Kur'an-I Kerimi Tanıyalım

Otuzuncu Cüzün Özeti
Otuzuncu cüzde Nebe, Naziat, Abese, Tekvir, İnfitar, Mutaffifin, İnşikak, Buruc,
Tarık, Âla, Ğaşiye, Fecr, Beled, Şems, Leyl, Duha, İnşirah, Tin, Alak, Kadr,
Beyyine, Zilzal, Adiyat, Karia, Tekasür, Asr, Hümeze, Fil, Kureyş, Maun, Kevser,
Kafirun, Nasr, Mesed, İhlas, Felak ve Nas sûreleri yer alır.
Nebe Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 40 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “en-Nebe’”
kelimesinden almıştır. Nebe’, haber demektir.
Sûrede, ölüm ötesi hayatın varlığını ispat çerçevesinde, kıyamet, öldükten sonra
dirilme ve hesap için toplanma konularına yer verilmektedir.
Sûreyi üç bölümde incelemek mümkündür.
1. 1-16
ayetler arasında kıyametin kopmasından şüphe duyanlara “ileride farkına
varacaklar” ikazı yapıldıktan sonra Allah teâlânın varlığının delillerinden
bazıları anlatılır. Yerin bir döşek gibi yaratıldığından, dağların yere
sağlamlık kazandırmak için çivi gibi çakıldığından ve türlü türlü nimetlerin
yaratıldığından bahsedilir.
2. 17-30
ayetler arasında kıyametin kopma şeklinden ve cehenneme girenlerin karşılaşacağı
dehşetli manzaralar anlatılır.
3. 31-40
ayetler arasında ise cennete girenlerin göreceği nimetler ile Allah teâlânın
huzurunda izin almadan kimsenin konuşamayacağından ve hesap günü geldiğinde
kafirlerin toprak olmayı isteyecekleri anlatılır.
Naziat Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 46 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “en-Nâzi’ât”
kelimesinden almıştır. Nâzi’ât burada, “ruhları çekip alan melekler” demektir.
Sûrede başlıca, tevhit, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve hesap konu
edilmektedir.
1. 1-14
ayetler arasında Allah teâlânın verdiği görevleri yerine getiren meleklerin
vazifelerinden ve kıyametin kesinlikle kopacağından bahsedilir.
2.
15-26 ayetler arasında Hazreti Musa’dan ve iman etmeyen firavundan bahsedilir.
Firavun kendisini ilah olarak görecek kadar ileri gitmesine rağmen Allah teâlâ
onu uyarmak için Peygamber göndermiştir.
3. 27-46
ayetler arasında Allah teâlânın yüceliğinden, kıyametin kopacağından ve
kıyametin kopma gününün Allah’tan başka kimse tarafından bilinmediğinden ve
cehennemin dehşetli bir yer olduğundan bahsedilir.
Abese Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 42 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “abese”
fiilinden almıştır. “Abese”, “yüzünü ekşitti” demektir.
Sûrede başlıca, itikat, peygamberlik, Allah’ın kudreti ve kıyamet hâlleri konu
edilmektedir. Hazreti peygamberin uyarıldığı sûrelerden biridir.
1. 1-16
ayetler arasında hazreti peygamberin uyarılması anlatılır. Rivayetlere göre
peygamber efendimiz Mekke’nin ileri gelenleri ile bir mecliste otururken âma
olan Abdullah b. Ümmü Mektum Rasûlullah’a seslenir. Peygamber efendimiz
Mekke’nin ileri gelenlerini hep bir arada bulamadığı için yüzünü o ekşitir ve
meclise döner. Bunun üzerine Allah teâlâ peygamber efendimizi uyarır.
2. 17-32
ayetler arasında insanın nankör olduğu anlatılır. Zira o yoktan var edilmiş ve
kendisine türlü nimetler verilmiş, yine de nankörlük etmiştir.
3.
33-42 ayetler arasında kıyametin kopmasından ve koptuktan sonra aile fertlerinin
birbirlerinden kaçmaları anlatılır. Bazı yüzlerin ak bazı yüzlerin ise kara
olacağı da anlatılır.
Tekvir Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen
“küvviret” fiilinin mastarından almıştır. Tekvîr, güneşin ışığının ve
enerjisinin alınıp dürülmesi demektir.
Sûrede başlıca, kıyamet, vahiy ve peygamberlik konuları ele alınmaktadır.
1. 1-14
ayetler arasında kıyametin kopma şeklinden bahsedilir. Güneşin ışığının
alınması, yıldızların dökülmesi gibi. Ayrıca diri diri toprağa gömülen kız
çocuklarına Allah teâlâ
وَاِذَا الْمَوْءُ۫دَةُ سُئِلَتْۙ
“Neden gömüldüklerini soracak” onları gömenleri muhatap bile almayacak.
2. 15-29
ayetler arasında Allah teâlâ yeminli ifade ile Kuran’ın değerli olan Cebrail
aracılığıyla gelen bir kitap olduğu, onun şair ve kahin sözü olmadığı ve
dileyenin öğüt alacağı anlatılır.
İnfitar Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 19 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “infetarat”
fiilinin mastarından almıştır. İnfitâr, parçalanma/yarılmak demektir.
Sûrede kıyamet koparken evrende meydana gelecek olan değişim ve bazı dehşet
verici olaylar, öldükten sonra dirilme, mahşerde hesap verme ve itaatkâr
kulların varacakları cennetle isyankâr kulların gideceği cehennem gibi konular
yer almaktadır.
Mutaffifin Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 36 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen
“el-Mutaffifîn” kelimesinden almıştır. Mutaffifîn, ölçüde ve tartıda hile
yapanlar, ticarete
dolandırıcılık katan kişi demektir.
1. 1-6
ayetler arasında ölçü ve tartıda hile yapanların Allah teâlânın huzuruna
toplanıp hesap vereceği anlatılır.
2. 7-17
ayetler arasında facirlerin, günahı işlemekten utanmayanların siccin isimli
cehenneme atılacağı anlatılır. Allah teâlânın cemalinden mahrum edilecekleri
anlatılır.
3. 18-36
ayetler arasında iyilerin nimetler içinde olacakları, zira dünyada kafirlerin
alaylarına maruz kaldıkları ve sabrederek cenneti hak edişleri anlatılır.
İnşikak Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 25 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “inşakka”
fiilinin mastarı olan “İnşikâk” kelimesinden almıştır. İnşikâk, yarılmak
demektir.
1. 1-15
ayetler arasında kıyametin kopması esnasında vuku bulacak göğün yarılması, yerin
yayılması ve insanın eninde sonunda Rabbine kavuşması, hesap kitabı sağdan
verilenlerin kolaylık göreceği, kitabı soldan verilenlerin ise zorluk çekeceği
anlatılır.
2. 16-25
ayetler arasında Allah teâlâ bazı zamansal olaylara yemin vurgusu yaptıktan
sonra insanın ahiret gününde halden hale gireceğini belirtir. Bazı kimselerin
iman etmekten imtina ettiği, bazılarının ise iman ettiği vurgulanır.
Buruc Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 22 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Bürûc”
kelimesinden almıştır. Bürûc, burçlar, gökteki
yıldızlar grubuna demektir.
1. 1-11
ayetler arasında kendilerine “ashâbü’l-uhdûd” (hendek topluluğu) denilen
inkârcıların, inançlı insanlara inançları sebebiyle yaptıkları işkenceler ve
müminlerin inançları uğrunda bunlara karşı gösterdikleri sabır ve direnç ve
onlara bu azabı reva gören kafirlerin durumundan bahsedilir.
2. 12-22
ayetler arasında Allah teâlânın azabının çetin olduğundan, onun affeden ve seven
olduğundan, arşın sahibi olduğundan ve dilediğini yaptığından bahsedilir.
Tarık Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 17 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “et-Târık”
kelimesinden almıştır. Târık, şiddetle çarpan, vuran, gece gelen şey demektir.
1-17 ayetler arasında insanın kendi yaratılışına bakması gerektiği, yapıp
ettiklerinin kaydedildiği, öldükten sonra dirilmesi, Kur’an’ın muhtevasının
ciddiyet ve önemi, inkârcıların tuzaklarının er geç bozulacağı gibi konulara yer
verilmiştir.
Âla Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 19 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan ve
Allah Teâlâ’yı niteleyen “el-A’lâ” kelimesinden almıştır. A’lâ, en yüce
demektir.
Kaynaklarda, Hz. Peygamber’in A‘lâ sûresini okumaktan büyük tat aldığı;
özellikle vitir, bayram ve cuma namazlarında onu okuduğu bildirilmektedir
(bk. İbn Kesîr, VIII,
399-400; Emin Işık, “A‘lâ Sûresi”, DİA, II, 310-311).
1-19 ayetler arasında
Allah,
vahiy ve Kur’an, peygamber ve tebliğ görevi, tebliğ karşısında insanların
takındıkları farklı tavırlar ve bunun ebedî hayattaki sonuçları ele alınmıştır.
Allah teâlânın yüceliğinden, öğüdün Allah’tan korkana
fayda vereceği, eşkıya ruhlu kimseye fayda vermeyeceği ve dünya hayatı yerine
ahiret hayatının daha tercihe şayan olduğu anlatılır.
Ğaşiye Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 26 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Gâşiye”
kelimesinden almıştır. Ğâşiye, kaplayıp bürüyen demektir.
1. 1-16
ayetler arasında kıyamet günü geldiğinde yüzlerin korkudan donup kalacağı, dünya
hayatını boş şeyler ile dolduran kimsenin cehenneme atılacağı ve bazı yüzlerin
çok güzel olacağı, cennet nimetlerine kavuşacağı anlatılır.
2. 17-26
ayetler arasında Allah teâlânın varlığının delillerinden bazıları anlatılır.
Devenin yaratılışı, göklerin ve yerin yaratılış şekilleri anlatılır. Son olarak
da peygamber efendimize hitaben:
لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍۙ .
اِلَّا مَنْ تَوَلّٰى وَكَفَرَۙ .
فَيُعَذِّبُهُ اللّٰهُ الْعَذَابَ الْاَكْبَرَؕ
“Sen onların üzerine zorba değilsin. Dileyen iman eder dileyen etmez, onların
hesabının Allah’a ait olduğu vurgulanır”
Fecr Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 30 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Fecr”
kelimesinden almıştır. Fecr, tan yerinin ağarması vakti demektir
1. 1-14
ayetler arasında Allah teâlâ bazı zamansal olaylara yemin eder. Ardından
akıllarını kullanamadıkları için helak edilen kavimlerden bir kaç tanesi
anlatılır. Kendisinin daima gözetleme yaptığı vurgusu yapılır.
2. 15-30
ayetler arasında insanın nimet kazandığı zaman kendisine değer verildiğini,
nimet elinden alındığı zaman ise nankörlük yaptığı anlatılır. İnsanın kıyamet
koptuktan sonra aklını başına alacağı ama bunun da fayda vermeyeceği vurgusu
yapılır. Ardından
يَٓا اَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُࣗ
.
اِرْجِعٖٓي اِلٰى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةًۚ .
فَادْخُلٖي فٖي عِبَادٖيۙ .
وَادْخُلٖي جَنَّتٖي
Mutmain nefsin razı olunmuş bir şekilde cennete gireceği söylenir ve Sûre
biter.
Beled Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 20 âyettir. Sûre, adını ilk âyetteki “el-Beled”
kelimesinden almıştır. Beled, şehir, belde demektir
1-20 âyetler arasında öncelikle kendisini yenilmez zanneden insanın da
yenileceği anlatılır. Sonra akabe’nin ne olduğunun cevabı verilir. Son olarak da
hesap kitaplarını sağdan veya soldan alanların durumuna değinilir.
Şems Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 15 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “eş-Şems”
kelimesinden almıştır. Şems, güneş demektir
1-15 âyetler arasında Allah teala bazı zamansal olaylara yemin ettikten sonra
insana iyiliğin de kötülüğün de ilham edildiğini anlatır. Ama insan iyi olmak
yerine kötü olmayı tercih etti. Son olarak da Salih peygamberin mucizesi olan
deveyi kesenlerin karşılaşacağı ceza söylenir.
Leyl Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 21 âyettir. Leyl, gece demektir
1-21 âyetler arasında Allah teala bazı zamansal olaylara yemin ettikten sonra
insanların değişik işler yaptığını belirtir. Bazıları kötülük yapmayı huy
edindiği için ona kötülük yapmak kolay gelir. Bazıları da iyi olmayı huy
edindiği için ona iyilik yapmak kolay gelir.
Duha Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 11 âyettir. Duhâ, kuşluk vakti demektir.
1-11 âyetler arasında Allah teala bazı zamansal olaylara yemin ettikten sonra
Müşriklerin üzücü söz ve davranışlarına karşı bir teselli olmak üzere Hz.
Peygamber’e, yüce Allah’ın himayesi sayesinde çocukluğundan itibaren nice
güçlükleri aşarak bugünlere geldiği hatırlatılmakta ve kendisinin de yetime,
yoksula iyi davranması emredilmektedir.
İnşirah Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 8 âyettir. İnşirah, açılmak, genişlemek, gönül
rahatlığı demektir.
Sûrede Yüce Allah’ın Hz. Peygamber’e mânevî lütufları özetlenmekte, her güçlükle
birlikte mutlaka bir kolaylığın olduğu bildirilerek Mekke’de putperestlerin
baskısı yüzünden sıkıntı çeken Resûlullah ile müslümanlara teselli ve ümit
verilmekte; onlardan Allah’a ibadet ve itaatlerini sürdürmeleri istenmektedir.
Tin Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 8 âyettir. Tîn, incir demektir.
1-8 âyetler arasında incir, zeytin, Sina dağı ve Mekke’ye yemin edilerek insanın
yüksek değeri vurgulanmış, kötü ahlâkın bu değeri düşürdüğü ifade edilmiştir.
İman edip iyi işler yapanlar övülmüş, hesap ve cezayı yalan sayanlar kınanmış,
iman eden ve salih amel işleyenler hariç insanların cehennemin dibine
girecekleri vurgusu yapılır. hüküm verenlerin en üstününün Allah olduğu
bildirilmiştir.
Alak Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 19 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “alak”
kelimesinden almıştır. Alak,
kan pıhtısı demektir.
Surede kandan yaratılan insanın okuması gerektiği, ancak insanın
kendisini ilahtan müstağni gördüğü ve Allah’a meydan okuduğu anlatılır. Allah teala da bu meydan okumaya cevap verir ve cehennem zebanileri ile bu meydan
okuyanları karşılayacağını belirtir.
Kadr Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 5 âyettir. Sûre, Kadir gecesini anlattığı için bu adı
almıştır. Kadr, azamet ,şeref ve değer demektir.
1-5 âyetler arasında kadir gecesinin değerinden ve değerini neden aldığından
bahsedilir.
Beyyine Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 8 âyettir. Beyyine, apaçık delil demektir.
Sûrede Hz. Muhammed aleyhisselâmın peygamberliği karşısında Ehl-i kitap ve
müşriklerin inkârcı tutumları eleştirilmekte; özellikle Ehl-i kitabın, bu
tutumlarıyla kendi dinlerinin özüne de aykırı davrandıkları, çünkü İslâm’ın iman
ve ibadete dair temel buyruklarıyla peygamberlik inancının o dinlerin
asıllarında da bulunduğu bildirilmektedir. Sonra müminlerin yer yüzünün en
hayırlı canlısı olduğu, kafirlerin ise en kötü canlısı olduğu vurgulanır.
Zilzal Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 8 âyettir. Zilzâl, sarsıntı, deprem demektir.
Sûrede kıyamet kopması sırasındaki şiddetli yer sarsıntısının ardından kıyamet
gününde yaşanacak olan sıkıntı ve dehşet verici haller anlatılmaktadır; ayrıca
dünyada işlenen hayır veya şerrin karşılığının âhirette ödül veya ceza olarak
alınacağı bildirilmektedir.
Adiyat Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 11 âyettir. Âdiyât, hızlı koşan atlar demektir.
Surede Allah teala atlı süvarilerin savaş durumlarını anlattıktan sonra
İnsanoğlunun nankörlüğü ve kendisinin de buna şahit olduğu, mala düşkünlüğü,
ahiret hayatı için harcama yapmaması ve bu yüzden onu kötü bir sonucun beklediği
söz konusu edilmektedir.
Karia Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 11 âyettir. “Kâri’a”, vuran, çarpan, kapıyı çalan,
yürekleri hoplatan şey demektir. Burada, kıyamet gününü ifade etmektedir.
Sûrede bazı kıyamet tasvirlerine yer verilmekte, Kıyamet dehşet verici
halleriyle kalplere korku saldığı ve o günde suçlular cezaya çarptırıldığı için
kıyamete kāria denmiştir. Bu âyetler, gerek üslûp gerekse anlam bakımından
kıyamet olayının büyüklüğünü ve şiddetini ifade ettiği gibi kıyametin ne zaman
meydana geleceğinin bilinemeyeceğini de göstermektedir. âhiret sorumluluğu
bilinci aşılayan uyarılarda da bulunulmaktadır.
Tekasür Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 8 âyettir. Tekâsür, mal, mülk ve çoluk çocuğun
çokluğuyla övünmek demektir.
Surede çoklukla övünmenin kötü bir ahlak olduğu ve her nimetin hesabının
sorulacağı vurgusu yapılır.
Asr Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 3 âyettir. Asr, çağ, ikindi vakti, uzun zaman
demektir.
Ashâb-ı kirâmdan iki kişinin karşılaştıkları zaman biri diğerine Asr sûresini
okumadan ve ardından selâm vermeden ayrılmadıkları rivayet edilir (Beyhakî,
Şu‘abü’l-îmân, XI, 348).
Surede iman edenler, salih amel işleyenler, sabrı ve hakkı tavsiyeleşenler hariç
herkesin zararda olduğu vurgulanır.
Hümeze Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 9 âyettir. Hümeze, insanları arkadan çekiştiren,
ayıplayan kimse demektir.
Sûrede insanın onuruna yakışmayacak şekilde onunla sesli veya sessiz alay etme,
insanları küçümseme, kusur arama gibi davranışlar eleştirilmekte; servete
güvenme ve onu yanlış yolda kullanmanın kişiye ne büyük zararlar getireceği
anlatılmaktadır.
Fil Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 5 âyettir. Sûre, fillerle donanmış ordusuyla Kâ’be’yi
yıkmaya gelen Ebrehe’nin helâk edilişinden bahsettiği için bu adı almıştır.
Sûrede peygamber efendimizin doğumundan önce vuku bulan fil ordusu ile ilgili
kıssa anlatılmaktadır. Kâbe’yi yıkmak isteyen Yemen’in genel valisi Ebrehe’nin
fillerle Mekke’ye hücumunu, sonuçta yok olup gitmelerini konu edinmiştir.
Kureyş Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 4 âyettir. Kureyş, Hz. Peygamberin mensup olduğu
kabilenin adıdır.
Sûrede Kureyş’e Câhiliye döneminde sağlanan ticarî kolaylıklardan, güvenlik,
zenginlik vb. imkânlardan bahsedilmekte, bunlardan dolayı yüce Allah’a minnettar
olup kulluk etmek gerektiğine dikkat çekilmektedir.
Maun Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 7 âyettir. Mâ’ûn, yardım ve zekât demektir.
Sûrede, biri Allah’ın nimetlerini ve hesap gününü inkâr eden nankör, diğeri
amellerini gösteriş için yapan riyakâr olmak üzere iki tip insan tasvir edip,
ibadetin içine riyanın karışmaması gerektiği ve yardımseverlik vurgusu yapılır.
Kevser Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 3
âyettir. Kevser, çok hayır, bereket demektir. Cennette Hz. Peygambere mahsus bir
havuzun da adıdır.
Sûrede Hz. Peygamber’e dünya ve âhirette verilen nimetlerden bahsedilmekte,
kendisine Allah’a kulluk etmesi ve kurban kesmesi emredilmektedir. Ayrıca ona
düşmanlık edenler kınanmaktadır.
Kafirun Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 6 âyettir. “Kâfirûn”, inkârcılar demektir.
Müfessirler bu sûrenin faziletiyle ilgili olarak Hz. Peygamber’in, “Kul
hüvellahu ehad Kur’an’ın üçte birine denktir, Kul yâ eyyühel-kâfirûn ise dörtte
birine denktir” buyurduğunu; Sahâbe’den birine, “Uyumak üzere yatağına
yattığında Kul yâ eyyuhelkâfirûn sûresini oku; bunu okursan şirk inancına
sapmaktan korunursun” dediğini naklederler
(İbn Kesîr, VIII, 526; Şevkânî, V, 597-598).
Sûrede Hz. Peygamber’in inkârcılarla şirk ve sapkınlıkta birleşemeyeceği kesin
bir üslûpla ifade edilmekte ve inancın şirkten uzak tutulması istenmektedir.
Nasr Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 3 ayettir. Nasr, yardım ve zafer demektir.
Sûrede Allah’ın Hz. Peygamber’e nasip ettiği zafer, fetih ve fetih sonrası
insanların grup grup İslâm’a girmelerinden bahsedilmektedir. Allah’tan gelen
yardım ne kadar büyük olursa olsun daima istiğfar ve tevbeyi bırakmaması
gerektiği anlatılır.
Tebbet Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 5 âyettir. “Tebbet”, kurusun, kahrolsun demektir. Ve ellerin
kuruması anlamında beddua olarak kullanılır.
Sûrede Hz. Peygamber’in amcası olup ona karşı düşmanca davranışlar sergileyen
Ebû Leheb ve karısı eleştirilmekte, onlar gibi servet ve gücüne güvenenlerin acı
sonu bildirilmektedir. Peygamber efendimize sürekli sıkıntı çıkaran Ebu Leheb ve
karısının beraberce cehenneme gireceği anlatılır.
İhlas Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 4 âyettir. İhlâs, samimi olmak, dine içtenlikle
bağlanmak demektir.
Allah’a bu sûrede anlatıldığı şekilde inanan, tevhit inancını tam anlamıyla
benimsemiş ihlâslı bir mü’min olacağı için sûre bu adla anılmaktadır.
Hz. Peygamber bu sûrenin önemi ve fazileti hakkında söyle buyurmuştur:
وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ إِنَّهَا لَتَعْدِلُ ثُلُثَ الْقُرْآنِ
“Varlığım elinde olan Allah’a yemin ederim ki bu sûre Kur’an’ın üçte birine
denktir”
(Buhârî, “Tevhîd”, 1).
Yine Hz. Peygamber, sevdiği için bu sûreyi her namazda okuyan bir sahâbîye,
إِنَّ حُبَّهَا أَدْخَلَكَ الْجَنَّةَ
“Onu sevmen seni cennete götürür”
müjdesini vermiştir
(Tirmizî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 11, “Tefsîr”, 93; diğer hadisler için bk. İbn
Kesîr, VIII, 539-546).
Sûrede Allah tealanın tek ilah olduğu, kimseye muhtaç olmadığı, kimsenin babası
ya da evladı olmadığı ve kimsenin ona denk olmadığı anlatılıp tevhit inancının
önemine dikkat çekilmiştir.
Felak Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 5 âyettir. Felak, yarılma demektir. Burada sabahın
geceden yarılarak çıkması anlamındadır.
Hz. Peygamber sahâbeden Ukbe b. Âmir’e şöyle buyurmuştur:
“Görmedin mi? Bu gece benzeri asla görülmemiş âyetler indirildi: Kul eûzü bi-rabbi’l-felak
ve Kul eûzü bi-rabbi’n-nâs”
(Müslim, “Müsâfirîn”, 264).
Resûlullah, Felak ve Nâs sûrelerinin en güzel sığınma duaları olduğunu açıklamış
ve çok okunmasını tavsiye etmiştir (Dârimî,
“Fezâilü’l-Kur’ân”, 25. Bu iki sûrenin faziletiyle ilgili diğer rivayetler için
bk. İbn Kesîr, VIII, 550-553).
Sûrede bazı kötülüklerden dolayı Allah’a sığınılması öğütlenmektedir. her türlü
yaratığın şerrinden sabahın rabbine sığınılması gerektiği anlatılır.
Nas Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 6 âyettir. Nâs, insanlar demektir.
Sûrede sinsice kötülüğe sürükleyen cinlerin ve insanların şerrinden Allah’a
sığınılması öğütlenmektedir. her türlü maddi ve manevi sıkıntıdan, nazardan,
büyüden Allah’a sığınılması gerektiği anlatılır.
|