ـ1ـ عن ابن عباس رَضِىَ
اللّهُ عَنْهُما قال: ]لَقِىَ رسولُ اللّه # رَكْباً بِالرَّوْحَاءِ فَرَفَعَتْ
إلَيْهِ امْرَأةٌ مِنْهُمْ صَبِيّاً. فقَالَتْ: ألِهذَا حَجٌّ؟ قالَ: نَعَمْ،
وَلَكِ أجْرٌ[. أخرجه مسلم ومالك وأبو داود والنسائى .
1. (1561)-
İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) Ravhâ'da bir grup yolcuya rastladı. Onlardan bir kadın kendisine
bir çocuğu kaldırıp:
"Bunun için de hacc câiz olur mu?" diye sordu.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Evet olur ve sana da sevab vardır" buyurdu."
[Müslim, Hacc 409, (1336); Muvatta, Hacc 244, (1, 422); Ebu Dâvud, Menasik
8, (1736).]
AÇIKLAMA:
1-
Ravhâ, Medine'ye kırk mil kadar uzaklıkta bir yer adıdır.
2- Cumhur, bu hadise dayanarak çocuğun hacc
yapmasının câiz olduğunu söylemiştir. Şâfiî, Mâlik, Ahmed İbnu Hanbel
(rahimehumullah) ve başka pekçok âlim, "Çocuğun haccı muteberdir, onunla
çocuk sevaba mazhar olur, ancak büyüyünce farz olacak haccın yerine geçmez,
nâfile bir hacc olarak sahihtir" demişlerdir.
3- Ebu Hanife "çocuğun haccı sahih olmaz"
demiştir. Ebu Hanife'nin ashabı da: "Çocuğa temrin olsun, hacca alışsın diye
hacca götürmüşlerdir" demişdir.
Kadı İyaz der ki: "Çocuğun hacc yapmasının
câiz olduğu hususunda ulemâ ihtilâf etmez. Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın fiili, Ashab'ın fiili ve ümmetin icmâı bunu te'yid eder. Ebû
Hanife'nin muhalefeti de cevâza taalluk etmez. Onun itirazı bu haccın
mün'akid olup, buna hacc ahkâmının uygulanıp uygulanamayacağı hususundadır."
Çünkü, hacc mün'akid oldu mu, ihram yasaklarını işlediği takdirde fidye
gerekir, dem gerekir vs. tıpkı büyüklere gerekeceği gibi. (Halbuki, umumî
hukuk prensibine göre çocuktan haram kaldırılmıştır, cezâya ehil değildir ve
velisi, çocuğun malını korumakla sorumludur, çocuğun malını eksilten akid ve
tasarruflara hukuken yetkili değildir. Sözgelimi çocuğa yapılan bağışı kabul
eder ama, çocuğun malından çocuk adına sadaka veremez. Şu halde haccın
ahkâmını çocuğa uygulamak, bu prensipler açısından muvafık değildir. Böyle
düşünen Ebu Hanife hazretleri: Hacc, çocuğa temrin olarak, onun öğretilmesi
için gerekir, normal bir hacc olarak mün'akid olmaz, öyle ise ihram
yasaklarını işlerse fidye, kurban gerekmez, demek istemiştir.
4- Nevevî, çocuğun haccının, çocuktan,
büyüyünce hacc borcunu düşürmeyeceğinde ulemânın icma ettiğini belirtir.
5- Çocuğa hacc yaptırana sevab, onu taşımak,
ihram yasaklarından korunmasını sağlamak, ihramlının yaptıklarını ona
yaptırmak gibi sebeplerden ileri gelir.
6- Çocuk adına ihrama giren veliye gelince her
veli buna yetkili değilir. Nevevî der ki: "Ashabımız (Şafiîler) nezdinde
sahih olan şudur: "Çocuğun malına veli olma yetkisi bulunan baba veya dede
veya kâdı tarafından tâyin edilen kayyim veya vasi veya kâdı veya imam çocuk
adına ihram giymeye yetkilidir. Annenin çocuk adına ihrama girmesi câiz
değildir. Şayet anne vasiyyet yoluyla veya kâdının kararıyla çocuğa veli
olmuşsa o zaman bu yetkiye sahiptir." Ancak, annenin veya velâyetü'l mâl
yetkisi olmasa bile asabeden birinin çocuk adına ihrama girebileceğini
söyleyen âlim de olmuştur. Bütün bu ahkâm, çocuğun temyiz hâline ulaşmamış
yaşta olmasıyla ilgilidir.
Eğer temyiz yaşına basmışsa velisi, çocuğun bizzat ihrama girmesine izin
verebilir. Eğer mümeyyiz çocuk, velisinin izni olmadan ihram giyse veya
velisi onun adına ihram giyse, esah olan kavle göre, bu hacc mün'akid olmaz.
Velinin, mümeyyiz olmayan çocuk adına ihrama girmesinin vasfı, kalbinden,
çocuğu ihramlı kıldım diye geçirmesinden ibarettir."Dinimizin, çocuk adına
ihrama girme hususunda velisine getirdiği sınırlamaların, kayıtların sebebi,
haccla ilgili bütün masrafların çocuğun malından çıkacağı içindir. Böylece
çocuğun malının israfı önlenmiş olmaktadır.
ـ2ـ وعن السائب بن يزيد
رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما قال: ]حجَّ بى أبى رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ
في حَجَّةِ الْوَدَاعِ
مَعَ رسولِ اللّهِ # وَأنَا ابنُ سَبْعٍ سِنِينَ[. أخرجه البخارى والترمذى .
2. (1562)-
Sâib İbnu Yezid (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Babam (radıyallahu anh)
bana, Veda haccı sırasında Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la birlikte
hacc yaptırdı. Ben o zaman yedi yaşında idim." [Buhârî, Cezâu's-Sayd 25;
Tirmizî, Hacc 83, (925).]
ـ3ـ وعن جابر رَضِىَ
اللّهُ عَنْهُ قال: ]كُنَّا نُلَبِّى عَن النساء والصبيان[. أخرجه الترمذى
وقال: حديث غريب.وقد أَجْمَعَ أَهْلُ الْهِلْمِ أَنَّ المَرْأَةَ َيُلَبِّى
عَنْهَا غَيْرُهَا
3. (1563)-
Hz. Câbir (radıyallahu anh) diyor ki: "Biz, kadın ve çocuklara bedel,
telbiye getiriyorduk." [Tirmizî, Hacc 84, (927); İbnu Mâce, Menâsik 68,
(3038).]
İlim adamları, kadının yerine başkasının
telbiye getiremeyeceği hususunda icmâ etmişlerdir.
AÇIKLAMA:
1- Bu rivayet Tirmizî'de
كُنَّا نُلَبِّى عَنِ
النِّسَاءِ وَنَرْمِى عَنِ الصِّبْيَانِ
"Kadınlara bedel telbiye çeker, çocuklara
bedel de taşlama yapardık" şeklindedir.2- Tirmizî hadis hakkında şu bilgiyi
verir: "Ehl-i ilim, kadının yerine başkasının telbiye getiremiyeceği
hususunda icma etmiştir. O, kendisi için telbiye getirir. Onun telbiyede
sesini yükseltmesi mekruhtur (telbiyeyi alçak sesle getirmesi mekruh
değildir)."
Temyiz, çocuğun söylenenleri tam olarak anlayıp, doğru olarak cevap
verebilecek halde olmasıdır. Yaşla kayıtlı değilse de umûmiyetle
çocukların 6-7 yaşlarında mümeyyiz sayılacağı kabul edilmiştir.