ALLAH’IN KULUNU SEVMESİ
ALLAH’IN KULUNU SEVMESİ
قال الله تعالى :
{ قُلْ أن كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللهَ فَاتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ اللهُ وَيَغْفِرْ
لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ، وَاللهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ.
[
“Ey peygamber de ki: “Eğer
Allah’ı seviyorsanız bana tabi olun ki Allah ta sizi sevsin ve günahlarınızı
affetsin, zira Allah çok affeden ve çok acıyandır.” (3 Al-i İmran 31)
قال الله تعالى :
{ يَا أيها الَّذِينَ آمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَسَوْفَ
يَأْتِى اللهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ، اَذِلَّةٍ عَلَى
الْمُؤْمِنِينَ اَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ، يُجَاهِدُونَ فِى سَبِيلِ اللهِ،
وَلاَ يَخَافُونَ لَوْمَةَ لاَئِمٍ، ذلِكَ فَضْلُ اللهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ،
وَاللهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ.
[
“Ey iman edenler, sizden kim
dininden dönerse bilsin ki, Allah yakında öyle bir toplum getirecek ki, O onları
sever, onlar da O’nu severler, mü’minlere karşı alçak gönüllü, Allah’tan gelen
gerçekleri örtbas edenlere karşı onurlu ve şiddetlidirler. Allah yolunda cihad
ederler, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu Allah’ın bir lütfudur, onu
dilediğine verir. Allah lütfunda sınırsız olup her şeyi bilendir.” (5 Maide 54)
387 - عَنْ أبي
هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّه قال : قال رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم
أن اللَّهَ قال : مَنْ عَادَى لِي وَلِيًّا فَقَدْ آذَنْتُهُ بِالْحَرْبِ, وَمَا
تَقَرَّبَ إِلَيَّ عَبْدِي بِشَيْءٍ أحب إِلَيَّ مِمَّا افْتَرَضْتُ عَلَيْهِ,
وَمَا يَزَالُ عَبْدِي يَتَقَرَّبُ إِلَيَّ بِالنَّوَافِلِ حَتَّى أحبهُ, فَإذا
أحببْتُهُ, كُنْتُ سَمْعَهُ الَّذِي يَسْمَعُ بِهِ, وَبَصَرَهُ الَّذِي يُبْصِرُ
بِهِ, وَيَدَهُ الَّتِي يَبْطِشُ بِهَا, وَرِجْلَهُ الَّتِي يَمْشِي بِهَا, وَإن
سَأَلَنِي لأَُعْطِيَنَّهُ, وَلَئِنِ اسْتَعَاذَنِي لاَُعِيذَنَّهُ .
387: Ebu Hüreyre (Allah Ondan
razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem),
Allah şöyle buyurmuştur, dedi.“Her kim benim dostum olan kuluma düşmanlık ederse
ben de ona harb açarım. Kulum bana kendisine farz kıldığım ibadetlerden daha
sevimli bir şeyle yakınlık sağlayamaz. Kulum bana farzlarla birlikte işlediği
nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de
adeta onun işiten kulağı gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden
her ne isterse onu mutlaka veririm. Bana sığınırsa da onu korurum.” (Buhari,
Rikak 38)
388- وَعَنْهُ
عَنِ النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : إذا أحب اللهُ الْعَبْدَ
نَادَى جِبْرِيلَ : أن اللهَ يُحِبُّ فُلانا, فَأحببْه,ُ فَيُحِبُّهُ جِبْرِيلُ ثم
يُنَادِي جِبْرِيلُ السَّمَاء, فيقول : إن اللَّهَ يُحِبُّ فُلانا فَأحبوهُ
فَيُحِبُّهُ أَهْلُ السَّمَاءِ ثُمَّ يُوضَعُ لَهُ الْقَبُولُ فِي الأرض.
وَفِى رِوَايَةٍ
لِمُسْلِمٍ:إن اللَّهَ إذا أحب عَبْدًا دَعَا جِبْرِيلَ فَقال : إني أحب فُلانا
فَأحببهُ قال : فَيُحِبُّهُ جِبْرِيلُ, ثُمَّ يُنَادِي فِي السَّمَاءِ فَيَقُولُ :
إن اللَّهَ يُحِبُّ فُلانا فَأحبوهُ فَيُحِبُّهُ أَهْلُ السَّمَاءِ, ثُمَّ يُوضَعُ
لَهُ الْقَبُولُ فِي الأرض, وَإذا أَبْغَضَ عَبْدًا دَعَا جِبْرِيلَ, فَيَقُولُ :
إني أُبْغِضُ فُلانا فَأَبْغِضْه,ُ فَيُبْغِضُهُ جِبْرِيلُ ثُمَّ يُنَادِي فِي
أَهْلِ السَّمَاءِ: إن اللَّهَ يُبْغِضُ فُلانا فَأَبْغِضُوه, فَيُبْغِضُه أَهْلِ
السَّمَاءِ ُ ثُمَّ تُوضَعُ لَهُ الْبَغْضَاءُ فِي الأرض .
388: Yine Ebu Hüreyre (Allah
Ondan razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem) şöyle buyurdu: “Allah bir kulu sevdiği zaman Cebrail’e “Allah filanı
seviyor, onu sende sev” diye emreder. Cebrail de o kulu sever sonra gök halkı
olan meleklere: Gerçekten Allah filanı seviyor onu siz de seviniz! diye hitap
eder.
Göklerdekiler de o kimseyi
severler sonra da yeryüzündekilerin gönlünde o kimseye karşı bir sevgi uyanır.”
(Buhari, Bed’ül halk 6, Müslim, Birr 157)
*Müslim’in değişik bir
rivayetinde: Allah bir kulu sevdiği zaman Cebrail’e “Ben filanı seviyorum sen de
sev” diye emreder. Cebrail’de onu sever ve gök halkına: Allah filan kimseyi
seviyor siz de seviniz, der. Gökte bulunanlar onu severler sonra da
yeryüzündekilerin kalblerine o kimsenin sevgisi yerleşmeye başlar.
Allah bir kuluna buğzederse
Cebrail’e: “Ben falanı sevmiyorum sen de sevme” diye emreder. Cebrail de onu
sevmez. Sonra Cebrail gök halkına: Allah filan kişiyi sevmiyor, siz de sevmeyin
der. Göktekiler de o kimseyi sevmezler. Sonra yeryüzündekiler de o kimseye karşı
bir kin ve nefret uyanır.” (Müslim, Birr 159)
389- عَنْ عَائِشَةَ رضي اللهُ عَنْهَا أن النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم
بَعَثَ رَجُلاً عَلَى سَرِيَّةٍ وَكان يَقْرَأُ لاَِصْحَابِهِ فِي صَلاَتِهِمْ,
فَيَخْتِمُ ب(ِقُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ ) فَلَمَّا رَجَعُوا, ذَكَرُوا ذَلِكَ
لِلنَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فَقال : سَلُوهُ لاَِيِّ شَيْءٍ
يَصْنَعُ ذَلِكَ؟ فَسَأَلُوهُ, فَقال : لإنهَا صِفَةُ الرَّحْمَنِ فأنا أحب أن
أَقْرَأَ بِهَا, فَقال النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : أَخْبِرُوهُ أن
اللَّهَ يُحِبُّهُ.
389: Aişe (Allah Ondan razı
olsun)’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)
ashabtan bir kişiyi askeri bir bölüğe komutan tayin edip bir gazaya göndermişti.
Bu zat her imam olduğunda namazını zammı surelerden ihlas suresini okuyarak
rekatları tamamlardı. Dönüşte durumu Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’e
haber verdiler. O da: “Niçin böyle yaptığını sorunuz? Buyurdular. Onlar da
sorunca:
-İhlas suresi Rahman’ın
sıfatlarını içeriyor bu sebeple ben onu okumayı severim, dedi. Bunun üzerine
Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem): “Allah’ın da onu sevdiğini kendisine
müjdeleyiniz”, buyurdu. (Buhari, tevhid, 1, Müslim, Salatül Müsafirin 263)
|