Atların Zekâtı Faslı2
Altın, Gümüş Ve Metâ'ın Zekâtı Babı2
Öşür Toplayıcı Babı3
Mâden Hazine Babı4
Hâriçte Yetişenin Zekâtı Babı4
Zekât Sarfedilecek
Yerler Babı5
Sadaka -İ Fıtır Babı7
Oruç Bahsi 8
Orucu Bozan Şeyler Babı10
(Keffaret İcabedenler) 10
(Oruçluya Mekruh Olup - Olmayan
Şeyler):12
Oruç Tutmayı Mubah
Kılan Özürler Faslı13
Nezir Orucu Faslı 14
Î'tikâf Babı15
Hac Bahsi15
İhrama Girmek Faslı17
Haccın Tatbikatı Faslı17
Vakfa Ve Kadınlarla İlgili
Hükümler Faslı19
Haccî Kıran Ve Temettü Babı20
İhramın Cinâyetleri Babı21
Tavafın Cinayetleri
Faslı22
Av Öldürmek Faslı22
İhrams1z Mîkatî Geçmek Babı23
İki İhramı Cem'etmek Babı24
Haccın Fevti, Hacc Ve Umre
Erkânından Men Edilmesi Babı24
Haccı Bedel Bâb1. 25
Hedy Babı27
Müteferrik Mes'eleler28
Nikâh Bahsi 28
Nikahlanmaları Haram Olanların
Bâbı30
Nikahda Veliler. Eş Ve Denklikler
Babı36
Nikâhda Müteber Olan Denklîkler
Faslı38
Fudulî Nikâh Faslı39
Mehîr Babı 41
Kölenin Nikâhı Babı51
Kâfirin Nikahı Babı53
Zevceler Arasında Adalet Babı55
Süt Emme Bahsi 56
At, (üremesi için) otlayiei
olduğu zaman gerek aygır at olsun ve gerekse kısrak olsun tmam'i Âzam (R.A.)'a
göre ona zekât vaciptir. İmam'ı Ebû Yûsuf ile İmam'ı Muhammed (R.A.) için hilaf
vardır. Eğer (zekât'ı eda eden) isterse her kısraktan birer altın verir, isterse
kıymetlendirir ve eğer kıymeti nisaba baliğ olursa, kıymetten yirminin dörtle
bîri (beş dirhem) ini verir.
Hâlis Erkek (Aygır) atlar
için ittifakla bir şey yoktur.
Hâlis kısrakta zekât vacip
olmasında tmam'ı Âzam'dan iki rivayet vardır.
Katır ve eşekte, ticaret için olmadığı takdirde bir şey
vacip değildir .
Deve yavrularına, kuzu ve
oğlaklara ve buzağılara da zekât yoktur. Ancak onlarla beraber büyükleri
bulunursa (büyüklere tâbi olmakla) vacip olur. imam'ı Ebû Yûsuf'a göre
(deve yavruları, kuzu, oğlak ve
buzağılarda), bunların cinsinden
biri vacip olur
.
Yük hayvanı, çeşitli işlerde kullanılan hayvan ve beslenen
(hayvjin-lar) için bir şey lâzım değildir
.
Müşterek otlatılan
hayvanlarda zekât vacip değildir. Ancak her birinin hissesi nisaba baliğ olursa
(o zaman vaciptir).
Bir kimse üzerine üç yaşında
erkek bir dana vacip olsa, bu danada zekât verecek kimsenin yanında bulunmasa,
fazlasiyle beraber (vacip olandan) daha düşük olanını verir. Veya (vacip
olandan) daha iyisini verir ve fazlasının parasını alır.
Muhayyarhk zekat toplayan
içindir de denildi.
Zekât, öşr, Haraç,
Keffâretler, nezirler ve sadaka'i fıtırda kıymetini vermekle caiz olur.
Üzerinden bir sene geçtikten sonra malın helâkiyle zekât
sakıt olur .
Eğer malın bâzısı helak olursa, o (Helak olan malın) hissesi sakıt olur.
Evvelki helak olan (mal
nisaptan) muaf olarak hesap edilir. Bundan sonra (helak olan mal o affı) takip
eden nisaba hesap edilir. İmamı Azam (R.A.)'a göre helak olan, af ve sarf
olunur. Bundan sonra af'vı takip eden nihayet buluncaya kadar nisaba hesap
edilir. İmam'ı Ebû Yûsuf'a göre ise, helak olan evv lâ muaf tutulandan sonra
şayi olan nisaba hesap edilir.
Zekât (imam'ı Âzam ile
İmam'ı Ebû Yûsuf R.A. a göre) nisaba tealluk eder, affa tealluk etmez. İmam'ı
Muhammed'e göre ise her ildsine de tealluk eder. Eğer seksen koyunun üzerinden
bir sene geçtikten sonra kırk tanesi öise, İmam'ı Âzam ile îmam'ı Ebû Yûsuf
(R.A.)'a göre tam bir koyun vacip olur. imam'ı Muhammed'e £bre ise bir koyunun
yarısı vacip olur.
Eğer kırk deveden onbeş
tanesi ölse, (imam'ı Azam'a göre) iki yaşına girmiş bir dişi deve yavrusu vacip
olur.
imam'ı Ebû YûsuFa göre, üç
yaşma girmiş bir dişi deve yavrusunun otuzalti cüz'ünden, yirmi beş cüz'ü olur.
imam'ı Muhammed'e göre ise, üç yaşma girmiş bir dişi yavrusunun yarısı ve
sekizde biri (beş) vacip olur.
Zekât toplayan kimse zskât'm vasatını (ortasını) alır. En
kötü veya en iyisini almaz. Eğer Derebeyler otlak hayvanların zekât'im, Öşrü ve
haracı alsalar, sahibine fetva verilirki; eğer o zekât'ı derebeyler mahallinde
sarf etmediierse, o zekât'ı gizli olarak iade ederler. Ancak haracın (iadesine
fetva verilmez).
Altının nisabı yirmi raiskâldir. Gümüşün nisabı ikiyüz
dirhemdir .
Altm ve gümüşte vâcibolan, rub'û Öşr (yâni kırkda biri) dir. Bundan sonra
altının her dört miskâîinde ve gümüşün her kırk dirheminde hesabiyle vacip
olur. İmam'ı Ebû Yûsuf ile İmam'ı Muhammed, eğer dörtten ve kırktan az olursa,
ziyâdesinin hesabiyle (nisaptan fazlasına) zekât vâcîbolur dediler.
Altın ve gümüşte, vacip olmakta ve eda etmekte muteber olan
vezin (tartıdır). (Öşrî olan) dirhemlerde muteber olan yedi tartıdır ve o da
(yedi tartıda) dirhemlerden onu (on dirhemi), yedi miskâl (altının) tartışıdır.
Bir maddenin altını veya gümüşü galip olsa, o maddenin
hükmü hâlis altın ve gümüş hükmü gibidir. Karışık maddesi galip olan şeylerde
(nisapta) tartısı değil, kıymeti itibar olunur ve (karışmış olan şeyde, diğer)
eşyalarda olduğu gibi ticarete niyyet şart kılındı
(Altın ve gümüşün) dövülmemiş külce
olanlarında, ziynet olanlarında, sahan, tepsi ve di£er kullanılacak
olan şeylerde zekât vacip oluf.
Ticaret malının kıymeti altın ve gümüşün nisabına baliğ olduğunda (zekât) vacip
olur ve ticaret nıeta'i fukaraya daha menfaatti olan şeyin kıymeti ile
kıymetlendirilir. Nisap tamam olsun için (metâ'm) kıymeti altın ve gümüşe İlâve
edilir.
(İmam'ı Âzam'a göre altın ve gümüşten) biri
diğerine kıymeti ilâve edilir. İmam'ı Ebû Yûsuf ile İmam'ı Mııhammed'e göre ise,
iki den biri diğerine eüzlemie ilâve olunur. Nisabın senesinde ye hükn|ü ıîo
nisap cinsinden istifade edilen nisaba ilâve edilir.
Sene ortasıiıc
nisabın noksanîa^ması, eğer iki
tarafın da tanı olursa zarar vermez.
Eğer nisap sahibi (bir nisabın) birkaç yıllık zekâtını acele etse (verse). veya
nisapların zekâtını acele etse. sahih olur .
Taklibi (Kabile ba-şı)nın çocuklarının malında bir şey yoktur. Erkekler üzerine
(vacip olan zekât) kadınlar üzerine de vaciptir.
O (öşür toplayıcı): Tüccarların sadakalarını almak için yol
üzerine sultan tarafından dikilen kimsedir, üşür toplayan kimse
müslüman-lardaıı (nisabının) yirmisinin dörtte bîrini.
Zımmîden yarısını ve harbi
den ise. eğer malı nisaba baliğ olursa ve onların bizden aldıkları şeyin miktarı
da bilinmezse, öşrünün tamamını alır. Eğer (miktarı) bilinirse onun misli
alınır.- Fakat, eğer harbî olan kimse malın tamamını bizden alırsa, (öşür
toplayan kimse) onlardan hepsini almayıp belki (öşür) toplayan kimse o harbîyi
emin olarak mekânına yetiştirecek bir miktar şey (mal, para) elinde bırakır.
Eğer (ehli harpler bizden) bir şey almazlarsa, (öşür toplayan kimsede) onlardan
bir şey almaz. Evinde nisabı ikmal eder bir sevi olduğuna ikrarda etse (öşür
toplayan kimse) az olandan almaz.
Senesinin tamam olduğunu
İnkâr eden kimsenin sözü, borcunun olmadığını inkâr eden (borçlu olduğunu
söyleyen) kimsenin sözü, veya şehirde fukaraya kendisi verdiğini, otlak
hayvanlardan başka dâva eden kimsenin yemini, veya diğer bir Öşür toplayan kimse
yemini İle bulunursa yemini kabul edilir, (dâvası makbul olur).
(Diğer bir öşür toplayan
verdim dediğine) beraatı ibraz etmek şart değildir. O kimsenin şehrin hâricinde
kendim verdim dediği ve şehirde dahi olsa otlak hayvanlarda kendim verdim sözü
kabul edilmiş olmaz.
Müslümandan kabul edilen
şey, zimmiden de kabul edilir. (Bu zikr olunanların birisi) harbiden kabul
edilmez. Ancak cariyesine (şu câriye) benim tmmüveledimdir
(dediği sözü muteber olur).
Harbî, üzerinden bir sene
geçmeden evvel ikinci defa öşür toplayana uğrasa, eğer o harbinin uğraması
kendi evine döndükten sonra ise ikinci defa öşür alınır. Eğer (evine dönmeden
uğrasa) öşür alınmaz. Ticaret için olan kâfirin şarabının kıymeti üşür'e tâbi
tutulur. Domuzun kıymeti ise, öşre tâbi tutulmaz.
İmam'ı Ebû Yûsuf'a göre, eğer (zımmi) ikisine beraber
(şarap ve domuza) uğranılsa, öşür toplayan kimse her ikisinin kıymetini de
(şaraba tâbi olarak) öşre tâbi tutar. Şehirde bırakılan mal, bir kimsenin bir
adama ticaret için verdiği mal (sermaye), ortakmal ve izin verilen kimsenin
kazancı Öşre tâbi tutulmaz. Ancak üzerinde borcu olmaz ve efendisi ile beraber
olursa müstesnadır. Bir kimse yol kesen eskiya'ya uğrasa ve eşkiyalar o kimseden
öşür alsalar, ikinci defa öşür alınır.
Bir müslüman veya bir zımmi
öşür verilen arazide veya harafta bağlanan arazide altın veya gümüş, veya
demir, veya kalay, veya bakır madeni bulsa, o bulduğu madenden beşte biri
alınır. Eğer arazi (mağara veya dağ gibi) memlüke değilse, bakisi (beşte dördü)
bulan kimse içindir. Eğer arazi memîüke ise bakisi mâliki içindir. Harbînin
bulduğu madenlerin hepsi, ganimettir. Eğer (müslüman veya zımmî) kendi
hanesinde bulsa (İmam'ı Âzam'a göre) beşte biri alınmaz. İmam'ı Ebû Yûsuf ile
İmam'ı Muhammed, muhalefet edip (beşte biri alınır demişler.)
Müslüman veya r.ınımi rb'tn
harblerin arazisinde hazîne -bulsalar İmanı'ı Azam'dan iki rivayetle be-4;- biri
a'ınnuu, bir rivayet*. te beşte bîri alınır. E£or bir kimse bir hazine buisa \e
o hazinede (Ke-lime'İ Şehâdet ve müslüman sutlaRtur-ıun ismi gibi) İslâm alameti
olsa, o hazine, bulunan mal - eşya gibidir. F,ü;er bulduğu hazinede (put.,
gibi) küfür alâmeti varsa, beşte birisi ahnır.
E£er buldu&u arazı memlüke
di'iüse, o hazinenin bakisi bnîan irindir, l^er arazi nıemîüke olnrsn, imnnVı
Ebû Ynsuf'a %övv (>'ino beşte biri alındıktan sonra bakisi bulan K-imUr). İmam'ı
Azam İle İmam'i Mu-hammed'e güre ise, bakisi, e£er bilinirse ilk fetihte ona kim
mâlik oldu ise onundur. E£er ilk fetihte kim nr'ıîik (iUiuku bilinmezse,
islanıda m?.-rui olan (bilinen) en uzak fetheden mâliki irindir.
Eiçerki bulunan şeyde hususi
alâmeti sörülmeyip, miislümanlura mı, gayri muzlimlere mi ait olduğu
anlaşılmazsa, zahir mezhepte kâfir ,malından saydır. Zurnanınır/.da
müsîvimanlann mabdır da denildi.
Bir kimse emin ob.rr.k dân
harbe ı^îrip darı harbin ovasında maden - hazine bulsa, o bulduğu madenin hepsi
bulan kimse içindir. E&er o hazineyi dûn harpte bir evde bulsa, onu sahibine
teslim eder. E£er ehli harbin maden - hazinesini dan barlmı memlüke olmayan
arazisinde bulsa beşU* bir'oıi ahr ve bakisi (bulan kimse) içindir.
l>a£da bulunan Zebercet (taşı) ve feyrûzeç (taşı) gibilerde
beşle biri alınmaz. Cıvada, (imanı*) Azam'a pörr) beşte biri alınır. İnci ve
an-berde (İmara'ı Âzam'la İmam'1. Muhamnıed K.A. a s^re) be*-*' hirİ alınmaz,
tmam'ı Ebû Yûsuf'a £ön» ise, aksi iledir; (Cıvada r;az, îııei ve anberden
almır).
'
Yağmurun suladığı arazide
veya »ulayıcı o araziyi akar su ile sula-sa veya dağın meyvesinden alınan şeyde,
Öşür vardır. Alman şey gerek az olsun, gerek çok olsun, nisap ve başka şartî o
im anı aks iz m (zekât vâ-cibolur). İmam'ı Ebû Y~ûsıif ile İmam'ı Muhanımed
(R.A.)'a göre bir sene baki kalan ve beş Ölçeğe baliğ olan şeyde (öşür) vacip
olur. Bîr Ölçek almışsa, (bir sâ 62400 dirhem) dir.
ölçekle olmayan şeyin
(zâferan, pamuk... gibi) kıymet olan
şeyin ednasından beş ölçeğe baliğ olursa, İnıam'ı
EbÖ Y'ûsuı a h.. vacip olur). İmam'ı Muhammed'e göre o şeyi kendi nev'i takdir
onman şeyin yükseğinden beş misline baliğ olsa, öşür vacip olur. (İmam'ı
Mu-hammed zekât'ın vucûbuııu) pamukta beş yük, zâferanda beş batman
itibâr etti.
Odun da, (kalem yapılan)
kamışta, kuru otta, samanda ve hurma yaprağında bir şey yoktur. Büyük kova ile
veya dolapla veya deve ile sulanan şeylerde, ekinin ücretini (amele ve öküz
nafakası nehir ücreti ve bekçi parası gibileri) hesap etmeden önce yarım öşür
vaciptir. Balda az olsun, çok olsun, dağdan veya öşre tâbi olan araziden
alındığı zaman öşür vaciptir. İmam'ı Muhammed'e göre beş ferak (ölçek)e baliğ
olunca (öşür vacip olur). Ferak - otuz altı rıüldir. İmam'ı Ebû Yûsuf'a göre
(bal) on sahtiyan kovaya bâüğ olduğunda öşür vaciptir.
îmam'ı Azam ile İmam'ı Ebû
Yûsuf (E.A.)'a göre tağlibi (kâfir) kabilesinin Öşre tâbi olan arazisinden iki
öşür alınır, imam'ı Muhammed'e göre ise, eğer (o kabile öşre tâbi olan araziyi)
Müslümanlardan satın aldı ise, bir Öşür alınır. Eğer bir zımmî (o, tağlibi
kabilesinin arazisinden) satın alsa, (o zımmîden) iki öşür alınır.
O tağlibi kabilesinin
arazisinden bir müslüman satın alsa, veya (o tağlibi kabilesine mensup olan
kimse) müslüman olsa, yine İki öşür alınır, îmam'ı Ebû Yûsuf muhaliftir, imam'ı
Muhanımed, İmam'ı Ebû Yûsuf'la beraberdir denildi. Tağlibi kabilesinden
erkekleri üzerine lâzım olan şey kadınları ve çocukları üzerine de lâzımdır.
Eğer bir zımmî bir müslümanm
Öşre tâbi olan arazisini satın (İmam'ı Âzam'a göre) o z:mmi üzerine haraç
lâzımdır. İmam1! Muhammed'e göre o arazinin hükmü üşriye olarak hâki kalır.
;
Eğer (öşre tâbi olan
araziyi) bir müslüman ŞüTa (aldığı bahijyı verip eebir yoluyla) zımmî'den alsa,
veya o arz hey'i fasit olduğu irin satan müslümana geri verilse, öşür avdet eder
(ve alınır). Bahçe yapılan yerde, eğer (o yer) zimmî'nin olursa veya musîümamn
olur da naraca da bağlanan su ile sularsa, haraç vardır.Eğer o yeri öşrü alınan
su ile sulasa Öşür vardır. Zimnıî'ııin d<* olsa, evde (odada) bir şey yoktuV.
Yağmur suyu, kuyu suyu ve
çi'şme suyu öşür'e tâbidir. Acemin kazdığı nehirlerin suyu (Nüşirvan ve
Vezdicerd'İn nehirleri gibi) haraca tâbidir. Seyhan, Ceyhan, Dicle, Fırat; Ebû
Yûsuf'a göre, haraca tâbidir. İmam'ı Muhammed muhaliftir, (yâni buna göre
öşridîr). üşre tâbi olan arazideki (meydana gelen) yağ, tuz ve zift pınarında da
bir şey yoktur. Zikri geçen pınar haraea bağlanmış yerde olsa, ziraata elverişli
olan taraftan haraç alınır. Pınarın kendisinden alınmaz. Bir arazide hem öşür
hem de haraç içtimâ etmez.
Not :
Bu bahsin, başlığında geçen zekât kelimesi öşür mânasını ve öşür hükmünü ifade
etmektedir. Binaenaleyh bahsin içinde geçen zekâtş kelimeleri öşür olarak ifade
edilmiştir. Şayet zekât kelimesi zikredilen [ yerleri olursa öşür anlamında
anlamalıyız.
(Kendilerine zekât verilen kimseler)
a)
Sadaka, fakir irindir. Fakir, kemlisine îıit malı bulunan fakat, (o malı)
nisap miktarını doldurmayan kimsedir
b)
Sadaka miskin irindir. Miskin, kendisine ait hiç bir şeyi olmayan
kimsedir. Bunun aksi ile de (yuni fakir bir şeyi olmayana ve miskinde nisaptan
az şey'i olana) denildi.
c)
Amil içindir: Ameli miktarı verilir
.
Velevki zengin olsun.
d)
Bedeli kitabete ayrılan köleye (efendisine) âzad edilmesine şart oîan bedeli vermesi için (efendisi zengin tle
olsa başkalarının zekâtı' ile) yardım olunur.
e)
Borcundan fazla nisaba mâlik olmayan
borçluya yardım olunur .
f)
İmanı1] Ebû Yûsuf'a göre muharebeden kesilmiş fakir (yani fakirliğinden
dolayı İslam ordusuna katılmayan) kimseye ve İmam'ı Mu-hammed'e göre
Hacıya (Hac yolunda malını, parasını ve binidîni
kaybetmiş) fakir kimseye zekâtla yardım olunur .
g)
Vatanında zengin olup da hâli hâzırda yanında malı, parası bulunmayan
(İbni Sebil-yol oğlu) müsâfire yardım olunur.
(Zekât bu yedi sınıf)
Fukaranın hepsine ve bâzısına vermesi caizdir. (Zekât), mescit yapmak için veya
ölünün kefeni için veya ölünün (ölü olanda alacağı olan veya ölünün zekâttan
olan) borcunu ödemek
için, veya zekâtla köle satıııalip azat etmek için
ve zimmîye (vatanf-d aşa) verilmez.
Ama zekât malından hâriç (Fitra, Keffâret, nezir ve nafile)
sadaj-ka (zımmîye) vermek sahihtir. Hangi maldan olursa olsun nisaba mâj-Hk olan
zengine veya (zenginin) kölesine veya küçük çocuğuna zekât verilmez. Zenginin
büyük çocuğuna ve büyük oğlunun hanımına eğer ikisi de İakirlerse diğerlerinin
hilâimadır, (yâni bu ikisine zekât verilir) .
Hz. Ali veya Abbas veya Cafer ve akil veya Haris bin Abdulmuttalibin
sülâlesinden olan Hâşim'i kabilesine, velevki zekât üzerine âmil (zekât
toplayıcı) da olsa, yine zekâttan bir şey verilmez .
Nafile sadaka bunların hilaf ınadır, denildi. Beni Hâşim'in azatlıları
(kendilerine sadaka verilmenin caiz olup olmaması hususunda)
kendileri gibidir.
Zekât borçlusu olan kimse, zekât'mı her ne kadar yukarıda
da olsa, aslına
(babasına, anasına, anası veya babası taralından olan dedesine ve ninesine...)
veya her ne kadar aşağıda oJsa fer'ine (evlâtlarına ve evlâtlarının evlâtlarına
- torunlarına) ,
veya hanımına veremez. {Erkemin hanımına vedemediği i;ibi) kadm da (İmanı'i
Azam' (R.A.)a Köre) kocasına veremez .
İmam'ı Ebû Yûsuf ile İmam'ı Muhamraed muhaliftirler. (Bunlara çöre kadının
kocasına zekât vermesi caizdir). Kölesine veya, mükâtebine, veya müdebberine,
veya tmmi velcd'ine (zekâtını) veremez. Bâzı âzası, âzad edilmiş olan kölesine
de (İmam'ı Âzam'a göre zekâtını) veremez, imam'ı Ebû Yûsuf ile İmam'ı Muhamnıed
(K.A.) muhaliftirler.
Eğer zekât borçlusu olan kimse zekâtını ihtiyaç sahibi
zannettiği bir kimseye verse, sonra da zengin olduğu, \eya Hâşimi olduğu veya
kâfir olduğu veya (verenin) babası olduğu, veya oğlu olduğu meydana çıksa,
{İmam'ı Âzam ile İmam'ı Muhammed'e Rüre) kifayet eder
İmam'i Ebû Yûsuf muhaliftir,
(yakın hasıl olduğu ivin iadesi lâzımdır dedi).
Eğer ki ihtiyaç sahibi zanniyle verdiği kimsenin kendi
kölesi veya mukâtebî olduğu anlaşılsa, kifayet etmez (iade lâzımdır). Zekât'ı,
bir güne yetecek miktarda vermek menduptur. Borçlu olmayan, fakire nisap
miktarı veya nisaptan ziyade zekât vermek mekruh oldu
Zekât malını (ikâmet ettiği yerden) başka yerlere
(vilâyetlere veya memleketlere) göndermek mekruhtur. Ancak kendi akrabası için
gönderirse, mekruh değil (hem sadaka, hem de sile ecri var)dır. Veya kendi
beldesindeki olan fukaradan daha fakir ve daha muhtaç olursa, mekruh değildir.
Bir günlük yiyeceği olan kimsenin istenmesi helâl
Havâİci Asliyeden
fazla olarak nisaba mâlik olan, her müslu-man üzerine, nisab nâmî olmasa da
sadaka-i fitır vaciptir. Bu nisap sebebiyle (kendisine) sadaka (almak) haram
otur ve kurban vacip olur .
(İnsanın kendi) nefsi, fakir olan küçük çocuğu ve kendi hizmetçisi olan kölesi
için velevki (köle) kâfir de olsa sadaka-i fıtır vaciptir. Mü-debberinden ve
ümmü veledinden içinde sadaka-i fitır vaciptir. Hanımı ,
büyük çocuğu ve zengin çocuğu İçin vacip değildir. Belki küçüğün kendi mâlinden
vaciptir. Mecnun, küçük çocuk gibidir. Mükâteb ve ticaret için olan köleleri,
firar eden kölesi irin vacip delildir. Ancak (köle) geldikten sonra vaciptir.
,
İki kişi arasında müşterek
bir veya birçok köleler için (İmam'ı Âzam'a göre) vacip değildir. İmam'ı Ebû
Yûsuf ile İmam'ı Muhammed'e göre ortaklardan her birinin üzerine mAİ başından
kendisine mahsus olan şeyin fitrası vaciptir, eşkâs (parça) dan değil (meselâ;
iki kimsenin üç kölesi olsa, her birinin üzerine bir kulenin fitrası vaciptir,
tjçüncüsü afv olunmuştur). Eğer Röle muh:ıyyar olarak satılsa, satılana mâlik
olan kimse üzerine vacip olur. (Eğer muhayyarhk bozulursa fıtra satanın
üzerinedir. Eğer bozulmazsa alanın üzerindedir).
Sadaka-i fıtır, Ramazan'] Şerif Bayramının ilk gününde
salak at-masiyle vacip olur. Bir kimse şafaktan evvel ölse, veya şafaktan sonra
İslama gelse, veya âoğsa fitrası vacip olmaz. Sadaka-i fıtrin zamanı gelmezden
evvel herhangi bir müddet ayirmaksızın takdimi sahihtir
Bayram namazından evvel
fitrayı vermek mendup oldu, Fıtra, Bayram namazından sonraya tehir etmekle
düşmez (Bayramdan sonraya da kalsa verilmesi lâzımdır).
Sadaka-i Fıtır: Buğdaydan veya undan, veya (kavrulmuş)
kavut undan yarım sâ'dır ,
veya hurmadan, veya arpadan bir sâ'dır, kuru üzüm, buğday gibidir. İmameyne göre
kuru üzüm, arpa gibidir. Bu da Hasan (Bin Ziyad)ın İnıamVAzam'dan rivayetidir.
Mercimek ve (kuru fasulya) .gibilerinden bir sâ; Sekiz ırak rıtii (Batmanı) nı
kapsar, tmam'i
Ebû Yûsuf'a söre* beş nlıl ve ntihıı ü<;te biridir. I$ir
kimse iki batman buğday verse salıih olur. imam'ı Muhammed muhaliftir. Buğday
ile eşya satın alınan yerlerde buğday vermek efdaldır. imam'ı Ebû Yûsuf'a göre
ise, akça (para) vermek efdaldir.
O (oruç) :
Şafaktan itibaren güneş, batana kadar ehlinden m;,\t.-t
ile yemekten, içmekten ve cinsi münasebetten f'nelsi) men
etmektir; .
O (ehil olan kimse), Müslüman, akıllı, hayız ve nifaNtaıı temiz olan kimsedir.
Ramazan orucu, edâen ve kazaen mükellef olan her müslünıaıı
üzerine farzdır.
Nezir oruçları ve keffâret oruçları vaciptir. Ye bunlardan gayrisi nafiledir.
Ramazan ve Kurban bayramında ve eyyamı teş-ikta (Kurban Bayramının ikinci,
üçüncü ve dördüncü içünü) oruçjjtul-mak haramdır.
Eda edilen Ranıazan'ı Şerif ve muayyen nezirde niyyet,
gecenin iptidasından, istiva (kaba kuşluk) zamanına kadar sahih olur .
(Kuşluktan sonra) tam istiva zamanında (ve istivadan sonra akşama kadar)
niyyet sahih olmaz. Asah olan da budur. (Bu hususta Mukim ile müsâfir, sağlam
ile hasta arasında fark yoktur).
(Eda edilen Ramazan orucu
ve muayyen nezir) mutfak niyyet ve liâfileye niyyet İİe sahih olur. Mukim olan
sağlam kimsenin (Ramazanca) başka bir vacibe niyyet etmesiyle (yine) Ramazan
orucu sahih olur. (Ramazandan sayılır). Fakat muayyen nezre (niyyet etmesiyle
rama-fcan sahih) olmaz. Belki niyyet ettiği oruç vâki olur. Eğer hasta veya
müsâfir (Ramazanda) başka vacibe niyyet etse (inıam'ı Âzam'a göre) niyyet ettiği
şey vâki olur. îmam'ı Ebû Yfı^uf ite inıam'ı Muhammed'e göre ise, (niyyet ettiği
o vacip) Ramazandan sayılır.
i Nafile oruç hepsi kaba
kuşluktan evvel niyyetle sahih olur. Kaza orucu mutlak he.zir ve keffâretlerde
ancak geceden muayyen niyyet ile sahih olur.
Şek gününde oruç tutulmaz.
Ancak nafile olarak tutulur. (O şek gününün orucu) bir kimsenin âdet edinmiş
orucuna, (pazartesi, perşembe veya her ayın sonundan üç gün tutulan oruç...
gibi) tesadüf ederse, (tutulması) müstehaptır. (Eğer tesadüf etmezse) havastan
olan tutar. (Havastan) başkası kaba kuşluktan sonra iftar eder. Şek gününde,
ramazan orucuna veya başka bir vacibe niyye tiyle oruç (tutmak) mekruh kılındı.
Şek günü Ramazan olursa,
tuttuğum oruç nafile olsun veya başka .vacipten olsun diye (şek gününde) niyet
ederse, yine (şek gününde oruç I tutmak mekruhtur). Yukarıda zikrolunan kelâmın
cümlesinde eğer Ramazan sabit olursa, Ramazan orucundan sayılır. Eğer (şek pvnü
Ramazandan sabit olmaz da) ve cezm etmiş (kestirmiş)se, (vacip v. rileden
niyyet ettiği olur. Eğer tereddüt etmişse, nafile oh Kğ*-r s.şe.-. günü) Ramazan
olursa, ben Ramazandan oruçlu olurum, eğer Ramazandan olmazsa oruçlu olmam
derse, velevki Ramazan olduğu sabit olsa da o kimsenin orucu sahih olmaz, (ve g
kimse asla) oruçlu da olmaz.
Semâda (bulut, duman, sis gibi) illet olsa, Ramazan ayının
(görülmesinde) adaletli bir kimsenin haberi,, (ben gördüm demesi) velevki köle
veya kadın veya iftiradan dolayı had olunup tevbe edenlerden olsun
(şahadeti) kabul olunur
(Ayı görmekte) şahadet lâfzı şart
değildir. Ramazan Bayramının ayında ve zilhicce aynıda iki hüîjj; (erkeğin)
veya bir hür (erkek)le İki hürre 'kadın; m şehâdeti, adalet şar-tiyle ve şahadet
lâfzı şartiyle kaimi olunur. Oâva (lâfzı) şart değildir.
Eğer semâda illet olmazsa
küllisinde (Ramazan ve Kurban Bayramlarında), haberleri ilim vâki olan büyük
topluluk lâzımdır, (imanı'ı Azam'daiı) bîr rivayette iki kimsenin şehûdHiyle
iktifa olunur, imanı'ı Tahavî, eğer başka memleketlin gelmişse veya yüksek
yerden (mİnâ-re, dağ gibi...) görmüşse, bir kimsenin sehâdeti ile iktifa
olunur dedi.
Eğer otuz gün oruç tutsalar
ve bayram ayını görmeseler, Rama-zan evvelinde iki kimsenin sehâdetiyle oruç
tutulursa, iftar etmek helâl olur. Eğer bir kimsenin şehâdetiyie tutulursa,
(iftar) helâl olman (Vânİ Bayram yapmazlar).
Bir kimse Ramazan veya Bayram ayını görse ve sözü
reddolunsa (yâni Gazi şehâdetini kabul etmezce), o kimse oruç tutar. Eğer iftar
ederse (keffâretsiz) sâdece ka?.2 eder. Şaban ve Ramazanın 29 unda ayı aramaları
(görmek istemeleri) insanlar üzerine vacip olur. (Ayın görülmesiyle Ramazan)
bir yerde sabit r>!sa bütün insanlara lâzımdır .
(Ay için) mekânların değişmesiyle (Aynı) doğduğu mekânda değişir denilmiştir.
Ramazanda kasten ön veya arkadan cima eden, veya cima
olunan ,
vcv£ kasten yiyen veya içen kimse üzerine, gıda cihetinden veya deva cihetinden
olsun ,
keffâreti zihar gibi kaza ve keffâret ya-cip olur. Eğer bir kimse kan aldırır
veya kıy be t yaparda, bu yaptıklar rından dolayı orncu bozuldu zannı ile kasten
yerse, yine keffâret lâzımdır. Ramazandan başka orucun bozulmasında keffâret
yoktur .
(Yalnız kaza icabedenler):
Eğer (Ramazanda) hata'en
mükrehen fzorlatmakla) iftar etse veya şırınga vurulsa ,
veya burnuna ilâç döküp büron kemiğine ye-tisse, veya kulaklarına ilâç)
damlatsa, içeriye veya damağa kadar derin olan bir yaraya yaş bir ilâç konulsa
ve ilâçta içeriye veya damağa kadar nüfuz etse ,
veya kum veya demir yutsa, veya ağız dolusu (kasten)
kendini kustursa, veya gece zanniyle sahur yemeği yese,
halbuki şafak atmış olsa, veya güneş battı zanniyie iftar etse, halbuki güneş
batmamış olsa, veya unutarak yese ve orucu bozdu zannedip (bu defada) kasten
yese ,
veya uyurken boğazına su dökülse, veya bir kadın uyurken ci-ir' olunsa, veya
delirdiği halde cima oluma, veya ramazanda oruç tutmaya ve yemeğe niyyet
etmese, ancak (keffâretsiz) kaza vacip olur.
Bir kimse oruca niyyet etmediği balde sabahlasa ve kasten
yese (İmam'ı Âzam'a göre gerek zevalden evve» esin gerekse .sonra yesin
müsavidir ve keffâretsiz) kaza vaciptir. ini£ .ı'ı Ebû Yûsuf ile İmam'ı
Mu-hammed'e göre geride geçtiği gibi (yâni kaza vacip olduğu pbi. Zeval den
evvel yese) keffârette vaciptir.
Eğer bir kimse unutarak yese veya içse veya cima etse,
orucu bozulmaz. Eğer bir kimse uyuşa ve iht-ilâm olsa
veya (güzel bir kadına) bakmakla (meni) inzal olsa ,
veya yağlansa veya sürme çekinse ,
(veya refikasını öpse) ,
veya gıybet etse, veya kan al-dırsa, veya ona (oruçluya) kusmak arız
oisa, veya kendi isteği ile az
kussa, veya cünüp elarak sabahîasa, veya kulağına su
dökülse ,
yine orucu bozulmaz. Zekerinin deliğine yağ veya başka şey dökülse (îmam'ı
Azam'a göre) yine orucu bozulmaz, imam'i Ebfı Yûsuf muhaliftir, (orucu bozar
der). Eğer bir kimsenin boğazına toz veya duman, veya sinek girse, orucu
bozulmaz (fakat kendisi ithal ederse orucu bozulur).
Eğer (oruçlu kimsenin boğazına) yağmur suyu veya kar girse
esâh rivayette orucu bczuîur. Eğer oruçlu kimse ölü kadını veya hayvanı ,
veya (diri insanın) ön ve arkasından başka (kasık, koltuk, göbek., gibi)
yerlerini vat etse ,
veya öpse, veya tutup okşasa, eğyr (meni) gelirse orucu bozulur (kaza eder
keffâret lâzım gelmez). Eğer meni gelmezse (orucu)
bozulmaz,
Eğer oruçlu kimse dişleri
arasındaki olan şeyleri yutsa ve yutulan şeyde nohut miktarı olursa kaza eder.
Nohuttan küçük oİursa kaza etmez. Fakat (nohuttan az olan şeyi) çıkarsa ve
sonra da yese kaza eder. Eğer oruçlu kimse hâriçten bir tane susanı yese, eğer
(çiğnemeksizin) bütün yutarsa, orucu bozulur
ve eğer ki (yutmaksizın) çiğnese bozulmaz.
Ağız doîusu kusmuk, eğer gerisin geri kendiliğinden
(karnına) giderse veya .oruçlu olduğunu hatırladığı halde oruçlu kimse) kendisi
yutarsa îmam'ı Ebû Yûsuf'a göre orucu bozulur. Eğer az olursa orucu bozmaz.
İmam'i Muhammed'e göre az (kusmuğun) iadesiyle oruç bozulur, çok (kusmuğun)
kendiliğinden avdetiyle yutulmasında oruç bozulmaz
Özürsüz olarak bir şeyin tadına bakmak ve çiğnemek ,
sakız çtğnemek ,
eğer nefsine emin olmazsa (ailesini) öpmek, mekruhdur .
Eğer (nefsine) emin ise mekruh değildir. Sürme çekinmek, bıyığını yağlamak,
zcvaldan sonrada olsa misvak kullanmak, küçük çocuk için lâzım olan taamı
çiğnemek ve kan aldırmak (oruçlu kimse için) mekruh değildir.
îmam'ı Azam'a göre
serinlemek için burnuna su vermek (ve başına su dökmek) mekruhtur. Serinlemek
için gusl etmek ve (serinlemek için) yaş elbiseye bürünmek de mekruhtur.
(Serinlemek için yapılan şeyler) İmara*! Ebü Yûsuf'a göre mekruh değildir.
Özürsüz ağza su aîmak mekruh olur denildi. Fahiş mübaşeret (yâni refikasının
fereine kendi fercıni dokundurmak), birbirinin boynuna sarılmak ve musafaha
etmek (el tutuşmak Îmam'ı AzanVdan) bîr rivayette mekruh oldu.
Sahur (yemeği) yemek ,
sahuru te'hir etmek ve iftarın acele edilmesi müstehaptır .
Oruç ile hastalığının artmasından (veya uzamasından) korkan
has- fi ta İçin ve müsâfir için iftar etmek nmbah olur .
Eğer kendisine (oruç I zarar vermezse, nıüsâfirin) oruç tutması daha hayırlıdır.
Eğer o (hasta î ve müsâfir, hasta ve müsâferet) halinde iken ölseler, onların
üzerlerine { kaza yoktur.
Hasta ve nıüsâfire oruotan
tutmadıkları miktarı kaza etmek vacip | olur ki; eğer hasta tutmadığı miktarı
kadar zaman (hastalıktan) sıhhat jj bulursa veya musâfir tutmadığı miktarı kadar
(seferden sonra) mukim |j' olarak kalırsa, eğer (hasta tutmadığı zaman miktarı
sıhhat bulmayıp j ve müsâfir müsâfirlik miktarı mukim olarak kalmazsa), ancak
sıhhati | ve ikâmeti miktarı (günün kazası) vacip olur.
Velîsi o (hasta veya müsâfir için) fıtra gibi tutmadığı her
gün için jj yedirir .
Eğer vasiyet ederse o (yedirilecek olan şey eğer varisleri | olursa) malinin
üçte birinden (şayet varisleri yoksa malının hepsinden) f. vacip olur. Eğer
vasiyet etmezse, (varislerine yedirmek) vacip değildir.
Vû vermediklerinde mes'uİ
olmazlar). Eğer (velî) feda ettiği şeyi te-beix "î ederse, saîıih olur.
NamrU da orr=e gibidir (yâni oruçta iîc miktar taam
yedîrilirse na-mfuda da öyledir). Her namazın fidyesi, bir günlük orucun fidyesi
gibidir. Sahih olan bndur
öl-inüa velisi Ölü için oruç tutmaz ve namaz da kılamaz
Ramazanın kazasını isterse aralıklı olarak tutar, isterse birbiri arkasına
(ayır-inaks-zsa) tatar. Eğer Ramazanın kazasını,.diğer Ramazan gelene kadar
t-^hir etse, (Ramazan orucunun) edası (kaza üzerine) takdim olunur. Bandan sonra
(evvelki kazaya kalan Ramazan) kaza eder ve üzerine fidye de lâzım gelmez.
Şeyh'i ıâni eğer oruçtan âciz olursa, iftar eder ve her gün
için fitra gibi taam yediri?, (yâni fidyesini verir).
Eğer (Şeyh'i fâni fidye verdikten sonra oruç tutmaya) muktedir olsa, (tutmadığı
orucun kazası) üzerine lâzım olur.
Kendi nefsinden veya
cocnğuiv3an korkan, ham?!? veya emzikli (kadın) ivtar edip fidye vermeksizin ve
keffâret icap etmeksizin kaza eder.
Başlanılıp, sonra da bozulan nafile oruçların kazası vacip
olur. Ancak nehyolıman günlerde (İki bayram günleri ve üç günde Syyara'ı
teş-rikör) kaza vacip olmaz .
Kir rivayette nafile (om n) için özürsüz iftar etmek mubah değildir. Nafile
orucunu ziyafet özrüyie iftar etmek mubah olur .
Eğer iftar ederse kazası vacip oîur.
Eğer müsâfîr orucu yemeğe îriyyet etse, bundan sonra mukim
olsa ve niyyetin vaktinde oruca niyyet etse, o rJyyet ettiği, orucu (farz olstm,
nafile olsun) sahih olur. Ramazan giinünde setere çıkfm ir.aküne kaza vacip
olduğu gibi ki, eğer (mukîmük) Ramazanda vıi û buldu ise niyyet ettiği orrç
lâzmı olur. Fakat eğer iftar ederse, ikisinde dahi (müsâ-firin seferden dönmesi
hâli ile, mukimin sefere çıkması lîâîinde) keffâ-ret yoktur ,
Bir kimse üzerine günlerce baygınlık gelse, o günleri kaza
eder, ancak baygınlık geldiği günü veya gecesinde üzerine baygınlık gelse
gününü kaza etmez .
Bir kimse Ramazanın tamamında cinnet getÎTse (deiirse) kaza etmez. Eğer o
(mecnun) Ramazanın (gece veya gündüzünde) bir saat ayıîsa geçmiş günleri kaza
eder. Gerek mecnun olduğu halde baliğ olsun, gerekse (mecnunluk), bulûğundan
sonra arız olsun, zahir olan rivayeti beraberdir.
Ramazandan bir günde, eğer küçük çocuk baliğ, veya kâfir
müslü-nıan, veya müsâfir mukîm olsa veya hayizh (kadın) temizlense, (Ramazana
hürmet, ve kendilerini oruçluya teşbih için) o günün bakiyesini tutmak
lâzımdır. O günün kazası evvelki ikiye (baliğ olan sabi ve müslüman olan kâfire)
lâzım gelmez. Son iki (ikâmet eden müsâfir ve temizlenen hayizh) evvelki ikinin
hüâfmadır, (bunlar eğer iftar etmişlerse o günü kaza ederler) .
Bir kimse bayram günlerini
ve teşrik günlerini (Kurban Bayramının İkinci, üçüncü ve dördüncü günleri) oruca
nezir etse sahih olur. (Fakat) iftar eder ve kaza eder. Eğer bir kimse bir *ene
oruç tutmaya nezre-tse, bu (beş günü) iftar edip sonra (vacibi düşürmek için)
kaza eder. Eğer bu (beş günü) tutarsa, üzerine kaza lâzım gelmez. Bundan sonra
(Aleyye Savmu Hâzihil Eyyamı Evisseneti. — Şu günlerin veya senenin orucu
üzerime lâzımdır), diye bu söz ile ancak nezre niyet etse, veya nezre niyet edip
yemin olmaya niyet etse, veya bir şeye niyet etmese (yânjj nezre ve yemine
niyyet etmese, bu üç suretle) ancak nezir olur, yemin
olmaz.
Nezir olmamakla yemine niyyet etse, ancak yemin olur,
(nezir olmaz). İftar ile keffâretî yemin vacip oiur. Kaza vacip olmaz. Eğer
nezir ve yemine niyyet etse, veya sadece yemine niyyet, etse, (nezir hatırına
gelmezse), hem nezir hem de yemin olur. Eğer İftar ederse, kaza,ve kef-fâret
vacip olur. İmam'ı Ebû Yûsuf'a göre evvelkinde (nezir ve yemine niyyetfce)
nezir, ikinci de (sadece yemine niyyette) yemindir. (Ramazan Bayramının birinci
gününü yiyip) Şevval ayından altı gününde araya fasıla vermeden oruçlu bulunmak
mekruh değil (müstehap ve sünnet) dir .
Bu altı günü {bayramdan sonra) ayırarak tutmak kerahattan ve nasaraya teşbihten
uzaktır. (Belki ayırarak tutmak afdaldır).
î'tikâf Sünneti müekkededir .
î'tikâf nezir'Ie vacip olar. (İtik&f beş vakit eda olunan) cemaat mescidinde
î'tikâf niyyetiyle ikâmet etmektir, î'tikâfın en azı, İmam'ı Âzam'a göre bir
gündür. İmam'ı Ebû Vûsufa göre (î'tikâfın en azı) bir günün ekserisidir. İmam'ı
Muhammede göre ise, bir saattir. Vacip olan (nezrohman) î'tıkâfta oruç şartlar.
(İmara'i Âzam'dan) bîr rivayette nafile ''(î'tikâita dahi) oruç şarttır. Kadın
(namaz kıldığı) odasının namazgahında (bir kösesinde) î'tikâf eder. î'tikâfa
giren kimse mescitten çıkmaz, ancak insanın haceti için (haceti gidermek, abdest
almak veya gusül etmek.. gibi) veya sünneti ile beraber cumaya yetişebilecek bir
vakitte çıkar. (Yalnız, gitmiş olduğu) camide cum'a. namazının edalından fazla
durmaz. Savet durursa î'tîkâf fasit olmaz. Eğer î'tikâfa piren kimse özürsüz bir
saat mescitten dışarıya çıkarsa, (İmam'ı Azam'a güre) i'tİkâfi fasit olur.
İmam'ı Übû Yûsuf ile imam'ı Muhammed'e göre i.se, bir günün ekserisinde di-şarda
bulunmadığı müddetçe î'tikâi fasit eimaz.
İ'tlkâfa giren kimsenin yemesi, İçmedi ve uykusu
mescitledir. î'tikâfa gîreıı kimse için, metâ'ı (eşya ve mah) huzır
I.uİuntluniîaksızın alış, veriş (yapmak) caiz oîu:\ İ'tikâf a giren kimseden
başkasında (mescitten alış veriş) caiz değildir. î'tiî:â'a giren kimss.1 üzerine
(mescit haricinde dalü olsa) cima ve cimâ'In eağir&ulürı (okşamak, öpmek...
gibi) dahi haramdır .
Unutarak olsa veya gece de oKa, cima ile dokunmak ve öpmekle, i'tikâf fasit omr.
Fert'lcn başka yeri cimâ'ında eğer İnzal olursa î'tîkâf yine fasit olur. Eğer
im:âl olmazsa, lâsit etmez.
İ'tikâfa giren kimse için su'-mitk ve hayırlı sözler
haricinde konuşmak mekruhtur. Bir kimse (gece niyet etmeksizin) birçok günlerin
î'ti-kâfını nezretse, o (kimse) nezrertigi (günierin) gecesiyle lâzım olur. Eğer
(gecelerine niyyet etmeksizin) iki günü î'tikâfa nezretse o (i'tikâia giren
kimseye) o (iki günün- i'tikâfı) gecesiyle lâzım olur. îmaırrı Ebû Yûsuf o (iki
geceden) evvelki gecede muhaliftir. (Yâni c i! olmaz der). Eğer hasseten
gündüzlere niyyet ederse sahih olur. iit'; ..^i giren kimse ne kadar şart
koşmamışsa da, i'tikâf ta tetâbuû (iasila \erraenıekl lâzımdır, î'tikâf,
başlamakla (bir ^Ün ve bir, geceyi tamamlamak) lâzım gelir. Ancak îmam'ı
Muhammed'e göre, (tamamlamak) lâzım gelmez (zira İmam'ı Muhammed'e göre i'tikâi
bir saattir).
Hac : Fili Mahsus
(ihram üzere tavaf, sâ'y ve ihramlı olarak vakfa) ile zamanı mahsusta (hac
aylarında) Mekânı mahsusu (Arafat ve Kâbe'i Muazzamayj) ziyarettir.
Hac : FesT üzere (acele olarak ilk farz olduğu sene)
hayatta bir defa farzdır .
İınam'i Muhammed muhalefet edip (vücûbu acele olmak üzere değil, terâhi -
hayatında mühlet üzeredir) demiştir.
(Haccm Farziyetinin ve
Edasının şartı):
a)
Müslüman olmalıdır (gayri rnüslimler mükellef değildirler).
b)
Hür olmalıdır (köle ve câriye mükellef delildir).
c)
Akıllı olmalıdır (deli olanlar mükellef değildir).
d)
Bâüğ olmalıdır (bir çocuk akıllı ve mümeyyiz de olsa, hac ile
mükellef değildir)
e)
Vücut sıhhatta bulunmalıdır. (Hastaya vacip değildir).
i)
Kendi hâline münasip nakil vasıtası ve yolda yapacağı masraflara mukabil parası
bulunmalı ve jiidip geri dönmeye nafakası kâfi gelmelidir
g) Nafaka ve
vasıta parası, havayici asliyesinden ve (Hicaza gidip) gelinceye kadar
(kendisinin) ve aile efradının (mûtad veçhile) nafakalarından fazla olmak ve
hac yolunda emin (korkusuz) olmalıdır.
h)
Kadın için, eğer kadının ikâmetgâhı (memleketi) İle Mekke arasında sefer
müddeti, (18 saatlik) meşale varsa, kocası veya mahremi (ebedî nikâh düşmeyeni)
bulunmak şartiyle farz kılındı.
Kadının kocası veya mahreminden biri olmayınca hac edemez. Mahremin akıllı ve
baliğ olması, mecûsi ve fâsik olmaması şart kılındı. Mahremin nafakası
(hac yapan kadının) üzerinedir.
Kocasının izni yok iken o (kadın mahremi) ile farz olan hacci edâ eder
Sabi veya kök* ihrama girse
(ihramdan sonra ^sabi) baliğ ve (köle) azad olsa ve (Ef'âli hacri edâ etseler,
baliğ ve köle iken yaptığı hac) farzdan caiz olmaz (nafile olur).
Eğer sabi (ihrama girdikten
aoııra baliğ olsa ve bulûğdan sonra) ihramım (Arafatta vakfadan evvel) farz irin
yemle.se, sahih olnr. Fakat köle bunun hilâfınadır.
(Haccın Farzı):
a)
İhramdır ve (İhram Efali hacda — tavaf,
sâ've vak şarttır.
b)
Arafatta vakfadır
c)
Ziyaret tavafıdır. Bu (son) ikisi (haeem) rüknüdür
.
(Haccm Vacibi):
a)
Müzdelifede vakfa yapmak (yâni Kurban Bayramının birin nünün şafağından sonra ve
güneşin dogmasından evvel, velev bhj i;saat müzdelifede durmak).
b)
Safa ile merve arasında (y.'cii defa) sâ'yetmek.ı
c)
Kem'yi Cimar (-VFinada uf al.- itiş yığınlarına ufieik
taslak atmak) dır.
d)
Âafkî için tavafı saderde bulunmak (yâni dışardan gelen hacılara mahsustur kî;
Beyti Şerifi bir dönüş veda tavafı île tavaf etmeleridir.)
e)
Tıraş olmak veya saçlar: biraz kesmektir. Terkiyle kan (Kurban) vacip olan her
şey vaciptir. Far/, ve vaciplerden başkası sünnet ve mejı-dübdür.
Haccın ayları :
Şevval, Zilkade ve
Zilhiece'nin evvelki on ^Ünüdür. Hac aylarından evvel (hac için) ihram
mekruhtur.
Umre sünneti (Müekkede) dir,
Mectineliler için mikât: «Züihuleyfe1», Şamlılar için: «Cuhfe», Iraklılar için:
«Zâtı ırk», Necitliîer için: «Karmi, Yemenliler için «Yelem lem», zikrolunan
mîkatlar bu mekân ehilleri için ve hâriçten bu mahalle uğrayanların
inikatlarıdır.
Mekkeye girmek arzu eden
kimse için mıkatlardan ihramı te'hir h|a-ram olur. İhramı mîkattan evvel giymek
caizdir. Ve (ihramın takdimi;) ef daldır.
Mîkatin dahilinde (haremde) olan kimse için ihramsız olarak
(hac için değil de bir hacet için) Mekkeye girmek caiz olur. (Mikad dahilinde
olan kimsenin) ihramının vakti (mîkatla harem arasındağ yâni harem havası
dışında) «Hill» dir .
Hacda, Mekkede bulunan zat için, (mîkat) haremdir ve umrede (Mekkede bulunan zat
için mikat) Hill (mîkatla harem arası) dır.
(Hac ve umre kasdoden kimse)
ihrama girmek istediği zaman, tırnaklarını kesmek, bıyığını kısaltmak ve
kasığını tıraş etmek mendup-tur. Bundan sonra abdest alır veya gusül eder.
(Gusül yapmak) ef'daldır. (İhram giiymek isteyen kimse beline ip bağlamadan)
yeni ve beyaz
izar {don ve eteklik yerinde) ve ridu (kaftan) giyer .
O (yeni ive beyaz olması) ef daldır. Eğer (rida ve izar) yıkanmış olursa vr; a!
avret yerini kapatan bir elbise giyerse caizdir.
İhramdan önce güzel koku
sürünür. (İhrama girdiği yerde) iki rek'at namaz kılar. Eğer (ihrama gin-n
kimse) yalnız haee yapacaksa, o (iki rek'atm) akabinde «Allâhüımne innî üridül
haeee, feyessirhülî ve tegabbelhü minnî — Ey AUahınıî (C.C.) ben lıacc yapmak
istiyorum. Binaenaleyh benim için ha e em edâ^mi kolay eyle ve benden onu
(haecı) kabul et.» der
Eğer kalbiyle niyyet edip
(iîsâniyir soyieme/.se) yine kifayet eder. Bundan sonra telbiye eder. «Lebbeyk
el'îâîıümm îebbeyk, lebbeyke îâse-rike leke lebbeyk, tnnei, lıamde vennimete
leke vel'müK:? lfif-erikelek,* der. (Bu kelimelerden bir şey) noksan yapma/.
Ziyûde etmek (Lebbeyk ve sa'deyk velhayru biyedeyk gibî) cîıiz olur.
Hacc için niyyet ettiği
halde telbiyede bulunduğu zaman muhakkak o kimse Shramh olur ki, cimû'dan (\eya
fahiş sözden veya kadınların yanında cimâ'ya ait söz konuşmaktan), mâsiyetten,
kavgadan (münakaşa ve dedikodudan), karr.dn br.Hman av hayvanlarım Öldürmekten,
o (ava eli ile) işaret edij> (£(i>te;'mekten), ve onun üzeriıu1 (lalan yerde av
hayvanı var gibi) delâlet etmekten, bit öldürmekten, güzel koku sürünmekten,
tırnak kesmekten, başının ve bedeninin kılım tıraş etmekten, sakalını tıraş
etmekten, başını veya yüzünü örtmekten, başını ve sakalını hitmî (eVeÜT) île
yıkamaktan, gömlek veya don veya kaftan, veya sarık, veya
takke-kiüâh giymekten sakınsın = r-ekinsiiı.
Mest giymekten de sakinsin.
Ancak na'îeyn (ta!" r. = üzeri a -'-i terlik) bulunmayıp (mestlerin)
topuklarının aşağısıncLüL esip giymiş olursa müstesnadır. Zâfer.an, veya as;.ur.
veya kırmi/.i ile- boyanmış ihram giymeden de karınsın. Aneak yıkanıp kokusu
gitmiş olursa müstesnadır.
İhranüı kinime iein
gusletmek ve lıumama girmek, beytin ve binidi-niıı gölgesinde (kafası isabet
etmemek şar tiyle kafasının değmesi mekruhtur) gölgelenmek, para kesesini
bciine bağlamak, düşmanla muka-tele etmek caizdir.
İhranıh kimse namaz akabinde se-iııi yükseltici olduğu
halde tolbi-yeyi çok eder ve her ne zamanki yüksek yere çıksalar veya bir dereye
inseler veya kafileye rast gelseler ve seher vakitlerinde telbiyeyi (Lebbeyk
duasını) tok yaparlar.
(İhrama giren kimse)
Melikeye girdiği zaman, Mescidi haramdan
başlar, (thramlı kimse) Beyti şerifi aşikar gördüğü zaman tekbir ve tehlil eder.
Hacer'i esved (siyah taş)'e i>.tikbâl edip, oradan baslar. Namazda olduğu gibi
ikî elini Kaldırarak tekbir ve tehlil eder. Başka (bir kimseye) eza vermeksizin
eğer kadir olursa, Haceri esved'İ öper, veya (kalabalıktan öpmeye kadir
olamazsa) istî'lâm eder (yâni uzaktan ateşe ısınmak için tuttuğu gibi avuçlarını
Haceri Ksved'e doğru uzatır ve elini tasa kor, sonra kendi avucunu öper), veya
elinde olan oîr şeyi Haceri Esved'e dokundurur ve o şeyi öper, veya Haeeri
Esved'e doğru dönüp Ailâhü Zülcelâ! (C.C.) Hazretlerine, tekbir, tehlil ve iıamd
edici ve Ra-sûlü Ekrem hazretlerine salavâtı şerife getirici olduğu halde işaret
eder. (İstilamdan sonra) Kâ'be kapısını takip eden taraftan, kendi sağ
taralından başladığı halde (yâni Beyti muazzam sola alınarak, Beyti Mu-azzamamn
kapısına doğru sağa gidilmek suretiyle) tavaf eder. İhramlı kimse kaftanın bir
tarafını sağ koltuğu altından sol omuzumın üzerine kor. Tavaf eden kimse tavatmı
lıatîmin (Beytin batı tarafında beyte muttasıl, beytle, arasında boşluk)
arkasından yedi şavt (yedi defa dolaşmayı) yapar.
Bu (yedide!1.) evvelki üç
savtta remleder (adımlarını kısaltarak yürürken omuzlarını hareket ettirip,
siİUmek). Diğer dolaşmalarda, sükıV net ve vakar (yâni teenni) üzere yürür.
Haeeri Esved'e her uğradıkça rüknü yemûniyi istîlüm etmek nıüstheaptir.
Bundan sonra Makamı
ibrahim'de veya Mesctd'i Haram'dan kolay olan yerde iki rek'at namaz kılar. Her
yedi dolaşmadan sonra (iki rek'at namaz) vaciptir. Buraya kadar zikrohınanlar,
Tavai-i Kudümdür. Bu tavaf-ı (kudüm) Mekkede ikâmet edenlerden başkaîan İçin
sünnettir. Namazdan sonra Hacer'i Esved'e varır ve (yukarıda zikrolunduğu gribi)
Hacer'i Esved'i istilânı eder. (Zemzemi lîiübûreki içtikten sonra sükûnetle)
Beyti Şerif görülünceye kadar Safâ'nm üzerine çıkar. Beyti Şerife doğru dönüp,
düâ için ellerini kaldırarak tekbir, tehitl eder yo Nebi Aleyhisselam'a
Seîevat'i şerife getirir ve dilediği şey ite düâ eder. Bundan sonra Merve
tarafına iner ve teenni i)e yürür. Batnı vadiye varınca (bu sahadaki) iki yeşil
direk arasında bu mesafeyi geçinceye kadar sür'atle sâ'yeder.
Safada yaptıklarını MervetU-
aynen yapar. Saladan Merveye varıncaya kadar sâ'yetmek bir şarttır. Safa ile
Merve arasında yedi kerre sâ'yeder. Safadan başlayıp, ıııervede son buldurur.
Bundan sonra ihram-h olduğu halde Mekke'de ikâmet eder ve Beyti Şerifi (saîsiz)
nafile olarak dilediği kadar tavaf eder.
Zilhicceden, yedinci gün
okluğu zaman da (öğle namazından sonra) imanı, insanlara Menâsiki Haccı tâ'Hm
için (oturmaksızın) bir hutbe okur. Yine Zilhiccenin dokuzuncu gününde Arafatta
(Cuma Hutbesi gibi) hutbe okur ve Zilhiccenin onbirînci gününde (öğleden
sonra oturnuıksızm, re m yi d man öğretmek kin hutbeyi i Mİnada okur.
Zilhiccenin sekizinci terviye gününde sabah namuzim (Mckke'i MUkerreme"de)
kıldıktan sonra «Mina» mevkiine çıkar. Orada Areîe günümün sabah iia-mazir.a
kadar kalır (s^îıah nanva/.uı: iaiıp tüne- dogmasına kadar beU-lemek sünnettir).
Bundan sonra Arafat a gider,
(Aiı-fe günü) güneş zevale vurım-ıt (öğle namazından Önce) İrniini C ınnuda
oiduin tibî iki hutbe (yâni iki hutbe çırasında oturarak) okur ve hutbene
iiisaniara Menâsiki (Arahn-ta vakfeyi, Müzdf-îifede vakfeyi, lîemyi cimar,
Kıiriıan, tıraş, (inııf-ı ziyaret gih: lâzım olan şeykri) lâ'iii^ fder.
ftmam) Hutbeden sonra (öğle
vaktinde) Cemaati Kiihrâ ile öğle ve ikindi namazını bir ezan ve iki il;ftmetle
kılar. ögJc ve ikindi namazi-nm İkicinin birden kılınmasının şartı, imam.İîc be
rai ter olnüılctır. (Eğer, öğleyi yalnız veya cemaatla fak?.; inumı? ckîjer
>':mî halife veya naibi bulunmaksızın l;ir-;;, caiz değildir;, imanrı Ebû Yûsuf
İle îmam'i Muhanı-nıed (ikindi naaıazmm vaktinden evveî lahıimusmda)
muhaliftirler.
(Namaz kılan kimsenin ve
ikindi namazlarında ikisi bir kılındığında) ihramh olması da şarttır. Bundan
s^nr.ı abdest ve gusül ile hînici olduiru halde imanıln beraber vakfa eder. Onan
(GıisHin), Cebeli Kah-met yalanman olması sünnettir. Arafıtîın (Batnı ürene =
urefe) denilen mevkii hâriç her yeri nıevlaftır.
İmam ellerini kaldırarak ve
(Meskenet üzere — Bir miskinin la anı istemesi gibi) uzatarak AlKıh'u Zülceîal
(C.C.Ve hamil, tekbir, tchliL, teîhiypdc hi-lunup Ntbî Alcyhivs-h'inı'a
Sah-vîıi-ı Şeriic getirici okluğu halde ve hacetini hürün gayretini .hezledfrek
i-,teyici olduûıı hakle kıbleye istikbal eder.
İnsanlar ise imama yakın,
imanım arkasında kıbleye isükhaî ve imamın siızünü (duasını) ikiiic: olduklurt
halde vakfa ede-rier. Güneş battıktan sonra İmanı ile Müzdelifeye döntrîer.
(imam) Cebeli Kıızah (Meş'arı Haram) yakınma iner, akşam m- yat-m bir ezan ve
bir ikâmetle eda eder.
Kır kimse akşam nanîiıznn
yokla veya Arafatta eda etse, (imara'ı Azam ile tnıam'ı Muhammed'e göre) şafak
atmadığı müddet iadesi lâzımdır (fakat şafak almışsa iadesi vacip değiulir).
İmam'ı Ebû Yûsuf muhalefet
ediyor. (Buna göre asîâ iadesi lâzım gelmez. Lâkin günahkâr oîur). MüzdelifvtJe
geceler, şafak atınca (imam) sabah namazını erken kıldırıp. Meş'arî haramda
vakfa eder, ve Arafatta yaptığı (harekâtı burada da) yapar. Miizdelifenin Batın
nıühassir denilen mevkiinden başka her yeri vakin yeridir.
Ortalık gereği gibi
aydınlanınca, güneş doğmadan evvel (kalkıp) Mina'ya gelir. (İmam, insanlarla)
G'mretüî Akabe denilen taş kümesine (varır), batnı vadiden parmakların ucu ile
taş attığı gibi (ayrı ayrı) yedi taşı
atmaya Mina'dan başlar. Her taşı attıkça tekbir eder. (Atılan taşların)
evvelinde telbiyeyi keser. Cemre'i Akabe yanında durmaz.
Cemre'i Akabeden sonra
islerse kurban keser (zira yalnız Haccı müfrid eden kimseye kan vacip değil
müstehaptır). Bundan sonra tıraş olur. Tıraş efdaldır veya (saclarının
uçlarından parmak uçları kadar birsey) kırpar. (Bunları yapınca) zevcesine
mukaranetten başka (ih-ramın bütün yasakları kendisine) mubah kılınmıştır.
Bundan sonra bayramın
birinci gününde, veya ikinci veya üçüncü gününde Mekke'İ Mükerreme'ye gider.
Ziyaret tavafım yapar: Eğer Ta-vaf-ı Kudüm da «Remel ve Sa'yi» yapmış ise,
(ziyaret tavafını) Remel Saisiz yapar. Eğer (Tavaf-ı kudümde Remel ve Sa'yi
yapmamış ise, ziyaret tavafının ilk üç devresinde) Remel eder, ziyaret
tarafından sonra da sa'yini yapar. Artık kendisi için zevcesine mnkarenet de
mubah olur.
Ziyaret tavaf mm vakti:
Bayramın birinci gününün şafağının atmasından sonradır. (Ziyaret tavafı
bayramın) birinci gününde yapılması ef-daldir. (Ziyaret tavafını) Bayramın
birinci gününden te'hir etmek mekruh oldu.
Bundan sonra (tekrar)
Mina'ya gider. (Bayramın) ikinci gününde zevalden sonra üç cimârı (taşı) atar.
Mescid'i Hayf yakınındaki (birinci taştan itibaren) başiar. Birinci taşı yedi
taş ile atar, ve her taşı attıkça tekbir alır ve taşın yakınında durur ve
(kendisine, anasına, babasına, din kardeşlerine) düâ eder. Bundan sonra bu taşı
tâkibeden (ikinci taş) yanında da yedi taş atar. Her taşı attıkça tekbir alır ve
düa eder. Ancak son taşta durmaz. Bundan sonra bayramın üçüncü günü de, ikinci
gününde yaptığı gibi yapar.
Bundan sonra isterse
Mekke'ye gider. Dördüncü gütfağı atmadan evvel huecac için Mekke'ye gitmek
vardır. Ş^ak attıktan sonraya kalırsa taşları atmadıkça Mekke'ye gidemez.
İsterse (Minada) ikâmet edip evvelki günlerde yaptığı gibi taşlar atar. (Minada
ikâmet etmek) afdaldır. Eğer dördüncü günde zevalden önce atılırsa, (İmam'ı
Âzam'a göre) caizdir, imam'ı Ebû Yûusuf ile İmam'ı Muhammed (diğer günlere
itibar edip) ihtilâf etmişlerdir. Binici olduğu halde (taş) atmak caizdir. Son
taştan baskasmda yürüyerek atmak efdaldır. Şeytan taşlandığı geceleri Mina'da
geceler j[Mina'da gecelememek mekruh olur).
Kendisi gitmeden önce
eşj'asmı Mekke'ye göndermek mekruh oldu. Mekke'ye hareket ettiği zaman (yolda)
«Muhassap» denilen düzlükte inip (biraz olsun dinlenir). Mekke'den sefere çıkmak
istediği zaman sa'y ve remel yapmaksızın tavafı sader (Tavafı Veda) için yedi
defa dolaşmak suretiyle tavaf eder. Bundan sonra iki rek'at namaz kılar.
Veda Tavafı, Mekke'de ikâmet
edenler müstesna afakiye (hâriçten gelenlere) vaciptir. Bundan sonra (eğâr
elinden gelirse) Zemzem suyunu
kendisi çeker, lieytullha karşı durup (ayakta kana-kana)
içer. Bundan sonra Kâ'be kapısına gelir. (Kâ'beyi tâ'zim olmak üzere) kapısının
eşİ-ğinİ öper. Göksünü, karnım ve sağ yanağını Kâ'benin kapısı ile Hacer'i Esved
arasındaki mültezim üzerine kor. Bir saat miktarı Kâ'benin örtüsüne sarılır,
gayretle düıteder, airlar ve yüzünü Beyti Şerit cihetinden ayırmayıp
(ayrılışından mütevellid bîr hüzün ile ağlıya - ağlıya veya ağlar gibi bir
vaziyet alarak) Haremi Şeriften çıkıncaya kadar geri geri çekilir ve ayrılır.
Eğer ihrama giren kimse
Mekke'ye girmeyip Arafat'a teveccüh etse ve (Arafat'ta) vakfa yapsa,
ondan tavafı kudüm sakıt olur (düşer).
(Tavafı kudümü) terkeitiği
için (ihramh Kimse üzerine) bir şey lâzım değildir. Bir' kimse Arale gününün
güneşinin zevalinden ve Kurban Bayramının şafağının atması arasında bir saat
(az bir zaman) Arafat'ta dtı-rueu olsa veya Araia'ı geçse ive uğrsa), muhakkak
(o kimse) hacca yetişmiştir. Yelevki Arafat'ı uyuyarak veya baydın birh aide
veya o yerin Arafat olduğunu bilmeyerek geçse, yine de lıacca gitmiş oîur.
Bîr kimse Arafat'ta vaki ayı
terk ederse, muhakkak o kimse haeci fevt (kayıp, etmiştir. (Bu İş böyle olunca o
kimse) tavaf yapar ve sa'ye-der, hacc ihramından çıkar, gelecek sene de icaza
eder ve üzerine kan akıtmak lâzım gelmez.
Bîr kimse arkadaşına
baygınlığı hâlinde kendisi için ihrama girmeyi emretse, arkadaşı da ofiili
işlese onun ihramı sahih olur. Eğer arkadaşı emirsiz (onun yerine) ihrama
girse, emriyle işlediği gibi onun ihra^ni da sahih olur. imanı'ı Ebû Yûsuf îie
imam'ı Muhamnıed (R.A.) muhalif oiup, (Bunlara göre emirsiz
elan ihran; fiili sahih olmaz).
Kadınlar hacc fiillerinin cümlesinde, erkek gibidirler.
(Kadınlar) yüzlerini (Erkekler gibi) acarlar, fakat başlarını açmazlar. Eğer
kadın, yüzüne (peçe gibi) bir şey sarkıtsa ve yüzünden, uzak tutsa caizdir.
(Kadın) telbiycae sesini yükseltmez, tavaii remi (omuzlarını silkerek sür'at
göstermek! yapmaz .
Sala ile Mcrve arasında (Sa'yederken) sür'at göstermez, tıraş olmayıp. s:sc;mm
ucandan biraz keser, dikilmiş ihram giyer ve (Hacer'i Esved yanında) erkekler
olursa, (Erkeklere bedeninin temasından kaçınmak ipin; erkeklerin arasına
sıkışmaz. Eğer (kadın) ihramda iken âdet görmeye başlasa, gusleder ve haccın
bütün menâsikini (erkek) gibi yapabilir, yalnız hu halde (hayizh iken) ziyaret
tavafını yapamaz. (Te'hire bırakır, bu te'hirden dolayı kendisine Kurban vesaire
de lâzım gelmez) ,
Ziyaret tavafından sonra âdet. görmeye başlasa, o '(kadından) veda tavafı
(vecibesi) sakıt olur. Mekke'de ikâmet eden kimseden (veda tavafı) sakıt olduğu
gıbi( kadının^ adeti dolayısıyle veda tavafını terketmesinden) üzerine bir şey
lâzım gelmez;. İmam'ı Ebû Yûsuf'a göre (Kuceac Kurban Bayramı'nm üçüncü günü
döndükten sonra Mekke'de ikâmete niyyet etseler de) Veda tavafı sakıt olur.
İmam'ı Muhammedi göre sakıt olmaz..
Bîr ldmse nâfiie bedenesi (deve veya sığır) veyanezir
bedenesi vejya!cezasının bedenesi, veya bunlara benzer şeyler için bedene
kilâdetese (sadaka devesi veya sığırı olduğu belli olmak için boynuna bir alamet
takmak), o bedene ile hacc murad edip (Mekke'ye) hareket etse her ne kadar
telbiyede bulunmadı ise de ihramı sahih olur. Eğer bedeneyi gönderse, ondan
sonra kendisi hareket etse, o (kimse) bedeneye (Mikattan evvel) yetişemeyince
ihramı sahih olmaz. Ancak müt'a bedenesinde (ikramı sahihtir). Eğer bedenenin
sırtına çul Örtse, veya sembol yapsa koyunu kiladele.se ihranusahih olmiız.
Bedeneler deve ve sığırdan olucudurlar.
(Haceı) kıran, mutlaka {Temettü ve ifrattan) efdaldır .
(Temettü da ifrattan cidaldir). O (kıran) mSkât'da hac ile umreye beraber
niyyet demektir. {İki rek'ât) namaz kılıktan sonra «Allahümme İnnî Üriclüî Hacce
vel umrete Foyossir lıürmı W ve tekabbel buma minni, yâni, Yarabbi ben hem umre,
hem â? hac etmek istiyorum bunları bana kolay kıl, bunları benden kabul buyur»,
dîye niyyet ve dua eder. Mekke'ye girdiği zaman evvela (umre ile hac
fiillerine) başlar, umre için tavaf edera (Safa ile Merve arasında) Sa'yeder.
Bundan sonra hacc için tavafı kudümü İfâ eder ve sa'yeder.
Eğer onlar (Umre ve hacc
için umre ve kudüm tavafı olarak) iki tavaf ve iki sa'yetse caizdir. Lâkin
isâet ctmeiş olur. (Yâni bir defada ondört tavaf edip yedisi umre ve yedisi
kudüm için olsun dese gerçi caizdir. Fakat iyi değildir). Bundan
sonra müfrit bahsinde geçtiği gibi hacc eder.
Bayramın birinci gününde
Cemreyi Akabeyi attığı zaman, demi için bir koyun veya bir bedene (Deve - sığır)
veya bir sığır veyu devenin yedide birini kurban olarak k?ser. Eğer kurbandan
(hedıyden) âciz o-lursa, kurban bayramının birinci gününden evvel üç gün oruç
tutar. Efdal olan o (üç günün) sonu, Arafa günü olmaktır (yâni Zilhiccenin yedi,
sekiz ve dokuzuncu günleri oruçlu olmak lâzımdır.) Ye yedi günde velevki
Mekke'de olsa da, hacc fiillerinden fariğ olduktan sonra tutar.
Eğer Bayramdan evvel üç gün
oruç tutmadı ise (vueübeıı bir koyunun kanının' akıtılması tahakkuk eder. Eğer
Hacc'ı Kıran'a niyyet-eden kimse bir zaman Mekke'ye girmeyip umreyi tavaf
etmezden Önce Arafatta vakfada bulunsa muhakkak (Umreyi) terk etmiş olur ve
(Umreyi) terkettiği için o (kimsenin) üzerine kan akıtmak (Kurban) lâzım olur.
Umreyi kaza eder ve ondan kıran kurbanı sakıt olur.
Haccı Temettü, Haccı
İfrattan efdaldır. Bu (Temettü) hac aylarında umreyi yapmaktır. Kundan sonra da
o senede hacc etmektir. Umre için Mîkattan ihram giyer, umic için tavaf yajnp
sa'yeder. Eğer hedy (kurban göndermedi ise (tıraş olup) ihramdan çıkar, umrenin
iik tavafında tel biyeyi keser. Bundan sonra Zilhiccenin sekizinci pünüude hacc
için haremden ihram giyer. Sekizinci gününden evvel ihrama girmek efdaîdİr.
(Müfrit gibi) haccı yapar ve
(Tas attıktan sonra) Haccı Kıran yapan kimse gibi (Temettû'demİ irin) Kurban
keser. Eğer Hedy (Kurban) dan âciz olursa, hükmü haccı kıran yapanın hükmü
gibidir. (Yâni on gün oruç tutar-. Umre için tavaftan evvel üç gün oruç tutmak
caizdir. Velevki Umre için ihramdan sonra, Şevvaldan (üç gün oruç) tutsun. Fakat
Umre için ihramdan evvel üç gün oruç caiz değildir. Eğer haccı temettü sahibi
hedy göndermek murat etse, efdal olan hedyinin gönderilmesidir, umre için ihrama
-irer ve hedyinî gönderir. Bıı göndermesi arkasira gitmekten efdâldır. Eğer hedy
bedene( Sığır veya deve) olursa, o bedeneyi dağarcık veya nâ'liıı île kilâda
(Alâmet) eder. Bu (kılâdâ) çulJamaktan evlâdır.
İş'arı (İmam'i Ebû Yûsuf İle
imanı1] Muluımmed (K.A.)a göre) caizdir. O (İş'ar) devenin sol tarafından
İıörgik'ünü yarmaktır. Ve bu (İş'ar) Nebi Alevlıisselânı'ın fiiline daha
müşabihtir. Ye>u sağ tarafından yarmaktır, imain'i Âzam'a göre iş'ar mekruhtur.
Bundan sonra umre fiillerini yukarıda boyun olunduğu gibi >apar, ihramdan
çıkmaz. (Zilhiccenin sekizinci gününde) jnıkuruta beyan olunduğu gihi
(haremden) hacca İhram giyer.''
Bayramın birinci günü tıraş
olunduğu zaman hacc ve umre ihramından çıkmış olur. (Ancak kadına yaklaşanla/)
Mekke ehli için ve Mikât dâhilinde bulunan kimse için (Mekkelilerden sayıldığı
için) Tomettû ve kıran yoktur. Temettü eden kimse (Umre fiillerini edadan)
sonra, ve hedyde göndermiş olduğu halde vatanına dönse, (Ehline yakınlık sahili
olduğu için o kimsenin) Temettü'u bâtıl olur. Eeğer (Hedy) göndermiş olursa,
(İmam'ı Âzam ile İmam'ı Ebû Yûsuf'a güre vatanına dönmekle) Temettû'u bâtıl
olmaz.
Bir kimse hacc aylarından
evvel umre için dört şavrlan az tavaf etse ve (Hacc aylarının) girmesinden
sonra (savtları) tamam olsa ve hacc etse (o kimse) mutemetti .olur. (Yâni Haccı
temettû'u sahih olur). Eğer (Hacc aylarından evveî umre için) dört savt tavaf
etse, (o kimsenin temettû'u) sahih olmaz. Eğer bir kûfeli hacc aylarımla umre
yapsa ve ihramdan çıksa ve Mekke'de ikamet etse, (sonra haremde ihram giyip)
hacc etse, temettü etmesi sahih olur. Basra'da ikâmet eden kimsenin temettû'u
da sahih olur. Basra'da ikâmet edenin temettû'u İmam'ı Ebû Yûsuf ile İmam'ı
Muhammed (R.A.)a göre sahih olmaz da ilenildi.
(Eğer Kûfeli kimse) umresini ifâ etse ve (Mikâttan çıkıp)
Basra'da mukim olsa ve (I'mresini) kaza edip hacc etse, o (kimsenin) temettû'u
sahih olmaz. Ancak vatanına döner, bundan sonra L'mre ve hacc eda ederse o zaman
temettû'u sahih olur. İmam'ı Ebû Yûsuf ile İmam'ı Mtı-hammed'e(K.A.) göre
vatanına dönmemiş ise de( Temettû'u) sahih olur. Eğer umreyi ifsattan sonra o
(kimse) Mekke'de baki kalsa (Vatanına dönmeden umreyi) kaza ve haccı eda etse,
ittifakla temettû'u sahih olmaz. Temettü, umre ve hacedan birisini ifsatl etse,
(Hacc ve umreden ifsad ettiği şeyî) tamamlar ve ondan temettü kanı (kurbanı)
sakıt olur. Bir kimse temettü etse ((bu kurbanı) temettü kanının yerine kifayet
etmez. (Zira temettü kanı vaciptir. Kurban ise vacip değildir. Vacip olmayan
şey vacibin yerini tutmaz.)
İhrama siren kimse Ctam bir azayı, sehven veya kasden)
güzel koku ile kokulasa, o (kimiye) bir (koyun) kurban lâzım olur. Zeytin yaı^i
ile (bir azasını) ya&lasa (İmanı'ı Âzanı'a göre) yine kurban lâzım otur.
(Inıam'ı Ebû Yûsuf ve imanı'ı MuiıammedV) göre (kurban depl) sadaka lâzmı olur.
Eğer (ihramlı kimse) başını lana ile boyasa veya başi-nı tanı bir fûtu örtse, o
(kimsenin üzerine) kanakıtmak (kurban kesmek) lâzım olur .
{Eeğer hasmı bîr »iinden az Örtmüş îmı sadaka lâzımdır),
eğer (ihramlı kinişe) lam bir a.\m
dikilmiş elbise .jîiysc
veya suKuii-nın dörtte birini, veya başını veya baymam, veya iki koltu^mm. ve\a
bir koltuğunu, veya ete sini tıraş etse, kurban iâzim olur. Kan aktırdı;*! yen
tıraş erse, (İmanı1) Azam'a ı;öre> yine kurban lâzım olur. tmam'i Ebû Yûsuf ile
İmam'i MıUıamnıed'e göre sadaka lazımdır.
Eüer (ihramlı kimse) iki el
ve iki ayaklaruım tırnaklarını bir nıee-liste kesse, üzerine bir kurban li;zmı
olur. i^er bir elinin \cv;ı bir aya-ğinmt irnaklarını kesso, yine (bir kurban)
lâzımdır. F.£.er iki el ve iki ayaklarının tırnaklarını dürt mecliste kesse,
(îmam'ı Âzam ile İnutm'ı Ebü Yûsuf'a £Öre) Üzerine dört kurban lâzım olur.
Eğer bir azadan az yere koku
sürse, veya başını öri--.- vr\a (tanı) bir günden az; olarak dikilmiş elbise
i',İyse, üzerine sadaka tazimdir. E£cr başının veya sakalının dörtte birinden
azını veya boynumı veya avret yerinin veya koltuğunun birinin bâzısını veya
başka ihvanılı kimsenin başını tıraş eise veya beş tırnaklan azını kes^e veya
beş ünnğı ayrı ayrı (yâni bir ikisini bir elden ve bir ikisini diier elden ve
ayaktan ke-.se), yine sadaka lâzımdır. İmanı'ı Muiuînmu-d'e ,u;öre ayrı ayrı
kesilen be-(tırnakta) kurban lâzımdır.
L'îjer (ihramlı kimse)
özründen dolayı koku kullanırsa vı-yu. dikilmiş elbise giyse veya tıraş olsa.
muhayyerdir. İsterse bir koyun U'-n-r, isterse aİtı miskine üç; sâ (öîcek)
tasadduk eder ve isterse (şart olmadığı halde ard arda) üç £'ün oruç; t m ar.
E£er gönılt'si (Omuzları üzerine) atsü, \eya KÖmîeii;!
'-aü. '.'linin altından »-eririn sol omuzun;1, atsa, veya î:«imieği sağ elinin
allından geçirip sol oinuzuna atsa veya donunu (hamam peştamalı »İb:; beline
başlasa (bunların birisinde) beis yoktur. E:;er orauzlarını kaiı^na sokup
elU-rini yerlerine sokmazsa, yine beis yoktur.
Eğer (tavaf eden kimse),
kudüm veya sader "(veda) için cüriüpliik halinde tavaf et>e, üzerine (koyun
cinsinden) kan ikurban) lâzım olur. Eüer ziyaret tavafım ubdesîsîz tavaf etse
veya vedı; tuvalini yapmaca veya veda tavafından dört (savtTin) yapmaca veya
ziyaret tavafından dörtten aşağı tavafı yapmasa veya Aralat (hududundan) inumdan
evvel dönse (çıksa) \eya {>afr. iie :nervr arasında) sıVyctnu1:-;1 veya
Müzde-Hfe'de vakfayı yapmaca veya ren»;.» cinıann (Şrytiin taşlamanın) hepsini
yapmasa veya bir günün ta^liiimisim yaınnasa veya bayramın bî-rinei gününde
eemre-i akabenin ta'-iıınıa-ını terk eî~.e veya (ecmre-İ :ı-kabenhı
taşianınasınin) ekserisini yapr;uwa, yine kdytiîi ein-~inden) kurban
iâzınıdir.
Eğer kudüm tavafım v<*>a
vedû iavufıni abdest^iz yaparsa, üzerine sadaka lâzım olur. EütT veda tavafından
dörtten aşağısını yapmasa veya üe cemreden birinin atılmasını terk et-e, yine
sadaka lâzım olur. E&er ziyaret tavafını terk etse ve (ziyaret luvafındani cîört
savtmı ferli etse tâki ziyaret tavafını yapıncaya kadar ihramda ebedi kalır (ve
kadın da kendisine haram olur).
Eğer ziyaret tavafını cünüp
olarak yapsa, üzerine bedene (deve veya sığır) lâzım olur. Efdâl olan Mekkr'de
kaldijh müddet'tavafı iade etmektir. (Eğer bayramın birinin ^Ünü iade ederse)
kan sâîut olur. Ziyaret tavafını abdestsiz olarak tavaf ettikten sonra Eyyamı
Teşrikin (Bayramın iki, üe ve dördüncü ^ünü) sonunda veılâ tavafım temiz olarak
tavaf etse, üzerine kurban lâzım olur. E.ter ziyareti cünüp oîa-rak yaptıktan
sonra veda tavafını temiz olarak tuval etse, (imam'ı A-zam'a ^öre) iki
kurban lâzım olur. İm;i;n'ı Eluı Yûsuf He îmanı'ı hammecVe
t;üiv yukarda i;erti»-r «ibi ancaU bir kurban lazım olur.
Umre tavafını edip ve sa'yi
abdestsiz yapsa, tavaf ve sa'yi iade eder. E£er o {tavaf eüiı> ahdestsiz sa
Yeden kimse) ehline dönüp, tavaf ve sa'yi iade etmese, üzerine kan lazım olur.
Eğer yalnız tavafı iade e-derse, bir şey lâzım »eimez. Salıİh olan budur.
E£er ihramh kimse, Araf atla
vakfadan ev\-el Sebîyleyn (Ön veyu1 arka)dan birinde cinsi mükarenette bulunsa
ve unutarak t?, olsa, haecj fasit olur. Fakat (terkeînıeden) hacc fiillerini
etîâ eder (gelecek sene ha.ecmi\ kaza eder ye üzerine kurban lâzım oiur. (Fasit
olar. haccm) kazasında o < kimsenin üzerine) hanımından ayrılmak yoktur. Eğer
(A-rafatta) vakfadan sonra tıraştan evvel cima etse haccı fasit olmaz ve üzerine
bedene (deve ve s!pr kurbanı) lâzım olur. Ejjer tıraşlan sonra, ziyaret
tavafından evvel cinsi nuıkarenette bulunursa, üzerine kan (a-krtmak)
lâzımdır.
Eğer (Hanımım) öpse veya
şehvetle okşasa «Meni» inmesi- de, yine kurban lâzım olur. Eğer umrede iken
tavafın şartlamin ekserisini yapmadan evvel cinsi mukarenette bulunsa ve umresi
iâsit olup tekrar (umresini) kaza etse, yine kurban lâzım olur. E£er (cinsî
mukarenet) tavafın şavtJanndan ekserisini yaptıktın: sonra olursa, kurban lâzım
olur. Ve (umresi) fasit oimaz. (îhramlı kimse) ferce bakmakla da olsa, üzerine
bir şey yoktur.
Et;er, tıraş olmayı veya
ziyaret tuvalim Bayramın birinci gününden tc'lûr etse (İmam'ı Âzam'a i;w(),
üzerine kurban lâzım olur, imum'ı ]>bû Vûsuf ile İmam'ı Muhammed (İZ.A.)
nıuhâlelet ediyorlar, (bunlara pöre fevt ettikleri şeyikaza bitikten sonra bir
şey iâzim delildir.)
Eğer, (şeytan) taşbnayi
ve'Iıir etse \eya bir nüsükü (ha\van boğazlamayı) bir nüsük üzerim* takdim etse
ki; te'hir olunan nüsük, takdim olunandan evvel olandır, burada hilaf, yine
büyiece (.yâni Kurban lâzım) dır. Eğer baremin haricinde ha^c veya umre için
tıraş olsa (İmam'ı Azam ile İmam'ı Muhamn:e.d (lî.A.)a göre), üzerine kurban
lâzım olur. imam'ı Ebû Yûsuf muhalif (kurban lâzım değil) dir.
Eğer umre yapan kimse,
(Haremden çıktıktan sonra (tekrar hareme dönse ve saclarının ucundan kisaltsa,
icmâ'an üzerine kan lâzım gelmez. Eğer, Haccı kıran yapan kimse, (hayvanı)
boğazlamadan evvel tıraş olsa (İmam'ı Azam'a göre), ona iki kurban lâzım olur.
İmam'ı Ebû Yûsuf ile İmam'ı Muhammed'e göre birk urban -lâzım olur.
Cinayetler bahsindeki zîkrolunan dem (kan) dan nuırad:
Kurban obuaya elverişli olan koyundur. Ve sadakadan murad ise: Bir sadaka-i
Fıtır miktarının verilmesidir, (fakire bir gün kifayet edecek kadar olan şeydir
ki; Buğdaydan yarım sâ; 520 dirhem, hurma ve arpadan bir sâ; 1040 dirhemdir).
Eğer ihramh kimse kara avım
öidürse veya (avın) üzerine öldüren kimseyi delâlet etse, o (delâlet eden ihramh
kimse) üzerine ceza lâzım olur. O (hayvanın) öldürüldüğünde iki âdil kimsenin
pahasını takdir etmesi, avın kıymetidir. Veya öldürüldüğü yerde kıymeti yoksa,
öldürüldüğü yere yakın yerde (İki âdilin takdiri ile olan) kıymetidir.
Bundan sonra Öldüren kimse
İslerse, takdir olunan avın kıymetiyle kurban alınabiliyorsa, kurban satın alır
ve harem dahilinde keser ve eğer isterse takdir olunan kıymet ile taam satın
alır ve o (Taamden) her fakire buğdaydan yarım sa (520 dirhem) veya hurma veya
arpadan bir sâ (1040 dirhem) tasaüduk eder.
Bu (zikrolunandan) aşağı
lasadduk etmez. Ye eğer isterse her fakire düşen taam için bir gün oruç tutar.
Eğer fakire düşen taamdan az baki kalırsa, o (baki kalanı) tasadduk eder veya o
(baki kalanın yerine) tam bir gün oruç tutar. İmam'ı Muhammed'e göre ceza, avın
benzeri varsa, cüssede (ceset ve boyda) avın benzeridir.
Geyiği öldürmekte, ceza, bir
koyundur ve sırtlanı (öldürmekte de ceza) birk oyundur. Tavşanda bir dişi oğlak,
yer serçesinde dört aylık oğlak, deve kuşunda bedene (deve veya sığır) ve vahşi
eşeğin (katlinde) ceza, öküzdür. Kendisi için naziri (misli - benzeri) olmayan
hayvanlar da (İmam'ı Âzam ile İmam'i Ebü Yûsuf'un) dedikleri gibi (yani iki âdil
kimsenin takdiri ve kıymeti) dir.
Kasten öldüren, unutarak
öldüren, ceza verdikten sonra tekrar öldüren ve İlk defa öldüren beraberdir.
Eüer {ihramh kimse), bir avı ya-ralasa, veya bir azasını kes*e (kopart sa) veya
kılını yolsa kıymetinden noksan olan şeyi tazmin eder.
Eğer avın kanadım yolsa veya
ayaklarını kesse (kırsa) ve (avda) kendisini avcıdan korumaya veya uçmaya veya
yürümeye kadir olmasa, o (kinişe) üzerine tamamen bedeli lâzım olur. Eğer avı
sağsa cezası südiinün kıymeti, yumurtasını kırsa cezası yumurtasının bedelidir.
Eğer yumurtayı kırdıktan
sonra yumurtadan ölü yavru çıkarsa (ve yavrunun diri olup yumurtayı kırmakla
öldürdüğü bilinse veya ölü, diri olduğu bilinmezse) ona ceza, yavrusunun diri
olarak bedelidir, (A-ma yavru yumurta kırılmadan ölmüş olduğu bilinse bir şey
lâzım gelmez). Karga, Çaylak, Kurt, Yılan. Akrep, Fare (sıçan), yırtıcı köpek,
sivrisinek, karınca, gene (arı, karasinek), kaplumbağayı Öldürmekle bir şey
lâzım gelmez.
Eğer (İhramlı kimse) bir
biti veya çekirgeyi öîdürse. cezası için istediği şeyi tasadduk eder ve bir
hurma, bir çekirgeden hayırlıdır, iırticı hayvanları öldürmekte de koyundan
yukarı geçmez. (Vâııi yırtıcı hayvanlarda ancak koyun lâzım olur. Ziyâde
olmaz). Eğer (yırtıcı hayvan) saldırsa (yâni ısırmak, parçalamak istese),
bunları öldürmekle bir şey lâzım gelmez. Eğer (ihramlı kimse) avı öldürmeye
(açlık veya başka sebeple) muzdar ve (muhtaç) olsu. ve avı Öldürse, üzerine ceza
lâzım olur.
İhramlı olan îdmse için ehîi
olan kojun, sığır, deve, tuvuk ve ehli o-lan kaz boğazlamak ve balık avlamak
vardır. Bacakları liiylü güvercini ve şehirgeyiğiiıi kesmekle (İhnımlı kimse)
üzerine ceza lâzım olur. Eğer (İhramlı kimse) avı kesse (kesilen) mundardır.
(Kestiği avdan) yerse ceza ile beraber yediği miktarın bedeli lâzım olur. Başka
bir ihramlı kimse o kesilen avdan yese buna muhaliftir, (İttifakla bir şey lâzım
gelmez).
İhramlı olmayan kimsenin
avlayıp kestiği avın eti; ihramlı oiana helâl olur, eğer ava delâlet ve
avlanması için emir ve avcıya yardımda bulunmadı ise. Bir kimse elinde dışardan
getirmiş olduğu av ile harem dahiline girse, o (kimsenin) onu (avı) salıvermesi
lâzımdır. Eğer o (avı) satsa ve o anda müşterinin elinde mevcut ise, sattığı av
geri verilir.
Eğer (av) müşterinin elinde
mevcut değilse, o kimseye ceza lazım olur. Bir kimse evinde veya kafesinde (av)
olduğu hakle ihrama girerse, (avları) salıvermesi-lâzım olmaz. Eğer ihramlı
olmayan kimse bîr avı alıp sonra ihrama girse ve o avı bir kimse salıverme,
salıveren kimse o avı t*--min eder. Fakat İhramda iken a\layamn avını salıvermek
bunun hilâima-dir (yâni tazmin etmez). Eğer ihramlı kimsenin aldığı avı diğer
bir ihramlı kimse Öldürse ikisi de tazmin ederler. Avı alan ihramlı kimse,
verdiği cezayı öldürene tazmin ettirir. Eğer ihra-msız kin
'ekke) hareminin avım Öldürse, öldüren üzerine bedeli lâzımdır. Eğer avın
südünii sağsa, südün pahası lâzım olur.
Bir kimse haremin nebatını
veya dikilmiş olmayıp kendiliğinden bitmiş olan ve âdeten insanın (o cinsten)
dikenıediği ağacını kesse, o kesilen şeyin kıymeti tazmin olunur. Ancak kurumuş
olanların kesilmesinde bir şey lâzım gelmez. Şu dörtte (avı kesmek, avı sağmak,
haremin nebatını kesmek ve haremin ağacını kesmekte) tasadduk (îhramsız) için
tâyin olunmuştur. Oruç kifayet etmez. Karemin nebatını otlatmak ve kesmek
(biçmek) haramdır. Ancak çayırı (otlatmak) haram değildir.
Haccı ifrad yapan kimse
üzerine her cinayet sebebiyle bir kan (kurban) vacip iken, Haecı kıran yapan
kimse üzerine cinayet sebebiyle iki kan (biri hacc için ve biri de umre için)
lâzım olur. Ancak Mikâti îhramsız olarak geçerse (o zaman bir kurban lâzımdır).
Eğer iki ihramlı kimse bir avı öldürseler, her birisinin üzerine tam ceza lâzım
gelir. Eğer ihrama girmeyen iki adam haremin avını öldürseler, o (iki kimse)
üzerine bir ceza lâzım olur. İhramlı kimsenin haremin avını alıp satmasi
bâtıl olur. Bir kimse Haremin geyiğini, haremden dışarıya çıkartsa ve (geyik)
doğursa ve ikisi de ölseier. (geyiği haremden dışarıya çıkaran kimse) geyik
yavrusunu tazmin eder. Eğer o (geyiğin) cezasını edâ etse, ondan sonra doğursa
(ve ölse) yavruyu tazmin etmez.
Bir kimse mîkâtı ihramsız
geçse, sonra ihram giyse o kimse üzerine pir kurban (koyun - keçi...) lâzım
olur. Eğer o kimse nükâta ihramlı ve bibiye edici olduğu halde dönse, lâzım olan
kurban sakıt olur. İmam'ı Ebû Yûsuf ile imam'ı Muhamnıed (R.A.)ya göre, frlbiye
etmesede îh-ramlı olarak (mikâta) dönmesi ile kurban sakıt olur. Eğer îhrara
giymeden evvel (mikâta) dönüp, inikatta ihram giyse, ittifakla o kimseden
kurban sakıt olur.
Eğer bir kimse umre ihramı
giyse bundan sonra (umreyi) ifsââ edip kaza etse, yine kan sakıt olur. Eğer
tavafa başladıktan sonra mı-, kâta dönse (lâzım olan kurban) sakıt olmaz Eğer
bir Kûfeli (Bern amirin) bostanına( mîkâtla Mekke arasında) bir hacet için
girse (o kimse) için ihramsız olduğu halde Mekkeye girmek vardır. Ye onun mîkâtı
beni âmir'in bostanıdır.
Eğer bir kimse Mekke'ye ihrarasiz olarak girse, ona hacc
ve>a umre lâzım olur. (İhramsız Mekke'ye girdikten sonra mîkâ,ta dönüp oj senede
Haccetül İslama ihram giyse, ihramsız Mekke'ye girmesi sebebeiyle vu-karda
geçtiği gibi hacc ve umre sakıt oiur, kan sakıt olduğu gibi). Eğer dönüş ve
ihram o seneden sonra olsa (Mekke'ye girmesi sebebiyle olan hacc ve umresi)
sakıt olmaz. Eğer Mekkeli veya Haca temettü, murad eden kimse ihramsız haremi
geçse, o (kimse) mikâtı geçen kimse gibidir, (yâni üzerine kurban lâzım olur)
ve (Mekke'nin) vakfası (Mekke-Ji veya Hacci temettü, yapan kimse mîk&ti)
ihramsız geçen kimsenin tavafı gibidir (kurban sakıt olmaz).
bir kimse umresi çin bir
şavt tavaf etse ve (tamam et-üıice) haoca ihram giyse, o (hacci)
terk eder, (tmam'i Âzam'a
göre) o kimseye kurban, hacc ve umresinin kazası
iâzimdır. Eğer fhâec ye umresini) tamamlasa, sahih olur ve üzerine kurban
lazım olur.
Bir kimse hacca ihram giyse,
bundan sonra havramın jbîrinci gününde başka bir hacca ihram giysa, eğer
(ikinci ihramdan e\*vel) birinci hacda tıraş olsa, ona kurban (ve sadaka) lâzım
olmayıp (gelecek sene) ikinci hacc lâzım olur. Eğer (evvelki ihram irin tıraş
olmayıp, ikinci, hacc İçin ihram giyse) ikinci ihramdan sonra gerek saçlar mı
kısaltsın, gerekse kısaltmasın (İnıam'ı Âzam'a göre) ona (gelecek sene de kimi
hacc) ve kan akıtmak lâzım olur. imaraîı Ebû Yûsuf ile İmanuı Muhammed (R.A.) ya
göre, eğer kısaltmış değilse, üzerine kan akıtmak lâzım olmaz.
Bir kimse umresinden fariğ
olsa (yâni tavaf ve sa'yini yapsa) fakat saçını kısaltmasa ve başka bir umreye
ihram giyse, ona kurban lâzım dur. Eğer harem içinden gelen bir kimse hacca
ihram giyse sonra da umreye ihram giyse, ona haec ve umre lâzım olur. Eğer umre
fiillerinden Öne* Arafat'ta vakfada bulunsa, muhakkak (o kimse) umreyi terk
etmiştir. Eğer (Arafatta) teveccüh etse ve Vakfa yapmasa (umreyi terk etmiş)
olmaz. Eğer hacc için (kudüm) tarafından sonra umreye ihram giyse, umreyi terk
etmesi mendup olur, (Umreyi) kaza eder ve üzerine kan akıtmak lâzım olur. Eğer
(Umre fiillerini hacc fiilleri Üzerine takdim etmekle) geçerse, suhüı oîur ve
üzıriue kurban lâzım olur ye bu kurban sahih rivayette cebir kanı (kurbanı) dır.
Eğer hacceden kimse bayramın birinci gününde veya ikinci,
üçün-tr dördüncü gününde umreye telbiye etse (banlamak sahih olduğu için) ona
(umre) lâzım olur ve (Haccın rüknünü edâ etmiş olduğundan umreyi de) terk etmek
ve yine umrenin kazası ve kurban lâzım olur. Eğer umre üzerine geçse (yâni
umreyi tehir etmiş clup ve terketmeyip bu minval üzere yapsa) sahih olur ve
üzerine kurban lâzım olur. Bir kimse hacci (Arafat'ta vakfayı kaybetmekle) fevt
etse, bununla beraber hacca veya umreye ihram giyse, (O giydiği hac mıdır veya
umre midir onu) terk etmek lâzım, fakat (başlaması sahih olduğu irin) kaza ve
kurban lazım olur.
Eğer ihramh kimse, düşman
veya hastalık veya ihramh (kadının ihramdan sonra mahreminin Ölmesiyle)
mahremsiz kalmakla veya nafakasını kaybetmekle (haccmı ifâya
muvaffak olmamasıyle) men (tavaf ve vakfadan veya tavaf
ve sa'yden men) olunsa, o kimse için Mekke'i' Mükerreme'nin hareminde belli
vakıfta kesilmek için bir koyun: (veya parasını) gönderir. Koyunun kesildiği
saattan sonra traşsiz ve kısalt-maksızın ihramdan çıkmış olur. İmam'i Ebû Yûsuf
için hilaf vardır. Eğer (men olunan kimse) haccı kıran yapan kimsedense (hacc ve
umre için) iki koyun gönderir, eğer o (koyunu) bayramın birinci gününden evvel
keserse caizdir. Ama hikle (haremin haricinde) keserse caiz olmaz.
İmam'ı Ebû Yûsuf ile İmam'i
Muhammed (R.A.) ya göre, eğer men olunan kimse lıacca ihram giyerse bayramın
birinci gününden evve.jf kesmek caiz değildir, (farz veya nafile) hacca ihram
giyip, men olunan kimse üzerine ihramdan çıktığı vakitte hac e ve umrenin kazası
vaciptir. "Umre için ihrama giren kimse men olunduğunda üzerine umreniiy kazası
ve kıran için ihram giyip men olunan kimse üzerine hem hacc, ve hem de umre
vaciptir.
Men olunan ihramh kimse
kurbanını kesmeden önce yetişmek mümkün olsa ve (Arafat tavafı ile) Hacca
yetişmekte mümkün olsa o (Men olunan kimse) için ihramdan çıkmak caiz değildir.
O (Men olunana, haccı ve umre fiillerini) edâ ve tamamlamak lâzımdır. Eğer
(hacca değiljsa-, dece hedye (kurbana) yetişmek mümkün olsa, ihramdan çıkmak
caiz olur. Eğer (hedy'e değil) sadece hacca yetişmek mümkün olsa istihsa-nen
İhramdan çıkmak caizdir.
Eğer bir kimse Mekke'de
tavaf ve Arafatta vakfadan men olunsa o kimse mahsur (Hac veya umre erkânından
memnu kalan kimse) dir. Eğer ikisinden birine (Tavaf veya vakfaya) kadir olmazsa
o kimse, men olmuş değildir. Bir kimseyi Arafatta vakfasmm yapılmamasıyla,
haccı onu fevt etse, umre fiilleri (tavaf ve sa'y) iie ihramdan çıkması ve
gelecek sene üzerine hacc (yâni kazası) lâzımdır ve üzerine kurban lâzım olmaz.
Umre için fevt yoktur. Ve bu umre: ihram, tavaf ve sa'y
dir, (İhram, umrenin şartı, tavaf ve sa'y ise rükünleridir ve umre sünnettir).
Umre senenin hepsinde (senenin her gününde) caiz olur. Yainız Arefe günü,
Kurban Bayrami'nın birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü günü (um re) mekruh olur.
Umre "eden kimse tavafın evvelinde telbiyeyi: keser.
Mâlî olan ibâdetlerde (Zekât ve Sadaka'i Fitır
gibi) (gerek kendinin kudreti olsun, gerekse olmasın her halde)
niyabet (vekâlet) caizdir. Sâdece ibâdeti bedeniyyede (gerek aczi olsun,
gerekse olmasın) niyabet caiz değildir. Hacc gibi hem mâlî ve hem bedenî'den
mürekkep olan ibâdetlerde ise, (bizzat kendisi) ibâdetten âciz
olduğu zaman (vekâlet caizdir. Kudreti olduğu zaman caiz olmaz. (Niyabet
cihetivle hapc etmenin cevazı için) ölüm veya ölene kadar acizliğin devamı şart
kihh-dı.
Aczin şartı, farz olan hacc içindir. Yoksa nafile olan hacc icvn (şart)
değildir.
Bir kimse (hacdan) âciz olup
(başkasına) hacc ettirse, o (hja|e) sahih olur ve (o hacc) âciz olanın namı
hesabına olur. Ve vekil olarak giden kimse asıl namına niyyet eder. (İhram
giyerek) «Lebbeyk bî hac-cetin an fülânîn» der (ve iki rek'at namazdan sonra
cAllahümme İnnî t'rİdül ha ece feyessirhüli ve tekabbtThir minnî \e min lıUânin»
der). Vekil olan kimse ııeiaka (para i dan fazla kalan şeyi vasisine veya
veresesine verir. Hacc etmemiş kimseyi, kadını ve (me'zun) köleyi (Ölü veya
âciz kimsenin yerine) hacc cttîrııck caizdir, Bunlardan (hiç hacca
gitmemiş, kadın ve köleden) başkalarını hare
uHTrmek evlâdır
.
Bir kimseye iki erkek kendileri için haecı emretmeler, o kimse de ikisinin
için de hacca ihram giyse,
ikicinden aldığı parayı da tazmin eder vtjj (hacc eden kimsenin yaptığı) haec
kemlimi irin olur. (diğerlerinden sa| yılmaz parayı kendinden harcamış sayılır).
Eğer ihramı müphem giyse
(ikisinden birisini tayin etmece) buu|* dan sonra tavaf
ve vakfadan evvel İkisinden birine iâ'yin etse, (İmam'i Azam ile tmam'ı
Muhammed (lî.A.)ya çöre) sahih oiur. îmam'ı Ebû Yv$.-suf için. hilaf vardır,
{Hacc naibin kendisinin olur der.) Tavaf ve vakfa! dan sonra tâyin, biiittifak
sahih değildir,
Mut'a ve kırandan meydana üeleiı }•:urban nâib olarak giden
kimse üzerine vacip olur
Cinayet kurbanı da vekil üzerine vaciptir. Hacc ve umre erkânından men olunursa
(ve bedel gönderen saü; ise), Kurban bedel gönderen üzerinedir. İmam'ı Ebû Yûsuf
için hilaf vardır. (Yâni bıı kurbanda vekil üzerinedir).
Eğer asıl olan .kimse ölü i*e (tîn kurban imam'ı Âzam ile
İnıam'ı Muhammed (R.A.) ya göre) ölünün mâünden verilir, (imam'ı iLbû Yûsuf'a
<^öre ise ölünün malından verilmez). E£er (vekil) Araf atta . vakfadaiı evvel
cinsî mukarenefte bulunursa, (Haccı fâ^it olur. üzerene kurban vacip olur ve)
nafakayı tazmin eder. Küer vekil yolda ölürse, (Başka bir kimse vekil olduğunda
İmam'ı Âzam "a süre) ölünün malının üçte birinin baki kalanı ile asilin ikâmet
ettiği mekândan hacceder
.
İmam'ı Ebû Yûsuf ile İmahı'ı Muhammed <R.A.)ya %î*rc i*e, vekilin öldü&ü
yerden'i
(bağlayarak) hacceder. Fakat; imam'ı Ebû Yûsuf'a göre
(evvelki) üçU-h birinin baki kalanı ile hace eder. imam'ı Muhammed'e i»öre
vekile veri-| len paranın kalanı ile hacc eder (eüer paradan kalan var ise, eğer
kal-:j manuşsa vasi yy et hatıl olur). Ye nafakadan fazla kalan ölünün
ve'rese-üj" sine veya vasisine teslim edilir
Bir kimse Ebeveyni (veya
başkaları için) Hacca tehlil etse (ihram giymekle ve telbiyede sesini
kaldırmakla) bundan Mmra ikisinden birine Anasına veya babasına) tâyin etse
caizdir.
Bütün ibâdetlerde insan için amelin sevabını başkası için
bağışlamak vardır.
(Hedy : AHahu Teâlâya, manen
yaklaşmak için veya'bir cinayetten dolayı keffâret olarak kesilmek üzere Haremi
Şerife götüruİen veya kendisi veya parası gönderilen kurbana «hedy» denir)!
O (Hedy: erkeği olsun,
dişisi olsun müsavi olmak üzere) deve, öküz ve koyun'dan olur. Hedyin en azı
koyundur. Hedyin tarifi vacip değildir. Kurbanda kifayet eden şey (vasıflar)
Hedy de de kifayet eder. Cinayetlerin hepsinde (ve her yerde) koyun kifayet
eder. Ancak ziyaret tavafmı cünüp olarak tavaf ettiği zaman veya Arafatta
vakfadan sonra, trastan evvel cinsî mukarenette bulunduğu zaman bu ikisinde
(koyun) kifayet etmez. Ancak deve ve sığır kifayet eder. Nafile, müt'a ve kıran
hedv'inden (Hedyi gönderen ve gönderenden başka zenginlerde etini) ver'
Bunlardan başka cinayet ve nezir kurbanlarının etinden) yemek "caiz değildir.
Müt'a ve kıran hedy'inin kesilmesi kurban bayramının birinci gününe mahsus
oldu.
(Mut'a ve kırandan başkası, Bayramın birinci -ününe mahsus)
de-(Kurbanların) hepsinin kesilmesi hareme
(bu mahal içine) mahsustur. Hedy (kesildikten sonra) Haremi Şerifin fakirine
veya fakirlerden başkasına tesâttuk etmek caiz olur. Hedy'in çulunu ve yularını
t*1-sattuk eder.1 Kasabın ücretini (Hedy.'den) vermez. Zaruret olmadıkça hedy'e
binmez. Eğer binmesinden dolayı (Hedy'in kıymeti) noksanlaşırsa o, noksanını
tazmin eder ve Hedy'i sağmaz. Eğer sağarsa, sağdığı (sütü fukaraya)
tesadduk ede.r. Hedy'in sütü kesilmek için, memesine soğuk su atılır.
Eğer vacip olan Hedy helak oîsa veya (kurbanın sıhhatine
mani bir ayıpla) ayıplansa (bunun) başkasını getirir. Ayıplanan hedy'i
(kendisinin hâlisan milki olduğu için) istediği şeyi yapar. Eğer nâfiie olan
hedy helak olma ihtimali kuvvetli olsa, o (hedy'i) boğazlar, Kılâdesini kanı ile
boyar ve hörgücünün bîr tarafını kam ile boyar (ki, hedy olduğu malum olsun), O
Hedy'deıı sahibi ve zengin j**mez. O kimse üzerine (nafile olduğu için) başka
hedy olması yoktur. Kafile, müt'a ve kıran bedenesi (deve ve sığır)
kılâdelenir. Bunlardan başkası kiiâdelenmez.
Bir cemaat, muhakkak şu vaki aya durulun gün Kurban
Bayramının birine: günüdür, diye şehâuVt eisi-ler. (şehâdetleri) bâtıl olur.
Eğer Arafatta vakfaya durdukları gün (Zilhiccenin sekizinci günü} dür Siye
şehâdet etseler, (şehâdetleri) sahih olur. Bir kimse Cemre'î Clâyı (ilk taş
atmayı) ikinci güne terk etse (ikinci ve üçüncü Cemreyi atsa), isterse yalnız
birinci Cemreyi ta«îar. Fa küt evlâ olan Sünnet olan tertibe riayeten) hepsini
taşlar.
Bir kimse yaya olarak haıv etmeyi nezir etse, evinden
itibaren yaya olarak gidip hace eder. ihram giydiği yerden yürür de denildi.
Eğer nezirden sonra binerse (ona) kurban lazım olur. İhramh olmayan bir kimse
(efendisinin) izniyle ihrama girmiş bir cariyeyi satın alsa, o (müşteri için) o
(cariyeyi) ihramdan çıkarmak vardır. Evlâ olanı cinsî mu-kârenette bulunmadan
evvel saçım kısaltmakla veya tırnağını kesmekle ihramdan çıkartması (sonra emre
tâzimen cinsî mukarenette bulunması) dır.
O (.Şer'i Nikâh), bir düğümdür ki; Kasıt cihetiyle menfaati
(ciniâ yapmanın) mâlikiyyeti üzerine vâki olur. (Nikâh, evlenmeye ve) cima
et-meye şevk ve kuvvet olduğu zaman vaciptir
.
(Ailenin hukukuna riayet etmeyip) zulmetmekten korkulduğu vakit mekruhtur.
Stidal halinde (cima etmeye şevk ve kuvvetinin olmasıyla, olmaması arasında
müsavi olduğu zaman evlenmek) Sünnct'i
mückkededir
(Nikâh), mânalarını bilmeseler dahî (kadının) hem tezviç et,
(erkemin) tezvir etlini (aldım) dediği gibi kepmelerle ya biri mazi veya her
ikisi de (vardım, aldım kelimeleri a,ibi geçmiş zaman) lâfzının icap (evvelâ
birinden sâdır olan söz) kabulü {ikinciden sadır olan kabul sözü) ile
düğümlenir.
Eğer (bir adam) verdin mi, yahut kaim! etlin mi? der, o adam da (verdim veya
kabul ettim kelimesinin sonundaki) mimi söylemeden verdi
veya kabul etti derse, alış veriş,
gibi sahihtir. Şayet (erkek vekadın) şahitlerin yanında biz kankocayız derlerse,
(nikâh) sahih olmaz ,
Ancak nikâh, tezviç ve alışveriş, bağışlama, sadaka ve mülkiyetlendirme £İbi
derhal bir şeyin aynına mâlikiyyeti ifade eden lâfızlarla sahih olur
icar, i baha; emânet ve vasiyyet lâfızları ile sahih olmaz.
(Nikâhın sahih olması için), nikâhları kıyılanların her
ikisinin (veya vekillerinin) de birbirinin sözünü işitmeleri ve eğer
nikâhîanacak olan kadın müslüman olursa, şahitler; her ikisinin (eş olacakların)
sözlerini işitmekle beraber iki mükellef (akil baliğ olmuş) her erkek veya
mükellef,bir hür erkek ve iki hürre kadının hazır bulunmaları şart kılındı
Binaenaleyh (nikâhları kıyılan kadın ve erkeğin sözlerini şahitler) ayrı ayrı
işitirlerse, (nikah) sahih olmaz. (Şahitlerin) her ikisinin fâsık,
her iki şahidin iftiradan dolayı
had yapılmış
,
her ikisinin kör, nikâhları kıyılanların (eş olacaklarını) iki orIu veyahut
birisinin {eş olacaklardan birisinin) iki oğl« olması da caizdir. (Şahitlerin)
yakını dâva ettiği zaman şehâdetleri (babasına nikâh zamanında şahitlik eden iki
oğlunun babası boşanma dâvasına müracaatı ânında oğullarının şahitlikleri)
kabul olunmaz.
Bir müslüman erkeğin
vatandaşlığı kabul etmiş ehli kitaptan olan (Hıristiyan, Yahudi) kadını iki tane
ehli kitaptan erkek vatandaşların yanlarında (şâhitieriyle) alması
sahihtir, imam'ı Muhammet muhalefet
ediyor. Fakat etjer zımmi
(vatanda? olan ehli kitap) kadın davacı olursa, vatandaş olan (ehli kitap olan)
erkeklerin (mahkemede) şahitlikleri (kâfirin müslüman aleyhinde şehadeti merdut
olduğundan) kabul olunmaz. Bir kimse bir adama küçük kızım evlendirmesi
hususunda emir verir, o adanı da o küçük kızı diğer bir adam yanında
evleııdirirsse, baba (küçük kızın babası) hazır bulunduğu takdirde (nikâb)
sahihtir, baba bulunmazsa sahih değildir
Yine bunun gibi, eğer baba akıl, bâlig olmuş kızını (kızın
izni olma-mı dahî) b:r adamın (veya iki kadının} yanında evlendirir ve kızı da
hazır olursa (baba ikinci şahit sayıldığından) nikâh sahihtir .
Ancak balığa olan kızını evlendirirken kız hazır olmazca nikâh sahih delildir.
Erkek İnsana; anneli ve (ana
veya baba tarafından olan) nenesi velevkî (nenesinin
annesi nenesi şeklinde) yukarıya doğru yükselsin haramdır .
Kendi kızı (veievki zinadan olan kızı olsun) ve evlâdının (ok-ji,lunun veya
kizmın) kızı veievki (evlâdının kızının ve oklunun kızı gibi) aşağıya
doğru inse yine haramdır .
Kız kardeşi, kız kardeşinin kızı ve oğlan kardeşinin kızı, velevki bunlar {kız
kardeşinin ve o^lsn kardeşinin kızlarının veya oğullarının kızları şeklinde)
aşağıya doğru olan batınlardan olsun haramdır .
Halası, teyzesi ,
mutlak surette (nikanlandıktan sonra karısına yaklaşsın veya
yaklaşmasın) karısının annesi, cima .ettiği karısının kızı ,
babasının (keza dedesinin) karısı (nikahlandıktan sonra cima etsin, etmesin)
velevki (babasının babası ve dedesinin karısı gibi)
yukarıya dosrru ('iksın haramdır
Oğlunun karısı velevki (oğlunun, oğlunun, oğlunun karısı
gibi) aşağıya insin haramdır
Yukarıdaki zikredilen (haramların) hepsi emişme "bakımından
j da haramdır .
Nikâh altında iki kız kardeşi cem'etmek velevkİ birisi î talâkı rıc'i ve talâkı
bâyinle boşandıktan sonra iddet içinde oîsun (tamamen ayrılmış olmadığından)
veyahut döşekliğe aldığı câriye «lan kızın kız kardeşini nikâhla alsın haramdır .
Binaenaleyh bir kimse döşekliğe alıp cima ettiği cariyesinin kız kardeşini
nikâhla alırsa, bunlardan (döşeklğe ve nikâhla aldığı iki kız kardeşlerden)
bîrini kendine haram etmedikçe (birini satmadıkça veya nikâhlıyı boşamadıkça)
bunlardan birini cima etmesi helâl olmaz. Birbirini takip eden iki nikâhta iki
kız kardeşin birincisini bilmediği haîde ikisini de nikâhla alırsa o alan adamla
kız kardeşlerin araları tefrik olunur ve her iki kız kardeşe mehrin yarısı
vjerîlir.
Eğer iki kadından biri erkek tarz edildiğinde birbirine
haram olurca bu iki kadını bir adamın nikâhı
altında centetmek haramdır
Fakat bir kadın ile kendisinden olmayan kocasının kızını
bir nikâh altında cemetmek muhaliftir (helâldir).
Zina akrabalık'haremliğini ieabetttrir ,
Keza iki taraftan (kadın veya erkek) birinin şehvetle dokunması, erkeğin
kadının fercinin içine ve kadının da erkeğin zekerine şehvetle bakması akrabalık
haram-lığını icabettirir
Dokuz
yaşından aşağı (olan kız) çocuklar şehveti uyandırıcı değildir. Fetva da
bununladir. Eğer dokunmakla (keza zekere ve fercin içine bakmakla) men'i inzal
olursa, haramlık sabit olmaz, sahih olan da budur.
Kitabiye olan kadının
(Hıristiyan ve Yahudi kadının) ve bir kitabı İkrar eden ve bir Peygambere
inanan çingene kadının nikâhı sahihtir .
Yıldıza tapan kadının (keza puta tapan, ateşe tapan, aya ve güneşe tapanın da)
nikâhı sahih değildir. İhramlı erkek ve kadmm nikâhı (dmâ etmeleri her ne kadar
yasak olsa da) sahihtir. Hürre kadın almaya !:ud-reti olsa dahi Müslüman
cariyeyi, ehli kitap kadını (nikâh altında hirre kadın olmadığı zaman)
nikahlamak ve hürre kadının döşekHk câriye rine nikâhJanmasi sahihtir.
Hür olan erkek için ancak dört hürre kadını ve sayısız
döşektik cariyeleri ve köle için iki kadım nikâhla alması sahihtir .
Zinadan hamile olan kadını nikâhla almak sahihtir, imam'ı Ebû Yûsuf için
muhalefet vardır. Zinadan hâmile olan k;uhı:m t nikâhı saiıiiı olsu da) doğum
yapıncaya kadar (alan kim.-.e) ein:â etmez .
rfemli-İ, cima eltimi cariyesini başkasına hikâhb.ması
yahut zina etmiş oklusunu nikâhla
alması sahihtir. Eğer bir nikâhla iki kadın alınır ve
kadınlardan birisi {nikâhlı olan kimseye) haram olursa, diğerinin nikâhı
sahihtir. Ve konuşulan mehirin ,tamamı (înmm'ı Âzam'a göre) nikâhı sahih olan
içindir. İmanıeyne £öre ikisine mehrî n-.îsiî olarak taksim olunur. Efendinin,
kendi cariyesini, kölenin; hanım olan efendisini (hanını ağasını), mecu-siyi ve
puta tapanı nikâhla aİnıak sahih değildir
Talâkı bâyînle boyadığı dördüncü kadın id d elinde iken
beşinci bir kadını
ve hürre kadın üzerine (hürre kadın ister hür erkeğin, isterse kölenin karisi
olsun) cariyenin nikâhı sahih değildir. İmameyn talâkı bâyinle boyanan dördüncü
kadımı: iddeti olduğu vakitteki nıes'ejede muhalefet ediyorlar. Hâmile olarak
esir alman cariyenin yahut hâmile olduğu nesep sabit olursa velevki câriye
efendisi tarafından hâmile olsun nikâh sahih değildir.
Muvakkat (bir ay, bir sene, bir gece gibi zamanlarla
kayıtlanan nikâh) ve müt'a (mal, para vesaire, karşılığında pazarlık edilerek
kıyılan) nikâh sahih değildir
Hürre ve mükellef-olan
kadının (bakire veya dul olsun) velinin (oğlunun, babanın ve diğerlerinin)
izni olmadan
denklik olmadjği zaman velinin itiraz hakkı Vardır .
Hasan Bin Ziyad İmanı'ı Âzam'dan caiz olmadığını rivayet etti, fetavâyı kadıhamn
fetva-sı da bunun üzerinedir, imam'ı Mulıanımed (R.A.) e göre (velinin izni
olmadan nikâhı kıyılan hürre ve balina kadının) nikâhı velinin iznine bağlı
olarak gerçekleşir velevki kızın vardıüı eş ve dengi olsun. Bâliğa olan kıza
velisi cebretmez, velevkî kız bakire olsun. Binaenaleyh eğer veli bakire kıza
(falana vereceğim veya nikâhını kıyı vermek için vekilin olayım mı? gibi
sözlere) izin ister, o kız da susar, güler veyah'ut sessiz ağlarsa, işte bu
(şekiller) izindir. Sesini çıkararak ağlarsa reddir. Keza eğer bakire kızı
velisi nikâhla, verir ve verdimi haberde kıza yetişirse (ve kızda
susar, güler ve seksiz gibi) yine
aynıdır.
(Bakire kızdan),izin isteme
ve haberin yetişmesinde
'(verilen1verilmek istenen) efendinin ismini söylemek şart kılındı, mehri
(veîL.. rin miktarım) söylemek şart deği'dîr, sahih olan da budur. Eğer
kı^bâki-re kızdan en yakın velisinden luj-kası i/.iıı isterse, mutlaka bakire
kazdan sözlü izın^olması lâzımdır. Keza
dul kadından (velisi veya başkası) izin istediği vakit sözlü iznin olması
lâzımdır.
Bir ktzm, bakireliği
sıçrama, hayız kanı, yara (istiııcada mübalâğa) veyahut evlenmeyip uzun müddet
bakire durmakla bekâreti (kızlığı) giderse, işte o kız bakiredir. Keza gizli
zina ile bekâreti giderse, yine bakire hükmündedir. îmameyn (gizli zina île
bekâreti gidene) muhaliftirler. Eğer kıza kocası (izin istendiğinde) sükût ettin
der ve kızda (hayır) reddettim der ve kocası için şûhid de olmazsa, artık söz
kadının sözüdür ve îmameyne göre (kadına) yemin yaptırılır. İmam'i Âzam
(R.A.) göre yaptırılmaz.
Veli İçin, mecnıme kızı, küçük oğlanı ve küçük kızı
nikâhlandırmaya yetkisi vardır.
Fakat veli baba veya dede olursa o zaman (deli kızı, küçük oğlan ve kızı)
evlendirmesi lâzımdır. Eğer baba ve dededen başkası (veli) olursa, (küçük kız
ve oğlan) akıl baliğ oldukları'veyahut baliğ olduktan sonra nikâhl andıklarını
bildikleri zaman (o nikâhı kabul veya red hususunda) muhayyerdirler.
İnıam't Ebû Yûsuf (R.A.) muhatiftir; (Velisi tarafından nikâhlandığını
öğrendikten sonra bakire kızin susması rızadır. Her ne kadar kendisi İçin
muhayyerlik hakkının varlığından haberdar oimasa da, (haber yetişen veya bilgi
hasıl olan) bakire kızın muhayyerliği toplantı sonuna kadar devam etmez. Azad
edilen bakire kızın durumu buna muhaliftir. Küçük oğlan çocuğun ve dul kadının
sarahaten veya delâleten rızaları olmadıkça meclisten (toplantıdan) kalksalar
dahi (susmaları) muhayyerliği iptal etmez. Baliğin muhayyerliğinde feshetmek
için kadâ (mahkeme) şart kılındı, azat olunmanın. muhayyerliğinde mahkeme kararı
şart değildir. Binaenaleyh bunlardan herhangi birisi nikâhl andıkların dan
dolayı ayrılmadan evvel ölürse, baliğ olsalar da olmasalar da.birisi diğerine
vâris olur.
Veli :
Veraset tertibi üzere (evlâtları, babaları, oğlan kardeşler vesaire gibi) nesep
ve sebep cihetinden asaba olan kimselerdir. Deli ka-dmm oğlu (velilik
cihetinden) babasına takdim olunmuştur .
imam'ı Muhammed (R.A.) muhaliftir, Köle, küçük oğlan çocuğu ve deli için
velilik yetkisi yoktur. Müslüman evlâdı üzerine kâfir babanın velilik hakkı
yoktur. Eğer asaba bulunmazsa, velilik evvelâ tmam'ı Âzam (R.A.) a göre anne,
sonra baba bir kız kardeş, sonra ana bir kız kardeş, sonra akraba olan
zevilerham ve en yalan akrabalar için evlendirme hakkı vardır, İmam'ı Muhammed
(R.A.) muhaliftir ve meşhur rivayette İmam'ı Ebû Yûsuf Muhammed'le beraberdir.
Nesebi belli olmayan kimseye «sen benim vârisim ol ve
cinayet İşlersem cezasını ver» dediği kimse, o nesebi belli olmayanın, sonra
evlenmesi hususunda izin yazılan hakimin veli olma hakkı vardır .
Yakın akraba, küçük kızın dengine muhatap olarak cevabı alıp bekleme imkânı güc
şekilde gaip olursa, uzak akrabanın veli olarak evlendirme hakkı vardır. Müddeti
sefer miktarı (üf- gün veya 18 saat) olmasıda denildi ve yolcu kafilesi o yakın
akrabanın yanma senede ancak bir defa uğrama imkânının olduğu da denilmiştir.
Yakın akrabanın dönüp gelmesiyle uzak akrabanın velilik yaparak evlendirmiş
olduğu bâtıl olmaz .
Eğer küçük kızın müsavi iki velisi (iki ikiz veli gibi) evlendirirle.rse, itibar
bunlardan evvelâ evlendireiıedir. Şayet her ikisi beraber eviendirirlerse,
ikisinin evlendirmeleri de bâtıldır. >,'ikâhda kadının vekil olması sahihtir.
Nikâhda, denklik nesep yönünden itibar olunur. (Bu da
velinin ha -ladır, kadının hakkı değil) .
Binaenaleyh Knreyş Sülâlesinin bâzis
(kendilerinden) diğer
bazısına denktir. Kureyşten başka Araplar Ku-I i reyşlere denk olamaz, belki
Kureyşîn bazısı bazısına denk olurlar. Beni Bâhile (kabilesi) kendilerinden
başka Araplara denk değillerdir. (Arar bm gayri) Acemlerde (Türk, Fars vesaire)
islâm ve hürriyete sahibol-inak ciheti ile (denklik) itibar olunur. Binaenaleyh
babası kâfir veya köle oian müslüman ve hür adam, babası müslüman veya hür
olmayan kadına denk değildir
Tek basma babası müslunıaıı vt hür olan kimse, babası ve
dedesi mü.slüman olan kadına denk değildir, (denklik) dindarlsk (ınütteki, sâ-Üh
ve güzel ahlâklılık) yönünden de itibar olunur. İmam'ı Muhammed (dindarlık
cihetine) muhaliftir. Binaenaleyh (Şeyhayne göre) fâsik kimse, fa^iinin
ihtiyarında veievki fışkını aleni yapmasın, sâlih kimsenin kızina denk olamaz .
(Denklik) mal cihetinden de itibar olunur. Binaenaleyh Mehri Muaccel veya
nafaka temin etmeden âciz olan adam fakir kıza denk değildir .
imanı'ı Ebû l'ûsuf'a göre mehire ve nafakaya kadir olan adam eok malı olan
kadına denktir. îmam't Âzam ve Mulıam-nıed (R.A.) (zenginlik denklikte muteber
değildir diyerek) muhalefet ediyorlar. İmam'ı Ebû Yûsuf ve Muhammed (R.A.) a
çöre (denklik^ san'at yönünden de itibar olunur. İmanı'ı Azam (R.A.) daiı iki
rivayet vardır. Binaenaleyh Çuîhacı, kan alıcıya, süpürgeci yahut dibağatci
(keza, baytar, berber ve demirci) attara, kumaşçı ve manifaturacıya ve sarrafa
denk değildir. Fetva bununla (san'at yününden böyle) dir
Kadın dengi olmayanla evlenirse, velînin ayırma hakkı
vardır. Keza kadının mehri misli noksan oiur (ve kocası tamamlamaz) sa, velisi
için yine (İmam'ı Âzam'a göre) ayırma hakkı vardır. İmam'ı Ebû Yûsuf ve
Muhammed muhaliftir. Velinin, mehri eline alması, çehizi hazırlaması yahut
nafaka talep etmesi rızadır. Velinin susması rıza değildir. (Küçük kızm)
velilerinden birisi razı olsa (ve nikâhla evlendîrse), diğerleri için itiraz
etme haklan yoktur
Haberi olmayan bir erkemi
yahut bir kadını veya haberi olmaya» bir kadın ve erkeği başka kişiler gıyabî
nikâhla e- İe.ndirseler, (nikahlanan erkeğin yahut kadının veya erkek ve
kadının) doğru görme ve
(filileri ile) kabullerine bağlı olmak üzere durur
Her iki (aratın veîisî olmak hasebiyle (kız kardeşin oğlunu o£iaıı kimlesin
kızını nikahlayan gibi) nikâlıda her iki tarafa bir kimse veü olur
Yahut her iki taraftan bir kişi vekil yahut birine veli diğerine asıl yahut
birine veli dikerine vekil yahut birine vekil, dikerine asıl olur.
Bir fudûii (yabancı adanı) ııikahda her iki taralın (oçlan
ve kızın) nikâhını gıyaben kıymaya nuıHk olamaz. Yelevki bir taraftan
nıaükiy-yet olsun .
îmam'ı Ebû Yusuf (E.A.) muhaliftir. E£er erkek vekiline
hürre kadını nikahlamasını emreder
o da (vekili) cariyeyi nikahlarsa, imameyne (Ebû Yûsuf ve Muhammed'e) (It.A.)
göre sahih olmaz. İmam'ı Azam (R.A.) a göre sahih oîur. Emrolunan vekil bir
nikâhda iki kadım nikâhlandırırsa, (vekile emir eden) bunlardan birini alması
lâzım olmaz, (dilerse ikisine veya birisine muvafakat edebilir). Eğer baba ve
dede küçük oğlanı veya kızı haddinden fazla mehir veya eş ve dengi olmayanla
evlendirirlerse (tmam'ı Âzam (R.A.) göre) caizdir. İmameym muhaliftirler. Bu son
evlendirme şekli ancak baba ve dede için caizdir, başkaları için caiz değildir.
Mehri zikretmekle
ve metin netyetmekle i mehir yok, mehirsizdir ibi sözlerle de) nikâh sahih olur
.
Mebrin en azı on dirhemdir. Binaenaleyh on dirhemden az konuşulursa, on dirhem
lâzımdır. Eğer on dirhem veya on dirhemden fazla konuşulursa, (nikâhtan sonra)
zifafa girmekle (cima yapmakla) yahut (efendi veya hanımın) ölmesiyle konuşulan
mehir (kadının hakkıdır verilmesi) lâzımdır .
Halveti sahinadan (karı koca her ikisinin yalnız başına bir odada kalmalarından)
ve (zifafa) girmezden («ima yapmazdan) evvel boşanmakla mehrin yansı lâzımdır .
Eğer (adam) nıehriu beyanından susar veya nefy ederse (efendi veya hanımından
birinin ölümüyle veya zifafa) girmekle (cima yapmakla) mehri misil
lâzımdır
Halveti sahihadan {her ikisinin bir odada kalmasından) ve
(zifafa) girmezden evvel talak verilse, sahih rivayette efendinin hâline göre
muteber müt'a verilmesi lâzım olur. (Mut'a) beş dirhemden noksan olmaz ve mehri
mislin yarısından da fazla artırıîmaz. O (Müt'a) gömlek, başörtüsü ve elbisedir
Keza (halveti sahiha ve zifafa girip ima etmesi veya herhangi birinin
ötmesi gibi) eğer kadını (mebir karşılığında) şarap veya hınzırla tezevvüç
ederse, yine hüküm böyle (mehri misil) dir. Yahut sirke dolu şu küple (derde) o
da şarap olursa (İmanı'ı Azam (R.A.)'a göre) yine hüküm böyle (mehri misil) dir.
İma-meyn (şarabın ağırlığı kadar sirke olmalıdır diyerek) muhaliftirler, yahut
şu köle ile (diyerek kadını alır) halbuki o da hür adam olursa hüküm yine böyle
(mehri misil) dir. İmam'ı Ebû Yûsuf (R.A.) için muha-lefetvardır. Yrahut
cinslerini beyan etmediği elbise veya binit hayvaniyle veya Kur'an tâlimi
karşılığında veyahut hür zevcin kadına bir sene hizmet etmesi mukabilinde
nikâhlasa (ve nikâhtan sonra halveti sa-hiha, cima ve herhangi birinin ölmesi
takdirinde) yine hüküm böyle (mehri misil) dir .
İmam'ı Mohammed (K.A.)'e göre kadına (mehir karşılığı olarak) bir sene hizmetin
kıymetini vermek lâzımdır.
Keza (karşılıklı nikahlanmak
olan) sigarda (değiş yapma) da mehri misil vacip olur. O (şiğar), bir adam
kızını veya kız kardeşini diğer bir adamın lazım veya kız kardeşini karşılıklı
iki nikâhla (meselâ: Sen bana kızını veya kız kardeşim verirsen, ben de sana
kızımı veya kız kardeşimi veririm gibi cümle ile) evlenmektir. Eğer kadını, bir
sene hizmet etmek üzere nikâhla alır ve o (hizmet etmek şartıyle alan adam) köle
olursa, kadına hizmet etmesi gerekir.
Eğer ağa cariyesini nikâhla
almak kasdiyle âzad ederse, o cariyenin âzad edilmesi tmam'ı Ebû Yûsuf (R.A.)'e
göre mehridir. İmam'ı Azam ve İmam'ı Muhammed (R.A.)V göre o câriye için mehri
misil alma hakkı vardır. Eğer câriye âzad edildikten sonra ağası ile evlenmekten
kaçınırsa, artık büittifak câriye üzerine ağası için âzad kıymetini ödemesi
lâzımdır,
Mehirsiz olarak kendisi bir
adama varan kadın için eğer vardığı efendisi (zifafa) girer yahut ölürse,
nikâhtan sonra ne takdir edilirse odnr. (Zifafa) girmezden (çımadan) evvel
boşarsa müt'a lâzımdır, tma-m'ı Ebû Yûsuf (K.A.)'e göre (nikâhtan sonra) takdir
olunanın yarısı lâzımdır. Dğer nikâhtan sonra konuşulan
mehir üzerine ilâve edilirse (o ziyade edilenin de) verilmesi
lâzımdır. Zifaftan evvel talak verilirse (nikâhtan sonra artırılan me.hrin
ilâvesi) sakıt olur.
tmam'i Ebû Yûsuf (R.A.)'e göre asıl mehrin yansı verildiği
gibi (nikâhtan sonra) ilâve edilenin de yarısı verilir. Eğer kadın mehir
hakkını efendisinden kaldırırsa sahihitir
Bir erkekie bir kadın; hissen yahut ser'an veya tâh'nn cima
etmeye mâni bir şey olmaksızın bir odada yalnız başına kalırsa, meselâ: Cimaya
mâni hastalık ve fercin kapalılığı, Ramazan orucu, farz yahut nafile (haccın)
ihramı, hayız ve nifas gibi (şeylerle) bir mâni olmazsa
efendiye mehrin tamamını vermesi lâzım olur.
velevkl erkeğin ayasi burulmuş veya erkekliği
olmasın
.
Keza zekeri ve haynlan kesilmiş bir erkekle bir kadın zifafa katılırlar ve bir
odada yalnız kalırlarsa (İmam'ı Âzam (R.A.)'e göre) mehrin tamamı lâzımdır,
İmameyn muhaliftirler. Kaza orucu, asah rivayette ( fasit olmasiyle keffaret
lâzım gelmediğinden halveti sahihaya)mâni değildir.
Keza bir rivayette
ezir orucu da (halveti sahihaya) mâni değildir. Farz namaz,
(halveti sabîh&ya) mânidir. İddet, velevki mâni (halveti sahîhaya mâni hal)
olsun ihtiyaten halvetle (kadın ve erkeğin ikisinin nikâhtan sonra tek başına
bir odada kalmalanyla iddet) vacip olur .
Mehir konuşulmamış kadın, duhulden (cimadan) evvel talak verilmiş olursa, müt'a
vaciptir. (Gerek mehir konuşulsun gerek konuşulmasın) duhulden (ci-madan) sonra
talak verilmesi (kadın için müt'a) müstehaptır. Mehri konuşulmuş kadın, duhulden
evvel talak verilmiş olursa (müt'a) müs-tehap değildir.
Eğer kadına (duhulden evvel) bin (dirhem mehir) konuşulur
ve kadın da eline alır, sonra efendisine (mehrini) bağışlar, sonra efendisi de
duhulden (çımadan) evvel kadını bosarsa (kadının bağışladığı mehir kendinde
bulunduğundan) nıehrin yarısını geri (almak)
üzere kadına (boşayan efendisi) müracaat eder .
Keza tartılan ve ölçülen (ve nıehir olarak verilen her şeyin hükmü böyledir.
Eğer katlın mehrin yarısını alır, sonra hepsini yahut (efendinin zimmetinde)
kalanı bağışlarsa (İmam'i Âzam (R.A.)'a göre efendisi kadma) müracaat etmez.
İmameyn {kadının eline aldığı mehrin yansına müracaat eder diyerek) muhalefet
ediyorlar.
Eğer kadın yarısından azını
bağışlar ve geri kalanına da sahip olursa (İmam'ı Âzam (R.A.)'a göre efendisi
kadına) mehrin yarısını tamamlayıncaya kadar müracaat eder. İmameyne göre
(kadının) sahip olduğunun yansına müracaat eder. Eğer kadın eline {mehir
olarak) hiç biryjşey lmamış ve
bağıslannşsa bîri diğerine (erkek kadma, kadın erkeğe) müracaat etmez. Keza
eğer mehir (elbise vesaire çibî) emtiadan olur ve (kadın) eline almazdan evvel
yahut aldıktan sonra bağışlarsa yine hüküm böyledir. (Biri diğerine müracaat
etmez).
Eğer kocası kadım beldeden
çıkarmamak \eya kadının üzerine başkasını nikahlamamak üzere bin (dirhem mehir)
le alır ve sözünü yerine getirirse, kadın için bin (dirhem mehrî) aima hakkı
vardır. Eğer (kocası) sözünü yerine getirmezse (b'iı dirhemden fazla olduğu
vakit) mehri misil alması lâzımdır.
lîir beldede ikâmet etmek şartıyle kadını bin (dirhem)
üzerine ve kadını beldeden çıkarırsa İki bin (dirhem mehir) üzerine tezevvüç
ederse (nikahlarsa) ve efendi beldede ikâmet ederse kadın İçin bin dirhem (yani
şart konan bin dirhem mehir) hakkını almak vardır. Şayet ikâmet şartını bozarsa,
ikibin dirhonulrn fV.zla ve bin dirhemden noksan gelmemek şartıyip mehri misi!
kadım: hakkidir. İmaineyne (Ebû Yûsuf ve Muhammed (R.A.)'e) göre kadını beldeden
(şart koşulan yerden) çıkarırsa, kadın için ikibin (dirhem mehir)
alma hakkı vardır .
Eğer şu köle veya su köle
îie (yâni mehir olarak köleyi gösterir ye) nikahlarsa, o kök- mehri misi! kadar
bedel tutar veya az tutarsa kıymet baliğ olursa, kadın için en üstün köleyi
alma hakkı vardır. Eğer kÖ-le mehri misil kadar veya daha çok tutara mâlikse. en
enginini alması lâzımdır, şayet köle her ikisinin (en üstün ile en engini)
arasında orta köle olursa (İmanı'i Azam (U.A.)'a göre) mehri misil alması
(vacip olur). İmameyne göre j>angi surette olursa olsun kadın için kölenin en
enginini alma hakkı vardır. Eğer kadına dâhil olmazdan evvel (cima etmezden
evvel) talak verirse, kadın için (kölenin en engininin) yarısını alması icmâla
sabittir.
Eğer iki köle ile nikâhlar
ve onun ikisinden biri de hür adam olursa, İnıam'ı Âzam (R.A.)'a göre eğer
kille olanın bedeli on dirhem kıy-, metine erişirse kadın İçin o köleyi ahıra
hakkı vardır. İnıam'ı Ebû Yûsuf ('E.A.)'a göre hür olan köle olmuş olsa ve
kıymeti ne ederse, onun kıymeti ile köleyi alması lâzımdır, inıam'ı .Muhammed
(R.A.)'e göre köie olanın kıymeti mihri misilden az olursa, köleyi ve mehri
misli tamamlayan meblâğı alır.
Eğer bir at veya Hirat elbisesi mukabilinde bir kadını
nikâhlasa, nikâhı kıyan şeklini beyan etmede ister mübalağa etsin İster etmesin,
(eibise ve atın) kıymetini ve orta olanı vermekte (efendi) muhayyer bırakıldı .
Yine cinsini beyan edip sıfatın! beyan etmede tartılan veya Ölçülen (buğday ve
arpa gibi) şeyler mukabilinde kadını nikâhla-sa, kıymeti ile orta olanı vermekte
(efendi) muhayyer bırakıldı. Eğer onmı (mehir olarak söylenenin) sıfatını beyan
ederse, yine o (sıfatı beyan edilen.) vacip olur, kıymeti vacip olmaz. ElbUc
şeklini beyan etmede mübalağa yapılırsa bunun (tartılan ve ölçülen) gibi vacip
olur denildi. Eğer (zevç nikâhta) kadının bakire olmasını şart koşar ve
(ziı [afda da) dul bulursa (efendiye)' mehrin tamamını vermesi lazım o-ur .
(Kan, koca) ikisi beraber gizli olarak bir mikdar (mehir) ü-zerine ittifak
ederler ve nikâh zamanında o mikdardan başkasını açık* larlarsa, muteber olan,
açıklayarak söylenen şey (mehir) dir .
İmam'ı Ebû Yûsuf (R.A.)'<* göre karı ve kocanın gizli olarak ittifak ettikleri
şey (mehir) dir.
Nikâhı fasitte (şahitsiz kıyılan nikâiı ve kadının iddeti
bitmeden kıyılan nikâh vesaire gibi) velevki halveti sahiha (kadın, erkek
beraber yalnız başına bir odada lıalsalar) olsa bile ^at (cima) etmedikçe bir
şey (mehir, iddet ve nefaka) vacip olmaz. E£er vat (cima) ederse, konuşulan
mehirden fazla olmadığı halele mehri misil vacip olur ve kadına iddet
beklemek vardır
İddetin başlangıcı ayrıldıkları zamandan itibai-endir, eiına
etmenin sonuna ermesinden itibaren değil, sahih olan da budor. Nikâhı fasitte,
neseb (sülâle) sabit olur ve nesebin sabit olma zamanı İmam'ı Muhamnıed ^R.AO'e
göre duhul (zifafa girme) zamanından itibarendir. Fetva da bundadır, (İraam'ı
Âzam ve İmam'ı Ebû Yûsuf (R.A.)'e .göre nikâh zamanından İtibaren neseb sabit
olur). Kadının mehri misli; (kadınlar nikâh zamanında) yaş cihetinden, güzellik,
mal, akıl, din, memleket, zaman, bakirelik ve dulluk yönünden müsavi
olurlarsa, kadının babasının hısımları (babasının kız kardeşi olan kadmın
halası ve halanın kızları vesaire) nin mehri ile
itibar,olunur .
Bu şartlardan birisi bulunmazsa, artık uzak ve yabancı kadınlardan itibar
olunur
.
Eğer bu zikredilen (yakından ve uzaktan İtibar edilecek kadın ve vasıflar)
bulunmazsa, bulunan şeyden itibar olunur. Kadının babasının kavmi taralından
olmadıkları takdirde < annesi ve halası ile mehri raisi! itibar olunmaz. Kadmın
mehrini tazmin etmeye velisi tekeffül ederse, sahihtir ve o kadın dilerse
tazminata tekeffül edenden ister, dilerse kocasından isler
Veli olan kimse zevce (kadına) zevcin emriyle (mehri) tanzim eder ve eda
ederse, veli (tanzim ettiğini almak irin) zevce müracaat eder. Şayet zevcin
emriyle j tazmin etmezse, (kendisi teberru ettiğinden) zevce müracaat
etmez.
Acele olarak verilmesi beyan edilen mehrin hepsini veya
bâzısını verinceye kadar kadın için kendini eimâdan ve (kocası gitmek istediği
zaman) seferden men etme hakkı vardır ve kadın için yine evden çıkmaya ve
(efendisi mehri muacceli vermedikçe müsaadesiz) sefere gitme hakkı vardır.
Kadın onun için (yâni mehri muaccel verilmediği için) nefsini eimâdan men
ederse, (kocasına) nafakasını vermesi de vaciptir. Bu (kadının kendini kocasına
teslim etmemesi) duhulden (zifafa girmezden) evvel keza (inıam'ı Azam «R.A.» a
göre) duhulden sonra da böyledir
.
îmameyn (Ebû Yûsuf ve Muhammed R.A.) çocuk ve
deli olmadığı müddetçe duhul kadının rız&siyle
olanda muhaliftirler. Eğer mehri muaccelin miktarı beyan olunmadıysa| urfen
mehri mislin acele edileni gibi takdir olunur, ancak dörtte bîr ve onun £İbi
takdir olunmamak şarttır. Mehrin hepsi sonraya bırakılırsa, kadına kendisini
(efendisine) teslim etmeme hakkı yoktur .
İmam'ı Ebû Yûsuf (R.A.) için muhalefet vardır, Mehri muacceli efendisi kadına
verdiği vakit, sefer müddetinden az olan yerden dilediği yere kadını kocasının
götürme hakkı vardır. Zahir rivayette kadını (mehrini verdikten sonra) kocasının
sefere götürme hakkı vardır denildi. Fetva ise, birincinin üzerinedir.
Eğer. (karı koca) her ikisi (nikâhdan sonra) mehrin
miktarında ihtilâf ederlerse, kadının sözü mehri misil veya mehri misilden çok
olduğu takdirde söz (yeminle beraber) kadısın sözüdür. Şayet mehri misil veya
daha azı zevcin (kocanın) dediği gibi ise, söz (yeminle beraber) kocanın
sözüdür. Eğer mehri misil kan ile kocanın dediklerinin arasında olursa her
ikisine de yemin ettirilir (şayet biri cekinirse, yemin eden söz sahibi olur.
Her ikisi de yemin ederse) raehri misil lâzım olur .
Duhulden (zifafa girmezden) evvel talâk halinde iken (konuşulan mehrin
miktarında kadın ile efendisi ihtilâf ederse), müt'anın miktarı ka-dının
dediğinin yarısı veya daha çok olursa* söz kadınındır.
Mut1 anın miktarı, zevcin
dediğinin yarısı veya daha azı kadar olursa söz zevcindir. Eğer ikisinin
sözünün arasında olursa, yemin ettirilirler ve müt'a lâzım olur. İmara'i Ebû
Yûsuf (B.A.)'a göre duhulden evvel ve sonra söz zevcindir. Ancak (zevç) mehir
olarak bilinmiyen şeyi söylerse, söz kadınındır. Karı ve kocadan hangisi şahit
diker ve isbat edejse onunki kabul olunur. Eğer her ikisi (zevç ve zevce) isbat
ederlerse söz kadının olduğu zaman zevcin isbatı daha evlâdır ve söz zevcin
olduğu zaman isbat (ve delil) zevcenin olması daha evlâdır. Eğer (konuşulan
mehrin) aslında (zevç ve zevce) ihtilâf ederlerse, mehri misil vacip olur.
İkisinden (zevç ve zevceden) birinin Öİümü (her cihetten)
hayatları gibidir. Duhuldan (zifafdan) sonra her ikisinin ölmesi ânında verese
(konuşulan mehrin) miktarında ihtilâf ederse, tmam'ı Azam (E.A.)'a göre söz
zevcin veresesinindir ve az olan şeyden istisna edilmez. İmam'ı Muhammed
(E.A.)'a göre hayattaki gibidir. Eğer (vereseler) mehrin (konuşulup ve
konuşulmaması şeklinde) aslında ihtilâf ederlerse, İma-meyne göre mehri misil
vacip olur ve Fetvada bununladır. İmam'ı Azam'a göre söz mehrin konuşulmasını
inkâr edenindir ve bir şey de vacip olmaz
Eğer (zevç) ona (zevceye)
bir şey gönderse, zevce de bu (gönderilen şey) hediyedir dese ve zevç
(cevap olarak) mehirdir dese, yemek için hazırlananlardan başkasında söz
zevcindir (
Zimmî (erkek) zimmîye olan
fkadın) veya harbi (erkek) Lâ.bi.yt-olan (kadını) orada (dâri harb olan küffar
memleketinde) ölü lâşe mo-kabilinde veya mehirsiz nikâhlasa ve bu şekilde nikâh
onların dininde caiz de olsa, kadın için (mehir ve saireden) bir şey alması
yoktur. İma-meyn (Ebû Yûsuf ve Muhammed R.A.) ister kadın cima olunsun, ister
dmâdan evvel talâk verilsin ve ister ikisinden biri ölsün muhalefet ediyorlar.
Eğer (zîmmi zimmîyeyi) muayyen şarap ve hınzır mukabilinde
nî-kâhlasa, sonra,her ikisi veya birisi (söyleneni) kabzetmeden müslüman olsa,
kadın için onu (tâyin edileni) alma hakkı vardır. Eğer (hınzır ve şarap) tâyin
edilmiş olmaz, (ve mutlak olarak şarap söylenirse), bu takdirde şarabın kıymeti
(ve mutlak hınzır söylenirse) hınzırda mehri misildir. İmam'ı Ebû Yûsuf'a göre,
her iki cihette de (muayyen ve gayri muayyende) mehri misildir. İmam'ı Muhammed
(R.A.)'a göre her ikisinde de kıymetidir. Duhulden (zifaftan) evvel talâk
halinde mehri misli vacip kılan kimseye (Ebû Yûsuf R.A.'a) göre, müt'a vacip
olur ve kıymeti vacip kılan kimseye (Muhammed'e) göre,
kıymetin yansıdır.
Efendinin (ağanın) izni olmadan ümnıü veled, bedeli
kitabet, mü-debber, Câriye ve kölenin nikâhı (ağanın iznine bağlı olarak) durur.
Eğer efendi izin verirse, (nikâh) sahih olur Eğer kabul etmez reddederse,
(nikâh) bâtıldır .
Efendinin «talakı rıc'i ile boşa» sözü (nikâha) izindir (zira ric'î talâk nikâha
bağlıdır). Fakat «onu boşa ve ayrıl» sözü izin değildir. Eğer (yukarıdakiler)
efendinin izniyle nîkâhlantrlarsa, me-hir onların üzerinedir.
Mehiri ifa etmesi için köle
satılır. Müdebber ve mükâteb çalışırlar, (mehir için) satılmazlar. Efendinin
köleye nikanlanmasına izni, nikâhın sahih ve fasidine şâmildir. Eğer nikâhı fasitle (köle) nikâhlansa ve
cima etse, mehir için satılır ve efendinin izni bunnnla (nikâhı fasitle) tamam
olmuştur. Hattâ bundan sonra caiz (ve sahih) nikâhla nikâhlansa, efendinin
iznine bağlı olarak durur.
Eğer (efendi) borçlu ve
kazanmaya izin verilmiş kölesini eviendi-rirse, (nikâh) sahih olur. O (kadın),
mehri mislini almada alacaklılarla beraberdir. Bir kimse, cariyesini (başka
birine) nikâhla verse, ona (cariyesine) mesken hazırlaması lâzım değildir,
(cariyenin zevci) imkân bulduğu zaman cima eder ve zevcin üzerine cariyenin
nafakası da lâzım değildir. Ancak (cima etmek için) mesken hazırlamak vardır. O
(mesken), câriye ile zevcin arası zevcin evinde yalımzhk olması ve câriye ile
zevcin arasında hizmetinde olmaması Iâzımdır(zira İkisinin arası ya-lmiz
bırakılması gerekir).
Eğer (efendi) câriye için
mesken hazırlar sonra da rucû ederse, (söz ve hareketinde rucûu) sahihtir ve
(efendinin rucûu ile zevcden) nefaka sakıt olur. Eğer efendinin isteği olmadan
câriye hizmet ederse, zevcden cariyenin nefakası sakıt olmaz. Eğer (efendisi),
cariyesini başkasına nîkâhlasa sonra duhulden (zifaftan) evvel cariyesini
öldürürse, mehir sakıt olur. Hürre kadın kendini (nikâh kıyıldıktan sonra)
zifaf-dan evvel öldürürse, (cariyeye) muhaliftir, (yani hürre kadının mehri
kendini öldürmekle sakıt olmaz).
Cariyeden (cima anında)
meniyi dışarıya attırmakta izin (
imamVÂzam (R.A.)'a göre) efendi (ağa) içindir, tmameyne göre
(ij: niyi dışarıya attırmak iznini verme hakkı) câriye içindir
Eğer câriye veya mükâtebe
ağanın izni île (kendini) tezevvüç etse sonra azat olunsa, zevci, hür
erkek olsun, köle olsun nikâhı feshetmede câriye için muhayyerlik vardır. Eğer
ağanın izni olmadan tezevvüç eder (nikâhla birine varır)
ve sonra azâd olunursa, (nikâhı)
sahih olur. i Keza köle de böyledir, (yâni ağanın izni olmadan
evlenir ve sonra azâd olunursa, nikâh sahihtir) ve câriye için muhayyerlik de
yoktur, (câriye)! azâd olunmazdan evvel cima
olunursa, konuşulan mehir ağa içindir,
j Câriye azâd olunduktan sonra cima olunursa, (konuşulan
mehir) câ-i riye içindir.
Bir kimse oğlunun cariyesini
vat (cima) etse ve çocuk doğduğunda! (baba) o çocuğun kendinin olduğunu iddia
etse, çocuğun nesebi ondan-(babadan) sabit olur ve dâva eden, kimseye (babaya)
cariyenin kıyme-
tini vermesi lâzım olur,
cariyenin nıehri ve cariyenin çucuğunun kıy-metüâzım değildir. O (câriye) cima
edenin ^uçuğunun annesi olur ve dede ve baba öldükten sonra baba gibidir.
Baba ölmeden evvel dede,
baba gibi değildir. Eğer bîr kimse cariyesini babasına nikahlarsa, caizdir ve
cariyenin mehri babasının üzerinedir, kıymeti değildir. Câriye çocuk doğurursa,
çocuğun annesi olmaz ve o (cariyenin çocuğu) akrabalık (baba oğul
karabeti) sebebiyle hürdür.
Hürre kadın (köle
olan)zevcinİ ağasına bendenbin (lira) karşılığında zevcimi âzad et dese ve ağa
da onu istese (köleyi de âzad etse), nikâh fasit olur ve bin (lira) mn verilmesi
lâzımdır, âzad olunan zevcin varislik hakkı içindir ve eğer (hürre kadın bin
lirayı verirken) bin lira ile kölenin âzad edilmesini keffâretine (keffâreti
savm, keffâreti katil gibi keffâretleri olur ve birine) niyyetederse, sahihtir.
Kadın («azâd et» derde) bin (lira) yi söylem ezse, nikâh fasit olmaz ve veraset
hakkı da ağa içindir. İmam'ı Ebn Yûsuf (R.A.) muhaliftir.
Ağa için kölesini ve cariyesini nikâhlamaya cebretme khakki
vardır, (hür olanlara mülhak olduğundan) mükâteb ve mükâtebeyi cebrede-mez.
Bir kâfir, (kâfire bir kadını) şahitsiz veya başka
kâfirin iddetinde nikâhlasa ve bu nikâh onların (kâfir erkek ve kfire
kadınların) dinlerinde caiz olsa, sonra bunlar Müslüman olsalar bu nikâh üzerine
(kâfirler iken kıyılan nikâhları üzerine) ikrar olunurlar. İmameyn (Ebû Yûsuf ve
Muhammed (R.A.) iddet halinde kıyılan nikâha muhaliftirler
Eğer mecnsi mahremini (kız kardeşini, halası ve sairesini)
nikâh-lasa, sonra her ikisi veya birisi Müslüman olsalar, aralan tefrik olunur .
Keza her ikisi bize (biz Müslümanlara) müracaat ederlerse, yine böyledir (yâni
araları yine tefrik olunur). (Ayrılmaları için) jbjirinin müracaatı ile (İmam'ı
Âzam (R.A.)'a göre) tefrik olunmaz, (eğer ayrıl-mak için hiç müracaat
yapılmazsa, bu takdirde yirie araları tefrik olunmaz), tmameyn için birinin
müracaatı (takdirinde) muhalefet vardır
Küçük çocuk,, eğer ana ve
babasından biri Müslüman ise veya biri Müslüman olursa, (o çocuk Müslüman olan
ebeveynine tebeari) Müslü-nıandır. Eğer (o çocuk) ehli kitab ile
mecûsi arasında (yâni baba ve anasından bîrinin kitabî,
diğerinin mccûsi olması hasebiyle bunların çocukları) olsa, kitabidir
Eğer kâfirin zevcesi veya mecûsi kadının zevci Müslüman
olursa, diğerine (Müslüman olmayana) İslâm arz olunur. Eğer kâfir olan zevç
Müslüman olursa, o (Müslüman olan zevce) Müslüman olan zevcindir. Şayet Müslüman
olmazsa aralan tefrik olunur .
Eğer zevç Müslüman" olmaktan çekinirse, ayrılık talâktır. İmam'ı Ebü Yûsuf
(R.A.) (ayrılık talâk değildir diyerek) muhalefet ediyor. Eğer kadın
Müslümanlıktan kaçınırsa, bil ittifak talâk değildir
Eğer (zevcin) duhulünden (zifafa
girmesinden) sonra kadın Müslüman olursa, kadırt için mehir hakkı vardır. Şayet
kadının Müslümanlığı zevcin duhulünden evvel olur ve zevce de tslâma girmekten
çekinirse, mehrîn yarısıdır. Eğer o (mecûsi erkek ve kadının veya kitabî olan
erkek ve kadının) İslama girişleri onların memleketlerinde (dâri harbde)
olursa, diğerinin İslama girmesinden evvel (kadın) üç hayız görünceye kadar
aralarında aynilik vâki olmaz.
Eğer kitâbJyenin (gayri müslim kadmm) zevci Müslüman
olursa, nikâhları (daha evvel Müslüman olan erkeğin gayrî müslim kadını alması
sahih olduğundan kâfir:olan İcadın ve erkeklerin nikâhlı iken erkek olan
kâfirin Müslüman olması ile de nikâhları) bakidir .
iki memleketin birine muhalif olması (meselâ: Birisinin darı -İslâm, diğerinin
dâri küfür memleketlerinden olması) ayrılığa sebeptir. Esirlik ayrılığa sebep
değildir. Eğer (zevç ve zevceden) birisi bize (biz Mü.s!üman!ara) Müslüman
olarak çıksa veya esir (sürgün) olarak çıkarılsa, aralarında ayrılık vâki olur.
Şayet her ikisi (zevç ve zevce) beraber esir olunursa, aralarında ayrılık vâki
olmaz.
Bir kadın bize (bizim İslâm
memleketlerimize) hicret ederse, aralarında ayrılık vâki olur ve kadm üzerine
iddet beklemekte (İnıam'i Â-zam (R.A.)'e göre) yoktur. İmameyn için
muhalefet vardır.
Zevç ve zevceden birinin irtidâdi (dinden çıkması) derhal
nikâhı fesihtir (talâk âeğildir)
.
İmam'ı Muhammed (R.A-)'e göre erkeğin irtidâdı talâktır. Vat (cima) edilen kadın
için mehrin tamamını almak vardır ve ondan başkası (cima edilmeyen kadın) için
erkek irtidât ederse, mehrin yarısı vardır. Eğer kadın İrtidât ederse, kadın
için hiç bir hak yoktur.
Eğer (zevç ve zevce)her
ikisi beraber irtıdât ederler ve beraber Müslüman olurlarsa, aralarında ayrılık
vâki olmaz. Eğer arka arkaya Müslüman olurlarsa ayrılık vâki olur.
Mürted (erkek) ve mürtedde (kadm) in Müslüınandan olan bir
kimseyi nikahlaması sahih olmaz.
(Zevcelerin arası) kasimde, (zevcin) gecelemek suretiyle
adalet yapması vacîbdir .
Vat'ı (cima) da adalet şart delildir ve bu adalette, bâkire, dul, yeni, eski,
Müslüman ve kâiire (kadın) müsavidir.
(Nikâhlı) câriye, mukâtebe, müdebbere ve tJmınü veled için Hürre (kadının)
hakkının yansıdır. Sefere gitmekte (kadınlar) arasında müsavi hakka riayeti
yoktur. Binaenaleyh zevç dilediği zevce (hanım) ile sefer eder.
(Eş kadınlar arasında) knr'a (çekmek veya atmak) daha
sevimlidir .
Eğer kadın diğer eşme sıra ve nöbetini "hağışlasa, sahih olur ve nöbetini
bagişhyan kadın için (sözünden) dönme hakkı da vardır.
O (Emmek), zamanı mahsusta kadının memelerinden çocuğun
(ağzından ve burnundan) emmesidir ve emmenin hükmü, emişine zamanında az
(velev bir yudum veya bir damla olsun) ve çok emmekle sabit olur. Emme
müddetinden sonra emme sabit olmaz .
O (Emme müddeti), (tmam'ı Âzam'a göre), iki sene ve senenin yarısı
(iki buçuk tmameyne göre, iki senedir .
Binaenaleyh nesep cihetinden haram olan şey emişine ile de
haram olur .
Ancak süt oğlunun; nenesi, kız kardeşi, halası ve süt oğlan kardeşinin veya kız
kardeşinin anası veya süt amca veya süt hala
veya .sut dayı veya süt teyzesinin annesi haram
olmaz
.
Ve yine nm süt oğlunun oğian kardeşi kadın için haram değildir. Diğer
istisnaları
bunun üzerine kıyas et
Bir adama sut oğlan
kardeşinin Rada (emişme) den ve nesepten olan kız kardeşini nikahlaması heJâl
olur. Babadan olan bir oğian kardeş gibi ki, onun için oğlanın annesinden kız
kardeşi vardır. İşte , o kız
kardeş babasından bir oğlan kardeşine helâl
olur
Bir memeden emen İki kimsenin aralarında heiâüilc (yâni kan
koca ve emsali nikâh hükümleri caiz) olmaz, velevki emişme zamanları muhtelif
olsun (yine nıkâhlanmalan caiz olmaz). Emenle emdirenin çocuğu velevki batın
batın aşağı olsun nikâhlanmaları helâl olmaz
Kadının sütü kendisinden olan kocasının çocuğu İle İcadının ço"îı^u arasında
(nikâh) helâl olmaz.
İst* o (zevç), emenin babası, oğul; oğlan kardeşi,
kızı; kız k oğlan kardeşi emenin dayısı ve kız kardeşi de halasıdır
Eğer küçük oğlan ve kız koyundan veya erkek adamdan
emerlerse, aralarında haramlık sabit olmaz. Kadının sütü ile arkadaş şırınga
yapılmakta da haramlık sabit olmaz
Bakire ve ölü kadının sütü do (emişinede) haram kılıcıdır.,
Ke-jza küçük çocuğun burnundan kadının sütü damlatılır ve çocuğa yutturulursa,
yine haram kılıcıdır. (İmam'ı Âzam'a göre) yemekle karışmış kadın sütü haram
kılıcı değildir. Süt taamdan fazla olduğu zaman İma-meyn için muhalefet vardır
Eğer kadının sütü su, ilâç veya koyuu sütü ile karışırsa,
karışanlar veya kadının sütünden hangisi galip (fazla) olan itibar yine
galibedir .
İmam'ı Muhammedi (R.A.) göre, haramlık
her iki kadının sütüne de taallûk eder
Eğer bir kadın (küçük eşini emme zamanında) emdirirse, (süt
kızı ile annesini cem etmek olacağından) her ikisi de (kocaya) haram olurlar.
Eğer büyük eş vat (cima) olunmadı ise, onun için mehir yoktur, küçük eş için
mehriiı yarısıdır. Ve zevç, eğer (küçük eşin) nikâhlı olduğunu bildiği halde
büyük eş emdirdi ve nikâhın fasit olmasını kast etti ise küçük eş için.verdiği
melıri almak üzere büyük eşe müracaat eder. Eğer büyük eş küçük eşin nikâhını
bilmez veya açlık ve helaki gidermek için emdirdi veya emdirmenin nikâhı fasit
kılacağını bilmez ise, zevç küçük eşe verdiği mehir için büyük eşe müracaat
edemez ve bu hususta söz o emdiren büyük eşin sözüdür
Emişme, (şahit ve emsali «ibi
şeylerle sabit olması bakımından) malın sabit oldnğu şeyle sabit
oiur .
Eğer bir adara, şu kadın benim süt kız kardeşimdir (veya
annem, kızımdır) dese, sonra da hata ettiğim iddia etse, tasdik olunur
Bu cümleden şunu anlamak gerekir: Katır, eşek ve erkek
at ticaret için alınır ve satılırsa, bedellerine zekât farz olur.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'in, ticaret niyyeti ile
satın aldığı beygirlerin kıymetleri nisaba baliğ olup üzerlerinden bir sene
geçse, o beygirler için Zeyd üzerine zekât vacip olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 15
Zeyd, ticarete niyyet
etmeksizin binmek ve kullanmak için birkaç at satın alıp üzerinden bir sene
geçmiş olsa, o atlar için Zeyd üzerine zekât vacip olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 14
Bu fetvada ticarete niyyet
olmamak kaydı vardır. Binaenaleyh koşu müsabakalarına katılmak ve kâriyle
satmak için alınırsa, ticaret kasdı olduğundan böyle alman atlara senesini
doldurunca bedellerine zekât vacip olur.
Yâni deve, sığır, koyun ve keçi yavrularına zekât vacip
olmaz. Fakat bunların içinde bir seneyi doldurmuş olanları olursa,
bilittifak vacip olur, hatta bunlardan meselâ: Otuzdokuzu kuzu olsa bir tane de
koyun olsa, imam'ı Âzam'a göre bir koyun zekât olarak verilmelidir, imam'ı Ebû
Yûsuf'a göre ise, kuzulardan bir tanesi verilmelidir.
imam'ı Şâfi'i Hazretleri de
imam'ı Ebû Yûsuf'un görüşüne kaildir.
Beslenen hayvanlar deyince, evde sütlük ve geçim için
beslenen hayvanlardır. Yoksa ticaret için beslenen hayvanlara zekât farzdır.
Yâni zekâtı verilmesi lâzım olan
mal sene sonunda zekâtını vermeden, yangın, hırsız ve emsali
gibi sebeplerle kaybolur ve elde bir şey kalmazsa, zekât sakıt olur.
İLGİLİ FETVA
Zeyd, malının zekâtını
vermeyip malı helak olduğunda o malın zekâtı Zeyd'in zimmetinde borç olmayıp
malın helaki sebebiyle Zeyd'den sakıt olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
İBNİ NÜCEYM, 19
Burada şu hükümler de zikredilmiştir: Halktan alman
vergileri sahipleri zekâta sayabilir mi, yoksa sayamaz mı?
Fukahânm ve şeyhülislâmların
cevazına dâir verdikleri fetvaların zamanında sarfiyat ve giden yerler belli
olduğu gibi, fakirler ve yetimlere ait sarfedilen şekiller mevcuttur, şimdi ise
gider yerleri nazara alınırsa insaflı ve mes'uliyet duygusuna sahip olanlar
kendisini aldatarak fukahânın hakkını kendi malının içinde bırakıp mahvolmasına
sebep olamazlar.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka
El Ebhur Tercümesi, Merhaba Ofset Yayınları 1/226-228.
Bütün ticaret mallarının ve diğer zekât mallarının
kıymetleri altın ve gümüşün nisabına takdir edilirler ve zekât bu takdir
gereğince verilir. Miskâl ve dirhemin şer'î ölçülerini de bilmek faydalı olur.
İLGİLİ FETVA
Şer'i dirhem arpadan kaç
kırattır ve miskâl kırattan ne kadardır?...
ELCEVAP... Ondört kırat bir
dirhem, beş arpa bir kırat ve yirmi kırat bir mıskaldır. İBNİ
NÜCEYM, 19
MİSKÂL : Bugünkü
gramla doksanalt- '96) gramdır.
DİRHEM : 3 gram 20 santimdir.
Bir . -.3 gram 20 santim olursa, ikiyüz (200). dirhem 200 >< 3,20 = 640 ^rt..
ader. Gümüşün bir gramı 80 kuruş olduğuna göre 640 X 80 = 512 lira eder. Bu
hesap 1967 deki gümüş fiatı iledir. Binaenaleyh zaman zaman değişebilir. Şu
halde 512 lira, gümüşün nisap kıymetidir.
Yâni altının miskâlini ve gümüşün dirhemini bulmak için
yedi miskâl altın on dirhem gümüşün ağırlığında olduğunu bilerek
karşılaştırmak ve bunların nisaplarını bu yoldan elde etmek gerekir.
Bütün ticaret mail arma zekât düşer. Binaenaleyh
hah, kilim, elbise, marangozların malları, ticaret için alman ve satılan
binalara ve bunlara benzer bütün ticaret
eşyalarının bedelleri tacirin borcundan
başka kalan mal yukarıda beyan edilen altın ve gümüşün nisabını tutar ve
üzerinden bir sene geçerse, alış ve maliyet fiatmdan hesaplanır,
zekâtı-verilir.
ILGiLt FETVA
Zeyd, kifayet miktarından
ziyade kıymetleri nisap miktarım tutan elbiselere mâlik iken üzerinden bir sene
geçip lâkin Zeyd ticarete niyyet etmese, o elbiseler için Zeyd'e zekât vacip
olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 14
Dikkat edilirse elbise ve
emsali olan şeylerde zekât tealluk edip verilmesi için ticarete niyyet etmek ve
ticaret malı olması şarttır.
Bu cümiede, altın ve gümüşten
yapılmış her şeye zekât lûk ettiğini ve bunların miktarı nisaplarını
doldurduğunda zekâtlar verilmesi lâzım olduğunu beyân etmektedir.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd, ikiyüz dirhemden fazla
gümüşten kâse ve. çanağa mâlik dhlp. mülkünde iken üzerinden bir sene geçse.
Zeyd'in üzerine zekât vâcıp olur mu?... '
ELCEVAP... Olur.
İBNİ NÜCEYM. 19
. . Hind'in (kadının),
kullandığı altın ve gümüşten yapılmış olan bilezik ve kuşaklan için üzerinden
bir sene geçtikten sonra zekât lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
NETİCE. 17
Kadınların zinet olarak
takındıkları inci. yakut ve zümrüt gibi şeyler için zekât verilmesi vacip
olmaz. Ancak bunların ticaretini yapan kimselere ticaret malı olarak alışverişte
bulunduklarından zekât vermeleri vacip olur.
Zeyd. kıymetleri nisap
miktarına ulaşan inci ve yakuta mâlik iken üzerinden bir sene geçip lâkin
ticarete niyyet etmese, Zeyd e o inci ve yakut için zekât vermek lâzım olur
mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ
EFENDİ, 14
Zînet olarak takılanlar:
Meselâ kadınlara mubah olan tarak, kemer, bilezik, yüzük ve altından saat
kordonu gibi şeylere hatta mubah olmadığı halde erkeklerin altından saat
kösteği, gömlek düğmesi, altın, yüzük ve diğer kullandıkları altın eşyaları
zekât nisabnıa katılır ve-zekât vacip olur.
Yâni sene içinde ve sene sonunda mevcut olan malın
cinsinden herhangi bir sebeple artma ve istifade edilirse, onlar da eski mala
katılır ve zekâtı verilmesi vacip olur. Meselâ : Koyun ve keçi bir cins. sığır
ve camız bir cins. altın ve gümüş birbirine ilâve edilen bir cinstir.
Hatta ticaret malından olan
eşyaların bedelleri de altın ve gümüşün
nisabına ilâve edilir.
Yâni zekât nisap miktarı olan rnal. senenin ihtidasında
ve sonunda mevcut olup, senenin ortasında noksanlassa. bu noksanlasma zarar
vermez. Senenin basında ve sonunda nisap miktarı mevcut olduğu İçin zekât
vacip olur.
Yâni nisap miktarı malı olan kimse birkaç senenin
zekâtını veya fazladan olarak birkaç nisabın zekâlını vakti gelmeden ödese, o
senelerin zekâtını ödemiş olur. Meselâ : Nisaba malik olan zengin
kimse beş senelik zekâtını bir senede verirse sahihtir.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/229-232.
Harbî : Ehli iKtap ve kâfir olan kimse,
milleti ve devlet reisi lıfir, ehli kitap olan beldeye tâbi (yabancı
tebâalı) olana denir.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/233-234.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/235-236.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/238-239.
Zekâtın verilmesi caiz olan kimseler metinde
zikredildiği gibi bu hükümleri Kür'an'i Kerim meâlen şöyle beyan
etmektedir :
«Sadakalar [zekâtlar)
Allah'daıı bir farz olarak ancak fakirlere, miskinlere, (sadakaların) üzerine
memur olanlara, kalbleri (Müslümanlığa) alıştırılmak istenilenlere, kölelere,
esirlere, {borcundan fazla nisabı olmayan) borçlulara, Allah (C.C.ı yolunda
(harcamaya) ve yol oğluna (yâni memleketinde zengin bile olsa meşru bir maksat
için seferde giderken muhtaç kalmış yolculara) mahsustur. Allah (C,C.)
hakkıyla bilendir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.» Tevbe Sûresi. Âyet: 60.
Zeyd, fakir oian Amr'e
«.malımın zekâtıdır» diye bir miktar para verse ve
o da eline alsa, Zeyd bir zaman sonra Amr'e (zekât verilene)
incinmekle donup o zekât diye verdiği parayı
Amr'den almağa kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz (zira
para fakirin olmuştur). FEYZİVE, 15
Zeyd'e malının zekâtını
kardeşi fakır Amr'e vermesi caiz olur mu?..
ELCEVAP... Olur.
TEVZİYE, 15
Zengin olan Zeyd, kardeşi
olup kâr ve kazanca kadir olan fakir Amr'e malının
zekâtım vermesi oâiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ABD1RRAHİM, 20
Zeyd'e, malının zekâtını
fakir olan dayısı Bekir'e vermesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
B^HCE, 31
Zeyd, malının zekâlı olan şu
kadar parayı fakir olan An .'e ver diye Bekir'e verip Bekir de Amr'e verse,
sonra Zeyd nadim ol p o parayı Bekir'e tazmin ettirmeye kâdır olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFENDİ,
15
(Amil : Zekât toplamak için
vazifelendirilen ve toplayan kimseye denir. Binaenaleyh bu kimse zengin
olsa dahi çalıştığı ve topladığı nisbetinde bir miktar zekât alabilir, caizdir.
Kur'an'ı Kerimde «Ğârimin>. kelimesinin hükmünü izah
etmektedir. Hatta birçok fukaha borçluya zekât vermek daha afdaldır,
demişlerdir.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd, malının
zekâtından nisabıan fazla olan şu kadar
parayı o kadar borçlu olan Arar'e borcunu eda etmek için verse, beis var
mıdır?... ELCEVAP .. Yoktur. BEHCE, 32
Zeyd, şu kadar parayı borçlu
olan fakir Amr'e raf.' ^--kâtından o kadar para verip, Amr de o parayı borcu
için
lımn zekâtından o kadar para
zekât vermiş olur mu —
ELCEVAP
Olur. BEHCE, 33
Bu fetvadaki hüküm beyan
ediyor ki, faldı olan kimseden alacağı olan kimse alacağını gıyaben zekâta
sayamaz. Eline zekâtını verir, o fakir de borcunu ödemek üzere geri verir. Ancak
verilen mal fakirin elinde veya evinde mevcut olursa, bu takdirde gıyaben zekâta
sayılır. Zira zekâtın sıhhati için şart olan temlik etmek (fakirin eline
vermek)tir.
Zikredilen bu hükme din ve îman
yolunda tahsilde bulunan, Allah (C.C.) yolcusu îmanh fakir talebelere ve
öğretmenlerine zekât verilmesi caiz olduğu ve hatta birçok zekât ehline bunları
tercih etmek daha sevap olur.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'in, hadis, fıkıh ve edep
kitaplarının kıymetleri nisap "miktarına erişen kitaba veya musannnıfın telif
ettiği kitaptan iki nüsha bulunup ticârete niyyet etmese, Zeyd'e o kitaplar
için zekât vermesi vacip olur mu?
ELCEVAP... Olmaz.
Bu suretle Zeyd, hıfz ve
tedris (Okuyup ve okutmak I için o kadar kitaba ve tashih için iki
nüshaya muhtaç olunca, Zeyd'e zekât almak helâl olur mu?
ELCEVAP... Olur. BEHCE, 3İ
Talebe'i Ulumdan
olmayıp asıl ihtiyacından fazla
nisap miktarı mala mâlik olan Zeyd'e zekât almak helâl olur mu?
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE, 18
Bu fetvadan şu hüküm
anlaşılmaktadır: îlim tahsilinde bulunan kimsenin nisap miktarı malı olsa dahi
zekât alabilir ve caiz ise de kaçınmak çok yerinde ve iyidir.
Yani camiye, çeşmeye, yola. Hava Kurumu'na, hastahâne
binasına ve her türlü hayır adı altında yapılan binalara zekât vermek caiz
olmaz. Verilirse sahih olmaz. Zira zekâtta beyan edüen fakir kimselere temlik
edip ellerine verilmesi veya onların ellerine geçmesi lâzımdır. Bunları aldıktan
sonra bu yerlere bağışlarlarsa cevaz verilmiştir.
Dört mezhep sahibi
müctehidler ittifak etmiş ve demişlerdir ki; zekâtı, mescidin binasının
yapımına ve ölünün tekfin ve teçhizine vermejt caiz olmaz. MİZÂNÜLKÜBRA,
C. 2, 12
Bunlara zekâtın caiz
olmadığına dört mezhep sahibinin ittifakı vardır. Zimmîye ise, zekât vermek
caiz değil, fakat sadaka vermek caizdir.
İLGİLİ FETVA
Zeyd, zimnıî olan Amr'e
sadaka verse, caiz oiup, Zeyd'e sevap olur mü?
ELCEVAP... Olur.
ÎBN1 NÜCEVM, 15
Zenginin küçük çocuğu babasının
zenginliğiyle zengin sayılır.
Büyük oğlu ve kızı
babalarının zenginliği ile zengin sayılmazlar. Fakat babası fakir olan küçük
çocuğa veya babasına verilebilir.
İLGİLİ FETVA
Fakir olan Zeyd'in, almayı ve
sahipolmayı idrak eden küçük oğlu fakir Amr'e zekât vermek caiz olur mu?
ELCEVAP... Olur.
NETİCE. 17
Zira zekât malın kiridir. Binaenaleyh, Peygamber ve
onun sülâlesi böyle kirli şeyleri almaya-ve verilmeye muvafık olamaz. Çünkü g
ve sülâlesi pâk ve temizdir.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'in âli Rasulullah'dan
Amr'e malının zekâtını vermesi caiz o-lur mu?
ELCEVAP .. Olmaz.
ABOtRRAHİM, 20
Sâdâttan (Seyit ve Peygamber
sülâlesinden) olan fakir Zeyd'e zekât vermek caiz olur mu?
ELCEVAP... Olmaz. ALİ
EFENDİ, 15
Bir kimsenin aslı: Babası, anası, bunların baba ve
anaları ve yukarıya doğru sağ olan büyükbaba ve analardır. Bunların nafakasını
evlâtlarının temin, edip bakmaları üzerine farz okluğundan yardım mal] şeklinde
bakmak değil bizzat malının aslından ve nafakasından ayırıp bakmaları lâzımdır.
İLGİLİ FETVALAR
Zengin olup üzerine zekât
vacib olan Zeyd. malının zekâtını babası fakir Amr'e vermesi caiz olur mu ?
ELCEVAP... Olmaz
ABDtRRAHÎM, 20
Zeyd, malının zekâtını
babasının anası Hind'e verse caiz olur mu? ELCEVAP... Olmaz. FEYZİYE, 16
Zeyd'in Müslüman karısı
Hind'e, bir kilisenin fukara rahibelerine tasadduk etmesi caiz olur mu?
ELCEVAP... Olur.
ABDtRRAHÎM, 23
Baba ve analarına evlâtlarının bakması ve nafakasını
temin etmesi farz olduğu gibi evlâtlarına da zekât ve sadaka ile değil kendi
nafakasından vermesi üzerlerine farzdır. Binaenaleyh kendi öz evlâtlarına ve
torunlarına zekât veremezler, fakat üvey evlâtlarına ve evinde
büyüttüğü fakir yetimlere
verebilirler. Evlâtlarının fakir olan hanımı-, na (Gelinine) ve
fakir olan efendisine (Damadına) verebilir.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd. hizmetkârlarına
hizmetleri mukabilinde ediverdiği elbise ve verdiği harçlığı zekâta savsa caiz
olur mu?...
ELCEVAP...
Olmaz." ABDURRAHIM, 20
üzerine zekât (vermek) lâzım
;>Irn Zeyd, yanında yetişen yetim ve fakir küçük Amr'e malının zekâtından
yedirse ve giydirse, kifayet eder mi?...
ELCEVAP... EderİBNİ NİCEYM,
1«
Zengin olan, Zeyd'e, malının
zekâtını hanımı Hind'in başka efendisinden olan fakir evlâtlarına vermesi caiz
olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
İBNİ NtCEYM, 17
Efendinin hanımına, hanımın efendisine zekâtlarını
veremiyeceklerine dâir fetvalar verilmiştir. Binaenaleyh İmam'ı Azanün
görüşü müftâbihtir.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd, hanımı Hind'i talâkı
bâyinle bosadıktan sonra Hind'in iddeli bitmeden Zeyd malının zekâtım Hind'e
vermesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCE, 32
Hind, malının zekâtını fakir
olan kocası Zeyd'e vermesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCE VE NETİCE. 32-16
Zeyd zekâtını karanlıkta Müslüman zanniyle Amr'e
verdikten sonra Amr'in Yahudi olduğu meydana çıksa, Zeyd'e (zekâtın) iadesi
lâzım oîur mu?...
ELCEVAP... Olmaz,
kifayet eder. İBNİ NÜCEYM, 18
Fakir olan kimse borçlu olursa, borcunu karşılıyacak
kadar verildiği gibi nisap miktarına varmıyacak kadar fazla da verilebilir.
Şayet fakirin ailesi, çocukları varsa nisap miktarı vermekte beis yoktur.
Zeyd, malının zekâtını fakir
Hind'i istemeden müsteğni olması için vermek mi af daldır, yoksa fukaraya tevzii
mi?...
ELCEVAP... Hind'e vermek
evlâdır (zira iffet ve namusu korumak vardır).
Bu surette Zeyd, malının
zekâtını nisaba mâlik olmayan akıllı yetim Hind'e vermiş olsa, zekâtı edâ etmiş
olur mu?...
ELCEVAP... Olur,
ABDURRAHİM, 20
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/241-246.
Havâici Asliye = Asıl ihtiyaçlar; bir senelik,
altı aylık veya bir rivayette bir aylık nafaka (yiyecek ve içecek), oturacak
mesken (ev ve dükkân, mağaza ve benzerleri), yazlık ve kışlık elbise, san'at,
alet ve edevatı, ev eŞyasi, binit İçin olan hayvanlar ve- emsali, kitap ve silâh
ticaret için olmadığı zaman asıl ihtiyaçlardandır.
Kadınların cehiz için
hazırladıkları eşyalar yukardaki gibi zaruri ihtiyaçlardan olursa hiç bir şey
tereddüp etmez. Fakat ziynet için olanlara zekât ve sadaka-i fıtır nisabını
buldukları takdirde zenginden sayılırlar.
İBNİ ÂBİDİN
Işte bu asıl ihtiyaçlardan
başka borcu da olmadığı takdirde nisap miktarı malı olursa, sadaka-i fıtır
vermesi vacip olur. Aksi takdirde fakir olanlara vacip olmaz.
İLGİLİ FETVALAR
Nisaba mâlik olmayıp fakir
olan Zeyd'ın üzerine Sadaka-i fitır vermek lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 21
Bir beldede karar eden
Zcyd'in havâici asliyesinden faziası olmayıp, ancak başka memleket veya şehirde
kıymeti nisaba baliğ olan bir eve mâlik oîup ailelerinden oturmaya muhtaç olan
annesi Hind'i o evde oturtsa, Zeyd'e sadaka-i fıtır ve kurban lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
BEIICE. HH
Zekât nisabına mâlik olan Zeyd üzerine sadaka-i fıtır
ve kurban lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE'DEN, 88
Zeyd'e, hanımı Hind'in sadaka-i
fıtrini vermesi üzerine vacip olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
İBNİ NÜCEYM, 16
Zeyd, kendinin küçük
evlâtlarının ve cariyelerinin sadaka-i fıtırlannı verdiğinde hepsini bir yere
koyup vermek mi evlâdır, yoksa her birinin fitrasını başka başka mı vermek
evlâdır?...
ELCEVAP... Hepsini bir fakire
vermek caizdir. ABDI'RRAHİM, 23
Bu takdim-, beş on. senelik olsa yine sahihtir. Meselâ:
Bir adam Ramazan girmeden veya bayramın-şafağı atmadan Ramaz&n'm ilk günlerinde
sadaka-i fıtrini verebileceği gibi birkaç senelik fîtrayı vakti gelmeden de
verebilir.
Sadaka-i fıtır r fakirlerden
başka yerlere verilemez. Yola. hastaha-neye. Hava Kurumuna, mescid ve camilerin
yapımı için bina ve temellerin ve bunların emsali olan yerlere zekât ve
sadaka-i fıtrin verilmesi caiz değildir. Zira zekât ve sadaka-i fıtır fukaranın
hakkıdır.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'e. sadaka-i fıtrim
Ramazan girmeden evvel vermesi caiz olur mu?..,
ELCEVAP... Olur.
İBNİ NİCEYM, 16
Zengin olan Zeyd. hasta
olmakta iftar etse, 'fıtra vermesi lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Oiur.
FEYZİYE, 16
Sadaka-i fıtri üzerine vacip
olan Zeyd. sadaka-i fıtrini vermek istediğinde bir sadaka-i fıtri fakirlerden
birkaç kimseye vermek caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
İBNİ NtCEYM, 17
Buğdaydan yarım sâ. Iraki sâ-1: Beşyüz yirmi dirhem
verilir. Bir Irakî sâ (1040) dirhemi ser'i itibar olunur ki,
(910) örfi dir-
heme müsavidir. O halde (o20)
şer 'i dirhemde (455) örfi dirheme müsavi bulunur. «Küsurata bakılmazsa*
(1040) şer'i dirheme (2.917) kilogram; (1040) şer'i dirhemi de (3.333) kilogram
eder. O halde (520) seri dirhem (1.45S) kilogram. (520) Örfi dirhem de (1.667)
gram demektir.
Bir kilogram (357) şer'i
dirheme ve (312) örfi dirheme müsavidir. Bir kilo miktarındaki bir şeyin,
meselâ: Buğdayın fiatı faraza (80) kuruş olsa (1.667) kilogram miktarının fiatı
ne eder? Bunu bulmak için (80) kuruş, (1.667} ye çarpılır ve
bunun fiatı anlaşılır.
Suret: (1.667X80 = 133.60)
demekki, 133 kuruş 60 santim etmiş olur. BÜYÜK İSLÂM İLMİHALİ
Bu misal bir takdirdir.
Binaenaleyh buğdayın ve diğer eşyaların fiatları zaman zaman değişmektedir.
Hurma ve üzümün nisabı buna kıyas edilerek verilirse, elbette daha çok meblâğ
tutar.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/247-250.
Oruç İügatte, tutmak manasınadır. Şer'i
ıstılahta ise. metinde edilmektedir.
Itumazan'ı şerif orucu,
Hicret'i Nebeviyeden bir buçuk sene sonra Şaban'ı şerifin onuncu günü farz
kılınmıştır. Bunun farziyeti kitap, KÜnne.t ve icmâ-ı ümmetle sabittir. Kitabi
İlâhide meâlen şöyle buyru-iuyor: «Ey îman edenler: Sizden evvelki (ümmet) lere
yazıldığı (farz kılmdıp) jjîbi sizin üzerinize de oruç yazıldı. (Farz edildi)».
Bakara Sûresi, Ayet: 183.
Kasûiullâh
(S.A.V.) Efenaımiz dokuz (9) oruç
tutmuştur. Onun. dördü yirmi dokuz ve beşi otuz olmuştur. Bir
kavilde birden başkası ve diğer bir kavilde de ikisinden başkası yirmidokuz
olmuştur.
KîtBÛlullâh'ın orucunda yirmi
dokuz olduğu muhakkak olduğuna göre ayın yirmi dokuz çektiği ve orucun yirmi
dokıız olduğu senelerde orucumuz noksan oldu demeye kimsenin hakkı yoktur. Otuz
ve yirmi dokuz olarak tutulan oruçla. Kur'an'ı Kerimdeki
beyan edilen bir ay oruç tutulmuş olur.
Bu hüküm orucun şer'i tarifidir. Binaenaleyh, oruç
tutmaya ehil olan her müslümamn tutması farzdır. Meşru mazeret (hastalık.
müsâfirlik gibi) olmadıkça orucunu alenen ve amelen yiyen kimselerin katline
fetva verilmiştir.
İLGİLİ FETVALAR
Ramazan'ı şerifte kasten ve
aşikâr iftar eder. kimse, dini istihza etmiş olduğu için katli
lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur. İBNİ MiCEYM,
19
Zeyd R.amazanın gündüzünde
özürsüz bilerek yese ve içse, Zeyd'e ne lâzım olur?...
ELCEVAP... Katli meşrudur.
ALİ EFENDİ, 21
Ramazan orucunun farz olduğu sene ve zamanı îzâh
edilmişti. Farz olduğu beyan edilen Müslüman ve mükellef kelimelerinden kâfire,
çocuğa ve deliye farz olmadığını beyandır. <-Edâexı>:-
kelimesi Kur'an'ı Kerimdeki; «Öyleyse içinizden kim o aya
{Ramazan ayına) şahit (hazır) olursa, (müsâfir olmazsa)
onu (Ramazan orucunu) tutsun.» Hükmü ilâhiyi beyandır.
<• Kazaen» kelimesiyle de Kur'an'ı Kerimdeki: «Kim de hasta olur, yahut bir
sefer üzerinde bulunursa o halde başka gUnler-de oruç tutmadığı gün sayısınca
(orucunu kaza etsin).>- Bu mealde beyan edilen hükmü ilahiyi beyandır. Bakara
Sûresi. Âyet: 185.
tmam'ı Şâfi-î merhum ise. Ramazan orucu için mutlaka
geceden niyyet etmek şarttır, diyor. Metindeki Hanefî görüşüne uygun fetva
şöyledir.
Zeyd, Ramazanda niyyeti
geceden unutup gündüz zeval vaktinden evvel niyyet etse, orucu sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olur. IBN1 NÜCEYM,
22
Zahirî rivayet ve fetva böyledir.
Bir beldede Şabanın sonunda
havada illet (bulut, duman ve saire) olduğunda Ramazan hilâli (ayın doğduğu)
görülmeyip ancak belde ehâ-lisinden Zeyd (bir adam) ben gördüm diye şehâdet
ettiğinde kadı (müfti ve vali) şahadetini kabul edip ertesi gün belde ehâlisi de
oruçlu olup, lâkin otuz gün tamamında semâ açılıp Şevval ayı. (Ramazandan
sonraki ayın ayı) görünmese, ertesi gün iftar etmek caiz olur mu?...
ELCEVAP... Bir gün daha orucu tutmaları lâzımdır. FEYZİYE, 22
Bir cemaat Ramazan'ı şerif ayını görmekle İstanbul
kadısı huzurunda şehâdet edip ve Ramazan'ı şerif sabit olup, İstanbul kadısı
halka oruç ile emretti diye iki kişi halkı Ramazan ayını görmeyen Bursa kadısı
huzurunda şehâdet etseler, bunların şehâdetleriyle Bursa kadısı için halkına
oruç ile emretmek caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
İBNİ NÜCEYM, 22
Bir belde halkı Ramazan ayını
görüp yirmi dokuz gün oruç tutup ve diğer belde halkı da görüp otuz gün oruç
tutsalar, yirmi dokuz gün oruç tutan halka bir gün kaza etmek lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
iBNi NÜCEYM, 21
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/252-255.
Keffaret : Bulunur ve kadir olunursa bir köle azat
etmek, köle bulunmadığı zaman araya fasıla vermeden iki ay veya altmış gün arka
arkaya oruç tutmaktır. Oruç tutmaya kadir olmayan kimse ise kadir olursa, altmış
fakir doyurur.
İLGİLİ FETVALAR
Üzerine keffâreti Savm lâzım
olan Hind, Receb'i şerifin dördüncü günü keffaret için oruç tutmaya başlayıp
ellialtı (56) gün oruç tuttuktan sonra Ramazan'ı şerif Sahil olup Ramazan'ı
şerifte dört günde oruçlu olsa, o dört gün Ramazan'ı şeriften sayılıp Hind'e o
keffâreti yeniden tutması mı lâzım olur yoksa keffârete sayılıp Ramazan'a
şerifitf dört gününü kaza mı lâzım olur?;..
ELCEVAP... O keffâreti
yeniden tutmak lâzım olur. BEHCE, 40
Üzerine keffâreti Savm (Oruç
keffâreti) vacip olup ve keffaret için oruca başlayan Hind, birkaç gün geçince
hayız görmekle üç, dört gün iftar etse, ttiâbûu (arka arkaya tutulması! kesilip
Hind'e keffâreti yeniden başlaması lâzım olur mu?...
ELGEVAP... Olmaz. Lâkin Hiııd
temizlendiğinde hayız özrü ile iftar ettiği günlerin orucunu arka arkaya kazaya
başlayıp ve tamamlaması lâzım olur. Derhal bitişiğinde oruca başlamazsa,
yeniden başlaması lâzım olur. BEHCE, 40
Hayız kanının gelmesi tetabua
mâni değil, fakat nifas tetabua mânidir. Binaenaleyh nifas gören kadın
keffâretine yeniden başlar.
Zeyd, bir Ramazan'ı şerifte
gündüz birkaç gür. kasden özürsüz iftar edip keffâretsiz birkaç iftar meydana,
geldikten sonra Zeyd keffâret tutmak istediğinde birkaç gün iftar için birer
keffâret mi lâzım olur, yoksa hepsine birden bir keffâret kifayet eder mi?...
ELCEVAP.... Hepsine birden
bir keffâret kifayet eder.
HİNİ KÜCEYM, BEHCE, 23-40
Keffâret tutan kimse, iki ay
tutacaktır. Bu iki ay gök ayına nazaran tutarsa 58 ve 59 gün de olabilir. Yâni
gök ayı bu kadar çekerse o kadar tutmak kifayet eder. Böyle başlamazsa, 60 gün
tutar.'
Burada şârih fetâvâyı Semerkandîden şöyle naklediyor:
Eğer oruçlu kadın, kocasını zorlar ve cima ettirirse, kocasına keffâret
vaciptir. Zira cima lezzet ve intişarla olur. Binaenaleyh bu sel :* hareket
arzu ve istekle olabilir. Fakat sahih oîan kocaya keffâret vacip olmaz. Bu
imameynin kavlidir ve fetva da bunun üzerinedir. Kocasını cimâya zorlayan kadına
mutlaka keffâret vaciptir. Kadını kocası zorlar ve cima ederse bilittifak
keffâret vacip değildir. Cimâda inzal şart değildir. Yâni kadına keffâret vacip
değildir. Zorlayan erkeğe keffâret vaciptir.
İLGtLİ FETVALAR
Zeyd, Ramazanın gündüzünde
oruçlu iken ailesi Hind'e cima etse, Zeyd'e kaza ve keffâret lâzım olur mu?...
ELCâVAP... Olur.
BEHCE, 40
Zeyd, Ramazanın gündüzünde
oruçlu iken livâta (erkeğin ve kadının arkasından cima) etse, Zeyd'e keffâret
lâzım olur mu?...
ELCEYAP... Olur. 1BN1
NtİCEYM, 22
Oruçlu olan Zeyd'in, parmağı
dübürüne giderse, yağ veya su ile ıslak olmayınca orucu fasit olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
İBNİ NÜCEYM, 20
Oruçlu olan kadın, parmağını
fere veya dübürüne dâhil ederse, parmağı yağ veya su ile ıslak olmayınca orucu
fasit olur mu?..,
ELCEVAP... Olmaz. İBNİ
NtîCEYM,
Her türlü gıda ve devayı oruçlu kimse Ramazanın
gündüzünde oruçlu olduğunu bildiği ve hatırladığı halde yer ve içerse, oruca,
fjji-sit olduğu gibi kaza ve keffâret lâzım olur.
İLGİLİ FETVALAR
Müslüman olan
Zeyd, Ramazanın gündüzünde oruçlu
iken arzusu ile bilerek şarap içerse. Zeyd'e ne lâzım olur?...
ELCEVAP... Kaza, keffâret,
içki haddi ve tâzir lâzım olur.
BEHCE;
Müslüman olan Zeyd, alenen
Ramazanın gündüzünde oruçlu iken kendi arzusu ile kasden şarap içerse, Zeyd'e ne
lâzım olur?...
ELCEVAP... Katlolunur (zira
oruca hakaret etmiştir). BEHCE, 39
Ramazanın gündüzünde oruçlu
olan kimse, özürsüz kasden yemek, içmek veya cima ile orucu ifsad edip
üzerine keffâret lâzım olduktan sonra o gün güneş batmadan evvel o kimsede
iftarı mubah kılıcı meselâ; hastalık gibi Özür zuhur etse, bu adamdan keffâret
sakıt olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
41
Ramazanın gündüzünde oruçlu
olan Zeyd'i. kuduz köpek daladığmda Zeyd helak olacağına kendi ictihad; yahut
Müslüman doktorun haber vermesiyle zannı galip hasıl olup ve onun devası
aceleten köpeğin beynini yemek olmakla, Zeyd Ramazanın gündüzünde oruçlu iken
kendini deva (tedavi) için köpek beynini'yese, Zeyd'e keffâret lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCE, 41
Her ayın onuncu günü hayız
görmek mûtadı olan Hind, Ramazan'ı şerifin onuncu günü oruçlu iken hayız
günümdür diye iftar edip sonra o gün geçip hayız görmese, Hind'e ne lâzım
olur?...
ELCEVAP... Kaza ve
keffâret. BEHCE, 40
Zira diğer oruçları bozmakla Ramazan ayına hürmetsizlik
şekli yoktur. Binaenaleyh Ramazan orucunun kazası ânında özürsüz iftar edilse
dahi sâde kaza .lâzım olur, keffâret lâzım olmaz.
İLGİLİ FETVA
Zeyd, Ramazanda bir gün
özürden dolayı iftar edip sonra o günün orucunu kaza ettiği anda özürsüz iftar
etse, Zeyd'e keffâret caiz oljjır mu?,..
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE,
Zeyd. Ramazanın gündüzünde oruçlu iken dişi ağrımakla
ağrısını durdurmak için dişine karanfil
koyduklar- sonra orucu hatırında iken karanfil hataen boğazına dahil oiup
yutsa, orucu fasit olup kazası lâzım olur mu?...
ELCEVAP. . Olur. ALİ
EFENDİ, 22
Zeyd. Ramazanın gündüzünde
oruç'u iken dişinin ağrısını durdurmak için dişine karanfil koyduktan sonra
hâsıl olan tükrük boğazına, dâhil olup lâkin karanfil dâhil olmazsa, orucu fasit
olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFENDİ,
22
Bu fetva gereğince dişine
başka ilâçlar koyduğunda ve dişini macunla fırçalayıp yıkadığında macundan veya
diğer konulan şeylerden bir şey oruçlunun boğazına gitmezse, oruca zarar vermez.
Zeyd, oruçlu iken ihtikân (dübür-ünden şırınga) etse.
orucu fasit olur mu?...
ELCEVAP... Oiur.
FEYZİYE, 23
Zeyd. Ramazanın gündüzünde
oruçlu iken istinca ettiğinde mübalâğa etmekle cevfine (makadmdan midesine) su
gitse, orucu fasit oî " mu?..
ELCEVAP... Olur.
ABDUflE*
Karnında veya dimağında yaraş: olup, ilâç konduğu sü^nan
mideye veya dimağa varırsa, metinde geçtiği gibi imam'ı Âzam'a göre oruç fasit
olur. îmameyne göre iftardan sayılmaz ve fâsiı de olmaz.
İĞNEYE ÂÎT BİLGİ
Bu hususu merhum Ömer Nasubi
H »camız Büyük İslâm îlmiha-linde şöyle îzah buyurmuşlar :
Kezâlik : İçeriye veya dimağa
kadar derin bulunan bir yaraya konulan yaş bir ilâç, içeriye ve dimağa kadar
nüfuz edince orucu bozar ve kazayı icabeder.
Bu mesele : «Mebsûtu
serahsîde olduğuna nazarani» îmam'ı Âzam'a göredir. Bu esasa göre Ramazan'ı
Şerifte gündüz vücuda yapılan iğne de orucu bozup kazayı müsteîzim olur. Çünkü
bu, bir kerre oruçlunun kendi rızasiyle yapılmaktadır. Sonra da bu vücudun
selâhma elverişli bulunmaktadır. İğne vâsıtası ile vücutta bir menfez açılıyor,
ilâç tam içeriye akıtılmış bulunuyor. Artık ilâcın bu suretle içeriye gitmesi,
suyun mesâmetten'içeriye nüfuz etmesi kabilinden sayılmaz.
Binaenaleyh derhal hayatî bir
tehlike, bir zaruret melhuz olmayınca iğneleri iftardan sonra yapmak gerekir.
İhtiyata muvafık olan da budur.
îrnameyne gelince, bu iki
zata göre bir şey, hiîki bir meslekten içeri. girmedikçe oruç bozulmaz.-Çünkü
oruç: «Hilkatten bir menfez, bir meslek olan bir uzuvdan bir şeyi içeriye
götürmemek-suretiyle oları imsakedir. Biz böyle bir imsak İle memuruz. Bu
hususta arızî olan bir mesleğe, bir menfeze itibar olunmaz.
Binaenaleyh hâriçteki bir
yaraya konulan ilâç. cevfe (içeriye) kadar gitse de oruca zarar vermez. Vücudun
cildini yırtarak içeriye gidip gayıp olan bir demir, bir kurşun parçası hakkında
da hüküm böyledir. Bu halde iğne ile de orucun bozulmaması lâzım gelir. Vaktiyle
Fetvâha-ne'i Ali tarafından bu yolda fetva verilmiştir. Fakat herhalde ihtiyata
riâyet edilmesi evlâdır.
Oruçlu kimse, unutarak yemek orucu ifsâd etmez olduğunu
ister bilsin ister bilmesin, orucum bozuldu zanniyle yemeğe devam ederse,
îmam'ı lÂzam'a göre oruç bozulur ve sâde kaza lâzım olur. Kusmak ânz olan
kimsede orucum bozuldu zanniyle yerse, yine sâde kasa lâzım olur.
İLGİLİ FETVA
Zeyd, Ramazan'ın gündüzünde
kendi sun'u olmaksızın kusmak arız olup orucu fâsid oldu zanniyle yese, Zeyd'e
yalnız kaza mı lâzım olur yoksa keffâret .de lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Yalnız kaza lâzım
olur. BEHCE, 38
Zeyd, Ramazanın gündüzünde
oruçlu iken ailesi ile oynaşıp yaklaşmadan inzal vâki olmakla yalnız inzal
(meninin gelmesi) iftar edicidir zannedip bilerek yese, Zeyd'e yalnız kaza mı
lâzım yoksa keffâret de lâzım olur mu?...
ELCEVAP,.. Kaza lâzım olur.
BEHCE, 38
Metinde geçen ,bu hükümlerden imamı Âzam'm görüşü fetva
olanıdır.
İLGİLİ FETVALAR
Mukîm olan Zeyd, Ramazan:
Şerifte oruca niyyet etmeden sabaha dahil olup sonra yese ve içse, Zeyd'e
keffâret lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCE, 39
Zeyd, yann oruçlu olayım diye
geceden niyyet edip sonra oruçlu olmamak kendisi için zahir olup ve niyyetinden
rucû edip iftar etse, Zeyd'in rucû'u (niyyetinden dönmesi) sahih olup Üzerine
kaza lâzım olur mu?...
ELGEVAP... Rucû'u sahih olup.
kaza lâzım olmaz. Bu oruç Rama-zan'dan başkalarına mahsustur. İBNİ NÜCEYM,
21
Zeyd, Ramazanın gündüzünde
Özürsüz yiyip içse. Zeyd'e ne lâzım olur?...
ELCEVAP... Müslüman
olan böyle etmez. ABDURRAHİM, 24
Zeyd, Ramazan'm gündüzünde ihtilâm olsa. orucu fasit ye
kaza lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE ve ÎBNİ NuCEY, 22-2"
Ramazan'da oruçlu olan Zc-yd. kadma bakmasiyîe şehveti
galebe edip inzal vâki olsa (menisi gelse), orucu fasit olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ÎBNİ
NÜCEYM, 22
Oruçlu olan Zeyd (ve kadın), Ramazan'm. gündüzünde
gözlerine sürme çekse orucu fasit olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
Öpmek, şehvetle olsun,
şehvetsiz olsun, öptüğü kendi helâli (ailesi)
olsun veya haram olarak yabancı olsun inzal vâki olmadıkça orucu
fasit olmaz. Fakat öpmek yasak olanlardan şiddetle
kaçınmak lâzımdır. Zira yabancı .kadını öpmek haramdır.
İLGİLİ FETVA
Zeyd, Ramazan'm gündüzünde
bir oğlanı (şehvetle) öpse, o günün kazası lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Tâzir lâzım olur.
înzal vâki olmadıkça oruç bozulmaz.
HAMİŞİ BEHÇE, 39
Burada oruçlunun kulağına yağ damlatıldığında orucunun
fasit olduğunu hatırdan çıkarmamalıdır. Zira. yağ sızarak dimağa ve boğaza
akması olacağı muhakkaktır. Su ise sızıp geçme şekli olmadığından orucu ifsat
etmez.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd. R-amazan'm gündüzünde
kulağına su damlatsa. Zeyd'in orucu fasit olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 2:
Zeyd oruçlu iken gusül etmek
için bir havuza girip daldığında kulağına su kaçsa, orucu fasit olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 22
Oruçlu olan Zeyd. Ramazan'm
gündüzünde deryaya (denize) dalıp, lâkin boğazına su dâhil olmayıp kulaklarına
dâhil oisa, orucu fasit olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ
EFENDİ, 22
Zeyd, Ramazan'da oruçlu iken hayvanı vat edip (tecavüz
edip) inzal vâki olmazsa (meni gelmezse), orucu fasit olur mu.?...
ELCEVAP... Olmaz. Lâkin tâzir
olunur. İBNİ NÜCEYM, 21
Zeyd Ramazan'm gündüzünde oruçlu iken eliyle istimna
edip (eliyle otuzbir ve benzerleriyle meninin gelmesini temenni edip ve) inzal
vâki olduğunda (meni geldiğinde) orucu fasit olduğunda, Zeyd'e
keffâret lâzım olmayıp kaza lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur. İBNİ NÜCEYM,
23
Dişlerinin arasında kalan nohut dânesinden küçük olur
ve ağzından dışarıya çıkarıp tekrar yutarsa, tam bir gıda lezzeti olmadığından
orucu bozulur ve sâde kaza lâzım olur, Fakat susam dânesi gıda lezzeti
verdiğinden muhtar olan kavle göre kefîâret lâzım olur.
Çok kusmuğun iadesi ise, bilittifak orucu ifsâd eder.
Bu cümlelerde, iade ve avdet
kelimelerini iyi anlamak ve dikkat etmek gerekir.
îâde : Oruçlunun
kendi gayreti ve çabası ile yapılan demektir.
Avdet : Oruçlunun hiçbir
sun'u ve gayreti olmadan irâdesi dışında kendiliğinden olan demektir.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka
El Ebhur Tercümesi, Merhaba Ofset Yayınları 1/257-264.
Musannif merhum, metinde «özürsüz» kelimesi ile, özürlü
olduğu zaman oruçlu kimselerin bir şeyin tadına bakması mekruh olmadığını
beyandır. Meselâ: bir kadının mama yiyen çocuğu olsa, ona mamayı yedirmek için
çiğneyip yedirmesi ve kocası ahlâksız, Öfkeli olduğu zanıan yemeğin tadına
dilinin ucü ile bakması kerahat değildir. Fakat, yağ, pekmez ve bal gibi
yiyecekleri satın alan kimselerin almadan veya aldıktan sonra tadına bakmaları
mekruhtur. Binaenaleyh oruçlu müslü-man orucun sevabını azaltacak her şeyden
kaçınmalıdır.
İLGİLİ FETVA
Oruçlu olan Zeyd, bal
alacağında tatlılık ve ekşiliğini bilmek için, parmağıyla diline dokundurup
tadına baknıasiyîe bilmiş olsa, orucu fasit olur mu?..,
ELCEVAF... Mekruhtur,
FEYZİYE, -22
Sakız çiğnemenin kerâhatlığı boyasız beyaz sakız
çîğnendiğin-dedir. Aksi takdirde sakız boyalı olursa orucun fasit olduğu beyan
edil-, mistir.
İLGİLİ FETVA
Hind (kadın),
oruçlu iken beyaz sakız çiğnese, orucu
fâsi|flurmu.'...
ELCEVAP... Mekruhtur.
FEYZİYİİÜ,! 22
Yâni ailesini öptüğü zaman cima veya inzal vâki olmadan
emin olmazsa, öpmek mekruhtur. Şayet nefsinden emin
olursa kerâhathk yoktur.
Sahur yemeğine kalkmak velev bir yudum su olsa dahi
yemek, pek büyük sevaptır. Bu hususta Resulü Ekrem (S.A.V.) Efendimiz
me-âlen şöyle buyuruyor: «Sahur (yemeğine!
kalkınız (ve yiyiniz). Zira sahurda bereket vardır.»
Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz bir hadisi
şeriflerinde meâ-len şöyle buyuruyor: «üç şey Peygamberlerin ahlâkından dır.
(Onlar), İftarı acele etmek, sahuru tehir etmek, ve Misvak kullanmak
(tır).?
îftar edilirken şu duayı
söylemek iyidir.
«Allâhümme Leke Sumtü vebike
Âmentü ve âleyke Tevekkeltü ve alâ rizkıke eftartü velisavmilgadi min şehri
Kamazâne neveytü Fâğfirlı mâ kaddemtü vemâ ahhartü.»
«Ey Allâhmı Senin için oruç
tuttum, sana îman ettim, sana tevekkül ettim, senin rızkın üzerine iftar ettim
ve Ramazan ayından yarının orucuna niyyet ettim. Binaenaleyh benim geçmiş ve
gelecek (günahlarımı) mağfiret et.»
Rasuîûllâh (S.A.V.) iftar
ettiği zaman kısaca şu duayı okurdu: «Allâhümme Leke Sumtü ve alâ rızkıke
eftartü»: Ebu Davud ve Nesai.
«Ey Allâhmı! Senin için oruç
tuttum ve rızkın üzerine iftar ettim.»
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka
El Ebhur Tercümesi, Merhaba Ofset Yayınları 1/264-265.
İslâm dini kolaylık dinidir. Mükelleflerin takati
nisbetinde olan hükümleri tekiif eder. Metinde geçen
hükmü. Kur'ân-ı Kerim meâlen şöyle beyan ediyor :
«Artık sizden kini (o günlerde) hasta, yahut se- i fer
üzerine olur {ve orucu yemiş bulunur) sa. tutmadığı çünler sayısınca başka
günlerde (tutar.)» Bakara, 184. İLGİLİ FETVALAR
Hasta olan Zeyd, oruçiu olsa
hastalığının artmasından korktuğunda Ramazan'in gündüzünde iftar etmek mubah
olur mu?...
ELCEVAP., Olur. İBNİ
Nt-CEVM, 20
Hasta olan Zeyd, Ramazan'ın
gündüzünde oruçlu oiursa, hastalığınm şiddetleneceğini bilir ve doktorluğunda
mahir olan doktor haber verirse. Zeyd'e iftar etmek caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ
EFENDİ, ZZ 6
Hasta olan Zeyd'in, Ramazan'ı
Şerifte hastalığı gidip.lâkin zaifliği olursa, zaifliğinin artmasını mahir
müslüman doktor haber verse, Zevd'e iftar etmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 22
Zımmî (gayri
Müslim vatandaş) olan doktor, müslüman hastaya
orucun zararlı olduğunu haber verse, o sımmînin
sözü kabul olunup müslüman için iftar mubah olur mu?...
:ELCEVAP...
Olmaz. İBNİ NÜCEYM, 20
Yâni fakir kimselere oçuç tutabileceği günler için
hasta ve msafir olan kimseler fidye verir.
Yâni bir vakit namazın (farz ve vacip olan namazların)
fidyesi, bir günlük orucun fidyesi kadardır. Bu cümlelerle şunu anlamak
gerekir: Bir günlük namazın fidyesi bir günlük orucun fidyesi gibi değildir.
Binaenaleyh her vakit namaz için bir günlük orucun fidyesi verilmesi gerekir.
İLGtLt FETVA
Ölmüş olan Zeyd'in vârisleri,
Zeyd'in beş yıllık namazının fidyesini vermek istediklerinde vereseden Arar
diğerlerinin izinleriyle, her namaz için buğdaydan yarım sâ'a kıymeti hesap
üzere bir yıllık namazların fidyesine kâfi olan şu kadar akçayı (parayı)
terekeden ayırıp ve birkaç fakiri toplayıp Zeyd (vâris) ben falanın bir .aylık
namazlarını ıskatı (zimmetinden düşmesi) için şunu sana verdim diye o parayı o
fakirlerin birine verip o da kabul ettim diye alıp mülkü olduğunu bildikten
sonra rızasiyie Amre sana hibe ettim diye verip Amr de ahp diğer fakirlerin her
birine bu minval üzere verip beş yıllık namazların fidyesi tamam oluncaya kadar
devrettikten sonra, o akçayı (parayı) o fakirlere taksim etse caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALÎ
EFENDİ, 12
Bu hususta Resulü Ekrem (S.A.V.)
Efendimiz meâlen şöyle buyuruyor : «Bir kimse diğer bîr
kimsenin orucunu tutamaz, namazını kılamaz. Ancak taam yedirir. (Y&ni bir kimse
diğer kimse için taam ye-direbilir, onun namına kurban kesebilir, hac yapabilir
ve sadaka verebilir. Fakat namazını kılamaz, orucunu tutamaz).»
Şe-yhİfâni : Yaşı elliden yukarı olup oruç
tutmaya takati olmayan ihtiyar ve zaif oîan kimselerdir.
İLGİLÎ FETVALAR
Şeyhi Fâni olup, oruç
tutmaktan âciz oian Zeyd, Ramazan'ın gündüzünde iftar edip fidye vermesi caiz
olur mu?'...
ELCEVAP... Olur.
Bu surette fidye ne miktardır
ve ne zaman verilmesi gerekir?...
ELCEVAP... Her bir gün için
dilerse buğdaydan, yahut üzümden yanm sâ (1,667 Kgr.), dilerse hurmadan yahut
arpadan bir sâ fukaraya jtasadduk eder, dilerse hepsini Ramazan'ın iptidasında
verir, dilerse Ramazan'ın âhirinde verir. BEHCE, 41
NOT : Bir kilogram (357)
dirhemi şer'iye ve 312 dirhemi urfî'ye müsavidir. Bir kilo miktarındaki bir
şeyin, meselâ: Buğdayın fiyaü bilfarz (50) kuruş olsa (1,6 7) kilogram fiatı ne
eder? Bunu bulmak için (50) kuruş, (1,667) ile çarpılır ve bunun fiatı
anlaşılır. Sureti (1,667X50 = 83,35) demek ki 83 kuruş 35 santim etmiş oluyor.
Veya buğday 80 kuruştan olursa: (1,667X80 = 333,60 demektir).,Yâni 133 kuruş 60
santimdir. Bu en aşağı takdirdir.
Zira bu günlerde oruç tutmak yasaktır. Binaenaleyh
başlanmaları caiz olmayan ifsat edilmeleriyle kaza edilmeleri de İmam'i lÂzam'a
göre vacip olmaz. îmameyn muhaliftirler.
Bu iftar, ister zeval vaktinden evvel olsun, ister
sonra olsun caizdir ve mubahdır. Zira müssfire ziyafet ikramının en güzel
şeklini yapmak çok sevaptır.
Oruçtan iftar etmeyi mubah kılan sefer, iftarın
evvelinde ve âhirinde mevcut olduğu için keffâret lâzım değil, yalnız kaza
lâzımdır.
İLGİLİ FETVALAE
Mukîm oîan Zeyd, Ramazan'ı
Şerifte oruçlu olarak sabaha dâhil olup sonra sefer müddeti olan başka uzak
diyara (şehre, köye) gitmek için o gün beldesinden çıksa, o günün orucunu
tamamlamak Zeyd'e lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
Bu surette Zeyd, zikredilen
şekil üzerine oruçlu iken o gün beldesinden çıkıp müsâfir olduktan sonra güneş
1. imadan iftar etse, Zeyd'e keffâret lâzım olmayıp ancak kaza lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
NETİCE, 29
Baygınlık bütün R.amazan'1 kaplasa dahi bilittifak
ayıktığında hepsini kaza etmesi lâzımdır. Ancak baygınlık oruçlu iken ânz olursa
o gün oruçlu olduğundan kazaya lüzum yoktur. Bazıları da delide olduğu gibi
bütün Ramazan'ı baygınlıkla geçirene kaza lâzım olmaz derler.
İLGİLİ FETVALAR Zeyd'e,
R.amazan'ın gündüzünde oruçlu iken üç nöbet baygınlık ânz olup, sonra ayıksa
orucu fasit olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ
EFENDİ, 27
Zeyd'e, R.amazan'ın
gündüzünde oruçlu iken üç nöbet baygınlık arı olup, sonra ayılsa, Zeyd'e iftar
etmek caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 22
Zeyd'e, Ramazan'ın gündüzünde
oruçlu iken birkaç defa baygınlık arız olmakla ikindiden sonra iftar etse.
Zeyd'e keffâreı lâzım olur mu?... ELCEVAP... Olmaz. FEYZİYE,
23
Şayet ikâmet eden müsâfirle
temizlenen kadın o günü tut mazlar ve yerlerse, keffâret lâzım
değil, ancak kaza lâzımdır.
İLGİLİ FETVA
Zeyd'in hanımı hâmile Hind,
Ramazan'ı Şerifin iptidasında doğum yaptıktan sonra on gün geçince kanı kesilip
nifastan temizlense, Hind'e gusledip baki kalan günlerin orucunu tutması caiz
olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 21
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka
El Ebhur Tercümesi, Merhaba Ofset Yayınları 1/267-270.
Nezir, Allâhü Teâlâya tazim için mubah ve helâl bir
işin yapılmasını üzerine almak, öyle bir işin yapılmasını kendi nefsine vacip
kılmaktır. «Nezrim olsun yann Allah rızası için oruç tutayım, fakirlere şu
kadar para vereyim» denilmesi gibi.
Nezirler, zaman, mekân, şahıs
ve ııezrediien şey itibariyle nezri muayyen ve gayri muayyen nevilerine
ayrıldıkları gibi, bir şarta bağlı olup olmamak itibariyle de mutlak nezir ve
muallâk (bir şarta bağlı) nezir kısımlarına ayrılır. Misal ve izahı uzun
olacağından bu kadarla, iktifa ediyoruz.
Bu altı gün orucuna halk arasında takva orucu denilerek
mâruftur. Binaenaleyh bu altı gün orucu tutmak pek çok fazilet ve sevabı
camidir.
Pvesûlullâh (S.A.V.)
Efendimiz meâlen şöyle beyan etmiştir : «Bir kimse, Ramazan ornennn tutar sonra
şevval (aynı) dan altı günü Ea-raazan'a tâbi kılar (tutarsa) bütün seneyi oruç
tutmuş gibidir.» Buharı hariç diğer Kütübü Sitte ashabı, rivayet etmişlerdir.
İLGİLİ FETVA
Şevval ayının altı gün
orucunu arka arkaya mı tutmak afdaldır. Yoksa aralıklı olarak tutmak mı
afdaldır?...
ELCEVAP...
Aralıklı olarak tutmak afdaldır. FEYZtYE, 23
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/271-272.
Her zaman için î'tikâfa girmek müstehaptır. Fukaha'i
kiramın kişi hattâ bir kişi î'tikâfa girmekle- diğerlerinden sakıt ûiur. Şayet
hiç giren olmazsa, o memleket halkı kötüîük islemiş olurlar.
İLGİLİ FETVA
îmam ve Müezzini olup
cemaatle farz namazları edâ olunan mes-_cidden başka yerde erkeklere î'tikâf
caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
EEHCE, 42
Bu haram olan hüküm Kurân-ı Kerim'de meâîen şöyle beyan
edilmiştir : «Mescidlerde î'tıkâfta bulunduğunuz zaman kadınlarınıza (geceleri
de) yaklaşmayın.» Bakara Sûresi: Âyet: 187.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/273-274.
Haccın Farziyeti şu mealdeki âyeti celiyle ile
sabittir: «Ona bir yol bulabilenlerin, (gücü yetenlerin) Beyti (Kâbeyi) Haec (ve
ziyaret) etmesi Allah (C.C.) m insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim küfrederse,
şüphesiz ki Allah (C.C.) Âlemlerden ganî (müstağni) dir.» Âli İmran Sûresi;
Âyet: 97.
Ebû Hureyre (R.A.)
Hazretlerinin rivayetleriyle sabit olan Hadis'i Şerifte Resûîullâh (S.A.V.)
meâlen şöyle buyuruyor : «Bir kimse Allah (C.C.) için Hacc eder ve cima
kelimeleri (gibi) kötü sözler söylemez ve fasıldık etmezse, annesinden dolduğu
gündeki gibi (günahsız) olarak döner.» BUHARI ve MÜSLİM
İLGİLİ FETVALAR
Nafile hacc ile sadakadan
hangisi af daldır?... ELCEVAP... Sadaka (afdaldır). ABDURRAHİM, 25
Üzerine hacc farz olan
Zeyd'in, hacca mı gitmesi. efdaldır, yoksa muharebeye mi gitmesi efdaldır?...
ELCEVAP... Hacca gitmesi af
daldır. (Zira cihat farzı kifâyedir. Halbuki hac farzı ayndır) NETİCE, 32
Yukarıdaki âyeti celiyle ve
Hadis'i Şerif gereğince metinde de geçtiği gibi, bir kimsenin hacı olabilmesi
beyan edilen hükümleri mahalli mahsûsta ifâ etmesine bağlıdır. Şimdi bâzı sakat
düşünce sahipleri kötü fikirler sarf etmektedir. Bu sapık düşünce ve görüşlerin
ne derece kötü olduğunu te'lif ettiğimiz (Islama Sokulan BİDAT ve HURAFELER)
adlı eserimizde uzunca İ2ah ettiğimizden tekrara lüzum yoktur. O bahsi o
eserden okumak lâzımdır.
Hacc, hayatta bir defa farzdır. Peygamberimize
(S.A.V.) soruldu: Her sene de hacc yapılacak mı yoksa bir defa mı?
Resûlullâh (S.A.V.) buyurdu : «Her sene değil belki bir defadır. Bir
defadan fazlası nafiledir.»
Zeyd, küçük iken babası Amr ile
Kâbe'i Muazzamaya gidip haccetmiş olsa, Zeyd'den (çocuktan) farz olan hacc
sakıt olur mt,; yoksa baliğ olduktan sonra haccı iade etmesi lâzım mıdır?...
ELCEVAP... Lâzımdır. BEHCE ve
FEYZİYE,; 42-25
Üzerine Hacc farz ' olan
'(baliğ* Zeyd. hacca-gitmek istediğinde Zeyd'in babası Amr şer'i cihet olmadan
Zeyd'i (oğlunu) hacca gitmekten men etmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE, 29
Mühim bir Fetva :
Üzerine hacc farz olan Zeyd,
haccı edâ ettikten sonra Zeyd'den küfür kelime sâdır olduğunda Zeyd tecdidi
îman ve nikâh ettikten sonra Zeyd'e haccı iade etmesi lâzım olur mu?
ELCEVAP... Olur. ABBLRRAHİM,
26
Oturacak ev, evin malzemesi
ve aile efradının nafakasından fazla (hac
yolundaki) nakil vasıtalarının ve kendisinin yiyeceği, içeceği olmayan Zeyd'in
üzerine hacc farz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE ve NETİCE, 23-29 Kudreti olmayan ve fakir olan Zeyd, yürüyerek hacc
etse, Zeyd'e (sonra) zengin olduğunda haccı iadesi lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz (zira Kâbeyi
muazzamayı görmekle hacc farz olup edâ ile sakıt olmuştur). FETZÎYE» ~
Metinde, kadınların bulundukları
memleketleri sefer müddeti olan 18 saatlik veya daha
fazla uzak mesafede bulunan kadının efendisi veya mahremi ile hacca gitmesi
şart olarak beyan edilmiştir. Binaenaleyh bu şart bulunmadan hacca giden kadın
âsi ve günahkârdır.
înıam'ı Sâfi-î ve mâliki
hazretlerine göre ise, itimad edilen ye salı-ha kadınların birkaç tanesi
birlikte gidebilirler.
İLGİLİ FETVALAR
Ellibeş 155) yaşında,
olup Mekko'i Mükerreme'ye müddeti sefer kadar uzak olan belde
halkından Kinci, yanında Zevci (Efendisi)
veya mahremi yok iken hacca gitmesi caiz olur mu?...
ELCEVAF .. Olmaz.
ALİ EFENDİ, 23
Hind ihtiyar ve yaşlı olup
kocası veya bir mahremi yok iken kadınlardan itimad edilen birkaç hatunlar
(kadınları ile haccı şerife gitmesi caiz olur mu?... '
ELCEVAP... Olmaz (zira mahrem erkek
şarttır ).
ABDUKRAHİM, 25
üezrine Hacc- farz olan
Kinci. Hacca gitmeye azmettiğinde ans, baba bir kardeşi Amri yanma alıp hnoca
gitmek istediğinde efendisi Hind'i (hanımın:) göndermemeye-
kadir ulur nui?...
ELCEVAF... Olmaz. ALİ
EFENDİ, 23
Efendisi olmayıp akmış
yaşinda oian Hind. Haccı Şerife gitmek .arzu ettiğinde süt oğlu Amri yanına alıp
Hacca gitmek ser'an caiz olur mu?... ELCEVAF... Olur. ALİ
EFENDİ. «3
Elli - aitmiş yaşında olup
Zevci (Efendisi) olmayan Hind Haccı Şerife gitmek istediğinde Damadı Amri
;-anına alıp Haccı Şerife gitmek cciz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ.
23
üvey damadı ile hacca
gidemez. Meselâ: kocasının eski hanımından oian kızın efendisi gibi ki, bununla
üvey validenin bir nikâh altında ni-kâhlanabilecekleri muharramat bahsinde
uzunca gelecektir, Mekke'i Mükerreme'den uzak sefer mesafesinde olan belde
halkından Hind'in üzerine hacc'farz olsa fakat Hind'in zevci ve mahremlerinden
kimsesi olmasa, Hacc farzını edâ etmek için Hind'e nefsini (kendini) bir baliğ
ve akıllı kimseyle evlendirmesi vacip olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BKHCE, 42
Üzerine Hacc farz olan Hind, Hacca gitmeye azmettiğinde
ana baba bîr kardeşi Amri yanma alıp,
Hacca gitmek istediğinde, zevci (eefndisi)
Zeyd Hind'i men'e (göndermemeye) kadir olur mu?!.
ELGEVAP... Olmaz.
ALİ EFENHİ, 23
Kendine hacc farz olan Hind,
kocası başka memlekette olmakla geî-meşini beklemeyip mahremi cîan kardeşinin
oğlu Amr iie Mekkeıji M;j-kerremeye gidip hacc etmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
AIîm'ÎÎRAHİM. 25
Hacca gidecek kadınlar iddet
içinde olmaması da şarttır. Zira bu gerçeği Kur'ân-ı Kerim meâlen şöyle beyan
etmektedir : «Onları (kadınları iddetlî iken) evlerinden çıkarmayın ve
kendileri de eıkmasınlar.» Talâk Sûresi; Âyet. 1.
İddet; üç defa hayız ve
temizlenme müddetidir. Hattâ bu iddet hâli hacc yolunda vuku bulsa, meselâ:
Kocası ölse memleketine gerisin geri döner diyerek "Fukaha beyanda bulunmuştur.
Araf atta vakfa cuma gününe tesadüf etse., o hacca örf
de.\ haccı ekber ıtlak olurrur mu?...
ELCEVAP... Olunur.
ABDURRAHiM, 25
ihram, Arafata vakfaya durmak ve tavafı ziyaret haccm
rükünlerinden midir ?...
ELCEVAP... Haccm
Rükünierüıdendir.
Bu fetvada ihramda haccın
rüknünden sayılmıştır. Halbuki metinde geçtiği gibi haccm şartın d an dır.
Bnaenaleyh fetvada rüknünden sayılması, farz olması cihetin
dendir.
Esasen ihram, haccm şart ve
vacibinden olup Arafatda vakfa ile tavafı ziyaret haccm rüknüdür.
Harem : Mekke'i Mükerreme ve etrafının bitkilerinin
kesilmemesi ve hayvanlarının avlanmaması üzere, etrafından hudut tâyin edilmiş
ve nişanlanmış mahallin adıdır.
Haremi Mekke: Medine-i
Münevvere cihetinden 3, ve Irak, Tâif ve Yemen cihetlerinden 7, Caarana
semtinden 9 ve Cidde semtinden 10 mil mesafedir.
Hill : Haremin
dışında ve mıkat yerlerinin içinde kalan yerdir^
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/275-280.
aşağı tutulandır, ihram parçasına denir. Peştemal
şekli Omuzdan örtü
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/281-282.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/285-289.
Zira kadının sesi mahrem ve diğer vücûdu da dıştan
belli olmaması ve bir fitneye sebep olmaması için hem sesini yükselterek'
telbiye, d.uâ ve salevatî şerife getirmesi vt hem de bedenini belli etmesi günah
ve vebaldir.
Te'hir etmeye çeşitli sebepler mâni olursa, meselâ:
Hacc kafilesi beklemeyip gidecek olursa veya kendinin, kalmasına başka sebepler
mâni
olduğu takdirde tavafı da
yapıp bir deveyi ceza olarak kesebilir veya ziyaret tavafını sonra yapar.
İLGİLİ
FETVALAR
Üzerine haer farz olan Zeyd,
hacca gidip ihramdan sonra ve ara-fatta vakfadan sonra tavafı ziyareti terk edip
beş altı ay geçtikten sonra tavafı ziyaretini yapmadan Zeyd ölse, farz olan hacc
sakıt olur mu?
ELCEVAP... Olmaz.
Bu surette Zeyd, bir seneden
fazla geçtikten sonra dönüp tavafı ziyareti kaza etse, Zeyd'in. haccı tamam
oiur mu?
ELCEVAP... Oîur.
Hayızh olan Hind'e Beytullâhı
tavaf helâl olur mu?
ELCEVAP... Olmaz.
Bu surette Kind, hayızlı
olduğundan tavafı ' yâreti ( n tavafı) te'-hir etse, Hind'e dem (kan akıtması -
Cez£ kurbanı) lâzım >:jur mu?
ELCEVAP... Olmaz.
Bu surette Hind. Tavafı
ziyareti hayızlı iken edip. ehline dönmüş olsa, o tavaf sayılmış olup noksan
olarak edâ olunduğundan yeni bir ihramla iade veyahut bedene {deve,sığır)
göndermesiyle cebrolunması lâzım olur mu?
ELCEVAP... Olur.
Bu surette Hind yeniden
giydiği bir ihramla dönüp tavafı ziyareti iade etmesi mi efdaldir yoksa, bedene
(deve, sığır) göndermesi mi efdal-dır?
ELCEVAP... Bedene göndermesi
efdaldır.
Bu surette Hind'e, tavafı
ziyareti hayızlı olarak ettiği için bedene ile beraber tevbe ve istiğfar lâzım
olur mu?
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
43
Mekke halkından olmayıp başka
belde halkından olan Hind, Haccı şerife gidip ihramdan ve arafatta vakfadan
sonra hayız görmekle tavafı ziyareti etmeyip hayız uzadığından Kurban Bayramının
dördüncü günü de geçip yine temizlenmediğinden
tavafı etmeden Hind'in haccı tamam olur mu?
ELCEVAP... Olmaz.
Bu surette tavafı ziyaret
için Mekke'i Mükerreme'ye avdet edip haccı tamamlamak için tavafı ziyaret etmesi
Hind üzerine lâzım olur mu?
ELCEVAP... Olur. BEHCE;
44
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/290-293.
Haccm üç nev'î vardır. Kaccı Kıran, Haccı Temettü ve
Haccı Mrâd.
Haccı Kıran :
Hacc üe umrenin ihramı bir olur.
Haecı Temettü : Umre ihramı
ile Hacc ihramı arasında ayrılık olur. ki Köyledir: Haccı umreden ayırmak için
hacc fiillerini icra ettikten sonra tıraş olup ihramdan çıkmakla olur ki. hacc
vaktinin gelmesi ânında hacc için yine ihram giyileceğinden aradaki fasıla
müddetinin ihtilâfı ile olur. Yâni Temettûda umre ve hacc için başka başka ihram
edilmiş olur.
Haccı İfrad : Umresiz olan
tek hac için ihram giyilip hacc fiillerini yapmaktan ibarettir.
Tarif edilen hacc çeşitleri,
metinde uzunca izah edilmiştir. Dikkatli okumak gerekir.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/295-297.
Hacc'ı Şerife gido-n baliğ Zevci,
ihramlı iken başını setretse.
Zeyd't ne lâzım olur?
ELCEVAP... Tamam bir gün
setretti ise kan r.kitînak lâsmı olur. bir günden az setretti ise buğdaydan
y.ınn" sâ': fukaray? -.asadduk eder.
İhramlı olan Zcyd. özürsüz larr. birg ün yahut bir gece
dikıımiş yahut dikilmemiş elbise ile başını setretse. Zeyd'e ayın kan akıtmak
(kurban kesmek) lâzım olur mu?
ELCEVAP... Olur.
Bu surette Zcyd'ir: bu
şekilde setrü Özürle olsa. Zeyd'e ka]". akîlm?l-; yahut altı miskine buğdaydan w
ya undan yarım ak'ı, bvıfdpy ve undaı. başkasından bir sâ yedirir veya üç gün
orucdan biri lâzım olur mu?
ELCEVAP... Olur.
Bu surette mutlak dem (kan
akîtnıakt zikrolunduğunda murat nedir' ELCEVAP... Kovundur. BEHCE.
4
Tavafin Cinayetleri Faslı
îhramh olan Zeyd^Özürden
dolayı elbise yahut sarığını giyse, bir koyun kurban etmek yahut altı kimseye
yarımşar sâ tasaddnk etmek yahut üç gün oruç tutmak lâzım olur mu?
ELCEVAP... Olur.
İBNt XÜCEYM, 23
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/298-300.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/301-302.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/305-307.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/307-308.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/308-309.
Bu husus Kur'ân-ı Kerimde mealen şöyle beyan
c-düiyor:«Hac-cî da Umreyi de Ailah (C.C.j icûıı, tam yapm, takat (herhangi bir
sebeple bunlardan) ah konursanız o halde, kolayınıza gelen-kurban (ı gönderin.
Bununla beraber) Kurban yerine (Mina'ya) varıncaya kadar başlarınızı tıraş
etmeyin.» Bakara Sûresi: Âyet, .196,
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/310-311.
Üzerine Hacc farz olan Zevci, haccetmeden i'fAv
haftalığına müp- | telâ oiup bi zâtim" kendisi hacca-çitiru-kten âciz olduğunda
Zeyd (hâsıs ' adam) Amr'ı kendi için hacca fbede-1 olarak > gönderse ve
Amir do Seri"-atın beyanı üzerine Zeyd için hacc etlikten sonra Zeyd
s'fel-:-li hasta) o hastalığının devamı ile ölümün-? kaciar hr.stâ oisa ve
ölse. Zcyd'den farz ,olan hacc sakıt oiur mu?
ELCEVAP... Olur.
FEYZİVE, 24
Zeyd. Amre benim için haccet
diye bir miktar i yetecek kadar) para Iferse ve Arar de hacca giderken o paranın
bir rr.iklr.nni mâruf şekilde nafakasına sarfedip baki kalan elinde iken yolda
Amr (bedel giden kimse) öldüğünde, kalan parayı (ölenini vârisleri alsalar Zeyd
(bedel gönderen para sahibi) kalan parayı varislerden almaya kadir olur mu?
ELCEVAP... Olur/
FEYZİVE, 24
Üzerine hacc farz olan Zeyd.
iyi ölme umudu olmayan hastalıca | müptelâ olup kendisi hacca gitmekten âciz
olduğundan Zeyd, benim için jf( haccet diye Amre şu kadar (bir miktar) para
verse, lâkin o para Zeyd 'in | (bedel gönderenin) vatanından hacca gitmek için
Amrin (bedel gidenin) | nafakasına yetmese. Amir Mekke'i Mükerreme'ye yakın oıup
o para na- g fakasma yetecek yerden Zeyd için hacc etse. Zeyd'don {bedel
gönderen-1 ^mutsuz hastadan) farz olan hacc sâkîl oiur mu?
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, i 25
Bu fetvadan şu hükümleri
anlamak gerekir: Hayatta olan umui-J Jı.z hasta ve felçli
kimseler hacca bedel gönderebilmele'ri için bulunduk-1 •rı memleketlerinden
itibaren göndermeleri şarttır. Meselâ: Türkiye'dep i kimse için Suriye'den veya
Mekke'i Mükerreme veya Medine'i Münevve-^ p'den bedel tutmak caiz olmaz. Zira
bedel gönderen kimse hayatta olduğu bulunduğu yerden göndereceği kimsenin
yol masrafını, nafakasını, iğer ihtiyaçlarını yetecek kadar vermesi hususunda
kendisine mürajcag at etmek mümkündür. Binaenaleyh müzmin ve iyi olmak ihtimali
olmayan hastalar haccı bedeli kendi bulunduğu memleketten göndermesi şarttır.
Aksi takdirde sahih oimaz. Fakat bedel gönderilen veya gönderilecek olan kimse,
Ölmüş kimse için bedel tutulur ve giderse, ölenin memleketinden itibaren
nafakasının temini ve oradan gitme: şart; yoktur. Binaenalyh Medineli ve Mekkeli
kimselerden bir bedel tutulabilir.
Üzerine hacc farz olan
Zeyd'in iyi olmak ihtimali olmayan acizliği (hastalık ve benzeri) olduğundan
kendisi hacca gitmeye kadir olmayıp Amri kendi nâmına haccetmek için vekil etse
ve Amir de varıp Zeyd tarafından haccetse, sahih olur. mu?
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
45
Üzerine hacc farz olan Zeyd.
haccetmeden son derece ihtiyar olup kendisi hacdan âciz olduğundan Zeyd, Amri
kendi nâmına hacc için gönderse. Amir de Şeri'atm beyân ettiği üzere Zeyd içîn
haccettikten sonra Zeyd ölse, Zeyd'in bu şekilde âciz ve takatsizliği ölümüne
kadar devam edince, Zeyd'.den farz olan hacc sakıt olur mu?
ELCEVAP... Olur. BEHCE. 45
Fakat bedel gönderen adam
sonra hacca gidecek kadar sağlamlaş-sa, bedel gönderdiği nafileye inkılâp
ettiğinden kendisinin hacca gitmesi farzdır.
Haccı bedelin cevazı ile
ilgili sarılar «.Lübâbülmenâsık/ adlı eserde ve bu eserden naklen maddeler
halinde <Nimctül -İslâm.- da zikredilmiştir.
Hiç hacca gitmemiş ve kendisi hacc yapmamış kimse ile
kadını haccı bedel olarak göndermekten, hacca gitmiş ve kadından başkasını
göndermek Cidaldir. Zira hiç haccetmemin kimse Kâbeyi görünce onun kendine de
hacc farz olur. Binaenaleyh o yaptığı haccın hangisinden sayılacağında ihtilâf
edilmiş, fakat bedel giden kimseye gelecek seneye kadar orada (Mekkede) durup
gelecek sene kendisi için hacc yapar veya memleketine dönünce gelecek sene fakir
olsa dahi gitmesi lâzımdır denilmiş ve insanlar bundan gafillerdir diyerek
dikkat çekilmiştir.
DÂMAD ve İBNİ ÂUİDİN
İLGİLİ FETVALAR
Üzerine hacc farz olup
haccetmiyen Zeyd, malımın üçte birinden benim için haccedilsin diye vasiyet edip
sonra o halde iken ölse, kendisi için hacc etmemiş Amri Hacc etmek üzere haccı
bedel göndermek caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur. Lâkin afdal
olan kendisi için haccetmiş kimseyi göndermektir. ALİ EFENDİ, 34
Üzerine hacc farz olup,
haccetmiyen Zeyd. ölümünden sonra üeyüz kuruşla (üç bin, beş bin) benim için
haccı bedel gönderilsin diye vasiyet •ve vasiyeti icrasına Amri vasi
nasbettikten sonra Zeyd o hal .devamlı iken Ölüp. malının üçte biri (3 1) müsait
olmakla Amir (Vâsi) Terekeden üçyüz kuruşu (üç bin veya beş bin lirayı; Hind'e
(kadına) verse ye Hind'i Hacc için gönderse, Hind de Zeyd için (namına haccı
yapılan Zeyd için) Şeriatın beyanı üzerine haccetse. mücerred kadını haccı
be-'del göndermekten başkasını göndermek daha evlâ olmakla o meblâğı mecburi
(parayı) Amere tazmin ettirmek lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE, 32
Ömründe hacc etmeyen. Zeyd.
üzerine- hacc farz olan Amrin tarja-fmdan varıp hacc etmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. Lâkin
başkası (haccı yapan) evlâdır.
ABDURRAHİM, JS6
Burada bedel göndereceklere dikkat var: Zira şimdi bâzı
fesat .kimseler iki üç kişinin haccı bedelini üzerine alıp bir seferde
hepsini.yaparım veya yaptım şeklinde söylüyorlar veya bunun hilekâr tüccarı
olmuş bu yoldan geçim sağlamaya çalışıyorlar. Binaenaleyh bedel gönderecek
kimseler rast gele bir adamı bedel gönderirlerse beîki böyle, cambazlardan
olabilir. Durumunu bilmek veya bilen iyi kimselerle istişare edip bedel
göndermek lâzımdır. Bir adam bir kişiye bedel olabilir. Ayru senede bir kişiden
fazlaya bedel olamaz. Diğer sene de başka kimşe.ye de bedel gidebilir.
Metinde geçtiği üzere, haccı kıran veya haccı. temettü
ile bedel olarak vazifelenen kimse, kurbanları kendi parası ile keseceği beyan
edilmektedir. Bu hükümden de anlaşılıyor ki, haccı temettü için bedel olarak
ifa edilebilir.
Başkasına bedeî olarak hac
yapacak oîan kimse, bedel gönderen kişinin emrine riayet, etmesi lâzımdır. Bedel
gönderen Amir, haccı ifrad emrederse, bedeî giden zat onu yapar. Şayet
bedeî gönderen- haccı kıran veya haccı temettü emrederse, memur olan kişi
bunlardanî yyütkârinin bu .. kişi. haccı teifa eder.
Bu husus <Lübabül Menâsik:
adlı hac kitabı ile haşiyesi olan >,îr-şâddüssâri>' de şöyle zikrediliyor
:
fAmir, emri memura (bede!
gidene) havale edip: benden bedel olarak haccı ifrad veya haccı kıran veya
haccı temettü'dan hangisini dilersen onunla benim için haccet, demesi lazımdır.
Şerhinde Aliyyurkâri şu
cümleyi zikrediyor :
< Buradaki kayıtta açıkça'bir
sehiv vardır. Zira bedel olarak havale edilen hüküm hakkında meşayıhm kaydı
haccı - ifrad ve haccı kıranla kayıtlıdır. Başkası (yâni. haccı temettü!
yoktur.» Lübâbülmenâsik ve şerhi. 260.
İrşâdüssâridcki cümle
de böyledir :
«Aliyyülkârinirs. buradaki
kayıtda açıkça bir sehiv varldir,. cümlesi hakkında kadı îd bu kitabın şerhinde
demişti" ' hükmünde sehiv olduğunda gizlilik yoktur. Zira -mettü ile hacc
edilmesini emretmiş (vasiyet ctmı^-j oiur ve! memur da haccj temettüü eda
ederse, sahih oiur. Selefden olan İmamlar arasında hiç bir ihtilâf olmadan
muhalefet yoktur. İyi düşün ilâ âhiriihî keza fil-hubâb.;- İrşâdüssâri. 304 -
305.
Zeyd ölüm haftalığında malının üçte birinden bir
kimseye şu kadar para (dört veya beş bin lira v.s.) verilip benim için haccı
bedel gönderilsin diye vasiyet etse ve o hâli devam ederek öise. veresesi Amre
Zeyd'in malının üçte birinden Zeyd için Haccı Bedeî göndermek üzere yetecek
kadar verip Amir de (bedel giden kimse) alıp giderken hacc yolunda ölse. elinde
baki kalan parayı Amrin vereseleri alsalar, el'an Zeyd'in (nâmına bedel gidilen
kimsenin) veresesi o baki kalan, parayı Zeyd'in beldesinden haccı bedel ifa
ettirmek için Amrin (bedel için giderken Ölenin) veresesinden alıp bir Kimseye
verip Zeyd için hacc ettirmeye şer'an kadir olurlar mı?...
ELCEYAP... Olurlar
ALİ EFENDİ, 25
Bir belde halkından Zeyd. bir
maslahatı (ihtiyacı) için başka, beî-H deve gittikten ponra mahmi:ı ücu_-
birinden benim için hac-c olunsun ı diye] vasiyyet ettikten sonra, birinci
beldeden veya ikinci beldeden haccı bedeîl gönderilsin diye tâyin etmeyip sonra
diğer beldede iken üîse m.llmnıi üçte biri de haccı bede! yaptırmaya kifayet
etse, Zeydin beldesinden mfj haccı bedel gönderilir, yoksa diğer (gittiği!
beldeden mi?.
ELCEVAP... Beldesinden.
ALİ EFEXI]Jİ,- Zİ
Yani haccı bedel gönderilecek
adaın. gönderenin kendi bVides^ndeil. hareket edecektir. Yoksa kendi beldesinin
adamlarından olması şaft def] fildir. Başka beldeden olan kimse de bedel tutulup
vasiyy?t edenin kendi; beldesinden gönderilebilir. Yasiyyet etmeden Ölen kimst
için vereiselerij mümkün olar. yerden Haccı Bedel tutsalar ve hacc ettirseler
caizdir ve! az bir para vasiyyet ederse. y-eU-coği yerden bedel gönderilir.
üzerine hacc farz olan Zeyd.
haccetmeyıp ve kendisi için hacbı be^ del gönderilsin diye- vasiyet etmeden öUe.
üldükten sonra vereseden L^mir;-kendi malıyla Zeyd için haccetse.Zeyd'den farz
olan hace sakıt oîur mu?..
ELCEYAP... Olur.
BEHCE, 45
Zeyd ölümünden sonra,
malımdan on kuruş ile benim için haccı bedel yaptırılsın diye vasiyyet ettikten
sonra o halde- iken Ölse. fakat o para Zeyd'in (vasiyet edenin) vatanından hacca
göndermeye kifayet etmese, o para ile haccı bedel mümkün olan mekândan haccı
bedel tutup yaptırmak caiz olur mu?...
ELCEYAP... Olur.
BEHCE, 45
Haccı bedel giden kimse haceden döndükten sonra aldığı
para ve nafakadan kalan olursa, bedel gittiği kimsenin vârislerine veya
vâsisine geri vermesi lâzımdır. Kendisi gerisin geri gelmese dahi para ve
nafaka artarsa göndermesi lâzımdır. Ancak vârisler bağışlarsa. ve|rmek
mecburiyetinde değildir.
İLGİLİ FETVALAK
Zeyd ölümünden sonra malımdan
beşyüz kuruş (bugün beşbin llf ra gibi) ile Amr benim için haccetsin diye
vasiyyet edip o halde ikeÜi Öldükten sonra verese terekeden besvüz kuru? Zeyd
nâmına haccetmek için Amr'e verip Amr de üçyüz kuruş ile haccedip ikiyüz kuruş
fazla kalsa, Zeyd o fazlayı Amr'e vasiyyet etmiş olmamakla Amre o fazlayı
vereseye vermesi lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 46
Hind ölüm hastalığında
malımdan bir kimseye üç yüz kuruş verilip benim için hacc yapılsın diye vasiyet
edip sonra o halde iken Öldüğünde veresesi Amre hacc için terekeden üçyüz kuruş
(bugün üç-beş bin lira) verip Amr de Hind için hacc edip ve gidip dönme ânında o
paranın şu kadarını nafaka ve geri yol masraflarına sarfedip bir miktarı fazla
kalsa, verese fazlayı Amr'e (bedel gidene) teberru etmeyince o fazla, Amr'e
helâl olur mu yoksa vereseye geri verir mi?...
ELCEVAP...
Vereseye geri verir. ALİ EFENDİ, 25
Hind ölümümden sonra malımdan
beşyüz kuruş (bugün beş bin lira") İle benim için hacc ettirilsin diye vasiyet
ettikten sonra ölüp, büyük vereselerini terkettiğinde verese beşyüz kurusu Hind
için hacc etmek üzere Amr'e verdiklerinde o paradan fazlasın: sana bağışlandı
ve kendin için al diye Amr'i'vekil etse Amr de üçyüz kuruş ile (bu farazi-, dirj
Hind için hacc edip ikiyüz kuruş fazla kalıp Amr, o f azle yi kendine hibe
edildiğinden kendisi için alsa o fazla, Amr'e tıyb (teniz) olur mu?...
ELCEVAP... Olur. NETİCE, 31
Müslümanların diğer Müslümanlara, meselâ: Evlâtların
ana ve babalan, nâmına sadaka vermeleri, Allah (C.C.) için kurban kesip ve hacca
bedel gönderip veya gidip sevabını bağışlamaları caizdir ve ecri mükâfatı
görülür. Bu şekilde hareket, geçmişine hürmet ve hayırla yad etme bakımından
takdire değer harekettir.
HACCI BEDELLE İLGİLİ FETVALAR
Zeyd, hacca gidip seri'atın
beyân ettiği üzere haccı tamam edip o haecın sevabını ölen Bekir'e bağışlasa, o
haceın sevabı Bekir'in olur mu?..,
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
45
Üzerine hacc farz olan Zeyd,
haccetmeyip ve kendi için haccı bedel gonderüsin diye vasiyet etmeden Öldükten
sonra vereseden Amr kendi malıyla Zeyd için haccetse, Zeyd'den farz olan hacc
sakıt olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
45
Üzerine hac' iarz olan Zeyd.
haccetmeden şiddetli fıtık hastalığına müptelâ olup hacca gitmeden âciz
olduğundan Amr'i İçendi namına hac-j cetmek- için gönderse. Amr de şeriatın
beyan ettiği üzere Zeyd için ha sel ettikten sonra Zeyd (bedel göndereni üîse.
Zeyd'in acizliği ölümüne kadir' devam edince Zeyd'den farz olan hacc saka olmuş
olur mu?...
ELCEVAP..! Olur. ALİ
EFENDİ,
Zeyd, malımdan şu kadar para
İle benim için haccı bedel gondt:Hî-sin diye vasiyyet ettikten sonra Zeyd hasta,
halinde iken ölse. malınsın üçte biri müsait olduğu zamanda Zeyd'in vârisi
terekeden o kadar parayı Amr'e verip de Amr'i haccetmek için bedel gönderip
şeriatın beyan ettiği üzere Zeyd için haccettikten sonra Amr o sene Mekke'i
Mü-kerremede mücavir olup gelecek sene de kendisi için haccedip gelse. Amr'in
Zeyd. için ve .kendisi icm ettiği hacc sahih olur mu?.,.
ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 24
Bir belde halkından üzerin o"
hacc farz olan Zeyd. hf.sta oiup hacca î gitmekten âciz olduğunda Amr'i kendi
nâmına haccetmek için beldesin- | den gönderse. Amir de şeriatın beyan ettiği
üzere Zeyd için haccettik- 1 ten sonra beldesine- dönmeyip Medine-"i
Münevvere'de mücavir kaldığın- i da Zeyd ölse. Zeyd'in acizliği ölümüne kadar
devam edir.ee, Zeyd'den farz olan hacc sakıt olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDi
İstanbul halkından Zeyd.
inalımdan su kadar (yetecek kadar) ra ile benim için hacc ettirilsin diye
vasiyyet ettiğinde o halde (hasta iken) ölse ve malının üçte biri hacc; bedel
göndermeye müsait olmakla Zeyd'in vârisi terekeden o parayı alıp İstanbul'dan
Mekke'i Mükerre-me'ye varıp sonra Mekke'i Mükeryeme'dc yahut Medine'i Münevvere
"de mücavir kalacak Amr'e verip Amr de varıp şoriatın beyan ettiği şekilde^ Zeyd
için hacc ettikten sonra Mekke'de- yahut Medine'de mücavir kalsa. Zeyd için hacc
sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olur. Lâkin af dal
olan hacc edip dönecek kimseyle del gönderip hacc ettirmektir.
BEHÇET45
Üzerine hacc farz olup hacc
etmeden hasta olan Zeyd, malının üjçt birinden üçyüz kuruş (yetecek kadar para)
ile benim için hacc ettirilsin diye vasiyyet edip hasta halinde iken ölse,
Zeyd'in münasip gördüğü vasisi Amr malın üçte birinden hacc -ettirmek için üçyüz
kuruş (yetecekj kadar belli miktar parayı) Bekir'e verip Bekir de o parayı alıp
Zeyd.| için hacca giderken yolda hastalanıp gidemezse, elinde olan o parayı
Amr'in (vâsinin) izni olmadan başka kimseye verip Zeyd için hacc ettirmeye
kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
Bü'"'surette Bekir o parayı
Amr'in izni olmadan beşere (başka bir adama) verip beşer de hacc yolunda
nafakasına sarf edip Zeyd için hacc etbe, o hacc Zeyd için vâki olup farz olan
hacc Zeyd'den akim olur mu?..,
ELCEVAT... Olmaz.
Bu surette Anır (parayı al;p
Bekir'e veren vâsi) o parayı tamamen Bekir'e yahut Bekir'in nafakasına masrafı
kadarını Bekir'e ve beşirin nafakasına sarf ettiği kadarını besire . tazmin
ettirmeye (Ödetmeye) kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. Yâni her
ikisi veya tek basma Bekir tazmin edecektir.
EEHCE, 49
Vâsi olan Amr gönderirken
Bekir'e herhangi bir sebeple kendine mani çıkarsa, sen de vekil tutabilirdin
derse, bu takdirde tazmin etmez.
Üzerine hacc farz olup
haccetmeyen Zeyd, ölüm hastalığında malımdan su kadar (yetecek kadar) para ile
benim öldüğüm sene hacc ettirilsin, diye vasiyyet etse ve Amr'i vâsi tâyin
ettikten Fonra o halde iken öldüğünde, Amr o sene geçip Zeyd için hacc
tttiremeyip diğer sene de o parayı Bekir'e verip Zeyd için haccetse, Zeyd'den
fare oîan hacc sakıt olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 48
Bİr belde halkından -üzerine
farz olup, hacc etmiyen Zeyd, malımın üçte birinden şu kadar (yetecek kadar)
para ile benim için hacc olunsun diye vasiyyet ve vasiyyeti icrasına Amr'i vâsi
tâyin ettikten sonra o haîde (hasta halinde) iken ölse. malının üçte biri de
haccı bedel göndermeye müsait olmakla Amr terekeden aldığı parayı o beldede
kendisi için hacc etmiş olan Bekir'e Zeyd için hacc etmek üzere verdikten
sonra Bekir'den alıp beşere (başka bir adama) verip ölü için hacc ettirmek
istediğinde Bekir (birinci vekil) o parayı bana verdikten sonra benden alamazsın
diye vermemeye kadir olur mu?...
ELCEVA?... Olmaz.
BEHCE, 48
Hınd. ölüm hastalığında ben
öldükten sonra malımın üçte birinden şu kadar (yetecek kadar) para ile benim
için hacc edilsin dij^e vasiyyet ve vârisi olmayan Amr'i vâsi tâyin ettiğinde,
haccı bedel için bir kimseyi tâyin etmeyip o halde ölse, Amr (vâsi) başkasına
hacc ettirmeyip kendisinin haccı bedel olarak haccetmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ,
25
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka
El Ebhur Tercümesi, Merhaba Ofset Yayınları 1/312-320.
Harem kelimesinin ifade ettiği mâna ve mahal yukarıda
iz edilmiştir. O mübarek beldede kesilmesi vacip olan kurbanlar orada * siiir.
Başka vere nakledilmez. Yâni, harem dahilinde kesilmesi vacip ola kurbanlar,
kesmek için harem dışına nakledilemez. Ve haremden baş* yerde alıp kesilemez.
Orada kesilmesi gerekir.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/321-322.
Zira bu şehâdet Haceı nefyettiğinden bâtıldır. Çünkü
JŞayram günü vakfadan sonradır. Binaenaleyh yalan yere şehâdettir.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/323.
Nikâh : Lügatta, evlenmek,
kocaya varmak, erkek evlenmek ve cinsî münasebette bulunmak
mânalarına gelir. Şer'i tarifi metindedir.
Nikâhın sebebi, şartı, rüknü,
sıfatı ve hükmü vardır. Bunlar metinde de zikredilmiştir. Fakat madde madde
olmadığından anlam ve muhafazası güç olduğundan kısa kısa açıklamak uygun
görülmüştür.
Nikâhın sebebi; nesil ve
süJâlenin devam ve bekâsını düşünmek ve' onu temin etmektir, aynı zamanda
fertlerin evlâtlarını koruma ve terbiyesini temindir. Temiz nesil yetiştirmek
için zarurî kılınmıştır.
Şartı; zevç ve zevceden şer
"i manileri -kaldırmak, nikâhları kıyılan zevç ve zevcenin birbirlerinin icap ve
kabul sözlerini işitmeleri ve metinde geleceği gibi şâhitlerdeki vasıflarla
beraber şahitlerin hazır ve İşitici olmaları şarttır.
Allahu Teâlâmn. Rasulünün
yahut meleklerin şehâdeti ile nikâh sahih olmaz.
Rüknü; tcap ve kabuldür. Zevç
ve zevce tarafından biri «kendimi yahut vekili olduğumu yahut kızımı sana tezviç
ettim > deyip diğerinin de, <;ben de nikâhhğa aldım'yahut kendim veya vekili
olduğum oğlum için kabul ettim» demesi gibi sözlerdir.
Nikâhın sıfatı; Cima ve cinsî
münasebette şiddetli arzu olduğu za-ıan nikâhla evlenmek vacip belki de farzdır.
îtidâî halinde sünneti mü-kkede, zulüm yapma ve hakkını ifaden korkma ânında
mekruh ve zul-"lün olacağı muhakkak olursa, evlenmek haramdır.
Nikâhın hükmü; haramı helâl
kılmak, akrabalık haramlığının sü-utu ve veraset haklarının sabit olmasıdır.
Burada vacip, şayet evlenmediği takdirde zina yapma
korkusu lursa, o zaman farza şâmildir.
Evlenmenin farziyeti şu
mealdeki âyeti celiyle ile sabittir: «İçiniz-en bekârları ve kölelerinizden,
cariyelerinizden sâlih (mü'min) olanları vlendirin. Eğer fakir iseler Allah
(C.C.) onları (evlenmeleri sâyesin-e) fazlu (keremi) ile zengin yapar. Allah
(C.C.) m (lütfü) boldur, (o, er şeyi) hakkiyle bilendir.» Nur Sûresi, Âyet:
32.
îtidâî halinde iken evlenmenin sünneti müekkede
olduğuna de-1 olarak Resûlüllah (S.A.V.) Efendimizin mübarek
sözlerinden bâzıla-mi meâlen okuyalım. «Nikahlanıp çoğahnız ki, ben
kıyamet gününde iğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla İftilıar ederim.»
HÂKİM ve ABDÜRREZZAK «Benim
yaradılışımı seven, benim sünnetime sarılsın, benim sünne-
timden biri de
nikâhtır, kim benini -.ür.iH'timle amel etmezse,
benden (benim ümmetimden) değildir.» İBNÎ ABBAS
«Sizin en şerlileriniz
bekârlarını/dır.» AHMET BİN KAMBEL
«Benim Allah fC.C.l
den korku ve ittikaıiı sizden fazladır, bunun la beraber ben gece kâim olduğum
gibi uykuda uyurum, gündüzleri de oruçlu ve orursuz bulunurum. Kadınları da
nikâhla alırım. Binaenaleyh benim meslek ve sünnetimden yüz revîren benden
olamaz.»
BUHÂRİ, MÜSLİM
«Üç şey vardır ki, bunların
ciddisi ûv ciddi, sakası da ciddîdir. (onlar) nikâh, talak ve köle azadıdır.
EBt DAVUD
«Ey genr-ler zümresi, kim
irinizden evlenmîyc muktedir ise evlensin. Çünkü gözü haramdan en çok saklayan,
ırzı en sağlam muhafaza eden budur. Kimde evlenmeye gücü yetmezse oruca devam
etsin. Zira bu, onun için bir burma (kurtuluş! yönüdür.»
Buhari, Müslim.
«Muhabbetli ve doğuran
kadınlarla evimin. Cühkü ben kıyamet günü sizin çokluğunuzla iftihar ederim.
EBt PÂVT7T XESEI
Yukarıdaki Âyeti Celiyle v<_
Hadisi- Şerifler gereğince müslüman, âkil ve baliğ olan her erkek vo kadının
nikâhla evlenmesi lâzımdır. Zira bu nikâh Adem (A.S.) zamanından beri meşru
kılınmış ilâhî emirlerdendir. Binaenaleyh nikâhsız çiftleşmek diğer hayvanlara
mahsustur.
İLGİLİ FETVALAR
Hür, âkil ve baliğ olan
Zeyd'e nikahlanma emri arzu- ve iştiyak zamanında vacip, itidal zamanında
sünneti müekkede ve hakkı edâ etmeden, korku zamanında mekruh olur mu?...
ELCEVAP... Olur. HÂMİSİ
BEHCE, 50
Yabancı Hind, Zeyd'e namzet
olduktan (nişanlandıktan") sonra nikâh kıyılmadan Zeyd Hind'e «kız kardeşim ol»
dese. Zeyd Hind'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur (zira nişan,
nikâhdan sayılmadığından talak d& manasız olmuş oluyor. Böyle olunca da nikâh
şahindir).
ABDCRKAHİM, 171
Zeyd, Amre küçük kızım Hind'i oğlun küçük Bekir'e
nikâhla verdim deyip Amir de Bekir, için aldım kabul ettim deyip, lâkin o mec-j
liste Amrin büyük oğulları Bekir ve Hâlid olup başka kimse olmasa bu nikâh sahih
olup Hind Bekir'in nikâhlısı olur mu?...
ELCEVAP... Olur. NETİCE
ve FEYZİYE, 32-27
Bu fetvada «verdim, aldı-
kelimelerinin mazi sığası iîe kullanıldığına ve iki şahit huzurunda olduğuna
dikkati çekmek isterim.
Zira nikâh ve diğ-er şartlar mevcut olmadığından «kan
kocayız» demcleriyle yalan söylemiş oluyorlar.
Zira bu kelimelerde
kıyılan nikâhlarda mülkiyet olduğundan
kat'iiik ve sarahat-anlamı ifade eder ve böyle olmaları hasebiyle de bu
kelimelerle nikâh sahih olur.
İLGİLİ FETVA
Zeyd. Hind'e şahitler
huzurunda <nefsini bana yirmi beş kuruşa (ve-|a 25 bin liraya) sat> dediğinde
Hind de «Nefsimi sana yirmi beş'kuruşa' attım-, deyip Zeyd de «kabul ettim),
dese, Hind Zeyd'in nikâhlısı olmuş >lur mu?... ABDURRAHİM, 152
İmam'ı Şâ'fi'i ve Ahmet Bin
Hambel Hz. de nikâh ve tezviç kelime-jerinden başka kelimelerle nikâh sahih
olmaz, buyurmaktadırlar.
Metinde zikredilen şartlara göre, şahitler gâibde
olurlarsa ve-a şahit olarak Allah (C.C.) Teâlâyı,
Resûlüllahı gösterirlerse, nikâh ahih olmaz. Hatta Resûlüîlah
(S.A.V.) i şahit olarak göstermek, «gaibi >ilir» hükmünü ifade ettiğinden küfür
olur diyenler de olmuştur.
Mükellefeyn, kaydı ile de
şahitler çocuk, deli ve baliğ olmayan kim-* ^elerden olursa, nikâhın sahih
olmayacağına işarettir.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'in, Hind'i Tezevvüc
ettiği nikâh meclisinde Zeyd ve Hind'din iaşka ancak Amr hazır olsa, o nikâh
sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz (zira şart
olan iki erkek veya bir erkek iki ka-|dm şahit olarak bulunmamıştır).
FEYZİYE ve ALİ EF., 26
İki şahit huzurunda olmayan
nikâh sahih olur "mu?... ELCEVAP... Olmaz. ABDIRRAH1M,
C. 1, 153
Zeyd, Hind'i mehir
konuşmaksızm şahitler huzurunda nikahlarsa. bu nikâh sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ABDURRAHİM, 153
Zeyd. Hind'i nikâhla almak
istediğinde erkeklerden kimseyi şahit dikmeyip ancak Zeynep ve Haticenin
huzurlarında nikâhlasa, Hind, Zeyd'in nikâhlısı olur mu7...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 27
Nikâhın sahih olması için iki
mükellef erkek veya mükellef bir erkekle ilci kadının hazır bulunması şart
olduğundan nikâh sahih olmaz.
Birinci fetvada şahit bir.
ikinci fetvada da iki kadın bir erkek menzilinde olduğundan yine bir şâht
huzurunda nikâhlasa sahih olmaz.
Bu sahih olmayan nikâhla Zeyd
Hind'i nü." hı fasit olarak nikahladıktan sonra Hind'e <üc talak boş oU dese,
2.. .Ve Hind'i Hüli siz te-zevvüç etmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 2(i
Zeyd, şahitler huzurunda Amre
kızım küçük Hind'i oğlun küçük Bekir'e nikâhla verdim deyip Amr de Bekir için
kabul ettim dese nikâh sahih olur mu?... .
ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 26
Zeyd, Amre küçük kızım Hind'i oğiun küçük Bekir'e
nikâhla verdim deyip, Amir de Bekir için aldım kabul ettim dese, lâkin o
mecliste şahit olarak biri fâsık diğer biri iftiradan dolayı had yapılmış
(cezaya çarpmış) iki müslüman erkekten başka kimse olmasa, nikâh sahih olur
mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 27
Zeyd. birkaç kadın ile bir
oda içinde olan Hind'e şahitler huzurunda kendini bana nikahladın mı dediğinde
içlerinden biri nikahladım dediğini şahitler işitip lâkin Hind'i görmeyip
kendini nikahlayan hangisi olduğunu bilmeseler bu şekilde nikâh sahih olur
mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 28
Müslüman Zeyd. şaraptan
sarhoş ve aklı ermezken Hind'i şahitler huzurunda kendine nikâhîasa. bu nikâh
geçerli oiurmu?
ELCEVAP... Olur.
(Sarhoşun nikâhı ve talâkı nafizdir).
ABDUKRAHİM. 153
Zeyd, Amre şahitler huzurunda küçük kızım Hind'i küçük
oğlun Bekir'e nikâhla verdim deyip Amir de Bekir için aldım kabul ettim deyip,
fakat mehir konuşulmasa, nikâh sahih olur mu?... ELCEVAP... Olur.
Bu surette küçük Hind küçük
iki:it ;>Lsc. Bekir Hind'e vâris olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ALÎ EFENDİ, 27
Zeyd. Amre küçük kızım-Hind'i
oğlun Bekir'e nikâhla vereyim diye yaadetse lâkin nikâhlamasa. Amr Zeyd'e sâde
vaadetmekle Hind'i Bekir'e «nikâhla ver.-- diye cebre kadir ohır mu?... (
ELCEVAP... Olmaz. Muteber ikrah ile olan nikâh şer'an sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ; 27 Talâkta ikrahın hükmü de
talâk bahsinde gelecektir. . Zeyd, Hatice ismiyle isimlenmiş olan
küçük kızını amre nikâh ettiği vakitte Haticeyi işaretiyle tâyin etmeksizin
kızım Fatmayı sana nikâh ettim dese ve Amir de kabul ettim dese. nikâh
sahih olup Hatice Amrin nikâhlısı olur mu?...
ELCEVAP....Olmaz. FEYZİYE, 27
îbni Nüceymde ise, bu
fetvanın zıddı zikredilmiştir. Zeyd, küçük oğlu Amre küçük iki kızı olan
Bekir'in kızlarından birini nikahlamak istediğinde Bekir kızlarından birini
tâyin ve ismini zik-retmeyip şahitler huzurunda Zeyd'e, kızımı oğlun Amre
nikâhla verdim dese ve Zeyd'de Amr için kabul ettim dese, nikâh sahih olur
mu?... ELCEVAP... Olmaz. BEHCE, 50
Zeyd, müslümanlarm huzurunda
hizmetçisi Amre, «.kızım küçük Hind'i sana tezviç ettim» dediğinde Amr «Ben de
tezviç ettim? dese, Hind Amrin nikâhlısı olmuş olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ABDURRAHİM,
152
Burada baba kızının nikâhını bir adamın veya iki
kadının yanında kıydığında ve bâliğa kızıda hazır olduğunda sahih oluyor. Şart
olan iki şahidden biri de nikâhı ksyan baba oluyor. Binaenaleyh nikâh kıyan
kimse şahit de olabildiğini anlamış oluyoruz.
İLGİLİ FETVALAR
Hinp, kendini Zeyd'e
erkeklerden Amr ile kadınlardan Zeynep ve Hâtieemjn huzurlarında dört bin akça
(lira) mehirle tezvic edip Zeyd de tezevvüc ve kabul etse. bu nikâh sahih olur
rruı?...
ELCEVAP . Olur.
ABDIKRAHİM, 153
Gerçekten delilik iîe deli
olan Hind, kendini Zeyd'e tezvic etse. bu nikâh sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz (zira
delinin yetki ve mükellefiyeti olmadığından sahih olmaz ı.
AIiDURIÎAHİM, 153
Zeyd. Hind'i kendine
nikahlaması için Amri vekil else ve Hind de babası Bekiri vekil etse. Amr ve
Bekir Zeyd ve Hind'in giyablannda vekâleten nikâhı kıydıklarında bunlardan
başka ancak beşer hazır olsa ve başka kimse olmasa, kıyılan bu nikâh sahih olur
mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 2!»
Asıllar hazır olmadığından
.sâde vekillerin şahitlikleri muteber değildir.
Zira kız büyük olduğundan irade ve arzuya mâlik söz
sahibidir. Binaenaleyh nikâh esnasında ya hazır bulunacak veya babasını vekil
tâyin edecektir.
İLGİLİ FETVA
Bijr belde halkından bâliğa
Hind, kendini şahitler huzurunda Zeyd'e nikâhlasa lâkin kâzının (hâkimin)
huzurunda bulunmasa, bu nikâh sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 51
Bâîiğa Hind.' kendini Zeyd'e
nikahlamak için Amri kendi tarafından vekil edip Amir de Hind hazır olduğu
halde yalnız Bekir'in huzurunda Hind'i beşere nikâhlasa, bu nikâh sahih olur
mu?...
ELCEVAP... Olur. İBNİ
NÜCEYM, 24
Zeyd, bâliğa. olan bakire
kızı Hind'i, Hind'in izni" olmadan cebren Bekir'e nikâhlamağa kadir olur mu?...
ELCEVAP.. Olmaz.
ABDURBAH1M, C. 1, 1G1
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka
El Ebhur Tercümesi, Merhaba Ofset Yayınları 1/324-330.
Nikâhla alınmaları haram olan kadınları Kur'an-ı Kerim
beyan etmiştir. Metnin devamında geldikçe zikredilecektir. Ancak bu bahiste
beyan edilen haramîık sebeplerini maddeler halinde özetlersek metnin daha çabuk
ve.kolay anlaşılmasına vesile olur.
Haramlık sebepleri şunlardır
:
a) Nesep ve
sülâledir. Nesep sebebiyle nikâhla alınmaları haram olan kadınlar; analar,
kızlar, kız kardeşler, balalar, teyzeler, oğlan kardeşin kızları ve kız
kardeşin kızlarıdır.
b)
Akrabalık cihetinden haram olanlardır. Kayın
valideler, üvey kızlar, oğlunun, .torununun hanımları
yâni gelinleri, üvey analar yâni babasının karısı (analık)
olanlardır.
c) Emişme
sebebiyle haram olanlardır. Nesep cihetinden haram olanlar burada da aynen
haramdır. Müstesna olanlarda vardır. Uzun izahı emişme bahsinde gelecektir.
d) Kadınların
cem'i sebebiyle haram olanlardır. Bu da iki kısımdır; Biri yabancı kadınların
cem'i diğeri akraba olanların cem'idir.
Yabancı kadınların cem'i
sebebiyle haram olanlar; hür olan bir erkeğin dört kadından fazlasını nikâhla
cem'etmesi haramdır. Zira bir erkek ancak dört kadım nikâhı altında
toplayabilir.
Akrabaların cem'i haram
olanlar: iki kız kardeşi bir erkeğin nikâhjj altında cem'etmesi gibi, ailesinin,
neseb cihetinden akrabalarını da ailesi| sağ iken alamaz.-Ailesinin hala ve
teyzeleri, oğlan ve kız kardeşinin jkız-.f lan gibi.
e) Hürre olan kadınla birinin
cariyesini veyahut Hürre kadın üzerine cariyeyi bir nikâh altında cem r-troekur.
Ve cariyeyi hürre üzerine?! takdim etmek haramdır.
f) Başkasının hakk; olan
kadınları nikahlamak haramdır. Başka-j sının nikâhı altında bulunan kaJını veya
kocası ölmüş, boşanmış kadı-^ mn iddeti bitmeden nikahlanmak gibi. Böyle olan
nikâhlar bâtıldır. Zira?] nikâh üzerine nikâh olmaz, olmadığı halde nikâh
kıyılır ve beraber; olu-;] nursa, nikâh sahih olmadığı için zina yapılmış olur..
g) Mecüsİ ve veseniye gibi
ateşe ve puta tapan kadınları nikâhia-1 mak haramdır. Çeşitli şirk ve
putperestlik yollarında giden kadınları da| nikâhla almak haramdır.
h) Bir kadınm elinde mülkü
olan erkek kölesine nikâhla varjmasij haramdır.
i) Talâk sebebiyle haram olan
kadınlardır. Kocasından üç talâkla] boşanmış olan kadın hülle görmedikçe yani
başka erkek kendisine du^ hul etmedikçe (cimâda bulunmadıkça) birinci (boşayan)
kocasına hejj lâl olmaz.
İnsana anası ve babası tarafından olan neneler her ne
kadar yukarıya doğru yükselse yine haramdır. Anası ve ninesinin haramlıği şu
mealdeki âyet'i celiyle ile sabittir.
.
«Analarınızla
(evlenmeniz) size haram edildi.» Nisa süresi. 23.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd, âhiret ana edindiği
yabancı Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ
EFENDİ, 37
Âhiret ana edindiği kadını
almaya mâni hiç bir sebep yoktur. Zira bir insana bir kadınm yakınlığı ya nesep
veya akrabalık cihetinden yakın olursa, o zaman nikâhlanmayı haram kılar.
Binaenaleyh nesep ve emişmeden başka yolda erkeğin kadına kardeşliği olamaz. Bu
düşüncelerle iffet ve namusunu kıskanmayan kimseler, haramı işleyen
fâşıklardır.
Zeyd, anası Hind'in üvey
anası (Hind'in analığı) Zeynebi (yâni üvey ninesi Zeynebi) nikâhla alması
caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALÎ EFENDİ.
37
Zeyd, Hind'i bâin talâkla
boşadıktan sonra Hind'in validesi Zeynebi (kayın validesini) nikâhla
alması caiz olur mu?...
ELCEVAP Olmaz.
ABDI RIÎAHİM,
Bu hükümde Kur'an-ı Kerim/de su meâîdeki cümle iie izah
ediliyor: «Kızlarınız fla evlenmeniz) size haranı edildi.» Nisa
sûresi. 23.
Burada kızların kızları,
oğulların kızları ve onların evlât ve torunları aşağıya doğru devam eden kız
torunların hepsi dahildir.
Evlât edindiği kız ile âhiret
kızı nikâhla evlenmeyi haram kılmaz. Bunlarla evlenebilir.
Kızlar sırasına adamın üvey
oğlunun kızı da dahildir. Yâni üvey oğlunun kızı da haramdır.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'in ana baba bir kız
kardeşinin üğlunun kızı Hind. Zeyd'e haram mıdır?...
ELCEVAP...
Haramdır. ABDüRIîAHtM, 169
Zeyd. cima etmiş olduğu
karısı Hind'in başka zevceden (başka kocadan) olan oğlu Amrin kızı Zeynebi
nikâhla almaşı caiz olur mu?...
ELCEVAP:.. Olmaz
(zira üvey oğlunun kızı haramdır).
Aî.T EFENİ**; 35
Zeyd, anasının ana baba bir
oğlan kardeşi Ai.. Hind'i nikâh-lasa sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ABDURRAHİM, 169
Bu hükümleri de Kur'an-ı Kerim'de şu mealdeki âyet'i
Celiyle cümleleri beyan etmektedir.
«Kız kardeşleriniz, oğlan
kardeşlerinizin kızları ve kız kardeşlerinizin kızları (ile evlenmeniz) sîze
haranı edildi.» Nisa süresi; âyet: 23.
Bu âyet'i eeliyîede beyan
edilen hükme, ana baba bir veya ana bir ve baba bir kız kardeşler dâhildir.
Hattâ süt kız kardeşler de haramdır.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'e baba bir kız kardeşi
Hind'in oğlunun kızı Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFENDİ,
37
Zeyd'in ana baba bir kız
kardeşinin oğlunun kızı Hind, Zeyd'e haram mıdır?...'
ELCEVAP... Haramdır ALİ
EFENDİ, 37
«Halalarınız ve teyzeleriniz (le evlenmeniz) size
haram edildi.»
Nisa sûresi;
(âyet, 23).
Halalara: Babanın kız
kardeşleri: onun babalarının kız kardeşleri, ananın babasının kız kardeşleri
.şeklinde devam eden kadınlarda haranı-' lığa dahildir.
Teyzelere; Ananın kız
kardeşleri ve ananın ana ve ninelerinin kız kardeşleri, babanın anasının ve
ninelerinin kız kardeşleri de dahildir.
İLGİLİ FETVA
Zeyd'e, anasının ana baba bir
.teyzesi Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 88
Teyzelerin kızlarım almak
ist- caizdir. Bu gerçek şu mealdeki âyet'i celiyle ile izah edilmiştir.
«Onlardan maadası (haram
oiarak bı*yan edilenlerden başkası) ise nâmuskâr ve zinaya sapmamış (insanlar)
hâlinde (yaşamanız şartıyla) mallarınızla (mehir vermek suretiyle) arayıp
(nikâhla) manız için -size helâl edildi.» Nisa sûresi; âyet, (24).
İLGİLİ FETVA
Zeyd'e, anacının ana-baba bir
kız kardeşi Hind'in kızı Zeynebi nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur (zira tt-yzesinin kızıdır).
ALİ EFENDİ, 37
Bu gerçekte şu meâideki âyet meâliyle beyan edilmiştir
: «Kadınlarınızın anaları ve kendileriyle (zifafai
girdiğiniz karılarınızdan otup himayelerinizde bulunan üvey kızlarınızla
(evlenmenizi size haram edildi. Eğer onlarla (üvey
kızlarınızın analariyle} zifafa girme-mişseniz
(onların kızlarıyla evlenmenizde) size bir beis yoktur.»
Nisa sûresi; âyet: 23.
Karılarına zifaf vâki olsun,
olmasın nikahladığı ailesinin anneleri (kayınvalideleri) damada haramdır. Kızın
haram olabilmesi için de âyeti celiylede beyân edildiği gibi, annesi ile zifafa
girmek şarttır.
«Kızların nikâhı, analarım
haram eder ve anaların zifafı (anaların cimâı), kızlarını haram eder.»
Mühim bir fetva : Yabancı
Hind, Zeyd'e namzet (nişan) olduktan sonra nikâh kıyılmadan Zeyd Hind'e «kız
kardeşim ol» dese, Zeyd'e Hind'i nikahlaması caiz olur mu?.,.
ELCEVAP... Olur (zira
nikâhtan evvel verilen kinaye talâk, geçeri değildir. Sebebi de insan yabancı
kadını boşayamaz)..
ABDTJRKAHİM, İ"
İLGİLİ FEİA'ALAK
Zeyd, Hind'i nikahladıktan
sonra duhul (cima) ve halvetten evvel Hind Ölse. Zeyd
Hind'in kızı Zeynebi tezevvüc etmesi caiz oıu-r mu?... ELCEVAP...
Olur. ABDVRRAHÎM, 167
Zeyd, Hind'i nikâhı sahih iie
tezevvüc ettikten (aldıktan) sonra zifafa girmezden evvel Hind'i boşasa.
Zeyd'e. Hind'in antsi Zeyneb'i alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEVZİVE, 3.5
Zira kızını nikâhlamakla.
annesini almak haram olmuştur. Velevki kızı ile zifafa girilmesin.
Zeyd. Hind'i nikâhı fasitle
alsa lâkin aralannda yakınlıktan dolayı nikâhının. haramlığına bir sebep
bulunmadan Hind. Zeyd'den ayrılsa, Zeyd'e, Hind'in anası Zeyneb'i nikâhla
almaş.! caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİVE, 85
Bu fetvadaki o)uşta. kız: iie
nikâhın bulunmamasından ve zifafa gi-rilmemesindend ir.
Zeyd'e. Ölen zevcesi Hind'in
:a:ası Zeynep'i nikâhla alması câİz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEVZİVE, 35
Zeyd'e zevcesi (karısı)
Hind'in üvey anası Zeyneb'i nikâhla alması caiz oîur mu?...
ELCEVAP... Olur. FEVZİVE ve
MA EFENDİ, 34-35
Zeyd, Hind'e namzet olduktan
sonra (nişanlandıktan sonra) Zeyd'e. Hind'i nikâhla almaktan vazgeçip Hind'in
kızı Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ,
35
Zeyd'e,. zina ettiği Hind'in
(kadınını süt kizı Zeyneb'i nikâhla almaş r caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 36
Zeyd, Hind'i nikahlayıp duhul
ve halvetten evvel Hind'i boşadıktan sonra Zeyd, Hind'in validesi Zeyneb'i
tezevvüc etmesi caiz olur mu?... ELCEVAP... Olmaz (zira kızların nikâhı,
analarım haram kılar).
ABDURRAH1M, 16
Haram olan bu hükümlerde şu mealdeki âyeti celiyle ile
sabittir:
«Babalarınızla evlenmiş
olan kadınlarla evenmeyin. Ancak (câhiliyyet devrinde
geçen) geçmiştir. Şüphe yok ki o, ne kötü hayâsızlıktı, (Allah C.C.'ın en
büyük) hışmına (bir sebep) di. O ne, kotu bîr yoldu.»
Nisa sûresi: 22.
İslâm gelmezden evvel
câhiliyet devrinde babalarının nikahladığı kadınları (analıklarını, üvey
analarını) nikâhlarlardı. Bu çirkin huy Is-lâmm gelmesiyle haram kılınmıştır.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'e, anasının ölen babası
Amrin karısı Hind'i nikâhla alıfnası caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİVE, 35
Yâni ana tarafından dedesinin
nikâhlısını alması haramdır.
Zeyd, Hind'e namzet olsa
(nişanlansa) lâkin nikâh kıyılmadan Zeyd ölse,. Zeyd'in babası Amr', Hind'i
nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZtYE, 35
Zeyd'e, babası Amr'in zina
ettiği Hind'in kızı Zeynep'i nikâhla alması caiz olur mu?,..
ELCEVAP... Olur (bu fetva
muhiti serahsiden istifade edilmiştir).
FEYZtYE, 38
Birinci fetvada nikâh
kıyılmadan ayrılma olduğundan ikinci fetvada babasının sulbünden olmayıp başka
erkekten olan ve babasının üvey kızını almış oluyor demektir.
Zeyd, Hind'i sahih nikâhla
aldıktan sonra zifafa girmezden evvel Hind'i boşasa, Zeyd'in oğlu Amr'in, Hind'i
nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCE, 52
Zeyd, talâkla boşamış olduğu
hanımının babası Amr'in anası Zeynep'i (talâkla boşadıği karısının babasının
anası Zeynep'i) nikahlaması caiz olur mu?... .
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE, 49
Bu hükümde Kur'an-ı Kerim'deki şu mealdeki cümle ile
beyan edilmiştir: «Kendi sulbünüzden (gelmiş) oğullarınızın karıları (ile.
evlenmeniz) size haram edildi.» Nisa sûresi: âyet, 23.
Bu âyeti kerime bütün
torunların zevcelerine de şâmildir.
"i i ÎLGİLİ FETVALAR
Zeyd, oğlu Amrin karısı
Hind'i dizine (veya kucağına) ahp şehvetle jÖpse, Hind (oğlunun karısı, oğlu
olan) Amre haram oîur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ABDURRAHİM, 168
Hind, kendini sahih nikâhla
Zeyd'e nikahladıktan (vardıktan) sonra Zeyd zifafa ve yalnız bir odaya
girmezden evvel Hind'i boşasa, Zeyd'in babası Amre, Hind'i nikâhla alması caiz
olur mu?,..
ELCEYAP... Olmaz.
FEYZİYE, 36
Zeyd'e, ölen oğlu Amr'in
karısı Hind'i nikâhla alması caiz olur mü?.. ELCEYAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ,i 36
Zeyd'e. ölen üvey oğlunun
karısı Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEYAP... Olur. ALİ
EFENDİ, 3G
Zeyd'e. oğlu Amr'in karısı
Hind'in diğer kocasından olan kızı Zeynep'i (oğlunun üvey kızı
Zeynep'i) nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEYAP... Olur.
FEYZİYE, 37
Hind, kocası Zeyd'in diğer
karısından olan oğlu Amr'in uyurken donunu çözüp zekerim şehvetle tutsa, Hind,
Zeyd'e haram olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ABDIRRAHİM, 168
Emişme cihetinden haramhğm sübûtu ise şu mealdeki âyeti
celiyle ile sabittir: «Sizi emziren (süu analarınız ve süt kız
kardeşleriniz (le evlenmeniz) size haram edildi.» Nisa sûresi, âyet: 23.
Emişme ile ilgili hükümler
bahsinde uzunca geleceğinden, burada bu kadar izahla iktifa ediyoruz.
Bir erkeğin nikâhı altında iki kız kardeşin cem,
edilmesinin ha-ramlığı da şu mealdeki âyeti kerime cümlesi ile sabittir ;
«İki kız kardeşi birlikte
almanız da (keza) size haram edildi. Ancak (câhiliyet devrindeki! geçmiştir.
Çünkü Allah (C.C.) hakikaten yargılayıcıdır, cok esirgeyicidir.» Nisa sûresi,
âyet: 23.
İLGİLİ FETVALAR
ile 51
Zeyd'e, karısı Hind'in süt
kız kardeşi Zeynep'i nikahlayıp Hind cem etmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE,
Zeyd'e, karısı Hind'in ana
baba bir kardeşinin kızı Zeynep'i nikâhla alıp Hind ile cem etmesi caiz olur
mu?... .
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE, 51
Zira kadının
oğlan kardeşinin kızı olursa halası ile, eğer kadının kız
kardeşinin kızı olursa teyzesi üt cemedilmis olur. .
Zeyd, karısı Hind'in
kardeşinin kızı Zeynep'i nikahlayıp Hind'le cemettikten sonra Zeynep. Zeyd'ten
ayrılmadan Zeyd bilse, Zeynep, Zeyd'e vâris olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE
Bu fetvadaki olmayan hüküm
nikâhın sahih olmayıp fasit olmasındandır.
Zeyd. zevcesi Hind öldükten
sonra birkaç gün geçince Zeyd'e, Hind'in kız kardeşi Zeynep'i nikâhla alması
caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ
EFENDİ, 35
Zeyd. zevcesi Hind'i
boşadıktan sonra iddeti bitince, Zeyd'e, Hind'in tiz kardeşi Zeynep'i nikâhla
alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALt
EFENDİ, 35
Bir kadın nesep ve1 emişme bakımından olan haiası veya
tey-;esi ile cemetmek gibi ki, bunlar caiz olmaz. Faraza bunlardan
birisi irkek olsa, dayı yeğeni, yeğen dayıyı almak icabeder. Bu ise haramdır. ı
Böyle cem'in hararalığı meydanda, iken ikisinin nikâhı beraber kı-•Jrümış ve bir
nikâh altında cemedilmis olsa, her iki nikâh da fasittir. İFakat ayrı ayrı
nikâhları kiyıhrsa, evvelki kıyılan nikâh sahih ikinci ni-ikâh fasit olur.
Her ikisinin nikâhı beraber
kıyılanların ikisi, ayrı ayrı nikâhları kıyılanların da ikincisi zevceden
tefrik olunur.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'e, karısının kardeşi
Amr'in kızım karısı ile beraber nikâhla jemetmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. FETAVAYI
ABDURRAHÎM 170
Zeyd, karısı Hind'in kız
kardeşinin kızının kızı Zeyneb'i Hind'in üzerine nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz (zira
bunların cem'i caiz değildir).
ABDURRAHİM, 170
İki nala veya iki teyzenin
cemi de caiz olmaz. Meselâ: iki kişi birbirlerinin validelerini değişik olarak
yahut kızlarını nikâhlasalar ve birer kızları olsa, birinci şekilde kızlar
birbirinin halası ve ikinci şekilde teyzesi olmakla onlar bir erkek nikâhında
cem edemez.
NİMETCL İSLÂM
Zeyd'e, karısı Hind'in ana
baba bir kızkardeşinin kızı Zeynep'i nikahlayıp Hind ile cem etmesi caiz oiur
mu?...
ELCEVAP... Olmaz. FEYZÎYE, 39
Zira Zeyd'in karısı kız
kardeşinin kızının teyzesi oluyor. Bir kadını teyzesiyle bir erkeğin nikâhı
altında cemetmek caiz değil ve haramdır.
Yâni üvey ana ile üvey kızın bir nikâh altında
cemedilmesi helâldir.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd karısı Hind'in
kocasından olan ölmüş oğlu Amrin karısı Zev-nebi tezevvüc edip Hind ile
cemetmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ABDURRAHİM, 169
Zeyd'e, karısı Hind'in üvey
anası Zeyneb'i, Hind'in üzerine nikâhla alıp Hind ile cemetmesi câîz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCE, 52
Zeyd'e, karısı Hind'in diğer
kocasından olan ve ölen oğlu Amr'in kızı Hatice'yi nikâhla alması caiz olur
mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ,
34
Zeyd'e, karısı Hind'in diğer
kocasından olan ve Ölen oğlu Amr'in karışı Zeynep'i nikâhla alıp Hind ile
cemetmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ,
34
Zeyd'e, karısı Hind'in baba
bir erkek kardeşi Amr'in ana bir kız kardeşi Zeynep'i nikâhla alıp Hind ile
cemetmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALÎ EFENDİ,
34
ı Zeyd'in karısı
Hind'den doğan oğlu Amr, Zeyd'in diğer karısı Zeynep'in başka kocasından doğan
kızı Haticeyi nikahlaması caiz olur mu?... ELCEVAP... Olur. HAMİŞİ
BEHCE, 54
Zeyd, ölen Amr'in karısı
Hind'i nikâhla aldıktan sonra Zeyd'e, Amr'in (ölen adamın) diğer karısı
Zeynep'ten olan kızı Hatice'yi nikâhla alıp Hind ile cemetmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. FEYZÎYE, 35
Zeyd, karısı Hind'in
babasının kız kardeşinin kızı Zeynep'i nikahlayıp Hind. ile cemetmesi caiz olur
mu?...
ELCEVAP... Olur.
ABDURRAHİM, 170
Zeyd'e, kendisinden yaş
itibariyle büyük olan ve ölen kardeşinin karısı Hind'i iddet bittikten sonra
alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ
EFENDİ, 37
Ölen Zeyd'in karısı Hind'ten
doğmuş oğlu Amr, Zeyd'in (ölen babasının) diğer karısı Zeynep'in başka kocadan
doğmuş km Hatice'yi nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. HAMİŞİ
BEHCE, 52
Yâni zina edilen kadın zina edenin oğluna, babasına,
dedesine Ve torunlarına haram olduğu gibi, zina edilen kadının kızını ve anasını
zina eden erkek de nikâhla alamaz.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'e. zina ettiği Hind'in
kızı Zeynep'i nikâhla alması caiz.olur mu?..
ELCEVAP... Olmaz (zira
anaların cimâ'ı, kızlarım haram kılar)',
FEYZİYE, 38
Zeyd. cariyesi Hind'in anası
Zeyneb 'i cima etse, Hind'in (kızının) cima; Zeyd'e haram olur mu?...
ELCEVAP... Olur. FEYZİYE VE
NETİCE 35-45
Zeyd, «karım Hind'in anası
Zeynebe zina ettim» diye ısrar etse, Hind Zeyd'e haram olur mu?...
ELCEVAP... Oîur.
ABDURRAHİM, 167
Zeyd, Hind'i nikâhla aldıktan
sonra Amr, Zeyd'e daha evvel Hind'in kızı Zeyneb'i zina etmişti diye şehâdet
etse, yalnız Amr'in şehâdeti ile akrabalık haramhfı sabit olup Hind'in, Zeyd'den
tefrik olunması lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
Zeyd, zina ettiği Hind'in
dört beş yaşında olan küçük kızı Zeyneb'i nikâhla alsa, sonra bu nikâh sahih
'olmadığından Hind'i (zina ettiği kadım) nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur
BEHCE, 52
Zira nikâh fasit olduğundan
kızın annesiyle nikâhlanmasında bir mahzuru seri yoktur. Esasen daha evvel zina
etmişti.
Burada damadm kayınvalideyi, kayınvalidenin damadı
şehvetle öpmesi, elini dokundurması ve buna benzer şehvet hareketlerinin
yapılmasıyla haramlığm sabit olduğu beyan edilmiş oluyor.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd, yabancılardan şehvet
sahibi (dokuz yaş ve daha fazla) olan Hind'in elini mes ederken âleti (zekeri)
sakin iken uyanıp kalksa, hâlâ
Zeyd Hind'in kızı Zeyneb'i
nikahlayıp alması caiz olur mu?...
ELCEVAP.. Olmaz.
ABDURRAHİM, 16;8
Zeyd, Hind'i şehvetle dokunup
öptükten sonra Zeyd'in oğlu Amr, (babasının şehvetle öptüğü 1
Hind'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ABDURRAH1M, C. 1, 168
Zeyd, karısı Hind'in anası
Zeyneb'e şehvetle elini dokundurursa Hind, Zeyd'e haram olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 38
Zeyd, karısı Hind'in
anasının anası Zeyneb'e şehvetle dokunsa ve şehvetle
öpse, Hind (karısı) Zeyd'e (kocasına) ebediyen haram olur mu?.. ELCEVAP...
Olur NETİCE, 48
Genç olan Zeyd, yabancı
Hind'in (kadının) azalarından birine elbise ve emsali yok iken dokunduğunda
Zeyd'e şehvet ve kalbinin meyli hâsıl olsa lâkin âleti (zekeri) uyanmasa.
Zeyd'e. Hind'in kızını nikâhia alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur (zira
şehvette âletin 'kalkması şarttır).
BEHCE, 53
Hind'in anası Zeynep, Hind'in
kocasa Zeyd'e (damadına) şehvetle dokunsa. Hind, (kızı) Zeyd'e
(damadına! haram olur mu?...
ELCEVAP... Olur. FEYZİYE, 39
Genç olan Zeyd, yabancı
Hind'in âzasından bir azasını çıplak iken* meshettiğinde şehvet ve kalbin meyli
hâsıl olup ]?kin âle'. intişar etmese, Zeyd Hind'in kızı Zeyneb'i
nikahlaması câız ..
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
53
Zeyd, karısı Hind'in diğer
kocasından olan şehvet sahibi (dokuz ya-şmdan yukarı) kızı Zeyneb'e şehvetle
dokunsa. Hind. Zeyd'e haram olur mu?...
ELCEVAP... Olur, ALİ
EFENDİ, 33
Zeyd, karısı Hind'den olan
şehvet sahibi kızı Zeyneb geceleyin korkup Zeyd'in döşeğine vardığında Zeyd'in
âleti (zekeri) kalkıp ve Zeyd'in bazı âzası Zeyneb'in (karısının kızı Zeyneb'in)
bazı azasına perdesiz (yâni elbise ve benzeri olmadan vücuduna) dokunsa, Hind.
Zeyd'e haram olur mu?...
ELCEVAP... Olur ALİ EFENDİ,
33
Zeyd, geceleyin karısı
Hind'den olan kızı Zeyneb'in döşeğine Hind'in (karısının) döşeği olması zannı
ile varsa lâkin bedeni Zeyneb'in bedenine asla dokunmadan duruma vâkıf olmakla
dönüp gitse, bu şekil ile Hind fkarısı) Zeyd'e haram olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ
EFENDİ, 33
Hind. kocası Zeyd'in başka
karısından olan oğlu Aimvin uyurken do-u çözüp zekerini şehvetle mes etse, Hind
Zeyd'e haram olur mu, ELCEVAP... Olur (zira şehvetle dokunmak, haram kılar).
ABDURRAHİM, İİ68
Şehvet : Nefsin arzu ettiği
şeye atılışıdır. Buna «gönüî ekme» tabir oimur. İnsanın gönlü bir şeye, onu
yapma hırsına düşer. İşte bu hal şje'h-vetn neticesidir. Şehvet ve cazibeleri
«İslâmda Tesettür ve Haya» isimlerimizle «Müiteka Tercümesunin dördüncü
cildinde daha geniş İzaverilmiştir.
Zeyd. karısı Hind ve
kayınvalidesi Zeyneb'le bir odada yatarlarken Ze;-d geceleyin kalkıp dışarıya
giderken ayağı istemiyerek ve şehvetsiz Zefneb'in ayağına dokunsa. Hind,
Zeyd'e haram olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ', 33
Bu son fetvada şehvetle öpme
olduğu halde karısının boş olmaması öpülen kızın dokuz yaşından aşağı ve şehvet
çağında olmamasmdandır. Zeyd, karısı Hind'in süt kızı olan şehvet sahibi
(dokuz yaşından yukarı) Zeyneb'e şehvetle dokunsa.
şehvetle öpse ve meni inza! olmasa, . Hind
(karısı). Zeyd'e haram olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 53
Zeyd, Hind'in âzasından
birine şehvetle dokunsa. Zeyd'in oğluna (babasının dokunduğu) Hind'i
nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ
EFENDİ, 34
Zeyd, Hind'in âzasından
birine, şehvetle dokunsa. Zeyd'in oğlu Amr'e, Hind'in kızı Zeyneb'i nikâhla
alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur (zira
dokunulan kadının kızı helâldir. Anasını babanın ve o kadının başka kocadan elan
kızını oğlunun alması gibidir).
ALİ EFENDİ, 34
Bu son fetvada şehvetle
dokunduğu kadının kızını oğlu alabiliyor. Baba - oğul bacanak oldukları gibidir.
Hind, damadı Zeyd'e şehvetle
dokunsa ve öpse lâkin meni inzal olmasa. Hind'in kızı Zeyneb, Zeyd'e
(damadına) haram olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 54
Zeyd, karısı Hind'in kız
kardeşi Zeyneb'i şehvetle meshetse, Hind eyd'e haram olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz (hatta
karısının kız kardeşini cinıâ etmesi hâ-de de karısı haram olmaz).
BEHCE, 53
Ancak zina edenlerin recim
veya had yapılmaları hakkında gerekli ükümler ikinci cildin «Hadler Bahsi*
başlığı altında zikredilmişti*.
Zeyd, kansı Hind'in anası
Zeyneb'in fercinin içine şehvetle bs ve meni inzal olmasa, Hind (karısı). Zeyd'e
haram olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCE
Bu iki fetvada «meninin inzal
olmaması» kaydı zikredilmiştir.
Sebebi ise, meni gelecek
olursa, cima kasdı olmadığına işaret olduğurklan haramlık sabit olmaz.
Hind, beş yaşında olan küçük
Zeyd'i Öpse, hâlâ Zeyd Hind'in KİZİ Zeyneb'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur (zira küçük
iken öpmek, öpüşmek izdivaca mini değildir). ABDURRAH1M,
TÇ8
Zeyd, kansı Hind'in diğer
kocasından olan şehvet sahibi kızı Zeyneb'in fercine şehvetle baksa, lâkin meni
inzal olsa, Hind (kansı) Zeyd'e haram olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz (zira meni
inzal olduğundan cima yapmak kasdı yoktur). FEYZtYE, 36
Zeyd, Hind'i şu kadar para
mehir kormşars' -.i kanladık tan sonra Zeyd, Hind'in kızı büyük Zeyneb'e
şehvetle dokunsa (ve âleti uyansa), Hind, Zeyd'e ebediyyen haram olur mu?...
ELCEVAP... Olur (zira
şehvetle dokunmak, öpmek v- îkmak haramlık icabettirir). BüHCE,
54
Bir erkekle iki kadın, Zeyd.
karısı Hind'in diğer kocadan olan ve şehvet sahibi (dokuz yasından yukarı,
şehvete gelen've şehveti uyandı ran) kızı Zeyneb'e şehvetle dokundu diye Zeyd'in
huzurunda şahitlik et seler, şehâdetleri kabul-olunup Hind. Zeyd'e haram olur
mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 55
Ehli kitaptan olan Yahudilerden Hz. Uzeyr'i; İlâh ve
Allah'ın oğlu, Hıristiyanlar da Hz. İsa'yı ilâh ve Allah'ın oğlu demedikleri tak
dirde nikâhla alınmaları kerâhatla beraber caizdir.
Kur'an-ı eKrim'de meâlen
şöyle beyan edilmiştir: «Nâmuskâr, zi nâya sapmamış ve gizli dostlar da
edinmemiş (insanlar) halinde (ya şamanız şartıyla) mü'minierden hür ve iffetli
kadınlarla kendilerine siz den evvel kitap verilenlerden yine hür ve iffetli
kadınlar dahi, siz onla rm mehirlerini verip (nikâh) edince
(size helâldir).» Mâide sûresi. 5.
tLGÎLİ FETVA
Müslüman oian Zeyd'e, ehli
kitap olan nasrânı (Hıristiyan) Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?. .
ELCEVAP... Olur.
MAZİYE, 27
Hür olan erkeklerin Hürre olan kadınlardan dörde kadar
nikâhla alabileceklerini şu mealdeki âyeti celiyle beyan etmektedir : -
«Sizin İçin helâl olan
kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâh edin. Şayet (bu suretle)
adâiet yapaınıyacağınızdaiı endişe ederseniz, o. zaman bir (tane ile) yahut
mâlik olduğunuz câriye (ile iktifa edin). Bu (tek zevce veya câriye) sizin
(Haktan) eğrilip sapmamanıza daha yakındır.» Nisa, 3.
Bu âyeti ceîiyîede hür
erkeklerin Hürre kadınlardan dörde kadar nikâhla alabileceklerini beyan ettiği
gibi. adaletin şart olmasına binaen kadınlar arasında adaleti yapainıyacak
olanlara da bir kadınla iktifa etmelerini beyan etmektedir. Bununla beraber
talâk olsun, teaddüdü zev-cat olsun İslâm dininde ne vâcib ne de mendübdür.
Belki ihtiyaç ânında izni şer'î ile mezuniyet vardır.
Kadir olan Müslüman erkek
için dörde kadar evlenmesi müsaade edilmiş ve ineşrû iken, iki-üç evlenenlere
«gayrimeşrû iş yapıyor, metres hayatı yasıyor ve gayrimeşrû çiftleşme
yapıyorlar» diyerek konuşanlar olursa, .bilmelidirler ki, îslâmda meşru ve caiz
olanı'inkâr ettiklerinden dinden çıkmışlar ve kâfir olmuşlardır. Daha geniş
malumat, hemen ileridedir.
Esasen teaddüdü zevcâta
muhalif konuşanlar fiilleriyle bozmaktadırlar ve çeşitli isimier ve
ahlâksızlıklar altında fenalıklara tevessül ederek Hakkın helâl olarak boyar,
ettiği hükmü haram olarak islemektedirler.
İslâm dini daima kolaylık
beyan etmektedir. Taaddüdü Zevcatta hem yaratılış itibariyle erkekten zayıf olan
kadınlar ve hem de erkekler için kolaylıktır. Zira kadının hastalığı ve şer'i
mâni günlerinde diğer kadın hem erkeğin harama gitmesini'önlemek ve hizmetini
görmek suretiyle ihtiyacım karşılar ve hem de eşinin işlerini diğeri görebilir.
Dört kadından fazla bir erkeğin nikâhla karı-koca olması haramdır. Yâni
nikâh, fasit olduğu için nikâh kıyılsa dahi zina etmiş olur.
Keşke müteaddid zevce
idaresine muktedir erkekler olsa da nesillerin tarlaları olan birçok kadınlar
evlerde muattal kalıp kocamasalarî Doğan çocuklar da kadın erkeklerden çok
olmakla beraber kadınların hayız ve gebelik gibi arızalara maruz bulunmak.!-; ve
amelden kalarak nesilden kesilmeleri de bu meseleler (birden fa"la evlenmek i
için erkeklere hak vermektedir. NİMETİL İSLÂM
İLGİLİ FETVA
Dört karısı olan Zeyd,
Hind'i de (besinciyi! nikâhlasa. kıyılan bu
nikâh sahih olur mu?... ELCEVAP... Olmaz.
Bu surette.Zcyd ölse, kıyılan
bu nikâha binaen Hind vâris olur mu?..
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE, 50
Zina ile hâmile olan kadının nikâhının sahih olup. cima
yapmanın haram olması, oraya başkası tarafından tohum ekildiğinden ve bahcenin
me\"vesini ekon kimsenin sulaması lâzım geldiğinden, yabancının sulaması
haramdır.
Burada mecazi: bir izahta
bulunmuş oluyoruz. Buna benzer mecazi: ifade Kur'an-ı Kerîmde meâlcn şöyle beyan
edilmiştir :
«Kadınlarınız sizin (evlât
yetisaren) larlanızdır. O hakir tarlanıza, dilediğiniz gibi, celin kendiniz için
önden (iyi ameller' gönderin (hayırlı evlâtlar yetiştirin].; Bakara
sûres. âyet, 122u.
İLGİLİ FETVALAR
Bir kimsenin nikâhında ve
idde'dnde olmpyan vt zinadan hâmile olan Hind'i hâmile olduğu çocuku doyurmadan
nikahlamak caiz olur mu?..
ELCEVAP... Olur.
Bu surette nikâhla olan zina
edenden başkası oiursa, hâmile olduğu çocuğu doğurmazdan
evvel Hind'i cima etmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. İBNÎ
NÜCEYM, 29
2eyd'e, başkasının zinasından
hâmile-olan Hind'i nikâhla almasj caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur
(lâkin doğuruncaya kadar cima etmezi.
Zeyd'e. zina ettiği Hind'i
nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. Ve
cima da edebilir. ALİ EFENDİ, 37
Zeyd'e, zinadan hâmile olan
Hind'i, hâmile olduğu çocuğu doğurmadaki rızasiyle nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. Lâkin zina
eden Zeyd değilse hamlini" doğuruncaya kadar Hind'i cima etmez. FEY^İYE ve
BEHCE, 3-7-49
Köle olan erkeğin Hiirre olan kadın üzerinde dığmdan
onun nikâhla alması sahih değildir. Mecûsi ve ^ masının caiz olmadığı da
aşikârdır. Bu husus Kur'an-i K şöyledir :
«(Ey mü'minleri
Allah (C.C.)a eş tanıdan kadmlarilb le) onlar
îmana gelinceye kadar, evlenmeyin.» Bakara
İLGİLİ FETVA
şöjd sahibi olma-pîmpcrestin
alm-riırjde meâlen
müşrikler-fei. Âvet: 221.
Müslüman olan Zeyd'e. Mecûsi
olan (Ateşe. Güneşe tayan) kadını nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE. 'M
Yâni hür bir erkek hürre kadından nikâhı altında dört
kadın bulundurabilir. Dörtten fazlasının nikâhı sahih değildir velevki dört
hanımdan birini boşadiktan sonra onun iddeti bitmeden olsun yine besinci kadını
nikahlamak haramdır. Ancak bonanan dördüncü kadının iddeti biterse, başka bir
kadın olarak yine.dörde iblâğ edebilir, yâni nikâh sahih olur.
Dört karısı ve bir cariyesi
var iken bir câriye daha salın aunak isteyen erkeği levrn eden (kötüleyen)
kimsenin küfründen korkulur. Çünkü Cenabı Hak. «çünkü onlar, (bu helâl
olanlarda) kınanmazlar.», buyurma-sıyla ondan levm etmeyi soymustur,
Karısının üzerine evlenmek
isteyeni levm edenin (kötüleyenin) Jmk-mü de budur (yâni, küfründen
korkulur).
Evli iken bir daha
nikahlanmak veva döşeklik-câriye edinmek isteyen kişinin hanımı; «kendimi
öldürürüm» dese dahi kocası çekinmeyebi-lir. Çünkü «size helâl'olan (hür)
kadınlardan ikişer ikişer, üçer üc-er, dörder dörder nikahlayın.» kavli kerimi
ile meşrudur. Ancak hanımını
gamlandırmamak için nikahlama
ve döşekîiği terk ederse, ecre nâii olur.
Hadîsi Şerifde, «Benim
ümmetime rikkat edene Cenabı Hak rikkat
ve merhamet
eder.» mealinde bu yorulmuştur.. NİMETÜL İSLAM
İLGİLİ FETVA
Dört karısı olan Zeyd,
(beşinci olarak) Hind'i nikâhiasa, bu nikâh sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFENDİ,
3T
Dört karısı olan hür Zeyd,
içlerinden Hind'i talâkı bâyinîe boşasa, Hind'in (boşanan kadının) iddeti
bitmeden Zeyd'e, Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE, 47
Nikâhı muvakkat, nikâhla alması haram .olmayan kadınla
beraber şahitler huzurunda şu kadar müddetle diyerek kıyılan nikâhtır.
Söylenen müddet kısa veya
uzun olsun. Meselâ, üç. beş gün veya üç beş sene isterse yirmi-otuz sene olsun
nikâh asla sahih değildir. Ancak nikâh kıyıhrken iki tarafın da yabama imkanı
olmayan bîr müddet söylenirse o zaman caizdir. Meselâ: Bin sene, yahut kıyamet
kopuncaya kadar müddetleri ile söylenirse, bu takdirde nikâh sahihtir.
Bir de mutlak olarak
nikahlayıp da kendi niyetinde içinden bir zaman beraber olmak olursa, nikâh
yine sahihtir.
Nikâhı müt'a ise, zamanla
beraber, şu kadar mal karşılığında, seninle faydalanayım, şeklinde ya asaleten
veya Vekâlet yoluyla nikâhlan-maktır. Binaenaleyh zamanla kayıtlı ve mal
karşılığında kıyılan nikâhlar bâtıldır. NİMETÜL İSLAM
Bu bâtıl nikâh hangi isim
altında olursa olsun sahih değildir. Meselâ: Hacca gidecekler yol nikâhı adı
altında gidip gelinceye kadar kaydı ile nikâhiansalar. bu nikâh aynı
bâtıl oîan nikâhtir.
Bu husus biraz daha geniş
şekilde izahla telifimiz oîan (İSLAMA SOKULAN BİD'AT ve HURAFELER)
adlı eserimizde zikredilmiştir.
İLGİLİ FETVA
Zeyd, Hind'i şahitler
huzurunda on günlüğüne nikâhiasa. kıyılan bu nikâh sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz (zira
muvakkat nikâh sahih ve caiz değildir, haramdır). FEYZÎYE, 28
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka
El Ebhur Tercümesi, Merhaba Ofset Yayınları 1/332-348.
Bâliğa ve mükellefe olan kadının kendi malında
tasarrufa ve hakkını müdafaa etme yetkisine sahip olduğu gibi evlenme hakkında
da ,nikâhlanma yetkisine sahip olduğu İmamı Âzam-ile İmam'ı Ebû Yûsuf (R.A.)
tarafından izah edilmiştir ve her yönüyle fetvada bundadır.
İLGİLİ FETVALAR
Bâliğa Hind, bir racüî
(erkek )Je iki kadın huzurunda ia sana v.irdim dese ve Zeyd'dc aldım
kabul ettim desö,
Zeyd'e nikâh-nikâh kıyılıp
NETİCE, 43
Hind, Zcyd'in nikâhlısı ahır
mu?,.. ELCEVAP... Olur.
Zeyd, Bâîiğa k;2i Hind'i izni
oimadan Amr'e nikâhlasa, Hind haberi olduğunda kabul etmeyip reddeır.r. o nikâh
biıu] olur mu?..1.
ELCEVAP... Olur.
NETİCE, 44
Bâliğa Hind, kendini
mehrimisliyJe es ve dengi Amr'e' nikâhlasa. Hind'in babası Bekir benim iznini
bulunmadı diye bu nikâhı feshetmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALÎ EFENDİ,
38
Dokuz yaşını tamamlayıp
cüssesinin gelişmesiyle buluğ çağına yetişmiş olan Hind, hayız
görün bâiiğa oldum diye ikrar ettikten sonra
kendini mehri misille dengi Amr'e nikâhlasa.
yakın velisi olan ninesi Zeyneb «iznim
bulunmadı y diye kıyılan bu nikâhı feshe- kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 39
Bâliğa Hind, yakın velisi
olan babası Zeyd'in izni olmadan kendini dengi olmayan Amr'e nikâhlasa lâkin
Hind'in Anır'deıf çocuğu olmasa, Zeyd (baba* razı
olmayıp Hind'i (kısmı) Amr'den hâkime
ayırtmaya kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ
EFENDİ, 39
Zeyd, bakire ve bâîiğa kızı Hind'in izni olmadan Amr'e
şu kadar para mehir söyleyerek nikâhlasa ve sonra Zeyd bu nikâhı Hind'e (kızma)
.duyurduğunda Hind sükût etse. Amr. Hind'e yaklaşmak istediğinde Hind nadim
olup bu kıyılan nikâhı feshe kadir olur mu?... ELCEVAr... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 40
Bakire ve bâliğa olan Hind.
ana. baba bir yakın velisi olan amcası Zeyd, Hind'in izni olmadan Amr'e şu kadar
para mehir söylemek suretiyle nikâhlasa sonra Zeyd. bu şekilde nikahladığını
Hind'e duyurduğunda Hind sussa ve dört ay geçtikten sonra Hind razı olmam diye
kendini Bekir'e nikâhlasa, bu kıyılan ikinci nikâh sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFENDİ,
40
Mecnun - deli, küçük erkek ve kız çocuklarının
akıllarında kemal olmadığından kendilerinin haklarını velileri korur ve her
türlü yetki onlardadır.
ÎLGtLt FETVALAR
Deli halde olan Zeyd'in,
nikâhla evlendirmede velilik hakkı ana baba bir amcasının oğlu Amr İle anası
Hind'den h.-ngisi" indir?,,.
ELCEVAP... Amr'indir. ALİ
EFENDİ, 40
Zeyd. küçük kızı Hind'i,
Amr'in küçük oğlu Bekir'e nikahlamak için bir nikâh meclisi tertiplediğinde
Zeyd, şahitler* huzurunda Hind'i, Bekir'e verdim dese, Arnr de Bekir için aldım
kabul ettim dese, nikâh kıyılmış olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 43
Deli olan Hind için
nikahlanıp evlenme vilâyeti (yetkisi) var mıdır?.. ELCEVAP... Yoktur.
ABDÜRRAHİM, C. 1, 166
Küçük Hind'in yakın velisi
oîan anası Zeyneb, mehri misille dengi olan Zeyd'e şahitler huzurunda-
nikahladıktan "sonra Hind baliğ olmazdan evvel ölse, Zeyd Hind'e vâris olur
mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 43
Küçük Hind'in velisi fâsık
olan Zeyd, Hind'i dengi Amr'e nikâhla-sa, bu nikâh sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olur. 1BN1
NÜCEYM, 27
Hind, küçük kızı Zeyneb'i yakm velisi ve ana baba bir
amcası
Zeyd'in izni olmadan mehri
misliyle dengi Amr'e nikahladıktan sonra Zeyd bu nikâhı feshetmeyip dururken
(küçük kız) bâliğa olsa ve kıyılan nikâha rıza gösterip kabul etse. Zeyd
(amcası) bu nikâhı feshetmeye kâdîr olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALÎ
EFENDİ, 41
Hind, küçük kızı Zeyneb'i
dengi olmayan Amr'e rJkâhlasa. bu nikâh sahih olur mu?... ELCEVAP...
Olmaz.
Bu surette kıyılan bu nikâh
sahih olmamakla Zeyneb bâliğa olduğunda kıyılan nikâha rıza gösterip kabul
etse, izin ve rızasının sahih olmadığından rızasıyla tekrar nikâh kıymak lâzım
olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
56-57
Birinci fetvada dengine
verildiği için sonraki rıza ile nikâh sahih oluyor, ikinci fetvada dengine
verilmediğinden bulûğ zamanındaki kendi rızası muteber değildir.
Küçük Hind'i yakın velisi
olan babasının anası Zeyneb, Zeyd'e nikahladıktan sonra zifafa ve halvete
girmezden evvel Hind (küçük kızı) bâliğa olduğundan kendini ihtiyar edip ve
şahitler dikerek bulûğ mııhay-yarhğıyla kıyılan nikâhı Zeyd'in (ilk verilen
adamın) huzurunda hâkime feshettirerek kendini başkasına nikâhlamaya kadir olur
mu?.. ELCEVAP... Olur.
NETİCE, 37
Küçük Hind'i babasının babası ve yakm velisi Zeyd.
Amr'in küçük oğlu Bekir'e şu kadar para (bir miktar para) mehir söyliyerek
nikâhlasa ve Amr de Bekir için nikahladıktan sonra Bekir küçük iken ölse, Hind
(nikahlanan küçük kız), Bekir'in'terekesinden mehrini ve diğer hıssasım almaya
kadir oiur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ,
42
Küçük Zeyd'in yakın velisi
olan ana baba bir amcası Amr, küçük
kızı Hind'i mehri misliyle
şahitler huzurunda Zeyd'e nikahladıktan sonra Zeyd baliğ olmazdan evvel ölse,
Hind, Zeyd'e vâris olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ,
43
Nikâhlandırmada veli ve söz sahibi olmak şöyle
sıralanmıştır ve sebepleriyle dörttür. Aynı zamanda velilik yetkisi kimler
hakkında olduğu ve olabileceği metinde geçmektedir.
A) Yakınlık
: Metinde geçtiği gibi veraset üzere oğlu, oğlunun oğlu ve babası gibi
sırayı takip etmektedir.
B) Mülkiyet
sebebi olan ise, köle ve cariyenin efendisi veya hanım-efendisidir. Bunlar köle
ve cariyelerini azat etmeden istediklerine nikahlayabilirler.
C) Velâ
sebebiyle veli : Birbirlerine vâris olabilecek şekilde kendilerini
hayatlarında karşılıklı korumaya ve cezalarını çekmeye ahdetmiş ve
anlaşmış olan kimselerin biri diğerinin velisi demektir.
D) imamet sebebiyle
olan veli : Millete ve devlete hâkim olan Devlet Reisi, hâkim ve
müftü gibi söz ve yetki sahipleri kimsesizleri evlendirme hakkında söz
sahipleri ve velileridirler.
Kadın deli olduğundan nikâhının sıhhati oğiunun veya
oğlu olmadığı zaman babası ve diğer yakmlarnıın veraset sırası ile
nikahlamaları ile caizdir, aksi takdirde caiz değildir.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd, akîı ermez şekilde deli
olan kızı Hind'in oğlu olmadığından Amr'e nikâhla verse, bu nikâh sahih olur
mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 56
Aklı ermez derecede deli olan
'Hind, kendini Zeyd'e nikâhlasa, bu nikâh sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALÎ EFENDİ,
38
Aklı ermez derecede deli oîan
Zeyd, Hind'i nikâhlasa, bu nikâh sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz ALİ EFENDİ,
3S
Son iki fetvada kendileri söz
sahibi olmadıklarından ve velileri tarafından nikâhları da kıyılmadığından
sahih değildir.
Yâni. nesebi belli olmayan ve velisi bulunmayan küçük
kız ve oğlanın velisi hâkimi şer'idir ve bu velilik hakkı sıra ile en son hak
sahibidir.
'
İLGİLİ FETVALAR
Hâkimden başka velisi olmayan
küçük Hind'i (kadını) hâkim nehri misliyle dengi Amr'e nikâhlasa. kıyılan bu
nikâh sahih olur mu?,
ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDfi
Küçük Hind'in yakın akrabası
olan teyzesinin oğlu Amr hazır iken, hâkim küçük kızı Amr'in izni oimadan
nikâhla evlendirmeye kadir jolur mu?,.. "
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ- 43
Hâkimden başka velisi olmayan
küçük Hind'i, Hâkim mihri misliyle dengi olan Zeyd'e nikahlandırdıktan sonra
Hind, bâliğa olduğunda kendi ihtiyariyle şahitler dikip baliğ olma
muhayyerliğinden dolayı hâkimini nikâhını Zeyd'in huzurunda hâkime
feshettirmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZÎYE, 42
Küçük Hind'in yakın akrabası olan ana, baba bir
amcasının oğlu Zeyd, müddeti seferden uzak olan diğer memlekette olsa, başka
velisinden akrabası da olmasa, diğer akrabalardan baba bir, amcasının oğlu Amr
bulunmakla, Amr, Hind'i dengi Bekir'e mehri misliyle nikâhla evlendirse, Zeyd
(ana baba bir amcasının oğlu) geldiğinde benim jjLz-. Bi
bulunmadı diye kıyılan bu nikâhı feshetmeye kadir olur mu?..T
ELCEVAP... Olmaz.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/349-355.
Nikâhla evlendirme ve evlenme hakkında evlenenlerin ve
denklerini bulmaları ve bu husustaki her türlü yetki velinin hakkıdır-
Dengine varmıyaniann
nikâhını velisi feshettirebilir.
İLGİLİ FKTVALAR
Bâliğa Hind. kendini yakm
akrabası olan ana. baba bir amcası Amr'in izni olmadan dengi olmayan Bekir'e
nikâhla varsa lâkin Bekir'den çocuk doğurmasa. Amr lamcasıi, razı olmayıp
Hind'i Bekir'deki hâkime ayırtmaya kadir olur mu?...
ELCEVAP.. Olur. ALİ
EFENDİ, 39
Bâİiğa Hind. kendinin dengi
olan Salih Zeyd'.e şahitler huzurunda nikâhia vardıktan sonra bir müdd-.'t
geçince Zeyd fâsık ve fâcir olsa. Hind'in -babası Amr, Zeyd mücerret fâsık
olmakla dengi değildir diye itiraz edip kıyılan bu nikâh: feshetmeye kadir olur
mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 4(1
Birinci fetvâde dengi
olmadığından velinin hakkı nafizdir. Fakat ikinci fetvada dengine varan bâîiğa
kızın hakkında velisinin sözü câri değildir.
Ancak babası nıüslüman olan Zeyd. babası ve dedesi
müiîti-man olan Hind'e denk olur mu?....
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE,!
Babası ve babasının babası
asien hür olan Zevd, aslen hürre
Hind'e denk olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCEJI 58
Babası müslüman olmayan kendisi
hidâyete erişmiş müslüman
Zeyd. babası müslüman olan
Hind'e denk olur mu?,..
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCEJ57
Müslüman olup,
lâkin Kibdi olan Zeyd, şerefli ve
keremlilenden:
-Amr'in kızı Hind'e denk olur
mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCEJ
Zira çok zaman iyi huylu ve namuslu insanların kızları
sâliha olur. Terbiyesiz ve ahlâkı güzel olan kız fâsık olan erkeğe denk olamaz.
Yaşayışlarında zıtlık olduğundan mes'ut bir yuva kurulamaz. Binaenaleyh sâliha
kadın fâsık erkeğin dengi olmadığından verilir ve nikâhla evlendirüirse. büyük
cürüm içlenmiş olur.
İLGİLİ FETVALAR
Salih ve âlim olan Zeyd'in
kızı Hind'e, şarap İçmeye devam edip câhil olan Amr küfv (denk) olur
mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ABDURRAHİM, 16G
Râfizîden olan ehli bid'at
müsjüman Zeyd. mutteki olan Amr'in kn zı Hind'e denk olur mu?... ELCEVAP...
Olmaz. Bu surette Hind, kendini Zeyd'e nikâhlasa bu nic.
ahih olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
HAMİŞİ BEHCE, 58
Zeyd, Sulahâdan Amr'in küçük
kız: Hind'i nikahlamak istediğinde bazı kimseler Zeyd sâlih ve dindardır
demeleriyle Amr (kızın babası), Hind'i Zeyd'e nikâhla verdikten sonra Zeyd'in
şarâp içici olduğu meydana çıksa, Hind Bâîiğa olduğunda razı olmamakla hâkime
müracaat edildiğinde hâkim Hind'i Zeyd'den ayırmaya kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 59
Mehir ve nafaka temininden âciz olan erkek laKİr olan
kıza denk olmazsa, zengin olan kıza ve kadına hiç denk olamaz.
İLGİLİ FETVA,,
Âlim ve şerefli olmayan,
mehri muaccel ve nafakaya da iktidarı olmayan Zeyd, şerefli ve zengin olan
Hind'e denk olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 46
Mehri muaccel ve nafakaya
kadir olmayan Zeyd, Hind'e küfv (denk) olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz ABDURRAHİM,
C. 1, 166
Hind, küçük kızı Zeynebi dengi olmayan Amr'e nikâhla
yerse, kıyılan bu nikâh'sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİME, 47
İtiraz hakkının olmaması velilerin yakınlıklar: müsavi
olursa-dir, şayet sonra itiraz eden daha yakın olur ve esas hak sahibi şeklinde
mukaddem olursa, onun itiraz hakki vardır.
İLGİLİ FETVA
Küçük Hind'in babası Amr,
sefer müddetinden uzak olan başka memlekette olduğundan küçük Hind'in bahasının
babası Bekir küçük Hind'i dengi Beşir'e şahitler huzurunda nikâhlasa, Amr (baba)
geldiğinde benim iznim bulunmadı diye kıyılan nikâhı feshetmeye kadir olur
mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 43
Küçük Hind'in yakın akrabası
olan ana. baba bir amcası Zeyd, mehri misliyle dengi Amr'e nikâhlasa, Hind'in
diğer velisi Bekir mücerred velisi olmakla razı olmayıp kıyılan bu nikâhı
feshetmeye kadir olur mu?.-.
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 41
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka
El Ebhur Tercümesi, Merhaba Ofset Yayınları 1/356-359.
Fudûlî nikâh - Gıyabi nikâh demektir ki: bazı
kimselerin evlenme imkânları güç olduğu zamanlarda bu yolda kıyılan nikâha baş
vurulur. Meselâ: Bir adam alıp alacağım bütün kadınlar boş olsun, boşadım gibi
Ölçüsüz konuşma neticesinde bu bizzat ağzıyla ve sözüyle ikrar ederek evlenmesi
güç ve imkânsız olduğundan birisi gıyaben vekili olur. bunun namına bir kadını
nikâhla ahverir. Kıyılan bu gıyabî nikâhı duyan bu muzdar adam fili ile rıza
gösterir ve böylece evlenme imkânı sağlanmış olur.
AÇIKLAYICI FETVALAR
Zeyd. Hind'e (bir kadına) her
ne zaman seni nikâhla alırsam benden boş ol dese sonra da Hind'i nikahlamak
istese. Kind Zeyd'e fudûlî (gıyabî) nikâhla nikâhlansa ve Zeyd ancak filî ile
kabul etse, şer'i kurtuluş yolu olarak Hind boş olmamış olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
HÂMİSİ BEHCE, 60
Fudûlî nikâha muhtaç olan
Zeyd. Hind'i nikahlamak istediğinde ve ağırlık namı altında Hind'e şu kadar eşya
gönderip sonra Amr' Hind'i (hediye gönderen) Zeyd'e gıyaben nikahladıktan sonra
Zeyd sözüyle kabul etmeyip fili ile kabul etse. Zeyd'in bu şekilde Hind'e hediye
ve. ağırlık göndermesiyle kıyılan bu nikâha halel gelir mi?...
ELCEVAP...
Gelmez. IÎEHCE. (il
Zeyd. Hind'i sâhidler huzuruna." gaip olan Amr'e
fudûii - Gıyabi olarak nikâhla verse. Bt-kir de Amr ıt;;r. fudûlî olarak
kabul ettikten sonra. Hind ve Amr haber aldıklarında kıyılan bu nikâhı caiz
görüp razı olsalar kıyılan bu nikâh sahih olur mu?...
ELCEYAP... Olur.
İÎEHCE, 60
Zeyd. Balığa Hind'in izni
olmadan şu kadar (bir miktarı para mehir söyleyerek Amr'e nikâhlasa
sonra Hind bu nikâha vâkıf olduğunda cevaz verse (razı olsaj, bilâhiro
Hind cevazına nadim olsa. kıyılan bu nikâhı feshetmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz ALİ
EFENDİ, 29
Zeyd, âkil ve hâliğ olan oğlu Amr'e .gıyaben Hind'i
nikâhlasa. Amr vâkıf olduğunda kabul etmeyip red edince, kıyılan bu nikâh bâtıl
oîur mu?...
ELCEYAP... Olur.
HAMİŞİ KEHCE. 60
Dikkat edilirse Fudûlî -
Gıyabî nikâhın sıhhati hakkında gıyaben nikâhı kıyılan erkek ve kadımı: rıza ve
cevazına bağlıdır.
Küçük Zeyd'in babas; Amr balığa Hind'i, Hind'in izni
olmadan Zeyd'e nikâlılasa, kıyılan bu nikâh sahih olur mu?... .
ELCEVAP... Olmaz.' ALİ
EFENDİ, 30
Hind, Zeyd'e beni şu kadar
para mehir ile nikâhla diye izin verse ve Zeyd'de şahitler huzurunda Hind'i o
kadar para mehir ile nikâhlasa. kıyılan bu nikâh sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ
EFENDİ, 29
Küçük Hind'i, yabancıdan olan
Zeyd. yakın velisi olan anası Zeynebin izni olmadan mehri mislivle den eti Amr'e
nikâhîasa ve sonra 2 nebin haberi olduğunda kıyılan bu nikâha icâze ve
rıza gösterse. Kıyılan bu nikâh nafiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. AJLİ
EFE.VD1, 30
Küçük Hind yabancıdan Zeyd,
velisinin izni olmadan Amr'e nikâh-lasa sonra velisi rıza göstermeden Hind
bâliğa olsa, Hind, rıza ve icâze vermeyip kıyılan bu nikâhı feshetmeye kadir
olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ,
30
NİKÂHDA
VEKİLLİKLE İLGİLİ FETVALAR
Hind, kendini Amr'e
nikahlatmak İstediğinde Bekir'i nikâhlamaya vekil etse ve Bekir de iki şahit
huzurunda Hind'i Amr'e nikâhlasa, kıyılan bu nikâh sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 59
Nikâhda vekâlet, alırken ve
verirken şâhidlerin hazır olması şart değil ancak asıl ve vekillerin nikâhı
kıymaları ânında \ akarda zikredilen şahitlerin ve şartların bulunması
lâzımdır.
Hind, kocası Zeyd'i bazı
zamanlarda nikâh tazelemek için vekil ettiğinde iki şahit huzurunda vekillik
vermesi lâzım mıdır?...
ELCEVAP... Değildir.
Bu surette Hind, kocası
Zeyd'i nikâh tazelemek için vekil etse ve Zeyd de kabul -ettikten sonra Zeyd
Hind'i bu şekil üzere nikâh tazelediği mecliste işitici iki şahidin hazır
o-raası lâzım mıdır?...
ELCEVAP... Lâzımdır.
BEHCE, 59
Fethul kadir adlı eserin
«nikâhda vekâlet» bahsinde de vekillik alma ve verme ânında şahitlerin hazır
olması şart değil, nikâh kıyma ânında şahitlerin hazır olması şarttır, diyerek
zikredilmiştir.
Hind, Zeyd'e seni bütün
işlerime vekil ettim deyip bu şekilde vekil ettikten sonra Zeyd, Hind'i izin ve
müsaade almadan oğlu Amr'e nikâh-lasa, Hind vâkıf olduğunda kabul etmeyip red
etse, kıyılan bu nikâh bâtıl olur mu?...
ELCEVAP... Olur
BEHCE, 60
Hind, kendini Zeyd'e
nikahlamak için Amri vekil etse lâkin Amr, Hind'i Zeyd'e nikâhlamayıp Hind'in
iznini almadan Bekir'e nikâhlasa. Hind vâkıf olduğunda kabul etmeyip red etse,
kıyılan bu Jıikâh bâtıl olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEVZİVE
Hind. kocası Zeyd'e her ne
zaman beni talâkla boşarsan yine kendine beni nikâhlamaya seni vekil ettim
deyip Zeyd de kabul ettikte»] sonra Zeyd Hind'i evvelâ bir talâkı bâyinle
boşayıp sonra şahitler huzurunda Hind'i kendime nikahladım dese, bu sözle nikâh
sahih jolup Hind'-3e, karı koca muamelesine kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 5!)
Bu fetvanın hükmü üç talâk
vermezden evvel câridir. Üç talâkdan sonra hüllesiz tekrar nikahlama hükmü
olamaz.
Zeyd, kız kardeşi bâlifa
Hind'i Hind'in izni olmadan Amr'e nikahladıktan sonra Hind vâkıf olduğunda anam
Zeyneb razı olursa; bende izin verdim dese. mücerret böyle demekle Hind kıyılan
bu nikâha izin vermiş olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
Bu surette Hind o sözden
sonra izin vermeyip red etse,] kıyılan bu nikâh bâtıl olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
60-01
Zeyd, Hind'i vekilliğiyle
gıyaben Amr "e nikahlayıp sonra' kıyılan bu nikâha izin verilmeden Amr ölse.
Hind Amr'e vâris olur my?...
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCE, 61
Hind, kendini şu kadar (belli
miktarda) para mehirle Zeyd'e nikahlaması için Amr'i vekil ettikten sonra Amr
Hind'i o kadar paradan az mehir konuşarak Zeyd'e nikâhlasa, Hind vâkıf olduğunda
kabul etmeyip red edince kıyılan bu nikâh bâtıl olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ,
29
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/360-263.
MEHİR : Evlenme sırasında kadına ödenen mal, para,
ziynet vesaireye mehir denir. Erkeğin kadına rağbet gösterdiği samimiyeti
bildirir bir bahşiş ve bir vergisinden ibarettir ve bu mehir nikâhın
hükümleriyle ilgilidir. Mehir çok lüzumlu ve aranın bağı İçin faydalı bir
şeydjirl
Mehrin ; sadak, nihle.
atiyye, ükr, ecir ve fariza gibi bir çok İsimleri vardır.
Mehir; kadının misli olan
diğer bir kadıma meselâ: Halası veya kız kardeşinin mehri gibi mehir takdirine
mehri misil, mehrin peşin verilen kısmına «mehri muaccel» veresiye kalanına da
«mehri müeccel» derler. Mikdarı belli olarak konulan ve kararlaştırılan mehre de
«mehri müsemmâ» derler.
Mehrin meşruluğunu beyan eden
lslâmî hükümlerden bâzıları şunlardır :
(Aldığınız) kadınların
mehirlerini yürekten isteyerek ve (Allah) C.C.'mnJ bir atiyye (si) olarak verin.
Bununla beraber ondan birazım gönül hoşluğu ile size bağışlamış olursa, onu da
içinize sine sine (afiyetle,rahatça) yeyin.» Nisa Süresi; 4.
«Mehrin en hayırlısı en ehven
olanıdır.» Ebû Dâvud ve Hâkim.
Yani nikâh kıyüırken mehri hiç zikretmeden veya mehir
yoktur diyerek mehir konuşmadan ve söylemeden kıyılan nikâh sahih ve
makbuldür. Zira mehir kadına cima karşılığında verilmesi meşru olan
Islâmın beyan ettiği hükümlerdir. Fakat nikâhın sıhhati İçin şart
değil evlenenler arasında sevgi ve muhabbetin artmasına sebep olan bir
atiyyedir. Binaenaleyh atiyye zikredilmeden veya
kadının mehir şartı koymadan kocasına varması halinde nikâh sahih olur.,
İLGİLÎ FETVA
Zeyd, Hind'i mehir konuşup
belli etmeden şahidler huzurunda ni-kâhlasa, bu nikâh sahih olur mu?
ELCEVAP... Olur.
ABDÜKKAHİM, C. 1, 153
Mehir konuşulup ve nikâh kıyıldıktan sonra karı koca
yalnız bir odada kalırlarsa, velevki cimada bulunmasınlar o kopuşulan mehir
kadınındır. Binaenaleyh halvette, yalnız ikisi bir odada kaldıktan sonra cima
etmese de boşanma ve Ölüm sebebiyle ayrılma olursa, konuşulan mehrin tamamı
kadının hakkıdır. Zifafa girildiğinde hastalık gibi haller olur da
cima imkânı olmazsa, konuşulan mehrin yarısını alabilir. Cimaya manî hal
olmadıkça mehrin tamamı kadının hakkıdır-
İLĞİLÎ FETVALAK
Zeyd, Hind'i şu kadar (belli
bir miktar) para mehir olarak konuşarak nikahlayıp zifafa girdikten sonra Zeyd
Hind'i talâkı bâyinle bo-şasa sonra Zeyd o mehri vermeden Hind'i şu kadar para
mehir konuşarak tekrar nikahladıktan sonra Zeyd ölse, Hind, kıyılan birinci ve
ikinci nikâh zamanında konulan mehrini Zeyd'in terekesinden almaya kaadir olur
mu?
.
ELCEVAP... Olur
FEYZİYE ve ALİ EFENDİ, J48 - 47
Zeyd, Hind'i, şu kadar (belli
miktar) parayı mehir konuşarak nikahlayıp halveti sahiha bulunduktan sonra
(kan, koca beraber yalnız başına bir odada bulunduktan sonra) Zeyd, Hind'i cima
etmeden talâkla boşasa, Hind konuşulan mehri Zeyd'den istediğinde Zeyd mücerret
cima etmedim diye vermemeye kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 48
Zeyd, Hind'i şu kadar para
mehir konuşarak nikahladıktan sonra ifaf vâki olup lâkin Zeyd hasta olmakla cima
mümkün olmayıp Hind'i alâkla boşasa Zeyd, konuşulan mehrin yarısını Hind'e
verirken Hind azı olmayıp tamamını almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE
Zeyd, Hind'i şu kadar apra
mehir konuşarak nikâhla aldıktan sonra nikâhlı iken Zeyd sıhhatmda Hind'in
mehri üzerine şu kadar para ziyade etse ve Hind de kabul ettikten sonra Zeyd
ölse, Hind, Zeyd'in terekesinden konuşulan mehirden ziyadeyi
almaya kaadir olur mu?... ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 47
Zeyd, Hind'i bir muayyen mülk
olan evi, bahçesi ve şu kadar muayyen eşyayı mehri muaccel olmak üzere
nikahladıktan sonra Zeyd ölse, Hind, o ev, bahçe ve eşyayı almaya kaadir olur
mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ
EFENDİ, 47
Zeyd, Hind'i, şu kadar kuruş
mehri müeccel (veresiye kalan mehir) ile konuşarak nikahladıktan sonra halveti
sahil- : {karı. kocanın yalnız başına bir odada kalmaları) vâki olup lâkin duhul
ve cima bulunmadan Zeyd Hind'i boşasa, Hind, konuşulan mehrin tamamını Zeyd'den
almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. İBNÎ NÜCEYM,
32
Zeyd, Hind'i şu kadar mehir
konuşarak nikahlayıp ve halveti sahiha bulunduktan sonra cima etmeden Zeyd
Hind'i talâkla boşasa, derhal Hind, Zeyd'den konuşulan mehrin tamamını almaya
kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
Bu surette Hind'e Zeyd'den
iddet lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ÎBN1
NÜCEYM, 43
Zeyd, Hind'i şu kadar elbiseleri mehri muaccel (peşin
mehir) olmak üzere nikahlayıp o elbiseleri Hind'e verdikten sonra Zeyd, duhul
ve halvetten evvel Hind'i talâkla boşasa, Zeyd, o elbiselerin yarısını Hind'den
geri almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALÎ
EFENDİ, 48
Zeyd, Hind'i şu kadar para
mehri muaccel (peşin) su kadar para mehri müeccel (veresiye) konuşarak
nikahladıktan sonra Zeyd. Hind'e bir şey vermeden ve duhul vç halvetten evvel
Hind'i talâkla boşasa. Hind konuşulan mehri muaccel ve müeccelin yarısını
Zeyd'den almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
HAMİŞİ BEHCE, 68
Yâni nikâh kıyıhrken mehir konuşulmaz veya emehir
yoktur» diyerek nikâh kıyılır ve böyle olduktan sonra birisi ölür veya zifafa
girilirse, mehri misil lâzım olur. Mehri misi] hakkında geniş izahat biraz
ileride verilecektir.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd, Hind'i şahitler
huzurunda nikâhlasa lâkin mehir konuşulmasa, sonra Zeyd. Hind'e dahil olduktan
sonra bir şey üzerine rızalaşma-dan Hind'i talâkla boşasa. Hind. Zeyd'den ne
kadar mehir alır?...
ELGEVAP... Mehri misil alır.
ALİ EFENDİ, 46
Zeyd, Hind'i şahitler
huzurunda nikahladıktan sonra mehir konuş-mayip ve sonra bir şey üzerine
nzalaşmadan Zeyd ölse," Hind Zeyd'in terekesinden ne kadar mehir
alır?...
ELCEVAP... Mehri misil alır.
ALİ EFENDİ, 46
Zeyd, yabancı Hind'i itip
düşürse ve ondan dolayı Hind'in bekâreti zail olsa, Zeyd'e tâzir ve Hind'in
mehri misli lâzım olur mu?... ;
ELCEVAP... Olur. NETİCE
ve FEYZİYE, 54-59
Küçük Hind. küçük Zevneb'in
fercine değnek sokup bekâretini izâle etse, Hind'e ne lâzım olur?...
ELCEVAP... Mehri misil
lâzım olur. BEHCE, 68
Yâni mehri misli bekâreti
gideren Hind'den Zevneb'in alması lâzımdır.
Müt'a icabeden hükümleri açıklayıcı fetvalardan
bâzılarını ve müt'anın izahını yapmak gerekmektedir.
Zeyd, Hind'i mehir söylemeden
nikahlayıp sonra duhul ve halvetten evvel Zeyd Hind'i tadlık etse, Hind Zeyd'den
bir nesne almağa kaadir
olur mu?...
ELCEVAP... Mut'a alır
ABDURRAH1M, 192
İLGİLİ
FETVALAR
Zeyd, Hind'i mehir konuşmadan
şahitler huzurunda nikahlayıp zifaftan evvel Hind'i talâkla boşasa, Zeyd'in
Hind'e müt'a vermesi vacip olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
Bu surette müt'a dedikleri
elbiselerden nedir?... ELCEVAP... Gömlek, başörtüsü ve
elbisedir. BEHCE, 68
Zeyd, Hind'e namzet olduğunda
(nişanlandığında) mehri muaccel (peşin mehir) nâmına Hind'e şu kadar eşya (belli
bir miktar eşya) gönderip, sonra Hind'i nikahlamadan vaz geçse, Zeyd, bu
eşyaları Hind'den geri almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ
EFENDİ, 51
Zeyd, nikâhla alması haram
olan Hind'i şu kadar para mehir ko-nuşmasiyle nikahladıktan sonra ve zifaftan
evvel Zeyd ölse, Hİnd, Zeyd'in terekesinden, mehir ve hisse nâmına bir şey
almaya kaadir olur mu?... ELCEVAP... Olmaz. FEYZİYE, 54
Müt'anın verilmesini âmir
olan hükmü ilâhî meali şöyledir : «Kadınları cimâdan ve kendilerine bir mehir
takdirinden önce bo-şarsanız size bir günah yoktur. Onlara, zengin olan kendi
kudretince, fakir olan da kendi kudretinoe olmak üzere' müt'a verin.» Bakara,
236, «Boşanan kadınlara maruf veçhile müt'a vardır.» Bakara, 241.
Mehir olarak konuşulan elbise, hayvan, Kur'an tâlimi ve
malûm, zamanda mehir mukabilinde çalışmak gibi şeylerle kıyılan nikâh-dan sonra
kadının mehri misil hakkını alabilmesini beyan eden açıklayıcı fetvalar :
İLGİLİ
FETVALAR
Zeyd, Hind'i bir câriye ile
şu şekilde bir altın bilezik mehri muaccel olarak konuşmasiyle nikahladıktan
sonra vermeden ölse. Hind, zik-rolunan câriye ve bileziğin orta olanlarını veya
orta olanların kıymetlerini Zeyd'in terekesinden almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. FEYZİYE VE
ALİ EFENDİ, 51 - 48
Zeyd, Hind'i şu isimde bir
çift-altın bilezik mehri muaccel olarak konuşmasıyla nikahlayıp ve duhul
ettikten sonra vermeden Zeyd Ölse, Hind o bileziğin orta olanını yahut orta
olanının kıymetini Zeyd'in terekesinden almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 48
Zeyd, Hind'i şu kadar muayyen
elbiseleri mehri muaccel olarak konuşmasıyla nikahlayıp ve duhul edip o
elbiseleri Hind'e verdikten sonra Amr (başka bir adam}, bu elbiselere sahip
çıkıp isbat ve hükümden sonra Hind'den alsa. Hind bu elbiselerin kıymetlerini
Zeyd'den almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 48
Zeyd, Hind'i nikahladıktan
sonra Hind mehri muaccelini (peşin mehrini) almadıkça kendini Zeyd'e temkin
(teslim) den çekinmeye kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ABDTJRRAHİM,
C. 1, 188
Kur'an-ı Kerimi öğrenme ve
öğretmenin nikâhda konuşulan işenirden sayıldığına delil olarak şu mealdeki
mübarek hadis'i şerif de beyan edilmiştir ve bir sahabeye Rasûiüllah şöyle hitap
etmiştir.
«Haydi git onu (o kadını)
sana bildiğin Kur'an mukabilinde verdim, git onu (o kadını) sana verdim, ona
Kur'andan (bir şeyler) Öğreti ver.» Buharı, Müslim.
İşte metinde geçen elbise ve
hayvan emsi beyan edilmediği zaman mehri misil keza Kur'an talimi ve bir sene
hizmet mukabilinde nikâh-lanüdığında yine mehri misildir. Fakat elbise ve
hayvanın cinsi beyan edilmediği takdirde bunların kıymetlerini almak da caizdir.
Yukardaki Fetvalarda aynı hüküm zikredildi.
Zeyd, cariyesi Hind'i .şu kadar kuruş
mehir konuşarak Amr'c nikahladıktan sonra o mehri Amr'e bağışla?:
:slama sahih olur mu?...
'
ELCEVAP... Olur. ÎBNİ
NtCEYM, 43
Bir kadın ve erkeğin halvette (her ikisinin bir
odada i kalmaları anında, cimâya mâni haller metinde geçtiği
üzere hissi ve ser'i olmak suretiyle iki kısımdır.
Hissî mâni :
Hastalık, küçüklük ve çelimsizliktir.
Şer'i mâni : Farz plan namaz,
farz oruç. farz olsun, nafile olsun mutlak haccın İhramı, hayız ve nifastır.
Kadın ve erkeğin yanlarında
erkek ve kadınlardan bir kimse bulunması takdirinde velevki kör, uyuyucu veya
çocuk olsun halvete mâni olduğu gibi hiç bir kimse bulunmaması suretinde karı.
kocanın birinde zikrolunan mânilerin biri bulunması da halveti şahikaya
mânidir.
İLGİLİ
FETVALAR
Zeyd, sekiz yaşında olan kızı
küçük Hind'i şu kadar parayı (belli bir miktar parayı) mehir konuşarak Amr'e
nikahladıktan sonra zifaf vâki olup lâkin Hind çelimsiz olup, cimâya takati
olmamakla cima bulunmadan Amr Hind'i talâkla boşasa, Amr'e konulan mehrin yarısı
mı lâzım olur, yoksa tamamı mı?...
, ELCEVAP..
Yarısı. BEHCE, 67
Bu fetvanın ifade ettiği
hüküm metnin yukarısında geçmiştir ve ilerde de zaman zaman gelecektir. Hissî
mâni olduğu için mehrin yarısı lâzımdır.
Zeyd, Hind'i şu kadar parayı
mehir olarak konuşup nikahladıktan sonra halveti sahiha vâki olup hissen, şsr'an
ve tâb'an cimâya mâni yok iken Zeyd Hind'i cima etmeden talâkla boşasa, Hak
konuşulan mehrin tamamını Zeyd'den almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
Bu surette Hind'e
iddet lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE,r
Zeyd, Hind'i su kadar para
mehir konuşarak nikahladıktan sonra zifaf vâki oîup. İâkin, Hind'in ferci kapalı
olup cima mümkün olmamakla Hind'i talâkla boşasa. Zeyd. konulan mehrin yarısını
verirken Hind razı olmayıp tamamen almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ
EFENDİ, 49
Cimâya mâni hal bulunduğundan
halvette bulunulsa da mehrin ya-nsı lâzım olur. Fetvanın anlamı bu demektir.
Yâni hayası burularak erkekliği ölmüş bir erkek veya
erkeklik âleti olan zekeri, bekâreti gideremiyecek derecede küçük olan ve
in-nîn diye vasıflandırılan bir erkekle cimâya mânisi olmayan bir kadın halvette
veya zifafta bulunurlarsa, boşanmaları neticesinde kadın mehrin tamamını alır.
Zira kadının hiç bir taksiratı olmadan erkek kadının kıymetini düşürmüş ve zifaf
olmuştur.
İLGİLİ
FETVALAR
Zeyd. Hind'i şu kadar para
mehir söyliyerek nikahladıktan sonra halveti sahiha vâki olsa, lâkin Zeyd innîn
olmakla cimâya kaadir olmayıp sonra Hind'i talâkla boşasa Hind konulan mehrin
tamamını Zeyd'den almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 49
Hind, Zeyd'in innîn olduğunu
bilmeden kendisini şu kadar parayı ehir söyleyerek Zeyd'e nikâhlasa sonra
Zeyd'in innînliği meydana çıkmakla Hind Zeyd'i halcime bir sene tecil
ettirdikten sonra bir sene geçip Zeyd Hind'e vasıl olmamakla Hind kendini hâkime
ayırt ettirdiğinde halveti sahiha bulunmakla Hind, konuşulan mehrin tamamını
Zeyd'den almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP.. Olur. BEHCE,
6G
Zeyd, Hind'i bakire olmak
üzere şu kadar para mehri müeccel (veresiye bırakılan mehir) konuşarak
nikâhîay]" halveti sahiha bulunduktan sonra Hind'in bakire olmadığı meydana {_
makla Zeyd Hind'i talâkla boşasa, derhal Hind, konuşulan mehrin uanamini
Zeyd'den almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 66
Zeyd, bâliğa Hind'i şu kadar
para mehir söyliyerek nikahladıktan sonra halveti sahiha vâki olup lâkin Hind'in
cimâya mâni bir hali yok iken Z^yd Hind'i cima etmeyip sonra Hindi talâkla
boşasa, Hind, söylenen mehri tamamen Zeyd'den istediğinde Zeyd mücerret cima
etmedim diye tamamen vermemeye kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEVZİYE, 60
Zeyd, Hind'i nikahladıktan
sonra ve duhulden evvel ölse,
Hind'e vefat iddeti lâzım olur mu?... ELCEVAP... Olur.
Bu surette Hind ölen Zeyd'in
terekesinden mehrin tamamını almaya kaadir olur mu?,..
.
ELCEVAP... Olur İBNİ
NÜCEYM, 39
Zeyd, Hind'i nikahlayıp
halveti sahiha bulunduktan sonra -Hind'i talâkla boşasa, Hind'e iddet lâzım olur
mu?...
ELCEVAP... Olur.
İBNİ NÜCEYM, 26
îddet hakkında geniş malûmat
bahsi geldiğinde verilecektir.
Kadın bağışladığı için efendiye bir
kısmım almak üzere | dına baş vurup isteme ve alma hakkı veriliyor.
İLGİLİ FETVA
Zeyd, karısı Hind'e bir
miktar, elbiseler gönderse ve Hind de aldıktan sonra Zeyd, Hind'i talâkla
boşadığmda o elbiseleri Hind'e mihri mukabilinde vermiştim dese ve Hind
bağislamışdm dese ve iki tarafın da şahitleri olmasa, söz hangisinindir?...
ELCEVAP... Zeyd'indir.
FEVZİYE, 60
Zeyd'in cima ettiği zevcesi
Hind, Zeyd'in zimmetinde olan üç bin para (veya lira) mehrini Zeyd'e bağışlasa
sonra Zeyd. Hind'in (karımın) benim zimmetimde üç bin para (veya lira) mehri
vardır diye ikrar ve şahit dikse Hind kabul ve tasdik ettikten sonra Zeyd Hind'i
talâkla boşasa, Hind mehrini Zeyd'den istediğinde Zeyd ^mücerred bağışlayayım»
demiştin diyerek vermemeye kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 58
Kesin olarak «bağışladım»
demediği için kadın vermiş olmaz. Binaenaleyh vermeyince de mutlaka hakkını
alabilir.
Zeyd, Hind'i şu isimde şu
kadar (belli bir miktar) elbiseleri, mehri muaccel (peşin mehir) olarak konuşup
nikahladıktan sonra Zeyd'in babası Amr o isimde o kadar elbiseleri kendi
malından teberru olarak Hind'e verse, Amr nadim olup o elbiseleri Hind'den geri
almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ
EFENDİ, 54
Zeyd, Hind'i yirmi bin para
(veya lira) mehir konuşarak kendine nikahlamasını Amr'i vekil ettikten sonra Amr
Hind'i Zeyd'e otuz bin para (veya lira) mehri müeccel (veresiye kaîan mehir) le
nikahlayıp sonra Zeyd bilmedeki Hind'e dahil olduktan sonra bildiğinde kıyılan
bu nikâha reddetse, Hind'in mehri misli yirmi bin para (veya lira) olmakla 2eyd
Hind'e yirmi bin para (veya lira) yi verirken Hİnd, mücerred vekilin otuz
bin para (veya lira) ik nikahladı diyerek yirmi bin para (veya Ura) dan fazla
bir şey almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 51
Zeyd. Hind'i yirmi bin para
(veya lira) mehir konuşarak nikahlayıp duhul etlikten sonra nikâhlı iken Zeyd
ihtiyaten Hind'i yirmi bin para (veya lira) mehir söyleyerek tecdidi nikâh edip
sonra Hind'i talâkla boşasa, Zeyd. evvelce kıyılan nikâh anındaki yirmi bin
para meh-rini Hind'e verirken Hind kanaat etmeyip yazıldığı üz< ikinci
tecdidi nikâh samanında mehir namına söylenen yirmi bin para (veya lira) yi da
Zeyd'den almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCE, 67
Nikâh kıyılırken söyleri en şarta riayet etmek şarttır.
Riayet edilmediği takdirde söylenen sözlerin ve bağlanan şartların hükümleri
icra edilir. Hatta nikâhtan sonra bile kadınların bâzı haklarına kocaların
riayet etmesi lâzımdır.
İLGİLİ
FETVALAR
Zeyd, karısı Hind'i diğer
karısından olan büyük kızı Zeyneb'îc bir odada oturtsa, Hind, Zeyd'e ben
Zeyneb'le oturmam, beni kapısı kapalı başka bir odada oturt demeye kaadir olur
mu?...
ELCEVAP... Olur. NETİCE,
60
Zeyd, bir belde halkından
olan Hind'i o beldede nikahladıktan sonra Zeyd. Hind'i rızası olmadan sefer
müddetinden uzak oîan diğer beldeye götürmeye kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALÎ EFENDİ, 59
Zeyd. bir kasaba halkından
Hind'i nikahladıktan sonra Zeyd Hind'i sefer mesafesinden uzak olar. kendi
beldesine götürmek istediğinde Hind razı iken akrabaları biz razı obuayız diye
men'e kaadir olurlar mı?..
ELCEVAP.... Olmazlar. ALİ
EFENDİ, 59
Zeyd. namzedi i nişanlıyı) olan Hind'e mehri muaccel
nâmiyle bir inek verse, lâkin nikâh-kıyılmadan Zeyd Ölse. verese ineği Hind'den
almaya kaadir olurlar mı?...
ELCEVAP...
Olurlar. FEYZİYE, 64
Zeyd, namzedi (nişanlısı)
oian Hind'e mehri muaccel nâmiyle şu kadar para verdikten sonra nikâh kıyılmadan
Hind ölse. Zeyd, o gerdiği meblâğı Hind'in terekesinden almaya kaadir olur
mu?..,
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYEJ
Zeyd. Hind'i bakire olmak şartiyle şu kadar para mehir
konuşarak nikahlayıp ve duhul ettiğinde Hind'i bakire bulmayıp dul bulmakla
Zeyd Hind'i talâkla boşasa. Hind konuşulan o mehri Zeyd'den tamamen almaya
kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Konuşulan
mehir mukabilinde mehri mislinden fazla olsa, mehri misil alır, fazlayı almaz.
Diğer bir cevap: Bakireliği
için şart koşulan ve konuşulan mehir, mehri misilden fazla söylendi ise. mehri
misil alır. fazlasını almaz.
FEYZÎYE, 53
Gizli olarak konuştukları mehire
şahitler hazır olup, malum olmadığı müddetçe alenî konuşulan mehir muteberdir1 v
o şahitler huzurunda alenî konuşulandan fazla veya eksik olamaz. Anca.
e\*velce gizli konuşulan mehir, şahitler huzurunda olursa esas
olur.
İLGİLİ FETVA
ZeydT Hind'i sekiz yüz kuruş
(veya sekiz yüz lira) mehir söyleyerek iki şahit huzurunda gizli nikahlandıktan
sonra altı bin iki yüz kuruş mehir söylemek suretiyle, de aienî nikahlayıp alenî
söyleneni işittiklerine dair Zeyd ve Hind ittifakla şahit dikseler bu takdirde
ikinci, kıyılan nikâhta (alenî olan ikinci nikâhta) söylenen mehir lâğvolup
birinci nikâhta söylenen sekiz yüz kuruş (veya sekiz yüz h'ra) dan fazîa Hind
için mehir namına Zeyd üzerine bir şey lâzım olur mu?...
ELCEVAP...*Olmaz.
BEHCE, 65
Nikâhı fasit; şahitsiz kıyılan nikâh veya bir şahit
huzurunda kıyılan nikâh, muharramad babında £eçen neseben veya
Radâen (süt emme) yoluyla nikâhlanmaları haram olanların
nikâhları, kadının iddeti bitmeden kıyılan nikâh ve bunların emsali gibi sahih
ve caiz olmayan nikâhlardır.
îşte böyle sahih olmayan
nikâhla bilerek veya bilmeyerek nikâh-lanıhr ve cima vâki olursa, zina yapılmış
olur ve ayrılmaları zaruridir. Binaenaleyh ayrılma neticesinde kadın için mehri
misil hakkı vardır. Şayet cima vâki olmazsa hiç bir hakkı yoktur.
1LGÎLİ FETVALAR
Zeyd, kendisine nikâhla
alması haram olan (süt kız kardeşi, süt annesi ve teyzesi gibi nikahlaması
haram olan) Hind'i şu kadar para mehir söyliyerek helâl olmak zanniyle
nikahlayıp cima ettikten sonra tefrik olunsa, Hind, Zeyd'den söylenen
mehri tamamen almaya kaadir olur mu?. ELCEVAP... Mehri misil ile söylenenden
azını alır ALİ EFENDİ, 4S Zeyd, nesep cihetinden kız kardeşi Hind'in süt kızı
Zeyneb'i şu kadar para mehri müeccel (veresiye kalan mehir)
söyleyerek nikahladıktan sonra duhulden evvel (cima etmezden evvel )Zeyneb
Zeyd'den tefrik olunsa, Zeyneb Zeyd'den mehir namına bir şey almağa kaadir olur
mu?. ELCEVAP. .Olmaz.
ALİ EFENDİ, 4Î
Hind'in kocası Zeyd, başka
memlekette iken Amr Hind'in kocası olduğunu bilmemekle Hind'i nikahlayıp
cima ettikten sonra Zeyd gelir Hind'i Amr'den tefrik ettirse.
Hind'e Amr'den iddet lâzım olur mu?... ELCEVAP... Olur. İBN1 NÜCEYM,
Zeyd, zina ettiği Hind'in süt
kızı Zeyneb'i şu kadar para mehir söy leyerek nikahlayıp cima ettikten sonra
Zeyneb Zeyd'den tefrik olunsa Zeyneb söylenen mehri Zeyd'den almaya kaadir olur
mu?...
ELCEVAP... Mehri misli ile
söylenenden azını alır. ALİ EFENDİ, 4İ
Hind, Zeyd'i emme müddetinde
emdirdikten sonra Zeyd bâlig oldu ğunda bilmfyerek Hind'i şu kadar para mehir
söyleyerek nikahlayıp ci mâ etse sonra şahit ve delille emdiği sabit olduğunda
Hind Zeyd'den tef rik olunsa, Hind konuşulan mehri Zeyd'den almaya kaadir olur
mu?..
ELCEVAP... Mehri misü ile
konuşulandan azını alır.
ALİ EFENDİ, 4!
Zeyd, karısı Hind'i üç
talâkla boşadıktan sonra Zeyd hülle ettir meden Hind'i şu kadar para mehir
söyleyerek (tekrar) nikahlayıp v cima edip Hind Zeyd'den tefrik olunsa, Hind
konuşulan mehri Zeyd'deî almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Mehri misil
İle konuşulandan azını alır.
ALİ EFENDİ, 5ü
Zeyd'e, süt kardeşi Amr'in
süt kızı Hind'i nikahlaması caiz olur mu?. ELCEVAP... Olmaz.
Bu surette Zeyd.. bilmiyerek,
Hind'i şu kadar para mehir konuşmasıyla nikahlayıp cima etse sonra emişine
şahit ve delil ile sabit olup Hind Zeyd'den tefrik olunsa, Hind konuşulan mehri
Zeyd'den almaya kadir lur mu?...
ELCEVAP... Mehri misil ile
konuşulandan azmi alır. BEHCE, 68
Zeyd, zina ettiği Hind'in süt
kızı Zeyneb'i şu kadar para mehir konuşmasiyle nikahlayıp halvetten sonra
cimâdan evvel Zeyneb Zeyd'den efrik olunsa, Zeyneb Zeyd'den
mehir namına bir şey almaya kadir lur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE, 55
Zeyd,k arısı Hind'in ana.
baba bir halas: Zeyneb'i Hind ile (bir nikâh altında) cem'i caiz ve helâl olur
zannıyla şu kadar para mehir ko-nuşmasiyle Hind'in üzerine nikahladıktan sonra
ve duhulden evvel Zeyneb Zeyd'den tefrik olunsa, derhal Zeyneb Zeyd'den mehir
nâmına bir şey almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
Ölen Zeyd'in karısı Hind.
iddeti bitmeden (dört ay den) kendini Amr'e nikâhlasa. kıyılan
bu nikâh sahih
ELCEVAP... Olmaz.
Zeyd, ölen Amr'in karısı
Hind'i iddeti içinde şu kadar para mehir konmasiyle nikahladıktan sonra duhulden
evvel Zeyd Ölse, Hind Zeyd'in terekesinden mehir ve hisse nâmına bir şey almaya
kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 56
Zeyd, ölen Amr'in karısı
Hind'i iddeti içinde şu kadar para mehir konuşmasiyîe nikahlayıp cima etse sonra
Hind Zeyd'den tefrik olunsa, Hind konuşulan mehri Zeyd'den almaya kaadir olur
mu?...
ELCEVAP... Mehri misil ve
konuşulandan azını alır.- FEYZİYE, 56
Dört karısı olan Zeyd,
(beşinci karı olarak) Hind'i de şu kadar para konuşmasıyla nikahlayıp dahil
olduktan sonra Hind Zeyd'den tefrik olunsa, Hind, mehri misil ile konuşulan
(mehirden) azını Zeyd'den almaya kaadir olur mu?... ELCEVAP...
Olur. FEYZtYE, 57
NETİCE. 55
gün geçme-.ur mu?... FEYZİYE,
33
Hind'in kocası Zeyd, başka
memlekete gittikten sonra Hind Jîendi-fıi şu kadar para mehir konulmasıyla Amr'e
nikâhlasa. sonra Arar Hind'i cima etmeden Zeyd (eski kocası) gelip Hind'i
Amr'den tefrik ettirse, Hind Amr'den mehir nâmına bir şey ahnaya kaadir olur
mu?...
ELCEVAP... Olmaz
EYZİYE, 49
Cima edilmiş olsa. metinde ve
yukarıdaki hükümler gereğince mehri misil alır.
Yâni mehri misli denklik ve emsali şekilde mehrin
müsavilik itibarı kadının babası tarafından olan kadınlardır. Binaenaleyh
metinde geçen zaman, mekân vt_- güzellik gibi şartlar göz önüne alınarak' mehri
raisi! takdir olunur.
İLGİLİ FETVA
Hind'in mehri mislinin
bilinmesi lâzım olduğunda ne ile malûm olur?...
ELCEVAP... Babası tarafından
olan kadınlara kıyasla malûm olur.
ALİ EFENDİ, 50
Hind'in mehri mislinin bilinmesi
lâzım oisn. lâkin babası tarafından kadınlardan kimsesi olmazsa,
Hind'in mehri misli kime kıyasla malum olur?...
ELCEVAP... Uzaktan olan ve
Hind'e mümasil olan kadına kıyasla malum olur. ALÎ EFENDİ, 50
Mal ve eşyalarda veli, vekil* ve vâsi oian şahıslar
olduğu gibi nikâh ve mehir hakkında da olabilir. Binaenaleyh mehir hususunda
vekil ve vâsi olanlar, kocasından alıp karısına vermekle ve
verdirmekle vazifeli kimselerdir. Aksi takdirde kendisi tazmin eder.
.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd, vâsisi olduğu kız
kardeşi küçük Hind'i şukadar para mehri muaccel konuşmasıyla dengi
Amr'c- nikahlayıp zikrolunan mehri muacceli
aldıktan sonra Hind bâliğa olduğunda zikrolunan o mehri mü-semmayı (konuşulan
mehri) kocası Amr'den istemeyip kardeşi Zeyd'den almaya kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. İBNİ
NÜCEYM, 47
Zeyd, kız kardeşi küçük
Hind'i şu kadar para mehri muaccel konuşmasıyla Amr'e nikâhlasa ve zikrolunan
mehri aldıktan sonra Hind bâliğa olduğunda zevci Amr'den İsteme ve almaya kaadir
olur mu?... ELCEVAP... Olur.
Bu surette Amr'in (zevcin)
Zeyd'e verdiği para Zeyd'in elinde mevcut olunca Amr o meblağı Zeyd'den almağa
kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. İBNİ
NÜCEYM, 48
Zeyd, küçük kızı Hind'i Amr'e
şu kadar para mehri muaccel konuşmasıyla nikahlayıp o konuşulan mehri Amr'den
alsa, küçük kız bâliğa olduğunda Amr Zeyd'in (babasının) aldığını saymam bana o
mehri tekrar vermeyince kendimi sana teslim etmem demeye kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 54
Zeyd, küçük oğlu Amr'e Hind'i
şu kadar para mehir konuşmasıyla nikahladığında mehri
tazmin edeceğini üzerine aldıktan
sonra Amr küçüklüğünde ölse, Hind mehrini Zeyd'den
(babadan) almaya kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 54
Mehri muaccel (peşin mehir) le konuşularak nikâh
kıyilırsa, kadının isteme ve alma hakkı olduğundan kadına teslim edilmediğinde
kadın için teslim olmama ve bunun gibi metinde, zikredilen hak ve yetkiler
kendine bağlıdır.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd, Hind'i şu kadar kuruş
mehri muaccel konuşmasıyla nikahlayıp sonra vermeden Hind'e duhul etse, Hind o
mehri eline alıncaya kadar kendini Zeyd'den menetmeye kaadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
Bu surette Hind kendini
Zeyd'den men etmekle Hind'in nafaka ve kisvesi Zeyd'den sakıt olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. İBNİ
NÜCEYM, 41-42
Zeyd, küçük kızı Hind'i yüz
kuruş mehri muaccel (peşin mehir) ve ikiyüz kuruş mehri müeccel (veresiye kalan
mehir) konuşmasıyla Amr'e nikahlayıp sonra Zeyd zikrolunan muaccel (peşin) yüz
kuruşu Amr'den istediğinde Amr Hind'i bana teslim etmedikçe vermem demeye kaadir
olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. Zira bu
miktarın peşin verilmesi şart olduğundan hak kadınındır. İBNİ NÜCEYM, 42
Zeyd, kızı bakire ve bâliğa
Hind'i şu kadar mehri muaccel konuşmasıyla Amr'e nikahlayıp ve Hind'i Amr'e
teslimden evvel vekâlet almadan zikrolunan mehri muacceli almaya kadir olur
mu?...
ELCEVAP... Olur. İBNİ
NÜCEYM, 29
Hind, kendim Zeyd'e nikahladığında mehrini talâk yahut
ölüm vaktine tecil etse, sahih olur mu?...
ELCEVAP... Olur. İBNt
NÜCEYM, 34
Zeyd. bir* karyede sakin olan
Hind'i nikahlayıp ve duhul edip sonra mehri muaccel (peşin mehir) verir ve
Hind'i o karyeye yakın kenjü beldesine götürmek istediğinde
Hind kaçınmaya kadir olur * mu ?...
ELCEVAP... Olmaz. ÎBNİ
NÜCEYM, 46
Zeyd, erkeklerin maslahatına
sâlih olmayan küçük kızı Hind'i şu kadar para mehri muaccel konuşmasıyla Amr'e
nikahlayıp sonra Zeyd bu meblâğı Amr'den istediğinde Amr Hind'i bana teslim
etmedikçe vermem dese, hâkim bu mehri Zeyd'e ver diye Amr'e cebretmeye kadir
olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
Bu surette Zeyd Amr'den
nafaka namına bir şey istemeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
İBNİ NÜCEYM, İ7
Hind, kocası Zeyd'in
zimmetinde olan mehrini muayyen bir vakta tecil etse, sahih ölür mu?...
ELCEVAP... Olur.
Bu surette Hind tecil vakti
gelmezden evvel bu mehri Zeyd'den almaya kadir olur mu?...
ELCEVAP.;. Olmaz. İBNİ
NtCEYM, 42-43
Zeyd, Hmd'i şu isimde şu
kadar elbiseleri mehri muaccel olarak konuşmasıyla nikahlayıp sonra vermeden
Hind'e duhul etse, Hind Zeyd'e dilerse o elbiselerin orta olanlarını yahut orta
olanların kıymetlerini ver demeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
NETİCE, 52
Mehrin aslı ve miktarı hakkında karı koca ihtilâf
ettiklerinde hak sahibi kimin olacağı duruma göre metinde izah edilmiştir. Fakat
açıklayıcı fetvalarla daha iyi anlaşılacağından birkaç fetva zikredelim.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd, dâhil olduğu kansı
Hind'i talâkla boşadığında Hind Zeyd'den konuşulan mehrim şu kadardır diye dâva
ve Zeyd şu kadar noksandır diye dâva edip her iki tarafın şahit ve delilleri
*elmasa, Hind'in mehri^ misli Zeyd'in dediği miktara müsait olunca Zeyd
yeminiyle tasdik olunur mu?...
ELCEVAP... Olunur. FEYZİYE,
52 Zeyd, Hind'i şu kadar para mehir konuşmasıyla nikahlayıp duhul ettikten sonra
nikâhlı iken Zeyd Hind'in mehri üzerine şu kadar para ziyade edip Hind de kabul
ettikten sonra Zeyd Hind'i talâkla boşasa, Hind Zeyd-:den mehri müsemmayı
(konuşulan mehri) ve ziyâdeyi almaya kadir olur mu?
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE
Zeyd, ölüp karısı ve diğer
veresesini terk ettiğinde Hind, Zeyd'in zimmetinde olan mehrim şu kadar paradır,
diye dâva ve diğer verese şu kadar noksandır diye dâva edip iki tarafın şahit ve
delilleri olmasa, Hind'in mehri de olmasa, Hind'in mehri misli Hind'in
dediği miktara müsait olunca, Hind yemini ile tasdik olunur mu?...
ELCEVAP... Olunur. ALİ
EFENDİ, 56
Zeyd, karısı Hind ile
konuşulan mehri müeccelin (veresiya kalan mehrin) miktarında ihtilâf edip Hind,
mehrim bin paradır diye dâva ve Zeyd beşyüz paradır diye dâva etse ve iki
tarafın şahit ve delilleri olmasa, yeminlerinden sonra Hind'in mehri misli ile
hükmoiunur mu?...
ELCEVAP...
Olunur.
"
Bu surette yeminlerinden
sonra beyinlerindeki nikâh fesholunur mu?...
ELCEVAP.;. Olunmaz.
İBNİ NÜCEYM, 39
Hind, ölüp kocası Zeyd'i ve diğer veresesini terk
ettiğinde diğer verese Hind'in konuşulan mehri'yirmi bin paradır diye dâva vq
Zeyd ancak sekiz bin paradır diye dâva ve her iki tarafın şahit ve delilleri
olmasa, Hind'in mehri misli ancak sekiz bin para olunca söz han-gisinindir?...
ELCEVAP... Zeyd'indir;
Hind jftdükten sonra kocası
Zeyd Ölüp Hind'in veresesi Zeyd'in veresesinden Zeyd'in zimmetinde olan mehri
müsemması (konuşulan mehri) şu kadardır diye dâva edip ve Zeyd'in veresesi su
kadar noksandır dese ve her iki tarafın şahit ve delilleri olmasa, söz
hangisinindir?... ELÇEVAP... Zeyd'in. veresesinindir. ALİ EFENDİ, 57
Zeyd, nişanlısı Hind'e mehri muaccel nâmına şu kadar
para verip Hind de bu meblâğı kendi masrafına sarfederek istihlâk ettikten sonra
Zeyd Hind'i nikâhlamaktan vazgeçse, Zeyd verdiği o meblâğı Hind'e tazmin
ettirmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur HAMİŞİ BEHCE,
68
Zeyd, Hind'e nişanlandığında
Hind'e nişan nâmına bir yüzük hediye etse sonra nikahlanın azdan evvel yüzük
Hind'in elir.de zayi olsa, Zeyd o yüzüğü Hind'e tazmin ettirmeğe kadir olur
mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
HAMİŞİ BEHCE, 68
Zeyd, namzedi (nişanlısı)
Hind'e yenen eşya ^^insinden şu kadar eşya hediye etse, Hind de istihlâk
ettikten (h - ^diktan ve yedikten) sonra Zeyd Hind'i nikâhla almaktan vazgeçse,
!l bu verdiği eşyaları Hind'e tazmin ettirmeye kadir, olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. AH EFENDİ,
52
Hind, kocası Zeyd'e
tarafımdan akrabana hediye et diye şu kadar (bir miktar) elbiseler verse lâkin
Zeyd, elbiseleri hediye etmeyip elinde iken Hind'i talâkla boşasa, Hind
elbiseleri Zeyd'e temlik etmiş değil iken Zeyd yukarıdaki şekil üzerine
vermekle*» mülküm olmuş olur diye vermemeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 52
Bir insan bir şeyi hediye
etti mi geri almaya ve vermemeye hakki; yoktur. Hediye edileni yerine ifa
etmeyen olursa vebal ona aittir. Yoksa hediye eden vermesi ve verdiği zaman
gerisin geri almaması gerekir. Fakat teslim etmediğinde vermeme hakkı da fetvada
beyan edildiği gibidir.
MEHİRLE İLGİLİ MUHTELİF
FETVALAR :
Bekâr olan Zeyd. falan işi
işlersem alıp alacağım boş olsun
ten sonra Zeyd o işi işlese
sonra Hind'i şu kadar (belli miktaij) para mehir konuşmasıyla
nikahlayıp cima etse. Hind Zeyd'den boş olui
ELCEVAP... Olur.
Bu surette Hind, Ze\Td'den
mehri misiî ile mehri müsemman 'nuşulan mehrin) yarısını almaya kadir olur mu?..
ELCEVAP./. Olur. NETİCE, 55
Bu fetvada zikredilen
kimsenin nikâhının imkân yolu Fudûlî nikah faslında beyan edilmiştir.
Zeyd, Hind'i şu kadar para
mehir konuşarak nikahlayıp duhul ettikten sonra Zeyd Hind'i mükrehen (zor
karşısında) talâkı bâyinle bo-şasa. Hind konuşulan mehri Zeyd'den almaya
kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. NETİCE VE
FEYZİYE, 53
Zeyd. dahil
olduğu karısı Hind'i talâkla boşadıktan
sonra Hind, Zeyd'den konuşulan mehrim şu kadardır diye dâva ve delil dikse
Zeyd de şu kadar noksandır diye dâva edip delil dikse, Hind'in mehrr misli
Zeyd'in dediği miktara müsait olunca Hind'in delili evlâ olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
NETİCE, 52
Zeyd, talâkı ric'î ile
boşamış olduğu karısı Hind'i iddeti içinde şu kadar para mehir konuşmasıyla
nikâhlasa, Zeyd, Hind'e müracaat olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
Bu surette kıyılan bu nikâhda
konuşulan mehir Zeyd üzerinjş vacip olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE, 56
Zeyd, Hind'i şu isimle şu
kadar elbiseleri mehri muaccel konuşarak nikahladıktan sonra vermeden Hind ölse,
Hind'in diğer veresesi o elbiselerin orta olanlarından yahut orta olanların
kıymetlerinden hisselerini Zeyd'den almaya kadir olurlar mı?
ELCEVAP
Olurlar. ALİ EFENDİ, 49
Zeyd, Amr'e «Kızım Hind'i şu
kadar para mehri muaccel ve nikâhla sana şu kadar çehiz elbiseleri ile vereyim»
demekle Arar de Hind'i mehri muaccel mislinden fazla o kadar para mehri muaccel
ile mkâhla-ö meblâğı Zeyd'e teslim edip sonra Zeyd, Hindi Amr'e verdiğinde o
kadar çehiz elbiseleri vermese Amr Zeyd'e bu şekil üzere verdiği paradan
Hind'in mehri mislinden fazlasını Zeyd'den geri almaya kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 51
Küçük Hind'in "yakın velisi
olan anası Zeyneb, Hind'i şu kadar para mehir konuşarak Zeyd'e
nikahladıktan.sonra Hind duhulden evvel bâliğa olup bâliğa muhayyerliği ile
kıyılan bu nikâhı hâkime feshettirirse, Hind Zeyd'den mehir nâmına bir şey
almaya kadir olur mu?............
ELCEVAP... Olmaz. ALİ
EFENDİ, 52
Küçük Hind'in yakın velisi
olan anası Zeyneb, Hind'i dengi olan Zeyd'e mehri misli
olan şu kadar para mehri müeccelle (veresiya kalan mehirle) konuşarak
nikâhlasa, Zeyd de Hind'i cünâ ettikten sonra Hind bâliğa olup, kıyılan bu
nikâhı bâliğaiık muhayyerliği ile hâkime feshettirse, Hind, konuşulan mehri
Zeyd'den şer'an almaya kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALÎ EFENDİ,
52
Küçük Zeyd'in yakın velisi
oian anası Hind, Zeyneb'i Zeyd'e mehri misli olan şu kadar para mehri müeccel
konuşarak nikahladıktan sonra Zeyd, küçük iken duhulden evvel ölse, Zeyneb
konuşulan mehri Zeyd'in terekesinden almaya kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ
EFENDİ, 52
Zeyd ölüp, karısı Hind'i ve
diğer veresesini terk ettiğinde diğer verese Hind'in ZeycTin zimmetinde olan şu
kadar para mehrini terekede olan paradan verirlerken Hind razı olmayıp (mehri)
karşılığında «terekeden bir ev alırım» demeye kadir olur mu?.,.
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFENDİ,
55
Zeyd, sıhhatmda Hind'i şu
kadar para mehri müecceli (veresiye kalan mehri) konuşarak nikahladıktan sonra
Zeyd'in borçları terekesinden fazla olduğu halde ölse. Hind, zikroiıman mehirle
alacaklıların taksiminde dahil olur mu?....
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 50
Borçları terekesinden fazla
olduğu halde ölen Zeyd'in alacaklıları Zeyd'in terekesini
alacaklarımıza göre taksim edelim dediklerinde Zeyd'in karısı Hind razı .olmayıp
mehrimi terekeden tamamen alırım demeye kadir olur
mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALÎ EFENDİ
Zeyd, sıhhatmda Hind'i şu
kadar para mehir konuşarak nikahladıktan sonra Zeyd'in borçları terekesinden
fazla olduğu halde ölse, Hind terekeden konuşulana isabet eden miktarı almak
istediğinde diğer alaül il!; caklılar terekenin hepsini biz alırız demeye kadir
olurlar mı?...
ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 55-56
Hind, kendini şu kadar para
mehri muaccel ve şu kadar para mehri müeccel konuşmasıyla Zeyd'e nikahlayıp
mehri muaccelini (peşin mehrini) aldıktan sonra Hind talâk ve ayrılıktan
evvel murat ettiği mehri müeccelini (veresiye kalan mehrini) Zeyd'den almaya
kadir olur mu?... ELCEVAP... Olmaz. ÎBNÎ NÜCEYM, 45-46
Zeyd, bir kasabada sakin olan
Hind'i nikahlayıp ve duhul edip mehri muacceli (peşin mehri) verdikten sonra
Zeyd'Hind'i rızasız sefer müddetinden az (yakın) diğer beldeye götürmeye kadir
olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
İBNİ NÜCEYM, 35
Zeyd, karısı Hind'i talâk'ı
ric'i ile boşadığında Hind iddeti içinde mehri müeccelini (veresiye kalan
mehrini) Zeyd'den almaya kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. İBNİ
NÜCEYM, 34
On yaşında olan küçük Hind'i
yakın velisi olan anası Zeyneb mehri misliyle dengi Amr'e nikahladıktan sonra
halveti sahiha vâki olup Hind'in cimâya takati varken Zeyd Hind'i cima etmeyip
sonra Hind'i talâkla boşasa, Hind bâliğa olduktan sonra mehrini Amr'den tamamen
istediğinde Amr mücerret cima etmeden talâk vermekle yarısını veririm deyip
tamamen vermemeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 54
Müslüman olan Zeyd, Nasraniye
(Hıristiyan) Hind'i şu kadar para mehir konularak nikahladıktan sonra Zeyd ölse,
Hind Zeyd'in terekesinden mehrini almak istediğinde Zeyd'in veresesi mücerret
sen Nasraniye (Hıristiyan) olmakla mehir lâzım olmaz diye hiç bir sebep
olmadan vermemeye kadir olurlar mı?.,.
ELCEVAP...
Olmazlar. FEYZÎYE, 57
Bu fetvadan şu hükümler
anlaşılmaktadır. Nikâh bahsinde geçtiği üzere ehli kitaptan olan kadını müslüman
erkeğin nikâhla alması câiz-idi. Binaenaleyh nikâh caiz olunca nikâhla alâkalı
mehir, muta ve diğer karı koca hakları da aynı şekilde caiz ve takdir edilen
mehrin verilmesi de lâzımdır.
Zimmi (vatandaş) olan Zeyd,
Nasraniye (Hıristiyan) Hind'i şU' kadar para mehir konuşarak nikahladıktan
sonra duhul ve halvetten evvel Hind Şerefi İslâm ile müşerref olsa sonra Zeyd'e
îslânı arz olunduğunda Zeyd çekinmekle Hind Zeyd'den tefrik olunsa, Hind
konuşulan mehrin yarışım Zeyd'den almaya kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCEJ!
, Zeyd, ölüm hastalığında
karısı Hind'in on kuruş mehri üzerine doksan kuruş daha ilâve etse ve sonra
Zeyd ölse, diğer verese ma göster-meyince Hind ilâve olunan doksan kuruşu da
terekeden (kalan maldan} almaya kadir olur mu?...
ELCEVAT... Olmaz.
BEHCE, 66
Zeyd, karısı Hind'i talâkı
bâyinle boşadıktan sonra Hind, Zeyd'İn zimmetinde olan mehri müeccelini
(veresiye kalan mehrini) malum olan zamanla tecil etse, Hind zamanı gelmezden
evvel mehrini Zeyd'den' almaya kadir olur mu?...
ELCEVAP... Oîur. BEHCE, 65
ÇEHİZLE İLGİLİ FETVALAR :
Eşrafı nasdan olan Hind, kızı
Zeynebi ere verdiğinde Zeyneb'e bir miktar cebiz verip sonra Zeyneb ölüp Hind'i
ve diğer veresesini terk ettiğinde Hind (anası) bu elbiselerin bazısı için şu
kadar elbiseleri emanet olarak vermiştim diye dâva ve diğer verese de
bağışlamıştın diye dâva etse lâkin diğer verese iddialarına bîr delil
dikemeseler ve Hind iddiasına delil dikince o eşyayı müstakil olarak almaya
kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
69
Eşraftan olan Zeyd, kızı
Hind'e cehiz nâmına bazı eşya verdikten sonra Hind ölüp, Zeyd'i ve diğer
veresesini terk ettiğinde Zeyd bu eşyaları ariyet olarak vermiştim deyip ve
diğer verese bağışlamıştın deyip, Zeyd. iddiasını isbat edemezse Zeyd (kızın
babası) yeminle bu eşyaları müstakil olarak almaya kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
MÂMtŞİ BEHCE, 70
Orta halli insanlardan Zeyd.
kızı Hind .re verdiğinde Hind'e bir miktar cehiz elbiseleri verip sonra Zeyd bu
elbiselerin bazısı için şu elbiseleri ariyet olarak vermiştim deyip Hind hibe
etmiştin diye dâva edip lâkin dâvasını isbat edemezse, Zeyd yeminiyle
tasdik olunur mu?...
ELCEVAP... Olunur. ALİ
EFENDİ, 57
KARI KOCA HAKLARIYLA İLGİLİ
FETVALAR :
Orta halli insanlardan olan
Hind, kızı Zeyneb'i ere verdiğinde Zeyneb'e bir miktar çehiz elbiseleri verip
sonra Zeyneb ölüp Hind'i ve diğer veresesini terk ettiğinde Hind bu elbiselerin
bazısı için şu elbiseleri Zeyneb'e ariyet olarak vermiştim dese ve diğer verese
bağışlamıştın diye dâva etse lâkin iddialarını ispat edenıezseler Hind yemini
ile tasdik olunur mu?...
ELCEVAP... Olunur
ALİ EFENDİ, 57
Zeyd'İn karısı Hind,
Zeyd'İn evinden kaçıp kız kardeşi Zeyneb'in evine
varsa, Zeyd mehri muaccelini (peşin mehrini)
vermekle Hind'i evine götürmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALt
EFENDİ, 59
Zeyd. bir kasaba halkından
Hind'i nikahladıktan sonra Hind, Zeyd'İn izni olmadan diğer kasabaya gitse, Zeyd
Hind'in mehri muaccelim vermekle Hind'i o kasabadan birinci kasabaya götürmeye
kadir olur mu?... ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ, 59
Zeyd, Hind'i bir belde
mahallelerinden bir mahallede şu kadar para mehri muaccel ve şu kadar mehri
müeccel konuşarak nikâhlasa lâkin mehri muaccelini vermese. Zeyd Hind'i diğer
mahallede icarla tuttuğu eve götürmek istediğinde Hind mehri muaccelini
almayınca gitmem demeğe kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ
EFENDİ, 59
Mehri muaccel verilmeyen
kadının da kocası bir şehir ve .kasabadan diğerine götürmek istese söz yine
kadınındı. Mehri verildiği zaman yetki ve söz kocanındır.
_Zeyd. bir kasabada
nikahladığı Hind'in mehri muaccelini vermekle o kasabada müsîümanlar
mahallesinde mülkü olan evine götürmek iste-
diğinde Hind, mücerred o
mahallede birkaç kâfir evleri vardır bepsiz olarak gitmemeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. Bu suretle Hind. Zeyd'İn evine gitmeyip Zeyd'İn
izni olmadan bir müddet kendi evinde yalnız sakin olsa. o müddet içinde
Hind'in nafakası Zeyd üzerine lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENİ», 59
Bu fetvada çok dikkat edilmek
ve asrımızın yaşayış felâketlerini iyi bilmek ve amel etmek gereken husus
vardır.
Zeyd'İn karısının, ana baba
bir kardeşi Amr her gün Zeyd'İn evine varır olsa, Zeyd razı olmayıp Amr'i senede
bir kereden başka evine girmekten menetmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. Ancak senede
bir sefer gelebilir. FEY^İYE, 6C Zeyd'İn evinin birkaç tane odası olmakla
karıları Hind ve j Zeyneb': kapısı bir ve her ikisini başka başka odalarda birer
birer oturtmak istediğinde Hind razı olmayıp. Zeyd'e beni müstakil başka evde
oturt diye cebretmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 61
Bir belde- halkından Hind'in
kocası Zeyd. başka memlekete gitti ğinde Zeyd'e Hind'in öldüğü haber verilmekle
Zeyd o memîekettei Hind'in kıs kardeşi Zeyneb'i nikahlayıp duhul ettikten sonra
Hind dir olarak zahir olmakla Zeyneb Zeyd'den tefrik olunsa, Zeyneb'in iddet
bittikten sonra tecdidi nikâh etmeden Hind ile kan koce muamelesin1 kadir olur
mu?...
ELCEVAF... Olur.
ITEYZİYE, 61
Zeyd, karısı Hind'i babası
Amr iic sakin ciduğu büyük ev içinde odasının kapısı başka olan bir odasında
oturtsa ve Hind razı iken Hind'in akrabası Hind'i diğer eve naklet diye sebepsiz
olarak Zeyd'c cebretmeye kadir olurlar mı?...
ELCEVAP... Olmazlar.
FEYZİYE, 62
Zeyd'in karısı Hind, her gece
sarımsak yemek âdeti olmakla kötü kokusundan Zeyd müteezzi olsa. Zeyd, Kind'i
sarımsak yemesinden men-etmiye kadir olur mu?...
ELCEVAP.
Olur. FEYZİYE, 62
Zeyd'in karısı Hind'in ana ve
babası. Zeyd'in evine ziyaret ettikçe .Hind Zeyd ile geçim ve yaşama etmesin
diye kötü telkin ederlerse, derhal Zeyd, Hind'in ana ve babasını evine
girmekten men'e kadir olur mu?.. ELCEVAP... Olur. İBNİ
NtJCEYM, 44
Zeyd, bir kasaba halkından
Hind^i nikahladıktan sonra Zeyd Hind'i rızasız olarak sefer müddetinden (İS
saatten) uzak olan diğer beldeye götürmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. İBNt
NÜCEYM, 35
Zikroîunan ve zikredilecek
fetvaların her biri Ahkâmı Şeriyyeden kitap ve sünnetle teyid edilmiştir ve
delil beyan edilmiştir. Fakat çok uzayacağından zikredemedik, ancak birkaç
tanesini meâlen şöyle nakledebiliriz :
«(Boşanan) o kadınları
gücünüzün yettiği kadar, ikâmet ettiğiniz yerin bir kısmında oturtun, (evleri)
ballarına dar etmek (onları iddet-leri bitinceye kadar beklemeyip çıkmaya mecbur
etmek) için kendilerine zarar yapmayın. Eğer onlar yüklü (gebe) iseier
yüklerini koyuncaya (doğuruncaya) k.ıdar nafakalarını verin. Eğer (kendilerinden
olan evlâtlarınıza) «İzin faîâenize emdirirlerse onlara ücretlerini verin.
Aranızda (bu hususta) güzelce müşavere edin. Eğer güçlüğe uğrarsanız o halde
(çocuğu) onun (babanın hesabına) bir başka
(kadın) emzirecektir.
(Hâli, vakti) geniş olan,
nafakayı genişliğine göre versin. Rızkı kendisine daraltılmış bulunan -(fakir)
de nafakayı Allah (C.C.)'ın ona verdiğinden versin. Allah (C.C.) hiç bir nefsi
ona verdiğinden başkasını yük-lemez. Allah (C.C.) güçlüğün arkasından kolaylık
ihsan eder.» Talâk sûresi, âyet, 6-7.
«Ey îman edenler, kadınlara
zoria mirasçı--olmanız ve onları kendilerine verdiğiniz (mehir) den birazım
giderip (elinize geçire) bilmeniz için tazyik etmeniz size helâl olmaz. Meğer ki
arayı açacak bîr fuhuş irtikâp etmiş olsunlar, onlarla (kadınlarınızla) iyi
geçinin.» Nisa sûresi, âyet,, 19,
«Erkekler kadınlar
üzerine hakimdirler (ailenin reisleridirler).
O sebeple ki, Allah (C.C.) onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kadınlardan)
üstün kılmıştır. Birde (erkekler onlara) mallarından infak etmektedirler. İyi
kadınlar itaatti olanlardır. Allah (C.C.) kendi (hak) larını (Kur'an'ı Kerimde)
nasıl koruduysa, onlarda öylece göze görünmeyeni (erkek yok iken onun malını,
onun ve kendisinin şeref ve,.namusunu ve bir de ev sırlarım) koruyanlardır.
Şerlerinden ve serkeşliklerinden yıl-dığınız kadınlara gelince, onlara (evvelâ)
Öğüt verin, (yaz geçmezlerse), kendilerini yataklarında yalnız bırakın. (Yine
kâr etmezse) doğun. Size itaat ederlerse, aleyhlerinde bir yol aramayın. Çünkü
Allah (C.C|) ;çok yücedir. Çok büyüktür.»
«(Eğer karı ile kocanın)
aralarının açılmasından endişeye düşerseniz o vakit (kendilerine erkeğin)
ailesinden bir hakem, (kadının) ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar
barıştırmak isterlerse Allah (C.C) aralarındaki (dargınlık yerine geçime),
onları (uyuşmaya) muvaffak buyurur. Şüphesiz ki AHah (C.C.) hakkıyle bilicidir,
(her şeyin künhün-den) haberdardır.» Nisa Sûresi: 34-35.
«Anneler çocuklarını iki
bütün yıl emzirirler. (Bu hüküm) emmeyi tamam yaptırmak isteyen (ler) içindir.
Onların (annelerin) mâruf şekilde yiyeceği, giyeceği; çocuk kendisinin olan
(babaya) aittir. Kimse tâkatından ziyadesiyle mükellef tutulmaz.» Bakara
sûresi, 233.
Rasûlullah (S.A.V.)
meâlen şöyle buyuruyor : «Kadınlara hayır tavsiye ediniz.» Buhari, Müslim.
«Bir kimsenin diğer bir kimseye secde etmesini emredici olsaydım kocasına secde
etmesini kadına emrederdim.» Tirmizi.
Bu âyeti celiyle ve hadisi
şeriflerden başka pek çok hükmü ilâhi ve hükmü Rasûl mevcuttur. Daha geniş izah
ve beyanı nafaka bahsinde zikredeceğimizden bu kadarla iktifa ediyoruz.
Zeyd'in karısı Hind'in annesi
ve babası, her cumada Hind'i ziyaret için Zeyd'in evine geldiklerinde Zeyd'in
izni olmadan (Zeyd'in) evinde yatmaya kadir olurlar mı?...
ELCEVAP..'
Olmazlar. BEHCE, 71
Zeyd, Hind'e nişanlandığında
Hind'e nişan namına şu kadar eşya gönderip sonra Hind'i nikâhla almaktan
vazgeçse, Zeyd bu eşyaları elde mevcut olduğu takdirde Hind'den gerisin geri
almaya kadir olur mu....
ELCEVAP... Olur. BEHCE, 72
Zeyd'in karısı, Zeyd'in
döşeğinden bir batında üç erkek çocuk doğursa Zeyd Hind'e evvelki gibi karı koca
muamelesi etmek istediğinde Hind bir batında üç erkek çocuk doğurmamla sana
haram olmuş olurum diye Zeyd'i men etmeye kadir olur mu?...
ELGEVAF... Olmaz.
BEHCE, 74
Zeyd, karısı Hind'i babası
Amr ve anası Zeyneble bir odada oturtsa. Hind Zeyd'e ben Amr ve Zeyneb'lc
oturmam beni kapısı başka odada oturt demeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EKENDİ,
60
Zeyd'in karısı Hind, cumada
bir kerre ana ve babasının evlerine varıp onlan görmek istese, Zeyd Hind'i
meşru bir sebep yok iken men etmeğe kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz (zira
meşruiyyet dahilinde haftada bir sefer cuma günü ziyaret etmek kadının
hakkıdır). İBNi
NÜCEVM, 49
Bu fetvadaki hüküm,
zaruretler veya fevkalâde haller zamanında kadının hakkını engellemeye çalışan
kimselerin haksızlığını beyandır. Aslında iyilik ve huzur halinde iken bu
hususa riayet şartı mevzubahis olamaz. İktiza ettiği an ziyaret
edilebilir.
Zeyd, ölüm hastalığında mehri
misli ile Hind'i nikahlayıp duhul etmezden evvel Zeyd ölse, Hind Zeyd"e vâris
olup terekesinden mehir ve hisse almağa kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ABDÜRRAHİM, C. 1, 191
Zeyd, karısı Hind'i diğer
-karısı Zeyneb'le bir odada oturtsa, Hind razı olmayıp Zeyd'e beni kapısı başka
olan bir odada oturt demeye kadir olur mu?.;.
ELCEVAP... Olur. Al
EFENDİ. 60
Zeyd'in karısı Hind, cumada
bir kere ana babasının evlerine varıp onları görmek istese, Zeyd Hind'i
sebepsL olarak men etmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 60
Zeyd'in karısı Hind'in annesi
Zeyncb. her cuma'da bir kere gelip Hind'i (kızım) görmek istediğinde Zeyd.
Zeyneb'i sebepsiz olarak menetmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFENDİ,
61
Zeyd'in karısı Hind,
kabirleri ziyaret etmek için kabristana gitmek istediğinde -Zeyd Hind'i
menetmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ
EFENDİ, 61
Zeyd, karısı Hind'i talâkla
boşadıktan sonra Zeyd ile Hind sakin oldukları evde bulunup erkek ve kadınlara
yarayan eşya için Zeyd «benimdir» deyip Hind de «benimdir» deyip her iki
tarafın delilleri olmasa, söz hangisinindir?...
ELCEVAP... Zeyd'indir. ALİ
EFENDİ
Zeyd, Hind'e namzet olduğunda
(nişanlandığında) Hind'e mehri nıuaccel hamına *bir miktar yapağı verip Hind de
yapağıyı eğirip kilim dokuduktan sonra, Zeyd Hind'i tezevvüc etmekten vazgeçse,
Hind o yapağıyı Zeyd'e tazmin ederken Zeyd razı olmayıp «kilimi alırım» demeğ»
kadir ohır mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALt
EFENDİ, 64
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/368-397.
İlerde bahsinde köle ve cariyenin uzun izahı
gelecektir. Fakat burada tarifini yazmakta fayda mülâhaza olunmuştur.
KÖLE : Bu kelimenin Arabcada
geçen terimlerden meşhurlara; Abd, Rakık ve Memlûk kelimeleridir. Dâri Harbden
esir alman kâfirlere a-rabcada Rakık, Türkçede köle denir. Rakık kelimesi köle
ve cariyeye şamildir. Köle ve cariyenin taşıdıkları diğer isim ve hükümleri
bahsinde gelecektir.
Zeyd'in kölesi Amr, Zeyd'in izni olmadan Hind'i nikâhla
alsa, Zeyd (efendi) vâkıf olduğunda kabul etmeyip red edince kıyılan bu nikâh
bâtıl olur mu?
ELCEVAP... Olur.
Bu surette Zeyd Amr'i
sattığında Hind Zeyd'den mehir nâmiyle bir şey almaya kadir olur mu?
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFEYDİ,
C. 1, 31
Hind, cariyesi Zeyneb'i
kölesi Amr'e şahitler huzurunda nikâhlasa. kıyılan nikâh sahih olur mu?
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ,
31
Hind, Zeyd'in cariyesi
Zeyneb'i gıyaben Amtfe nikâhlasa, sonra Zeyd izin vermeden ölse, Zeyd'in
veresesi nikâha izin venneseler Zeyneb'e (cariyeye) sahip olup satmaya
kadir olurlar mı?
ELCEVAP... Olurlar. ALİ
EFENDİ, Sİ
Zeyd, Amr'in müdebbere
cariyesi Hind'i Amr'in izni olmadan şu kadar (malum mikdar) para mehir
söylemesiyle, nikâhlasa, Amr vâkıf olduğunda kabul etmeyip red edince kıyılan
bu nikâh bâtıl olur mu? ELCEVAP olur.
Bn surette Zeyd, kıyüan
nikâha binâen Hind'i cima etse,'Amr konuşulan o raehri Zeyd'den almaya kadir
olur mu?
ELCEVAP... Mehri misil ve
mehri müsemmaden azmi alır.
BEHCE, 61
Yâni cariyeye efendisi yaklaşdığmda ve cima etme ânında
me-! niyi ferçten dışanya attırmak hakki İmam'ı Âzam (R.A.)'a göre, ağayaj
aittir. İsterse ferce attırır, isterse fercden dışarıya attırır, tmameyne j göre
ise, câriye izin verirse fercden dışarıya attırabilir. izin vermediği j takdirde
dışarıya attıramaz.
Hürre kadının hakkı ise
tamamen elindedir. Yâni hürre kadının | kocası meniyi dışarıya attırmak için
karısının izin vermesi şarttır. Aksij takdirde rahimden dışanya attırmak caiz
değiidir. Zira kadının hakkıdır.
Rızık korkusundan veya buna
mümasil İslâm düşüncesine uygunj olmayan hattâ düşmanların nüfusun azalmasını
istemesi neticesinde çe-j şitli bulanık ve' küfür düşüncelerinden dolayı çocuk
yapmamak ve bil-j hassa rahimde cenin hâlinde çocuk meydana geldikten sonra
çocuk dü-j sürme ve düşürtmenin büyük günah ve vebal olduğunu Yüce Mevlâ (C.C.)!
Kitabı ilâbiyesinde meâlen şöyle beyan ediyor:
«Cahillik yüzünden
çocuklarını beyinsizce öldürenlerle Allah (C.C.)| m kendilerine ihsan ettiği
(halâl) rızkı, Allah (C.C.)'a iftira ederek, ha; ram sayanlar muhakkak ki maddi
ve manevî en büyük zarara uğramiş-j dır. Onlar şüphesiz ki, sapmışlardır ve
(ondan sonra) doğru yolu da bu-j lamamışlardır.»
En'am Süresi : Âyet, 140.
«Evlâtlarınızı fakirlik
korkusuyla öldürmeyin. Onları da sizi de bizi nzıklandırırız. Hakıykat. onları
Öldürmek büyük bir suçtur.» Isra sû-j resi : Âyet, 31.
Bu âyeti ceiiylenin İkisi de
eâhiliyyet devrinde işlenen cürümleri beyanetmektedir. Çeşitb' sebeplerden
dolayı kız çocuklarını öldürürler, diri diri toprağa gömerlerdi. Bâzıları rızik
endişesinden, diğer bir kısmı da kız çocukları onlar için bir zül olduğundan
gelin etmekte onlarca bir zül idi.
îşte böyle çeşitli küfür
düşünce ve hareketlerle Allah'ın (C.C.) lütfettiği canım yavruların insafsızca
canına kıyıyorlardı.
Islâmdan evvel geçen
ümmetlerde de çeşitli küfür ve zulüm sebebiyle yeni doğan çocukları ya
Öldürürler veya diri diri toprağa gömerlerdi.
Nitekim Mısır'da Firavun
devrinde doğacak erkek çocuklardan birisinin tahtını başına yıkacağı
söyleniyor. Bunun üzerine doğum yapacak kadınlar kontrol altına alınıyor ve
doğum olduğu zaman doğan çocuk kız olursa bırakırlar, oğlan olursa
öldürürlerdi. Kur'an'ı Kerim'de bu -gerçek kıssalarla uzunu zun beyan
edilmiştir. Fakat biz burada âyeti celiylelerden birinin mealini arzetmekle
iktifa edeceğiz: «kızlarınızı sağ bırakmak (yahut kadınlarınıza utanılacak türlü
fenalıklar yapmak) suretiyle size (atalarınıza) işkencelerin en kötüsünü
yükle-mekde devam eden Firavun hanedanından sizi kurtarmıştık. Bunda (bu azabda
ve kurtarmakda) Kabbinizden (gelen) sizin için büyük bir imtihan vardır.»
Bakaka sûresi; Âyet : 49.
Bu hakikatin daha genişini
öğrenmek istiyenler, Kur'an'ı Kerim'de Musa (A.S.) kıssası zikredilen âyet
tercüme ve tefsirlerini okurlarsa, uzuri uzun izahatı görmüş ve öğrenmiş
olurlar.
İşte yukarıda meallerini
naklettiğimiz âyeti celiylelerden öğreniyoruz ki, çocuk yapmadan veya doğan
çocukları yok etmek suretiyle çocuk yetiştirmeden kaçınanlar, sebep olarak
rızık, makam ve maddî endişe neticesinde Allah (C.C.) 'm lütfetmiş olduğu
nimetleri yoketmek sür|etİy-le nankörlükte ve Hz. Allah {C.C.)'a isyan bayrağını
çekmek tedirjejr.:
Bulunduğumuz asırda da çocuk
yapmamak için manevi mes'tüiyeti düşünerek imkâna başvurma yerine aynı câhiliyye
ve Firavun devrindeki insanları düşüncelerini sebep olarak gösteriyorlar.
;Müfus artışı böyle devam ederse, geçim daralır ve açlık, rızık darlığı ve
emsali fikirlerle doğum kontrolünü savunmaktadırlar.
Doğum kontrolü adı altında
kampanyaya başlamak, Ebül'Âla muhterem ve mücahidin beyanına göre 1&. asırda
Avrupa'da başlamıştır. Bu fikri ortaya atan ilk insan İngiliz iktisatçısı
MALTHUS'dur. O devirde İngiliz milleti içinde bulunduğu refah ve sâadetle
iktisâdı imkânların genişliği yüzünden normalden fazla bir çoğalma göstariyor.
İşte bu sebepten MALTHUS yer yüzünün ve geçim kaynaklarının hudutlu bulunduğu
artan insan kitlelerinin ise nerede duracağının bilinmiyeceği düşüncesinden
hareket ederek: «Eğer insan oğulları kendi normal çoğalma sür'atlerinin
akışında her türlü müdahaleden sarfınazar edilerek kendi haline terkediürse,
şüphesiz hudutlu olan yeryüzü bir gün onlara dar gelecek, geçim kaynakları da.
kuruyup azalarak ihtiyaçları karşı-lamıyacak şekilde kısırla saçaktır. Böylece
de geçim seviyeleri düşecek-tir-Bu yüzden insanlar maddî refah ve iktisadî
bolluğun devamı için çoğalmalarını mutlaka geçim kaynaklarına göre ayarlıyarak
doyurabileceği nisbette neslini çoğaltman ve bu ölçünün sınırını "da asla
tecâvüz etmemelidir.» diyor.
MALTHUS, bu neticeyi
gerçekleştirebilmek için milletine. «Nefsinize hakim olun, elden geldiği kadar
geç evlenin, hayvani arzularınıza mağlup olup, eğer evlenirseniz evlilik
hayatında arzularınızı gemleyin.» Tiav siyelerinde bulunuyor.
MALTHUS, bu
düşüncelerini ilk defa 179S'de kendisinin yayınlamakta olduğu
dergide «Nüfus artışı ve toplumun geleceğine etkisi» b bğı altında açıklamıştır.
Dikkat edilirse, yukarıdaki
âyeti celiylelerdeki Firavun ve keferelerinin görüşü ile İngiliz iktisatçısı
kâfirin görüşü aynı açıdaçhr Binaenaleyh, «Nikâh bahsi» adı. altında
naklettiğimiz İslâm görüşü ile bu kâfirin görüsü tamamen zıttır. Rasûlüllah
(S.A.V.) : «Evleniniz .ve eoğahmz. Zira kıyamet gününde sizin çokluğunuzla ben
iftihar ederim.»,
«Sîzin en şerlileriniz
bekârlarmızdır.» mealindeki mübarek sözlerin hükmü ile tezat halindedir.
İşte İslâm her yönüyle
ümmetin çoğalmasını tavsiye ederken, maddeci görüşü, nü savunanlar insanlığın
ve neslinin düşmanı kesiliyorlar.
Bu âdi görüşlerin neticesi
olarak çocuk düşürme ve kürtaj hareketleri ânında hayatlarını mahveden ve canlı
çocuk halinde rahimde gelişmiş olan o yiğit insan neslinin canına kıyan
katillerin sayısı da az değildir.
Rahimdeki çocuk dört ayı
tamamlayınca her âzası tamam olur ve ruh kendisine tealluk eder, işte o andan
itibaren canlı varlıkların en şereflisi olan bir insandır. Bundan sonra bu
çocuğu düşürmek suretiyle hayatına kasteden ve ölümüne sebep olanlar suçsuz
insanları öldürenlerin cürmüne yakınbüyük suç işlemiş olurlar.
Binaenaleyh, kadın hâmile
ölür ve bu kadar bir müddet geçerse o çocuğun zayi olmaması için son derece
dikkatli olması lâzımdır. Her türlü sun'î sebeplerden kaçınması ve kaçmdınlması
gerekir.
İLGİLİ
FETVA
Zeyd, cariyesi (keza karısı}
Hind'i cima ve hâmile edip ceninin (çocuğun) vücudu belli. olduktan sonra
Zeyd'e, cenini (rahimdeki canlı çocuğu ilâçla veya kürtajla) düşürtmesi caiz
olur mu?
ELCEVAP,.. Olmaz Mİ
EFENDİ, C, 2. s. 248.
Rahimdeki çocuğun hayatına
kastederek o güzel hilkati başka yola çevirmekşeytâm işlerden biri olduğunu Hz.
Allah (C.C-) Kur'an'ı Kerimde meâlen şöyle beyan buyuruyor: «Onlara (insanlara,
şeytan diyor ki) muhakkak emredeceğimde Allah (CC.)'in yarattığını
değiştirecekler» Nisa sûresi; Âyet,
118.
Bu âyeti celiyle şeytanın
huzuru ilâhiden kovulması neticesinde, Hz. Allah (C.C.)'dan hayat hakkı
istedikten ve hayat hakkı da verildikten sonra insan oğullarına ne gibi
düşmanlık edeceğini ve insanları hangi yollarda saptıracağını saymaktadır.
İnsanlar, küfür ve cehaletle
yolunu sapıttığı zaman, çocukların başlarında putlar namına bir miktar saç
bırakmak, cildi mavi renkle boyamak, bâzı mahlukları tazın edinmek, fıtrat ve
yaradılışı bozmak ve bunların emsali kürtaj vesair yollarla canlı çocuğu
düşürtmek felâketlerini şeytanın iğvası ile işlemişler ve işlemektedirler.
ÎLGtLİ FETVALAR
Zeyd'in karısı hâmüe Hind.
Zeyd'in izni olmadan cenini (azaları ve vücudu belli ve tamam olan çocuğu)
düşürmek için ilâç yapmakla Hind, yaradılışı belli olan bir cenini ölü olarak
düsürse, Hind'e ne lâzım olur?
'ELCEVAP... Ğürre lâzımdır
ki. beşyüz dirhemdir. FEYZİYE, 524
Bir dirhemin tutarı, zekât
bahsinin altınve gümüş babında zikredilmiştir.
Zeyd, hâmile Hind'in evine
girip Hind'i dövmek kaseliyle üzerine hücum ettiğinde Hind korkusundan erkek
bir cenini diri olarak düşürdükten sonra düşen bu çocuk derhal ölse, vereseleri
ceninin diyetinin i.amammı Zeyd'den almaya kadir olurlar mı?
ELCEVAP... Olurlar.
Bu surette bu eenînin diyeti
gümüşten ne kadardır?
ELCEVAP... Onbin dirhemdir.
FEYZİYE, 525.
Hind, hâmile ZeyneV-in
karnına tekme vursa, ve Hind'in vurmasından dolayı Zeyneb hilkati belli bir
cenini ölü olarak düşürse, Hind'e ne lâzım olur?
ELCEVAP... Tâzir ve gürre
lâzım olur. BEHCE, 588.
Gürre : Yukarıda geçtiği
üzere beşyüz dirhem gümüştür.
Tâzir : üç değnekten
otuzdokuz değneğe kadar normal bir şekü ie vurmaktır.
Zeyd hâmile Hind'in göğsüne
vurduğunda Hind, düşse ve o vurüŞİa-dan dolayı bir cenin diriolarak düşse ve bu
düşen cenin (diri çocui.) derhal ölse, Zeyd'e ne lâzım olur?
ELCEVAP... Diyet lâzımdır.
ALİ EFENDİ, C. 2, 300
Zeyd bir taama, (kadının
karnındaki) çocuğu düşürmek için deva (ilâç) katıp hâmile Hind'e verse, Hind'de
bilmemekle kendi eliyle yese, Ondan dolayı bir çocuğu ölü olarak düşürse, Zeyd'e
ne lâzım olur?
ELCEVAP... Tâzir lâzım olur.
ALİ EFENDİ, C. 2' 299
Diyet : Büyük insanı haksız
yere öldüren kimse için takdir edilen para cezasıdır. Bugünkü deyimle
kanbedelidir. Bu diyet, adam öldürmenin şekillerine göre değişmektedir.
Mültekâ'nın metninde uzun izahatı gelecektir. Mahallinde gereken malumat
verilecektir.
Buraya kadar çocuk düşürmenin
ve gayri îslâmî düşüncelerle çocuk yapmamak için tedbire baş vurmanın durumunu
izah etmeye çalıştık. Burada bir kaç satırla da Islâmî düşünce ile çocuk
yapmamak için tedbire başvurmanın cevazını beyan edeiim.
Dâmad adlı eserin bu bahsinde
şöyle denilmektedir! : «Fakihler dediler ki; zamanın fitne ve fedâdı çok
olduğundan çocuk yapmamak için meniyi fercden dışarıya attırmak mubahtır. Bu söz
ifâde ediyor ki, kadının izniyle meniyi harice attırmak caizdir. Ulemânın
umûmuna göre, sahih olan da budur.» Nakledilenbu hükümler metindeki geçen
ibarenin altındadır.
Aynı şerhin kenarında dürrü
müntekâ adlı eserde de şöyle nakledilmektedir : «Çocuk yüzyirmi (120) güne
varmazdan evvel rahimden düşürmek hareketinde bulunmak helâldir (zira yüzyirmi
güne varmazdan evvel can yok bir pıhtı ve emsali şeklindedir.! Fakihler dediler
ki, zamanın kötü ve fesadından için meniyi hârice attırmak mubah olur.»
Bahri Râik'da da, şöyle
nakledilmektedir : «Hürre kadım cima edenin meniyi hârice attırmasında kadının
iznine bağlıdır. Hürre kadın razı olmazsa, kocası meniyi dışarıya attıramaz.
Zira cima]ânında meydana gelen meninin ferce attırılrnası hakkı kadına aittir.
Fukahâi Kiram dediler ki, zamanın kötü ve fesâd hallerinden için (çocuk yapmamak
gayesiyle ve kadının izniyle*? meniyi fercden dışarıya attırmak mubahtır.> )
BAHBİ RÂİK ClİD 3. sahife:
214
«Bir kadın, çocuk düşürmek
için ilâç kullansa, çoğun hilkati (vii-BAHRİ RÂİK
cudu ve azaları) belli
olmadıkça günahkâr olmaz.» Cilt; S, sahife; 233.
Dini düşünceler sebebiyle
çocuk yapmama vetedbirîerin cevazını beyan eden hükümlerden bir hadisi şerif
meali şöyledir;:
«Ebu Saidi Hudrî (R.A.) den
rivayet olunduğuna göre; bir adanı: Yâ Rasûlellah, benim bir cariyeni var;
kendisinden azil yapıyorum (meniyi fercden dışarıya atıyorum). Onun hâmile
kalmasını istemiyorum. Ben de erkeklerin istediğini istiyorum. Fakat gerçekten
Yahudiler azlin küçük mevüde olduğunu söylüyorlar; dedi. Rasûlellah (S.A.V.):
«Yahudiler halt etmişler. Eğer Allah (C.C.) onu yaratmak isteseydi, sen onu
değiştiremezdin; buyurdular.» EbuDavud, Ahmed,r Nesaî veTahâvı.
Son olarak naklettiğimiz izni
şer'i islâm dâvasını düşünerek millete ve memlekete faydalı bir evlât yerine
zararlı bir insan meydana gel-' meşinden ve terbiyesinden korkarak çocuk yapmama
tedbirini almanın cevazına dair nakillerde bulunmuş olduk. Artık Isîâmi ve gayri
İslâmi düşünce vedavranışlarla hareket etmek ve ıslâh yolunu bulmak erbabı şuura
bağlıdır. Cenabı Allah (C.C.) milleti İslama faydalı evlât yetiştirmeyi ümmeti
Muhammed'e lütfetsin. Âmin.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/399-406.
Sebep ve illetleri ayn ayrı izâb
edilmekle beraber Müslüman olmazdan evvel hiç bir furû'u amelle
mükellef olmadığından kâfirlerin küfür halinde iken İslâm'a aykırı
hareketleri Müslüman- olduktan sonra affa uğramıştır. Binaenaleyh İmam'ı Âzam
(R.A.)'m görüsü daha evlâ ve fetva da ondadır.
tLGİLt
FETVA
Nasrâniye (Hıristiyan) Hind,
şerefi İslâm'la müşerref olduğunda kocası nasrâni olan Zeyd de şerefi İslâm'la
müşerref olsa, Zeyd. tecdidi nikâh etmeden (nikâhı yenilemeden) Hind ile karı
koca muamelesine kadir olur mu?
ELCEVAP... Olur.
ALÎ EFENDİ, 32
Nasrâniye Hind, şerefi
islâm'la müşerref olduktan sonra kocası Nasrâni Zeyd'de çekinmeden bir gün sonra
şerefi İslâm'la müşerref olup, Hind ile karı koca muamelesi yapmak istese, Hind.
mücerred bir gün sonra İslâm'a girmekle boş olmuş olurum diye men'e kadir olur
mu?
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 29
Mecûsi ve gayri müslim olanların küfürleri halinde iken
işledikleri haram hükümler İslâm'a girdikten sonra değişir ve düzeltilir.
Meselâ: Küfür halinde iken bir kâfir iki kız kardeşi almış olsa, İslâm'a dâhil
oluııca tefrik olunurlar. Kız kardeşi ve halası gibi mahremlerde de1' hüküm
böyledir.
ÎLGİLİ
FETVA
Yahudi Zeyd, karısı Hind'in
kız kardeşi Zeyneb'i, Hind üzerine alıp ve Hind ile cam ettikten sonra Zeyd,
şerefi İslâm'la müşerref olsa, Zeynep, Zeyd'den tefrik olunur mu?
ELCEVAP... Olunur.
BEHCE, 63
Yahudi taifesinin dinlerinde
kardeşinin kızını nikahlamak caiz olmakla Yahudi olan Zeyd kardeşinin kızı
Yahudi olan Hind'i nikâhlasa, Zeyd ve Hind, hâkime müracaat etmeyince Hind,
Zeyd'den tefrik olunur mu? -
ELCEVAP... Olunmaz. ALÎ
EFENDİ, 33.
Zira bunlar ehli küfürdür,
İslâm hâkiminin Islâmi hükümleri icra edebilmesi için onların Müslüman olmaları
veya her ikisinin ayralmak için müracaat etmeleri şarttır.
Zımmî olan Zeyd, şerefi İslâm.la müşerref olduğundan
karısı nasrâni Hind'e İslâm arz olunduğunda İslâm'dan kaçınsa. Zeyd ile Hind'in
aralarında nikâh baki kalıp karı-koca muamelesine kadir olurlar mı?
ELCEVAP... Olurlar.
İBN'İ Nt-CEYM, 43
Müslüman Zeyd. kitabî olan
kâfir tebaalı Hind'i, dâri harbde nikahlayıp ve beraber kaçıp dâri İslâm'a
çıksalar aralarında nikâh kalıp karı-koca muamelesine kadir olurlar mı?
ELCEVAP... Olurlar.
BEHCE, 63
Yâni Almanya, Belçika,
İngiltere ve Amerika gibi kâfir memleketlerinde ehli kitab kadınla bir kimse
orada evlense ve o kadınla İslâm diyarına gelse, ilk nikâh sahih olduğu için
aynı nikâhın devamı da.sahih; ve bakidir. Fakat Müslüman âdınla evlenme imkânı
olduğu takdirde ke-râhatla caizdir.
Harbî beldelerden bir belde
halkından harbi Zeyd'le harbiye kadın beraber esir alınıp İslâm diyarına beraber
çıkarılsalar ve sonra Zeyd'e Müslüman Bekir ve Hind'e Müslüman Beşer sahip
olsalar, Zeyd ve Hind'in beyinlerindeki kıyılan nikâh feshoîunmuş olur mu?
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCE, 63
Zımmî (vatandaş) olan Zeyd.
ehli kitaptan Nasrânî Hind'i şahitler huzurunda nikahladıktan sonra Zeyd, şerefi
İslâm'la müşerref olsa ve Hind ise İslâm'a gelmese. Zeyd, tecdidi nikâh etmeden
Hind ile karı-koca muamelesine kadir olur mu?
ELCEVAP... Olur. FEYZİYE,
29
Zımmî olan Zeyd, şerefi
İslâm'la müşerref olduğunda karısı Nasrâni Hind, İslâm'a gelmezse, yalnız
Zeyd İslâm'a gelmekle Hind, Zeyd'den boş olur mu?
ELCEVAP... Olmaz. FEYZİYE,
31
Yeni doğan çocuk ve küçük yaştaki çocuklar ana ve
babasından hangisi Müslüman ise ona tâbidir. Hattâ ehli kitab olan kimseden
mecûsi daha şerli olduğundan küçük çocuğun anası veya babasının birisi mecûsi
dikeri Hıristiyan olsa. çocuk kitabî olan ebeveynine
tâbidir.
İLGİLİ
FETVA
Zımmi olan Zeyd. şerefi
İslâm'la müşerref olduğunda Zeyd'in küçük çocuklarının Zeyd'e tâbi olmak
hasebiyle Müslümanlıklarına hükmolunurmu
ELCEVAP... Olunur.
İBNİ NtCEYM,
43
Nasrâni olan Zeyd'in karısi Nasrâniye Hind. şerefi
İslâm'la müşerref olsa ve sonra Zeyd'e (Nasrâni kocaya) îslâm arz olunduğunda
Zeyd, Müslüman olmaktan kaçınsa. Hind. Zeyd'den tefrik olunur mu?
ELCEVAP... Olunur.
ALİ EFENDİ, 32
Zira Müslüman kadının gayri
müslim olan erkeğe varması ve nikâh-îanmasi caiz değildir.
Zımnî olan Zeyd, diğer
memlekete gittiğinde karısı Nasrâni Hind, şerefi İslâm'la müşerref olsa. Zeyd,
hazır olup Zeyd'e İslâm arz olunmadan hâkim Hind'i tefrik etmeye kadir olur mu?
ELCEVAP... Olmaz. FEYZİVE,
31
Hattâ îslâmi kabul etmekten kaçman zevç küçük çocuk
olsa dahi talâk vâki olur. Zira islâm ve Müslümanın üzerine küfrün riyaseti
o-lamaz.
İLGİLİ FETVALAR
Dokuz yaşında olup dini
İslâm'a akiı eren ve düşünebilen küçük nasrâni Zeyd'in karısı Nasrâniye Hind.
şerefi İslâm'la müşerref olup, sonra Zeyd'e o halde iken İslâm arz olunsa ve
Zeyd de İslâm'dan kaçınsa, Hind. Zeyd'den tefrik olunur mu?
ELCEVAP... Olunur. BEHCE,
64
Darı İslâm'da {Müslüman
memleketinde) gayb olup şerefi İslâm'la müşerref olsa, zımmî Zeyd hazır onıp,
İslâm arz olunduğunda İslâm'dan kaçınması tahakkuk etmedikçe kayıp iken Hind,
Zeyd'den tefrik olunur mu?
ELCEVAP... Olunmaz.
Bu surette Zeyd. hazır olup
İsiâm arz olunup sonra İslâm'dan çekinmesi tahakkuk etmeden ve tefrik olunmadan
Hind kendisi başka zevce nikâhla varsa sahih olur mu?
ELCEVAP... Olmaz. BEHCE,
64
Zira talâk verme yetkisi kadında değildir. Binaenaleyh
zevcin Müslüman olması neticesinde zevcesi Müslüman olmaktan kaçınsa dahi
nikâhlarına hiç bir zarar vermez. Zira aslında Müslüman olan bir erkek kitabî
olan bir kadını alabilir. Aslı caiz olduğu gibi sonradan olan hükümde de
caizdir,
İLGİLÎ
FETVALAR
Zıramî olan Zeyd. şerefi
İslâm'la müşerref olduğunda zevcesi Nasrâniye, Hind'e îslâm arz olunduğunda
kaçınsa, Zeyd ile Hind'in beyinlerinde nikâh baki kalıp karı-koca muamelesine
kadir olurlar mı?
ELCEVAP... Olurlar. İBNİ
NÜCEYM,
Zımraî Zeyd. şerefi İslâm'la
müşerref olduğunda zevcesi Nasrâniye Hind.îslâm'a gelmezse, Zeyd, tecdidi nikâh
etmeden Hind ile karı-koca muamelesine kadir olur mu?
ELCEVAP... Olur.
FEYZİVE. 29
Kadın h'ayız görme çağında bâliğa ise, üç hayız görmesi
şarttır. [Şayet kadın küçükse veya hayızdan kesilmiş olan ihtiyar kadın olursa.
, üç ayın geçmesi şarttır.
İLGİLİ FETVALAR
Nasrâni olan Zeyd'in karısı
Nasrâniye Hind, şerefi İslâm'la müşerref olduktan sonra hâkim tarafından
Zeyd'e. îslâm arz olunmayıp Zeyd' küfür üzere iken Hind üç hayız görse, bunların
beyinlerinde ayrılık vâki olur mu?
. ELCEVAP... Olmaz.
Bu surette Zeyd'Ie Hind'in
arasını İslâm'dan çekinmekle hâkim tefrik etmemişken Hind, kendini Müslüman
Amr'e nikâhla teslim etse, kıyılan bu nikâh sahih olur mu?
ELCEVAP... Olmaz.
Bu surette kendini Amr'e
nikahladıktan sonra Zeyd (gayri müslim Itocası) şerefi İslâm'la müşerref olsa,
Zeyd, derhal Hind'i hâkime tefrik ettirip Hind'le karı-koca muamelesine kadir
olur mu?
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
65
Zira metinde geçtiği üzere
kadın üç hayız beklememiş ve kocasına îslâm arz olunmadan olduğu için kadının
hareketi haksız ve bâtıldır. Binaenaleyh hak sahibi hakkından feragat etmedikçe
her zaman için hak sahibidir.
Müslüman olan kan ve kocadan birisi İslâm inancından
çıkar, sa, mürted olur. Hatta İslâm esaslarının kat'î delil ile sabit olanlardan
birini inkâr etse veya bilinmesi ve inanılması zarurî olanı bilmese, yine mürted
hükmü verilmiştir.
İLGİLİ
FETVA
îslâm diyarında doğmuş
Müslüman, âkil ve baliğ olan Zeyd, keli-, meteyni sehadeteyni söyler olduğunda
Zeyd'in nazarmda Hsıkteâîâ vardır ve herşeyin rabbisidir ve melekleri vardır,
kitapları inzal ve Resuller göndermiştir, öldükten sonra dirilmek vaıdır. Hayır
ve şer Hz. Allah (C.C.) dandır denilse sonra Zeyd'e bu zikrohmanlara inanıp
tasdik ettin mi? dediklerinde inandım tasdik ettim dese, bu mertebe ile Zeyd
mü'min olmuş olur mu?
ELCEVAP... Olur.
Bu surette Zeyd'in nazarında
bu şekilde imanın sıfatları tavsif ve beyan olunduğunda Zeyd zikrolunanîan bu
şekü üzere inandım ve tasdik ettim demeyip «belki ben bunlara îman vacip
olduğunu bilmezdim dese, Zeyd'e tecdidi îman ve nikâh lâzım olur mu?
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 34
Mürted ve mürtedde olanlarla
ilgili uzun izahat bahsi geldiği zaman verilecektir.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/407-413.
KAStM : Bu kelimenin anlamı, herhangi bir malı ortaklar
arasında müsavi taksim etmek manasınadır. Bu anlamdan alınarak bir erkeğin
birden fazla karısı olduğu zaman aralarında rivayet edilmesi gereken haklarını
müsavi olarak icra etmesi hususu beyan edilmiştir.
Kadınların arasındaki
adaletin icrasının güç olduğunu ve beşerin kudreti yetemiyeceğini yüce mevlâ
meâlen şöyle beyan buyurmaktadır;
«Siz ne kadar didinseniz de
kadınlar arasında tam adaleti gösteremezsiniz. Bari (birine) tamamîyle meyledip
de ötekini (ne dul, ne kocalı bir durumda) muallâkta bırakmayın.» Nisa: 129.
Zevceler arasında adalet;
yeme, içme, yatma, kalkma ve bunların emsali maddî ihtiyaçların karşılanmasında
hiç bir ayınm yapmadan riayet etmek vaciptir. Meselâ: Eşlerden birine ne
alınırsa, diğerine de aynısı alınması lâzımdır. Ve birine bir gün giderse
diğerine,de bir gün veya birine üç gün gidilirse, diğerine de aynı üç gün
nöbetleşe gitmesi lâzımdır. Gidip gelme ve alman eşyalar arasında adalete
riayet etmesi şart olmakla beraber, cinsî münasebette adalet şart değildir.
Hattâ sevişme ve bunun gibi ailevî hallerde değişiklik olabilir.
Beyan edilen bu adalet
hükümlerine riayet edemiyecek olan kimseler için birden fazla evlenmek doğru
-değildir. Ancak bir kadınla iktifa etmesi lâzımdır.
Kur'anı Kerimde bu gerçek
meâlen şöyle beyan edilmiştir: «Sizin için helâl olan kadınlardan İkişer, üçer
ve dörder olmak üzere nikâh edin.
Şayet (bu suretle) adalet
yapanuyacağmizdan endişe ederseniz, o zaman bîr (tane ile iktifa
ediniz.)» Nisa: 3.
Zevceleri arasında adaleti
hakkıyla icra eden insanlığın eşsiz önderi Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimiz
mübarek bir sözünde meâlen. şöyle buyuruyor :
«Yârabbi, bu benim elimde
olan husustaki adâletimdir. Fakat senin mâlik olduğun, benimse elimde olmıyan
hususlarda muâhaza buyurma.» Hâkim, Tİrmizi.
Zevceleri arasında adaletsiz
hareket edenler hakkında da dehşet verici mübarek sözünde de meâlen şöyle
buyuruyor :
«Herhangi bir kimsenin, iki
tane karısı olur da onlardan birine meylederse, kıyamet gününde bir tarafı
çarpık olarak (felçli gibi) gelecektir.»
AHMET BİN HANBEL
İLGİLÎ FETVALAR
iki zevcesi olan Zeyd,
zevceleriyle gecelemekte aralarında adalet müsavat yapmak Zeyd üzerine vacip
olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
Bu surette Zeyd, zevceleri
beyninde yazıldığı üzere müsavi muamei le etmediğinde hâkime arz edildiklerinde
hâkim müsavi muamele ile hükmettikten sonra yine zulm edip yazıldığı üzere
müsavi muamele etmese, Zeyd'e ne lâzım olur?...
ELCEVAP... Âcitıcı ceza
ile cezalandırılır. BEHCE, 72
Yâni birkaç karısı olan kimseler, karıları arasında
maddi ihtiyaçları temin etmede ve nöbetleşe gitmede hiç bir fark gözetmeden
müsavi gitmesi lâzımdır. Meselâ: Karısının birisi eski diğeri yeni veya
birisini kız olarak, diğerini dul alsa veya birisi müslüman, diğeri bir kitaba
inanmis ehli kitap kâfire kadın olsa, aralarında fark gözetmeden haklarına
adaletli riayet etmesi lâzımdır. Hatta biri hasta diğeri sağlam olsa dahi nöbet
ve diğer haklara riayet ederek adaletli hareket etmek lâzım. Aksi takdirde
(adaletsizlik yapanların cezalariyle ilgili hükümlerden bâzısını biraz yukarıda
zikretmiştik) elem ve azabı şiddetlidir.
Koca için, karısını aklı eren
çocuğun, körün ve diğer eşinin yanın-i da cima etmesi mekruhtur. BÜRRtî MÜNTEKA!
Eş zevcelerin gönlünü almak ve aralarında fark
gözetildiğini ihsas ettirmemek için sefere gidecek kimsenin eşler arasında kur'a
çektirmesi daha sevimlidir. Fakat herhangi birini kendi arzusu ile tercih edip
götürebilirde, artık bu husus kocanın bileceği ve onun yetkisine ait bir
hükümdür.
Kadınları arasında kocasının
kur'a çekmesinin iyi olacağıyla ilgili Hz. Ayşe (R..A.) Peygamberimiz
(S.A.V.)'in *ıayatmdan bahsederek bir sözünde meâlen şöyle beyân ediyor:
«Rasûlüllah (S.A.V.) bir sefere çıkmak îsfedimi, kadınları arasında kur'a
çekerdi, artık hangisinin sehmi çıkarsa, yanında onu götürürdü.» Buhari, Müslim.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka El Ebhur Tercümesi,
Merhaba Ofset Yayınları 1/414-416.
Burada (Radâ) kelimesi, îügatta, memeden
süt emmek mânâsınadır. Şer'i tarifi metinde vardır ve Radâ kelimesi süt
kardeşliğini ifade etmektedir. Ve bu süt kardeşlik emme ve emişme ile sabit
olduğundan «Radâ bahsi» yerine «Süt emme bahsi» diyerek daha net ifade etmeyi
tercih ettik. Binaenaleyh Radâ ve Rıdâ kelimelerinin ihtiva ettikleri mânâda
bazı nüans farkları vardır. Onun için fazla izahata lüzum yoktur.
Emme müddeti olan iki buçuk sene veya iki sene
geçtikten sonra, üç, beş on ve daha yukan yaşlardaki kimselerin emmelerivle
emişme hükmü sabit olmaz. Binaenaleyh emme müddeti geçtikten sonra emişen-ler
arasında haramlık sabit olmadığından nikâhîsnmalaimda şer'î hiç bir mahzur
yoktur.
İLGİU FETVALAR
Hind, üç yaşında olan Zeynebi
emdirse, emişme hükmü sabit olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz
ALİ EFENDİ, 65
Oniki yaşında olan Zeyd,
Hind'in memesini emse, Zeyd'e Hind'in kızı Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur
mu?...
ELCEVAP... Olur.
ALt EFENDİ. 65
Hind, Zeyd'in oğlu Amr'i üç
yaşında İken emdirse ve Bekir'in kızı Zeyneb'i de emme müddetinde emdirmiş olsa,
Amr'e (üç yaşında emen Amr'e) Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCE, 76
Hind, Zeyd'in oğlu küçük
Amr'i emme müddetinde emdirse ve on sene geçtikten sonra Bekir'in kızı küçük
Zeyneb'i de emme müddetinde emdirmiş olsa, Amr'e Zeyneb'i nikâhla alînası caiz
olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. BEHCE, 76
Emme müddetinden sonra
kadının sütünü emmek caiz değildir. Zira o süt insanın bir parçası demektir.
Binaenaleyh zaruret olmadıkça emme müddeti olan ikibuçuk seneyi geçen yani üç,
beş ve daha yukarı yaştaki kimselerin kadını emmesi caiz değil haramdır.
Emme müddetinden sonra çocuğu
emdirmek yahut zaruret olmadıkça kadının sütünden faydalanmak caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCE, 76
Yedi yaşında olan-Hind,
Zeyneb'in memesini emse. Zeyneb'ın kocasına Hind'i nikâhla alması caiz olur
mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYfe, 64
Yedi yaşında olan
Zeyd. Hind'in memesini emse, emişme1
hlükmü sabit olur mu?...
ELCEVAP...
OlmazFEYZİY^, 68
Onbeş yirmi yaşında olan
Zeyd, karısı Hind'in memesini ems^, bazı kimseler emişme hükmü sabit olur
diyerek Zeyd'i Hind ile karıl koca muamelesinden menetmeye kadir olurlar mı?...
ELCEVAP... Olmazlar.
NETrcfc, 47
Küçük Zeyd, ağladığında
emdireni olmasa ve memesinin sütü olmayan Hind, Zeyd'i susturmak İçin memesini
küçük Zeyd'in ağzına kalsa ve Zeyd emdiğinde süt gelmese Hind'in mücerret
memesini çocuğun ağzına katmakla emişme hükmü sabit olup, Zeyd, Hind'in süt
oğlu olmuş olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. BEHÇE, 78
îmam'ı Azam çocuğun doğumundan itibaren otuz ay (iki
buçuk sene) emme hakkı vardır hükmünü en son, karar haddi olarak vermiştir. Ve
bu karan şu mealdeki âyet'i celiyleye istinat etmektedir.
«Biz insana ana ve babasına
iyilik etmesini tavsiye ettik. Anası onu rahmetle (karnında) taşıdı. Onu
zahmetle de doğurdu. Onun bu taşınması ile sütten kesilmesi (müddeti) otuz
aydır.» Ahkâf Sûresi: Âyet, 15.
Bu âyet'i celiylede her ne
kadar hâmile iken taşınma ve emme müddeti 30 ay beyan ediliyorsa da. ihtiyata
binaen Hz. îmam'ı Âzam (R.A.) otuz ay hükmünü vermiştir.
İmameynin dayandığı delil ise
şu mealdeki âyeti celiyledir :,
«Biz insana ana ve babasını
tavsiye ettik. (Onlara itaat etmesini emrettik). Onun anası kendisini za'f
üstüne za'f ile (gebelik zahmeti, ağrı zahmeti ve doğurma zahmeti çekerek)
taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl (sürmüştür).» Lokman Sûresi;
Âyet, 14.
Îmam'ı Şâfi hazretleri de
imameynin görüşlerine muvafık olarak çocuğun emme müddeti iki sene olduğunu
beyan etmektedir.
Binaenaleyh bu deliller ve
görüşler karşısında müfti muhayyerdir. Arzu ettiği tarafla fetva verebüir. Fakat
Musannif merhum Îmam'ı Âzam (R.A.)'in görüşünü takdim ederek zikretmiştir ki,
tercihe lâyık olduğunu beyan etmiş oluyor.
Emme, emişme ve emdirme hakkındaki haramliğm hükmünü şu
mealdeki âyeti celiyle beyan etmektedir.
«Sisi emdiren (süt)
analarınız, süt hemşireleriniz Ue evlenmeniz) size haram edildi.» Nisa Sûresi:
23.
Süt ana ve kardeşlerin de,
nesep hükümleri câridir. Binaenaleyh süt analar, süt hemşireler, süt babalar,
süt kızlar, sut halalar, süt teyzeler, süt birader ve kızları hep nesep
hükümlerinde dâhildir ve nikâhla almak ve varmak haramdır.
Şu mealdeki Hâdis'i Şerif
bunu müeyyiddir: «Nesep cihetinden haram olan süt cihetinden de haram olur.»
Buhari. Müslim.
İLGİLİ FETVALAR
Hind, Zeyneb'i emme
müddetinde emdirse, Zeyneb'in nesep cihetinden oğlan kardeşi Zeyd'e Hind'i
nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFENDİ,
66
Hind, Zeyd'i emme müddeti
içinde emdirse, Zeyd'in (emenin) oğlu Amr'e Hind'in kızı Zeyneb'i nikâhla alması
caiz olur mu?,..
ELCEVAP... Olmaz. ALÎ EFENDİ,
66
Hind, kızı Zeyneble Zeyd'i
emme müddeti içinde emdirse, Zeyd'e Hind'in diğer kızı Haticeyi nikâhla alması
caiz olur mu?...
ELCEVAP.
Olmaz. ALİ EFENDİ, 65
Hind, Zeyd'i emme müddeti
içinde emdirse, Zeyd'e Hind'in oğlunun kızı Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur
mu?... ELCEVAP... Olmaz.
Zeyd'e, süt kardeşi Hind'i
nikâhla alması caiz olur mu?... ELCEVAP... Olmaz. HAMİŞİ BEHCE, 7g
Zeyd, süt oğlu Amr'in cima
etmiş olduğu karısı Hind'i talakla bo-şadığında nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCE, 76
Zeyd'e anasının süt kız
kardeşi Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?.. ELCEVAP... Olmaz.
BEHCE, 76
Hind, Zeyneb'i emme müddeti
içinde emdirse, Hind'in ana bir kardeşi Zeyd'e Zeyneb'i nikâhla alması caiz
olur,mu?...
ELCEVAP... Olmaz BEHCE,
76
Zeyd'e, karası Hind'in süt
anası Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. NETİCE, 50
Nesep cihetinden haram olan emişme cihetinden de haram
olduğu, ancafc emişme cihetinden istisna edilerek haram olmayanlar metinde
kısaca zikredi)mistir. Biz bu istisnaları maddeler halinde açıklamaya
çalışacağız.
1) Süt oğlunun annesini
ve ninesini nikâhla alması caizdir ve su şekilde
ifadelerle anlaşılmalıdır.
Bir erkeğe süt çocuğunun
neseh'den büyük validesini, süt çocuğunun süt annesini, süt çocuğunun nesebden
annesini ve neseb cihetinpep öz oğlunun süt annesini nikâhla alması caizdir.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'e oğlu Amr'in süt annesi
Hind'i nikâhİ3 alması caiz olur mu1?... ELCEVAP... Olur. NETİCE, 50
Zeyd'e nesep cihetinden
kardeşi Amr'in süt anası Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 75
Zeyd'e, oğlunun
süt anasının kızını nikahlaması caiz olur
mu?... ELCEVAP... Olur.
2) Adama, süt oğlunun
kız kardeşini nikâhla alması caizdir.
Süt oğlunun süt kız
kardeşini, süt oğlunun neseb cihetinden kız kardeşini ve nesep cihetinden olan
öz oğlunun süt kız kardeşini nikâhla alması caizdir.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'e nesep cihetinden öz
kız kardeşi Hind'in süt kız kardeşi Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
75
Zeyd'e, süt kız kardeşi
Hind'in süt kız kardeşi Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
HAMİŞİ BEHCE, 76
Hind, Zeyneb'in oğlu Amr'i
emme müddeti içinde emdirse, Hind'in (emdiren kadının) oğlu Bekir Zeyneb'in kızı
(emen Amr'in kız kardeşi) Hatice'yi nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
76
Zeyd'e süt oğlu Amr'in nesep.
cihetinden kız kardeşi Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
...ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 67
3) Adama süt oğlunun
halasını nikâhla alması caizdir.
Erkeğe süt çocuğunun süt
halasını, süt çocuğunun nesep cihetinden halasını ve nesep cihetinden olan
çocuğunun süt halasını nikahlamak caizdir.
İLGİLİ
FETVA
Zeyd'e, süt halası kızı
'Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?... ELGEVAP... Olur.-
FEYZİ YE, 67
4) Adama, süt oğlan
kardeşinin süt annesini, süt oğlan kardeşinin nesep cihetinden annesini ve nesep
cihetinden öz oğlan kardeşinin süt annesini nikâhla alması caizdir.
İLGİLİ
FETVA
Hind, Zeyneb'in oğlu Zeyd'i
emme müddeti içinde emdirse. Zeyneb'in diğer oğlu Âmr'e Hind'i nikâhla alması
caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALÎ
EFENDİ, 66
Hind, Zeyd'in oğlu Artır'i
Emme müddetinde emdirse. Zeyd'e (emenin babasına} Hind'in kızı Zeyneb'i nikâhla
alması ekiz olur mu?...
ELGEVAP... Olur. ALİ
EFENDİ, 66
Zeyd. süt kardeşi Arar'in
anas. Hind'dcn emmiş olmasıyla; Hind'i (süt kardeşinin anasını) nikâhla
alması ekiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
HAMİŞİ BEHCE, 75
5) Adama, süt kız
kardeşinin süt annesini, süt kız kardeşinin ne-seb'den olan öz
annesini ve neseb cihetinden olan kız kardeşinin süt an-nesini nikâhla alması
caizdir.
Zeyd'e süt kardeşi Amr'in
annesi Hind'i alması caiz olur mu?... ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 72
6) Adama, süt
amcasının süt annesi, süt amcanın nesebden annesini ve neseb cihetinden
olan amcanın süt annesini nikahlaması caizdir.
İLGİLİ FETVALAR
Z-eyd'e, babasının süt oğlan
kardeşi (amcası) Amr'in1 nesep cihetinden kız kardeşi Hind'i nikâhla alması
caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 79
Zeyd'in karısı Hind, Zeyd'den
olan süt ile emme rhüddeti içinde Zey-nebi emdirse, Zeyd'in kardeşinin oğlu
Amr'e Zeyneb'i (amcasının süt kızını) nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE,
7) Kişiye süt
halasının süt annesini, süt -halasının nesepten annesini ve nesep
cihetinden olan halasının süt annesini nikahlaması caizdir.
8) Adama, süt
dayının süt annesini, süt dayının nesepten annesini ve nesepten olan dayanın
süt annesini nikahlaması caizdir.
9} Adama, sift teyzesinin süt
annesini, süt teyzesinin nesepten olan annesini ve nesep cihetinden olan
teyzesinin süt annesini nikâhla alması caizdir. .
Emdirme, emme ve emişme
hükümlerini en kısa ve en açık şekilde ifade eden kaideli ve türkçe ile ifade
edilmiş şu iki misray* öğrenmek çok yerinde ve elzemdir.
EMENE EMDİRENİN KÜLLİ
HARAM, EMDİKENE EMENİN NEFSİ HARAM.
"i ani emen çocuğa emdiren
kadının aslı, sülâlesi ve bütünü haramdır. Emen çocuk erkekse emdiği süt
annesini, kızlarını, kız kardeşlerini vesairesini nikâhla Eİamaz. Emen kız
olursa, süt annesinin kocasına, oğullarına, oğlan kardeşlerine ve emdirdiği süt
evlâtları birbirine varamaz ve alamazlar.
Emdirene ise. emen çocuğun
kendisi haramdır. Binaenaleyh, emen aradan çıkarsa, emenin annesin; süt babası
alabilir. Diğer helâl olan yönleri buraya kadar uzun uzun maddeler halinde
sıralanmıştır. Yukarıyı ve aşağıda gelecek emişme meselelerini tekrar, tekrar
okuyarak anlama ve anlatmada kesin ve açıkhğa kavuşulsun, aksi takdirde 3^anlış
anlama ve yanlış hüküm vernu1 ihtimali olabilir. Çok dikkatli olmak ve ciddî
bellemek lâzımdır.
«Süt aşağıya akar, yukarıya
akmaz*- tâbiri şer'i değildir. Bir memenin emme müddeti içinde olan iki emenin
arasında zamanın ihtilâfı ve babanın ihtilâfı olsa dahi helâllik olmaz. Yâni
emen çocuklar birkaç sene ara ile emseler ve babaları başka başka kimseler olsa
dahi bu süt kardeşler arasında haramhk sabittir. Birbirlerini nikâhla almaları
caiz delildir. Emdirilmiş bir kszla emdiren kadın, oğlu arasında helâllik
olmadığı gibi oğlunun oğîu ve aşağıya doğru olan oğulları arasında da helâllik
yoktur. Emdiren kadının oğlu mutlâkdır. Binaenaleyh emen kızdan evvel veya
sonra olana ve evvellik, sonralık da senelerce olana da şâmildir. Birkaç kjzı
olan kadın ile birkaç oğlu bulunan diğer bir kadın birbirlerinin birer çocuğunu
emdirseler, kız anasından süt emmiş olan oğlan için o kızlardan hiç birini
almak caiz olmaz. Zira o kızlar o oğlanın süt kız kardeşleridir. Oğlan anasından
süt emmiş bulunan kız için de o oğlanlardan hiç birine vermek caiz olmaz. Zira
oğlan emen kızan süt oğlan kardeşleridir.
Ancak memede emmeye iştirak
etmemiş oğlanlarla kızlar arasında nikahlamak cereyan edebilir, caizdir. Zira
süt oğlan kardeşin kız kardeşi nikâhla alınabilir.
İLGİLİ FETVALAR
Hind, Zeyd'in oğlu Amr'i
emine müddetinde emdirse, Zeyd'e Hind'in kızı Zeyneb'i (oğlunun süt kız
kardeşini} nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur
FEYZİYE, 66
Hind. Zeyneb'in oğlu Zeyd'i,
emme müddetinde emdirse, Zeyneb de Hind'in kızı Haticeyi emme
müddetinde emdirse. Hind'in oğlu Amr'e
Zeyneb'in diğer kızı Ayşe'yi nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
FEYZtYE, 66
Zeyd'in karısı Hinci.
Zeyd'den olan süt iie Zeyneb'in kızı Hatice'yi emme müddetinde emdirırse, Zeyd'e
(emdiren kadının kocasına) Zeyneb'in diğer kızı Ayşe'yi nikâhla alması
caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. FEYZİYE, 6(5
Hind, Zeyneb'in kızı
Hatice'yi emme müddetinde emdiren Hind'in süt kızı Ayşe'yi nikâhla alması caiz.
olur mu?...
ELCEVAP... Oiur.
FEYZİYE, 67
Hind. Zeyd'i emme müddetinde
emdirse. Zeyd'in oğlu Amr'e. Hind'in kızının kızı Zeyneb'i nikâhla alması
caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 67
Hind, kızı Zeyneb ile
Hatice'nin kızı Ayşe'yi emme müddetinde emdirse, Hatice'nin oğlu Zeyd'e
Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur mu?... ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 67
Yâni kadın emdirdiği süt oğiumnı oğis.n kardeşine
nikâhla varması caizdir. Zira emen ortadan çıkınca emdiren emenin aslına ve
ferine varabilir. Yukarda beyan edilen, emene emdirenm küllü haram ve emenin em
direne nefsi haram, bu kısa mısraın Jfâde ettiği hükmü iyi bellemek ve emişme
ile ilgili hükümlerde isabetli fetva ve kararlar vermek lâzımdır. Rada'da nesep
cihetinden haram olanlardan müstesnalar vardır.
İSTİSNAİ FETVALARDAN BÂZILARI
: 8
Hind'in kocası Zeyd'deıı olan
oğlu Arar. Hind'in diğer kocası Bekir'in diğer karısı Zeyneb'den olan kızı
Hatice'yi nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
NETİCE, 51
Yâni adamın daha evvelki
hanımından olan oğlu ikinci defa aldığı hanımınln yanında eski kocasından olan
ve halk arasında «tay geldi» diye vasıflandırılan üvey kızını alması caizdir.
Emişme ile alâkası y|oksa da zikretmede fayda mülâhaza olunmuştur. Bu mes'ele
muharramatj bahsinde geçtiğini de hatırlatırız.
Hind. Zeyd'in
kızı Zeyneb'i emme müddetinde
emdirse, Zevd'e Hind'in kızı Haticeyi nikâhla alması caiz olur
mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 68
Zeyd'in karısı Hind, Zeynebin
kızı Haticeyi emme müddetinde emdirse. Zeyd'e, Zeynebin diğer kızı Ayşeyi
nikâhla alması caiz olur niu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 66
Hind, Zeynebİ emme müddetinde
emdirse. Hind'in nesep cihetinden kardeşi Zeyd'e Zeynebin (emenin) nesep
cihetinden kız kardeşi Haticeyi nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 64
Hind, Zeyd'i emme müddetinde
emdirse, Zeyd'in (emenin) babası Amr'e Hind'in kızı Zeyneb'i nikâhla alması caiz
olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 65
Zeyd'in bosadığı emdirici
karısı Hind, kendisi başka bir koca almak üzere Amr'e nikâhla vardıktan sonra
Amr'den (ikinci kocadan) hâmile olmadan Zeyd'den fboşayan ilk kocasından) olan
süt ile emme müddetinde Bekir'i emdirse. Bekir'e Amr'in (ikinci kocanın) diğer
karısından olan kızı Zeyneb'i- nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZtYE, 70
Bir adam, nikâhla aldığı kadının eski kocasından bir
kızı olsa, ikmci kocasından bir erkek çocuğu doğursa. adam ikinci defa başka bir
kadın alsa. sonra aldığı karısından da bir erkek çocuk dünyaya gelse, büyük
oğlunun ana bir kız kardeşini nikâhla alması caizdir. Binaenaleyh bir kimseye
nesepten olan biraderinin kız kardeşi helâl olduğu gibi sütten olan biraderinin
kız kardeşi de helâldir.
İLGİLİ FETVALAR
Hind, Zeyd'i emme müddetinde
emdirse, Hind'in oğlu Amr'e Zeyd'in nesep cihetinden kız kardeşi Zeyneb'in kızı
Hatice'yi nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ,
67
Zeyd'e. nesep cihetinden kız
kardeşi Hind'in süt kız kardeşi Zey-neb'i nikâhla alması caiz oiur mu?...
ELCEVAP .. Olur.
BEHCE, 75
Hind, oğlu Zeyd ile Zeyr.ebi
emme müddetinde emdirse. Zeyd'e süt kardeşi Zeyneb'i nesep cihetinücn kır
kardeşi Haticeyi nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
HAMİŞİ BEHCE, 75
Hind, Zeyneb'in oğlu Amr ile
Hatice'nin oğlu Bekir'i emme müddetinde emdirse, Amr'e. Bekir'in nesepten olan
kız kardeşi Ayşe'yi nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEVZİYE, 67
Hind, Zeyd'in kız kardeşi
Z-.-yneb'i nıme müddetinde emdirse. Zeyd'e Hind'in kızı Hatice'yi nikâhla
alması oâiz oiur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEVZİYE, 66
Hind, Zeyd'i Zeyneb ile
beraber emme müddetinde emdirse, sonra Amr'e, Zeyd'in kızı hatice ile Zeyneb'in
nesepten kız kardeşi Fatma'yı nikahlayıp her ikisini bir nikâh altında cem
etmesi caiz olur mu?...
ELCEVAP... Oiur. BEHCE,
76
Yâni bir kadından emen iki kişiden biri erkek diğeri
kız çocuk olsa bunlar süt kardeş olmuşlardır. Nesep cihetinden iki kardeşin
evlenmeleri nasıl caiz değil ve haramsa. sîıt kardeşlerden birbirlerini
almazlar, haramdır. Hatta bu îiiiî kardeşlik1 ayrı ayrı zamanlard? emmek
neticesinde olsa dahi yine haramhk sabit olur. Aynı zamanda mekân ve
beldelerin muhtelif olması da emme hükmüne mâni değildir.
İLGİLİ FETVALAR
Hind, Zeyd'i emme müddetinde
emdirdikten sonra \k--\ sene geçince Zeyneb'i de emme müddetinde emdirse. Zeyd'e
(beş sene evvel emene) Zeyneb'i (beş sene sonra emeni) nikâhla
alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
Hind, kızı Zeyneb'in oğlu
Zeyd'i emme müddetinde emdirse, Zeyd'e (emene) Hind'in, (emdirenin) oğlu Amr'in
kızı Hatice'yi nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP,.. Olmaz.
BEHCE, 76
İnsana, kardeşinin kızını
alması haramdır. Bu fetvada da süt kardeşinin kızını alamiyacağı beyan
edilmiştir. Zira emene emdirenin nesü haramdır.
Zeyd'e, süt oğlan kardeşi
Amr'in süt kızı Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
Hind, Zeyd'i emme müddetinde
emdirse, Zeyd'e (emene), '[Îİnd'in (emdirenin) kızının kızı Zeyneb'i
nikâhla alması caiz olur mu?.
ELCEVAP... Olmaz. FEYZİ
YE, 67
Hind. Zeyd'in oğlu Amr "i
Bekirin kızı Zeyneb'le beraber emmb müddetinde emdirde. Amr'e.
Zeyneb'i (süt kız kardeşini)
nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. FEYZİME,
67
Hind, oğlunun kızı Zeyneb'i
emme müddetinde emdirse. Hin İrin kızının oğlu Amr'e Zeyneb'i nikâhla alması
caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEVZİYE, 65
İnsana nesep cihetinden asıl kız kardeşi, teyzesi,
halası jye kardeşinin çocuğu nasıl haramsa. süt kız kardeşi, süt teyzesi, süt
hâlası -ve süt kardeşlerinin çocukları da haramdır. Süt ananın oğlan kardeşi
emenin dayısı ve kız kardeşi de emenin teyzesidir.
ı
Bir kimsenin karısı olsa ve o
iki karısından çocuk olduğunca birer çocuk emdirseler, emdirdikleri çocuklar
baba bir kardeş olurlar.;.Onlardan bir kız olsa, aralarına nikâh düşmediği gibi
her ikisi kız o dukları takdirinde bir kimseye onları nikâhla cemetmekte caiz
olmaz.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd'e karısı Hind'in süt kız
kardeşini nikahlayıp Hind (karısı) ile cem etmesi caiz oiur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZjVE, 69
Hind,. Zeyneb'i emme
müddetinde emdirse, Hind'in (emdirenjn) kardeşi Zeyd'e Zeyneb'i (emen süt
kardeşini) nikâhla alması caiz olur mu?... ' ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 68
Zeyd'e, süt babası Amr'in
cima ettiği karısı Hind'i nikâhla alması caiz olur mu ?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZJYE, 69
Bu son fetvadaki süt babanın
oluşu ve onun karısının sütoğluna haram oluşu şöyledir,
Bir adamın karısı ondan
hamile oîur ve çocuk dünyaya getirir çocuk doğumu neticesinde o kadının sütünün
meydana gelmesine kocası sebep olmuştur. Binaenaleyh o sütten emenler o adamın
süt oğludur ve o adam da kendisinden olmayan ve sütten emenlerin süt babasıdır.
Bir kimseye babasının karısı
olan analığı nasıl haramsa, süt babasının karısı da haramlık da aynıdır.
Koyunun sütünde haramlığın sabit olmaması ve haramhk ve
kardeşlik hükümleri insanların sütüne mahsustur. Erkek insanın
sütü de hakikî ,süt olmadığındandır. Zira erkek insandan çocuk dünyaya gelmez
ve geleceği de tasavvur olunmaz. Arkadan şırınga yapılınca da süt emme
hükmünün sabit olmamasının sebebi
ise, arkadan gıdalanmak aslında ve âdette olmadığı
içindir.
Mak'addan şırınga ile emme
sabit olmadığı gibi, kulağa ve baş yangına kadının sütünü akıtmakla da haramhk
sabit olmaz. Koyun, keçi, inek, deve ve emsali hayvanların sütünü yemekle de
emişme hükmü sabit olmaz.
Kadın ve erkekliği
belli-olmayan hünsâyi müşkiiin sütü ise. emme hükmünü hâiz değildir. Yâni
haramhk icabettirmez. Ancak kadınlar; hünsâda sütün çok olduğunu ve böyle çok
sütün kadından başkasında olmıyacağmı söylerlerse, o zaman şüphe kaikar ve
emişme hükmü sabit olur, Hünsânın müşkil veya bilinen cihetini açıklıyaır bir
fetvayı nakletmek faydalı olacağı mülâhaza olunmuştur.
İLGİLİ
FETVA
Hind, bir çocuk doğurduğunda
bu çocuğun ferci ve zekeri olup. lâkin fercinden akıtıp, zekerinden idrarı
akıtmasa, bu çocuk dişi midir, yoksa erkek midir?...
ELCEVAP.. Dişidir. ALİ
EFENDİ, 366
Bakire kızın sütünün haram kılacağı dokuz yaşından
itibaren başlar. Zira yukarıda muharramat bahsinde geçtiği üzere dokuz yaşına
varan kız çocuğu, kendisi şehvet sahibi ve erkeğin şehvetini de meydana
getirir. Binaenaleyh dokuz yaşından itibaren daha yukarıya doğ-
ru yaşlı bakirelerin sütünden
emen çocuk süt evlâdı oîur. Keza ölüden çocuk emer ve sütte boğazına gelirse,
yine emişme hükmü sabit olur.
Yaşh ve dul kadınların
memelerinden emme müddeti içinde çocuk emer ve memelerinden süt gelirse, emişme
hükmü sabit olur.
İLGİLİ FETVALAR
Dokuz yaşında olan bakire
Hind'in memelerinde süt buluns%j\g& o süt ile küçük Zeyd'i emme müddetinde
emdirse ve Zeyd'le araprlnda emişme hükmü sabit olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE,
Âyise olan (hayızdan kesilen)
Hind'in sütü olmakla küçük Zeyd'i emme müddetinde emdirse, emişme hükmü sabit
olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 78
İmam'ı Âzam (R.A.)'a göre kadının sütü yemekten az
olsun çok olsun kadın sütü ile yemek karışırsa, meselâ: Mama ve benzeri şe-^
küde yemek yapılır ve taamla karıştırılırsa, mutlak surette emişme hükmü ve
haramlık sabit olmaz. İmameyne göre ise, kadının sütü taamdan fazla olursa,
hüküm galip ve çok olanadır. Binaenaleyh haramlık sabit olur, diyorlar.
Musannif merhum her ne kadar metinde İmam'ı Âzam (R,.A.) görüşünü takdim etmişse
de, fetva imameynin kavline göre verilmiştir. Fakat, taamla karıştırılan süt
pişirilirse, ittifakla haramlık sabit olmaz.
İLGİLİ
FETVA
Emdirici Hind, bir fincana
koyun sütü koyup, içine kendi SHitf sağıp karıştırdıktan sonra emme
müddetinde olan Zeyneb'e içirse, oğlu Zeyd'e Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur
mu?... . ELCEVAP... Hind'in sütü galip ise olmaz.
FEYZifE, 69
Taamla karışan kadın- sütünde ihtilâf olmakla beraber
metindeki sayılan akıcüarla karıştığı zaman kadının sütü galip olursa, haramhk
ittifakla sabittir. Zira yemekle süt karıştığı zaman sütün kuvveti gayp olur.
Halbuki su ve emsaliyle karıştığında o hali olmaz. Metindekilerle kadın sütü
müsavi olsa dahi haramlıkda muteberdir.,
Bir kadının sütü peynir,
yahut yoğurt, ayran ve çorba yapılıp, emme müddetindeki çocuğa verilse, emişme
hükmü sabit olmaz.
İmam'ı Muhammed (R.A.) aynı
cinsten olanlar arasında ga-libiyyet mevzu bahis değildir, diyerek sütleri
karıştırılan her iki kadının da haram kılıcı olduğunu beyan
etmiştir. Hatta fukahâyı Kiram efendilerimiz, îmam'ı Âzam (U Aj'daıı
nakledilen iki rivayetten bu rivayeti daha azhar, daha. ihtiyatlı ve asan olan
görüşünü savunmuşlardır.
Nitekim Mehmet Zihni Merhum
Nimetül îalâm adh eserinin Râda1 bahsinde şu satiri arıyle izah etmiştir :
«Emme müddetinde olan biı
çocuğa birkaç kadın süt verirse, hepsi için emişme hükmü sabit olur. İki
kadının biribirine karışmış olan sütleri emme müddetinde olan bir çocuğa
ioirilirse, o kadınların ikisinden de haramlık hasıl olur. Cins cinse galip
olmıyacağmdan bunda galebeye ve müsavata bakılmaz.»
İki eşden biri büyük olursa, diğer biri de emme müddeti
olan iki yaş içinde iken emdirse, her ikisini bir nikâh altında cem etmek anası
ile kızını nikahlamak olacağjndan haramdır. Şayet süt annesi nikâhlı olur ve
cimâda etmiş olursa, süt kızını nikahladığı zaman her ikisinin o adamdan
ayrılması lâzımdır. Zira kızını nikahlayınca annesi haram olmuştur. Annesini
cima edince kızı haram olmuştur. Daha geniş izahat Muharramat bahsinde
zikredilmiştir.
Mehmet Zihni merhumda Nimetül
İslâmda şu izahatı beyan etmektedir: «Bir kadın, kendi küçük ortağını emdirse,
koca için onların her ikisi de haram olur. Bunlardan büyüğünün haramlığı
ebedîdir. Çünkü emdiren o kadın kocanın süt kayın validesi olmuştur. Küçük çocuk
da, eğer büyük eşe kocası cima etmişse, ebediyyen haram olur. Şayet, emdiren
büyük eşe koca yaklaşıp cima etmemişse, o kimse küçüğü ikinci defa
nikahlayabilir.»
Tahtâvi der ki; Nikâh cereyan
ettiğinde emmede böyledir. Meselâ: küçük bir kız çocuğunu nikahlayan ve talâk,
veren kimse başka bir kadın daha nikâhlasa ve o kadın o küçük kızı emdirmiş
olsa, kocasına, kayın valide olmuş olması sebebiyle haram oiur. Ye yine emen bir
kızı nikâhlasa ve onu nikahlayan kimsenin annesi ve kızı yahut kız kardeşi
emzirmiş olması takdirinde emen bu kız kocasına haram oiur.
Yâni emişme, iki erkek veya bir erkekle iki kadının
şehâdeti ile sabit olur.
îmam'ı Şâfi (R.A.)'ye göre,
dört kadının şehâdeti ile emişme kabul edilir ve sabit olur.
îmam'î Malik (R.A.)'e göre
ise, adaletle mavsuf olan bir kadının şehâdeti kabul edilir ve emişme sabit
oiur.
İLGİLİ FETVALAR
Zeyd, Hind'i nikahladıktan
sonra Hind Zeyd'in diğer karısı Zey-neb'in süt anası oiduğu şeriat hükmü üzere
sabit olsa, Hind'in Zeyd'den ayrılması lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
Bu surette emişme iki erkek
yahut bir erkekle iki kadının şehadet-lefiyle sabit olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE, 77
Zeyd, Hind'in kızı Zeyneb'i
nikahlamak istediğinde, Zeyd'in anası Hatice, ben Zeyneb'i Zeyd'le beraber emme
müddetinde emdirmiştim diye haber verse, Hatice âdi] ve itimad edilen bir kadın
olsa, Zeyd". Zey-nebi nikâhla alması ekiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
Bu surette âdil ve itimatlı
kime denir?...
ELCEVAP... Günahı kebireden
kaçınan ve küçük günaha musir olmayıp hayri şerrine galip olandır. BEHCE, 77
Zeyd, Hind'i nikahlamak
istediğinde Zeynep, Zeyd ve Hind süt kardeşleridir diye haber verse lâkin
Zeyneb âdil ve sika (itimat edilir) olmasa, Zeyd ve Hind Zeynebi tekzip
etseler, Zeyd'e Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ,
68
Zeyd, karısı Hind'in üzerine
Zeyneb'i nikahladıktan sonra Zeynebin anası Hatice ben Hind'i emme müddetinde
emdirmistim dese, mücerret
Hatice böyle demekle Hind
Zeynebin süt kız kardeşi olduğu sabit olup, Zeyd'den ayırmak lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. Fakat
Hatice sika ise çekinmek evlâdır.
ALİ EFENDİ, 68
Zeyd, Hind'i nikahladıktan
sonra Zeyneb ve Hatice, Ayşe Zeyd'le Hind'i emme müddetlerinde emdirmişti diye
haber verseler, emişme sabit olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. Lâkin
kaçınıp ayrılmak evlâdır.
AU EFENDİ, 69
Zeyd, Hind'i nikahladıktan
sonra Hind ile Zeyd süt kardeşler oldukları şeriatın hükmü üzere sabit olsa,
Hind'in Zeyd'den ayrılması lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur ALÎ EFENDİ,
69
Hind, kendini Zeyd'e
nikahladıktan sonra Hind, ben Zeyd'i emme müddetinde emdirmiştim dediğinde Zeyd
inkâr edip, emişme sabit olmasa, Hind kendi sözü ile kendini Zeyd'den tefrik
ettirmeye kadir olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ
EFENDİ, 69
Zira iddiasında hata ve galat ettiğini itiraf ediyor.
Binaenaleyh özürü kabul olunur.
îmam'ıŞâfi (R.A.)'ye göre
kabul olunmaz ve araları tefrik olunur.
İLGİLİ FETVALAK
Zeyd, Hind için süt kız
kardeşimdir diye ikrar ettikten sonra Zeyd, kendini tekzip etse ve Hind de
Zeyd'i tasdik etse, Zeyd'e Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALÎ EFENDİ,
69-70
Zeyd, karısı Hind için «süt
kız kardeşimdir» dese sonra da sözünü tekit ve şahit dikmek hususunda ısrar ve
tahkik etmeden derhal sözünden dönüp «yanlış ve hata söyledim, Hind üe asla
aramızda emişme şüphesi yoktur» diye hatasında ısrar etse ve kendini tekzip
etse, Zeyd'in evvelki sözüyle araları tefrik olunur mu?...
ELCEVAP... Olunmaz.
FEYZİME, 68
Zeyd, yaş itibariyle
kendinden küçük olan karısı Hind için, «Anamdır» dese, mücerret böyle demekle
Hind Zeyd'e haram olur mu?...
ELCEVAP...- Olmaz.
NETİCE,
Zeyd, Hind için «süt anamdır»
dîye ikrar edip ve bu ikrarından rücu etmeyip «Hind süt anamdır>> diye «ikrar
ettiğim hakdır ve dediğim gibidir» deyip sonra Hind'i nikâhlasa.
Hind'in Zeyd'den tefrik olunması lâzım olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
BEHCE
Zeyd, Hind'in kızı Zeyneb'i
nikâhla almak istediğinde Hind, «ben Zeyd'i emme müddetinde
emdirmiştim^ diye haber verdiğinde Zeyd ve Zeyneb Hind'i tasdik etmeseler, sonra
Hind «ben Zeyd'i emme müdde- mtinde emdirmiştim dediğimi yalan
söylemiştim Zeydi emdirmenüştim» 'idese, o hadle Zeyd'e, Hind'i
nikâhla alması câîz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCE, 78
SÜT EMME İLE İLGİLİ MUHTELİF
FETVALAR
Hind, memesini Zeyd'in oğlu
küçük Amr'in ağzına ithal etse, fakat | Amr emdi mi yoksa emmedi mi bilmese,
mücerret bu şekilde memesini jl çocuğun ağzına katmakla Hind ile Amr arasında
emişme haramlığı sâ- ; bit olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
Hind, kötü yoldan çocuk
doğurmuş Zeyneb'in küçük çocuğunu em- ş. dirmek için ücretle tutup küçük çocuğu
Zeyneb'e emdirtmekde beis var-1 mıdır?...
ELCEVAP... Yoktur.
NETİCE. 501
Zeyd'in döşeğinde olan karısı
Hind'den çocuk dünyaya geldiğinde, § çocuk dünyaya getiren kadının malı olmasa
ve Zeyd de fakir ve muhtaç ?j olsa ve Hind'de süt bulunsa. Hind, bu çocuğu
emzirmeye cebrolunur mu?..
ELCEVAP... Olunur.
BEHCE, 77;
Zeyd, karısı Hind'den doğan
küçük çocuğunu emdirici Zeyneb'e em-ifc dirtse, Zeyneb'in ücreti Zeyd ve
Hind'den hangisine lazım olur?... ELCEVAP...
Zeyd'je. BEHCE, 77|
Hind, Zeyd'i emme
müddetinde emdirse, Zeyd'e Hind'in
oğlunun| kızı Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 65İ
Hind, kızının kızı Zeyneb'i
emme müddetinde emdirse, Hind'in di-| ğer kızının oğlu Amr'e Zeyneb'i nikâhla
alması caiz olur mu?....
ELCEVAP... Olmaz. ALİ
EFENDİ, 66t;
Zeyd'e. nesepten olan kız
kardeşinin süt kızı Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFENDİ,
6u
Zevd'e, cima ettiği karısı
Hind'in süî kjzı Zeyııobi nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
BEHCE, 7(i
Zeyd'in ana. baba bir halası
Hind, Zeyd'in kız kardeşi Zeynebi emme müddetinde emdirse, Zeyd'e. Hind'in
kızının kızı Haticeyi ıJkâhla alması caiz olur mu?...
-ELCEVAP... Olur. BEHCE, 7ü
Hind, Zeyd'in oğlu Amr ile
Bekir'in oğlu Beşir'i emme müddetinde emdirse. Beşir'e Zeyd'in kızı Hatice'yi
(süt kardeşinin kız kardeşini) nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. BEHCE,
76
Hind, Zeyd'i Zeyneb'le
beraber emme müddetinde emdirse, sonra Amr'e Zeyd'in kızı Hatice ile Zeyneb'in
nesepten olan kız kardeşi Fatma'yı nikahlayıp ikisini cem etse caiz olur mu?...
ELCEVAP.
Olur. BEHCE, 76
Hind, Zeyneb'in oğlu Zeyd'i
ve Zeyneb Hind'in oğlu Amr'i emme müddetinde emdirseîer, Hind'in diğer oğlu
Bekir'e. Zeyneb'in kızı Hatice'yi nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
FEYZİYE, 03
Bu fetvanın kısa açıklaması
şudur: Süt emdiren kadir, emdirdiği süt oğlunun kız kardeşini süt annenin oğlu
alabildiğini ancak Hind'in oğlunun süt oğlunun annesine emmemiş olması şarttır.
Yani karşılıklı emme olmayıp yalnız bir taraftan emme olduğu zaman emen ortadan
çıkınca, kursaklarına bir kadının sütü gitme"miş biri bir anneden diğeri de
başka bir anneden emmiş olurlarsa, bunlardan başka kardeşler arasında süt
kardeşliği olsa dahi emişmiyenler arasında nikâhlanmaları caizdir.
Bu bahsin baş tarafında
yazılan kaidenin şu cümlesinin hükmünü ihtiva etmektedir: «Emdirene emenin
nefsi haram.» '
Zeyd'e süt kardeşi Amr'in
nesepten olan öz annesi Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP olur. İBN't
NÜCEYM, 50
Zeyd'in. süt babası Amr'in
cima ettiği karısı Hind'i talâkla boşasa Zeyd'e Hind'i nikâhla alması caiz olur
mu?.,.
ELCEVAP... Olmaz. İBNt
NÜCEYM, 50
Bu son fetvada: «Emene
emdirenin küllü haram» cümlesinin mânâsını ifade etmektedir. Emziren kadının
kocası, çocukları ve diğer yakınları emene haramdır. -Müstesnalar yukarıda beyan
edilmiştir.
Zeyd'e süt oğlu Amr'in cima
ettiği karısı olan Hind'i talâkla boşasa, Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
FEYZİYE, 69
Bu fetvada. < Emenin emdiıene
nefsi haram> cümlesinin ifade ettiği hüküm beyan edilmiştir. Süt oğlunun cima
ettiği karısını süt babası alamıyor. Asıl babaya, öz evlâdının karısı nasıl
haramsa, süt babaya da aynıdır. Zira kursağına süt gidenin kendisiyle karısı
aynı esaslar muvacehe sindedir.
Zeyd'in karısı Hind'in anası
Zeyneb, Zeyd'in Hind'den doğmuş oğlu Amr'i emme müddetinde emdirse, Hind Zeyd'e
haram olmuş olur mu?... ELCEVAP... Olmaz. FEYZÎYE, 67
Zeyd'e, cima ettiği Ölen
kansi Hind'in süt kızı Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur mu?.,.
ELCEVAP... Olma
FEYZİYE, 66
Zeyd, Hind'i nikâhla almak
islediğinde Hind'in anası- Zeyneb «ben Zeyd'i emdirdim» dese, yalnız Zeyneb'in
sözüne itibar olunmayıp Zeyd'e, Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
İBNİ NÜCEYM, 28
Hind, Zeyd'in ana, baba bir
kız kardeşinin kızı Zeyneb'i emme müddetinde emdirse, Zeyd'e, Hind'in kızı
Hatice'yi nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
ALİ EFENDİ, 66
Zeyd'e süt anasının nesepten
olan kız kardeşi Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFENDİ,
66
Zeyd'e, süt kız kardeşi
Hind'in süt kızı Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFENDİ,
66
Zeyd'e, süt oğlan kardeşi
Amr'in nesepten olan öz kızı Hind'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olmaz. ALÎ
EFENDİ, 66
Zeyd'in karısı Hind, Zeyd'den
olan süt ile Amr'in kızı Zeyneb'i emme müddetinde emdirdikten sonra Zeyd ölse ve
Hind kendini Bekir'e nikâhlasa, Bekir'in kardeşi Beşir'e Zeyneb'i nikâhla alması
caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. ALİ EFENDİ,
67
Bu fetvada da. şu
mes'elelerin ifadesini hâvi hüküm beyan edilmiştir: Bir kadının başka
kocasından kızı olsa ve o kadını ikinci bir adam nikâhla alsa, kadının yanındaki
tay geldi diye vasıflandırılan kızını da ikinci kocası eski karısından olan
oğluna nikahlaması caizdir. Veya o kadının kızım İkinci kocasının oğlan kardeşi
alabildiği gibi, bir kadının süt kızı olsa ve kendisi bir erkeğe varsa o süt
kızının da süt annesinin vardığı erkeğin diğer oğlan kardeşine nikâhlanabileceği
de açıklanmıştır. Yâni baba ile oğlan, oğulluk, babalık şeklinde evlenmeleri
caiz olduğu gibi, iki oğlan kardeş de hanımları tarafından kayın peder ve damat
şeklinde olabileceklerini beyan etmektedir.
Zeyd'in karısı Hind. Zeyd'den
olan süt ile Amr'i emme müddetinde emdirse, Amr'e, Zeyd'in diğer karısından olan
Zeyneb'i nikâhla alması caiz oîur mu?...
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, G7
Zeyd cima ettiği karısı
Hind'i talâkla boşadıktan sonra Zeyd'e Hind'in süt kızı Zeyneb'i nikâhla alması
caiz olur mu?
ELCEVAP... Olmaz. ALİ EFENDİ,
68
Zeyd'in karısı Hind'in annesi
Zeyneb, Zeyd'in oğlu Amr'i emme müddetinde, emdirse, Hind (Zeyd'in karışıl,
Zeyd'e haram olurmu ?
ELCEVAP
Olmaz. ALİ EFENDİ, 68
Hind,. kocası Zeyd'in kardeşi
Amr'i emme müddetinde emdirse. Hind Zeyd'den boş olur mu?
ELCEVAP... Olmaz ALİ EFENDİ,
68
Zeyd, karısı Hind'in süt kızı
büyük Zeyneb'e şehvetle dokunsa. (sıksa ve emsali hareketlerde bulunsa}
ve meni inzal olmasa (fakat âleti şehvetle kalkıp zevklense), Hind
(karısı). Zeyd'e (kocasına) haram olur mu?
ELCEVAP... Olur
NETİCE.
Bu fetvanın geniş izah ve
anlamı Muharramat bahsinde geçmiştir.
Orayı tekrar okumak çok
yerinde olur. Hatta oradan bahseden fetvalardan iki tanesi şöyledir:
Zeyd, karısı Hind'in anasının
anası Zeyneb'e şehvetle dokunsa ve şehvetle öpse, Hind
(karısı), Zeyd'e (kocasına") ebediyen haram
olur mu?
ELCEVAP... Olur. NETİCE,
48
Zeyd, karısı
Hind'in anası Zeyneb'in arkasından' şehvetle
baksa, mücerred bu şekilde bakmakla Hind (karısı), Zeyd'e (kocasına)
haram olur mu?
ELCEVAP... Olmaz.
NETİCE, 48
Hind kızkardeşi Zeyneb'i emme
müddetinde emdirse, Hind'in oğlu
Zeyd'e, Zeyneb'in kızı
Htaice'yi nikâhla alması caiz olur mu?
ELCEVAP... Olmaz. NETİCE,
49
Bir kimse nesebden olan Öz
kız kardeşinin kızını alamadığı gibi süt kız kardeşinin kızımda alamaz.
Binaenaleyh bu son fetvada da bu hüküm beyan edilmektedir.
Zeyd'e süt kızının veya süt
oğlunun kızını nikâhla alması caiz olur mu? ELCEVAP... Olmaz. BEHCE
- FEYZİYE
Zeyd'e oğlan kardeşinin süt
anasının ve' süt kız kardeşinin nikâhla alması caiz olur mu?
ELCEVAP... Olur
BEHCE
Müslüman Zeyd'e küçük
çocuğunu emdirtmek için Hıristiyan Hind'i ;ûit. annesi olarak ücretle tutup
çocuğu Hıristiyan Hind'e emdirtmekte beis var mıdır?
ELCEVAP... Yoktur.
BEHCE. 78
Ehli kitap olan Hıristiyan ve
Yahûdiye kadınların nikâhla "alınması Müslümanlar için nasıl caiz ise. Müslüman
çocuğunu emdirtmek için ehli kitap kadım süt anası olarak icara tutması da
caizdir.
Zoydo. zina ettiği-kadının öz
kızını veya süt kızını nikâhla alması caiz olur mu?
ELCEVAP... Olmaz.
ALİ EFENDİ, 36
Zeyd'e, süt kız kardeşini.
Amr'in neseb cihetinden anasını almasî caiz olur mu?
ELCEVAP... Olur. İBNÎ
NÜCEYM, 50
Zeyd'e annesinin veya kız
kardeşinin emdirmiş olduğu çocuğun kız kardeşini nikâhla alması caiz nlur mu?
ELCEVAP... Olur. BEHCE
- FEYZİYE
Zeyd'e. kız kardeşinin
emdirdiği kızı nikâhla alması caiz olur mu] ELCEVAP... Olmaz. SÜT EMMEDE
NİKAHLANMALARI CAİZ OLANLARLA
İLGİLİ FETVALAR
Hz. Peygamber (S.A.V.)
efendimiz meâlen şöyle buyurmuştur: «Neseb cihetinden haram olan süt cihetinden
de haram olur.»
Bu hadisi şerifin ihtiva
ettiği hükümler yukarda uzun uzun bahsedilmiştir. Binaenaleyh, bu hadisi
şeriften istisna edilenlerle ilgili hükümleri Behcetülfetâvâ adlı eserde madde
madde zikrettiğinden aynen nakletmeyi uygun gördük ve zikrediyoruz. Yalınız
burada dikkat edilecek tek husus yukarıda muhtelif yerde karışık olarak
fetvaların zikredileni olsa da burada süt emen, emdiren ve emişenlerin
nikâhlanmalarının caiz ve helâl olanları yüzondört maddede sıralanışıdır:
1- Zeyd'e, neseben olan oğlan
kardeşi Amr'in süt anası Hind'i nikâhla alması caiz olur mu? ELCEVAP..; Olur.
2 - Zeyd'e süt oğlan kardeşi
Amr'in nesebden anası Hind'i nikâhla »İması caiz olur mu?
ELCEVAP... Olur.
3 - Zeyd'e, süt oğlan kardeşi
Amr'in süt anası Hind'i nikâhla altuîi.sı caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
4- Zeyd'e nesebden kız
kardeşi Hind'in süt anası Zeyneb'i nikâhlanlmnsı caiz olur mu? ELCEVAP...
Olur.
5- Zeyd'e, süt kız kardeşi
Hind'in nesepten anası Zeyneb'i nikâhla
ıılnmsı caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
6- Zeyd'e. süt kız kardeşi
Hind'in RÜt anası Zeyneb'i nikâhla altmışı caiz olur mu"...
ELCEVAP... Olur.
7 - Zeyd'e. nesepten oğlu
Amr'in süt kız kardeşi Hind'i nikâhla almanı caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
8 - Zeyd'e, süt oğlu
Amr'in nesepten kız kardeşi Hind'i nikâhla al-ıınısı" caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur
9- Zeyd'e, süt oğlu Amr'in
süt kız kardeşi Hind'i nikâhla alması «".'tiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
10 - Zeyd'e. nesepten
kızı Hind'in süt kız kardeşi Zeyneb'i nikâhla tılmıut] caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
11 - Zeyd'e, süt
kızı Hindin nesepten kız kardeşi Zeyneb'i nikâhla »İması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
12 - Zeyd'e, süt kızı
Hind'in süt kız kardeşi Zeyneb'i nikâhla alması çiliz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
13 - Hind'e, nefsini
(kendini) nesepten kız kardeşi Zeyneb'in süt bahası Zeyd'e nikahlaması
f varım sı) caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
34 - Hind'e,
nefsini süt kız kardeşi
Zeyneb'in nesepten babası ZoydV nikahlaması
(varması) caiz olur mu?... ELCEVAP... Olur.
Mülteka Tercümesi
15 - Hind'e, nefsini
süt kız kardeşi Zeyneb'in süt babası Zey kanlaması caiz olur mu?...
ELCEVAr... Olur.
16 - Hind'e, nefsini
nesepten oğlan kardeşi Zeyd'in süt babası nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAr... ulur.
,
17 - Hind'e,
nefsini süt oilan kardeşi
Zeyd'in nesepten j Anı; 'o nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
İS - Hind'e, nefsini
süt oğlan kardeşi Zeyd'in süt babası nikahlaması
caiz olur mu?... ELCEVAP... Oİur.
19 - Hind'e, nefsini nesepten
oğîu Zeyd'in süt oğlan, kardeşi nikahlaması caiz. olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
20 - Hind'e, nefsini
süt oğlu Zeyd'in nesepten oğlan kardeşi nikahlaması caiz oiur mu?...
ELCEVAP... Olur.
"21 - Hind'e, nefsini süt
oğlu Zeyd'in süt oğlan kardeşi Am| kâhlaması caiz olur
mu ?... ELCEVAP... Olur.
22 - Hind'e nefsini
nesepten kızı Zeyneb'in süt oğlan kardeşi nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
23 - Hind'e, nefsini
süt kızı Zeyneb'in nesepten oğlan kardeşi nikahlaması caiz oiur mu?...
ELCEVAP... Olur.
24 - Hind'e nefsini süt
kızı Zeyneb'in süt oğlan kardeşi Zeyp kâhlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
25 - Zeyd'e, nesepten amcas!
Amr'in süt anası Hind'i ni ması caiz oîur mu?...
ELCEVAP.,. Olur.
,
26 - Zeyd'e, süt amcası
Arar'in nesepten anası Hind'i nîkâf ması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
27 - Zeyd'e, süt amcası
Amr'in süt anası Hind'i nikâhla caiz oîur mu?...
ELCEVAP... Olur.
28 - Zeyd'e, nesepten
halası Hind'in süt anası Zeyneb'i nikâhla alması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
29 - Zeyd'e, süt halası
Hind'in nesepten anası Zeyneb'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
30 - Zeyd'e,
süt halası Hind'in süt anası
Zeyneb'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
31- Zeyd'e, nesepten teyzesi
Hind'in süt anası Zeyneb"i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
32 - Zeyd'e, süt
teyzesi Hind'in nesepten anası Zeyneb'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur. '
33 - Zeyd'e, süt
teyzesi Hind'in süt anası Zeyneb'i
nikahlaması caiz olur mu?..;
ELCEVAF... Olur.
Hala, babanın kız kardeşine
ve teyze de, ananın kız kardeşine denir.
34 - Zeyd'e, nesepten dayısı
Amr'in süt anası. Hind'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
35 - Zeyd'e, süt dayısı
Amr'in nesepten anası Hind'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
. .
36 - Zeyd'e. süt- dayısı
Amr'in süt anası Hind'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
37- Hind'e, nefsini (kendini)
nesepten amcası Zeyd'in süt babası Amr'e nikahlaması câîz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
38 -Hind'e, nefsini süt
amcası Zeyd'in nesepten babası Amr'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
39 - Hind'e, nefsini süt
amcası Zeyd'in süt babası Amr'e nikahlaması caiz olur mu?...
.ELCEVAP... Olur.
40 - Hind'e, nefsini nesepten
halası Zeyneb'in süt babası Zeyd'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
41 - Hind'e, nefsini
süt halası Zeyneb'in nesepten babası Zeyd'e nikahlaması caiz
olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
42 - Hind'e, nefsini süt
halası Zeyneb'in süt babası Zeyd'e hikjfh-laması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
43 -Hind'e, nefsini nesepten
dayjsı Zeyd'in süt babası Amr' kâhlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
44 - Hind'e, nefsini süt
dayısı Zeyd'in nesepten babası Am|r'e kâhlaması eâiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
45 - Hind'e, nefsini süt
dayısı Zeyd'in süt babası Amr'e nikâh! ması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
46 - Hind'e, nefsini nesepten
teyzesi Zeyneb'in süt babası nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
47 - Hind'e, nefsini süt
teyzesi Zeyneb'in süt babası Amr'e laması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
48 - Hind'e, nefsini
süt teyzesi Zeyneb'in süt babası Amr'e laması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
49 - Zeyd'e.
oğlunun nesepten oğlu (torunu)
Amr'in süt Hind'i nikahlaması caiz olur mu?... ELCEVAP... Olur.
50 - Zeyd'e. oğlunun süt oğiu
Amr'in nesepten anası Hind'i laması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
51- Zeyd'e, oğlunun süt oğlu
Amr'in süt anası Hind'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
.
52 - Zeyd'e. kızının
nesebdeıı oğlu Amr'in süt anası Hind'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
53 - Zeyd'e, kızının
süt oğlu Amr'in nesepten anası Hind'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur. SüL
Emme liahsi
54 - Zeyd'e, kızının
sül oğlu Amr'in süt anası Hind'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAI"1... Olur.
55 - Zeyd'e. kızının
nesepten kız1 Hind'in sut anası Zeyneb'i
nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
56 - Zeyd'e. kızının
süt kızı Hind'in nesepten anası
Zoyneb'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAr... Olur.
57 - Zeyd'e.
kızının süt kızı Hind'in süt Rnası
Zeyneb'i nikahlaması câîz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
58 - Zeyd'e, oklunun
nesept -n hız; Hind'in siıt anası Zeyneb'i niknhlaması caiz
olur mu'
ELCEVAP... Olur.
59 - Zeyd'e. oğlunun
sül kızı Hind'in nesepten anası Zeyneb'i ni-K kâhlamasi caiz olur
mu"...
ELCEVAI"1... Olur.
60 - Zeyd'e. oğlunun
sül kızı Hind'in süt una sı Zryneb'i nikahlaması caiz olur
mu?...
ELCEVAr... Olur.
61 - Hind'e, nefsini oğlunun
nesepten olan oğlu Zeyd'in süt babası Amr'c
nikahlaması caiz olur mu?..,
ELCEVAP... Olur.
62 - Hind'e,
nefsini oğlunun sia oğlu Zeyd'in
nesepten babası Anıer'c nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
63 - Hind'e, nefsini
oğlunun sül nğiu Zeyd'in süt
babası Amr'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
64 - Hind'e, nefsini kızı
Zeyneb'in nesepten olan oğlu Zeyd'in süt babası Amr'e nikahlaması caiz olur
mu?...
ELCEVAF. . Olur.
65 - Hind'e,
nefsini kızı Zeyneb'in süt oğlu
Zeyd'in süt babası Amr'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
66 - Hind'e,
nefsini kızı Zeyneb'in süt oğlu Zeyd'in süt.
babası Amr'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur. -
67 - Hind.'e, -nefsini kızı
Zeyneb'in nesepten olan kızı Hatice'nin süt babası Zeyd'e nikahlaması caiz olur
mu?...
ELCEVAF... Olur.
.
63 - Hind'e, nefsini kızı
Zeyneb'in süt kızı Hatice'nin nesepten babası Zeyd'e nikahlaması caiz olur
mu?...
ELCEVAP... Olur.
Hind'e, nefsini kızı
Zeyneb'in süt kızı Hatice'nin süt Zeyd'e nikahlaması caiz olur
mu?... ELCEVAF... Olur.
70- Hind'e, nefsini oğlu
Zeyd'in nesepten olan kızı Zeyneb babası Amr'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
71- Hind'e, nefsini oğlu
Zeyd'in süt kızı Zeyneb'in nesept t olan babası Amr'c nikahlaması
caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
72- Hind'e, nefsini
oğlu Zcyd'in süt kızr Zeyneb'in
süt )abası Amr'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAI... Olur.
73 - Zeyd'e, nesepten uğlıı
Amr'in süt nenesi Hind'i nikâ! caiz olur mu?...
ELCEVAI1... Olur.
74 - Zeyd'e, süt oğlu
Amr'in nesepten nenesi Hind'i nikâr caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
Zeyd'e, süt oğlu
V'hr'in süt nenesi Hind'i nikâhlanış olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
7- Zeyd'e, nesepten kızı
Hind'in süt nenesi Zeyneb'i nikâl caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
77 - Zeyd'e, süt kızı Hind'in
nesepten nenesi Zeyneb'i nikâ caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
7S - Zeyd'e, süt kızı Hind'in
süt nenesi Zeyneb'i nikâhlara olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
79 - Hind'e, nefsini nesepten
olan oğlu Zeyd'in süt dedesi nikahlaması caiz olur mu?... ELCEVAP... Olur.
80 - Hind'e, nefsini
süt oğlu Zeyd'in nesopten dedesi Aırır'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELC-EVAP... Olur.
81 - Hind'e, nefsini süt
*r;lu Zeyd'in süt dedesi Amr'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
82 -Hind'e, nefsini nesepten
olan kızı Zeyneb'in süt dedesi Zeyd'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
83 _- Hind'e, nefsini süt
kızı Zeyneb'in nesepten olan dedesi Zeyd'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
S4 - Hind'e, nefsini süt
kızı Zeyneb'in süt dedesi Zeyd'e nikahlaması caiz olur mu?... .
ELCEVAF... Olur.
85 - Zeyd'e, nesepten
olan oğiu Amrin süt halası Hind'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
86 - Zeyd'e süt
oğlu Amr'in nesepten (dan halası Hind'i nikahlaması
eâiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
87 - Zeyd'e, süt oğlu
Amr'in süt halas; Hind'i nikahlaması caiz )lur mu?...
ELCEVAF... Olur.
88 - Zeyd'e. nesepten
olan kızı Hind'in süt halası Zeyneb'i nikâr-1 aması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
89 - Zeyd'e, süt kızı
Hind'in nesepten olan halası Z'yneb'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
90 - Zeyd'e, süt kızı
Hind'in süt halası Zeyneb'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
91 - Hind'e, nefsini nesepten
olan kızı Zeyneb'in süt dayısı Zeyd'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
92 - Hind'e, nefsini süt kızı
Zeyneb'in nesepten olar. dayısı Zeyd'e nikahlaması caiz oîur mu?...
ELCEVAP... Olur.
93 - Hind'e, nefsini
süt kızı Zeyneb'in süt dayısı Zeyd'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
94 - Hind'e, nefsini
nesepten olan oğlu Zeyd'in süt dayısı Amr'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
95 - Hind'e, nefsini
sül oğlu Zeyd'in nesepten olan dayısı Amr'e nikahlaması caiz oiur mu?...
ELCEVAF... Olur.
96 - Hind'e, nefsini
süt oğlu Zeyd'in süt dayısı Amr'e nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
97 - Zeyd'e, oğlu
Amr'in nesepten olan kız kardeşi Hind'in
süt kızı Zeyneb'i nikahlaması caiz olur mu?-..
ELCEVAF... Olur.
98 - Zeyd'e, oğlu
Amr'in süt kız kardeşi Hind'in nesepten olan kızı Zeyneb'i nikahlaması caiz
olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
99 - Zeyd'e, oğlu
Amr'in süt kız kardeşi Hind'in süt kızı Zeyneb'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAF... Olur.
100 - Zeyd'e, kızı Hind'in
nesepten olan kız kardeşi Zeyneb'in süt kızı Hatice'yi nikahlaması caiz olur
mu?...
ELCEVAP:.. Olur.
101 - Zeyd'e, kızı
Hind'in süt kız kardeşi Zeyneb'in nesepten olan kızı Haticeyi nikahlaması caiz
olur mu?... <
ELCEVAP... Olur.
.
102 - Zeyd'e, kızı Hind'in
süt kız .kardeşi Zeyneb'in süt kızı ce'yi nikahlaması caiz ol
|jmu?... ECCEVAP... Olur.
103- Hind'e, nefsini oğlu
Zeyd'in nesepten olan kız kardeşi Zeyneb'in süt oğlu Amr'e nikahlaması caiz
olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
104- Hind'e, nefsini oğlu
Zeyd'in süt kız kardeşi Zeyneb'in nesepten olan oğlu Amr'e nikahlaması caiz
olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
105- Hind'e, nefsini oğlu
Zeyd'in süt kız kardeşi Zeyneb'in süt oğlu Amr'e nikahlaması caiz olur
mu?...
ELCEVAP... Olur.
106- Hind'e, nefsini kızı
Zeyneb'in nesepten olan kız kardeşi Ha-ticenin süt oğlu Zeyd'e nikahlaması caiz
olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
107 - Hind'e, nefsini kızı
Zeyneb'in süt kız kardeşi Hatice'nin nesepten olan oğlu Zeyd'e nikahlaması caiz
olur mu?...
ELCEVAP. . Olur.
108 - Hind'e, nefsini kızı
Zeyneb'in süt kız kardeşi Hatice'nis süt oğlu Zeyd'e, nikahlaması caiz
olur mu?...
ELCEVAP... Oiur.
109 - Zeyd'e, oğlu
Amr'in nesepten haiası Hind'in süt kızı Zeyneb'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
110 - Zeyd'e, oğlu
'Amr'in süt halası Hmd'in nesepten kızı Zeyneb'i nikahlaması caiz oiur mu?...
ELCEVAP... Olur.
111 - Zeyd'e, oğlu Amr'in süt
halası Hind'in süt kızı Zeyneb'i nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Oiur.
112 - Zeyd'e. kızı Hind'in
nesepten halası Zeyneb'in süt kızı Hatice'yi nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
113 - Zeyd'e. kızı Hind'in
süt halası Zeyneb'in nesepten olan kızı Hatice'yi nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
-
.
114 - Zeyd'e. kızı Hind'in
süt halası Zeyneb'in süt kızı Haticeyi nikahlaması caiz olur mu?...
ELCEVAP... Olur.
Buraya kadar zikrettiğimiz
yüz ondört (114) madde Iîehcetül fetâ-vanın son. kısmından nakledilmiştir.
Bu son fetvaları da şu
kaidenin içinde olduğunu yine anlamalıyız: «Emene emdirenin küllü haram,
emdirene emenin nefsi haram.»
Emme, emdirme ve emişme
hükümlerini iyi anlamak İçin bu kaideyi anlıyarak iyi bellemeli ve bu bahsi İyi
anlamak ve yanlış hüküm vermemek için tekrar tekrar okumak lâzınıd 'Okuma
neticesinde yine anlaşılamıyan yönleri olursa, fıkıh mes'elelerınde malumatı
vasıa sahibi kimselere müracaat etmek en güzel hareket olur.
«Eğer bilmiyorsanız zikir
erbabına (âlim ve fakıhlere) sorun.» Nahl Sûresi; Âyet, 43.
Mustafa Uysal, İzahlı Multeka
El Ebhur Tercümesi, Merhaba Ofset Yayınları 1/417-446.