Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Allahın Sevmediği İnsanlar

ALLAHIN SEVMEDİĞİ İNSANLAR

Bütün insanları yaratan, yaşatan ve dünyada onlara nimet veren Allah’tır Bu açıdan insanların iman edenleri ile inkâr edenleri, itaat edenleri ile isyan edenleri arasında fark yoktur. Allah’ın bir kulu sevmemesi, dünyada ona nimet vermemesi anlamına gelmez. Allah’ın bir insanı sevmemesi, ona kızması ve lanet etmesi; onun inanç, söz, fiil veya davranışlarından razı olmaması ve âhirette ona nimet vermemesi demektir. Bu bölümde Allah’ın sevmediği, kızdığı, lanet ettiği insanları ve hoşlanmadığı amelleri zikredeceğiz.

Varlıklar, güzellikler, iyilikler ancak zıtlarıyla bilinir, tanınır, anlaşılır ve değeri ortaya çıkar Soğuk olmadan sıcak, gece olmadan gündüz, karanlık olmadan aydınlık, çirkinlik olmadan güzellik, zulüm olmadan adalet ve takva bilinip tanınamaz Zıtları birlikte tanımadan onların her hangi bir kutbunu sevmek körlüktür Tanımadan sevmek tabuculuktur. Dünkü sohbetimizde  Allah’ın sevdiği, razı olduğu, rahmetini ihsan ettiği ve kurtuluşa eren insanları gördük. Bugün de bunların zıtlarını; Allah’ın sevmediği, razı olmadığı, hoşlanmadığı, kızdığı, merhamet etmediği (lanet ettiği)ve hüsrana uğrayan insanları görelim. Allah, şu nitelikteki insanları sevmediğini Kur’an’da bildirmiştir.

1 Allah Kâfirleri Sevmez                                               

فَاِنَّ اللهَ لاَ يُحِبُّ الْكَافِرِينَ

“Allah kendisinden gelen gerçekleri inkar eden Kafirleri sevmez.”[1]

“Kâfir”, Peygamberimiz Hz Muhammed (sav)’in, Allah’tan alıp haber verdiği ve bize tevâtüren ulaşan haberlerin ve âyetlerin tamamını veya her hangi birini doğrulamayan veya beğenmeyen veya küçümseyen veya şüphe eden veya kalbi ile inanmayan veya iman ve ibadetinde Allah’a ortak koşan kimseye denir. Kâfir kavramına müşrik (Allah’a ortak koşan) ve münafık (ikiyüzlü) kimse dâhildir.

 

2 Allah Zalimleri Sevmez

وَاللهُ لاَ يُحِبُّ الظَّالِمِينَ

“Allah, varlık sebebine aykırı davrananları sevmez”

             Arap dilinde; “bir şeyi kendine özgü yerinden başka bir yere koymak.(Cevherî, V, 1977) noksan yapmak. (İbn Manzur, XIII, 373) ve doğru yoldan sapmak, meyletmek ve sınırı aşmak anlamına gelen “zulüm” kavramı; Kur’an’da daha çok küfür, şirk, nifak, fısk (itaatsizlik) ve isyan anlamında kullanılmıştır. İlâhî iradeye uymayan her inanç, söz, fiil ve davranış zulümdür. İnsan öldürmek, insana haksızlık ve hakları ihlal etmek zulüm olduğu gibi Allah’a ortak koşmak, namaz kılmamak ve oruç tutmamak gibi Allah’a karşı görevleri terk etmek de zulümdür. Allah zulmü haram kılmıştır Ebu Zer (ra), Peygamberimiz (sav)’in Rabbinden şu rivayeti yaptığını bildirmiştir:

يَا عِبَادِي إنِّي حَرَّمْتُ الظُّلْمَ عَلى نَفْسِي، وَجَعلْتُهُ بَيْنَكُمْ مُحَرَّماً، فََ تَظَالَمُوا.

 "Ey kullarım! Ben nefsime zulmü haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım. Öyleyse birbirinize zulmetmeyin.”[2]

Peygamberimiz (sav),

أتَّقُوا الظُّلْمَ، فإنَّ الظُّلْمَ ظُلُمَاتٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ،

“Zulümden sakınınız Çünkü zulüm, kıyamet gününde karanlıklardır”[3]

3 Allah Hainleri Sevmez

 اِنَّ اللهَ لاَ يُحِبُّ الْخَائِنِينَ

“Allah asla hainleri sevmez”[4]

“Hakkını eksik vermek, sözünde durmamak, emaneti yerine getirmemek (İbn Manzur, XIII, 144) anlamındaki “hıyanet” kökünden gelen “hain”; Allah’a ve insanlara verdiği sözünde durmayan, yaptığı sözleşmelere uymayan, maddi ve ma’nevi emanetlere riâyet etmeyen ve kendisine tevdi edilen görevleri ifa etmeyen kimseye denir.

Kur’an’da günah işleyen,

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا لاَ تَخُونُوا اللهَ وَالرَّسُولَ وَتَخُونُوا اَمَانَاتِكُمْ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ

“O halde ey iman edenler! Allah’a ve elçiye karşı hainlik etmeyin. Bilip dururken kendi emanetlerinize, hainlik eder misiniz?”[5]

Zina eden,

ذَلِكَ لِيَعْلَمَ اَنِّى لَمْ اَخُنْهُ بِالْغَيْبِ وَاَنَّ اللهَ لاَ يَهْدِى كَيْدَ الْخَائِنِينَ

“Elçi gelipte kadınların itirafını anlatınca, Yûsuf şöyle dedi: “Onların bu itiraflarına lüzum görmem; benim vezirin yokluğunda kendisine hainlik etmediğimi ve Allah’ın hainlerin hile ve tuzaklarını başarıya ulaştırmayacağını, vezirin de bilmesi içindir”[6]

Sözleşmeleri bozan

وَلاَ تُجَادِلْ عَنِ الَّذِينَ يَخْتَانُونَ اَنْفُسَهُمْ اِنَّ اللهَ لاَ يُحِبُّ مَنْ كَانَ خَوَّاناً اَثِيمًا

 “Kendi kişiliklerine ihanet edenleri savunma. Çünkü Allah kendilerine ihanet edenleri ve günahlarında inat edenleri sevmez.”[7]

Ve emanetlere riayet etmeyen

اِنَّا اَنْزَلْنَا اِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَا اَرَيكَ اللهُ وَلاَ تَكُنْ لِلْخَائِنِينَ خَصِيمًا

“Allah’ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye bu kitabı gerçekleri içeren bir kitap olarak indirdik. Sakın hainlerin savunucusu olma”[8] kimseler “hainlikle” suçlanmıştır.

4 Allah Haddi Aşanlar

وَقَاتِلُوا فِى سَبِيلِ اللهِ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَكُمْ وَلاَ تَعْتَدُوا اِنَّ اللهَ لاَ يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ

“Size karşı savaş açanlara Allah yolunda siz de savaşın, ancak aşırı gitmeyin; doğrusu Allah aşırı gidenleri sevmez.”[9]

“Mu’tedî”; ilâhî sınırlara, Allah’ın ve insanların hakları na tecavüz eden, haksızlık yapan, yasak ve günah söz ve fiilleri işleyen, zâlim ve fâcir (hak yoldan çıkmış) insanlara denir[10]

5-Allah Müsrifleri Sevmez

يَابَنِى اَدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلاَ تُسْرِفُوا اِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ

“Ey Âdemoğulları! Allah’a kulluk olsun diye, yapıp ettiğiniz her işte, kendinize çeki düzen verin, yiyip için, fakat saçıp savurmayın; çünkü Allah savurganları sevmez.”[11]

“Müsrif”; haddi aşan, hatalı davranan, aşırı giden,sözünü, gücünü, zamanını, malını ve mülkünü boş yere ve haram yerlere harcayan, yerli yerinde kullanmayan, saçıp savuran, ölçülü hareket etmeyen kimseye denir Şirk,küfür, zina ve insan öldürme gibi bütün günah fiiller israftır.[12]

 

6 Allah Müstekbirleri Sevmez

لاَ جَرَمَ اَنَّ اللهَ يَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ اِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْتَكْبِرِينَ

“Hiç şüphesiz Allah, onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da tastamam bil-mektedir. Kesin olan şu ki O, kendini büyüklük tutkusuna kaptıranları sevmez”[13]

“Müstekbir”; kibir sahibi, büyüklenen, kendisini ulu gösteren gören kimseye denir Bu davranış, kişiyi iman ve ibadetten, Allah ve Peygambere itaatten alıkoyar. İnsanları küçük görmesine ve dolayısıyla insan haklarına saygısızlığa sebep olur. Böyle bir davranışı Allah elbette sevmez

Peygamberimiz (sav),

لاَيَدْخُلُ الجَْنَّةَ مَنْ كَانَ فِى قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ مِنْ كِبْرٍ

“Kalbinde zerre kadar kibir olan insan (cezasını çekmeden) cennete giremez”[14]buyurmuş ve

اَلْكِبْرُ بَطْرُ الْحَقِّ وَغَمْطُ النّاسِ

“Kibri, hakkı kabul etmemek ve insanları hakir görmek“ şeklinde tarif etmiştir.[15]

 

7 Allah Kendini Beğenen ve Övünen Kimseleri Sevmez

اِنَّ اللهَ لاَ يُحِبُّ مَنْ كَانَ مُخْتَالاً فَخُورًا

“…….Doğrusu Allah, kendini beğenen ve böbürleneni sevmez.”[16]

Âyette geçen “muhtâl”, mütekebbir, kibirli; “fahûr” ise çok övünen kimse demektir Büyüklük, Allah’a mahsustur Kibir, Allah’a iman ve ibadetten yüz çevirmek, hakkı kabul etmemek ve insanlardan yüz çevirmektir

Peygamberimiz (sav);

يَدْخُلُ النّارَ أحَدٌ في قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ مِنْ إيمَانٍ، وََ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ أحَدٌ في قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ مِنْ كِبْرٍ

"Kalbinde hardal tanesi kadar iman bulunan bir kimse cehenneme girmez. Kalbinde hardal tanesi kadar kibir  bulunan kimse de cennete girmez."[17]

وَلاَ تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلاَ تَمْشِ فِى اْلاَرْضِ مَرَحًا اِنَّ اللهَ لاَ يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ

Yüce Allah, “Kibirlenerek halka surat asma ve yeryüzünde çalımlı ça-lımlı yürüme. Şüphe yok ki Allah, kibirlenip övünenlerin hiçbirini sevmez.”[18] Buyurmuştur.

8 Allah Şımaranları Sevmez

قَالَ لَهُ قَوْمُهُ لاَ تَفْرَحْ اِنَّ اللهَ لاَ يُحِبُّ الْفَرِحِينَ

“Toplumu ona demişti ki, servetinden dolayı böyle şımarma, Allah şımarıkları sevmez!”[19]

“Ferih”; nimete nankörlük ederek azan, şükretmeyen,serveti ile böbürlenen, kibir, gurur, sevinme ve övünmede sınırı aşan kimseye denir “Ferih”; “batar”, “eşir” ve “merah” kelimeleri eş anlamdadır.[20]

 

9 Allah Fesad› ve Müfsitleri Sevmez

وَاِذَا تَوَلَّى سَعَى فِى اْلاَرْضِ لِيُفْسِدَ فِيهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَ وَاللهُ لاَ يُحِبُّ الْفَسَادَ

“Bu gibileri, işbaşına geçti mi, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekonomik ve sosyal düzeni boz-maya çalışırlar. Ama Allah bozgunculuğu sevmez.”[21]

“Sulh” ve “salah”’ın zıddı olan “fesad”; bir şeyin az veyaçok ölçülü olmaktan (itidal) ve doğruluktan (istikamet) çıkmasına denir.[22] Yer yüzünde ilâhî iradeye uygun olan düzenin, doğanın, çevrenin, toplum huzurunun, din, mal, can, akıl ve namus güvenliğinin, insan haklarının ve özgürlüklerinin, ahlâkın, çalışma düzeninin, ticaretin, birlikteliğin ve toplum barışının bozulması “fesad”, bunları bozanlar ise “müfsid”tir Allah, Kur’an’da; “yer yüzünde fesat çıkarılmamasını”[23] istemekte ve fesat çıkaranları sevmediğini bildirmektedir.

10 Allah Çok Günah İşleyenleri (Esîm) Sevmez

اِنَّ اللهَ يُدَافِعُ عَنِ الَّذِينَ اَمَنُوا اِنَّ اللهَ لاَ يُحِبُّ كُلَّ خَوَّانٍ كَفُورٍ

“Allah inananları bütün kötülüklere karşı savunup koruyacaktır. Çünkü Allah, hangi türden olursa olsun, hainliği sanat edinip, nankörlüğü benimseyen hiç kimseyi asla sevmez.”[24]

 “İsm”; insanı sevap ve hayırlı şeylerden alıkoyan fiillere denir. Peygamberimiz (sav),

 “Günahı (ismi); (işlendiği zaman) göğsüne darlık veren ve insanların öğrenmesini istemediğin şeydir” diye tarif etmiştir.[25]

Allah ve Peygamberin yapılmasını veya kaçınılmasını zorunlu kıldığı emir ve yasaklarına uymayan her türlü inanç, söz, fiil ve davranışlar günahtır. Nefis sahibi olması sebebiyle her insanın az-çok günahı vardır Önemli olan hiç günah işlememek değil, günahda ısrar etmemek ve bütünüyle günah bataklığına dalmamaktır. Allah, günah bataklığına dalmış insanları sevmez.

11 Allah Kötü Sözlerin Açıkça Söylenmesini Sevmez

لاَ يُحِبُّ اللهُ الْجَهْرَ بِالسُّوءِ مِنَ الْقَوْلِ اِلاَّ مَنْ ظُلِمَ وَكَانَ اللهُ سَمِيعًا عَلِيمًا

“Allah, kendisine haksızlık edilen kişi dışında, hiç kimseden açıkça kötü söz söylemesini sevmez. Zulme uğrayan kimse feryad edip, zalimin kötülüğünü söyleyip, ona beddua edebilir. Şüphesiz Allah, mazlumun âhını işiten ve olup biten herşeyi bilendir.”[26]

Ayette geçen “kötü söz”; şirk, küfür, yalan, gıybet, hakaret,edep ve ahlâk dışı, Allah ve Peygamberin razı olmadığı sözlerdir. Allah, kötü fiilleri işlemek şöyle dursun kötülüğün söz olarak söylenmesini bile sevmez. Ancak zulme/haksızlığa uğrayan kimse feryad edebilir. Zalim aleyhine bağıra çağıra beddua edebilir. Yetkili mercilere şikâyette bulunabilir Zalimin kötülüklerini anlatabilir. Kötü sözlerine -inkâr olan sözler hariç- misli ile karşılık verebilir Allah, mazlumun feryadını dinler ve halini bilir.

12 Allah Nankörleri Sevmez

, يَمْحَقُ اللهُ الرِّبوَا وَيُرْبِى الصَّدَقَاتِ وَاللهُ لاَ يُحِبُّ كُلَّ كَفَّارٍ اَثِيمٍ

Allah faizli kazançları bereketten mahrum eder, ama karşılıksız yardımlar olan, sadakaları kat kat artırarak bereketlendirir. Allah kendisinden gelen gerçekleri örtbas edenleri ve günahkarların hiçbirini sevmez."[27]

اِنَّ اللهَ يُدَافِعُ عَنِ الَّذِينَ اَمَنُوا اِنَّ اللهَ لاَ يُحِبُّ كُلَّ خَوَّانٍ كَفُورٍ

"…Şüphesiz Allah hâinleri ve nankörleri sevmez"[28]

Kur'an'da "kefûr" ve "keffâr" olarak ifâde edilen "nankörler" iman ve ibâdet etmeyen, salih ameller işlemeyen, Allah’a ortak koşan, Allah'ı, peygamber ve kitabını inkâr eden, haram ve günahlara dalan, dinî görevlerini terk eden, kâfir, münafık, müşrik ve Fasık insanlara denir.

13- Allah fuhşu (her türlü çirkin söz, fiil ve davranışları ve fuhuş sahiplerini)Sevmez.

 

وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْىِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

“Çirkin olan kötü görünen şeylerle, haksızlığı ve taşkınlığı yasaklıyor ve size böylece düşünesiniz diye öğüt veriyor.”[29]

Allah  fuhşu (her türlü çirkin söz, fiil ve davranışları ve fuhuş sahiplerini) ve tefahhuşu (bir şeyi kötülemeyi ve çirkin görmeyi, sokaklarda yüksek sesle konuşmayı (ve böyle davrananları) bağırıp çağırmayı sevmez.

Toplumda edepsizliğin yayılmasını isteyenlere dünya ve âhirette acıklı bir azap olduğu bildirilmiştir:

اِنَّ الَّذِينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِى الَّذِينَ اَمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ اَلِيمٌ فِى الدُّنْيَا وَاْلاَخِرَةِ وَاللهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ

 “İman edenler arasında edepsizliğin (fâhışe) yayılması nı isteyenler için dünyada da âhirette de acıtıcı bir azap vardır” [30]

Bağırıp çağırma da Kur’an’da yasaklanmıştır:

وَاقْصِدْ فِى مَشْيِكَ وَاغْضُضْ مِنْ صَوْتِكَ اِنَّ اَنْكَرَ اْلاَصْوَاتِ لَصَوْتُ الْحَمِيرِ

“Sesini kıs (bağırıp çağırma) Çünkü seslerin en çirkini eşeklerin sesidir” [31]


 

[1] Âl-İ İmrân  32

[2] Müslim, Birr 55, (2577); Tirmizî,  Kıyamet 49, (2497).]

[3] Müslim, Birr, 56 III, 1996

[4] Enfâl 58

[5] Enfâl 27

[6] Yûsuf 52

[7] Nisa 107

[8] Nisa 105

[9] Bakara 190

[10] Cevheri, VI, 2419; İbn Manzur, XV, 32-34, Taberî, V, 7/122

[11] A’raf 31

[12] İbn Manzur, IX, 147-150

[13] Nahl 23

[14] Ebu Dâvud, Libas, 29, IV, 351-352

[15] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/24.

[16] Nisa 36

[17] Müslim, İman 147; Ebu Davud, Edeb 29, (4091); Tirmizî, Birr 61, (1999).]

[18] Lokman 18

[19] Kasas 76

[20] İbn Manzur, II, 541)161 162

[21] Bakara 205

[22] Rağıb, S 381

[23] 2/11, 60, 7/74, 85, 26/183

[24] Hac 38

[25] Müslim, Birr, 14-15, III, 1979; Ahmed, IV, 182, Tirmizî, Zühd, 52, IV, 597

[26] Nisa 148

[27] Bakara  276

[28] Hac 38

[29] Nahl 90            

[30] Nur 19

[31] Lokman 19

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Aralık 06 2013 06:57:01 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.45 saniye 14,861,049 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024