Eski devirlerden değilde son iki-üç asırda günler boyunca verilen ve tarih kitaplarında ayrıntıları ile anlatılan birkaç selâ: 1703’te patlayan ve İkinci Mustafa’nın tahttan indirilmesi ile neticelenen “Edirne Vak’ası” sırasında Edirne ile İstanbul camilerinin minarelerinden günlerce selâ verilmiş, Selâlar 1730’da yaşanan Patrona İhtilâli’nin başlamasından itibaren verilmişti ve günlerce devam etmiştir. 1914’te ve 1919’da günlerce aralıksız selâlar verilmişti: Birinci Dünya Savaşı’na girişimizin hemen ardından çıkartılan cihad fetvasının 14 Kasım 1914 günü Fatih Camii’nde okunması sırasında sadece İstanbul’un değil, imparatorluğun haber verilebilen hemen her yerinde minarelerden yirmi dört saat boyunca selâlar yükselmiş, Selâlar İzmir’in işgal edildiği 15 Mayıs 1919’da yine gün boyunca işitilmiş ve halk Yunan işgalinden selâlar vasıtasıyla haberdar olmuştu. 1974 Temmuz’undaki Kıbrıs Harekâtı’nın başlamasının ardından minarelerden yine selâların okunmuştur. Kisacası Salalar milletin şevkini artırmak ve vatanın müdafası için insanı ayaklandırmak üzerine manevi yoldur. Salalar insanın ayağa kalkmasına silkinip kendine gelmesine sebeptir. Yani Salaların olağan üstü hallerde okunması 1400 kusur seneden beri devam eden ve müslümanın şevkini artıran manevi bir yoldur.
İman Konuları
Kadir Hatipoglu - Ağustos 05 2016 13:20:53
· 
· 
· 
