MÜSLÜMANLAR
ARASI HUKUK
قال الله تعالى :
{ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّهِ.
[
“... Her kim Allah’ın emir ve
yasaklarına saygı gösterirse bu Rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır.”
(22 Hacc 30)
قال الله تعالى :
{ وَمَنْ يُعَظِّمْ شَعَائِرَ اللهِ فَإنهَا مِنْ تَقْوَى الْقُلُوبِ.
[
“. Kim Allah’ın emirlerini
veya ibadet için koyduğu dini semboler ve simgelere( müzdelife, arafat, mina
v.s...) uyup saygı gösterirse veya hac için kesilecek kurbanlık hayvana iyi
bakarsa şüphe yok ki bu inananların kalblerinde bulunan Allah’a karşı duydukları
sorumluluk bilincindedir.” (22 Hacc 32)
قال الله تعالى :
{ وَاخْفِضْ جَنَاحَكَ لِلْمُؤْمِنِينَ .
[
“... Mü’minlere kol kanat
ger, alçak gönüllü ol onları koru.” (15 Hicr 88)
قال الله تعالى :
{ مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ اَوْ فَسَادٍ فِى الأرض فَكأنما قَتَلَ
النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ اَحْيَاهَا فَكأنما أحيا النَّاسَ جَمِيعًا.
[
“... Kim bir cana, daha evvel
öldürülen bir kişi karşılığında, veya yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarmaya
karşılık olmaksızın haksızca öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim
de bir kişinin hayatını kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi
olur.” (5 Maide 32)
224- قال : قال رسولُ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : اَلْمُؤْمِنُ
لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْيَان يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًا. وشبك بين أصابعه.
224: Ebu Musa el-Eş’ari
(Allah Ondan razı olsun)’den bildirildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem) şöyle buyurdu: “Bir mü’minin mü’mine karşı durumu (yardımı)parçaları
birbirine sımsıkı kenetlenmiş binanın taş ve tuğlaları gibidir.” Peygamberimiz
bunu açıklamak için iki elinin parmaklarını birbirine geçirdi. (Buhari, Salat
88, Müslim, Birr 65)
225-
عَنْ اَبِى مُوسَى
رَضِيَ اللَّه قال
: قال رسولُ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم :
مَنْ
مَرَّ فِي شَيْءٍ مِنْ مَسَاجِدِنَا , أَوْ أَسْوَاقِنَا وَمَعَهُ نَبْلٌ
فَلْيُمْسِكْ، اَوْ لِيَقْبِضْ عَلَى نِصَالِهَا بِكَفِّهِ أن يُصِيبَ اَحَدًا مِنَ
الْمُسْلِمِينَ مِنْهَا بِشَىْءٍ
225: Ebu Musa (Allah Ondan
razı olsun)’den bize aktarıldığına göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)
şöyle buyurdu: “Kimin beraberinde ok varsa mescidlerimize ve çarşılarımıza
uğrayacaksa müslümanlardan birine zarar gelmemesi için okunun ucunun demirlerini
eliyle tutsun.” (Buhari, Salat 60, Müslim, Birr 120)
226- عَنِ النُّعمان بْنَ بَشِيرٍ رضي الله عنهما يَقُولُ : قال رسولُ اللَّهِ
صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ
وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ , مَثَلُ الْجَسَدِ، إذا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ
تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى .
226: Numan ibni Beşir (Allah
Onlardan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem) şöyle buyurdu: “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta
ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu
zaman diğer uzuvlar da bu sebeble uykusuz ve ateş içerisinde kalırlar.” (Buhari,
Edeb 27, Müslim, Birr 66)
227- عَنْ أَبِى
هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّه قال : قَبَّلَ رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ
وسَلَّم الْحَسَنَ بْنَ عَلِيٍّ, وَعِنْدَهُ الأقْرَعُ بْنُ حَابِسٍ فَقال
الأقْرَعُ : إن لِي عَشَرَةً مِنَ الْوَلَدِ مَا قَبَّلْتُ مِنْهُمْ أَحَدًا
فَنَظَرَ إِلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ثُمَّ قال : مَنْ
لاَ يَرْحَمُ لاَ يُرْحَمُ .
227: Ebu Hüreyre (Allah Ondan
razı olsun) şöyle demiştir: Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) torunu
Hasan’ı öpmüştü. O sırada Akra ibni Habis, peygamberimizin yanında bulunuyordu.
Akra: Benim on tane çocuğum var onlardan hiç birini öpmedim, dedi. Rasulullah
(sallallahu aleyhi vesellem) de bu adama hayretle bakıp: “Merhamet etmeyen
kimseye merhamet olunmaz,” buyurdular. (Buhari, Edeb 18, Müslim, Fezail 65)
228- عَنْ
عَائِشَةَ رضي اللهُ عَنْهَا قالت : قَدِمَ نَاسٌ مِنَ الأعْرَابِ عَلَى رَسُولِ
اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فَقالوا : أَتُقَبِّلُونَ صِبْيَانكُمْ؟
فَقال : نَعَمْ , فَقالوا : لَكِنَّا وَاللهِ مَا نُقَبِّلُ , فَقال رَسُولُ
اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : اَوَ أملك إن كان اللَّهُ نَزَعَ مِنْ
قُلُوبِكُمُ الرَّحْمَةَ!.
228: Aişe (Allah Ondan razı
olsun) şöyle demiştir: Çölde yaşayan bazıları Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem)’in yanına geldiler ve : Siz çocuklarınızı öpüyor musunuz? diye
sordular. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem): Evet, buyurdu. Onlar:
Fakat biz Allah’a yemin ederiz ki onları öpmüyoruz, dediler. Rasulullah
(sallallahu aleyhi vesellem): “Allah kalplerinizden merhameti çekip aldıysa ben
ne yapayım, buyurdu. (Buhari, edeb 18, Müslim, Fezail 164)
229- عَنْ
جَرِيرِ بْنِ عَبْدِ اللهِ رَضِيَ اللَّه قال : قال رسولُ الله صَلّى اللهُ
عَلَيْهِ وسَلَّم : مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللهُ.
229: Cerir ibni Abdullah
(Allah Ondan razı olsun)’den bize aktarıldığına göre Rasulullah (sallallahu
aleyhi vesellem) şöyle buyurdu. “İnsanlara merhamet etmeyen kimseye Allah’da
merhamet etmez.” (Buhari, Edeb 18, Müslim, Fezail 66)
230- عَنْ أبي
هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّه أن النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : إذا
صَلَّى أَحَدُكُمُ لِلنَّاسِ فَلْيُخَفِّفْ , فَإن فِيهِمُ الضَّعِيفَ وَالسَّقِيمَ
وَالْكَبِيرَ ، وَإذا صَلَّى اَحَدُكُمْ لِنَفْسِهِ فَلْيُطَوِّلْ مَا شَاءَ . وفي
رواية : و ذا الحاجة .
230: Ebu Hüreyre (Allah Ondan
razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)
şöyle buyurdu: “Sizden biriniz insanlara namaz kıldırdığı zaman hafif
tutsun(acele kıldırsın), çünkü cemaat arasında zayıf, hasta ve yaşlılar vardır.
Herhangi biriniz kendi başına namaz kıldığında ise dilediği kadar uzatsın. Başka
bir rivayette : iş güç sahbi olanı vardır.” (Buhari, İlim 28)
231- عَنْ
عَائِشَةَ رضي اللهُ عَنْهَا قالت : إن كان رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ
وسَلَّم لَيَدَعُ الْعَمَلَ , وَهُوَ يُحِبُّ أن يَعْمَلَ بِهِ , خَشْيَةَ أن
يَعْمَلَ بِهِ النَّاسُ فَيُفْرَضَ عَلَيْهِمْ
231: Aişe (Allah Ondan razı
olsun) şöyle demiştir: Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) bir işi yapmayı
çok istediği halde onu toplumda yapar ve neticede üzerlerine farz kılınır diye
korktuğu için o işi bıraktığı olurdu. (Buhari, teheccüd 5, Müslim Müsafirin 77)
232- عَنْ
عَائِشَةَ رضي اللهُ عَنْهَا قالتْ : نَهَاهُمُ النَّبِىُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ
وسَلَّم عَنِ الْوِصَالِ رَحْمَةً لَهُمْ، فَقالوا : فَإنكَ تُوَاصِلُ؟. قال : إنى
لَسْتُ كَهَيْئَتِكُمْ , إني أبيتُ يُطْعِمُنِي رَبِّى يَسْقِينِى.
232: Aişe (Allah Ondan razı
olsun) şöyle demiştir: Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) kendilerine
acıdığı için sahabilerin iftar etmeksizin arka arkaya oruç tutmalarını
yasakladı. Onlar da : Fakat sen iftar etmeden oruç tutuyorsun, dediler. Bunun
üzerine Aişe (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Rasulullah (sallallahu
aleyhi vesellem):
“Ben sizin gibi değilim çünkü
Rabbim beni yedirmiş ve içirmiş vaziyette geceliyorum”, buyurdular. (Buhari,
Savm 20, Müslim, Sıyam 55)
233- وَعَنْ
اَبِى قَتَادَةَ رَضِيَ اللَّه قال : قال رسولُ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم
: إنى لآََقُومُ اِلَى الصَّلاَةِ ، وَاُرِيدُ أن اُطَوِّلُ فِيهَ فَاَسْمَعُ
بُكَاءَ الصَّبِىِّ، فَاَتَجَوَّزُ فِى صَلاَتِى كَرَاهِيةَ أن اَشُقَّ عَلَى
اُمّهِ.
233: Ebu Katade Haris ibni
Rıb’î (Allah Ondan razı olsun)’den bildirildiğine göre Rasulullah (sallallahu
aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Ben uzatmayı arzu ederek namaza dururum da bir
çocuğun ağlamasını işitir annesini üzmeyeyim diye namazımı kısa keserim.”
(Buhari, Ezan 61)
234- عَنْ
جُنْدَبِ بْنِ عَبْدَ اللهِ رَضِيَ اللَّه قال : قال رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ
عَلَيْهِ وسَلَّم : مَنْ صَلَّى صَلاَةَ الصُّبْحِ فَهُوَ فِي ذِمَّةِ اللَّهِ ,
فَلاَ يَطْلُبَنَّكُمُ اللَّهُ مِنْ ذِمَّتِهِ بِشَيْءٍ , فَإنهُ مَنْ يَطْلُبْهُ
مِنْ ذِمَّتِهِ بِشَيْءٍ يُدْرِكْهُ ثُمَّ يَكُبَّهُ عَلَى وَجْهِهِ فِي نَارِ
جَهَنَّمَ .
234: Cündüb ibni Abdullah
(Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu
aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Sabah namazını kılan kimse Allah’ın
himayesindedir. Allah kendi himayesine girerken yapılan sözleşme gereğince sizi
hesaba çekmesin. Çünkü o ahdini bozan bir kişiyi ahdini bozduğu şeyden dolayı
hesaba çekip yakalamak isterse onu hemen yakalayıp yüzüstü cehenneme atar.”
(Müslim, Mesacid 262)
235- عَنِ بْنَ
عُمَرَ رَضِي الله عَنْهُمَا أن رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال
: الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ , وَمَنْ كان فِي
حَاجَةِ أخيهِ , كان اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ , وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ
كُرْبَةً , فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرب يَوْمِ الْقِيَامَةِ, وَمَنْ
سَتَرَ مُسْلِمًا, سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ .
235: Abdullah İbni Ömer
(Allah Onlardan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu
aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:
“Müslüman müslümanın
kardeşidir. Ona zulmetmez, müslüman, müslümanınýbaşına
gelen musîbette terk etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin
Allah’ta ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse
Allah’ta onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim de bir
müslümanın ayıp ve kusurunu örterse Allah’ta kıyamet günü o kimsenin ayıp ve
kusurunu örter.” (Buhari Mezalim 3, Müslim, Birr 58)
236- عَنْ أبي
هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّه قال : قال رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم
: الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ , لاَ يَخُونُهُ وَلاَ يَكْذِبُهُ وَلاَ
يَخْذُلُهُ , كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ عِرْضُهُ, وَمَالُهُ ,
وَدَمُهُ , التَّقْوَى هَا هُنَا, بِحَسْبِ أمرئٍ مِنَ الشَّرِّ أن يَحْقِرَ أخاهُ
الْمُسْلِمَ .
236: Ebu Hüreyre (Allah Ondan
razı olsun)’den aktarıldığına göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle
buyurdu:
“Müslüman müslümanın
kardeşidir, ona ihanet etmez, ona yalan söylemez, onu utandırmaz. Her müslümanın
diğer müslümana ırzı, malı ve kanı haramdır. Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem) kalbini göstererek, takva işte buradadır, dedi. Bir müslümanın
müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi ona kötülük olarak yeter.” (Tirmizi ,
Birr 18)
237- وَعَنْهُ
قال : قال رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم :لاَ تَحَاسَدُوا , وَلاَ
تَنَاجَشُوا , وَلاَ تَبَاغَضُوا , وَلاَ تَدَابَرُوا , وَلاَ يَبِعْ بَعْضُكُمْ
عَلَى بَيْعِ بَعْضٍ, وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إِخْوَانا , الْمُسْلِمُ أَخُو
الْمُسْلِمِ , لاَ يَظْلِمُهُ , وَلاَ يَخْذُلُهُ , وَلاَ يَحْقِرُهُ , التَّقْوَى
هَاهُنَا, - وَيُشِيرُ إِلَى صَدْرِهِ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ- بِحَسْبِ أمرئٍ مِنَ
الشَّرِّ , أن يَحْقِرَ أخاهُ الْمُسْلِمَ , كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ ,
حَرَامٌ دَمُهُ , وَمَالُهُ , وَعِرْضُهُ .
237: Ebu Hüreyre (Allah Ondan
razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)
şöyle buyurdu:
“Birbirinize hased etmeyiniz,
almayacağınız bir malın fiyatını artırmak suretiyle birbirinizi aldatmayınız.
Birbirinize kin ve nefret besleyip dargın durmayınız, birbirinizden yüz
çevirmeyiniz, Bir kısmınız bir kısmınızın satışı üzerine satış yapmasın. Ey
Allah’ın kulları kardeş olunuz.
Müslüman müslümanın
kardeşidir, ona zulüm ve haksızlık etmez, onu yardımsız bırakmaz, onu küçük
görmez.Peygamberimiz üç defa göğsüne vurarak:takva işte buradadır, dedi. Bir
müslümanın müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi ona kötülük olarak yeter. Her
müslümanın diğer müslümana ırzı,malı ve kanı haramdır.” (Müslim, Birr 18)
238- عَنْ أنس
رَضِيَ اللَّه عَنِ النَّبِىِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : لاَ يُؤْمِنُ
اَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ.
238: Enes (Allah Ondan razı
olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle
buyurdu: “Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi din kardeşi için de
sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olamaz.” (Buhari, İman 7, Müslim,
İman 71)
239- وَعَنْهُ
قال : قال رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : انصُرْ أخاكَ , ظَالِمًا
أَوْ مَظْلُوماً. فَقال رَجُلٌ: يَا رَسُولَ اللهِ ، أنصُرُهُ إذا كان مَظْلُومًا ,
اَرَاَيْتَ إن كان ظَالِمًا كَيْفَ أنصُرهُ؟ قال : تحْجُزُوهُ –اَوْ تَمْنَعُهُ-
مِنَ الظُّلْمِ ، فَإن ذلِكَ نَصْرُهُ.
239: Enes (Allah Ondan razı
olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle
buyurdu: “Din kardeşin zalim de olsa mazlum da olsa ona yardım et.” Bir adam: Ya
Rasulallah kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim ama zalimse ona nasıl yardım
edebilirim söyler misiniz? Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem)’de:
“Zalimi zulüm yapmaktan alıkorsun, zulmüne engel olursun, işte bu ona yardım
etmektir.” buyurdu. (Buhari, Mezalim 4)
240- عَنْ أَبِى
هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّه قال :أن رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم
قال : حَقُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ خَمْسٌ : رَدُّ السَّلاَمِ ,
وَعِيَادَةُ الْمَرِيضِ , وَاتِّبَاعُ الْجَنَائِزِ , وَإِجَابَةُ الدَّعْوَةِ,
وَتَشْمِيتُ الْعَاطِسِ.
وَفِى رِوَايَةٍ
لِمُسْلِمٍ: حَقُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ سِتٌّ : إذا لَقِيتَهُ فَسَلِّمْ
عَلَيْهِ , وَإذا دَعَاكَ فَأَجِبْهُ, وَإذا اسْتَنْصَحَكَ فَانصَحْ لَهُ, وَإذا
عَطَسَ فَحَمِدَ اللَّهَ فَسَمِّتْهُ, وَإذا مَرِضَ فَعُدْهُ , وَإذا مَاتَ
فَاتَّبِعْهُ .
240: Ebu Hüreyre (Allah Ondan
razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)
şöyle buyurdu: “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selam almak,
hastayı ziyaret etmek, cenazeye iştirak etmek, davete icabet etmek, aksıran
kimseye yerhamukallah demek.” (Buhari, cenaiz 2)
Müslim’in başka bir rivayeti
şöyledir: “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı altıdır. Karşılaştığın zaman ona
selam ver, seni davet ederse davetine git, nasihat isterse nasihat et, aksırır
da Allah’a hamdederse yerhamukallah de, hastalandığında onu ziyaret et,
vefatında cenazesinin ardından git.” (Müslim, Selam 5)
241- عَنِ
الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ رضي اللهُ عَنْهُمَا قال : أمرنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلّى
اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم بِسَبْعٍ, وَنَهَانا عَنْ سَبْعٍ : أمرنَا بِعِيَادَةِ
الْمَرِيضِ , وَاتِّبَاعِ الْجَنَازَةِ , وَتَشْمِيتِ الْعَاطِسِ, وَإِبْرَارِ
الْقَسَمِ أَوِ الْمُقْسِمِ, وَنَصْرِ الْمَظْلُومِ , وَإِجَابَةِ الدَّاعِي,
وَإِفْشَاءِ السَّلاَمِ, وَنَهَانا عَنْ خَوَاتِيمَ أَوْ عَنْ تَخَتُّمٍ
بِالذَّهَبِ , وَعَنْ شُرْبٍ بِالْفِضَّةِ , وَعَنِ الْمَيَاثِرِ الْحُمْرِ ,
وَعَنِ الْقَسِّيِّ , وَعَنْ لُبْسِ الْحَرِيرِ وَالاسْتَبْرَقِ, وَالدِّيبَاجِ .
وَفِى رِوَايَةٍ:
وَإنشَادِ الضَّالَّةِ فِى السَّبْعِ ألاوَلِ.
241: Ebu Umara Bera ibni Azib
(Allah Onlardan razı olsun) şöyle demiştir: Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı.
Emrettikleri: 1- Hastayı
ziyaret etmek, 2- Cenazeye katılmak, 3- Aksıran kimse elhamdülillah derse
yerhamükallah demek, 4- Yemin edeni tasdik etmeyi veya yemini bozmayıp yemin
üzere devam etmeyi veya yemin eden kimsenin yeminini yerine getirmesini temine
çalışmayı, 5- Mazluma yardım etmeyi, 6- Davet edenin davetine katılmayı, 7-
Selamı yaygınlaştırmayı.
Yasakladıkları: 1- Altın
yüzük takmayı, 2- Gümüş kaplardan yiyip içmeyi, 3- İpek minder kullanmayı, 4-
İpek elbise giymeyi, 5- Atlas elbise giymeyi. (Buhari, Cenaiz 2, Müslim, Libas
3)
* Müslim’in diğer bir
rivayetinde: “Kaybolmuş bir malı ilk haftasında ilan etmeyi” sözü vardır.
(Müslim Libas 4)
|