gelenlerin ise
yüzlerinin üzerine sürtülerek cehenneme götürülecekleri anlatılır.
وَقُلِ الْحَمْدُ لِلّٰهِ سَيُرٖيكُمْ اٰيَاتِهٖ فَتَعْرِفُونَهَاؕ وَمَا رَبُّكَ
بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
“Ve şunu da söyle: “Hamd Allah’a mahsustur. O, işaretlerini size gösterecek, siz
de onları görüp tanıyacaksınız. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.”
ayeti ile Sûre biter.
Kasas Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen
“el-Kasas” kelimesinden almıştır. Kasas, kıssalar anlamında olup Kur’an’da geçen
kıssa ve olaylar için kullanılır.
Başlangıçta Kur’an’ın aydınlatıcı âyetlerine dikkat çekildikten sonra büyük bir
kısmında Hz. Mûsâ’nın hayat hikâyesi ve Firavun’la olan mücadelesi anlatılmakta;
Şuarâ ve Neml sûrelerinde kısa olarak geçen konulara dair tamamlayıcı bilgiler
verilmektedir. Ayrıca Mekkeli müşriklerin Kur’an’a ve Hz. Peygamber’e karşı
olumsuz tutum ve davranışları ile Ehl-i kitabın olumlu davranışlarından söz
edilmekte, büyük bir servetin sahibi olan Karun’un kıssasından kesitler
verilerek mümin zihniyet ile inkârcı zihniyet arasındaki fark ortaya
konmaktadır. Sûrenin son bölümünde Mekke’nin fethine işaret edilerek Hz.
Peygamber teselli edilmekte, Allah’ın âyetlerine bağlı kalması ve O’ndan başka
hiçbir tanrı tanımaması istenmekte, var edilenlerin hepsinin yok olacağı ve
hükümranlığın yalnız Allah’a ait olduğu hatırlatılarak sûre son bulmaktadır.
5. 1-6
ayetler arasında kibirlenen ve kendisini ilah gören firavun ve ona itaat eden
halkına bir uyarı verilmekte, zayıf ve mustazafların ise iktidara sahip
olacakları anlatılır.
6. 7-13
ayetler arasında Hazreti Musa’nın, annesine gelen ilham ile bir sepete konularak
nehre bırakılması, kız kardeşinin sepeti takip etmesi, nihayet sepeti firavunun
karısına denk gelmesi, Firavunun karısının bu çocuğa sevgi besleyerek onu
büyütmek istemesi, bebek Musa’nın kimseden süt içmemesi ve sonunda süt anne
niyetine yine annesine verilmesi anlatılır. Bir çok hikmet vardır bunlarda.
7. 14-22
ayetler arasında gençlik yaşına gelen Musa’nın istemeyerek firavun ailesinden
birisini öldürmesi ve bunun duyulması, Musa’nın şehri terk etmesi ve Medyen’e
kaçması anlatılır.
8. 23-28
ayetler arasında Hazreti Musa’nın Medyen şehrinde çobanlık yapan ve kuyunun
yanında hayvanlarını sulamak için bekleyen iki kızı görmesi, onlara yardım
etmesi, onların bu durumu babalarına anlatması, babaları olan Şuayb peygamberin
hazreti Musa’dan yanında on yıl çalışmasını istemesi bunun karşılığında ona eş,
iş ve aş vermesi konuları anlatılır.
9. 24-35
ayetler arasında Hazreti Musa’nın on yıl sonra ailesi ile birlikte geri dönmesi,
yolda Tur dağında bir parıltı görmesi, orada Rabbi ile konuşması anlatılır.
Rabbi ona firavuna gidip uyarılar vermesini emreder. Musa yıllar önce yaptığı
olayı söyler. Allah teâlâ ona destek çıkacağını ve Harun’u da onunla birlikte
peygamber olarak göndereceğini söyler.
10. 36-50
ayetler arasında Firavunun iman etmemesinden, daha da azgınlık göstermesinden ve
kendisini ilah olarak ilan etmesinden bahsedilir. Sonra peygamber efendimize bu
olayların özeti ve bazı hikmetleri anlatılır.
11. 51-75
ayetler arasında ise peygamber gönderilmeden bir halkın helak edilmeyeceği,
peygamberin istediği kimseleri hidayete erdiremeyeceği ve ahiret ahvali ile
ilgili bazı konulara temas edilmiştir.
12.
76-88 ayetler arasında Karun’dan bahsedilir. Çok zengin ve bilgili olan Karun
şımarır ve kendisini büyük görmeye başlar. Karun gibi zengin olmak isteyenler
olur. Ama Karun bir müddet sonra malıyla birlikte yerin dibine geçirilir. İşte
dünya hayatı budur. 83. Ayette
تِلْكَ الدَّارُ الْاٰخِرَةُ نَجْعَلُهَا لِلَّذٖينَ لَا يُرٖيدُونَ عُلُواًّ فِي
الْاَرْضِ وَلَا فَسَاداًؕ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقٖينَ
Onu yer yüzünde kibirlenmeyen ve fesat çıkarmayan kimselere bırakacağız ayeti ve
وَلَا تَدْعُ مَعَ اللّٰهِ اِلٰهاً اٰخَرَۘ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَࣞ
كُلُّ شَيْءٍ هَالِكٌ اِلَّا وَجْهَهُؕ لَهُ الْحُكْمُ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Allah ile birlikte kimseye ibadet etmeyin ayeti ile Sûre biter.
Ankebut Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen
“el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, örümcek demektir.
Ankebût
sûresinin ana konusu, doğru inanca sahip olmak ve bu minval üzere yaşamaktır.
Sûre insanoğlunun başı boş yaratılmadığını, Allah karşısında sorumlu olduğunu,
dolayısıyla bir imtihan hayatı yaşadığını bildiren âyetlerle başlar ve Allah’ın
gerçek müminlerle münafıkları mutlaka birbirinden ayıracağını bildirir. Daha
sonra Nûh, İbrâhim, Lût ve Şuayb peygamberlerle Âd ve Semûd kavimlerinin yanı
sıra Mûsâ ile ilgili kıssaların ibret alınması gereken yönleri özetlenir.
Namazın mahiyeti ve ahlâkî yararları hatırlatılır. Mekke putperestlerinin Hz.
Peygamber ve Kur’an’la ilgili kuşkuları ve itirazları cevaplandırılır; onların
iman konusunda içine düştükleri çelişkilere değinilir. Allah yolunda içtenlikle
çaba gösterenlere Allah’ın destek ve yardımını müjdeleyen âyetle son bulur.
Dârekutnî’nin Sünen’inde (II, 64) nakledilen bir hadise göre Hz. Âişe,
“Resûlullah aleyhisselâm, güneş ve ay tutulmalarında dört rükûlu, dört secdeli
iki rek‘at namaz kılar, bu namazın ilk rek‘atında Ankebût veya Rûm sûresini,
ikinci rek‘atında Yâsîn sûresini okurdu”
demiştir.
13.
1-13 ayetleri arasında anlatılan bazı hakikatler şunlardır.
اَحَسِبَ النَّاسُ اَنْ يُتْرَكُٓوا اَنْ يَقُولُٓوا اٰمَنَّا وَهُمْ لَا
يُفْتَنُونَ
Sadece iman ettik demekle kurtulacağınızı mı zannediyorsunuz? İmtihanlar da
gelecek. İnsan anne ve babasına itaat etsin. Hatta müşrik olsalar bile. Sadece
dini konularda onlara itaat etmeyecek. İnsanları bile bile günaha sürükleyenler
hem kendi günahlarının hem de günaha sevk ettikleri kimselerin günahlarının
aynısını yüklenecek.
14.
14-27 ayetler arasında önce hazreti Nuh’tan sonra da hazreti İbrahim’den
bahsedilir. İbrahim peygamberi yakmak için müşriklerin tuzak kurduğu anlatılır.
Hazreti ibrahim müşriklere şu hakikatı haykırır:
…….
وَاعْبُدُوهُ وَاشْكُرُوا لَهُؕ اِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Siz dünyada iken aranızdaki bazı muhabbetler nedeniyle putlara sevgi besliyor,
onlara ibadet ediyorsunuz. Ancak kıyamet günü bir birinizi lanetleyeceksiniz.
15.
28-35 ayetler arasında Hazreti Lut’un helak edilen pis kavminden bahsedilir.
Onlar iğrenç işler yaparlar. Hazreti Lut onları uyarır ama onlar uyarılara kulak
asmazlar. Allah teâlâ da onları büyük bir azap ile cezalandırır. Onların üzerine
volkanik taşlar ve küller gönderir.
16. 36-45
ayetler arasında ise diğer peygamberlerden ve helak edilen halklarından kısaca
söz edilir. Allahtan başkasına ibadet edenlerin, örümceğin tuzağına düşmüş av
gibi oldukları vurgulanır. Bu kıssa ve olaylardan akıllı kimselerin ders
çıkardığı anlatılır. Son olarak
اُتْلُ مَٓا اُو۫حِيَ اِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَاَقِمِ الصَّلٰوةَؕ اِنَّ
الصَّلٰوةَ تَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَٓاءِ وَالْمُنْكَرِؕ وَلَذِكْرُ اللّٰهِ
اَكْبَرُؕ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ
Sana gelen Vahyi oku. Namaz kıl. Zira namaz fuhuştan alıkoyar. Allahı zikretmek
en büyük ibadettir, denilir ve cüz biter.
|