HASTALARA DUA ETMEK
HASTALARA DUA ETMEK
901- عَن عائشة
رَضِىَ اللهُ عَنْهَا، أنّ النبيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، كَانَ إذا
اشْتكى الإنْسَانُ الشَّيءَ مِنْهُ، أَوْ كَانَتْ بِهِ قَرْحَةٌ أَوْ جُرْحٌ، قال
النَّبيُّ، بِأُصْبُعِهِ هكذا، وَوَضَعَ سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ الرَّاوي
سَبَّابَتَهُ بِالأرْضِ ثُمَّ رَفَعَهَا وقال: بِسْمِ الله، تُرْبَةُ أَرْضنا،
بِرِيقَةِ بَعْضِنَا، يُشْفَى بِهِ سَقِيمُنا، بِإذْنِ رَبِّنَا .
901: Aişe (Allah Ondan razı olsun)’dan rivayet edildiğine göre bir kimsenin bir
tarafı ağrıdığında veya yara bere olduğunda peygamber parmağıyla şöyle yapar –Ravi
Süfyan Uyeyne şehadet parmağını yere dokundurup kaldırarak peygamberin nasıl
yaptığını gösterdi- ve: “Bismillah, bu bizim arzımızın toprağıdır, bazımızın
tükrüğü ile Rabbimizin izni ile hastalarımız şifa bulur.” buyururdu. (Buhari,
Tıb 38, Müslim, Selam 54)
902- وعنها أن
النبيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، كَانَ يَعُودُ بَعْضَ أَهْلِهِ يَمْسَحُ
بِيدهِ اليُمْنَى ويقولُ: اللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ، أَذْهِب الْبَأسَ، واشْفِ
أَنْتَ الشَّافي لا شِفَاءَ إلا شِفَاؤُكَ، شِفاءً لا يُغادِرُ سَقَماً.
902: Yine Aişe (Allah Ondan razı olsun)’dan rivayet edildiğine göre peygamber (sallallahu
aleyhi vesellem) aile ferdlerinden bazısı hastalandığında sağ eliyle hastayı
sıvazlar ve şöyle buyururdu: “Allahım! Sen bütün insanların hayatlarını
programlayansın, Rabbimizsin. Bu hastanın ızdırabını gider, şifa ver, şifayı
veren ancak sensin. Senin şifandan başka şifa verecek yoktur. Buna hiçbir
hastalık izi bırakmayacak şekilde şifa ver.” (Buhari, Merda 20, Müslim, Selam 46
903- وعن أنسٍ
رَضِيَ اللَّه ، أنه قال لِثابِتٍ رحمه الله: أَلا أَرْقِيكَ بِرُقْيَةِ رسولِ
الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ؟ قال: بَلى، قال: اللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ،
مُذْهِبَ البَأْسِ، اشْفِ أَنتَ الشّافي،لا شافيَ إلا أَنْتَ، شِفَاءً لا يُغادِر
سَقَماً .
903: Enes (Allah Ondan razı olsun)’den: Tabiinden olan Sabit’e şöyle dedim.
Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’in hastaya okuduğunu sana da okuyayım mı?
– Oku diye cevap verdi. Bunun üzerine ben: “Ey insanların Rabbi ve bütün
ızdırapları gideren Allah’ım! Şifa ver şifa verensin, senden başka şifa verecek
yoktur. Bu hastaya hiçbir hastalık izi bırakmayacak şekilde şifa ver.” (Buhari,
Tıb 38)
904- وعن سعدِ بن
أبي وَقّاصٍ رَضِيَ اللَّه ، قال: عَادَني رسولُ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ
وسَلَّم ، فقال: اللّهُمَّ اشْفِ سَعْداً، اللّهُمَّ اشْفِ سَعْداً اللّهُمَّ اشْفِ
سَعْداً .
904: Sa’d ibni Ebu Vakkas (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre
şöyle demiştir: Hastalandığımda Rasûlullah beni ziyaret etti ve üç defa:
“Allahım! Sad’a şifa ver” diye dua buyurdu. (Müslim, Vesaya 8)
905- وعن أبي عبد
الله عثمانَ بنِ أبي العاصِ رَضِيَ اللَّه ، أنهُ شَكا إلى رسولِ الله صَلّى
اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، وَجَعاً يَجِدُهُ في جَسدهِ، فقالَ له رسولُ الله صَلّى
اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : ضَعْ يَدَكَ عَلى الذي تَأَلَّمَ مِنْ جَسَدِكَ وَقلْ:
بسمِ الله -ثَلاثاً -وَقُلْ سَبْع مَرَّاتٍ: أَعُوذُ بِعِزَّةِ الله وَقُدْرَتِهِ
مِنْ شرِّ مَا أَجِدُ وَأُحَاذِرُ
905: Ebu Abdullah Osman ibni Ebul As (Allah Ondan razı olsun)’dan rivayet
edildiğine göre vücudunda hissettiği bir ağrıdan dolayı Rasûlullah (sallallahu
aleyhi vesellem)’e şikayette bulundu. Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)’de
ona: “Vücudunun ağrıyan yerine elini koy ve üç kere “bismillah” de. Yedi kere de
“Allah adıyla uğradığım ve uğrama korkusu çektiğim her dertten Allah’ın izzet ve
kudretine sığınırım” de.” buyurdu. (Müslim, Selam 67)
906- وعن ابن
عباسٍ رضي الله عنهما ، عن النبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، قال: مَنْ
عَادَ مَرِيضاً لَمْ يَحْضُرْهُ أَجَلُهُ، فقالَ عِنْدَهُ سَبْعَ مَرَّاتٍ:
أَسْأَلُ الله الْعَظِيمَ رَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ أَنْ يَشْفِيكَ: إلا عَافَاهُ
الله مِنْ ذَلِكَ المَرَضِ .
906: İbni Abbas Ebu Hüreyre (Allah Onlardan
razı olsun)'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)
şöyle buyurdu: “Her kim henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eder de, onun
başucunda yedi kere: Büyük arşın Rabbi olan yüce Allah’tan sana şifa vermesini
dilerim, derse. Allah onu o hastalıktan kurtarır.” (Ebu Davud, Cenaiz 8,
Tirmizi, Tıb 32)
907- وعنه: أَنَّ
النبيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، دَخَلَ عَلى أَعْرَابِيٍّ يَعُودُهُ،
وكَانَ إذَا دَخَلَ عَلى مَنْ يَعُودُهُ قال: لا بَأْسَ، طَهُورٌ إنْ شَاءَ الله .
907: İbni Abbas (Allah Onlardan
razı olsun)'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)
hasta bir bedeviyi ziyaret etmişti. Herhangi bir hastayı ziyaretinde olduğu gibi
ona da: “Geçmiş olsun, zararı yok. Hastalığınız inşaallah günahlarınızı
temizlenmektedir, yani günahlarınıza keffaret olur” buyurdu. (Buhari, Tevhid 31)
908- وعن أبي
سعيدٍ الخُدْرِيِّ رَضِيَ اللَّه ، أن جِبْرِيلَ أَتَى النَّبيَّ صَلّى اللهُ
عَلَيْهِ وسَلَّم ، فقال: يَا مُحَمَّدُ اشْتكَيْتَ ؟ قال: نَعَمْ. قال: بِسْمِ
الله أَرْقِيكَ، مِنْ كُلِّ شَيْءٍ يُؤْذِيكَ، مِنْ شَرِّ كُلِّ نَفْسٍ أَوْ عَيْنِ
حَاسِدٍ، الله يَشْفِيكَ، بِسْمِ الله أَرْقِيكَ .
908: Ebu Said el Hudri (Allah Ondan razı olsun)’dan rivayet edildiğine göre
Cebrail (a.s.) Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’e gelerek: Hastalıktan
şikayetin mi var? diye sordu. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’de evet
dedi. Cebrail (a.s.): “Allah’ın ismiyle seni rahatsız edecek her şeyden, her bir
canlının zararından hasetçinin gözünün şerrinden, seni okuyup sana dua ederim.
Allah sana şifa versin. Allah’ın adıyla sana dua edip nefes ederim.” (Müslim,
Selam 40)
909- وعن أبي
سعيد الخُدْرِيِّ وأبي هريرة رَضِىَ اللهُ عَنْهُما، أَنَّهُمَا شَهِدَا عَلى
رسُولِ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، أنه قال: مَنْ قال: لا إلهَ إلاَّ
الله وَالله أَكْبَرُ، صَدَّقَهُ رَبُّهُ، فقال: لا إلهَ إلاَّ أَنا وَأَنا
أَكْبَرُ. وَإذا قال: لا إلهَ إلاَّ الله وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، قال: يقول: لا
إلهَ إلاَّ أَنا وَحْدِي لاَ شَرِيكَ لي. وإذا قال: لا إلهَ إلاَّ الله لَهُ
المُلْكُ وَلَهُ الحَمْدُ، قال: لا إلهَ إلاَّ أَنا لِيَ المُلْكُ وَلِيَ الحَمْدُ،
وإذا قال: لا إلهَ إلاَّ الله وَلا حَوْلَ وَلا قوَّة إلاَّ بِاللهِ، قال: لا إلهَ
إلاَّ أَنا وَلا حَوْلَ وَلا قُوَّةَ إلاَّ بي وَكانَ يقولُ: مَنْ قالَها في
مَرَضِهِ ثُمَّ مَاتَ لَمْ تَطْعَمْهُ النَّارُ .
909: Ebu Said el Hudri ve Ebu Hüreyre (Allah Ondan razı olsun)’dan rivayet
edildiğine göre bunlar Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)’in şöyle
buyurduğuna şahid oldular.
* Bir kimse Allah’tan başka ilah yoktur ve Allah en büyüktür derse Allah onu
doğrulayarak Benden başka ilah yoktur ben en büyüğüm buyurur. Kul:
* Allah’tan başka ilah yoktur, o tekdir, ortağı yoktur dediğinde yine Allah o
kulunu tasdik ederek Benden başka ilah yoktur, ben tekim, eşim ortağım yoktur
buyurur. Kul:
* Allah’tan başka ilah yoktur, mülk de onun, eksiksiz övgüler de ona mahsusdur,
dediğinde Allah: Benden başka ilah yoktur, mülk benimdir, eksiksiz övgüler de
bana aittir, buyurur. Kul:
* Allah’tan başka ilah yoktur, güç kudret yalnız Allah’ındır dediğinde Allah:
Benden başka ilah yoktur, kuvvet ve kudret ancak benimdir ve benim iznimledir,
buyurur. Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) sözüne devamla:
“Bu duaları bir kimse hastalandığında söyler de sonra o inanç üzere de ölürse
cehennem ateşi onu yakıp yiyemez.” (Tirmizi, Deavat 36)
|