Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Ahirete İman Ve İnsan Hayatına Etkisi

AHİRETE İMAN VE İNSAN HAYATINA ETKİSİ[1]

 

Ölüm denen gerçek her gün yaklaşıyor. Her geçen gün, yaşlı olsun, genç olsun bütün insanların ömür takviminden bir yaprak daha düşürüyor ve herkes kaçınılmaz biçimde hayatının sonuna doğru yol alıyor. Bunu, her gün yaşadığımız  sayısız örneği  ile görüp duruyoruz. Her canlının hayatı son bulacak. Ancak ömrü sınırlı olan yalnız insan değil, insanı omuzlarında  taşıyan dünya; onun,  içinde yer  aldığı sistem ve bütün kainatın da tıpkı canlılar gibi belli bir ömrü var. Bir gün gelecek kainatın da ömrü tükenecek ve her şey yerle bir olacak ve düzen bozulacaktır. Bu yer yüzünün ve bütün kainatın “ömrünün” sonu olacaktır. Kainatın, bu müthiş olayı yaşayacağı güne “kıyamet günü” diyoruz.

Ancak insanın ölümü, kainat düzeninin bozulması ile kıyametin kopması her şeyin sonu değildir. Aksine, kıyametin ardından, bozulan düzen yeniden kurulacak, ölen herkes tekrar diriltilecek, ikinci ve sonsuz bir hayat başlayacaktır. Yüce Allah'ın kudreti ile gerçekleşecek olan bu ikinci hayata da  "Ahiret hayatı" diyoruz.

Bütün semavi dinlerin inanç esasları içinde ahiret hayatına iman esası vardır. En son semavi din olan İslam, Ahiret hayatının varlığı üzerinde önemle durur. Tıpkı geçmiş semavi dinlerde olduğu gibi, bizim dinimizde de, her şeyin son bulmasından sonra ikinci ve sonsuz bir hayatın varlığına inanmak, nihai kurtuluşun temel şartları yani iman esasları arasında yer almaktadır.

Ahiret hayatı, kıyametin kopmasından sonra, Allah’ın, gelmiş geçmiş bütün insanları ve diğer canlıları tekrar diriltmesi ile başlayacaktır. İnsanın ölüp kabre konması ile kıyametin kopup insanların tekrar diriltilmesi arasında geçen  zaman kabir hayatı, bu ara zamana da “berzah alemi” denmektedir.

“Ahiret” kelimesi; sözlük anlamı ile “evvel” kelimesinin zıddını ifade eder. İslami bir terim olarak, “öbür dünya”, “ölümden sonraki hayat” anlamında kullanılır. Buna göre dünya, canlıların yaşadığı ilk alem, ahiret ise son alemdir.

Ahiret hayatının yaşanacağı ortam Kur'ân'da “ed-dâru’l-âhira” (Ankebut, 29/ 64) “ikinci yurt”, “ahiret yurdu” şeklinde de kullanılmaktadır.

Ahiret gününe iman, Allah'a iman esasından ayrı düşünülemez. Çünkü Allah'a iman etmek onun bildirdiği hakikatlere de iman etmeyi gerektirir. İnandığımız Allah bize ahiret gününün varlığını, orada müminlerin ulaşacağı  nimetleri, kafirlerin göreceği azabı haber vermiştir. Bu sebeple ahiret gününe inanmamız da kaçınılmaz olur. Bundan dolayı müslüman, inancının bir gereği olarak daima ahiret gününe iman ettiğini, Kuran ve sahih sünnette bildirilen ahiret ahvaline inandığı da söyler. İşte şu ayeti kerime bize, ahirete imanın İslam inanç temellerinden biri olduğunu bildirmektedir.

.ياايهاالذين آمنواآمنوا بالله ورسوله والكتاب الذى نزل على رسه والكتاب ا لذى انزل من قبل

"Ey iman edenler! Allah'a, Peygamber'ine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin"(Nisa,4/136).

Aynı âyetin devamında bu esasları inkâr etmenin küfür olduğu bildirilmektedir.

ومن يكفر بالله وملائكته وكتبه ورسله واليوم الآخرفقد ضل ضلالا بعيدا

"Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, Peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse derin bir sapıklığa düşmüş olur."

KIYAMET GÜNÜ

Kıyametin mutlaka kopacağını Kuran,ان الساعة آتية “Kıyamet mutlaka gelecektir.” (Tâ-Hâ, 20/15) diye haber vermektedir. Kainattaki akıllara durgunluk veren düzen ve sistem o gün son bulacak, bambaşka ve dehşetli bir hal yaşanacaktır.

يوم نطوى السماء كطى السجل للكتب كما بدأنا اول خلق نعيده وعدا علين انا كنا فاعلين  

Yazılı kağıt tomarlarının dürülmesi gibi göğü düreceğimiz günü düşün. Başlangıçta ilk yaratmayı nasıl yaptıysak, -üzerimize bir vaad olarak- onu yine yapacağız.” (Enbiya, 21/104)  

Şu ayetlerde de kıyametin kopuş anından sahneler sunmaktadır:

اذا السماء انفطرت واذاالكواب انتثرب واذاالبحار فجرب واذاالقبور بعثرب علمت نفس ما قد مت واخرت

“Gök yarıldığı zaman, yıldızlar saçıldığı zaman, denizler kaynayıp fışkırdığı zaman, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman herke yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek.” (İnfitâr, 82/1-5)

القارعة ما الاقارعة وما ادراك ماا لقارعة يوم يكون الناس كالفراش المبثوث وتكون الجتال كالعهن المنفوش   

Yürekleri hoplatan büyük felaket! Nedir o yürekleri hoplatan büyük felaket? Yürekleri hoplatan büyük felaketin ne olduğunu sen ne bileceksin? O gün insanlar, her biri bir tarafa uçuşan küçük kelebekler gibi olacaktır. Dağlar da atılmış renkli yünler gibi olacaktır.” (Kâri'a, 101/ 1-5).

Kıyametin kopması ile Yüce Allah’tan başka her şey yok  olacaktır. Şu ayetlerde bu geçek ortay konmaktadır:

كل من عليها فان ويبقى وجه ربك ذو الجلال والاكرام  

Yeryüzündeki her şey yok olacaktır. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabb’inin zatı bâkî kalacaktır (Rahmân, 55/26-27. bk Kasas, 28/ 88).

Kıyamet gününde hiç kimsenin hiç kimseye faydası olmayacaktır. O gün emir ve yetki   sadece Allah’a aittir.

يوم لا تملك نفس لنفس شيئا والامر يومئذ لله

"O gün kimse kimseye hiçbir fayda sağlayamayacaktır. O gün buyruk, yalnız Allah’ındır” (İnfitâr,82/19).

 

KIYAMETİN KOPMA ZAMANI

Her şeyi merak eden insan, kendi akıbetini doğrudan ilgilendiren kıyametin ne  zaman kopacağını da elbette merak edecektir. İnsanın, hakkında bilgi sahibi olabileceği alan ve  bu alan hakkında elde edebileceği bilgi sınırlıdır. İnsan bilgisinin ulaşamayacağı, yalnızca yüce Allah’ın bilgisi dahilinde olan işler de vardır. Yalnız Allah’ın bildiği bu bilgilere “gayb bilgileri”, bunların bağlı olduğu alanlara da “gayb konuları” denir. Kıyametin kopacağı vakit de işte böyle gayb bilgilerinden birini oluşturmaktadır. Mekkeli müşrikler, Hz. Peygamber (s.a.v.) in peygamber olduğunu ispat edebilmesi için, kıyametin ne zaman kopacağını bilmesi gerektiğine inanıyor ve bu soruyu ona yöneltiyorlardı. Oysa hikmeti gereği, Allah teala kıyametin kopacağı zamanın bilgisini kendisine saklamış, yani onu gayb bilgileri arasına koymuştu. Şu ayet onların bu sorularına cevap olmak üzere inmiştir:

يسالونك عن ا لساعة ايان مرساها قل انما علمها عند ربى لايجليها لوقتها الاهو   

“Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: ‘Onun bilgisi ancak Rabb’imin katındadır. Onu vaktinde ancak O (Allah)  ortaya çıkaracaktır….” (A'râf, 7/187).

Vahiy meleği Cebrail insan suretinde Hz. Peygember’in yanına gelerek İslam dinin esasları ile ilgili bazı sorular sormuş ve cevaplarını almıştı. Bu sorular arasında,

 متى الساعة؟ “Kıyamet ne zaman kopacaktır?” sorusu da vardı. Hz. Peygamber’in verdiği cevap şöyle olmuştur:

 “ماالمسؤل عنهاباعلم من السائل

“Bu konuda kendisine soru sorulan kimse, soruyu sorandan daha çok bilgiye sahip değlidir.” [2]

 

KIYAMETİN KOPMASI “YAKIN”DIR

            İnsanların çoğunun inancının aksine kıyametin kopması hiç de uzak değildir. "Gelecek olan her şeyin yakın olduğu" gerçeğini göz önünde bulundurmak gerekir. Dünyaya ait her şeyin son bulacağı, bütün hırsların yok olacağı, düşmanlıkların, geleceğe ait planların anlamını tamamen yitireceği o günün gelmesi yakındır. Müşriklerin kıyametin kopacağına ihtimal vermeyerek onu uzak görmelerini Kur'an şöyle tasvir ediyor:

        انهم يرونه بعيدا و نريه قريبا

      "Şüphesiz onlar (kâfirler), o azabı(n gerçekleşeceği kıyameti) uzak görüyorlar, biz ise onu yakın görüyoruz." (Meâric,70/ 6-7)

      Allah teala, kıyametin vaktini bildirmemekle beraber, onun yakın olduğunu haber  vermektedir.

      اقتربت ا لساعة وانشق القمر         

      "Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.” (Kamer, 54/1). Ayette, Hz. Peygamber’in bir mucizesine (ayın yarılması) işaret edilirken, kıyametin yaklaştığı da haber verilmektedir. Bir başka ayette de şöyle buyurulmaktadır:

      يسالك الناس عن الساعة قل انما علمها عند الله  وما يدريك لعل الساعة تكون قريبا

      “İnsanlar sana kıyametin vaktini soruyorlar. De ki: ‘Onun bilgisi ancak Allah katındadır.’ Ne bilirsin, belki de kıyamet yakında gerçekleşir” (Ahzâb, 33 / 63).

Şu hadis-i şerif de bu konuyu vurgulamaktadır:

 بعثت انا والساعة كهاتين مشيرا باصبعيه االسبابة والوسطى

“Hz. Peygamber (a.s.) işaret parmağı ile orta parmağını birleştirip  göstererek, “Kıyametin gelmesi şu ikisi (arasındaki fark) gibi (yakın) iken ben gönderildim”[3] buyurmuştur.

                  وان يوما عند ربك كالف سنة مما تعدون 

                  “Şüphesiz Rabb’inin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.” (Hac,22/47) ayetinden hareketle söyleyebiliriz ki, kıymetin yakın oluşu bizim ölçülerimizden çok, kainatın kendi ömrü içindeki bir oranlamayı ifade ediyor. Buna göre kıyametin yakın oluşu, kainatın yaratılışından itibaren geçen zamana nispetle, kalan ömrünün çok az  olduğunu ifade etmektedir, diyebiliriz.

 

            KIYAMET ALAMETLERİ

 

           1. Kıyametin kopması yaklaşınca, ortalığı bir duman kaplayacak, bunun üzerine müminler nezleye yakalanmış bir hale gelecek, kafirler ise çok kötü ve zor bir duruma geleceklerdir.

2. Deccâl’ ortaya çıkacak ve ilahlık iddiasında bulunacaktır.

3. Dâbbetülarz denen bir mahluk çıkacaktır. Şu ayette bu konu açıkça bildirilmektedir:

واذا وقع القول عليهم اخرجنا لهم دابة من الارض تكلمهم ان ا لناس كانوا بأيا تنا لايوقنون

“(Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince, onlar için kendilerine yerden bir dâbbe (canlı bir yaratık) çıkarırız. O, onlara insanların ayetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler.” (Neml, 27/82).

4. Güneş Batı’dan doğacaktır. Hz. Peygamber bu konuda şöyle buyurmuştur:

لا تاتيكم الساعة حتى تطلع الشمس من مغربها  

Güneş battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmayacaktır."[4]  Güneş Batıdan doğup ta insanlar bunu gördüklerinde hepsi iman edecek fakat bu iman onlara fayda sağlamayacaktır. Şu ayette işte bu anlatılmaktadır:

يأتى بعض آيات ربك لا ينفع نفسا ايمانها لم تكن آمنت من قبل  يوم  

"Rabb’inin ayetlerinden bazısı geldiği gün daha önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış olan bir kimseye  (o günkü) imanı fayda vermez.” (En'âm,6/158).  İşte bu an,  tövbe kapısının kapandığı andır.

5. Hz. İsa'nın yer yüzüne inerek Hz. Peygamber’in dîni üzere amel etmesi, Deccâl’i öldürmesi. Hz. İsa’nın inişi, Kuranda işaret yollu bildirilmiş, sahih hadislerde ise açıkça ifade edilmiştir.

 وانه لعلم للساعة فلا تمترن بها

“Şüphesiz o kıyametin (kopacağının) bir bilgisidir. Artık onun hakkında şüphe etmeyin” (Zuhruf, 43/61) anlamındaki ayet, öncesi ve sonrası ile değerlendirilerek “kıyametin bilgisi” olduğu bildirilenin İsa (a.s.) olduğunu tefsir bilginleri ifade etmektedirler.

 6. Y’ecüc ve Me’cüc adlı iki kavmin ortaya çıkıp yer yüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarmaları. Şu ayet-i kerimede bu olaya işaret vardır:

حتى اذا فتحت يأجوج ومأجوج وهم من كل حدب ينسلون واقترب الوعد الحق فاذا هى شاخصة ابصارالذين كفروا

“Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc’ün önü açıldığı zaman her tepeden akın ederler. Gerçek vaad (kıyametin kopması) yaklaşır, bir de bakarsın inkar edenlerin gözleri açılıp donakalmıştır...” (Enbiyâ, 21/96-97)

7, 8, 9: Yeryüzünün Doğusunda, Batısında ve Arap Yarımadasında güneş tutulması.

10.Yemen’de büyük bir ateşin ortaya çıkması. Aşağıdaki hadis bu alametleri topluca bildirmektedir.

Hüzeyfe b. Üseyd (r.a.) anlatıyor: Resülullah (s.a.v.);

انها لن تقوم الساعة حتى ترون قبلها عشر آيات فذ كر الدخان والد جال والدابة وطلوع الشس من مغربها ونزول عيسى بن مريم و يأجوج ومأجوج وثلاثة خسوف خسف بالمشرق وخسف بالمغرب وخسف بجزيرة العرب وآخر ذالك نار تخرج من اليمن

 Kıyamet, kopuşundan önce on alameti görmediğiniz sürece kopmayacaktır, buyurdu ve Duman,. Deccâl’i, Dâbbetü’l-Arz’ı, Güneşin Batı’dan doğmasını, İsa b. Meryem’in inişini, Ye’cüc ve Me’cüc’ü, üç güneş tutulmasını, Doğudakini, Batıdakini ve Arap Yarımadasındakini ve son olarak da Yemen’de çıkacak ateşi zikretti.[5]

      Bu saydıklarımız, kıyametin “büyük alametleri” diye nitelenen alametlerdir. Bunların dışında, hadisi şeriflerde zikredilen ve “kıyametin küçük alametleri” diye anılan alametler de vardır. Şu hadiste bunlardan bir kaçı zikredilmektedir:

      ان من اشراط الساعة ان يرفع العلم ويثبت الجهل ويظهر الزنا ويشرب الخمر  

      “İlmin kaldırılması, cehaletin yerleşmesi, zinanın açıkça yapılması ve içkinin (çok) içilmesi kıyametin alametlerindendir.” [6]

 

BERZAH ALEMİ

 

Dünya hayatının sona erdiği ölüm ile ebedi ahiret hayatının başladığı zaman arasında, Kur’ân’ın “Berzah” adını verdiği bir dönem bulunmaktadır. Berzah, "engel", "perde" anlamlarına gelir. Kuran’da şöyle buyuruluyor:

حتى اذا جاء احدهم الموت قال رب ارجعون لعلى اعمل صالحا فيما تركت كلا انها كلمة هو قائلها ومن ورائه برزخ الى يوم يبعثون

“Nihayet onlardan birine ölüm gelince, ‘Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım’ der. Hayır! Bu sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar diriltilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır” (Mü'munûn,23/99-100).

 

KABİR HAYATI

 

Akıllı ve buluğa ermiş bir insan ölüp kabre konulunca "Münker-Nekîr" adlı iki melek gelip, onu sorguya çeker.

            العبد إذا وضع في قبره وتولي وذهب أصحابه، حتى إنه ليسمع قرع نعالهم، أتاه ملكان فأقعداه، فيقولان له: ما كنت الرجل محمد صلى الله عليه وسلم؟ تقول في هذا  

             “(Mümin) kul kabre konulup dost ve yakınları ayrılıp gittikleri zaman -ki meyyit gidenlerin ayak seslerini duyar- ona iki melek gelir ve meyyiti oturturlar ve ona sorarlar: Muhammed hakkında ne diyorsun?

            فيقول: أشهد أنه عبد الله ورسوله      فيقال: انظر إلى مقعدك  من النار، أبدلك الله به مقعدا من  الجنة

            Mü’min, ben şahitlik ederim ki o Allah’ın kulu ve elçisidir der. Bunun üzerine melekler ey mü’min! Cehennemdeki yerine bak Allah onu senin için cennetten bir makamla değiştirdi derler.

            قال النبي صلى الله عليه وسلم: فيراهما جميعا 

            Peygamber (a.s.) o mümin cehennem ve cennetteki o iki makamını birden görür buyurmuştur.

            وأما الكافر، أو المنافق: فيقول: لا أدري، كنت أقول ما يقول الناس

            Kâfir ve münafık meyyit,  meleklerin sorularına, Muhammed hakkında bir şey bilmiyorum, halkın ona ('Peygamber' dediklerini duyar ve) ben de onların değini derdim' der.

            دريت ولا تليت فيقال لا

            Kâfir ve münafık meyyite, hay sen anlamaz ve duymaz olaydın denir.

            فيصيح صيحة ثم يضرب بمطرقة من حديد ضربة بين أذنيه

            Sonra bu kâfir ve münafığın iki kulağı arasına demirden bir topuzla vurulur. Topuz vurulunca şiddetle bağırıp feryat eder

              يسمعها من يليه الا الثقلين

            Bunların feryadını insan ve cin hariç ölüye yakın her şey duyar”[7].

KIYAMET AHVALİ

 

Kıyametin gerçekleşmesi ile daha sonra meydana gelecek olan bir takım olaylara ve yaşanacak hallere kıyamet ahvali denir. Bunları söyle sıralamak mümkündür:

 

KIYAMETİN KOPMASI

 

Mahiyetini ancak Allah’ın bildiği “sûr” denilen bir boruya Allah’ın emri ile, İsrafil adlı meleğin üfürmesi ile kainatın düzeni bozulacak, kıyamet kopacak, bütün canlılar ölecek, Allah’tan başka her şey yok olacaktır

       Şu ayetlerde sûra birinci defa üfürülmesi ve  kıyametin kopuş anı anlatılmaktadır:

     ونفخ فى الصور فصعق من فى السموات ومن  فى الارض الاما شاءالله

“Sûra üflenir ve Allah’ın dilediği kimseler dışında, göklerdeki herkes ve yerdeki herkes  ölür”  (Zümer, 39 / 68).

    اقترب للناس حسابهم وهم فى غفلة معرضون  ما يا تيهم من ذ كر من ربهم محد ث الا استمعوه وهم يلعبون

"İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Halbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmektedirler. Rablerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki onlar mutlaka onu alaya alarak (kalpleri de gaflette olarak) dinlemesinler. (Enbiya, 21/1-2)

 

ياايهاالناس اتقوا ربكم ان زلزلة الساعة شىء عظيم  يوم ترونها تذهل مل مرضعة عما ارضعت وتضع كل ذات حمل حملهاوترى الناس يكارى وما هم بسكارى ولكن عذابالله شديد

"Ey insanlar! Rabb’inize karşı gelmekten sakının. Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirmekte olduğu çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün; halbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir” (Hac,22 / 1-2).

 

            ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLTİLME (BA’S)

 

       Yine Allah’ın emri ile, İsrafil adlı meleğin “Sûr”a ikinci defa üflemesi ile bütün insanlar tekrar diriltileceklerdir.Bu dirilme, ruhların cesetleri ile buluşup birleşmesi ile gerçekleşecektir. Kur’an’ın şu ifadesi de ikinci defa sura üfürüleceğini haber vermektedir:

   ثم نفخ فيه اخرى فاذاهم قيام ينظرون  

“Sonra ona bir daha üflenir. Bir de bakarsın, onlar (insanlar) kalkmış bekliyorlar” (Zümer,39/68).

      Öldükten sonra dirilmek, yok olan bedenlerin tekrar var edilmesi ve onlara hayat verilmesi olduğuna göre, her normal akıl, bir şeyi baştan yaratmakla onu tekrar var etmenin eş değerde olduğunu, bir şeyi ilk defa yaratanın, onu tekrar var edebileceğini kabul eder. Şu ayetler bu gerçeği ifade etmektedir:

   وهوالذى يبدؤالخلق ثم يعيده وهو اهون عليه

“O başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayacak olandır. Bu O’na göre (ilk yaratmadan) daha kolaydır.” (Rûm, 30/ 27 ayrıca bk. Ahkâf, 46/33).

   وان الساعة آتية لا ريب فيه و ان الله يبعث من فى القبور

“Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onda hiçbir şüphe yoktur ve şüphesiz Allah kabirdeki kimseleri diriltecektir” (Hac,22/7).

 

HAŞR

 

Yeniden dirilişin ardından, bütün mahlukat, hesap vermek üzere bir araya toplanırlar. Bu toplantı yerine “mahşer” denir. Şu ayette bu gerçek ifade ediliyor:

يوم تشقق الارض عنهم سراعا ذالك حشر علينا يسير

“O gün yer, onların üzerinden süratle yarılıp ayrılır. Bu (hesap için) bir toplamadır, bize göre kolaydır.” (Kâf, 50/ 44). Haşr hali, çok zor ve sıkıntılı bir hal olacaktır. İnsanlar, melekler, cinler ve bütün hayvanlar bir arada haşrolacaklardır Herkes kendi derdine düşecek, kimsenin kimseye bakacak hali olmayacaktır. Hz. Peygamber (s.a.v.):

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Ağustos 16 2023 01:00:00 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.01 saniye 14,857,825 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024