ـ1ـ
عن سليمان بن يسار ]أنَّ أبَا أيُّوبَ ا‘نْصَارىَّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ خَرَجَ
حَاجّاً حَتَّى إذَا كانَ بِالْبَادِيةِ مِنْ طَرِيقِ مَكَّةَ أضَلَّ
رَوَاحِلَهُ، وَأنَّهُ قَدِمَ عَلى عُمَرَ ابْنِ الخَطَّابِ رَضِىَ اللّهُ
عَنْهُ يَوْمَ النَّحْرِ فذكَرَ ذلِكَ لَهُ فقَالَ: اصْنَعْ مَا يَصْنَعُ
المعْتَمِرُ ثُمَّ قَدْ حَلَلْتَ فَإذَا أدْرَكَكَ الحَجُّ قَابًِ فَاحْجُجْ
وَاهْدِ مَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الهَدْى[. أخرجه مالك .
1. (1531)-
Süleymân İbnu Yesâr anlatıyor: "Ebu Eyyûb el-Ensârî (radıyallahu anh) hacc
yapmak üzere yola çıktı. Mekke yolu üzerindeki Bâdiye'ye gelince develerini
kaybetti. Yevm-i nahrde Hz. Ömer (radıyallahu anh)'e gelerek, durumu ona
anlattı. Hz. Ömer (radıyallahu anh) kendisine:
"Önce umre yapıyorsun gibi hareket et. Sonra
ihramdan çık. Sonra müteâkip senenin haccına yetişirsen hacc yap, kolayına
giden bir de kurban kes." [Muvatta, Hacc 153, (1, 383).]
AÇIKLAMA:
1-
Muvatta'nın rivayetinde Bâdiye değil, Nâziye geçer. Burası da Mekke yolu
üzerinde bir yer adıdır, ama Bâdiye'nin bir başka adı değil, ayrı bir
mevkidir.
2-
Hz. Ömer (radıyallahu anh)'in: "Umre yapıyorsun gibi hareket et" sözü;
"Haccını umreye çevir ve ihramdan çık" demektir. Zîra yevm-i nahrde Mekke'ye
gelen kimse vakfeleri kaçırmış demektir. Hz. Ömer (radıyallahu anh) hacc
niyetiyle girdiği ihramdan da umre yaparak çıkabileceğini söylemiş
olmaktadır.
ـ2ـ وعنه أيضاً ]أنَّ
هَبَّارَ بنَ ا‘سْوَدِ جَاءَ يَوْمَ النَّحْرِ وَعُمَرُ بنُ الخَطّابِ رَضِىَ
اللّهُ عَنْهُ يَنْحَرُ هَدْيَهُ فقَالَ: يَاأمِيرَ المُؤمِنينَ أخْطَأنَا
الْعَدَدَ، كُنَّا نَرَى
أنَّ هذَا الْيَوْمَ يَوْمُ عَرَفَةَ فقَالَ: اذْهَبْ إلى مَكَّةَ وَطُفْ أنْتَ
وَمَنْ مَعَكَ وَانْحَرُوا هَدْياً إنْ كانَ مَعَكُمْ ثُمَّ احْلِقُوا أوْ
قَصِّرُوا وَارجِعُوا فإذَا كانَ عَاماً قَابً فَحُجُّوا وَأهْدُوا فَمَنْ لَمْ
يجدْ فصيامُ ثثةِ أيَّامٍ في الحَجِّ وَسَبْعَةٍ إذَا رَجَعْتُمْ[. أخرجه مالك
.
2. (1532)-
Yine Süleyman İbnu Yesar'dan rivayet edildiğine göre: "Hebbâr İbnu'l-Esved,
yevm-i nahrde kurban kesmekte olan Hz. Ömer (radıyallahu anh)'e gelerek: "Ey
mü'minlerin emîri, hesapta yanıldık. Biz bugünü arefe günü diye
hesaplıyorduk" dedi. Hz. Ömer:
"Öyleyse Mekke'ye git, sen ve beraberindekiler
tavaf edin, beraberinizde kurban getirdiyseniz bir kurban kesin. Sonra traş
olun veya saçınızı kısa kesin ve (artık memleketinize) dönün. Gelecek yıl
yeniden hacc yapın, kurban kesin. Kurbanlık bulamayan, üç gün hacc
sırasında, yedi gün de dönüşte olmak üzere (on gün) oruç tutsun." [Muvatta,
Hacc 154, (1, 383).]
AÇIKLAMA:
1- Zürkânî, Hebbâr'ın, hacc için Şam'dan
geldiğini belirtir.
2- Daha önce belirtildiği üzere, Arafat
vakfesini kaçıran, haccını müteâkip sene yeniler. Burada mesele ihramdan
çıkma ile ilgilidir. Zîra ihrama girmiş olan birisi hacc veya umre yapmadan
ihramdan çıkamaz. Şu halde Arafat vakfesini kaçıran kimse, haccı kaçırdığına
göre, ihramdan çıkabilmek için umre yapacaktır. Şöyle ki:
Niyet ettiği haccın çeşidine göre:
1) Hac-ı İfrad’a niyet eden, umre yapar ve
ihramdan çıkar, müteâkip yılların birinde haccını kaza eder.
2) Hacc-ı temettuya niyet etmiş idiyse,
vakfeye yetişemediği için zaten temettu bâtıl olur, bu sebeple temettu
kurbanı kesmesi gerekmez. Bir umre daha yaparak ihramdan çıkar. Haccını
daha sonraki yıllarda kaza eder.
3) Hacc-ı kıran için niyetlenmiş olan,
vakfenin fevtinden önce umre yaptı idiyse, ikinci bir umre daha yaparak
ihramdan çıkar, hacc yapamadığı için kurban gerekmez. Eğer vakfenin
fevtinden önce umre yapmamış ise, önce umre ihramından çıkmak için tavaf ve
sa'y yapar. Sonra hacc ihramı için ikinci kere tavaf ve sa'y yapar, traş
olup ihramdan çıkar. Müteâkip yıllarda haccını kaza eder.
Sadedinde olduğumuz rivayette, Arafat
vakfesini fevt eden (kaçıran) kimseye Hz. Ömer kurban kesmesini de emreder,
Hanefî mezhebinde, haccın hangi çeşidine niyet edilmiş olursa olsun, ceza
kurbanı gerekmez. Çünkü ihramdan çıkmak için yapılan umreler, ihsârlı
kimsenin kestiği kurban yerine geçer.
İmam Mâlik, hacc-ı kırana niyet eden kimsenin
vakfeyi kaçırması halinde, ihramdan çıkabilmesi için iki kurban kesmesi
gerektiğini söyler: Biri hacc-ı kırân için, biri de haccın fevti için. Bu
ikinci kurban ceza kurbanıdır. Zürkânî der ki: Eğer haccı ifsad eden bir
fiili varsa üçüncü bir kurban daha keser.