Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Körü Körüne Taklit

Vaaz Resimleri: w.jpg

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيم

بَلْ قَالُٓوا اِنَّا وَجَدْنَٓا اٰبَٓاءَنَا عَلٰٓى اُمَّةٍ وَاِنَّا عَلٰٓى اٰثَارِهِمْ مُهْتَدُونَ

"Hayır! Onlar sadece, 'Şüphesiz biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk ve biz onların izlerinden gitmekteyiz' dediler." (Zuhruf, 43/22)

Okuduğumuz âyette din konusunda delilsiz, bilinçsiz ve cahilce atalarını taklit eden müşriklerin durumuna dikkat çekilmektedir. Bu âyetin ardından sıralanan diğer âyetlerde (23-31. âyetler) müşriklerin babalarından gördüklerine tabi olarak, Allah’a ortak koşmak suretiyle Hz. İbrahim’in çağırdığı tevhîd inancından saptıkları, putlara taptıkları ve Peygamberimiz Hz. Muhammed’e indirilen ilahî vahyi reddederek bunun bir büyü olduğunu söyledikleri belirtilmektedir. Müşriklerin bu tavrı, hiçbir ilmî veriye ve araştırmaya dayanmadan bir saplantı ve Allah’a ortak koşan atalarını körü körüne taklitten kaynaklanmaktadır. Bu itibarla taklit, ilahî vahiyde bildirilen hakikatleri dikkate almaksızın cahilce, öncekilerin uydurdukları şeyleri dinî hakikatlermiş gibi algılamak ve ona göre amel etmektir. Bu tavır, cahilce bir davranış olup kınanan bir husustur.

İlahî vahyin kendisine son kez indirildiği Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Kur’an-ı Kerim’de müminler için

لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فٖي رَسُولِ اللّٰهِ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُوا اللّٰهَ وَالْيَوْمَ الْاٰخِرَ وَذَكَرَ اللّٰهَ كَثٖيراًؕ

“güzel bir örnek” olarak sunulmuştur (Ahzâb, 33/21). Aynı şekilde

قَدْ كَانَتْ لَكُمْ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ فٖٓي اِبْرٰهٖيمَ وَالَّذٖينَ مَعَهُۚ اِذْ قَالُوا لِقَوْمِهِمْ اِنَّا بُرَءٰٓؤُ۬ا مِنْكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِؗ كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةُ وَالْبَغْضَٓاءُ اَبَداً حَتّٰى تُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَحْدَهُٓ اِلَّا قَوْلَ اِبْرٰهٖيمَ لِاَبٖيهِ لَاَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَٓا اَمْلِكُ لَكَ مِنَ اللّٰهِ مِنْ شَيْءٍؕ رَبَّـنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَاِلَيْكَ اَنَبْنَا وَاِلَيْكَ الْمَصٖيرُ

“İbrahim’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır” (Mümtehine, 60/4) buyrulmak suretiyle biz müminlerin din konusunda örnek alması gereken şahsiyetler peygamberler ve onlarla birlikte olanlar; onların yolundan gidenlerdir. Bu itibarla taklit etme ile örnek almanın birbirinden ayrılması gerekir. Bu ayrım konusunda hassasiyet göstermeyen sahabe-i kiramı Peygamber Efendimiz sergilediği tavırla uyarmıştır. Şöyle ki:

رَأَى فِي يَدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم خَاتَمًا مِنْ وَرِقٍ يَوْمًا وَاحِدًا ثُمَّ إِنَّ النَّاسَ اضْطَرَبُوا الْخَوَاتِمَ مِنْ وَرِقٍ فَلَبِسُوهَا فَطَرَحَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم خَاتَمَهُ فَطَرَحَ النَّاسُ خَوَاتِمَهُمْ ‏.‏

 Hz. Peygamber (s.a.s) Medine’de parmağına takmak üzere bir yüzük edindiğinde Hz. Peygamber’in parmağında yüzük gören sahabe de yüzük takmaya başlamışlardı. Bunun üzerine Hz. Peygamber, yüzüğü parmağından çıkarıp atınca, sahabe de çıkarmıştır (Müslim, “Kitabu’l-Libas”, 56-58; 59-60).

Burada Hz. Peygamber’in tavrı, bir gerekliliğe bağlı olarak yüzük kullanmasının sahabe tarafından taklit edilmesine karşı bir tepki olarak değerlendirilebilir. Daha sonra Hz. Peygamber yüzüğü takmaya devam etmiş ve yazışmalarında mühür olarak kullanmıştır. Dolayısıyla Hz. Peygamber’in Kur’an-ı Kerim’de itaat edilmesi gereken bir örnek olarak sunulması ilme ve araştırmaya dayanan bilinçli bir davranışla olmalıdır. Hz. Peygamber’in sözleri ve uygulamalarındaki şartlar ve amaçlar iyi tahlil edilmelidir.

Konu inanç, ibadet ve ahlakla ilgili bir husus olduğu zaman Hz. Peygamberin bire bir örnek alınması dinî bir gerekliliktir. Zira Peygamber Allah’a niçin ve nasıl ibadet edilmesi gerektiğini bildiren ve uygulamalı olarak gösteren elçidir. İşte bilinç ve tefekkürle erişilen bu idrak/anlayış düzeyi biz müminleri taklitten kurtarıp “tahkiki iman” düzeyine eriştirir. Bunun için Müslümanlıkta esas olan din konusunda evvela Kur’an’a ve sünnete uymak ve bu konularda din âlimlerinin açıklamalarına itibar etmektir. Bu ise taklit değil bilerek iman ve amel etmekle mümkün olur. Onun için okumaya, öğrenmeye büyük önem veren dinimizde her Müslüman en azından “ef’âl-i mükellefin” diye ifade edilen temel dinî sorumlulukları bilmekle yükümlüdür. Din konusunda ilim ve amelden uzak kalındığı bir durumda ortaya çıkan ilgisizlik dinî istismarın, batıl itikatlara sapmanın, cehalet ve mukallitliğin temel sebebidir. Bu durum merhum Mehmet Akif Ersoy’un ifade ettiği gibi “merdûd”; yani dinen reddedilen kabul edilemeyecek bir husustur. Akif, bu konuda şöyle demektedir:

“Getirin Mağrib-i Aksâ’daki bir müslümanı;

Bir de Çin sûrunun altında uzanmış yatanı;

Dinleyin her birinin rûhunu: Mutlak gelecek,

‘Böyle gördük dedemizden!’ sesi titrek titrek!

‘Böyle gördük dedemizden!’ sözü dînen merdûd;

(Mehmet Akif Ersoy, Safahat, İkinci Kitap, Süleymaniye Kürsüsünde)

Akif’in bu ifadelerinin devamından da anlaşıldığı üzere o burada, ilim ve araştırmayı öncelemeyen, asrın gereklerini okuyamayan, sadece kuru bir taklitle “biz böyle gördük, böyle gelmiş böyle gider” şeklindeki nemelazımcı anlayışın bireylerin ve milletlerin izmihlalinin/çöküşünün önemli sebeplerinden biri olduğunu vurgulamaktadır. Bundan kurtuluşun yolu da Kur’an-ı Kerim’in ibret gözüyle okunması, indiriliş amacının ve anlamının iyi kavranmasından geçer. Zira Kur’an’a göre insanın kendi nefsinde, evrende ve geçmişte ibret alınacak birçok deliller ve hadiseler vardır. Müslüman bunlara bakarak, içinde bulunduğu çağın şartlarını da göz önüne alarak bu gününü ve geleceğini kurgulamaya yönelik adımlar atmalıdır.

Dr. Bünyamin OKUMUŞ

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Aralık 24 2023 01:00:00 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.02 saniye 14,863,386 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024