Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Ramazan ayı ibadetleri

Ramazan ayı ibadetleri         Vaaz Resimleri: w.jpg

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِى اُنْزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَنْ كَانَ مَرِيضًا اَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ اَيّاَمٍ اُخَرَ يُرِيدُ اللهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللهَ عَلَى مَا هَدَيكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ 

"O Ramazan ayı ki. insanları irşad için. hak ile batılı ayıracak olan. hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur'an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya şahit olursa onda oruç tutsun. Kim de hasta, yahut yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer fiililerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler zorluk dilemez.. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir etmenizi ister. Umulur ki şükredersiniz."1)

إِذَا دَخَلَ رَمَضَانُ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الجَنَّةِ، وَغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ، وَسُلْسِلَتِ الشَّيَاطِينُ

"Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur."2) Oruç İslam'ın beş temel esasından biridir. Farsça'dan Türkçe'ye geçen bir isimdir. Arapça karşılığı "Savm" veya "Sıyam"dır. Savm kelimesinin lügat manası: yiyip içmekten kendini tutmak, imsak, hareketsiz kalmak ve herşeyden eletek çekmektir. Oruç lügatta, bir şeyden uzaklaşmak. bir şeye karşı kendini tutmaktır. Oruç. ikinci fecirden (fecri sadık'tan) itibaren, güneşin grubuna kadar yemekten, içmekten, cinsel ilişkiden ve orucu bozan diğer şeylerden, Allah'a kulluk niyetiyle nefsi alıkoymaya verilen isimdir.

Rasülullah:

َ تَصُومُوا حَتَّى تَرَوُا الهـَِل، وََ تُفْطَروا حَتّى تَرَوْهُ، فَإِنْ غُمَّ عَلَيْكُمْ فَاقْدُرُوا لَهُ

"Hilali görünceye kadar oruç tutmayın,yine(müteakip) hilali görünceye kadar da yemeyin. Bulut araya girerse ayı takdir edin."3)

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ

“Ey iman edenler!Oruç.sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunur sunuz."4) buyurulmuştur.

Oruç ibadetinin: Hicret'ten sonra farz kılındığı hususunda görüşbirliği vardır. Sahih olan rivayete göre, Bedir Savaşı'ndan kısa bir süre sonra farz kılınmıştır.

Oruç ibadetinin nedenine gelince; Usul uleması, ibadetlerde asil olanın Allah'a ihlasla kulluk olduğunu, sebeplerinin tesbit edilip edilmemesinin önemli olmadığını; hikmetlerinden bazılarını kavramanın ve açıklamanın mümkün, ancak teabbüdi olan bu hususlarda illeti tesbit etmenin güç olduğunu söylemişler ve ihlasla Allah'a kulluğun esas alınmasını tavsiye etmişlerdir.

الصِّيَامُ جُنَّةٌ، فَإِذَا كَانَ يَوْمُ صَوْمِ أَحَدِكُمْ فََ يَرفُثْ ، وََ يَصْخَبْ، فَإِنْ شَاتَمَهُ أَحَدٌ، أَوْ قَاتَلَهُ فَلْيَقُلْ إِنِّي صَائِمٌ. إِنِّي صَائِمٌ

 Rasülullah:

Oruç perdedir. Biriniz bir gün ORUÇ tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum" desin (ve ona bulaşmasın)."5)

Allah bu ümmete sesleniyor ve orucu emrediyor.

Oruç: sırf Allah'a ihlas niyetiyle yemekten, içmekten ve cinsi temastan kaçınmaktır.

Oruçta ruhun arınması, temizlenmesi, parlatılması, kötü davranışlardan ve fena huylardan uzaklaştırılması bahis mevzuudur.

Oruç. büyük bir ahlak mektebidir. Mü'min bu mektepte birçok yönlerden eğitilir.

Oruç. Nefse karşı bir savaştır, nefsanî arzulara karşı, şeytanın vesveselerine karşı büyük bir mukavemettir.

Oruç sebebiyle insan mahrum olduğu şeylere ve karşılaşacağı sıkıntılara, korkulara karşı sabretme alışkanlığım kazanır.

Oruç. gizli ve açık her zaman emanete riayet edilmesini öğretir.

Oruç. iradeyi kuvvetlendirir, gayreti bilir, sabrı öğretir, zihnin berraklaşmasına, düşüncenin parlamasına, geçerli ve isabetli düşüncelerin ilhamına yardımcı olur.

Oruç, insana düzen ve disiplin öğretir. 

Oruç. insandaki merhamet ve kardeşlik bağlarım geliştirir. Müslümanları birbirine bağlayan yardımlaşma ve sosyal dayanışma bağlarını kuvvetlendirir

Oruç. fiilen insanın hayatını yeniler. Vücuttaki fazlalıkları atar, mideyi ve hazım organlarını rahatlatır, cesedi korur.

Oruç ibadetine riyanın karışması mümkün değildir. Bir hadisi Şerifte, oruç'un ve oruçlu'nun mahiyeti şu şekilde ortaya konulmuştur.

الصِّيَامُ جُنَّةٌ، فَإِذَا كَانَ يَوْمُ صَوْمِ أَحَدِكُمْ فََ يَرفُثْ ، وََ يَصْخَبْ، فَإِنْ شَاتَمَهُ أَحَدٌ، أَوْ قَاتَلَهُ فَلْيَقُلْ إِنِّي صَائِمٌ. إِنِّي صَائِمٌ

"Oruç bir kalkandır. Oruçlu kötü söz söylemesin. Kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyene iki defa "Ben oruçluyum" desin ve uymasın. Ruhum yedi kudretinde olan Allah'ü Teâla'ya yemin ederim ki: oruçlu ağzın açlık kokusu. Allah indinde misk kokusundan daha temizdir. Cenabı Hak buyurmuştur ki: "Oruçlu kimse benim rızam için yemesini, içmesini ve cinsi arzularını bırakmıştır. Oruç doğrudan doğruya bana edilen (riya karışmayan) bir ibadettir. Onun sayısız sevabını da. doğrudan doğruya ben veririm. Halbuki başka ibadetlerin hepsi on misliyle ödenmektedir."6)

RAMAZAN ÖZEL İBADETLERİ

l -ORUÇ

Oruç lügatta, bir şeyden uzaklaşmak, bir şeye karşı kendini tutmaktır. Falanca sözden oruç tuttu, denilir. Yanı konuşmaktan sakındı, demektir. Oruç tutmaya ehil kimselerin niyet ederek fecrin doğuşundan güneşin batışına kadar orucu bozan şeylerden korunmalarıdır. Yanı oruç belli bir zamanda midenin ihtiyaçlarından ve cinsi arzulardan fiili olarak, mideye ve iç organlara girecek ilaç ve benzeri hissi olan her şeyden uzaklaşmaktır. 

Belirli zaman, fecri sadık'ın doğmasından güneşin batmasına kadar geçen zamandır.

وعن ابن عباس رَضِىَ اللّهُ عَنْهما قال: ]جَاءَ أَعْرَابِيٌّ إِلَى النّبيِّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: إِنِّي رَأَيْتُ الْهَِلَ. يَعْنِى هَِلَ رَمَضَانَ فَقَالَ : أَتَشْهَدُ أنْ َ ألهَ إَِّ اللّهُ؟ قَالَ: نَعَمْ قَالَ: أَتَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً رَسُولُ اللّهِ؟ قَالَ: نَعَمْ. قَالَ يَا بَِلُ: أَذِّنْ في النَّاسِ أَنْ يَصُومُوا غَداً

"Bir Bedevi Rasülullah'a (s.a.v.) gelerek:

"Ben hilali yani ramazan hilalini gördüm!" dedi. Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem:

Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet getirir misin?" diye sordu. Adam "evet" deyince:

"Muhammed'in Allah Resulü olduğuna da şehadet eder misiniz?" dedi. Adam buna da: "evet" diye cevap verince. Efendimiz:

"Ey Bilal! dedi. halka yarın oruç tutmalarını ilan et!"5)

Oruçtan ehil belli bir şahıstan maksat, hayız ve nifas durumunda olmayan, akıllı ve müslüman kimselerdir.

Niyetten maksat, tereddütsüz ve kesin olarak ibadeti adetten ayıracak şekilde bir fiili yapmaya kalbin azmetmesidir.

قَالَ اللّهُ تَعَالَى: إَِّ الصَّوْمَ فَإِنَّهُ لِى وَأنَا أَجْزِى بِهِ يَدَعُ شَهْوَتَهُ وَطَعَامَهُ مِنْ أَجْلِي: لِلصَّائمِ فَرْحَتَانِ، فَرْحَةٌ عِنْدَ فِطْرِهِ، وَفَرْحةٌ عِنْدَ لِقَاءِ رَبِّهِ، وَلَخُلُوفَ  فَمِ الصَّائِمِ أطْيَبُ عِنْدَ اللّهِ مِنْ رِيحِ المِسْكِ

Allah Azze ve Celle buyurur ki. "oruç benim içindir, onun karşılığım da ben veririm. Kişi şevhetini, yemesini, içmesini Benim için terkeder. Oruç kalkandır. Oruçlu için iki rahatlık vardır: Biri iftar ettiği zaman, biri de rabbine kavuştuğu zaman. Ve oruçlunun ağız kokusu. Allah katında misk kokusundan daha hoştur.(8) Rasülullah (s.a.v.) buyurdular ki:

قَالَ رَسُولُ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : منْ فَطَّرَ

صَائِماً كان لهُ مثْلَ أجْرهِ  غَيْرَ أنَّهُ َ يَنْقُصُ منْ أجْرِ الصَّائِمِ شَيئْاً

"Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruclunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.(9) Kim oruçlu olduğu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasın. Çünkü ona Allah yedirip içirmistir."10)

2 -TERAVİH NAMAZI

Yatsı namazindan sonra kılınan namaz, "teravih" kelimesi Arapça, "Terviha" nın çoğuludur ve "oturmak, istirahat etmek" anlamına gelmektedir.

Teravih namazı,kadın erkek her müslüman için sünneti müekkede'dir. Teravih, orucun sünneti değil, vaktin sünnetidir.

Bir mazereti dolayısıyle oruç tutamıyanlar da teravih namazı kılarlar.

Ramazan gecelerini ihya etmek için kılınan teravih namazı Rasülullah (s.a.v) tarafından teşfik edilmiş.

من صام رمضان ايمانا واحتسابا غفر له ما تقدم من ذنبه  

"Her kimin anarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır."11)

عن أبى هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]كَانَ رَسولُ اللّهِ # يُرَغِّبُهُمْ في قِيَامِ رَمَضَانَ مِنْ غَيْرِ أنْ يَأمُرَهُمْ بِعَزِيمَةٍ فَيَقُولُ: مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إيمَاناً وَاحْتِسَاباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ،

Şüphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı. Bende Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım. Her kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek ramazan'ı oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur" buyurmaktadır.(12)

وعن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: ]صلّى رسولُ اللّهِ # في المَسْجِدِ فَصَلّى بِصََتِهِ نَاسٌ كَثِيرٌ ثُمَّ صَلَّى مِنَ القَابِلَةِ فَكَثُرُوا. ثُمَّ اجْتَمَعُوا مِنَ اللَّيْلَةِ الثَّالِثةِ فَلَمْ يَخْرُجُ إلَيْهِمْ. فَلَمَّا أصْبََحَ قَالَ: قَدْ رَأيْتُ صَنِيعَكُمْ فَلَمْ يَمْنَعْنِى مِنَ الخُروجِ إلَيْكُمْ إَّ أنِّى خَشِيتُ أنْ تُفْرَضَ عَلَيْكُمْ، وذلِكَ في رَمَضَان

Rasülullah (s.a.v) Efendimiz Ramazan'da mescitte gece bir namaz kıldı. Sahabenin çoğu da onunla birlikte o namazı kıldı. İkinci gece yine aynı namazı kıldı.

Bu kez O'na tabi olarak aynı namazı kılan cemaat daha fazla oldu. Üçüncü gece Rasülullah (s.a.v) mescid'e gitmedi. Mescid'i dolduran cemaat O'nu bekledi.

Rasülullah (s.a.v) ancak sabah olunca mescide çıktı ve cemaata şöyle buyurdu:

"Sizin cemaatle teravih namazını kılmaya ne kadar arzulu olduğunuzu görüyorum. Benim çıkıp, size namazı kıldırmama engel olan bir husus da yoktu. Ancak ben size, teravih namazının farz olmasından korktuğum için çıkmadım".(13)

Hanefilere göre, teravih namazının rekat sayısı Hz. Ömer (R.A)'ın uygulamasına dayanır. Hz. Ömer (R..A) Mescidi Nebevide halifeliğinin son zamanlarında teravih namazını yirmi rekat olarak kıldırdı. Dört halife devrinden sonra da kimse teravihin yirmi rekat olarak cemaatle kılınmasına karşı çıkmadı.

Alimler bu hususta Rasülullah (s.a.v)'in şu hadisine göre hareket etmişlerdir:

"Benden sonra benim sünnetimden ve raşit halifelerin sünnetinden ayrılmayın."14)

Teravih namazı, ramazan ayına mahsustur; vakti, tercih edilen görüşe göre, yatsı namazından sonradır, sabah namazının vaktine kadar devam eder.

Vitir namazı teravih namazından sonra kılınır.

Ancak teravih namazından önce kılınmasında da herhangi bir sakınca yoktur.

Ancak teravih namazı yatsı namazından önce kılınmaz.

En sağlam görüşe göre, teravihte cemaat olmak sünneti kifayedir. Yani bir mescitte hiç kimse teravihi cemaatle kılmazsa, hepsi günahkâr olur.

Teravih namazı tek başına da kılınabilir, fakat cemaatle kılınmasının fazîleti daha fazladır.

Teravih namazını, her iki rekatta bir selam vererek on selam ile bitirmek daha faziletlidir.

Dört rekatta bir selam vermek de caizdir. Teravih namazını kılarken, iki rekatta bir selam verilse, normal olarak akşam namazının iki rekat sünneti gibi ve dört rekatta bir selam verilirse, yatsı namazının dört rekat sünneti gibi kılınır.

3 -İTİKÂF 

İtikaf lügatte bir şeyden ayrılmak, ister hayır olsun, ister kötülük olsun, bir şey üzerinde devam etmek demektir. Şer'an itikâfın tarifi ise:

Cemaatle namaz kılınan bir mescitte oruçlu olarak ve itikâfa niyet ederek beklemektir. Mescitte beklemek itikâfın rüknüdür. Çünkü itikâf beklemek, mescidde bulunmakla gerçekleşir.

İtikâf Kur'an ve sünnetle sabittir. Kur'an'da ramazan ayının gecelerinden söz ederken:

وَلاَ تُبَاشِرُوهُنَّ وَاَنْتُمْ عَاكِفُونَ فِى الْمَسَاجِدِ تِلْكَ حُدُودُ اللهِ فَلاَ تَقْرَبُوهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللهُ اَيَاتِهِ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ

"...Bununla beraber siz mescitlerinizde itikaf halinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, ayetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar."

Dini açıdan bir mescitte itikaf niyetiyle durmaktır. Buradaki mescit kaydı, işte bu dini manayı tayin eder. Başka bir kayıt bulunmadığı için bu bekleyiş, bir saat bile olsa, şer'i itikâf bulunabilecek gibi görünür. İmam Muhammed'in zahir rivayeti de böyledir. Bu durumda itikâfta orucun şart olması lazım gelir. Buna nafile itikat denir ki oruçlu oruçsuz sahih olur. Fakat âyetin gelişine bakılırsa itikâfın. Orucu gerektirdiği anlaşılır. Zira "Onlarla cinsi münasebette bulunmayınız." Yasağı, oruç gecelerindeki cinsi münasebetin mubah olduğu hükmünü tahsis yerinde olmakla, itikâfta orucun şart olduğuna ve bundan dolayı itikâf müddetinin bir günden daha az olmayacağına delalet eder ki bu da asıl şer'i itikâftır. "Oruç olmadıkça itikâf yoktur."15) Hadis'i Şerifi de bunu teyid eder.(16)

Rasülullah'ın (s.a.v) özellikle Ramazan içinde ve ramazanın son on gününde itikaf yaptığını bildiren çeşitli hadisi şerifler vardır. Ebu Said (r.a) anlatıyor. "Biz Rasülullah'la (s.a.v) birlikte Ramazan'ın orta on gününde itikafa girdik, yirminci günün sabahı olunca eşyalarımızı evlerimize taşıdık. Rasülullah (s.a.v.) bir hutbe irad etti ve sonra şunu söyledi:

"İtikafa girmiş olanlar, itikaf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğu gösterilmişti, sonra unutturuldu. Siz, son onda ve tek gecelerde arayın . Ayrıca bu gece kendimi su ve çamur içinde secde eder gördüm." Rasülullah (s.a.v) itikaf mahalline dönünce, o günün sonuna doğru hava bozdu. Mescit o sıralarda üzeri dallarla örtülmüş çardak şeklindeydi. Rasülullah (s.a.v)' m burnu ve burun yumuşağı üzerinde su ve çamur bulaşığını gördüm. Bu gece 21. gece idi."17)

İtikâfın Şartları:

a -Niyet; Niyetsiz itikaf olmaz, nezr  edilen itikafta niyetin ayrıca dil ile ifade edilmesi gerekir.

b -Mescid: Erkeğin, itikafı cemaatle beş vakit namaz kılınan Mescid de olmalıdır. İtikâfın en faziletlisi Mescidi Haram'da, sonra Mescidi Nebevî'de ve sonra da Mescidi Aksa'da olanıdır. Diğer mescitlerde ki fazilet cemaatin çokluğuna göre değişir.

c- Oruç: Daha önce de belirttiğimiz gibi vacip olan itikaf için oruç şarttır. Sünnet itikâf Ramazan ayında olduğu için zaten oruçlu bulunma şartı vardır.

d -Temizlik: Kadınların hayız ve nifastan temiz olmaları gerekir. Cünüplük oruca mani olmadığı gibi, itikâfı da bozmaz. İtikâfa giren cami içinde iken ihtilam olursa, dışarı çıkarak gusül abdesti alır ve yeniden itikafa devam eder.

İtikafı Bozan şeyler:

a- Cinsi ilişkide bulunmak. Öpmek ve kucaklamak gibi şeylerden dolayı inzal vaki olursa yine itikaf bozulur.

b -Herhangi bir ihtiyaç yokken mescidden dışarı çıkmak.

c -Bayılmak. İtikafa giren kimse mescidden ancak şer'i, zaruri ve tabii ihtiyaçları için çıkabilir.(18)

4-SADAKA-FITIR (FİTRE)

Sadaka-yı fıtır, nisaba malik olan her hür Müslümana vaciptir. Bu nisaba malik olan ister çocuk olsun, ister deli olsun farketmez.

Sadaka-yı fıtra kısaca  fitre de denir.

Fitre, Ramazan Bayramı’nın birinci günü fecrin doğması ile vacip olur. Ancak bayramdan önce verilmesinde bir beis yoktur. Bilâkis fakir ve muhtaçların bayram masraflarının, çocuklarına alacakları bayramlıkların temininde onlara bir katkı olacağından daha iyidir.

Ramazanda bir özür sebebiyle oruç tutmayan, hasta, yolcu, ihtiyar ve lohusalara da fitre vermek vaciptir.

Nisaba malik olan her Müslüman, hem kendisi, hem küçük yaştaki çocukları, hem de deli olan çocukları için fitre sadakası vermekle mükelleftir.

Bir koca, hanımının ve büyük çocuklarının fitre sadakasını vermekle yükümlü değildir. Ancak onların fitresini verirse bir beis yoktur. Aralarındaki aile bağı, karşılıklı muhabbet, bir ömür boyu beraberlik böyle hareket etmeyi gerektirir. Yani hanımı zengin de olsa, onun fitre sadakasını kocasının vermesi daha güzeldir. Yanında bulunan büyük çocuklarının fitresini de babalarının vermesi daha iyidir.

Fitre sadakası zekat gibi, niyet edilerek verilir ve temlik şarttır. Fakire yemek yedirmekle fitre sadakası verilmiş sayılmaz.

Fitre sadakasında dört yiyecek esas alınmıştır:

1- Buğday ve Buğday Unu. Miktarı bir kilo dörtyüz elli sekiz gramdır.

2- Arpa: İki kilo dokuz yüz on yedi gramdan verilir.

3- Kuru Üzüm: İki kilo dokuz yüz on yedi gramdan verilir.

4- Kuru Hurma: İki kilo dokuz yüz on yedi gramdan verilir.

Ancak bunların kıymetlerini vermek daha efdaldir.

Fitre sadakasında bunlar asgaride verilmesi vacip olan miktardır. Herkes durumuna göre bu miktarlardan çok daha fazlasını verebilir. Hatta vermelidir. Çünkü böyle mübarek günlerde, Müslümanların sevinç ve saadet günlerinde onların ihtiyaçlarını gidererek bayram sevincine katılmalarını sağlamak çok büyük bir sevap ve fazilettir.

 

Sadakayı fıtırda bir çok faziletler vardır. Şöyle ki:

1- Orucun kabul olunmasına sebep olur.

2- Kabir azabından kurtulmaya ve kabir azabının hafiflemesine vesile olur.

3- Ahiretin şiddet ve sıkıntılarından kurtulmaya veya hafiflemesine vesile olur.

4- Sekarât-ı Mevt’te yardımcı olur.

Gerek fitre sadakası ve gerekse diğer nafile sadakaların fazileti hakkında pek çok hadis-i şerif varid olmuştur. Onlardan bir kısmı şöyledir:

“Yarım hurma (sadaka) ile dahi olsa, ateşten korunun. Bunu da bulamazsanız, hoş ve güzel sözle ateşten korunun.” (Buhari, Müslim)

“Sadaka verin! Çünkü kişi sadaka vermek üzere çıkıp da sadaka verecek kimseyi bulamayacağı gün yakındır. Hatta sadaka vermek istediği kimse şöyle diyecektir: “Bana dün gelseydin sadakanı kabul ederdim. Ama bugün buna ihtiyacım yoktur.” Böylece sadaka verecek kimseyi bulamayacaktır.” (Buhari, Müslim)

“Kulların sabaha kavuştuğu hiçbir gün yoktur ki, iki melek inip biri: “Allah’ım! İnfak eden kimsenin infak ettiği malın yerine daha iyisini ver.” Öbürü: “Allah’ım! İnfak etmeyip elinde tutanın (cimrinin) malını telef et.” demesinler.” (Buhari, Müslim)

“Adamın biri sahra gibi bir yerde dolaşırken buluttan bir ses duydu: Haydi git falanın bahçesini sula. O bulut doğruca gidip bir kayalığa suyunu kovadan boşaltır gibi boşalttı. Derken sel yollarından birisi bu suların tamamını akıtmaya başladı. Adam da akan suyun ardından gitti. Bir de ne görsün, bir adam suyu bahçenin her tarafına kürekle gezdiriyor.

Ona sordu:

- Ey Allah’ın kulu senin ismin nedir?

- İsmim falandır. O adam bakıyor ki buluttan duyduğu ismin aynısı. O da soruyor:

- Ey Allah’ın kulu neden ismimi sordun?

O adam şöyle dedi:

- Şu suyu getiren bulutun içinden bir ses duymuştum. Haydi git falanın bahçesini sula diyordu. Şimdi görüyorum da o falan sensin. Söyler misin, burada ne yapıyorsun?

- Gördüğün gibi buradan çıkacak mahsule bakıyorum. Onun üçte birini tasadduk ediyorum. Üçte birini ben çocuklarımla birlikte yiyorum. Artan üçte birini de yine bu bahçeye harcıyorum.” (Müslim)

Allah Teâlâ takva sahiplerinin darlıkta da, bollukta da infak ettiklerini buyuruyor ve onları sevdiğini müjdeliyor:

“O takva sahipleridir ki, bollukta da, darlıkta da infak ederler. Öfkelerini yutarlar. Ve insanları affederler. Allah ihsan edenleri, güzel davrananları sever.” (Âl-i İmran/134)


                                                                                                    www.islamdahayat.com

 

Kaynaklar

1 Bakara Süresi: 185

2 Buhari, savm 5. bed'ülhalk 11. Müslim, Sıvam 2. (l079) : nesai Sıvam 5. 14.129)

3 Buhari, savm 11.5. 13. Talak 25. Müslim, Siyam 9. (1080): Muvatta, Sıvam 1. (1.286): Ebu Davut, Savm 4. (232O):Nesai. Savm 10. 11. (4.134)

4 Bakara Süresi: 183

5 Buhari, savm 2. 9.Libas 78: Müslim, sıyam 164, (1151); Muvatta, Siyam 58. (1.310): Ebu Davud. Savm.25, (2363); Tirmizi, Savm 55 (764); Sıyam 41, (2,160161): İbnu mace, Sıyam 1, (1638), Edep 58.(3823)

6 Buharı, Muhtasarı Tecridı Sarih Tercümesi, 6, 248 Hadis N.897

7 Ebu Davut, sıvam 14. (2340)Tirmizi, Savm 7. (691):

savm 8, (4.132): İbnu Mace, Siyam 6, (1652)

8 Buharı, Tevhid:35

9 Tirmizi, Savm 82 {807): İbnu mace. sıvam 45, (1746)

10 Buhari, savm 26. Eyman 15: Müslim. Sıvam 171. (1155): Tirmizi, savm 26.(721); ebu davud, savm 39.12398)

11 Buhari, iman.25.27: Müslim. Musafi'in.173.176: İbn mace, İkamet's-Sala. 173. Tirmizi, savm, 83

12 İbn mace. İkametu's-sala.173: İbn Hanbel, 1.191.195

13 Buhari Teheccud.57

14 Tirmizi, İlim, 16; İbn hanbel, IV. 126

15 Darimi, Mukaddime. 20: Muvatta, İtikaf. 4,2

16 Elmalılı hamdi yazır: hak Dini kur'an Dili. Sadeleştiren. Doç.Dr.İsmail Karaçam. Yrd Doç.Dr. Emin Işık Dr. Nusrettin Bilelli, Abdullah Yücel Azim Dağıtım

17 Buhari, fadlu leyleti'lkadir, 2, 3, itikaf 1. 9. 13: Müslim, siyam 213.(1167)

18 Şamil İslam Ansiklopedisi, Şamil Yayınevi 1991. Abdullah Yücel.C 3 s 246 Mustafa Ramazan BURSEVİ

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Mayıs 02 2019 03:00:00 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.02 saniye 14,845,525 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024