ÖĞÜT VERMEDE ÖLÇÜ
ÖĞÜT VERMEDE ÖLÇÜ
قال الله تعالى
: { ادْعُ إِلِى سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ
وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ
[
“Rabbinin yoluna hikmetle ve
güzel öğütle çağır.” (16 Nahl 125)
699- عن أبي
وَائِلٍ شَقِيقِ بن سَلَمَةَ, قال : كان ابْنُ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللَّه
يُذَكِّرُنَا في كُلِّ خَمِيسٍ، فَقال لَهُ رَجُلٌ : يَا أَبَا عَبْد الرَّحْمنِ،
لَوَدِدْتُ أنكَ ذَكَّرْتَنَا كُلَّ يَوْمٍ، فقال : أَما إنهُ يَمْنَعني مِنْ ذلِكَ
أني أَكْرَهُ أن أملكمْ وَإني أَتخَوَّلُكُمْ بِالمَوْعِظَةِ كَمَا كان رسولُ الله
صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَتَخَوَلنَا بِها مَخَافَةَ السَّآمَةِ علينا.
699: Ebu Vail Şakık ibni
Seleme (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: İbni Mes’ud (Allah Ondan razı
olsun) bize perşembe günleri va’z ederdi. Adamın biri ona:
- Ey Abdurrahman bize her gün
va’z etmeni istiyoruz, deyince İbni Mes’ud:
- Sizi usandırmamak için her
gün va’z etmiyorum. Ben Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)’in bize usanç
gelir endişesiyle ara ara va’z ettiği gibi ben de size vaazlarımı her gün değil
de böylece haftada bir gün yapıyorum. (Buhari, İlim 11-12)
700- وعن أبي
الْيَقْظَان عَمَّار بن يَاسررَضِيَ اللَّه قال : سَمِعْتُ رَسولَ الله صَلّى
اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يقول : إن طُولَ صَلاةِ الرَّجُلِ، وَقِصَرَ خُطْبَتِهِ،
مَئِنَّةٌ مِنْ فقْهِهِ، فَأَطِيلُوا الصَّلاةَ، وَأَقْصِرُوا الخُطْبَةَ .
700: Ebü’l Yekzân Ammar ibni
Yasir (Allah Ondan razı olsun), Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)’i şöyle
buyururken dinledim, dedi. “Namazı uzatmak hutbeyi kısaltmak kişinin dini iyi
bilip anlayışlı olduğunu gösterir. O halde namazı uzunca kıldırıp hutbeyi kısa
kesiniz.” (Müslim, Cuma 47)
701- وعن
مُعَاوِيةَ بن الحَكَم السُّلَمِيِّ رَضِيَ اللَّه قال : بَيْنما أنا أُصَلِّي
مَعَ رسولِ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم إذا عَطَسَ رَجُلٌ مِنَ القَوْمِ
فَقُلْتُ: يَرْحَمُكَ الله، فَرَماني القَوْمُ بِأَبْصَارِهِمْ فَقُلْتُ: وَاثُكْلَ
أُمِّيَاه ! مَا شَأنكُمْ تَنْظُرُونَ إلَى؟ فَجَعلُوا يَضْرِبُونَ بِأَيْدِيهِمْ
عَلى أَفْخَاَدِهِمْ!، فَلَمَّا رَأَيْتُهُمْ يُصَمِّتُونَني لَكِنِّي سَكَتُّ.
فَلَمَّا صَلى رسولُ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، فَبِأبي هُوَ وَأُمِّي،
مَا رَأَيْتُ مُعَلِّماً قَبْلَه وَلا بَعدَهُ اَحْسَنَ تَعْلِيمًا مِنْهُ، فَوَ
اللهِ مَا كَهَرَنِى وَلاَ ضَرَبَنِى وَلاَ شَتَمَنِى – قال : أن هذِهِ الصَّلاَةَ
لاَ يَصْلُحُ فِيهَا شَىْءٌ مِنْ كَلاَمِ النَّاسِ، إنما هِيَ التَّسْبِيحُ
والتّكْبِيرُ، وَقِرَاءَة القرآن أَو كما قال رسولُ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ
وسَلَّم قلت: يا رسولَ الله، إني حَدِيثُ عَهْد بِجَاهِلِيَّةٍ، وَقَدْ جَاءَ الله
بِالإسلام، وإن مِنَا رِجالا يَأْتُونَ الْكُهَّان ؟ قال : فلا تأتهم ، قلت: ومنا
رجالٌ يتَطيّرونَ ؟ قال : ذَاكَ شيْءٌ يَجِدُونَه في صُدورِهِم، فَلا يَصُدَنَّهُمْ
.
701: Muaviye ibni Hakem es
Sülemî (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Rasûlullah (sallallahu aleyhi
vesellem)’le birlikte namaz kılarken cemaatten biri aksırdı. Ben de hemen
“yerhamukellah” dedim. Cemaat bana ters ters bakmaya başlayınca: -Vay anası
evlatsız kalasıcalar bana niçin öyle ters ters bakıyorsunuz? deyince elleriyle
uyluklarına vurmaya başladılar. Onların beni susturmalarına karşılık sustum.
Anam babam Rasûlullah (sallallahu
aleyhi vesellem)’e feda olsun ne ondan önce ne de ondan sonra kendisinden daha
iyi bir öğretici görmedim beni ne azarladı ne sövdü ne de dövdü. Namazı kıldırıp
bitirince de şöyle söyledi:
“Bu namazdır. Bunda dünya
kelamının yeri yoktur. Çünkü namazda Allah tesbih edilir, tekbir getirilir ve
Kur’an okunur, dedi veya buna benzer bir şey söyledi. Ben de:
- Ya Rasûlallah ben
cahiliyyeden ayrılıp yeni müslüman oldum, içimizde falcılara gidenler var,
dedim. Bana:
-Sen falcı (kahin)lere gitme,
buyurdu. Ben tekrar aramızda uğursuzluğa inanan adamlar var deyince de:
-Uğursuzluk kalbte uyanan bir
duygudur, bu duygu onları işlerinden alıkoymasın.(çünkü uğursuzluk ne fayda ve
nede zarar getirtebilir)” (Müslim, Mesacid 33)
702- وعن
العِرْباضِ بن سَارية رَضِيَ اللَّه قال : وَعَظَنَا رسولُ الله صَلّى اللهُ
عَلَيْهِ وسَلَّم مَوْعِظَةً وَجِلَتْ مِنْها القُلُوب، وَذَرَفَتْ مِنْها
العُيُونَ،
702: Ebu Necih İrbâz İbn-i
Sariye (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem) gözleri yaşartan, kalpleri ürperten çok tesirli bir konuşma yaptı.
-Ey Allah’ın Rasulü! Bu
nasihat sanki ayrılmak üzere olan birinin öğüdüne benziyor, bizlere tavsiyede
bulununuz, dedik. Bunun üzerine:
- Allahtan korkmanızı),
başınıza Habeşli simsiyah bir köle bile olsa onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye
ederim. Benden sonra içinizde hayatta kalanlar pek çok ihtilaflar göreceklerdir.
O zaman sizin yapacağınız benim sünnetim ve doğru yolda olan Hulefa-i Raşidin’in
sünnetine sarılmaktır. Bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Sonradan ortaya
çıkarılmış bidatlerden şiddetle sakınınız. Çünkü her bidat bir sapıklıktır. (Ebu
Davud, Sünnet 5, Tirmizi İlim 16)
|