Hz. Yakup (A.S): Tevekkül Örneği
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
وَجَاؤُا عَلَى قَمِيصِهِ بِدَمٍ كَذِبٍ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ اَنْفُسُكُمْ اَمْرًا فَصَبْرٌ جَمِيلٌ وَاللهُ الْمُسْتَعَانُ عَلَى مَا تَصِفُونَ
"Bir de üzerine, sahte bir kan bulaştırılmış gömleğini getirdiler. Yakub dedi ki: Hayır! Nefisleriniz sizi aldatıp böyle bir işe sürükledi. Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı yardımı istenilecek de ancak Allah'tır." (Yûsuf, 12/18)
Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İshak’ın oğlu olan Hz. Yakup, Kur’an’da birçok ayette zikredilen kutlu bir peygamberdir. Lakabı İsrail’dir. İsrail Allah’ın kulu demekti. Doğumu ve peygamberliği önceden müjdelenendi.
فَبَشَّرْنَاهَا بِاِسْحَقَ وَمِنْ وَرَاءِ اِسْحَقَ يَعْقُوبَ
“ ... Ona (Sâre’ye) İshak’ı müjdeledik; İshak’ın arkasından da Yakûb’u.” (Hûd, 11/71)
Bu müjdede bir teselli anlamı vardı. Çünkü İbrahim (a.s) ve Sâre Babil’den çıkarılmışlardı.
فَلَمَّا اعْتَزَلَهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللهِ وَهَبْنَا لَهُ اِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَكُلاًّ جَعَلْنَا نَبِيًّا
“İbrahim, onları da onların taptıklarını da terk edince, ona İshak ile Yakup u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.” (Meryem, 19/49)
وَوَهَبْنَا لَهُمْ مِنْ رَحْمَتِنَا وَجَعَلْنَا لَهُمْ لِسَانَ صِدْقٍ عَلِيًّا
“Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar için yüce bir doğruluk dili var ettik (güzel bir söz ile anılmalarını temin ettik).” (Meryem, 19/50)
اِنَّآ اَوْحَيْنَآ اِلَيْكَ كَمَآ اَوْحَيْنَآ اِلَى نُوحٍ وَالنَّبِيِّينَ مِنْ بَعْدِهِ وَاَوْحَيْنَآ اِلَى اِبْرَهِيمَ وَاِسْمَعِيلَ وَاِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَاْلاَسْبَاطِ وَعِيسَى وَاَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَرُونَ وَسُلَيْمَنَ وَاَتَيْنَا دَاوُدَ زَبُورًا
“Biz, Nûh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyüb’e, Yûnus’a, Hârûn’a ve Süleyman’a da vahyetmiştik. Davûd’a da Zebûr vermiştik.” (Nisa, 4/163).
Hz. Yusuf’un da babası olan Hz. Yakup, ömrü boyunca ihlas sahibi, güçlü, basiretli ve seçkin kişiliği, فَصَبْرٌ جَمِيلٌ bitmeyen sabrı ile (Yûsuf, 12/83; Sâd, 38/45-46) müminlerin şevkle örnek almaları gereken bir ahlak sergilemiştir.
Yüce Rabbimiz, her ayeti hikmetlerle dolu olan Kur’an’da geçmiş peygamberlerimizin hayatlarından bölümler bildirerek, tüm kullarına büyük bir lütufta bulunmuştur. Peygamberlerimizin içinde bulundukları ortamları derin şekilde tefekkür etmeye ve sergiledikleri üstün ahlakı örnek almaya vesile olan peygamber kıssaları, bizlere bu kutlu şahısları tanıtan, Rabbimizden indirilmiş birer rahmettir. Peygamberlerimizin müminler için güzel örneklerle dolu olan bu kıssalarından biri de Hz. Yakup kıssasıdır.
Üstün ahlakı, aklı, ihlası ile birçok ayette zikredilen Hz. Yakup, gösterdiği tevekkül ile müminlere rehber olan bir hidayet önderi olmuştur.
Yakup (a.s) da diğer peygamberler gibi insanları Allah’a inanmaya ve O’na ibadet etmeye çağırdı. Kendisi bu yolda fevkalade örnek bir hayat yaşadı.
Kur’an-ı Kerim’de bildirildiğine göre, Yakup (a.s), İbrahim (a.s)’in yaptığı gibi, ruhunu teslim etmeden önce, çocuklarına vasiyette bulundu:
اِذْ قَالَ لِبَنِيهِ مَا تَعْبُدُونَ مِنْ بَعْدِى قَالُوا نَعْبُدُ اِلَهَكَ وَاِلَهَ اَبَآئِكَ اِبْرَهِيمَ وَاِسْمَعِيلَ وَاِسْحَقَ اِلَهًا وَاحِدًا وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ
“O zaman (Yakup), oğullarına; ‘Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?’ demişti. (Onlar da); ‘Senin ilâhına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilâhı olan tek bir ilâha ibadet edeceğiz; bizler O’na boyun eğmiş müslümanlarız,” dediler.” (Bakara, 2/133)
Hz. Yakup’un 12 oğlundan biri olan Hz. Yusuf, yaşadığı her olayın hayır olduğunu bilerek, olaylar karşısında güzel bir ahlak göstermiş olan peygamberlerimizden biridir. Ancak kendisine yakın olan küçük kardeşi hariç, diğer kardeşleri imanı kavrayamamış oldukları için Hz. Yusuf’a karşı zalim bir tuzak kurmuşlardır. Bu tuzak neticesinde ise Hz. Yakup da Hz. Yusuf gibi son derece tevekküllü bir ahlak sergilemiştir. Yusuf’un hasretiyle yıllarca sessiz sessiz inleyen, sonunda gözlerine ak inen, hüznünü içinde gizleyen, şikâyetini sadece Allah’a ileten, ancak bir an bile ümidini yitirmeyen Hz. Yakup, güzel bir örnek sergilemiş, son derece itidalli ve sabırlı davranarak Allah’a dönüp yönelmiş ve sabırla Allah’tan yardım istemiş, yakın bir gelecekte Hz. Yusuf’un kendisine kavuşacağı umudunu asla kaybetmemiştir.
فَصَبْرٌ جَمِيلٌ وَاللهُ الْمُسْتَعَانُ عَلَى مَا تَصِفُونَ
"... Artık bana düşen, güzel bir sabırdır Anlattıklarınıza karşı yardımı istenilecek de ancak Allah’tır.” (Yûsuf, 12/18)
Ümit etmek, müminlerin önemli bir vasfı, kişinin imanının da bir göstergesidir.
Samimi iman sahibi bir mümin; her olayın yalnızca Allah’ın dilemesi ile gerçekleştiğini bildiği için hiçbir konuda üzüntüye, karamsarlığa ve ümitsizliğe düşmez. Allah’ın müminlerin dualarına icabet ettiğinin şuurunda olduğu için, en kötü görünen bir olayın bile imtihan ortamının bir parçası olduğundan ve müminler için mutlaka hayra dönüşeceğinden kuşku duymaz.
Hz. Yakup da, bu sırrın, yani her şeyin Allah tarafından yaratıldığının ve müminler için hayırlı olduğunun bilincinde olduğu için üstün bir ahlak sergilemiştir. Nitekim bu durum Kuran’da şöyle haber verilmiştir:
يَابَنِىَّ اذْهَبُوا فَتَحَسَّسُوا مِنْ يُوسُفَ وَاَخِيهِ وَلاَ تَايْئَسُوا مِنْ رَوْحِ اللهِ اِنَّهُ لاَ يَايْئَسُ مِنْ رَوْحِ اللهِ اِلاَّ الْقَوْمُ الكَافِرُونَ
“Ey oğullarım! Gidin Yûsuf’u ve kardeşini araştırın. Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.” (Yûsuf, 12/87)
Hz. Yakup, oğullarının Hz. Yusuf’u bulacaklarına dair umudunu hiç yitirmemiş ve onlara Allah’ın rahmetinden umut kesmemelerini öğütlemiştir. Çünkü Allah’ın rahmetinden umut kesmek, Müslümanlara değil, inkâr edenlere ait bir ruh hâlidir. Hz. Yakup’un bu öğüdü de göstermektedir ki, şartlar ne kadar imkânsız gibi görünürse görünsün Allah’tan ümit asla kesilmemelidir.
Selam Yakup (a.s)’a ve ona tabi olanlara olsun...
Dr. Ömer MENEKŞE |