Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Riyâzüs-Salihîn-Metin ve Çeviri
YOKSULLAR

YOKSULLAR

 

قال الله تعالى : { وَاصْبِرْ نَفْسَكَ مَعَ الَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِىِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُ، وَلاَ تَعْدُ عَيْنَاكَ عَنْهُمْ. [

“Ve Rabbinin hoşnutluğunu umarak sabah ve akşam ona yalvarıp yakaranlarla birlikte sende sabret.Dünya hayatının cazibesine kapılarak gözlerini onlardan ayırma..” (18 Kehf 28)

254- عَنْ حَارِثَةَ بْنِ وَهْبٍ رَضِيَ اللَّه  قال : سَمِعْتُ رَسُولَ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم  يَقُولُ : ألا أُخْبِرُكُمْ بِأَهْلِ الْجَنَّةِ ؟ كُلُّ ضَعِيفٍ مُتَضَعِفٍ , لَوْ أَقْسَمَ عَلَى اللَّهِ لاََبَرَّهُ . ألا أُخْبِرُكُمْ بِأَهْلِ النَّارِ؟ كُلُّ عُتُلٍّ جَوَّاظٍ مُسْتَكْبِرٍ .

254: Harise ibni Vehb (Allah Ondan razı olsun), Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyururken işittim, dedi: “Size cennetliklerin kimler olduğunu bildireyim mi? Alçak gönülü olması nedeniyle hem kendisi zayıf ve hemde halk tarafından hor görülüp hiçe sayılan her zayıf kişidir ki Allaha yemin etseler Allah onların yemin ve isteklerini yerine getirir. Size cehennemliklerin de kimler olduğunu haber vereyim mi? Katı yürekli, kaba kurularak yürüyen kibirli kimselerdir.” (Buhari Eyman 9, Müslim Cennet 47)

255- عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِيِّ رَضِيَ اللَّه  قال : مَرَّ رَجُلٌ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم  فَقال لِرَجُلٍ عِنْدَهُ جَالِسٍ : مَا رَأْيُكَ فِي هَذَا الرَّجُلِ ؟ قال : هَذَا مِنْ أَشْرَفِ النَّاسِ هَذَا والله حَرِيٌّ إن خَطَبَ أن يُنْكَحَ, وَإن شَفَعَ أن يُشَفَّعَ, فَسَكَتَ النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم  ثُمَّ مَرَّ رَجُلٌ آخَرُ, فَقال النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم  : مَا رَأْيُكَ فِي هَذَا؟ فَقال : يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا رجل مِنْ فُقَرَاءِ الْمُسْلِمِينَ هَذَا حَرِيٌّ إن خَطَبَ لَمْ يُنْكَحْ, وَإن شَفَعَ لاَ يُشَفَّع,ْ وَإن قال أن لاَ يُسْمَعْ لِقَوْلِهِ. فَقال النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم  : هَذَا خَيْرٌ مِنْ مِلْءِ الأرض مِثْلَ هَذَا.

255: Ebul Abbas Sehl ibni Sa’d es Saîdi (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Bir gün Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’in yanından bir adam geçti. Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) oturan kimseye “Şu adam hakkında ne dersin?”, diye sordu. O da: Vallahi İleri gelen hatırlı bir kişidir, birini nikahlamak isterse isteği kabul edilir, aracılık yaparsa sözü dinlenir, diye cevap verdi. Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) sustu. Sonra oradan biri daha geçti. Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) yine yanındaki adama: “Ya bu adam hakkında ne dersin?”, diye sordu. O adam da: Bu fakir müslümanlardan biridir, bir kıza talip olsa istediği kız verilmez, birine aracılık etse ricası kabul edilmez, konuşmaya başlarsa sözü dinlenmez, dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Bu fakir olan kimse dünya dolusu kadar öteki adamdan daha hayırlıdır.” (Buhari, Rikak 16)

256- عَنْ اَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ رَضِيَ اللَّه  عَنِ النَّبِىِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم  قال : احْتَجَّتِ الْجَنَّةُ وَالنَّارُ فَقالت النَّارُ : فِىَّ اَلْجَبَّارُونَ وَالْمُتَكَبِّرُونَ. وَقالت الْجَنَّةُ : فِىَّ ضُعَفَاءُ النَّاسِ وَمَسَاكِنُهُمْ فَقَضَى اللهُ بَيْنَهُمَا : إنكِ الْجَنَّةُ رَحْمَتِي أَرْحَمُ بِكِ مَنْ أَشَاءُ وَإنكِ النَّارُ عَذَابي أُعَذِّبُ بِكِ مَنْ أَشَاءُ مِنْ عِبَادِي وَلِكِلَيْكُمَاعَلَىَّ مِلْؤُهَا .

256: Ebu Said el Hudri (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdular: “Cennet ile cehennem münakaşa ettiler. Cehennem: Bende zorbalar ve kibirli kimseler var, dedi. Cennet ise: Bende ise ihtiyaç sahibi yoksullar ve zayıf insanlar var, dedi. Bunun üzerine Allah onların çekişmelerini şöyle halletti. “Ey cennet, sen benim Rahmetimsin, seninle dilediğime rahmet ederim. Ey cehennem, sen de benim azabımsın, dilediğime azab ederim. Ben ikinizi de dolduracağım” (Müslim, Cennet 34)

257- عَنْ أبي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّه  عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم  قال : إنهُ لَيَأْتِي الرَّجُلُ الْعَظِيمُ السَّمِينُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ, لاَ يَزِنُ عِنْدَ اللَّهِ جَنَاحَ بَعُوضَةٍ .

257: Ebu Hüreyre (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Kıyamet günü dünyada büyük tanınan iri yarı bir adam gelir ki onun Allah yanında sinek kanadı kadar bile değeri yoktur.” (Buhari, tefsiru sure-i Kehf 6, Müslim Münafıkın 18)

258- وَعَنْه ُأن امرأَةً سَوْدَاءَ كانت تَقُمُّ الْمَسْجِدَ, أَوْ شَابًّا, فَفَقَدَهَا رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم  فَسَأَلَ عَنْهَا , أَوْ عَنْهُ, فَقالوا : مَاتَ . قال : أَفَلاَ كُنْتُمْ آذَنْتُمُونِي بِهِ, فَكأنهُمْ صَغَّرُوا أمرهَا, أَوْ أمرهُ , فَقال : دُلُّونِي عَلَى قَبْرِهِ , فَدَلُّوهُ فَصَلَّى عَلَيْهَا. ثُمَّ قال :إن هَذِهِ الْقُبُورَ مَمْلُوءَةٌ ظُلْمَةً عَلَى أَهْلِهَا , وَإن اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يُنَوِّرُهَا لَهُمْ بِصَلاَتِي عَلَيْهِمْ .

258: Yine Ebu Hüreyre (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre siyah bir kadın veya siyah bir genç Mescidi süpürüp temizlik işlerini yapardı. Bir ara Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) o kadını veya genci göremeyince onun nerede olduğunu sordu. Öldü dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem): “Bana haber verseydiniz ya”, buyurdu. Ashab sanki bu garib kimseye önem vermemişlerdi. Fakat Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem): “Bana onun mezarını gösterin”, buyurdu. Mezarını gösterdiler. Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) onun cenaze namazını kıldıktan sonra şöyle buyurdu: “Şu kabirler karanlıklarla doludur. Üzerine kılacağım namazdan dolayı Allah onların kabirlerini aydınlatır.” (Buhari, Salat 72, Müslim, Cenaiz 71)

259- وَعَنْهُ قال : قال رسولُ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم  : رُبَّ اَشْعَثَ,  مَدْفُوعٍ بِالأبْوَابِ لَوْ اَقْسَمَ عَلَى اللهِ لأََبَرَّهُ.

259: Yine Ebu Hüreyre (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’in şöyle buyurduğunu bize aktarmıştır: “Saçları dağınık, tozlanmış ve kapılardan kovulmuş nice kimseler vardır ki bir şey hakkında bu şöyle olacak diye yemin etseler, Allah onun yeminini yerine getirir ve duasını kabul eder.” (Müslim, Birr 138)

260- عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ  رَضِيَ اللَّه قال : قال رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم  قُمْتُ عَلَى بَابِ الْجَنَّةِ , فَإذا عَامَّةُ مَنْ دَخَلَهَا الْمَسَاكِينُ , وأَصْحَابُ الْجَدِّ مَحْبُوسُونَ غير أن أَصْحَابَ النَّارِ َقَدْ أمر بِهِمْ إِلَى النَّارِ. وَقُمْتُ عَلَى بَابِ النَّارِ فَإذا عَامَّةُ مَنْ دَخَلَهَا النِّسَاءُ.

260: Üsame (Allah Ondan razı olsun)’den bildirildiğine göre peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Ben cennetin kapısında durdum, gördüm ki girenlerin çoğunluğu darlıkta yaşayan muhtaç kimselerdi. Zenginler ise hesapları görülmek üzere alıkonulmuştu. Kesin olarak cehennemlik olanların ise ateşe girmeleri emrolunmuştu. Cehennemin kapısında durdum ve baktım oraya girenlerin çoğu da kadınlardı.” (Buhari, Rikak 51, Müslim, zikir 93)

261- عَنْ أبي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّه  عَنِ النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم  قال : لَمْ يَتَكَلَّمْ فِي الْمَهْدِ إلا ثَلاَثَةٌ : عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ , وَصَاحب جُرَيْجٍ , وَكان جُرَيْجٌ رَجُلاً عَابِدًا , فَاتَّخَذَ صَوْمَعَةً فَكان فِيهَا فَأَتَتْهُ أُمُّهُ وَهُوَ يُصَلِّي فَقالت : يَا جُرَيْجُ فَقال : يَا رَبِّ أُمِّي وَصَلاَتِي فَأَقْبَلَ عَلَى صَلاَتِهِ فَانصَرَفَتْ . فَلَمَّا كان مِنَ الْغَدِ أَتَتْهُ وَهُوَ يُصَلِّي فَقالت : يَا جُرَيْجُ فَقال : أي رَبِّ أُمِّي وَصَلاَتِي , فَأَقْبَلَ عَلَى صَلاَتِهِ فَانصَرَفَتْ , فَلَمَّا كان مِنَ الْغَدِ أَتَتْهُ وَهُوَ يُصَلِّي , فَقالت : يَا جُرَيْجُ فَقال : أَيْ رَبِّ أُمِّي وَصَلاَتِي , فَأَقْبَلَ عَلَى صَلاَتِهِ . فَقالت : اللَّهُمَّ لاَ تُمِتْهُ حَتَّى يَنْظُرَ إِلَى وُجُوهِ الْمُومِسَاتِ. فَتَذَاكَرَ بَنُو إِسْرَائِيلَ جُرَيْجًا وَعِبَادَتَهُ , وَكانت أمرأَةٌ بَغِيٌّ يُتَمَثَّلُ بِحُسْنِهَا , فَقالت : إن شِئْتُمْ لاََفْتِنَنَّهُ   فَتَعَرَّضَتْ لَهُ , فَلَمْ يَلْتَفِتْ إِلَيْهَا , فَأَتَتْ رَاعِيًا كان يَأْوِي إِلَى صَوْمَعَتِهِ , فَأَمْكَنَتْهُ مِنْ نَفْسِهَا , فَوَقَعَ عَلَيْهَا. فَحَمَلَتْ فَلَمَّا وَلَدَتْ قالت : هُوَ مِنْ جُرَيْجٍ فَأَتَوْهُ فَاسْتَنْزَلُوهُ وَهَدَمُوا صَوْمَعَتَهُ , وَجَعَلُوا يَضْرِبُونَهُ فَقال : مَا شَأنكُمْ؟ قالوا: زَنَيْتَ بِهَذِهِ الْبَغِيِّ فَوَلَدَتْ مِنْكَ قال : أَيْنَ الصَّبِيُّ ؟ فَجَاءُوا بِهِ فَقال : دَعُونِي حَتَّى أُصَلِّيَ فَصَلَّى فَلَمَّا انصَرَفَ أَتَى الصَّبِيَّ فَطَعَنَ فِي بَطْنِهِ وَقال : يَا غُلاَمُ مَنْ أَبُوكَ؟ قال : فُلان الرَّاعِي قال : فَأَقْبَلُوا عَلَى جُرَيْجٍ يُقَبِّلُونَهُ , وَيَتَمَسَّحُونَ بِهِ , وَقالوا : نَبْنِي لَكَ صَوْمَعَتَكَ مِنْ ذَهَبٍ قال : لاَ , أَعِيدُوهَا مِنْ طِينٍ كَمَا كانت, فَفَعَلُوا . وَبَيْنَا صَبِيٌّ يَرْضَعُ مِنْ أُمِّهِ , فَمَرَّ رَجُلٌ رَاكِبٌ عَلَى دَابَّةٍ فَارِهَةٍ , وَشَارَةٍ حَسَنَةٍ, فَقالت أُمُّهُ : اللَّهُمَّ اجْعَلِ ابْنِي مِثْلَ هَذَا , فَتَرَكَ الثَّدْيَ وَأَقْبَلَ إِلَيْهِ فَنَظَرَ إِلَيْهِ فَقال : اللَّهُمَّ لاَ تَجْعَلْنِي مِثْلَهُ , ثُمَّ أَقْبَلَ عَلَى ثَدْيِهِ فَجَعَلَ يَرْتَضِعُ,  فَكأني أنظُرُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم  وَهُوَ يَحْكِي ارْتِضَاعَهُ بِإأصْبَعِهِ السَّبَّابَةِ فِي فَيِهِ , فَجَعَلَ يَمُصُّهَا  قال : وَمَرُّوا بِجَارِيَةٍ وَهُمْ يَضْرِبُونَهَا وَيَقُولُونَ :زَنَيْتِ سَرَقْتِ وَهِيَ تَقُولُ :حَسْبِيَ اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ فَقالت : أُمُّهُ اللَّهُمَّ لاَ تَجْعَلِ ابْنِي مِثْلَهَا فَتَرَكَ الرَّضَاعَ وَنَظَرَ إِلَيْهَا فَقال : اللَّهُمَّ اجْعَلْنِي مِثْلَهَا فَهُنَاكَ تَرَاجَعَا الحديثَ فَقالت : مَرَّ رَجُلٌ حَسَنُ الْهَيْئَةِ فَقُلْتُ :اللَّهُمَّ اجْعَلِ ابْنِي مِثْلَهُ فَقُلْتَ: اللَّهُمَّ لاَ تَجْعَلْنِي مِثْلَهُ وَمَرُّوا بِهَذِهِ الأمة وَهُمْ يَضْرِبُونَهَا وَيَقُولُونَ :زَنَيْتِ سَرَقْتِ فَقُلْتُ : اللَّهُمَّ لاَ تَجْعَلِ ابْنِي مِثْلَهَا فَقُلْتَ :اللَّهُمَّ اجْعَلْنِي مِثْلَهَا! قال :إن ذَلِكَ الرَّجُلَ كان جَبَّارًا فَقُلْتُ: اللَّهُمَّ لاَ تَجْعَلْنِي مِثْلَهُ وَإن هَذِهِ يَقُولُونَ لَهَا زَنَيْتِ وَلَمْ تَزْنِ وَسَرَقْتِ وَلَمْ تَسْرِقْ فَقُلْتُ: اللَّهُمَّ اجْعَلْنِي مِثْلَهَا.

261: Ebu Hüreyre (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Üç kişiden başka beşikte konuşan olmamıştır. Bunlardan biri Meryem oğlu İsa, diğeri Cüreyc’le macerası olan çocuktur, üçüncüsü ise hadisin sonunda anlatılacak çocuktur. (Bebeklik çağında konuşan başka çocuklarda vardır. Bu hadiste anlatılan bu üç kişidir.)

Cüreyc ibadete düşkün bir kimseydi. Yüksek bir yeri ibadethane edinerek orada ibadete koyuldu. Bir gün namaz kılarken annesi gelip Cüreyc diye seslendi. Cüreyc kendi kendine: “Ya Rabbi anneme cevap mı versem yoksa namaza mı devam etsem” diyerek namazına devam etti. Annesi de dönüp gitti. Ertesi gün namaz kılarken annesi yine geldi ve Cüreyc diye seslendi. Cüreyc yine kendi kendine Ya Rab anneme cevap vermekle namaza devam etmek karşısında kaldım diyerek yine namazına devam etti. Ertesi gün namaz kılarken annesi yine geldi ve Cüreyc diye seslendi. Cüreyc de içinden Ya Rabbi anneme mi cevap versem yoksa namaza mı devam etsem diyerek yine namazına devam etti. Bunun üzerine annesi: Ey Allah’ım Cüreycin canını fahişelerin yüzünü görmedikçe alma diye beddua etti. Bir gün İsrailoğullları Cüreyc ve ibadete düşkünlüğü hakkında konuşuyorlardı. Güzellliğiyle meşhur bir fahişe de oradaydı. – Eğer isterseniz ben onu baştan çıkarabilirim, dedi ve Cüreyc’in peşine takılıp kendini ona arzetmek istediyse de Cüreyc asla iltifat edip dönüp bakmadı bile. Cüreycin yoldan çıkmayacağını anlıyan bu kadın Cüreycin ibadethanesine sığınan bir çobana geldi ve onunla ilişki kurarak çobandan hamile kaldı. Çocuğunu dünyaya getirince çocuğun Cüreyc’ten olduğunu ileri sürdü. Bunun üzerine halk Cüreycin yanına varıp onu ibadethanesinden çıkardılar. İbadethanesini yıkıp kendisini dövmeye başladılar. Cüreyc ne yapıyorsunuz deyince:

-Sen bu fahişe ile zina etmişsin bu çocuğu senden doğurmuş, dediler. Cüreyc:

-Çocuk nerededir? diye sordu. Çocuğu alıp ona getirdiler. Cüreyc bırakın beni de namaz kılayım, dedi. Namazı kılıp bitirince çocuğun yanına gelip karnına dürttü ve: Ey çocuk baban kimdir? Diye sordu. Çocuk da:

-Babam falan çobandır, diye cevap verdi. Bunun üzerine halk Cüreyc’e dönerek onu öpmeye ve okşamaya başladılar ve:

-Sana altından bir ibadethane yapacağız, dediler. Cüreyc ise:

-Hayır, ibadethaneyi önceden olduğu gibi çamurdan yapın, dedi ve öylece yaptılar.

Beşikte konuşan üçüncü çocuğun durumu da şöyledir: Çocuğun biri günün birinde annesini emerken güzel bir ata binmiş iyi giyinmiş yakışıklı bir adam oradan geçti. Çocuğun annesi: Allah’ım benim çocuğumu da böyle yap diye dua etti. Çocuk memeyi bırakarak atlıya döndü ve onu süzerek:

-Allahım beni onun gibi yapma dedi ve sonra emmeye koyuldu.

Ebu Hüreyre der ki: Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem)’in şehadet parmağını ağzına koyarak çocuğun emişini hikaye ettiği hali gözümün önündedir

Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) sözüne şöyle devam etti:

Zina ettin, hırsızlık yaptın diye dövülen bir cariye(köle kadın)ın yanından geçtiler. Cariye ise Bana Allahım yeter, O ne güzel vekildir, diyordu. Durumu gören anne çocuğumu bunun gibi yapma diyordu. Çocuk ise yine memeyi bıraktı ve cariyeye bakıp: Allahım beni onun gibi yap, dedi.

Bundan sonra anne ile çocuk konuşmaya başladılar. Anne:

-Yakışıklı bir adam geçti, Allahım benim oğlumu da bu gibi yap diye dua ettim, sen ise Allah’ım beni onun gibi yapma dedin. O cariyeyi hırsızlık ettin, zina ettin diye döverek götürdüler de ben de Allahım çocuğumu onun gibi yapma dedim sen ise beni onun gibi yap dedin, sebebini anlıyamadım, deyince çocuk şöyle cevap verdi:

-O adam zalim ve merhametsizin biri idi, bu sebeple beni bu gaddar gibi yapma, dedim. O cariye ise zina etmediği halde zina ettin, hırsızlık yapmadığı halde hırsızlık yaptın diye dövüyorlardı. Bunun için de beni onun gibi yap diye dua ettim, dedi.(Buhari, Amel Fissalat 7, Müslim Birr 8)

Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.02 saniye 14,858,021 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024