Kur'an-I Kerimi Tanıyalım

Yirmi Sekizinci Cüzün Özeti
1. Yirmi
Sekizinci cüzde Mücadele, Haşr, Mümtehine, Saff, Cuma, Münafikun, Teğabun, Talak
ve Tahrim Sûreleri yer almaktadır.
Mücadele Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 22 âyettir. Sûre, adını ilk âyette sözü edilen
olaydan almıştır. “Mücâdele”, münakaşa etmek, tartışmak demektir. Bir adamın
“zıhâr” yaptığı karısı, Hz. Peygambere gelerek onu şikâyet etmiş ve Hz.
Peygamberle de tartışmıştı.
Sûrede
başlıca, zıhar, zıhar keffareti gibi bazı dînî hükümler ile birtakım görgü
kuralları ve mü’minlerin inanmayanlara karşı takınmaları gereken tavır konu
edilmektedir.
2. Zihar
konusunda hazreti peygamberle konuşan bir kadının durumu üzerine nazil olmuştur.
Cahiliye döneminde bazı erkekler eşlerine Zihar yaparlardı. Zihar: Bir erkeğin
karısına “sen annem gibisin, bacım gibisin, elin annemin eli gibi olsun,
sırtın annemin sırtı gibi olsun” ve benzeri sözler söylemesidir. Böyle
söyledikleri zaman kadın boşanmış sayılmadığı gibi, kocasına da eş kabul
edilmezdi. Ne kocaya varabilir ne de eski kocasının eşi kabul edilirdi.
İslamiyet bu tür sözleri bir cezaya çarptırmıştır.
3. 1-4
ayetler arasında zihar olayı ve hükümleri vardır. Buna göre bir erkek zihar
sözleri söylerse ceza olarak varsa bir köle azat edecek, köle yoksa altmış gün
oruç tutacak, oruç tutamayacak durumda ise altmış fakiri doyuracaktır.
4. 5-13
ayetler arasında Allah ve Resulüne karşı gelenlerin alacağı ceza, Allah teâlânın
tüm gizli konuşmalara vakıf olduğu, hayırlı işler hariç fısıltı ve gizli işlerin
şeytanın işi olduğu, meclisleri yeni gelenlere açık tutma ve peygambere gereksiz
yere soru sormamak gerektiği anlatılır.
5. 14-22
ayetler arasında şeytanın etkisi altına girmiş şeytan askeri olmuş münafıkların
durumu ve Allah’tan başka otorite kabul etmeyen müminlerin durumundan
bahsedilir.
Haşr Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 24 âyettir. Sûre, adını ikinci ayette geçen “el-Haşr”
kelimesinden almıştır. Haşr, toplamak demektir.
Sûrede
başlıca, Medine’de yaşamakta olan ve Hz.Peygamberle yaptıkları antlaşmaya ihanet
ederek İslâm toplumunu ortadan kaldırmak üzere Mekkeli müşriklerle ittifak yapan
Nadîroğulları’nın Medine’den topluca sürülmesi hadisesi ile Yahudilerle antlaşma
yapan münafıklar konu edilmektedir.
Ma’kıl b.
Yesâr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve
sellem) şöyle buyurdu:
مَنْ قَالَ حِينَ يُصْبِحُ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ أَعُوذُ بِاللَّهِ السَّمِيعِ
الْعَلِيمِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ وَقَرَأَ ثَلاَثَ آيَاتٍ مِنْ آخِرِ
سُورَةِ الْحَشْرِ وَكَّلَ اللَّهُ بِهِ سَبْعِينَ أَلْفَ مَلَكٍ يُصَلُّونَ
عَلَيْهِ حَتَّى يُمْسِيَ وَإِنْ مَاتَ فِي ذَلِكَ الْيَوْمِ مَاتَ شَهِيدًا وَمَنْ
قَالَهَا حِينَ يُمْسِي كَانَ بِتِلْكَ الْمَنْزِلَةِ
“Kim sabah
olduğunda üç kere Eûzû billahissemiil âlimi minşeytanirracim (Allah’ın
rahmetinden kovulan taşlanmış şeytanın şerrinden her şeyi bilen Allah’a
sığınırım) diyerek; Haşr sûresinin sonundan üç âyet okursa, Allah o kimseye
yetmiş bin melek vekil eder de o melekler akşama kadar o kimseyi duâ ve istiğfar
ederler. Eğer o gün ölürse şehîd olarak ölür. Akşam olunca okuyan kimse de
sabaha kadar aynı durumdadır.” (Tirmizî,
“Sevâbü’l-Kur’ân”, 22)
6. 1-10
ayetler arasında Yahudilerin sürgün edilmesi, savaşta elde edilen ganimeti
taksim edilmesi, kendilerine hicret eden muhacirlere evlerini ve gönüllerini
açan ensarın Allah katındaki değeri ve Müminlerin kendilerinden önce gelen diğer
müminlere dua etmesinden bahsedilir.
7. 11-17
ayetler arasında münafıkların yapmayacakları sözler vermesinden, münafıkların
Allah’tan korkmak yerine müminlerden korkması, şeytanın önce insanı kandırıp
Allah’ın huzurunda ise insanı kendi başına bırakması anlatılır.
8. 18-24
ayetler arasında insanın yarın ne hazırladığına bakması gerektiği ve Allah’ın
güzel isimleri anlatılır.
Mümtehine Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 13 âyettir. Onuncu âyette, Hudeybiye antlaşmasından
sonra müşrikler arasından çıkıp Medine’ye gelen ve müslüman olduklarını söyleyen
kadınların imtihan edilmeleri emredildiği için sûreye mecazen, “imtihan eden”
anlamında “mümtehine” denmiştir.
Sûrede
başlıca, Allah için sevmek, Allah için buğz etmek ve müslümanlarla kâfirler
arasındaki ilişkilere dair bazı uyarılar konu edilmektedir.
9. 1-9
ayetleri arasında Allah’a ve Müminlere düşmanlık yapanların velayetini kabul
etmemek gerektiği, kıyamet gününde hiçbir şeyin fayda vermeyeceği, Hazreti
İbrahim’in kendi babasına bile yardım edemeyeceği, İbrahim peygamberde müminler
için güzel öğütlerin olduğu, Müslümanları öldürmeyen ve onlara zarar vermeyen
kimselere karışmamak gerektiği anlatılır.
10. 10-13
ayetler arasında Mekke’den Medine’ye gelen kadınlara soru sorulması (imtihan)
gerektiği, eğer dini gerekçelerle kaçmışsa ona sahip çıkılması gerektiği, ancak
şahsi nedenler yüzünden kaçmışsa iade edilmesi gerektiği anlatılır.
Saff Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 14 âyettir. Sûre, adını 4. âyette geçen “saff”
kelimesinden almıştır. Saff, sıra, dizi demektir.
Sûrede
başlıca, Allah yolunda cihadın fazileti konu edilmektedir.
11..
1-14 ayetler arasında verilen sözü yerine getirmek gerektiğinden, aksi takdirde
bu durumun Allah’ın öfkesine sebebiyet vereceğinden, Hazreti İsa’nın peygamber
efendimizin geleceğini müjdelemesinden, azaptan kurtaracak olan ticaretten, bu
ticaretin: Allah’a iman, peygambere iman etmek, mal ve can ile Allah yolunda
çalışmaktan ibaret olduğundan ve Allah’ın dininin yardımcıları olmak
gerektiğinden bahsedilir.
Cuma Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 11 âyettir. Sûre, adını 9. âyette geçen “el-Cumu’a”
kelimesinden almıştır.
Sûrede
başlıca, Hz. Muhammed’in peygamber olarak gönderilişi, Yahudilerin Allah’ın
dininden yan çizmeleri ve Cuma namazı ile ilgili bazı hükümler konu
edilmektedir.
12. 1-11
ayetler arasında Allah’ı göklerde ve yerde olan herşeyin tesbih ettiğinden,
peygamberin öneminden, dinlerinin gereğini yerine getirmeyenlerin kitap yüklü
merkep gibi olduğundan, Cuma ezanı okunduğu zaman namaza gelmekten ve hatibi
hutbede dinlemek gerektiğinden bahsedilir.
Münafikun Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 11 âyettir. Sûre, münafıkların genel karakter ve
özelliklerinden bahsettiği için bu adı almıştır.
13. 1-11
ayetler arasında münafıkların peygamberin huzuruna çıktıkları zaman doğruları
konuştukları ama gerçekte yalancı oldukları, istiğfara yanaşmadıkları, yalan
söyledikleri kesin olmasına rağmen yine de inkâr ettikleri, ölüm gelmeden önce
infakta bulunmak gerektiği anlatılır.
Teğabun Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 18 âyettir. Sûre, adını 9. âyette geçen “et-Teğâbun”
kelimesinden almıştır. Teğâbun, aldanma demektir. İnanmayanların aldanışları,
Kıyamet gününde açıkça ortaya çıkacağı için bugüne “Yevmü’t-Teğâbun (aldanma
günü)” denmiştir.
Sûrede,
başlıca mü’min olsun, kâfir olsun herkesin eksiklik ve kusurlarının kıyamet günü
açığa çıkacağı konu edilmektedir.
14. 1-18
ayetler arasında Allah’ı göklerde ve yerde olan herşeyin tesbih ettiğinden,
kafirlerin kıyametten sonra dirileceklerine inanmadıkları, kıyamet koptuktan
sonra bazı insanların beklentileri çıkmayacağı için aldanmış oldukları, eşlerden
ve çocuklardan bazılarının düşman oldukları, onlara karşı dikkatli olmak
gerektiği, gücün yettiği kadar Allah’tan korkmak gerektiği ve ihtiyaç
sahiplerine ödünç vermek gerektiği anlatılır.
Talak Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 12 âyettir. Sûre, adını işlediği konudan almıştır.
“Talâk“ boşamak demektir.
Sûrede
talâk ile ilgili diğer bazı hükümler konu edilmektedir.
15. 1-12
ayetler arasında boşanmadan, boşanma sonrası tahakkuk eden nafaka, iddet ve
mesken hakkından, takvalı olmanın insana çok şey kazandıracağından, Allah’ın
emirlerine karşı gelenlerin şiddetli bir şekilde hesaba çekileceğinden ve Allah
teâlânın yüceliğinden bahsedilir.
Tahrim Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 12 âyettir. Sûre, adını Hz. Peygamber’in, helâl olan
bir şeyi kendisine haram kıldığından söz eden ve “Tahrîm Âyeti” diye
adlandırılan birinci âyetten almıştır. Tahrîm, haram kılmak demektir.
Sûrede
başlıca, Hz. Peygamber’in eşleriyle olan bazı münasebetleri ile, mutlu bir aile
yuvasının oluşturulmasının temel prensipleri konu edilmektedir.
16. 1-5
ayetler arasında helal olan bir şeyin gerekçe olmadan haram sayılmaması
gerektiğinden ve Allah teâlânın peygamber efendimize Kur’an Vahyi dışında da
bilgi verdiğinden bahsedilir.
17. 6-12
ayetler arasında müminlerin, ailelerini ateşten korumaları gerektiği, samimi bir
şekilde tövbe etmekten, kafir ve münafıklara karşı sert olmaktan, ayrıca Dört
kadından bahsedilir. Nuh ve Lut peygamberin nikahı altında olmasına rağmen iman
etmeyen karılarından ve Firavun gibi bir zorbanın nikahı altında olmasına rağmen
yine de iman eden firavunun eşinden bahsedilir. Dördüncü olarak Meryem’in
iffetli bir kadın olduğundan bahsedilir ve Sûre biter.
|