Kur'an-I Kerimi Tanıyalım

Dokuzuncu Cüzün Özeti
1. Dokuzuncu
cüz Araf Suresi 88. ayetle başlar. Sure 206. ayetle biter ve Enfal Suresi 40.
ayetle devam ederek cüz biter.
2. Şuayb
Peygamberin halkına yaptığı nasihatlerle başlayan sure 94-102 ayetler arasında
kendilerine peygamber gelmiş halkların çoğunlukla iman etmediklerini anlatır.
3. 103-
174 ayetler arasında Hazreti Musa’nın mücadelesi anlatılır. Firavun ve
sihirbazlarla olan diyaloğu, sihirbazların iman etmesi ve şehit olmaları,
Hazreti Musa’nın Mısır’ı terk etmesi, Allah ile konuşması, onu görmek istemesi,
Tur dağının yerinden çıkarılması ve İsrailoğullarının üzerine yükseltilmesi,
cumartesi yasağına karşı gelinmesi gibi olaylar bu ayetler arasında
anlatılmaktadır.
4. 175-176
ayetlerde
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَاَ الَّـذٖٓي اٰتَيْنَاهُ اٰيَاتِنَا فَانْسَلَخَ مِنْهَا
فَاَتْبَعَهُ الشَّيْطَانُ فَكَانَ مِنَ الْغَاوٖينَ
Belam’dan bahsedilir. Değerli bir adamken sonradan yoldan sapması anlatılır.
5. 187.
ayette
يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ اَيَّانَ مُرْسٰيهَاؕ قُلْ اِنَّمَا عِلْمُهَا
عِنْدَ رَبّٖيۚ لَا يُجَلّٖيهَا لِوَقْتِهَٓا اِلَّا هُوَؕ ثَقُلَتْ فِي
السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِؕ لَا تَأْتٖيكُمْ اِلَّا بَغْتَةًؕ يَسْـَٔلُونَكَ
كَاَنَّكَ حَفِيٌّ عَنْهَاؕ قُلْ اِنَّمَا عِلْمُهَا عِنْدَ اللّٰهِ وَلٰكِنَّ
اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
Kıyametin bilgisi sadece Allaha aittir denilmekte ve sonraki ayette de bu konuda
peygamberin dahi bilgilendirilmediği anlaşılmaktadır.
6. 189-190
ayetler arasında ise
وَ الَّذٖي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا
لِيَسْكُنَ اِلَيْهَاۚ فَلَمَّا تَغَشّٰيهَا حَمَلَتْ حَمْلاً خَفٖيفاً فَمَرَّتْ
بِهٖۚ فَلَمَّٓا اَثْقَلَتْ دَعَوَا اللّٰهَ رَبَّهُمَا لَئِنْ اٰتَيْتَنَا
صَالِحاً لَنَكُونَنَّ مِنَ الشَّاكِرٖينَ
Allahtan sağlıklı evlat isteyip şükredeceklerini söyleyen ama sözlerinde
durmayan bir aileden bahsedilir.
7. 204.
Ayette
وَاِذَا قُرِئَ الْقُرْاٰنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَاَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ
تُرْحَمُونَ
Kuran okunduğu zaman onu dinlemenin önemine dikkat çekilmiştir.
8. son
ayet 206’da
اِنَّ الَّذٖينَ عِنْدَ رَبِّكَ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهٖ
وَيُسَبِّحُونَهُ وَلَهُ يَسْجُدُونَ
Meleklerin kulluk yaparken kibir göstermedikleri vurgulanır. Sure bu ayetle de
biter.
Enfal Suresi Medine döneminde hicretin ikinci yılında Bedir savaşından sonra
inmiştir. 75 âyettir. Sûre, adını ilk ayetteki “el-Enfâl” kelimesinden almıştır.
Hicretin üzerinden bir buçuk yıl geçip ramazan ayı gelince müslümanlar Medine
yakınlarındaki Bedir mevkiinde, Mekkeli müşriklerle ilk önemli savaşlarını
yapmışlardı. Savaş müslümanların zaferiyle sonuçlanmış, düşmandan ganimet de
elde edilmişti. Ganimetlerin paylaşımı konusunda daha önceden uygulanarak sabit
olmuş İslâmî bir kural bulunmadığı için, doğrudan çarpışmaya katılanlarla cephe
gerisinde hizmet verenler, gençlerle yaşlılar, teşvik vb. maksatlarla
kendilerine ödül vaad edilmiş kimselerle buna razı olmayanlar arasında ihtilâf
çıkmıştı. Ayrıca bu savaşta kardeşini şehid vermiş olan Sa‘d b. Ebû Vakkās da
müşriklerden Saîd b. Âsî’yi katletmiş, maktulün kılıcını alarak Resûlullah’a
gelmiş, bunun kendisine verilmesini istemişti. İşte bu olaylar ve talepler
üzerine daha Bedir’den ayrılmadan ve ganimetler paylaştırılmadan sûrenin ilk
âyeti nâzil olmuştur. Bazı müfessirlere göre Hz. Peygamber’i ve müminleri savaşa
teşvik eden, iman cephesinin bire karşı on kişiyle savaşsalar bile galip
geleceklerini bildiren 64-65. âyetler savaştan önce gelmiştir. Şu halde sûrenin
Medine’de, Bedir Savaşı sırasında gelmeye başladığı kesinlik kazanmakta,
tamamlanmasının ise daha sonraki zamanlarda olduğu anlaşılmaktadır
Kur’an-ı Kerîm’in bir özeti olan Fâtiha sûresinde Allah’ın lutfuna mazhar
olanlarla O’nun gazabına uğrayanlardan ve doğru yoldan sapanlardan söz edilmiş,
yalnız Allah’a kulluk eden ve sadece O’ndan yardım dileyenlere doğru yoldan
ayrılmamaları telkin buyurulmuştu. Kulluk yolundan sapanların bir kısmı bu yolda
sebat edenlere düşman oldukları ve onlara hayat hakkı tanımadıkları için tarih
boyunca hak ile bâtılın mensupları arasında mücadele devam etmiştir. Bu
mücadelenin bazan kaçınılmaz hale gelen şekillerinden biri de savaştır. Sûrenin
asıl konusu Bedir örneğinden hareketle genel olarak savaşın amacı, barış,
savaşta ele geçen esirler ve ganimetle ilgili hükümlerdir. Kur’an’ın temel amacı
insanlara iman, ibadet ve ahlâk değerlerini kazandırmak olduğu için sûrede yeri
geldikçe bu doğrultuda şu konulara yer verilmiştir:
a. Gerçek bir müminde bulunması gereken nitelikler,
b. Hicret,
c. Allah’ın ihlâslı ve fedakâr kullarına müstesna yardımları,
d. Allah ve resulüne itaatin gerekliliği ve sonuçları,
e. Takva ahlâkı ile hakkı bâtıldan ayırma bilinci arasındaki ilişki,
f. İnkârın dünya ve âhiret hayatında insana getirdikleri,
g. Allah’ın lutuf, nimet ve cezasının, kulların kendilerini değiştirme ve
iyileştirme çabalarıyla bağlantısı,
h. Maddî ve mânevî değerleri koruyabilmek ve meşrû savunmayı gerçekleştirebilmek
için gerekli olan stratejik donanım ve hazırlık,
j. Müminler arasındaki birlik ve dayanışma ilişkisinin (velâyet) şartları ile
boyutları
9. Enfal
ganimet demektir. Devletin savaş yoluyla kazandığı ganimetler devlet malıdır.
devlet bunu sosyal yerlere harcar.
10. 5.
ayette
كَمَٓا اَخْرَجَكَ رَبُّكَ مِنْ بَيْتِكَ بِالْحَقِّࣕ
وَاِنَّ فَرٖيقاً مِنَ الْمُؤْمِنٖينَ لَكَارِهُونَۙ
Bazı müminlerin gevşek davrandığı, savaş gibi önemli kararlarda isteksiz
oldukları anlatılır. Devlet başkanına karşı gelen her kişi münafık değildir.
bazen nefsani duyguların da buna sebep olduğu aşikardır.
11. Sure
esasında Bedir savaşı ve sonuçları üzerinde durmaktadır.
12.
5-28 ayetler arasında Bedir savaşıyla ilgili bazı konulara değinir.
Peygambere/Ordu komutanına kesin itaat, savaşların çokluk ile kazanılmadığı,
Allahın yardımı muhakkak olduğu bu ayetlerde anlatılır.
13. 33.
ayette
وَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيُعَذِّبَهُمْ وَاَنْتَ فٖيهِمْؕ وَمَا كَانَ اللّٰهُ
مُعَذِّبَهُمْ وَهُمْ يَسْتَغْفِرُونَ
İstiğfar edildiği takdirde azabın gelmeyeceği vurgulanır.
14. 35.
Ayette
وَمَا كَانَ صَلَاتُهُمْ عِنْدَ الْبَيْتِ اِلَّا مُكَٓاءً وَتَصْدِيَةًؕ فَذُوقُوا
الْعَذَابَ بِمَا كُنْتُمْ تَكْفُرُونَ
Müşriklerin amaçsız ve bilinçsizce ibadet ettikleri anlatılır.
15. 36.
ayette
اِنَّ الَّذٖينَ كَفَرُوا يُنْفِقُونَ اَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّوا عَنْ سَبٖيلِ
اللّٰهِؕ فَسَيُنْفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَؕ
وَالَّذٖينَ كَفَرُٓوا اِلٰى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَۙ
Kâfirlerin Allah yolundan alı koymak için finans desteğinden bulundukları
anlatılır ve bununla inananlara bir uyarı verilir.
16. 40.
ayette
وَاِنْ تَوَلَّوْا فَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ مَوْلٰيكُمْؕ نِعْمَ الْمَوْلٰى
وَنِعْمَ النَّصٖيرُ
Gerçek mevtanın Allah olduğu anlatılır ve cüz biter.
|