Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
İslamda Kardeşlik Ve Kardeşler Arası Hukuk

İslamda Kardeşlik Ve Kardeşler Arası Hukuk

Allah Tealaya insanı yaklaştıran birçok yol ve vesileler vardır Bu yolların içinde en karlı ve kısa olanı muhabbet ve sevgi yoludur Hadisi Kutside

يَقُولُ اللّهُ تَبَارَكَ وَتَعالى: وَجَبَتْ مَحَبَّتِي لِلْمُتَحَابِّينَ فِيَّ، وَلِلْمُتَجَالِسِينَ فِيَّ، وَلِلمُتَزَاوِرِينَ فِيَّ، وَلِلْمُتَبَاذِلِينَ فِيَّ

 Ebû İdrîs el-Havlanî, Mu'âz İbnu Cebel (radıyallâhu anh)'den naklediyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Tebâreke ve Teâlâ Hazretleri şöyle hükmetti: "Benim rızam için birbirlerini sevenlere, benim için bir araya gelenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve benim için birbirlerine harcayanlara sevgim vacip olmuştur."[1]Buyruldu.

Kişi Müslüman kardeşinin yardımında olduğu sürece Allah da onun yardımındadır Kardeşlerinin kusurlarını örtmede gece gibi, derdiyle dertlenmede bir bedenin azaları gibi, sevincini paylaşmada ana gibi olursa işte İslam kardeşliğinin gereğini yerine getirmiş olur

Kardeşinin can ve malını korur, emniyet telkin etmek ona zarar vermez ve onun gıyabında ırz, namus, şeref ve haysiyetini zedeleyecek hal ve davranıştan kaçınır Cenaze gibi sıkıntılı günlerinde yanında olur.Bayram gibi sevinçli günlerini paylaşır Yardıma ihtiyacı olduğu vakit madden manen yardımcı olur.

Her sistem gibi İslâm da kendi cemiyetini belli esaslar üzerine kurmuştur İnançta tevhid’i; cemiyette de uhuvvet’i yani kardeşliği esas almıştır. Dolayısıyla İslâm toplumu, sınırları İslâm imanıyla çizilmiş kardeşler topluluğudur. Bu topluluk ve kardeşliğe imandan başka hiç bir şey, mesela ne ırk, ne renk ne de coğrafya sınır çizemez.

İslâm kardeşliğinin yegane belirleyici ön şartı

لا إِلهَ إِلاَّ اللَّه مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ

Demektir. Bu kelime-i tevhîd’i söyleyen herkes Müslümandır. Ve öteki Müslümanların din kardeşidir.

Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bu gerçek:

اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

 “Mü’minler ancak kardeştirler”[2] şeklinde pek açık biçimde belirlenmiş ve ilan edilmiştir.

Kalplerini birbirine Allah’ın ısındırdığı, ellerini birbirine Peygamberin tutuşturduğu ve kardeş yaptığı bir ümmetiz Cenabı Zülcelal:

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللهِ جَمِيعاً وَلاَ تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَةَ اللهِ عَلَيْكُمْ اِذْ كُنْتُمْ اَعْدَآءً فَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَاَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِهِ اِخْوَانًا وَكُنْتُمْ عَلَى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَاَنْقَذَكُمْ مِنْهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللهُ لَكُمْ اَيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz.

Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. [3]

Mü’minin mü’mine kardeşliği bir rahmet gibi, bir bereket gibi bir nimet gibi sunuluyor Cenab-ı Peygamberin, hayatı boyunca bu kardeşlik üzerinde nasıl titrediğini biliyoruz.

Muahat-Kardeşleşme” deyimi, belki yalnızca İslam ıstılahında vardır

Allah Rasûlü, Mekke hayatı süresince bir ipek kozası zerafetinde ördüğü İslam kardeşliğini, Medine’ye gelişinde toplumlar arasında gerçekleştiriyor Mekke müslümanları ile Medine müslümanlarını, Ensar ile Muhacirleri kucaklaştırıyor, asli ifadesiyle “kardeş” yapıyor Bu kardeşleşmenin hangi boyutlara kadar uzandığını, siyerlerde içimiz dolarak okuyoruz.

Cenab-ı Peygamber hayatı boyunca da, İslam potasında erimiş, bütünleşmiş, kendi ifadeleriyle “  بُنْيَانٌ مَرْصُوصٌ     kenetlenmiş yapı” halinde bir toplum inşasına gayret ediyor Bu toplumu anlatmak için mübarek parmaklarını birbirine geçiriyor, kenetliyor: İşte böyle olun, dercesine.

Sevgili Peygamberimiz “Müslüman müslümanın kardeşidir” buyurmuş, dünyanın neresinde olursa olsun, hangi devirde yaşamış bulunursa bulunsun, bütün müslümanların birbirlerinin din kardeşi olduklarını tüm dünyaya duyurmuştur. Hatta bizzat kendisi Medine’ye teşrif ettiklerinde, Mekke’den gelen muhacirlerden her birini Medineli müslümanlardan biri ile kardeş ilan etmiş, böylece ilk İslâm cemiyetini, kardeşlik esas ve uygulamasıyla başlatmıştır.Modern dünyanın “toplum dayanışması” dediği ve aradığı oluşumu, Hz Peygamber, kıyamete kadar yaşayacak olan ümmetine örnek olmak üzere muahat (kardeşlik) uygulamasıyla, daha ilk İslâm toplumunda gerçekleştirmiştir. Bu sebeple Müslümanlar, kardeşliği Kitap ve Sünnet ile ilan edilmiş ve Medine İslâm toplumuyla o kardeşliği yaşamaya başlamış bir ümmettir.

Cenab-ı Peygamber bu topluma inşa için, ferd ferd her Müslümanın üzerinde bir sevgi eğitimi gerçekleştiriyor Zaaflardan arındırmak ve sevgisizliği İslam toplumundan uzaklaştırmak için ne mümkünse yapıyor.

Hazreti Peygamber (sas)’den bu alanda irad buyurulan hadisi şeriflerde, insanın zaaflarını ve ruhi imkânlarını gözeten tam bir şahsiyet eğitimi vardır. Bir yanda, kardeşleşmenin önündeki engellerin izalesi İnsan kişiliğinden gelen ve sevgisizliğe dönüşmesi heran muhtemel olan zaafların tedavisi, diğer yandan gönülleri “Allah için sevgi” atmosferinde bulaşabilecek bir kıvama ulaştırma çabası.

Kardeşlik kutlu ve güçlü bir bağ olduğu kadar büyük bir sorumluluktur da Aynı dine mensup insanların adedince büyüyen bir sorumluluk

Kardeşler arasındaki ilişkilerin nasıl olması lazım geldiği konusunda, hem Kur’an-ı Kerim’de hem de Peygamberimizin hadis-i şeriflerinde çok ciddî tavsiye ve uyarılar bulunmaktadır. Bütün bu uyarı ve tavsiyelerin özünü aslında “kardeşlik” kelimesi ifade etmektedir

Hz Peygamber de bu yüzden kardeşler arasındaki her türlü münasebette, Müslüman’a kendi nefsini ölçü almasını öğütlemiştir.

O (sa) şöyle buyurmuştur:

يُؤْمِنُ اَحَدُكُمْ حتَّى يُحِبَّ ‘خيهِ ما يُحِبَّ لِنَفْسِهِ

Sizden biri, kendi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe gerçek imana eremez..” [4]

Bu hadis-i şerif, din kardeşliği sorumluluğunu bütün boyutlarıyla pek özlü bir ifade ile ortaya koymuş bulunmaktadır Ancak yine de, konuyu açıklığa kavuşturmak bakımından, diğer hadislerden yararlanarak din kardeşliğinin bazı gereklerine işaret etmek faydalı olacaktır.

Müslüman, haklı sebeplere dayalı da olsa, müslüman kardeşiyle üç günden fazla küs duramaz Müslüman kardeşleri yanı başında dururken onları bırakıp başka din mensuplarını ve dinsizleri dost edinemez.

Çünkü müslümanın dostu ancak müslümandır Çünkü atalarımızın da dediği gibi, “domuzdan post, gavurdan dost olmaz” Müslüman, öteki Müslüman kardeşlerine buğz edemez, kin tutamaz,

Sırt çeviremez Araya bir takım sun’i üstünlük ölçüleri koyamaz.

Çünkü İslâm’da üstünlük sadece ve sadece takva iledir.

يَآاَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَآئِلَ لِتَعاَرَفُوآ اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللهِ اَتْقَيكُمْ اِنَّ اللهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ

“Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır.”[5]

Gerek fert, gerek millet olarak tercihlerini daima din kardeşlerinden yana kullanmak zorundadır Günümüz dünyasında beynelmilel platformlarda Müslümanların birbirlerine arka çıkmaları, dünyadaki güç dengeleri bakımından fevkalade ehemmiyet arz etmektedir. Bu konuda şu hadis-i şerif pek dikkat çekicidir:

قالَ رَسولُ اللّهِ: المُسْلِمُ أخُو المُسْلِمِ َ يَظْلِمُهُ وََ يُسْلِمُهُ، وَمَنْ كَانَ في حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللّهُ في حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِماً سَتَرَهُ اللّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ

İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)  buyurdular ki: "Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu tehlikede yalnız bırakmaz. Kim, kardeşinin ihtiyacını görürse Allah da onun ihtiyacını görür. Kim bir müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, Allah da o sebeple onu Kıyamet gününün sıkıntısından kurtarır. Kim bir müslümanı örterse, Allah da onu kıyamet günü örter." ( Kim bir müslümanm ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter”) [6]

“Hadiste İslâm kardeşliğinin nasıl gerçekleşeceği belirtilmektedir.

Görüldüğü üzere Müslüman, iman kardeşine karşı bazı vazifelerle mükellef durumda: Zulmetmeyecek, tehlikeye atmayacak, sıkıntısını giderecek, yardımına koşacak ve örtecek

Resulullah “Örtme” işini mutlak bırakmıştır. Bu sebeple şârihler:

“Bedenini örtmek, ayıbını örtmek, ihtiyacını örtmek, gıybetini yapmamak suretiyle kusurlarını örtmek vs” diye her çeşit örtme’yi anlamışlardır.

Şunu da belirtelim ki, müslümanı örtmek, zulüm veya fesadı örtmeye müncer olmamalıdır. Bazı kusurlar, başkasına tecavüz ve zulüm şeklinde veya fesad, fitne şeklinde olabilir. Böylesi ayıplar örtülmez, yetkililere ihbar edilir Bu müstehabtır, gıybet değildir.

Keza ma’siyet işleyen, o davranışından imkân nisbetinde yasaklanır.

Taberânî’nin bir başka tarikten yaptığı rivayette şu ziyade vardır:

َ يُسْلِمُهُ ف مُصِيبَةٍ نَزَلَتْ بِهِ وَ

“Başına gelen bir musibette yardımsız bırakmaz” Müslim’in bir rivayetinde يَحْقِِرُهُ وََ

“onu tahkir etmez, şer olarak müslümana, müslüman kardeşini tahkir etmesi yeterlidir” denmiştir

Yine Müslim’de:

واللّهُ في عَوْنِ الْعَبْدِ مَا كَانَ الْعَبْدِ في عَوْنِ أخِيهِ،

 “Kişi kardeşinin yardımında olduğu müddetçe, Allah da onun yardımındadır.”[7]

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah [sav] şöyle buyurdu:

وعن أَبي هريرة رضي اللَّه عنه قال : قال رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : «المُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِم لا يخُونُه ولا يكْذِبُهُ ولا يخْذُلُهُ ، كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حرامٌ عِرْضُهُ ومالُه ودمُهُ التَّقْوَى هَاهُنا ، بِحسْبِ امْرِىءٍ مِنَ الشَّرِّ أَنْ يَحْقِرَ أَخاهُ المسلم»

 

Ebû Hüreyre  radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem  şöyle buyurdu:

“Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona hiyânet etmez, yalan söylemez ve yardımı terketmez. Her müslümanın, diğer müslümana ırzı, malı ve kanı haramdır. Takvâ buradadır. Bir kimseye şer olarak müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi yeter.”[8]  

Hadisten açıkça anlaşıldığına göre din kardeşliği çerçevesinde kardeşçe yapılacak işlerin ahirette de karşılıkları görülecektir Yani kardeşler birbirleri için “ahiret yatırım” vesilesidirler Din kardeşleri arasındaki ilişkiler konusunda Hucurat Suresi’nde bir çok dikkat çekilmiştir.

 

 

-وَعَنْه رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: حَقُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ خَمْسٌ: رَدُ السََّمِ، وَعِيَادَةُ الْمَرِيضِ، وَاتِّبَاعُ الْجَنَازِةُ، وَإِجَابَةُ الدَّعْوَةِ، وَتَشْمِيتُ العاطس[. أخرجه الخمسة.وزاد مسلم فِي رواية: وَإِذَا دَعَاكَ فَأجِبْهُ، وَإِذا اسْتَنصَحَكَ فَانْصَحْ لَهُ .

 

            Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Müslümanın, müslüman üstündeki hakkı beştir: "Selamını almak, hasta ziyaretine gitmek, cenazesine katılmak, davetine icâbet etmek, hapşırırca yerhamükallah demek."

Müslim'in bir rivayetinde şu ziyâde vardır: "Eğer seni davet ederse icâbet et, senden nasihat taleb ederse ona nasihat ed." [9]

 

وعنه قال : قال رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « انْصُرْ أَخَاكَ ظَالِماً أَوْ مَظْلُوماً» فقَالَ رَجُلٌ: يَا رسول اللَّه أَنْصرهُ إِذَا كَانَ مَظلُوماً أَرَأَيْتَ إِنْ كَانَ ظَالِماً كَيْفَ أَنْصُرُهُ ؟ قال: « تَحْجُزُهُ أَوْ تَمْنعُهُ مِنَ الظُّلْمِ فَإِنَّ ذلِك نَصْرُهْ » رواه البخاري

Enes  radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem  şöyle buyurdu:

“Din kardeşin zalim de mazlum da olsa ona yardım et.”

Bir adam:

- Ya Resûlallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ama zâlimse nasıl yardım edeyim, söyler misiniz? dedi. Peygamberimiz:

“Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir” buyurdu. [10]

قال رسولُ اللّه #: مَا أكْرَمَ شابٌّ شَيْخاً لِسِنّهِ إَّ قَيَّضَ اللّهُ تَعالى لَهُ مَنْ يُكْرِمُهُ عِنْدَ سِنِّهِ

Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)  buyurdular:

"Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşı  sebebiyle ikramda bulunursa, Allah yaşlılığında ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder."[11]

قال رسولُ اللّهِ #: مَنْ ذَبَّ عَنْ عِرْضِ أخِيهِ رَدَّ اللّهُ النَّارَ عَنْ وَجْهِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ

Ebû'd-Derda (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) : "Kim kardeşinin ırzını müdafaa ederse, Kıyamet günü Allah, onun yüzünden ateşi çevirir.[12]


 

[1]İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/139.

[2] Hucurat, 49/10

[3] Al-i İmran,3/103

[4] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/248.

[5] Hucurat, 49/13

[6] Buhârî, Mezâlim: 3, İkrâh: 7; Müslim, Birr: 58, (2580).

[7] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/149

[8] Riyazü’s Salihin 236 Tirmizi 187 1992

[9] Buhârî, Cenâiz 2; Müslim, Selâm 4. Ayrıca bk. İbn Mâce, Cenâiz 1

[10] Buhârî, Mezâlim 4; İkrâh 6. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 68

[11] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/156.

[12] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/153.

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Ocak 31 2014 03:00:00 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.01 saniye 14,865,568 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024