İYİLİKTE VE TAKVADA
YARDIMLAŞMAK
قال الله تعالى :
{ وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوَى
[
“... İyi güzel ve (Allahin
yasaklarindan) sakınma üzerinde yardımlaşın...” (5 Maide 2)
قال الله تعالى :
{ وَالْعَصْرِ إن الإنسان لَفِى خُسْرٍ إلا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا
الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
[
“İnsanların tek sermayesi
olan zaman birimine andolsun ki, Allah’ın gösterdiği yolda yürümeyen tüm
insanlar mutlaka zarardadır. Ancak inanarak doğru dürüst işler yapanlar,
birbirlerine hakdan gelen gerçekleri ve her türlü sıkıntı ve zorluklara karşı
dirençli olmayı tavsiye edenler bu ziyandan kurtulmuşlardır. (103 Asr 1-3)
قال الإمام
الشافعي رحمه الله كلاما معناه : إن الناس أو أكثرهم في غفلة عن تدبر هذه الصورة.
İmam Şafii (Allah ona rahmet
etsin) der ki: Bazı veya çoğu insanların bu sure (Asr suresi) nin manasını
düşünmekten ğafildirler.
179- عَنْ اَبِى
عَبْدِ الرَّحْمنِ زَيْدِ بْنِ خَالِدٍ الْجُهَنِىِّ رَضِيَ اللَّه قال : قال
رَسُولُ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : مَنْ جَهَّزَ غَازِيًا فِى سَبِيلِ
اللهِ, فَقَدْ غَزَا, وَمَنْ خَلَفَ غَازِيًا فِى اَهْلِهِ بَخَيْرٍ فَقَدْ غَزَا.
179: Ebu Abdurrahman Zeyd İbn-i
Halid el Cüheni (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah
(sallallahu aleyhi vesellem), şöyle buyurmuştur: “Kim Allah yolunda savaşacak
bir mücahidin gerekli techizatını hazırlar ve tüm ihtiyaçlarını karşılarsa
gerçekten savaşa gitmiş gibi sevap kazanır. Cihada giden mücahidin arkada
bıraktığı ailesine güzelce bakıp ihtiyaçlarını karşılayan kimse de sanki savaşa
katılmış gibi sevap kazanır.” (Buhari, Cihad 38, Müslim, İmare 135)
180- عَنْ أبي
سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ أن رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم بَعَثَ
بَعْثًا إِلَى بَنِي لَحْيَان مِنْ هُذَيْلٍ فَقال : لِيَنْبَعِثْ مِنْ كُلِّ
رَجُلَيْنِ أَحَدُهُمَا وَالأجر بَيْنَهُمَا,
180: Ebu Said el Hudri (Allah
Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem), Hüzeyl Kabilesinden Lihyan oğulları üzerine bir ordu gönderdi ve
şöyle buyurdu: “Her iki erkekten biri savaşa katılsın, kazanılacak sevap ikisi
arasında ortaktır.” (Müslim, İmare 137)
181- عَنِ ابْنِ
عَبَّاسٍ رضي الله عنهما أن رَسُولَ اللهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم لَقِيَ
رَكْبًا بِالرَّوْحَاءِ فَقال : مَنِ الْقَوْمُ؟ قالوا : الْمُسْلِمُون.َ فَقالوا :
مَنْ أنت؟ قال : رسولُ اللَّهِ. فَرَفَعَتْ إِلَيْهِ أمرأَةٌ صَبِيًّا فَقالتْ
أَلِهَذَا حَجٌّ؟ قال : نَعَمْ وَلَكِ أجر .
181: İbn-i Abbas (Allah
Onlardan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem), Medine civarındaki Ravha mevkiinde bir deve kervanına rastladı.
-Sizler kimlersiniz? diye
sordu. Onlar da:
-Biz müslümanlarız, ya sen
kimsin? diye sordular. Peygamberimiz:
-Ben Allah’ın Rasulüyüm,
dedi. İçlerinden bir kadın küçük bir çocuğu kaldırarak:
-Bu çocuğun haccı olur mu?
diye sordu. Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’de:
-Evet senin için de sevap
vardır, buyurdu. (Müslim, Hacc 409)
182- عَنْ أبي
مُوسَى رَضِيَ اللَّه عَنِ النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال :
الْخَازِنُ الْمُسْلِمُ الأمين الَّذِي يُنْفِذُ مَا أمر بِهِ فَيُعْطِيهِ كَامِلاً
مُوَفَّرًا طَيِّبًا بِهِ نَفْسُهُ فَيَدْفَعُهُ إِلَى الَّذِي أمر لَهُ بِهِ
أَحَدُ الْمُتَصَدِّقَيْنِ.
182: Ebu Musa el Eş’ari
(Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu
aleyhi vesellem), şöyle buyurmuştur: “Kendisine güvenilen ve harcamaya yetkili
kılınan kimse harcaması emredilen şeyleri gönül hoşluğu ile emr olunan kimseye
eksiksiz verirse sevap bakımından sadaka veren iki kimseden biridir.”(Müslim)
|